www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   İsmail Aksoy (https://www.cakal.net/showthread.php?t=145334)

GooD aNd EvıL 05-10-2009 12:39 PM

Üzülme Çünkü Yalancı Bir Yaygaraya

Üzülme çünkü yalancı bir yaygaraya
İnanır herkes sana inanmaktansa:
Hoş tut gönlünü, sevdalım -
Onurunu hiç lekeleyebilirler mi ki?

Bütün ağlayışlardan daha da kederliler;
Hayatları sürekli bir iççekiş gibi.
Onur duyarak yanıtla onların gözyaşlarını:
Onlar gibi yadsı sen de, reddet.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 12:39 PM

Ürünler

İşte böyle, genç Amerika,
genç hayatın senin yutuldu, terk edildin,
baş eğdirildin, şeklini bozdular
ve soydular seni.

Kumandanın külde tepindiği
öfkenin yalçın bayırlarından
ve bıyıklarla süslenmiş beylerde
ataerkil maskeler için
yenilerde solgunlaşan gülücük
masada başkanlık yapar ve verir
orada bulunan herkese hayırduasını
gizlerken gerçek yüzlerinin
karanlık tokluğunu,
kasvetli arzu
ve açgözlü çentikler:
şehrin soğuk iftiracılardan
bir fauna, insan eti yiyen
korkunç jaguarlar,
halk avında uzmanlaşmış olanlar,
karanlığa batmış olan o halk,
çaresiz bütün köşelerde,
yeryüzünün bütün bodrumlarında.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 12:39 PM

Uzanırdı Yazları Göller

uzanırdı yazları göller gümüşkağıtlar gibi,
şimdi otobüsleri gidiyor, yanık farlarıyla
ağır ağır parkların yanından.

[1981]

GooD aNd EvıL 05-10-2009 12:39 PM

Uyu Şimdi, Ah Uyu Artık

Uyu şimdi, ah uyu artık,
Ey uslanmaz yürek!
”Uyu şimdi” diye bağırdığını bir sesin
İşitir yürek.

Kapıda tak tak
Sesleri kışın.
Uyu şimdi, değil mi ki bağırır
Kış: ”Uyuma artık! ”

Öpüşüm sana huzur verecek şimdi
Ve yüreğine rahat verecek
Haydi iyi uykular şimdi,
Ey uslanmaz yürek!

GooD aNd EvıL 05-10-2009 12:40 PM

Utkulu Halk

Yüreğim bu kavgada,
Kazanacak halkım. Bütün halklar
kazanacak bir bir.
Bu acılar
sıkılacak mendiller gibi
Ta ki bütün gözyaşları akana dek
çöllerin yeraltı dehlizlerinde, mezarlarda,
insan şehadetinin merdiven basamaklarında.
Fakat utkunun saati yakın.
Bırak nefret ayarlasın
cezanın ellerinin titremesini,
bırak saati çalsın temiz lahzanın
ve bırak halk doldursun boş sokakları
yeni ve keskin boyutlarıyla.

O gün için alın benim hoşgörümü.
Biliyorsunuz. Başka bayrağım yok benim.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 12:40 PM

Utku

Bayramsıdır halkın utkusu,
büyük zafer ilerlediğinde
ışıldar kör patates ve göksel
üzüm toprakta.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 12:40 PM

Utanç

Bana baktığında çiy altındaki çimen kadar
güzelleşiyorum
Uzun otlar anımsamıyor benim gururlu
çehremi, yürüdüğümde ırmak boyunca.

Utanıyorum kederli ağzımdan ötürü,
paslı sesimden, kaba dizlerimden ötürü.
Gelip bana baktığında
öyle yoksul ve çıplak hissettim ki kendimi.

Yolda hiç bir taş bulmadın
şafağın ışığındayken daha da çıplak olan
bu kadına baktın
ve duydun şarkısını.

Ova yolunda susuyorum ki
kimse anlamasın mutlu olduğumu
Geniş alnımın ışığından
ya da titreyen elimin deviniminden.

Gece ve düşüyor çiy ota.
Bak bana uzun uzun ve konuş tatlı sözlerle.
Öptüğün kadın güzellikle ışıyacak yarın
yürürken ırmak boyunca!

GooD aNd EvıL 05-10-2009 12:40 PM

Usulca Gel ya da Git Usulca

Usulca gel ya da git usulca:
Yüreğin kederi sezse de
Koyakları ve hayli yitik güneşi,
Oread takınsın gülüşünü,
Dağın saygısız havasına
Tarat uçuşan saçlarını.

Usulca, usulca gel daima:
Koyağın üstünü sarmalayan bulutlar
Bu akşam yıldızı vaktinde
Alçakgönüllü refakatçilerdir;
Sevda ve gülüş şarkıda çözülmüş
Gönül ağırlaşmışsa eğer.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 12:40 PM

Unutuş Yok (Sonat)

Nerdeydin diye sorarsanız
“olabilir” demeliyim.
Toprağı karartan taşları söylemeliyim,
inatla kendini tüketen ırmağı:
kuşların yitirdiği şeyi biliyorum sadece,
bırakılmış denizi, ya da ağlayan bacımı.
Niçin bunca yöre? Niçin birleşiyor
bir gün başka bir günle? Niçin birikiyor
siyah bir gece ağızda? Niçin ölüler?
Sorarsanız nerdensin diye
söylemeliyim mahvolmuş şeyleri,
aşırı acılanmış aletleri,
genellikle çürümüş davarları,
ve üzünçlü yüreğimi.

Anımsayış değil birbirleriyle kesişen,
unutuşta uyuyan o sarışın güvercin değil,
fakat gözyaşlı yüzler,
gırtlaktaki parmaklar,
ve yapraklardan düşen şey:
geçen bir günün karanlığı,
hüzünlü kanımızla beslenmiş bir gün.

Burada işte menekşeler ve serçeler,
bize sevimli gelen her şey,
zamanın ve şirinliğin gezdiği
şirin kartpostallarda, uzun kuyruklarıyla.

Fakat geçmeyelim bu dişlerin ötesine,
ısırmayalım sessizliğin yığdığı o kabukları,
bilmiyorum çünkü nasıl yanıtlayacağımı:
ne çok ölü var,
ve ölü güneşin çatlattığı ne çok mendirek,
ve gemilere çarpan ne çok kafa,
ve öpüşlere kapanmış ne çok el,
ve unutmak istediğim ne çok şey.

GooD aNd EvıL 05-10-2009 12:40 PM

Unutuş

Yayılmış toprak gibi
bir kadehte bütün bu aşk, yıldızlı
ve dikenli sana verdiğim
aşk, fakat gittin
küçük ayaklarla, kirli topuklarla
ateşte ve söndürdün onu.

Ah, büyük aşk, küçük sevgili!

İkircikli değildim kavgada.
Hayata doğru yürümeyi bırakmadım,
barışa doğru, herkese ekmek için,
fakat kaldırdım seni kollarımda
ve mıhladım seni öpüşlerime,
ve baktım sana hiçbir insan gözünün
sana bir daha bakmayacağı gibi.

Ah, büyük aşk, küçük sevgili!

Ölçümü almamıştın o zaman,
ve senin için kanı, buğdayı,
suyu seçen adamı, karıştırdın
eteğine düşen o küçük böcekle.

Ah, büyük aşk, küçük sevgili!

Uzaklardan geriye dönüp
sana bakacağımı bekleme, iyice belle
seni terk ettiğimi, gezintiye çık
ihanet edilmiş fotoğrafımla,
yürümeyi sürdüreceğim ben,
geniş yollar açacağım karanlığa doğru,
yumuşatacağım toprağı,
gelenlere dağıtacağım yıldızları.

Yolda kal.
Gece geldi sana.
Şafakta yeniden
görüşürüz belki.

Ah, büyük aşk, küçük sevgili!


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:24 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.