![]() |
Çocuk Yanımı Geriye Bırakırım
Çocuk yanımı geriye bırakırım Biraz daha oynamak için Muziplikse muziplik İhtilal maskesi bir cesaret Çocukluk inadına bir kırım Yarımı yamarım yüzüme Ölüm haberlerinde yarım yarım Bahar çiçeği gibi ayaz vurmuş Filistinde kurşunlarla yıkanırım Kan akar çocuk yüzümün bir yanından Geleceği korku ve kan büyütür Paralar kanlanır,gözler kanlanır Çocuk bir yanım var vurulmuş Çocukluk insanı ihtiyarlatır Çocuk yanımı geriye bırakırım Ertuğrul Şakar |
Çocuksu Çöreklenmeler
Sabah alacasında iskambil kartı gibi Pırpıt duygularda pıhtılaştım Beyazlık hissi binek taşında Ayrıntılı huysuzlanmalardan kesilme Cuntacı kadın hakikatinden kaçış Çocuksu çöreklenmeler bu yaşında Çöpçatanlık çörekotu gibi kara Epey erginleşti değişmek Büzüşmüş bir garanti var kaşında Mahkumum güvence denilen çeki düzene Ertuğrul Şakar |
Çöl İklimine
Mevsimler değişti çöl iklimine Gözüyaşlı yağmurlar ağlar ikindileri Seven güneş bunaltır,bastırır bildiğince Orta yaşlı kızlar güler habire Dünyanın çivisi yok ki çakayım Sokakları doldurmuş kent kanepeleri Güneş ve gün arasında sessizce Düşünürüm yıldız ışıması gözleri Mevsimler değişir,insan değişir Yaz dediğim bu yaz değildi,beriki Fala bakar gibi gelecek düşünürüm Susuz yanar toprağın gözenekleri Bulutların içinde bir su yüreği Dolu olur,afet olur yıkar *******i Ertuğrul Şakar |
Çöz Düğümü Desem
Çöz düğümü desem düğüm çözülmez Kör düğüm gibi hep bağlar durmadan Nasıl da insafsız,ipucu gelmez Çok mutlu olmuştur beni yormadan Kafam allak bullak,nasıl da bilmez Bir kapıdan girsem,dahası binbir Bilmece bulmaca onun havası Gökyüzünü alıp kalbine indir Gülücük kavrulu onun tavası Bu halini gelde içine sindir Sözler arapsaçı olmuş çıkılmaz Bütün Çinli yüzler aynı geliyor Ağrı Dağı gibi vursan yıkılmaz O'da yorduğunu elbet biliyor Labirent yollardan deme bıkılmaz İskender'in elinde bir kılınç olsam Senin kördüğümün çözülse bir bir Tepeler dolaşan patika yolsam Seni bütün yollar bana getirir Yüreğimde açan düşünle dolsam Ertuğrul Şakar |
Dağ Yamaçlarının Buzlanmışlığında
Dağ yamaçlarının buzlanmışlığında Sevgi gezilerinin yolculuğu değil mi Puslu köşe başlarının bulanıklığı Nöbet bekler gibidir bir silah dimdik Gün sayar eriterek buzları Zaman sarkıtlar gibi sıralanır Bir şair şiir yazar nezaketen Bir kaş görev icabı çatıktır Dağ yamaçları nasıl katıktır Şekeri çıkmış bir şoför tırmanır Kaya saçların eteklerini Beyaz örtülerle gülümser kış Sevgiyi zorlarsın sorumlulukla Uzatılmış bir zaman gibidir hayat Kirli ranzaların içinde seni bekler Ertuğrul Şakar |
Demleriz Deniz kokan Şarkıyı
deniz bir şiir olmalı altında bütün sanatlar sen şiir olmalısın deniz dalgası kanatlar su ayırımı iki kıta boğazına kadar su olmalı deniz dedin mi hayat hep İstanbul kalmalı deniz rüzgarında saçların güneş ışımı oynaşmalı erguvan mevsimi bir mevsim renk cümbüşünden taşmalı bir şiir olmalı deniz kafiyeler gibi bir kıyı söz bir çaydır demleriz demleriz deniz kokan şarkıyı Ertuğrul Şakar |
Ders Almamış Duygu Bir Ayrıkotu
Tekerleme yaşamları yeniden boyuyoruz Güneş bıkmadan suluyor yeryüzü tarlasını Ders almamış duygu bir ayrık otu Nasıl da sarıveriyor insan kafatasını Her yeni gün yeni bir hareket Karar vermem gerek bir şeylere Bitmez günaydınlarla süsleniyor pano Şapkasız selamlar yağıyor bireylere Herşey yine bir aksi gidiyor bugün Güneşin çizemediği bir renkte sevgi Düğünün içine gizlenmiş bir hüzün Tekerleme gülümsemelerle başlıyorum Bir değişiklik beklediğim bir vakte Yeni bir şey için yoku telaşlıyorum Ertuğrul Şakar |
Destan Renklerin Fırçasında
Sisler içinde bir ülke Göz gözü görmüyor Yürek yüreği Kuşların uçmadığı Kervanların geçmediği yerlerde Bir Mehmetçik var Suskunun çelik iradesi içinde Silahların sessizliğinde Aydınlık şafakların bekçisi Kırağı parıltısında umut Donmuş iklimlerin bekleyişi Kapanmış yolların sonunda komut Gözle görülmez, kulakla duyulmaz Destan renklerin fırçasında durur Barışı kanla koruyacak irade Ertuğrul Şakar |
Doğru Diye Ne Kadar Çok Yanlış Paketliyoruz
Değişmek istediğimde sen hiç yanımda olmuyorsun Kuralları bana tercih ediyorsun durmaksızın Durmaksızın büyük laflar ediyorsun Bana beni bulacağım bir şey ver Doğru diye ne kadar çok yanlış paketliyoruz Ne kadar mutlak, kar katılığında eriyor Eriyor elimden kaçan zaman Benimde mutlu olacağım bir şey ver Ayna beni göstermediği zaman ayna değil Kapı bana açılmadığı zaman kapı Kapı başlangıçlar ve bitişler için Sende beni alacağım bir şey ver Ses gecenin bıçağıdır keser Gün uyandırır bütün sessizlikleri Sessizlikleri ışık ve aşka dönüştüren Huzurla dolacağım bir şey ver Değişmek istediğimde kurallar koyuyorsun Kurallar bir kere daha inkar ediyor insanlığımı Ertuğrul Şakar |
Dönmek...
Sonsuz denizde kürekleri bırakıyorum Dönmek diye bir arzum yok... Ne girdaplardan korkuyorum Ne akıntılardan Artık yönsüzüm Yüzüm Küreksiz teknemin götürdüğü yerde Boş mavice bir ufuk Varmak diye bir kaygım yok Zamanı kancama takıyorum Bakıyorum boşalmış gözlerle Dönmek seni görmektir belki İşte sensiz uçsuz bucaksız su Ölüm altımda bir yorgan Belki bu bir aşk uykusu Pusu Kendime kurduğum bu akış Tutunduğum dalı bırakış Umutsuzluğu duysun istiyorum bu kan Deniz gibi damarlarımda akan An Demiyeceğim beni,niye anasın Bırak denizler akşamlara kanasın Söz sözcüklerini uçurdu kuşlar gibi Bulutlar hayallerimi kirletmeden asın Yasın Anlamı yok Kürek ayrı, kol ayrı Dönmek seni tanımaktır haritada Olmaz hiç kimseye hayrı Dalgalar akın karanlığa Örtün varlıkların görüntüsünü Örtün hayallerimin nefesini Örtün örtülecek ne varsa Bitirin sahiplenmenin sesini Dal Dalga Dalgalandır Dalgakıranımı Kır... Ertuğrul Şakar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:26 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.