![]() |
Benim Olacaksın
yeni açmış bir tomurcuk gibisin. seni koparmaya kıyamam ben. okadar güzelsin ki bakmaya doyamam. ruhunun güzelliğini anlatmakla bitiremem. bazen deli bir fırtına gibisin, yanına yaklaşamam. bazen de sakin bir deniz olursun karşımda. ama her türlüsü inan yakışıyor sana. güzel yüzün, fidan gibi boyunla, bir tanrıça gibisin benim yanımda. incitirim diye, dokunamam sana.. güzelliğin için, bir kale kurdum dört bir yanına. seni yalnız ben görmeliyim. yalnızca ben sevmeliyim. sen bana aitsin kimseyle paylaşamam. aşkın benim, tek sahibin ben olmalıyım. gülen yüzünle, masum duruşunla, sen benimsin yalnız benim. benim olmalısın sonunda. |
Benim Sevdam
yarım kalsa kalbim sensiz, emin ol diğer yarısı sendedir sevdiğim. hep acı çeksem üzülsem günlerce. biliyorum ümidim, biriciğim sensin yine. kör akşamlar yüreğimi süslese, aydınlık uğramasa hiç gönlüme. nehirler gibi sürüklese beni bir bilinmeyene, görüyorum ki beni tek seven sensin. elimi tuttuğun an başlar benim sevdam. gözlerime bakıp içinde kaybolduğunda, ruhuma işleyen öpüşünü dudaklarıma, kondurduğunda. benim sevdam beni ben den alır hergün. bazen çiçekler açtırır gül yüzünde bazen de solan yapraklar gibi.. hem güldürür hem hüzünledirir işte. vakit geldi sevdam haydi git ama gidebilirsen. bu aşkı burada bırak. sevmeyi terkedebilirsen. her mevsim aşkı yaşamak, seninle başka sevdam. kışın karların arasında yuvarlandığımızda, baharda çiçeklerden taç yaptığımızda başımıza. yazın denizde sandalda küreklere asıldığımızda, işte sonbahar, hüzün zaten uğramaz ki bizde ki aşka. sen benim herşeyim canımdan bir parça hep sevdiğimi bilmen yeter bu aşkta. |
Benim Yerim Senin Yanın Şimdi
gülüşlerin içten ve sıcak, ne güzel gülüyorsun öyle. bakışlarında ki anlam ise farklı, içimdesin sanki. gözlerimi kapadığımda karşımdasın hayalin benimle. bir sen yaşıyorsun içimde, ben yokum hiçbir yerde. hasretim, özlemim tüm duygularım sana bağımlı şimdi. hep karşımda olsan, bana gülümsesen bugün ki gibi. o sıcak bakışların da kaybolsam, buz gibi erisem karşında. nasıl dayanacak yüreğim sensizliğe, söylesene bana. özlemlerim artıyor seni gördüğümde, yanıyorum şimdi. gözlerime öyle bakma, dayanamam gelirim yanına inan ki. kimse beni tutamaz bir bakarsın yanındayım tüm sevgimle. herşey arkamda, ama sen, benimle olacaksın herşeyinle. tarlada ki mor menekşe, vazonu süsleyecek güzelliğiyle. ona iyi bakacaksın biliyorum soldurmayacaksın ömrünce. hayatımın tümü oldun. ruhumun derinliklerindesin şimdi. sigara içiyordum ya seni içime çekiyordum aslında. gönül kapımdan çıkmayacaksın hep kalacaksın orada. mutluyum diye bağırmak istiyorum herkes duysun sesimi. hani.. *******i düşünüyordum seni, biliyorsun ya.. şimdi gündüzlerime de sığdıramıyorum aklımdasın çünki. şarkı gibi aktın yüreğime, şarkı gibi kalmayacaksın ben de. seni hissetmek istiyorum tüm varlığınla, bedenim de öyle sarhoşum ki, bir büyük içmiş gibiyim düşüncem de. aşk sarhoşuyum kimseyi görmüyor gözüm, yalnız seninle. öyle bir baktın ki gözlerime, su gibi aktın içime sevginle. düşüncelerim hep sana. hani öpecektin beni öpsene. davetiye çıkarsan ben beklemem gelir öperim seni. bir daha da dönmem geri, benim yerim senin yanın şimdi. |
Benimsin Bu Sevdamda
yüreğimden taşan aşkın, mahvetti bugün beni. sende ki hüzün bana da yansıyor. birbirimize daha çok bağlıyor sanki. her kapıdan çıkışın ölüm gibi. keşke hep benimle kalsan hiç gitmesen.. ne yapayım sensiz geçen saniyeleri. sevmek ölüme eşdeğerse hergün ölüyorum sana olan sevgimle. yine yoksun yanımda.. gözyaşlarımla bütünleşti ruhum, özleminle kanıyor yüreğim, hasret sardı bedenimi artık ağlamak istemiyorum. çünki seni çok ama çok seviyorum. sevgin hep benimle. mahşere kadar sürecek.. bitmeyecek bu aşk. kalacak hep biz de. eğer birgün fırtınalar dinerse, ilk aşkımızı yaşadığımız o yer de yeni tanışmış, aşık ve ilk sevişimiz gibi yeniden başlıyacağım hayata. sensizlik olmayacak o zaman dünyam da.. yalnız sana aşık, yalnız sana sevdalı, bizde ki aşkla.. sana adadığım ömrüm hep senin sevgilim. tanrı olsaydın tapardım sana. ateş olsaydın yanardım bu aşkla. yağmur olsaydın ıslanırdım. güller açardı vücudum da. sen ilk aşkım, ilk sevdiğim biricik erkeğim. benimsin bu sevdamda. |
Beterim Beter
Yine coştu deli gönlüm, çağlayanlardan da beter. Sarp dağları aşamasam da aşkım seninle beraber. Bir dolu fırtınasına tutuldum sanki bu sefer. Kalbim ikiye yarıldı tamiri elinde, vallahi beter. Yollar aman vermiyor birtürlü sana gelmeye. Güneş bir gülüyor bir ağlıyor sanki bu günlerde. Gözümde ki yaşlar yağmurdan beter, sağanak mı ne. Gönlümde ki feryat dinmiyor ismini söylüyor bedenim de. Bir yalvar bir yakar oldum Rabbime, her günümde Hep seninle olmalı, seni hissetmeliyim sevgimde. Kalbim yaralı, merhemi de yalnız senin elinde. Gel iyileştir beni, aşkın da pansuman olsun yüreğime. Bir lodos balığı gibiyim savruluyorum heryere. Bu lodos beni sana getirse ya tüm sevgimle. Kavrulmuş mısır gibiyim yanmak ne kelime. Yunus Emre misali dolaşıyor ruhum, yalnız seninle. Çöllerde tek başına kalmış bir kaktüsüm sanki. Su verenim de yok Allaha kaldı o da belki. Çatlamış dudaklarımla, gözlerim yolunda şimdi. Yetişmezsen öleceğim kollarında değil burada bil ki. Mecnunum, sevdalım neredesin gel artık bana. Bu gönül günden güne eriyor senin yokluğunla. Bu ateş başka ateş, dağladı yüreğimi aşkınla. Sensizlik içimde, sevdan da bu loş karanlıkta. Bu yangını söndür sevdiğim, herşey elinde. Sen istedikten sonra, ben seninim ömrümce. Ama şimdi beterim beter bende ki sevginle. Bitsin artık bu özlemler, mutlu olalım seninle. |
Biliyorum Seveninde Allahı Var
sevgi ırmak olmuştu akmıştı yüreğime, uykusuz ******* doldurmuştu ruhumu, sensizlikle. ve haykırıyordu yüreğim deliler gibi, seni seviyorum diye.. sen hangi mevsimin yağmurusun söyle. yağıyorsun yüreğime damla damla sevginle. her damla da iz kalıyor gözlerimde. her damla katıyor beni hayallerine. bu damlalar mahvetti beni, sensizlikle. bir yokluğu yaşıyordum ömrümde. taşlı yollar, tozlu yollar önümde. engellerle uğraşmak zor be dostum. bu sevgi çıkmazında seninle. para herşeyi satın alır ama aşkı asla. benim aşkımsa yalnız sana. kanım kaynıyor her baktığımda. çılgınlıklar ise hep aklımda. seni seviyorum anlasana. bir kalbim vardı onu da sen aldın yâr. söylesene böyle kaçamaklar neye yarar. imkânsız aşklar sarmış bedenimizi, aslında herşeyin bir kolayı var. şiirler, şarkılar hep seni anlatıyor bana. özlemin buruk acı yaralıyor yüreğimi, defalarca. bitmeli bu ızdırap sürmemeli yıllarca. biliyorum sevenin de Allahı var. |
Bilmece Gibi Aşkımız
Dokunulmayan ufuklar gibi, hep hayalin. Ulaşılmaz bir cennet sanki, tüm varlığın. Bulduğumda elimden kayan bir güç benliğin. İçime yerleşen sevgin seni tamamlıyan kördüğüm. Ulaşılmaz engeller bile, biçare karşımızda. Aşk bile boyun eğdi içimizde ki arzularla. Coşan yanardağlar bile şimdi söndü karşımızda. Bilmece gibi aşkımız açsan okusan sayfa sayfa. Yıldırım düştü kalbimize, yaktı bizi ateşiyle. Hayat zaten bir muamma seni de çözmek zor ya. Nereden geldiği bilinmeyen bir tayfun gibisin karşımda. Yine de herşey toz pembe, seni gördüğüm her anda. Yaprakların solup durduğu bu mevsimde. Bir beyaz gül gibisin saf ve temiz duygularla. Hiçkimse fethedemedi kalbimi senden başka. Sen çok özelsin benim için, artık anlasana. Bir yangın var yüreğimde seni bana hatırlatan. Bir duygu var içimde alevler gibi arzulara boğan. Bir sevgi var ruhumda, beni rüyalara daldıran. Aşkın ise bedenimde beni hep, hep coşturan. |
Bir Aşk
Bir başkasın benim için. Yüreğimde ateş, İçimde bir nefes, İçtiğim her sigarada, dayanılmaz özlemimsin. Öyle bir aşk var ki içimde. Beni soluksuz bırakan, Hasretinle kavuran, Sevmelere doyamadığım, Bir aşk. Umutlarımı bağladığım, Bebeğim gibi sevdiğim, Yollarına yaşlar döktüğüm, Gözümden kıskandığım, Bir aşk. Mevlana gibi dönerim peşinde. Köle olurum herzaman evimde. Güzelliğin daima içimde. Sevgimin hiçbiryere sığmadığı, Bir aşk. Öyle seviyonum ki ölesiye. Korda yüreğim, sensizlikte. Her an ruhum seninle, Kırmaya bile konktuğum, Bir aşk. |
Bir Aşk Arıyordum
bir cehennem ateşiydi yüreğim, ******* kaldı yalnızca bana. gündüzler ise, haram sabahlara. bir sevgi arıyordum uçsuz bucaksız dağlarda. gözlerim kayboluyordu yemyeşil kırlarda. kır çiçekleri seni hatırlatıyordu hep bana. yalnızlık duygusu sarmıştı beni. ağlayanım da yok hep gülecekler mi. bir aşk arıyordum ruhumu dinlendirecek. bir sevgi arıyordum yüzümü güldürecek. bir ömür aşksız, sevgisiz hiç geçer mi. hayat bunları tatmadan biter mi. sordum ağaçlara, sevgi nedir diye. onu yüreğine sor büyüyecek seninle. çiçeklere sordum aşk nedir diye. aşk seninle, sevgiyle birlikte. hayatla mücadele, aşkı da unutturdu bizlere. çıkaralım kör kuyulardan koyalım yüreğimize. yaşayalım aşkı doya doya gönlümüzce. |
Bir Dilenciye Aşık Oldum-Hikaye
Mutluluktan uzak hüzünlerle büyüdüm ben. Acı çekmediğim bir gün bile yoktu. Aslında çok zengindik. Ama ailemin tek mutluluğu, konken partileri ve kumarhanelerdi.Anıları düşünerek dileniyordu Engin. Onu gören uzamış sakalının, yırtık elbiselerinin içinde, geçmişinde varlıklı olduğunu anlayamazdı. Nilgün hergün parktan geçerek işine gittiğinde görürdü Engin'i. Para vermeden geçemezdi. Birgün merak edip ismini sormuştu yalnızca.Aslında yaşamını da merak ediyordu.Bir gün elbet sorarım diye düşünürdü hep.Nilgün mütevazi bir ailenin kızıydı. Mutsuz bir nişanlılık geçirmişti.İki gün oluyordu ayrılalı. Oysa hayallerinde evlenip mutlu olacaktı. Ama nerdee.. beklediği gibi geçmemişti nişanlılığı. Büyük sitres içindeydi. Aklını nedense Engin'e takmıştı. Bir bakımada iyi oluyordu. Düşüncelerinden uzaklaşıyordu en azından. --Engin'e güzel kıyafetler giydirsem, yıkansa, traş olsa nasıl olur acaba. Saçma bir düşünceydi belki, ama kafasına da koyduğunu yapan biriydi.Bir gece iş yerinde mesaiye kalmıştı. Saat geçti.Eve gitmesi için parktan geçmesi gerekiyordu. Kendi kendine --Hertaraf aydınlık birşey olmaz diye telkin veriyordu. Parkın sonuna geldiğinde bir bankta bir adamın yattığını gördü. Onun yanından geçmesi gerekiyordu. Bayağı ürktüğünü hissetti. Adamın yüzüne bakınca bankta yatanın Engin olduğunu anladı. Engin de gözünü açmış ona bakıyordu. --Bu saatte ne işiniz var burada. --İşim geç bitti. Evim de iki sokak ötede.. Parktan geçmem gerekiyordu. Nilgün fırsat bu fırsat Engin'le konuşmam gerek diye düşündü. --Yanınıza oturabilir miyim? --Ne demek buyrun. Nilgün Engin'in yanına oturmuştu. Engin den gelen dayanılmaz koku, onu rahatsız etmeye başlamıştı. Ama belli etmemeye çalıştı. --Sizi çok merak ediyorum. Lütfen bana hayatınızı anlatır mısınız? --Gördüğün gibi pis bir dilenciyim. Neden merak ediyorsunuz. --Konuşma şekliniz kültürlü birine benziyor. Ben de anlıyamıyorum. Kimseyi merak etmem aslında. Ne olur sıkılmazsanız anlatın. --Geçmişi konuşmak hiç hoşuma gitmez. Ama sizi kırmak istemem. --Sağol Engin çok teşekkürler. --Ben tek çocuk olarak büyüdüm. Ailem şımarık olarak yetiştirdi beni. Dadıların elinde hizmetçilerle büyüdüm. Babam çok zengindi. Benimle ne annem ne de babam ilgilenirdi. Annem konken de babam da kumarhaneler de sabahlardı. Özel okullar da okudum. Yüksek öğrenimimi de Amerika da yaptım. --Gerçek mi insanın inanası gelmiyor. --Amerika dan döndüğümde ailem, zengin bir fabrikatörün kızıyla nişanladı beni. Önceleri istemedim.Ama sonraları deliler gibi sevdim. O da beni çok seviyordu. Düğün hazırlıklarına bile başlamıştık. --Eee sonra.., Gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Merakla Engin'i izliyor anlattıklarına inanamıyordu. Üniversite mezunu bir dilenci diye içinden düşünüyordu. --Ben Amerikadayken babam herşeyini kumarda kaybetmiş. Onun için beni de zengin arkadaşının kızıyla evlendirmeye karar vermiş ve kimseye de durumunu belli etmemiş. Biz evlendikten sonra kayınpederden borç para istiyecekmiş. Ama herşey öyle çabuk gelişti ki bir anda ailecek sokakta kaldık. Haciz memurları herşeyimize el koydu. Tülay'la yani nişanlım birbirimizi çok seviyorduk. Babası durumumuzu öğrenince ayırdı bizi. Ben ruhsal bunalım geçirdim. Bir sene hastanede psikolojik tedavi gördüm. Yani akıl hastanesinde yattım. Ailem bu müddet zarfında beni aramadı. benim de aklım yerinde değildi. Sonradan öğrendim babam intihar etmiş, annem de acılara dayanamayıp kalp krizinden ölmüş. --Çok üzüldüm Engin. Peki bukadar tahsil yaptın çıktıktan sonr işe girebilirdin. --Girmez istemezmiyim. Akıl hastanesinden çıktım diye beni kimse işe almadı. Birgün Tülay'ı gördüm. Evlenmişti. O beni görmedi. Ondan sonra dünyaya boşverdim. Hangi tanıdığın yanına gittiysem beni misafir bile etmedi. Ömrüm parklar da geçiyor. Birkaç kuruşla da karnımı doyuruyorum. --Anladım zor durum. Geç oldu benim gitmem gerek teşekkürler herşey için. Görüşürüz Engin. Nilgün hızlı adımlarla parktan çıktı kafası düşünceliydi. --Bukadar tahsil yap. Şu hayata bak. Hiçbirşey anlamıyorum bu hayattan. Anahtarla kapıyı açıp apartmana girdi.Üçüncü kata çıktı. Daire kapısını da açıp evine girdi. Annesi yatmamıştı. --Kızım nerde kaldın. --Anne mesaiye kalacağım demiştim ya. --Tamam da amma çalıştırıyorlar seni. --Yemek hazırlıyayım mı sana. --Yok yatacağım yemek yedim anne. Aslında aklı Engindeydi. Ne yapabilir di onu hayata bağlamak için. yatağına yattı düşüncelere daldı. Çalıştığı yerin sahibi kuzeniydi. kendisi de şirketin muhasebe müdürüydü. --önce Kuzenle bir konuşayım derken aniden uykuya daldı. Sabah olmuştu. Öyle heyecanlıydı ki kalbi güm güm atıyordu. --Kahvaltı et kızım. --Hayır işim çok anne çıkıyorum. Düşüncelerle yürüyordu. Havalar da soğumaya başlamıştı artık. Sonbahara girmeye kaç gün kalmıştı. --Engin ne yapar bu soğukta bir an önce bir düzen kurmalıyım ona. Hayret o da yerinde yok. Nerede acaba? İş yerine gelmişti. --Ahmet Bey geldimi? --Geldi efendim odasında. Alelacele hızlı adımlarla kuzeninin odasına doğru yürüdü. Kapıyı çalmadan içeri girdi. Ahmet şaşırmıştı. --Hayrola Nilgün. Bu ne şiddet bu celal. --Afedersin Ahmet kapıyı çalmadığımı biliyorum.Seninle acil konuşacaklarım var. --Anlat bakalım dinliyorum. --Bir arkadaşım var ismi Engin. Amerika da yüksek lisansını İşletme olarak yapmış. Elemana ihtiyacım yok biliyorum. Ama ben çok bunaldım. Bir yardımcıya ihtiyacım var. Ne dersin? Engin'i yardımcım olarak alabilirmiyim? --Sen istersin de olmaz mı. --Söyle hemen gelsin işe başlasın. --Çok teşekkürler Ahmetciğim bu iyiliğini hiç unutmayacağım. Sen den bugün izin istiyorum. Dışarda biraz işlerim var. Arabanı alabilir miyim? . --Tamam alabilirsin. Yarın ikiniz sabahtan burada olun. Nilgün sevinçliydi. Ama Engin'e bunu nasıl anlatacak ve onu nasıl değiştirecekti. Arabayı parkın yanında müsahit bir yere parketti. --Engin yerinde mi acaba. Evet karşıda bir bankın üzerinde oturuyordu. Üzerinde incecik bir gömlekle üşüdüğü belliydi. Nilgün'ün birden içi sızladı. --Merhaba Engin. --Siz ne yapıyorsunuz bu satte işte olmalıydınız. --Hiç konuşmuyorsun ve benimle geliyorsun. Engin'in sesi titriyordu. --Nereye? --Soru sorma lütfen. Hadi benimle gel. Engin çaresizdi. Yüzünde soru sorar bir ifadeyle Nilgün'ün yanında yürümeye başladı. Nilgün arabanın kapısını açtı. Engin oturdu. --Nereye Nilgün hanım. --Soru sorma Engin. Bundan sonra olacaklara karışma lütfen. Yinede Enginin onurlu hareketlerini pis kokan eski elbiselerinin içinde görebiliyordu. Nilgün arabayı bir erkek giyim mağazasının önünde durdurdu. Bu halde Engini mağazanın kapısından bile sokmazlardı. Ona birşey demeden. --Bir dakika sen bekle ben hemen geliyorum. Çabucak arabadan indi hızlı adımlarla mağazaya girdi. Tezgahtar kız hemen Nilgünle ilgilendi. --Buyrun hanfendi. --Erkek kazağı, pantolon, iç çamaşırı çorap kaç numara ayakkabı giyiyor acaba diye düşündü. --Herhalde 42 fazla büyüğe benzemiyor.ayağı. Biraz sonra elinde torbalarla arabaya bindi. --Neler aldınız Nilgün hanım. --Engin soru sorma lütfen. Arabayı çalıştırmış gidiyorlardı. Bir hamamın önünde durdu. --Engin yıkanmalısın eski elbiselerini çıkışta at ve bunları giy. Engin gerçekten çaresiz bir durumda olduğunu biliyordu. Şaşkındı. --Bu parayıda al çıkışta hamam işletenlerine verirsin. Ben şu yanda ki börekçi de bekliyeceğim. --Peki nasıl isterseniz. Bir saat olmuştu.Engin daha gelmemişti. Gözleri hamamın kapısındaydı.. Masada ki gazeteyi okumaya başladı. Birden yanında birinin durduğunu hissetti. Başını kaldırıp baktığında.. --Olamaz diye çığlık attı. Karşısında çok yakışıklı bir erkek duruyordu. --Bir de sakallarını kestirsek diye düşündü. --Otur Engin bayağı değişmişsin. --Neden benimle ilgileniyorsunuz? --Bilmem kendime hep sordum. Sebebini ben de bilmiyorum. Belki de okadar tahsil yapmışsın emeğinin boşa gitmesi beni üzüyor olabilir. --hadi börek söyliyeyim çayla banyonun üzerine iyi gider. --Engin çok acıkmıştı börekleri ağzına tıkarcasına yiyiyordu. --Özür dilerim çok acıkmışım dünden beri fazla birşey yemedim. Çayını böreğini yemişti Engin. --Kalkalım mı --Şimdi nereye? --Bugün hep seninleyim. Engin kaderine razı olmuştu. Rabbimin bir lutfu bu diye düşündü. Sesini çıkarmadan Nilgün'ü takip etti. İki adım ötede berber vardı. Birlikte içeri girdiler. Berber şaşkındı. --Buyrun efendim. --Arkadaşımı çok güzel traş edecekiniz. saç sakal. --Tamam efendim. Nilgün bir koltuğa oturdu. Gözü Engindeydi. Yarım saat sonra karşısında yakışıklı bir bey vardı. Enginin yeşil gözleri ortaya çıkmıştı. İçinden, --Nekadar yakışıklıymış diye düşünmeden duramadı Nilgün. Berberde de işleri bitmişti. --Şimdi nereye Nilgün hanım. --Şimdi sana güzel kıyafetler alacağım. --Bukadarını kabul edemem. Size verebilecek param yok benim. Ayrıca gece yine parkta yatacağım neden temiz kıyafetler alıyorsunuz? --Hayır artık parkta yatmayacaksın. Soru sorma lütfen. Akşam yemekte sana herşeyi anlatacağım. Nilgün arabayı erkek giyim mağazasının önüne çekti. Arabadan indiler. Kapıdaki görevliler prens ve prenses gibi karşıladılar onları. İçerde de karşılama aynıydı. Nilgün güzel bir takım elbiseyi ve gömleği eline aldı. --Bunu lütfen giyermisin? Engin takımı aldı kabine girdi. Biraz sonra karşısındaydı. Göz kamaştırıyordu. Çok şükür işleri bitmişti. Akşam da olmuştu. Biraz sonra güzel bir restaurana giriyorlardı. Garson onları cam kenarında mumlar yanan bir masaya oturttu. --Senelerdir böyle bir yere gelmemiştim. Engin büyülenmişti sanki. --Bir rüya mı bu. Nilgün hanım neler oluyor. Neden ben? . --Yemek yerken konuşacağız. ne yemek istersin.? --Ben ızgara türü birşeyler istiyebilirmiyim. --Tabii. Bir de iyisinden kırmızı şarap garson bey. Biraz sonra garson donatmıştı masayı. İçkilerini kadehlere dolduruyordu. --Sıhhatine ve geleceğine Engin. --Size nekadar teşekkür etsem azdır. --Peki bundan sonra neler olacak söylermisiniz bana. Nilgün Engin'e baktı. Nekadar yakışıklıydı. --hayret bana neler oluyor diye düşündü. Yoksa dilencilik yaptığından beri mi beğeniyordu Engin'i. Düşünceleri karışıktı. Engin cevap bekliyordu. --Önce hayatına bukadar karıştığım için senden özür dilerim. Ama yüksek öğrenim yapmış birinin gözümün önünde ölmesine izin veremezdim. Kuzenimin bir şirketi var. Orada muhasebe müdürüyüm. Bana yardımcı olacak bir arkadaşa ihtiyacım var. Lütfen kabul et. --Nilgün hanım neden kabul etmiyeyim. Dilencilik hoş birşey değil. Görüyorsunuz sokaklardayım. Önümüz kış. Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. --Peki sizi bir otele yerleştireceğim şimdilik sonra ev için birşeyler düşünürüz. Yemekleri bitmişti. --Kalkalım mı. --Tabii. Biraz sonra orta halli bir otele yerleştirmişti Engin'i. --Senelerdir ilk defa bir yatakta uyuyacağım.bana yaptığınız iyiliği nasıl ödeyeceğimi bilemiyorum. --Hiç önemi yok. İnşallah hakkettiğin kariyere ve mutluluğa kavuşursun. Tek dileğim bu. Nilgün eve gelmişti. Mutluydu. Annesi uyumamış yine beklemişti. --Ben yatıyorum güzel annem. --Yemek yemeyecekmisin? --Yedim canım. İyi ******* sana. Nilgün düşünüyordu. Yaptıklarına inanamıyordu. Çok mutluydu ve Engin'e aşık olmuştu. Dilenci Prens ve ben, yazsam roman olur. Uykuya dalmıştı bile. Sabah 8.30 da otelin kapısındaydı. Engin bekliyordu. hemen arabanın önüne oturdu. --Neden içerde beklemedin hava soğuk. --Sizin arabadan çıkmanızı istemedim. --Kahvaltı ettin mi? --Hayır. Aslında parası yoktu kahvaltı etmeye. --O zaman bir yerde kahvaltı edip öyle işe gidelim. Engin'in dinlenmiş yüzü etrafa ışıklar saçıyordu. Bir kafe de kahvaltılarını yaptılar. Şirketin yolunu tuttular. Enginle birlikte Ahmet'in kapısını çalıyordu. --Gelin --Merhaba Ahmet biz geldik. Sana bahsettiğim arkadaşım Engin. --Hoşgeldiniz Engin Bey memnun oldum tanıştığıma. --Nilgün odana bir masa koydum. Sen artık şirket hakkında bilgi verirsin Engin beye. Bir de yapılacak işleri anlatırsın. --Tamam sağol. --Haydi Engin Gel. Birlikte Nilgün'ün odasına gittiler. --Harika dekarasyon güzel bir odaymış. Benim işimi anlatırsanız hemen başlamak isterim. Nilgün yapacağı işleri tek tek anlattı. Engin gerçekten çalışkan biriydi. Nilgün'e ait işleri bile büyük zevkle yapıyordu. Aylar geçti. Engin kendine ufak bir ev tutmuştu. Nilgün de yardımını esirgemeyip mobilya seçiminde yardım etmişti. Bir akşam işten çıkmalarına beş dakika kalmıştı. --Nilgün hanım bu akşam sizi yemeğe davet ediyorum. Herhalde beni reddetmezsiniz umarım. Çünki size kendimi borçlu hissediyorum. --Olur mu öyle şey ne borcu. Ben senin için mutluyum. Bu da bana yeter. --Ben bir taksi çağırayım. --Yok şirketin arabasını alırım ben. Biraz sonra deniz kenarında lüks bir restauranta giriyorlardı. Garson güzel bir masaya oturttu onları. --Ne yemek istersiniz Nilgün hanım. --Bu sefer ben de sana bırakıyorum. --Peki o zaman karışık et, masayı donat. Bir de şampanya garson bey --Engin de beni beğeniyor gözlerinden belli. --Nilgün'e evlenme teklif etsem ne der acaba. Bir de aramız bozulmasın. Yok oda ben den hoşlanıyor belli. İkisinin düşüncesi de aynıydı. Birbirlerine söylemekten çekiniyorlardı. Garson masayı donatmıştı şampanyayı patlatıp kadehlere doldurup gitti. --Nilgün hanım. --Bana ismimle hitap edebilirsin. --Peki Nilgün. --Sana çok şey borçluyum. Beni hayata döndürdün. benim kurtarıcımsın. Ben lafları dolandırmayı sevmem. benimle evlenirmisin? nilgün şampanyasını yudumlarken aniden gelen teklif karşısında tıkandığını hissetti. Hemen kendini toparladı. --Ne dedin benimle evlenmek mi istiyorsun. --Evet işim, kurulu düzenim üstelik annemin babamdan habersiz çocukluğumdan beri biriktirdiği para da elime geçti. --Peki neden ben. Bana borçlu hissttiğin için mi. --Hayır seni seviyorum ben. --Sahi mi anlamadım --Bunda ne va Nilgün Bir dilencinin aşık olmaya hakkı yok mu. --Aslında biliyormusun ben sana o zamandan beri aşıktım. --Yarın size geliyorum annen den seni istiyorum tamam mı. --Nasıl istersen. Nilgün çok mutluydu seviyor ve seviliyordu. Yaşadıklarına inanamıyordu. Bir rüya görmüştü sanki, ama gerçekti. Kırk yıl düşünsem bir dilenciye aşık olacağımı düşünemezdim. Ama ben sana aşığım Engin. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:22 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.