![]() |
Durdum Senin Kıyında
Kilitledim kalbimi Zamanı durdurdum İçinde sen varsın Üzüntü kabulüm En baştandı sözüm Yürüdüğüm yoldasın Baktığım yerde Hislerimin soyut halisin Dokunduğum eşyasın kimi an Değişmez sezgilerim Ben burada durdum Uçmayı seçmiştim aşkla Uçurum da dahildi Düşmek de buna Durdum senin tam kıyında Tüm saatleri topladım Takvimleri bugünde bıraktım Gelecek şimdilik yok Dünü hiç saymadım Kalbimi hüznüne bıraktım |
Düşmekten Korkma
Düşmekten korkma, düşersen tutarım ellerinden.. Bırakmam yüreğini.. Sen yeter ki çıkart duyguları zincirlerden.. Hissettiklerine kulak ver.. Gözlerinde gördüğüm aşk hayat bulsun dudaklarında.. Öyle büyük bir sevda biriktiriyorum ki sana.. Hadi içindeki sesler çıksın dışarıya bağıra bağıra.. O kadar yakınız ki arzuya, bir nefes daha.. Hadi uzattım ellerimi, korkuların inadına.. Birlikte var edelim Şehr-i İstanbul’a nispet yaparcasına.. Gözlerim gözlerinde geçerken hayaller.. Dilimizde şarkılar var yüreğe giden.. Birlikte var edelim aşkı yeniden.. Düşersek de; başlarız kalktığımız yerden.. |
Egeyle Akdeniz Arasında Bir Yer
Egeyle Akdeniz arasında bir yerde ruhum. Seni özleyerek yaptığım tatiller yarım. Gelme ihtimaline yakın yerlerde bayram yeri oluyor yüzüm. Öteki taraftan kaygıyla baş etme yollarımı değiştirdim ya, bu halimi sevmiyorum. Neden diyeceksin; çünkü fark ettim ki üzülüyorum ve seni cezalandırmaya çalışıyorum. Yalınlığımı mı yitiriyorum ne? Sana söylemek istediklerim dilimin ucunda; korkuyorum. Hırçınlaşıyor sevgi dolu sözcükler o zaman, umursamaz bir tavır takınıyorum. Oysa nerdesin, ne yapıyorsun, gelir misin, birlikte bir zaman yaratır mıyız gibi soruların cevabını umursuyorum. Ah be canım bu tutuk haller içindeyken zihnim bedenim bitkin düşüyor. Belki seni de kaygılandıran benim bu başıma buyruk hallerim. Kaygı arttıkça sözcüklerimi hepten yitiriyorum. Görsen halimi kapattığın telefonun ardından. Heyecandan dili dolanmış, eli ayağına karışmış bir şaşkınım. Aşk alıyor aklımı başımdan. Planlar yapıyorum. Hayaller kuruyorum. Düşünüyorum. İkilemlerin arasında kalıyorum bir taraftan da bütün yükü sırtımda taşımaya çalıştığım için. Her şeyi sana uygun hale getirmeye çalışıyorum. İyi hoş da dedi halimi gören çocukluk arkadaşım; bu durum harika ama suiistimale açık, bırak da o senin için fedakârlık yapsın. Haklı galiba. Zorluyorum kendimi sürekli ve çoğu kez yüklendiklerimi fark etmem sana isyanla oluyor ezildiğim kırgınlıklar altında. İsyan değil daha doğrusu kabul etmeye çalıştığımı söylüyorum her olanı. Zaman değişti ben de değiştim. Şimdi fedakârlık sırası sende. Söylediklerin mucize gibi. Bunu anlatırken kulaklarım bile duyduklarına şaşırıyor biliyor musun? Bunca zaman sonra hayal gibi seninle bir ege kasabasına yakın olmak. Mucize. Acaba olur mu dediğim soruların cevabını verdiğin laf arası sözlerin sevinçten uçuruyor beni. Bütün planımı sana göre değiştirmeye hazırım. Sonra sakinliyorum ve sevinç sarhoşluğum geçiyor; ben ne yapıyorum diyorum kendime. Aşk köşeme çekilip bir daha düşünüyorum. İstediğim tek şey seninle olmak ama bunun bedeli bu kadar karmaşık olmamalı. Üstelik bunu sana söylerken dilim tutuk, korkak. Sebep ne? Ya kırarsan beni. Biliyorum kırgınlığın ne olduğunu ama istemiyorum. Yarı uykulu yarı uyanık bir geceden sonra gün yeniden başladı. Sıcak ve nemli bir geceyi geride bıraktım, sersemlemiş şekilde güne uyandım. Düşündüm tekrar ve sana net şekilde ne yapmak istediğimi anlattım. Biliyor musun canım seninle konuşmak tatilimin en keyifli kısımlarını oluşturuyor. Belirsizim diyorsun bana keyfine bak sen. Vazgeçiyorum ve kendi yolumda ilerliyorum. Olması gereken bu. Onaylıyor dostlarım bu halimi ve netliğini yitirme diyorlar bana. Sevgimi korurken yalınlığımı da korumaya söz veriyorum. Korkusuz olmayı biliyorum. Sevgilim. Senin olmadığın sahillerin tadı yok. Olabilme ihtimali bile yetiyor yüreğime. Senin attığın adımın ardından arzuyu bastırmam gelirim ne kadar uzakta da olsam. Birlikte iyot kokulu sabahlara uyanalım istiyorum. Diliyorum belki bunu tanrıdan yazımı yazdığım yıldızlı semaya. Organize olmuş bir aşk hali belki senden dilediğim. Sen birlikte plan yapalım de ben ötesini getiririm. Sevgim koşulsuz ve sonsuz zaten biliyorsun. Minik bir rica çok mu talepkar olur bilmiyorum. Daha yakın yapmaz mı içimizdeki aşk çocuklarını. Sevgiyi büyütür korkuları alı koymaz mı? Sevgimiz büyür üstüne iyot kokulu sular serpildiğinde. Ha Akdeniz ha Ege, birlikte olmak yeter sadece. Her şeye rağmen gülümsüyorum söylediğin sözlere. İhtimal bile iyi geldi. Işıldadı gözbebeklerim kırık bir cam parçasının ışıldaması gibi güneş etkisiyle ve ışığım aşkla uzandı gözlerine. |
Ekim Gecesi
Seyr-ü sefadayım gözlerinden çalınmış mavi bir gökyüzünün altında İstanbul’u. Mekan aynı mekan, aylar sonra ilk kez gitmeye cesaret edebildiğim. Elimde yine bir kadeh yakut, Boğazımdan geçen her yudum, yeni bir cümle sana dair. Yoksun diye isyanım dalgalar arasından göz kırpan kız kulesine. Hatırlar mısın ekimin son günleriydi. Sonbahar hüzünlü şekilde boynunu bükmüş kışa bırakıyordu yerini. Havada ılık meltem, dolunayın parlaklığıyla süslediği yıldızlı gece ve kaygılı şekilde biraraya gelen iki korkak yürektik. Kelimeler kaçak oynuyordu, his belki öyle yoğundu ki, kalp; çarpıntısı duyulmasın diye kayıtsız kalmaya çalışırken. Hayal meyal hatırlıyorum şimdi sözlerini dudağından dökülen; yaz bitti ve senle keşfedilecekler daha erken olabilirdi. Miş’li geçmiş bir zaman var şimdi arkama aldığım. Yanımda olsaydın, buğulu bakan gözlerden geçen kendini görseydin, hiç böyle sevilmedim diyecektin. Şimdi bir mucizeye bel bağlamanın yarattığı hırçın tavırla seni özlüyorum. Ufuktaki yelkenlilerden senli düşlere dalıyorum. Kaldığım yere dönüşüm hep leb-i derya ekim gecesi. Zoraki bir gülümsemeyle başkalarına bıraktığın benim şimdi; dalgınım. Yağmurdan kaçmaya çalışırken, doluya tutulan ve sırılsıklam halini geç fark eden bir aşkım. Aylar sonra aynı mekanda ve bunca zaman yaşanmışlıklara bakarak gün batımını seyrediyorum; konuğumsun. Senaryoyu yeniden yazıyorum -zihnimde- Kadehim sana kalkarken geri dön diyorum içimden geçen melodilerin sözleriyle -yüreğimde- |
El Verdim Hadi Tut
Geceye çığlık attım Yankı senden geldi Boşluğa çarpan sesim değil Gülüşün ezik hali oldu Bir kulak çınlaması Acaba anıyor mu beni düşüncesi Dokunsan ağlarım belki Yalnızlık var çünkü yerinde Kim kime gebe belli değil Sustuk da ne geçti elimize İçe düşen öteki kemirmede Yürek dağılacak şüpheyle Şimdi sarı odalar sensiz Rengin siyaha çaldı bensiz Kaç gün dayanılır söylesene Dilim varmıyor git demeye Avuntu değil sözler Tükenmesin diye bu direnmeler Aşk gücünü kazandığında Şaha kalkar damarım senle Konuşmaz ki arşınladığım yollar Gelip geçerken baktığım aynalar İçim dışım sensin de Bilmez bunu aşkı oyun sananlar Hayata es verdim şimdi Soluk alsın, çeksin kendini temize Yol verdim sana söz edenlere Dokunmasınlar düşlerime El verdim hadi tut şimdi Tut ki sesimiz duyulsun Sorun varsın olsun Baş edilir inanç yitip gitmedikçe |
Emin misin Döndüğünde Kalbimi Bulmaya
Sen bensizliği hiç bilemedin Ben sensizliğe tat vermek için bile denedim Çırpınışlarıma eklediğim özlemlerim oldu çoğu kez Her dönüşte bulacağından gülümsedin, özlemedin Yörüngendeydim belki hep, bunu bilmekti tutan seni Beni sende tutansa kaçışına anlam vermek Olur olmaz şeyler yaşanıyor dışımızda Seyirci kalıyor gibiyiz, Yüz çevirmelerimiz acıyan yerleri örtme telaşından Yine ben buradayım Sen suskunluğunda gizlendin Sen bensiz hiç kalmadın Belki ben hep sensizdim Durduğumuz yer neresi şimdi Sen bensiz ben sensiz diyoruz da Kimsesizliği duyumsuyoruz aslında Kaybı sindirmeye çalışıyoruz sanki Yine bakıyorum, Ben hiç gitmedim Sen ardına bakmadan kaçma telaşında Huzur arıyorsun korkuların arasında Bu sefer de emin misin döndüğünde kalbimi bulmaya |
En İyi Arkadaşım Evleniyor..
Mimi’ye.. ............... Orta okulun ilk yıllarıydı daha. Yeni yetme gençlik hayalleri peşinde koştuğumuz yaz zamanlarında yıldızlı *******de kumsalda gitar çalar, şarkı söylerdik. Dost yüreklerde aynı kıpırtı, dilde müziğe eşlik eden, ‘söyle kumralım benim adım neydi’ diyen ilk akord denemeleriydik. Kıvırcık saçlı ve içten bir kahkahayla en iyi arkadaşım oldun sen. Yazlar biter kışlar gelirdi de tren yolculuklarıyla sürerdi hikayeler. Gelirdik, giderdik, iki şehir arası büyümeyi öğrenirdik. Zordu lise yılları. Hem gelecek kaygısı, hem aşk yaraları, bilirdik geçecek. Zaman birlikte yürüyeceğimiz yolları göstermemişti o günlerde daha. Sonrası uzak şehirler oldu. Kazanılmış gelecek düştü önümüze. Sen medeniyetler başkentinde, ben Çukurova’nın içinde. Gün geldi yine aynı dost paylaşımlarda, yine aynı şehirde. Üstelik harika bir yıl eklendi geriye bırakacağımız anılar belleğimize. Ağladık bazı zaman, kahkahalarımıza döndük sonra, başarılara kadeh kaldırdık, birlikte gece yarıları memleket hasretiyle tadı damağımızda kalan yemekler yaptık. Zorlandık, aşmayı becerdik yine, dostluğa bir ilmek daha attık, sağlamlaştırdık. Sonrasında ev değişti alt üst yaşadık. En iyi arkadaşım olduğun günden bu yana, dönüp şöyle bir baktık ne de uzundu zaman, az biraz yaşlandık, olgunlaştık. Şimdi yeni bir değişim öncesi, eli kulağında heyecanlarla Karaköy’den İstanbul’a bakıp hayallere daldık. Mevsimlerden yaz, aylardan ağustos kaç yıl geçmiş üstünden, biri girdi ansızın Yıldırım gibi gözlerinden. Sınadık, paylaştık, varlığıyla dostluğa dostluk kattık, yanımızda olmadığında kulaklarını çınlattık. Şimdi kocaman bir gülümseme dudağında, elinde bir buket çiçekle hayat istiyor en iyi arkadaşımın onayını bekleyen masum gözleriyle, yıldırım hızıydı zaman, nasıl geçti anlamadık. Ve evleniyor şimdi en iyi arkadaşım, şahidi olduğum yıldızlı gecede. Yaş kemale erdi be can dostum, hep hayal sanırdık küçük yüreklerimizle sevdayı, şimdi bak sevda olduk. İki yüzük birleştiriyor o çocukluktan getirdiğimiz değerleri. Arkadaşlığa eklenince evlilik yeminleri, doğru olduğunu bildiğim aşkın, içime huzur serpiyor. Can dostum, en uzun arkadaşım, yıllar önce tanışık olduğu o zaman diliminde evleniyor gökyüzünün sevinçten yıldız saçtığı bir gece de. Yılları saymayı denedim fotoğraf karelerinden, olmadı bitiremedim. Ne çok yaşantı kalmış geriye ve ne çok yaşanacak var gelecekte. Arkadaşım.. hüzünden geçtim biraz, gözümde iki damla yaş, varlığına şükrediyorum her günde. Hayatıma kattıklarınla, o masum bakışla hep, çocukluğumuzun yaz akşamlarında kalacağız biz. Dahil olacak birileri, onlarla yeni hayatlar yaratacağız. Mimozalar açarken Akdeniz’imizde belki banka oturmuş, kendi çocukluğumuzu yansıtan çocuklarımızla yakamozlara dalacağız. Koca bir hayatı dilerim tanrıdan birlikte tamamlayacağız. Gülümse arkadaşım, sakın solmasın yüzün. Yeni bir yol önünde ama adımlarımız yine birlikte. Şöyle dillere destan olacak davullu zurnalı bir düğün gününde mutluluğuna kadeh kaldıracağız.. |
Esas Şahidimiz Akdeniz
Gerisinde yaşanmışlıklarla kaldığımız zaman mı şahidimiz Yoksa adına paylaşım dediğimiz dostluklar mı mekanla anlam kazanan Ne çok anı var baktığımız yerlerde, ne çok kahkaha var belleklerde anlatılan Mimozaların renginden çaldığımız düşlerimizi oluşturan Akdeniz, büyümeye çalışırken ki esas şahidimiz. Şimdi hepimiz savruk, farklı iklimlerde farklı kentlerdeyiz Her dönüş eklediğimiz çizgiler yüzümüze eşlik eden Zamana karşı duramadık da kattık yılları özleme Dönüp dolaşıp geldik yine aynı yere İçtiğimiz kahvenin tadı, oynadığımız taşların sesiyle Bugünde varız farklı hayatları dahil etmeye çalıştığımız kendiliğimizle Gözümüzdeki pırıltıyı sakladık dalganın alıp götürdüğü kum tanesine Sakladık ki her geri dönüşte gelsin bizimle Eski dostlarla yan yana, şimdi esas şahidimiz koca bir sema Yıldızları sererken üstümüze ağustosun son akşamında Kadehimizi geleceğe kaldırırız geçmişin tadıyla Ve arkadaşlıktır bu tüm zamanların en içten duygusuyla İyi ki vardınız kilometre taşı gibi hayatımda İyi ki varsınız düşe kalka geldiğimiz şimdiki zamanda Yaz sonu, gün dönümü ve yolculuk vakit yaklaşmada Şehirler bekler bizi dönüş yolunda Çekilir deniz, gider iyot kokulu göz bebeğimiz Elbet geri gelir giden dalgalar yeni bir yazla İçimizdeki çocuklar her daim yazdalar aslında |
Eşkıya
Bir martı çığlığı böldü gecenin karanlığını Korkusunu sakladığı yerden çıkarmış ağlıyordu Parlayan gözlerinde daldım ben de hüzün denizlerine İçimdeki çığlık sanki martıdan yansıyordu Sokakların sesini dinledim sonra rüzgarın peşinde Yalnız köpekler sessizce ortalığı kolaçan ediyordu Saatin on ikiyi vurduğu saniyede tenim ürperdi Büyü bozuldu masallardaki gibi, gerçeğim sensizliğimdi Eşkıya basmaz artık sanırdım şimdiki şehirleri Şehre sen diye verdiğim anlamı saklamıyorum ki Peki kılıçtan geçirdiğin kalbime ne demeli Sanmalarımın tezatında şaşkınken, seni eşkıya mı bilmeli Gün olur yaşanmışlıklar döner devran misali Yalan ters düz eder içindeki hisleri Sevgim inceden yağan çiğ misali üstüne düşer Fark etmemişsindir aşk ıslatmış çoktan yüreğini Perde kıpırdamıyor şimdi penceremde Uzaktan bir keman sesi geliyor yanık ezgisiyle Eskiden kalma türk filmlerinin gölgesinde İnançla basıyorum tuzumu kılıcının yarası üstüne Kalbimin sesini dinliyorum vanilya kokulu tütsümle Serde birazcık şairlik var ya aşk senden diye Kelimelere giydiriyorum bayramlık elbiselerini Sana yolluyorum ceplerinde badem şekerleri |
Eylüldür Yüreğim
Eylül Sağanak yağmurlarda ıslanıyor beden Üşüyen tene alınan hırka Fonda hüzne yakışır şarkılar var Bu şehir en çok bu mevsimde ağlar Gökyüzünde dağılıyor şimdi bulutlar Akşam yazı kapatacak şarkılarda Sezen var Eski zaman olmuş yaşantılar Fotoğraf karelerindeki anılarla damlıyor gözden yaşlar Yazık ki tövbekâr olmuş yürek Bir daha sevmez, geçmişte yaşar Eylül Değiştiğim yerde başlayan gücüm Yaprağın savrulduğu sokaklar Toprak kokusuna alışır duyumlar Attığın adım ileri gider sanırsın ya İşte bu mevsimle anlarsın başladığın yerde oluşunu Yalnızlığından geçer sevdan Duyguyla mantık ayrılmıştır sadece Bu haline alışırsın herkes gibi sende Ve gelir yine sevgili en tutkulu haliyle Eylül Sonbahar başladı gri gökyüzünde selam vermeye Sıcak kahve eşlik ederken serin akşamüstüne Gülüşün eksik desen değil, tam desen eh işte Yeni aşka yakın olur mu ki yürek, keşke Zaman geçmiş bak yıl olmuş nerdeyse Sonbaharmış en son tenimin tenine değişi İşte aynı zaman hoş geldin yüreğimin sahibi Direndim, dayandım, biraz da değiştim Aşkı yine sana eşitledim Tanrı biliyor ruhum sesleniyordu gel diye Çekiniktik, belki biraz da tutuk Gideceksen git yine önemi yok artık Aşk sensin içimde, bu değişecek değil Her daim eylüldür yüreğim bekler bıraktığın yerde |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:41 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.