![]() |
Bana Göre Değil
yağmurlar yeşil yağıyor ben yalanlar söylüyorum büyütebilmek için yaşımı ikişer ikişer çıkmak istiyorum tüm bilmediğim basamakları demeye de el vermiyor yüreğim yağmurlar yağmur gibi yağmaktan başka her şekilde bana bakıyor rengarenk kayboluyorum ıslak düşüncelerde yoğun alabildiğine alışkanlıklar kötü kötü alışkanlıklarda yaşamak alışkanlıkla çekiyorum bir tutam bir tutam azat edilmiş dinlenceyi kara ayaz vurmuş kar buz ayaktan başlarmış tüm üşümeler ayaz ilk ayağa vururmuş başım dumanlı bana göre değil ikişer ikişer çıkmak bilmediğim basamakları bilirim her süslediğim söz kim bilir hangi fidanın dumanı savurmak için külleri yakmak bize göre değil |
Barışa Çağrı
yine bir barış çağrısı Fransa İtalya Belçika Almanya ve diğerleri akıtacaklar medeniyetlerini en güzel mayınlarını barettalarını dağıtacaklar kır çiçeklerini ezerek sunacaklar gülücüklerini özgürlük verecekler sindirebilmek için şehirleri fabrikaları dokuma tezgahlarını emeği ne kadar güzel bir kelime oldu avrupai medeni özgürlüklerini daha özgürce sunabilmek için sunuyorlar vizelerini mahkemelerini özgür Afganistan özgür Cezayir özgür İran özgür Irak ne güzel şeymiş Fellucede Kerkükte Barış ve Özgürlük ne güzel şeymiş number one lady elini sıkmak eteğini tutmak sonrada bırakmak bir şeyleri anlamları… |
Başarmak
biri başaracak diğerleri çevresini saracak ama o yara hep açık kalacak |
Başım Dumanlı
başım dumanlı kırık bir türkü dilimde saçlarını okşuyorum ellerim hovarda bekliyorum seni içime uzat sonsuzluğunu bir girdap misali zaman saçakları gözlerimin gizleyemiyor küçük adımlarını |
Başlayınca Yazmaya
başlayınca yazmaya bakış açılarıyla kelimelerin şeytanca oynamak isteği geliyor içimden bana gül vermedin diyen sevgiliye kahkahalarla gül erken kızıyor olmasına geç mi kaldım derken gülümsemelerim sancısıdır yaşamın biliyorum ciddiyetin yeri şeytandan uzak kalıyor körebe oynamayı sevsem de uzak kalıyor yaşadığım yaştan |
Bazen Çocuklaşırım
bazen çocuklaşırım boşuna anlam çıkarmayın nedensizdir canı sıkılmış çocuğun oyuncağını kırışı gibidir yaptıklarım küserim çocuk yönümdür ağır basan hiç bir uzlaşıya yer vermez duygularım küserim büyümelere uzaklaşır bilincim uzaklaşır beklentilere paylaşımlara kalabalıklaşırım işte o zamanlar derinlerimde bir bir yargılanırım bir savaştır ki o değme yağız ordulara bedel bir bir gelirler üzerime yeniliyorsam eğer veremediğim hesaplara değil yeniliyorsam eğer geri kalmış yönümden değil gelişimin önünü açmak içindir bırakırım çocuk yönümü bir yana insanlaşırım başlar hesap gücüm hesap alır hesap veririm |
Bazen Yol Biter
bazen yol biter biter işte duymazsınız karanlıkta bir güvercinin yada serçenin sesini ömür devan eder gürültülü hani hatırlar mısınız bilmem şu kollu hesap makineleri gibi üç geri sararsınız bir ileri birleştirirsiniz sonra kulakları o an işte duymazsınız gürültüsünü ama gürültülü devam eder yaşam bir parça sabittir suçunuz inkar etmek boşa boşa koymak bizim işimiz değil biter yol biter o kadar önemli değildir yolun bitmesi yolcu için niyette yolculuk varsa eğer her bitiş başlangıçtır içinde |
Bebeğim
Bebekliğini bil ………….bebeğim Öyle hırçınlaşmasın Masum sevgilerin Küskün olma hiç Namluya sürülmüş sevda ol Gel gir kalbime, sen ol, şen ol |
Beklemede
beklemelerdeyim açılmayan kapılar küskünün zamana gelmeleri isterken beklemek siyah laleler düşünerek dolun ayın çevresinde çerçeve misali gelme demek demeklerle olmuyor gelmelerde geliyor mengenesindeyim ne düne gidebilir ne yarınlara hayalim sıkışmışım an ların için de an kaç ömür ü sığdırabildi ki içine yada kaç paket süzme nikotin ciğerlerimde silgimi kaybettim uzağım yap boz oyuncaklardan ömrümün boyu adam yarısı uzağım silmelerden noktaları anılardan koymak virgülleri yada unutup grameri çala kalem unutmak çalmak zamanı açıldığında kapı açarak yüreği koşmak yüreğe o an koşamasa da o virgülden sonraya saklamak anısını ahhh -duman duman ne güzelde karışıyorsun hayat denilen nefese kaybolup giderken yavaş yavaş için de süzülüyorsun bir martı gibi avını kapmış denizlerden gökyüzüne kapının ardında bile kamçım oldun ışığımın paslanmadı parmaklarım tenini okşar gibi kaleme akıttım anlarını gölde balık oldum iğnenin ucunda sen anladım daha iyi anladım boyna geçmişken ilmek nasıl atılırmış ayaklar altından iskemle sevmek kelimelerden uzak sessiz sedasız gibi fırtınaların uğultusu gibi vurarak çivinin tepesine yüreğe çivilemek sevgiyi iskemleye atılan tekme ne ki zamanı çivilemek anların içine beklemek zamanları zaman dün zaman yarın yok bu gün ama bu gün olmalı işlemeli tik tak tik tak kül basmalı hislere uykuya bırakmalı korları zaman en zor gizemli bilmecelerini saklamış körebe oyununda bir ebe kalmış kör şaşkın kör tek tek olmak açıyor yarayı yarayı temiz tutmalı saracak ele yürek doldurmalı yüreğini koydu oyuna karşılığı oldu yüreğim kazanan olmaz deseler de kaybedeni bulamadı ebe kaybedilmezmiş bakıldıkça yürekle karanlığın içine açarmış perdelerini yerin yedi kat dibi ateşe taparlarmış ilk çağlarda orta çağlarda yakarlarmış arayanı arayan kim ne aradığı şimdileri cehenneme bırakmışlar ateşi ateş ısıtır ateş ışı tır yüreğimde sıcaklığı gözlerimde ışığı hissettikçe yaşarım güneş gibi açarım cehennem olsun yerim beklemelerdeyim kapı açılmadı açılacak elbet gözlerim vuracak yüreğinin kor alevi sanmayın ki görünen cehennem alazı harman yeri gibiyim buğday taneleri ayıklanmış samandan birkaç dane kuşları çağıran kaç karın doyururuz geridekiler kaç ömrü sürdürür süren süren tarlayı her zaman toplar mı hasa tını kuraklık olmasın kaybolmasın bulutlar güneşi kapatmadan bir bir sıralarını savsınlar kap açıldığında bitecek dizeler zaman aralığına sıkışmış kelimeler kim bilir kimin beklentilerine girer dursunlar istiyorum dağarcığımda da kırılmasın can piramitler yarın düşünmek istemiyorum kırılmasın can küreler sıkışıp kalmak ister mi ister mi insan çağırırken geleceği korkakça nasıl söyler gelmemesini bir can için hiçbir kelimem hiçbir kelimemi çürütmedi dalya oynar gibi dizildi bir bir kiremitler kimi zaman ürkekti parmak kimi zaman vakur göründü korkak kapı açıldı kapı kapı açıldı çıkan doktor vardı gülümsemesi sanki ışık gibi kapladı yüreği yüreğime değdi yüreğim dalya dedi girdi kalem kına |
Belki Sevmemişti
belki sevmemişti diyeceğim ama belkiler le dolu yanıtını alamadığım o kadar çok şey var ki yaşadığım süreçlerde yinede belki siz başlayamıyorum sözlerime arzulara gem vuramadan kapılmak akışına savrulmak fırtınaların önünde çer çöp misali satırların arasına girmiş çelişki yumakları ala bildiğine düşündürüyor beni belki diyorum sevmemişti boşalmaktı doruklara çıkardığı sanal şehvetini sanal alemde sanal şöhret için ve bir biri ardına düşen damlalar gibi sağanak yağışlara dönüşen hayallerde gerçekleri aramak beklilerle doldu belki sen sen gerçekleri yazdın dedim kendime belkide yanılmıyorsun bu sefer derken biliyordum her beklinin içerisinde bir parça hayal kırıklıkları gizlendiğini |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:05 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.