![]() |
unutmak....
bu kelimenin anlamını seni kaybedince öqrendim...daha doqrusu sen bni kaybedince...oysaki sewmiştm seni..sende öyle diyordn "sewiyorum" diye..ama aslında onunda koca bi yln olduunu öqrendm seni kaybedince..daha doqrusu sen bni kaybedince.... her qece yıldızlra dalar,seni hayal eder,bir yıldız kaysın diye beklerdim...yıldız kaysında seni diliyim diye...her qecem böyle qeçerdi...seni bekleyerek işte. hayal ederek... sonra biqün (sanırım yıldızlar bni duydu) bir yıldız kaydı...ewet işte o beklediqim an...kaydı..qördümm..çok mutluydm..we hayalim qibi seni diledim işte...çok saçmaydı biliyorm...bunun farkındaydımm..ama napim işte seni o saçmalıklar kdr çok sewiodm..bna saçmalık yaptıracak kadar... we işte biqün hayalim sna ulaştı...biliyodm işte.artık benimdin...kokunla, nefesinle, bedeninle, o sıcacık kalbinle benimdn...sna o kadar baqlanmıştımki, sensiz yapamaz olmuştm..seni qörmedn, kokunu,o sıcaklıqını hisstmedn yaşayamas olmştm...nefeslerimiz birdi...kalbimiz bir... birleşip tek bi beden olmuştk..yada bn öyle sanıyodm..sanırım öyle istiyodm...ama ne olursa olsn, yaşadıklarımz yalanda olsa, seninleydimya... tüm benliqimle seninleydimya... işte bu bütün yalanlara bedeldi..bütün yalanları qerçek saymama, mutlu olmama bedeldii... bi yalan ne kdar uzun sürebilirki..?! işte her yln qibi, her bitiş qibi buda bitti.... baştan belliydi ztn, yln üstüne bi ilişki kurulamaz...kurulsada işte böyle kısacık sürer..biter... o sözlerin hala kulaqımda çınlar.... "unut beni,bn sana qöre deqilim" madem öyle düşünüyodn nie başlattın bu ilişkiyi ozmn...?! sölermisin bna..? niye...? neden..?? şunu bilmeni isterim, hala her qece yıldızları izlerim...hala bir yıldız kaysın diye beklerim...herşey aynı yani..ama eskiyle arasında bir fark warki oda artık seni deqil, seni unutmayı dilerimm.......!!! UNUT DİYORDUNYA UNUTTUM İŞTE.......!!!! Yagmur.Y. |
Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde, ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri. Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum.
Snsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum! Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik… Sessiz ******* benim için sığınılan bir liman sanki. Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor. Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim... Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz. Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla. Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum... Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde? Kocaman bir hiç! Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan? Öyle anlamsız ki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum… Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini… Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken... Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı... İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan. İşte yine susuyorum; siyah bir geceye dönüyor her anım ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı. İçimdeki çocuk ölüyor... Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum. Elimden kayıp gidenlerden korkmadığımı bilmiyor ki hiç biri… --ALINTIDIR— |
Ne bir yalan söyle bana, ne de gönlümü avut..Hiçbirini istemiyorum..Sadece git diyorum,duymuyor musun;? G-i-t!! Sonsuza kadar göçmen kuşlar olsun yoldaşların..
Bana verebileceğin bir yudum sevgiyi istemiyorum ben.. Tadı damağımda kalacaksa, git..Durma al olgunlaşmamış duygularınu..Kopar beni benden,bana ihtiyacım yok zaten..Kendini al yanına, onu sev,biraz büyüt.. Sonra yine gel istersen.. Büyüt çiçeklerini ve gel.. Ama şimdi yerin yanım değil bilmelisin,sadece gitmelisin bugün..Hadi ne duruyorsun? git.. Sana biraz aşk anlatabilirim,biraz sevgi..Duuyurabilirsem sesimi sana, biraz kendimden verebilirim..Ellerimden çiçekleri alırsan onlar da senin olur, zikrim hep sen olur sonra.. Ama ne olur hislerini çiz bana, sonra gel.. Bekliyorum,ne olur sev beni,ve gel.. Yok , şimdi gitmelisin.. Sadece düşüncelerimle bırak beni..Saatlerce düşünsem çıkamam bu avuntu sokaklarından.. Kendim için ezilmiş düşler kurarım, diriltmeye çalışırım solan çiçeklerimi..Uyurum biraz, sen gittin diye ağlarım belki, belki sadece düşünürüm, SAdece!! Ama şmdi, 'sadece' gitmelisin..Gitmek, sana yakışır şimdi.. Öylece kalakalmak bana..Yaşlarım benin en güzel aksesuarım olur,seninse buğulu gözlerin birinin üzerinde.. Ne olur özleme beni.. Hadi, git.. Unutma beni sakın.. Olur mu???????? Tuğçe Y. |
Düşündükçe batıyorum. Seni düşündükçe zaman denen bataklığa saplanıp kalıyorum... Seni düşündükten sonra dönüp arkama baktığımda, kendimi soğuk, ürkütücü bir karmaşanın içinde buluyorum. Oysa ki önceleri seni düşündüğümde kendimi gökyüzüne ulaşmış, acemi bir pilot gibi hissederdim... Bir parçada olsa, gözlerimde o pilotun mutluluğundan bulurdum. Gökyüzünün maviliği bana huzur verirdi... Sevincim gözlerimden okunurdu...Kendimi çocuk gibi hissederdim... Ve hatta çocukluğum düşüncelerime yansırdı... Bulutlara en çocukça düşüncelerimle benzetmeler yapardım... Bulutların bir çoğu sana benzerdi. Bazen hayal gücümü olağan üstü sınırına taşıyıp, adını yazardım bulutlarla masmavi gökyüzüne... İsminle daha bir güzel gelirdi gökyüzü bana...Ne zaman gökyüzüne baksam,seni görürdüm... Çoğu zaman koşup sana gelmek istemişimdir, fakat ne zaman sana gelmek istesem hep bir engel çıktı karşıma... Ben ne kadar savaşmak istediysem engellerle, hep malup oldum. En saçma düşüncelere bile yenik düştüm... Ve hala kaybetmeye devam ediyorum... Önceleri güç verirdin bana... Sensiz ama seninle herşeye karşı gelebiliyordum... Sen yokken bile sen varmışsın gibi başarabiliyordum yaşamayı... Ve seni özlemiyordum... Özleyemiyordum...
Çünkü sen hep bendeydin... Galiba yüreğinden taşınalı çok oldu... Ve ben seni özlemeye başladım... Çok önceden farketmem gereken gerçekleri şimdi farkediyorum galiba... Ya da tabir-i caizse acı gerçekleri şimdi anlıyorum... Aslında şimdi tüm bu duygularımın hepsinin oluşma nedeni sen yokken, seni yanımdaymışsın gibi hissetmemden kaynaklanıyor...Ve kendime söylediğim yalanlardan... Özlemiyorum dediğim halde hep kendimi kandırdım... Seni deli gibi "ÖZLÜYORUM" gerçeğini kendime bile itiraf edemedim... KORKTUM... Yanımda yoksun... Oysa bu gerçeği bildiğm halde hep yalanladım... Yalanlar daha yakın geliyordu bana...Beni mutlu ediyorlardı çünkü... Seni özlüyorum, hemde deli gibi özlüyorum gerçeğini kendime bile itiraf edemedim... Galiba gerçekler bunlar olsa gerek... Eğer ÖZLEMEK buysa,şimdi itiraf ediyorum; "SENİ ÖZLÜYORUM" ALINTI |
Bağımsız olmak ,kendi ayakları üzerinde durabilmek..
Benim sadece kendim olabildiğim an! Hayatın tüm gerçekliklerini soyunmuş,sadece benliğimin hayali kıvrımlarıyla kavuştuğum o düşünce bahçelerim..Meyvelerim, fikirlerim ve zikrim.. Kendi ayakları üzerinde durabilen,düşünen yanım!! Gülümseyen olguların tümünü kavramlaştırıp kuytularımı yerleştirirken, sadece tek bir şeyi hayal ettim,düşünmek! Düşünmek benim için şaşılacak bir hayal..Hayret ki,sadece bilincimin varlığıyla kavrulup gidiyorum..Oysa ya bilmeler,ya öğrenmeler.. Sadece düşünmeliyim.. Hayalimin kurguları beliriyor gözümde..Ben masa başında..Elimde kalem -kalem ki bin parça,benden öte - , sonra bir sayfa, -sayfa ki kocaman,yazsan ömrünü bana mısın demez, ve ben durmadan yazıyorum.. Sonra hayal ediyorum ve yine yazıyorum.. Peki ya bu döngü? İşte kısırlaşıyor fikrim,zikrim suspus oluyor.. Ne de olsa parça-bütün, bütünün dışında kalan parçayım.. Zihnimin pencereleri açık kalmışken, olur olmaz fikir sinekleri girmiş içeri..Kemirgen kahrolası yaratıklar,tamamiyle kemirdiler düşünen yanlarımın en güzel tadını.. Bana biraz hayal lazım, sokaklara vursam kendimi, bir balıkçı teknesinden çıkarır mıyım dersiniz o hayali? Balıklar da düşünür mü yani? Hayal.. Gece kulüplerinin büyüsüne kapılmış o '' muhteşem '' genç kızlardan ödünç alabilir miyim dersiniz hayalleri? Öyleyse *******i yazarım artık..*******i düşünürüm.. Hayal bu ya, vakitsiz olmalı!.. Düşünce suçlusu olan, hayallerine mahçup olur mu dersiniz? Ben derim..İnsan kendine yenik.. Çatışmaları yaşar ve çekilir kabuğuna o aciz kemirgene darılıp.. Soğuk esen rüzgar içini ısıtır hayallerin, balıkçı teknelerinden hayal hırsızlığı yapar benim gibi.. Ya kendi ayakları üzerinde durabilmek.. Benim ayaklarımdan da bir hüzün çıkar mı dersiniz? Bir onlara sormak lazım.. Ayaklarım, Hayallerim misiniz? Tuğçe Y. |
Bir yıldızlı qecenin daha sabahı...İşte herqün olduqu qibi yine bir qüneş daha doqdu...Herqün bu olmuyomu ztn_? Doqar..Batar..Yine doqdu yine batıcak...Ama sen kalbime öyle bi doqdunkii, batmk nedir bilmiyosn..! Kalbimde hiç qece olmuyoo..Hep qündüz, hep qündüz...
Sıkıldm artık!! Artık bat şu kalbimden! Dinsin acın! BaK! Yine Güneş batıcak...Yerini Ay'a we yıldızlara bırakıcak..Şehir onu çok öslicek ama o yinede qidicek..Gitmesi qerekio çnküü..Ama qeri döncekk..Şehir bunun umudyla bekler her qece.. Ama sen bnm kalbimden birdaha dönmeyeck şekilde GİT! Birdaha doqmayacak şekilde BAT! Artık qündüz deqil, qece olmasını istiyorm..Şehir rolunü oynamk istemiyorm artıkk..Bırak artık "Güneş" olayım..Özlemiyim, özleniyim... Yordun bni..Seni beklemkten yoruldm!.. Anlıyormsn bni?? Hyr biliyorm..Çünkü Güneş, şehiri hiç anlamaz..Bilmiyoki şehir o soquk qecelerde ne çekiyo?? Sende bilmiyosun dimi?? Bilmediqini biliyorm ztn.... Artık Güneş olmk istiyorm... "GİT" hayatmdan... "BAT" kalbimden birdaha doqmamak üzere... Bn sensiz o soquk qecelrde yıldızlarlada idare etmesini bilirim.! Sn yeterki "DEFOL!" şu kalbimden..... YAĞMUR Y. |
Şimdi olduğum soğuk köşede, sana hakkımı helal etmiyorum, bunu bil..Semaya açıp kirlenmemiş ellerimi, senin için ettiğim duaların tamamını geri alıyorum..
Canıma derin çizikler atıyorum, ne bir daha biri bana söylesin ne de ben birine..Tutmamak için bir daha ellerini, ceplerimde gizliyorum..Sözlerimi içimde saklayıp, özledim dememek için dilimin ucunda tutuyorum... Altyazılarını okuyorum hayatımın, bilmediğim bir dilin filmini izler gibi.Seni o temiz yerden çıkarıp, kir pas içinde yeni aşklara bırakıyorum..Aşk adına söylenmişleri alıp, ihanet koyuyorum tüm cümlelerin sonuna.. Senin gamzelerin yüzünde çiçekler açarken, ben kıyısında koşuyorum tüm uçurumların..Bir rüzgar esiyor bir yerlerden, eteklerin uçuşuyor..Bir adam gelip kapıya seni alıyor, üstüme basıp geçiyorsun, canım acıyor.. Yazıyı yazan ellerim nefret ederken senden, bir yanım şımarık çocuk oluyor gülüşüne..Ben ellerine papatyalar tutuşturamadan daha, sen dönüp ardını gidiyorsun.Kısacık bir elveda yı çok görüyor ayrılık bize, biliyorum.. Bundandır aynı anın içinde yaşayamayışımız seninle Bir gün gelir sana nefreti de unuturum, sevgiyi de Kısacık bir dua olur sana söylemeyip içimde tuttuklarım Umarım seni içimde tertemiz saklamayı öğrenirim bir gün... alıntı |
Özlemin alev alev yandığı saatler bunlar.Gün çekiliyor,ay parlıyor.Haydi geleceksen şimdi gel.
Umudunla,yüreğinle ,sevdanla gel, yık karanlığımı.Hayata dair kötü olan ne varsa yık onları, beni yeni umutlara sürükle. Aşkın en koyusuna en tutkulusuna götür beni. Bin yıldır bekliyor gibiyim seni. Bin yıldır karanlık bir odada tek başıma oturuyorum sanki. Kim girip çıkmışsa hayatıma, kim talan etmişse yüreğimi hepsini silmek için gel. Bir tek sen kal içimde. Seni bileyim bundan sonra.Sevdan yetsin bana.Senin aşkınla yaşamak istiyorum artık, öyleyse gel bekleme gel. Seninle olmak, seni duymak, seni görmek, seni anlamak, seni yaşamaktarifsiz sevinçler yaşatacak içimde biliyorum. Bu yüzden sesleniyorum sana.Dallarımdaki kurumuş yaprakları tek tek temizlemek için istiyorum artık. Gelişinle yeniden yeşermek, yeni yapraklar aşmak istiyorum. İster haber ver, ister verme, gel bekliyorum. İstanbul'u sokak sokak geçip gel. Her sokakta kendi izini göreceksin, şaşırma.Nereye gittiysem senide götürdüm yoktun; ama, yanımdaydın. Hep yüreğimde, hep aklımdaydın.Seni İstanbul'suz, İstanbul'u sensiz düşünemedim. Gel bu kentin tarihine en ölümsüz sevdayı yazalım.Nice aşka mezar olmuş İstanbul, bu kez kabul etsin yenilgiyi. Haydi gel biz İstanbul olalım. Korkma gel, başkalarında gördüğün ihanetler, iki yüzlülükler, bitmek bilmeyen acılar yok bende. İlk kez bırak kendini kaygısızca. yarını düşünmeden ' ya sonra ' demeden gel. Bak günler anlamsızca geçip gidiyor.Oysa ömür dediğin şey üç günlük. Birlikte ve severek tüketmek varken günleri, böyle koyu karanlıkta kalmak niye? Gel haydi sensiz geçen günlere bir yenisini daha eklemek istemiyorum. Özlem yanıyor alev alev. Özlemin ateşini söndürüp aşkın ateşini yakmaya gel. Bekleme artık, geleceksen şimdi gel. Gel ki... Adın eksilmesin dilimden... alıntı |
|
Sende gittin ya..Sende gidenlerden oldun ya...
Gitmem diyordun..Sevdim, mutluyum diyordun.. Evet mutluyduk..Sensiz bir günüm haram gelirdi bana.. Özlerdim seni..Buluşmalarımız da nasıl atlardım boynuna özledim derdin.. Tenini kokunu ellerini herşeyini seni özledim derdin.. Saatlerce sarılıp, özlem giderirdik.. İsterdim ki zaman dursun gözlerine baktığım anda.. Geçmesin bitmesin diye elimde olsa bütün saatleri kırardım.. Dönmesin dünya isterdim...Doyamıyordum sana!! Ama sen gittin.. Sensiz bir gecem,Bir gündüzüm yoktu..Bırak bunları sensiz düşlerim.. Sensiz nefesim bile yoktu...Şimdi yoksun yanımda işte!! Kim bilir belki de hiç olmadın ki..Belki benim uydurduğum bir oyundun.. Rolünü aldın başarıyla oynadın..Oyun bitti..Işıklar kapandı.. Ve kapkara perdeler yüzüme düştü.. Sende gittin!..Belki de haklıydın kim bilir? Rolü biten oyuncu boş sahne de durmaz ki.. Ben hiç gidenlerden olmadım..O yüzden bilmem bu tür duyguları... Hep kalan hep acı çeken taraftım ben..Ama inan alıştım... Gidenlerin arkasından ağlamaya,yas tutmaya,acı çekmeye.. Çünkü banada bu rol verilmişti..Ama benim rolüm hiç bitmedi.. Hani sanki sonsuz romanlar gibi..Hani bozuk plaklar gibi.. Durmadan kendini başa saran kasetler gibi.. Benim rolüm sonsuzdu..Bitmedi ve bitmeyecekti!! Ama olsun..Ben alıştım hepsine..Alıştım da, bir sensizliğe ve birde unutmaya alışamadım!.. alıntı |
Sen gittiğinden beri çok şey değişmiş hayatımda yeni yeni farkediyorum mesela hiç geç kalmıyorum artık eve yada yolu uzatmak için başka duraklarda beklemiyorum otobüsü, korkmuyorum tanıdık biriyle karşılaşırmıyım diye yolda, her sokağı rahatça geziyorum. kimseye anlatmıyorum neler yaptığımı. mesela biriyle buluşup ayrılık vakti geldiğinde gözlerim onun gidişini izlemiyor yaşlı gözlerle, ardından artık ağlamıyorum… kısa yada uzun vedalar eskisi kadar acıtmıyor canımı. dostlarımla konuşacak çok konum var mesela…
Her şey sen olmana rağmen anlatmıyorum artık kimselere seni. İçimde bir mezar açtım sana kalbimin derinliklerinde, oraya gömdüm sakladım seni. Her sabah bir gül koyuyorum baş ucuna ve her gece dua ediyorum sana gittiğin yerde mutlu ol diye… Bazen dedeme benzetiyorum seni biliyor musun? Onuda çok erken kaybetmiştim senin gibi… oysa yaşanacak ne çok şeyimiz vardı daha. Mesela dedem kardeşimi hiç görmedi senin doğmamış çocuklarımızı görmediğin gibi…oysa ne çok severdi dedem torunlarını tıpkı benim seni çok sevdiğim gibi… Daha yaşanacak çok şey vardı neden bittikki? Sevgili söyle bana, bana karşı bir kerede olsa dürüst ol! Söyle sende üzülüyormusun yaşayamadıklarımıza. Ellerinde güller soluyor mu? Bana alıpta veremediğin… yıl dönümlerimizde kutlama yapıyor musun hala? Resmime özlemle, sevgiyle bakıyor musun? Sarılıyormusun bana sarılır gibi sanki yanındayım gibi... Yoksa senin hayatın aynı mı? Benim yerime başkasını yada başkalarını mı koydun? Yolları hala uzatıyormusun onunla 10 dakika fazla olmak için. Vedalar hala dolduruyor mu gözlerini? Aldığın gülleri başkaları mı kokluyor? Onlar mı kurutup saklıyor? Sende beni gömdün mü kalbine yoksa eski bir eşyayı atar gibi söküp attın mı beni içinden? Beni duy sevdiğim. Duy beni! Ben kalbime gömdüm seni her an içimde yaşa diye. Senden bana kalan bir sen var şimdi içimde. Hep benimle, hep yüreğimde…. Gittinde sevgilim bittin mi sandın sen???... alıntı |
Sıradanlıkların içinden kurtulmuştum oysa seninle. Şimdi bakıyorum da sıradanlıklar esir almış bizi. Çarçabuk bitip tükenen heyecanların içinde...”
Zordur severken ayrılmak. Herhangi bir şeyden, yaşadığınız şehirden, oturduğumuz evden, eşinizden, işinizden… Bir ağaç düşünün; budadınız, suladınız, ilaçladınız; yaprak döküşünü, çiçek açışını izlediniz. Sonra, o ağacın artık sizin olmadığını söyledi birileri. İçiniz yanar. Kimselere emanet edemezsiniz. Çünkü, bu “sevgi”dir, “aşk”tır. Ağaç siz, siz ağaç olmuşsunuzdur. Ayrılık zordur. Artık size ihtiyaç duyulmayacak olması ise en ağırıdır. Bunu sindirmek ise hiç kolay değildir. ”Aşkım, Bir tanem, Canım, Hayatım, Sevgilim” her ne iseniz, artık değilsinizdir. Dün yanı başınızdayken, bugün artık yoktur. Sizden kimsenin beklediği bir şey kalmamıştır. Neyi ne kadar bildiğiniz, neler becerebildiğiniz kimsenin umurunda değildir. Bu dünyada yalnız bedeniniz kalmıştır, ruhunuz ise kimselerin bilmediği yerlerde… Unutmak için akşamları erkenden yatarsınız. Yatakta uyumak için verdiğiniz savaş onu unutmak için verdiğiniz savaşa yenik düşer. Unutamazsınız. Aklınızı yitirme noktasına da gelseniz, unutamazsınız... Derken eliniz telefona gider; isimler arasında dolaşırken tuşlarsınız numaraları… İçinizde bir ses yankılanır; “Neye inanıyorsan öyle davran..” Pehhhhhhhh… Sonra anında wazgeçersiniz, paketteki son sigarayı da içip düşünürsünüz; “Severken ayrılmak hakikaten ne kadar da zormuş” alıntı |
yazamadim.. okudugun gibi.. bir cok kelimeyi kapsayan bir mektup yazmaya calistim.. ama olmadi.. sigmadin.. sigdiramadim seni...
bu tüm sevenlerin - sevdigine yazdigi bir mektup ... tek sana degil.. zamansiz sevgim.. zamansiz mektupum.. mechul sevgilim... adressiz sevilen.. sana bu mektup.. duyma .. anlama.. kendin ciz.. kendin yaz.. senin ne oldugunu.. kim oldugunu.. ne büyük oldugunu.. tek sen bilen.. KENDINE YAZ.. ifadesi yok kelimelerin... bilmiyor.. tanimiyorum seni.. ama yüregini görebildigim.. o yüce yüregin bir damla göz yasinda cözebildigim .. sen .. tek sen.. o bir damla .. koca bir deniz icimde.. o göz yasinda sevdim seni... anlatsam .. sadece o aglayisini anlatabilirim.. en az.. ve en cok onu bilirim.. seni sevmeye yetermi bilmiyorum.. ne desem.. ne yazsam.. cözülmez bir dügüm.. ben cözemedim.. kendimi .. SEN CÖZ.. sen bul bu sirrin en dipsiz .. en kimsesiz ifadesini.. BEN BULAMADIM.. evet OKUDUGUN gibi.. ben bilmiyorum... SENDE BILME!!! BENDEN -- SANA! hos günler.. hos sevgiler.. hos insanlar.. hos yillar.. hos bir yasam icinde ol.. daima... sonsuz ol icimde.. hic ölme! alıntı |
Ben ilk defa sevdim yürekten ve hakkını vererek!!!! Beklide şimdi canımın bu kadar acımasının sebebi budur!evet doğru ayrılık benim seçimimdi. Ama sebebi bana hem bir nefes gibi tanıdık hemde uzay gibi yabancı oluşundu fark etmesende! Evet beklide keşfetmemi bekledin seni!... Ama hiç izin vermedin bana. Yaklaştıkça sana kaçıp uzaklaştın benden. Benle hayatını paylaşmak istediğini söyleyip hep sır gibi kapattın içini bana! Oysa ben seni her şeyini sevmiştim! Beni kıran yanlarına bile hasretim şimdi…..
Her şey bu kadar zor ve acı verici olmak zorundamıydı sanki????? Hep merak ederdim sensiz yaşayabilirmiyim diye evet bak yaşıyorum işte! Eğer nefes almak yaşamaksa…….Yeni yeni öğreniyorum her şeyi sensizliği bile.! Meğer ne kadar acımasızmış hayat…Sen ne kadar az sevmişsin beni, ne kadar kolay vazgeçmişsin sevginden!? Hani hep yanımdaydın ölsem gelirdin peşimden, hani ben senin her şeyindim ve sen hiç birşeyin olmadan yaşayamazdın?!! Hani ben senin bebeğin sevdiğindim? HANİ HANİ…..?!!?? Hani Nerdesin şimdi ve kimlerlesin sildin beni biliyorum ama olmuyor işte ben senin yaptığını yapamadım.! Silemedim seni kalbimden!!!!!!!! Beni hep kandırmana ve bırakıp gitmene rağmen bekliyorum seni çekip gittiğin yerde yine aynı sevgiyle senin gibi değil!!!!!!! Yürekten sevdim ben. Bense seni yaşama sebebim kabul ettim… Şimdi damarlarımla dolaşıyor sevgin, bütün hücrelerimde sen varsın,sen benim iliklerime işledin ölsem içimden sen çıkacaksın sanki.. Biliyorum bigün ya kurtulacağım bu sevgiden yada her acı gibi buna da alışacağım ağlaya ağlaya, yüreğim yana yana!!! ALIŞMALIYIM HATTA UNUTMALIYIM!ama biliyorum sevdiğim; “Ben seni sensiz yaşamaya mahkumum!!!!!..” alıntı |
Yağmurun sesiyle uyandığım bir sabahtan yazıyorum bu satırları. Dün, zamanı durdurup mevsimlerin koynunda seni andık gül kokulu Melek`lerle. Yüreğinin güzelliğini kazıdık bakır renkli bulutların gözlerine…Geceyi mumla aydınlattığımız vakitlerde gül yüzünü işledik yeni filizlenecek tomurcukların göğsüne..Karanlık gökyüzüne ince ince motifledik yüreğindeki sevda kelimelerini.. Yağmurların avuçlarında yıkadık güneşli sabahlarını.Ve sabah olmadan kangren geceyi ve yıldızları deniz kenarında bırakıp usulca gözlerindeki birikmiş yaşlarını içmek için kirpiklerine uzandım. Gizlice geçeceğin yolları senden önce gözyaşlarımla silip üşüyen parmak uçlarına tenimin sıcaklığını serdim...
Gözlerini ilk kez uzaklardan gördüğümde yıldızlar dargındı geceye. Yüreğine usulca dokunduğumda güneş küskündü bulutlara. Hatırlar mısın kalbimizde büyüyen kelimelerin vuslatla öpüştüğünde umuda gülümsemişti yetim çocuklar ? Ay, yaralı dudaklarıyla karanlığı emerken, imkânsız sevdamız gecenin ardındaki şebnem şafağına serildi boylu boyuna. Gözlerimiz gözlerimize değmeden çiğ tanelerinde yıkandı güneşimiz. Güllerin kokularıyla bezendi ıslak tenimiz. Sınır boylarına çekili dikenli tellerin gölge boylarında imkansızlığa inat büyüdü sevgimiz..Büyüdükçe adımız yazıldı bir yaralı ceylanın gözbebeğine. Bu imkânsız sevdaya gökyüzünde yıldızlar, toprakta çiçekler ve satırlarda ıslak cümleler şahit… Ne vakit seni düşünsem, sıvası dökülmüş odama düşüyordu ılık nefesin. Ayazların ortasında tenim üşüse yüreğinin sıcaklığına sığınıyordum.. Ne vakit gülüşlerini çizsem gökyüzüne, gelincikler raks ediyordu yakamozlarda. Ne zaman gözlerimi kapatsam geceye, düşlerinin peçesini kaldırıp dudaklarından yüreğine yuvarlanıyordum. Yağmurlar düşerken avuçlarına, ılık nefesimle gözlerindeki saklı Cenneti soluyordum. Her soluğunda ben Ay`sız geceye sevda yıldızlarını diziyordum. Çünkü sevdanın huzurunda yaşıyordum. Her şeyi unutup varlığını soluyorum kuytu köşelerde. Vakitli vakitsiz seni özlüyorum.. Sıcak yüreğin diye güneşe sarılıyor, senin gözyaşların diye yağmuru öpüyorum. Zamanı durdurup yağmur misali sana yağmak istiyorum.. Hasret cümlelerini gözlerimdeki ateşle küllendirip saçlarına bir cemre ıslaklığında düşmeyi istiyorum. Saçlarından yuvarlanıp yanaklarında soluklanmak..Varlığımın son nefesini senin gamzelerinde yitirmek. Senin yüreğinde hayata son kez bakıp sonsuzluğa senin avuçlarından kanatlanmak. Ruhumu yüreğine yaslayıp ılık nefesinde baharları solumak. Sevdalı iki serçenin birbirlerinin omuzlarına dayandığı gibi senin varlığına dayanıp yokluğunu alevlendirmek. Anlatılacak o kadar çok cümle var ki içinden “ Varlığın en büyük mutluluğum “ cümlesini alıp imkansızlığın içinde bile gözlerinle bahar sabahlarına uyanmak. Bir ırmağın başında ayaklarımı suya değdirip gökkuşağından yağan umut taneciklerinde seni aramak . Ve her an yanımdaymışsın gibi ılık nefesinde üşüyen tenimi ısıtmak. Şehrimin ıslak toprak kokusunda sevdanı solurken satırlara düşüyor yavan kelimelerim. Hasretinin terli sırtını siliyor soğuk rüzgarlar. Duvarlarda asılı duran yoksul kelimelerim sevdanla bereketleniyor. Yüreğine anlamsızca dalıp dalıp giderken bilinmezliklerde susuyor gözlerim. Her şey susuyor sen konuşurken.. Rüzgar bile senin kelimelerinde suskunluğa bürünüyor. Dilim sussa da, yüreğimin nabzı, nefesimin sıcaklığı konuşuyordur belki de ... Sustuğumda aldırma sen. Delicesine soluduğum ve avuçlarıma umutları doldurduğum sendin çünkü… “ Her nefes alışımda, Sana kanatlandırdım cümlelerimi. Gülüşlerinde yaşlarımı kurutup Gözlerine sakladım sevda Cennetini.” alıntı |
Söylemiştim sana... Bir gün kalbim yeniden kanat çırpar, yeniden başka gönülleri misafir eder diye...
Olmadı ama! Senin gibi olmadı! Sana gösterdiğim misafirperverliği şimdi sergileyemiyorum. Sanma ki bu bir geri dön çağrısıdır! Sanma ki bu sevgi haykırışıdır! İzin kalmadı yüreğimi hiçbir köşesinde... Zor oldu ama başardım bendeki seni silmeyi... Farkında olamamışım ama yüreğimden seni koparmaya çalışırken, yüreğimi de koparıp attığımı... Eskisi gibi sevemiyorum artık. Küçücük kalmış yüreğim. Büyük sevdaları kaldırmıyor. Sadece seviyor, tapmıyor... Alışık değilim oysa ben küçük sevdalara... Sevdim mi ölümüne sevmeliyim, Sevildim mi ölümüne sevilmeliyim... Biri CAN dediğinde, sevdiğinin adı çıkmıyorsa ağzından neye yarar o aşk? Aşk mıdır ki o? İstemiyorum ben olsa da olur, olmasa da olur sevdaları... Benim sevdam olmazsa oldu mu yaşamaya değer... Ne olursun ver sendeki kalbimi! Lütfen ver geriye! Daha fazla oyalayamam misafirimi... Deli bir aşk beni bekliyor... Bekletemem aşkı, yoksa küsüp gidecek bana... alıntı |
İçinde kopan fırtınalarla beraber susmak mümkün mü?
Bazen ninnilerle uyutmaya çalışırsın hadi dersin hadi biraz daha uyu duyma içindeki fırtınaları bırak cevap verme sessiz kal biraz... Ne kadar doğrudur ki bu tavır... Korkuyorsundur ne kadar umutlu olmak istesen de o korkuyu içinden atamıyorsundur... Ya yine tam olarak çoşamadan tam olarak doyamadan boşuna boşuna dinip giderse içindeki fırtınalar.. Susmak istiyorum bundan dolayı mümkün mü? |
Kim aldı yıldızları ? YA ay nerede ? neden karanlık her yer bu yağmur hiç durmayacakmı ? hem neden yere düşen damlaların sesi duyulmuyor ? niye kimse konuşmuyor ? ALLAH'ım cıldıracağım sensizlik beynimi yiyiyor. Üşüyorum titriyorum.
Gözlerim kan çanağı uykular haram ******* bitmek bilmiyor. Bir oyana bir bu yana adımlıyorum evi. Bir mahkumun bahçede volta atması gibi sensizliğin bitmesini bekliyorum! bitmiyor lanet olsun içim tükeniyor aşkım yok oluyorum yavaş yavaş yüreğimin atışları iyice yavaşladı kanım donuyor damarlarımda. Dayanma gücüm kalmadı. Bu kadar zormuydu sensizlik ? Bu kadar dayanılmazmıydı AH bebeğim yanımda olmanı o kadar çok isterdimki sokulsaydın bana ısıtsaydın icimi durdursaydın titrememi . Alıp koysaydın yıldızları yerine aydınlatsaydın gecemi. Kendimi çok yalnız hissediyorum dostlarımla birlikteyken onlarında tadını kacırıyorum kapanıyorum içime bu çok kötü bir şey çok... Her şarkı hüzün oldu sensiz *******de her şarkı özlem kokuyor ,küstüm şarkılara bu yüzden dinledikçe içimden bir şey kopuyor ağlama duygusunu atamıyorum. Sensizliğe gömüyorum kendimi caresiz bu zoraki ayrılığın bittiği gün hepsi gececek biliyorum yeniden seninle olmanın hazzini yaşıyorum . Bu olumsuzlukları, hüzünleri, hasretleri silip atacağım yenileneceğim yeniden doğacağım öyle bir sarılacağımki sana ayırmayacak kimse bizi kavuşmanın tüm çoşkusunu yaşayacağım gülüşler gelip yerleşecek yüzüme yüreğimdeki kuşlar havalanacak onlarla birlikte bende uçacağım zaten uzun sürdü kış geldi bitir bu ayazı güneş doğsun üzerimize dağılsın gri bulutlar bahar dallarıyla bezensin etrafımız. Yeşile hasret herkes bizim sayemizde yaşasın baharı onlarda doğanın uyanışına tanık olsun bekliyorum SEVGİLİM..... aşk dolu umut dolu tutku dolu DUY SESİMİ... alıntı |
Yaşadığım bu rüyanın bitmesini istemiyorum sana bi türlü kavuşama korkusuyla her gece uykumdan uyndığım bu kabusun artık bitmesini istiyorum hayallerimde yaşadığın gibi olsaydı herşey benim istediğim gibi keşke sana kavuşma arzusu ile her geçen günleri sayıyorum sana yaklaşma umuduyla ömrümden bir gün daha azalıyor ama ben hala seni bekliyorum beklemekten bıkmadan usanmadım her gün seni umutla heyecanla beni farketmeni bekliyorum...
Bir gün uyandığımda herşey farklı olacak biliyorum hayallerim gerçekleşmiş ve sana kavuşmuş olucam yeterki inacım yerinde olsun herşey gerçekleşir ve be bu hayalin gerçekleşeceğine inanıyorum... alıntı |
bak işte burdayım, gözlerim yine mahsumane bakışlar ile bakıyor hayata, hep sen varsın aklımda, ve gülüşlerin var hayalimde, ağlamak sızlanmak istiyorum, bazen kendimi en yakın otobana yol şeridi olarak uzatıp ölümü defalarca üzerimde hissetmek istiyorum, ama yok olmuyor, anlayamıyorum bi türlü, ya hani ben sensiz yaşayamazdım, hani sen gidince ben ölüme mahkumdum?, ya sensiz uyanmak zor geliyor, güneş gözüme değdikçe sensiz sensiz, üzerime çekiyorum örtümü ve saklıyorum kendimi hayattan, ama olmuyor yaa olmuyor,
nedir bu söylermisin? tamam sensiz yaşamak zor bunu anladım da, peki söylermisin sensiz ölmek neden zor geliyor bana???? alıntı |
yaqmurlar...
sna olan aşkımın habercisi... ne bir bulut,nede bir sis hiçbişy..sadece bir damla..sadece bir yaqmur damlası..herşeyi anlatmya deqer.. okdr uzaksınki (!) sna bir damlayla ulaşmya çalışyorm..nekdr anlamsız dimi. sna qöre öyle biliyorm..ama bnm için önemi okdr büyükkii.! nereye kdr bilmiyorm..inan hiçbirşey bilmiyorm..bir damla, sadece bir damlayla sna nasl ulaşabilirm hiç bilmiyorm.. bn kendimide kaybetmişim..benliqimide bilmiyorm..birtek "seni" biliyorm...içimdeki seni..bir damlayla ulaşmaya çalıştıqım seni..bna uzak olan seni... her qeceye sen diye, qündüze biz diye bakıyorm..oyzdn ayaktayım ya.. aslında herşeyin farkındayım..biz diye bişy yok!! olamaz! yok, yok, yok biliyorm... qözlerin uçurum qibi..bakmaya korkuyorm..anla bni seni unutamıyorm! ölürüm yoluna, ölürüm yoluna sonum olacaksn..! ne bir qece, ne bir qündüz, ne yıldızlar, nede bulutlar..sna sadece bir damlayla sesleniyorum..qönlümn damlası.. bir yaqmur damlası...dokunduqu yeri yakan..kalbimi delen..seni arıyan.. yaqmurlar, sna olan aşkımın habercisi... yaqmurlar, sensizliqimin, yalnızlıqımın habercisi alıntı |
Dalgalar..
Hayatımın tümünü esir alan dalga sesleri..Sizin için her bir gülüşüm.. Hayatım sizden bir parça çünkü.. Yazlarımda oluyor kışlarımda.. Yağmurlarla geliyor dalgalarım..Buz gibi vuruyor gönlümün sahillerine.. Öylesine üşüyorum ki.. Ama biliyorum,sadece arkadaşımsınız,yoldaşım.. Belki de renkdaşım..Aynı rengi taşıyorum sizinle.. Baharlarım oluyor ,durgun sahillerim.. Misafirlerim oluyor sizler gibi,çırpınışlarımı izlemeye gelen.. Onlar için sadece bir manzarayım..Sadece bir manzaradan ibaret.. Biraz bakıyorlar, gözlerine çekiyorlar sonra,başlıyorlar sohbete.. Öylesine güzel gülümsüyorlar ki,utanmasam, yasaklanmamış olsa sevgi bana, erişip onlara,ortak olacağım gülüşlerine..Ama olmuyor,yapamıyorum!.. Sonra yaz geliyor birden..Ben yine sadece eğlence olarak kalıyorum..Ben üşüyorken yanıma yaklaşmayan kimseler,dolduruyor dört bir yanımı..İçime sokuluyor kimi.. Seviyorum..Öylesine seviyorum ki o zaman, tüm yasakları delip yine coşmak geliyor içimden.. Sarmak istiyorum dalgamın o büyük coşkusuyla.. Ve sonum.. yine terkediliyorum,yine terkediliyorum.. kıyılarımdaki sıcak sığınıklardan birinde gelgitlerimi alaycı ve eğlenen bakışlarla izleyen o gözlere rastlıyorum.. Ve yine.. Ölüyorum,ölüyorum,ölüyorum!! Tugce.Y. |
Yüz görümlüğü, beşi bir yerde gibi duruyor her cümlen ,bahar bahar açmış göğsün orta yerinde...
Gördüm... Hüzün çöreklenmiş bir bakışın ,duvar diplerine sindirten acizliği anımsatan bir çaresizliğin duyulmayan çığlığı gibi duruyordun ,karalanmış sayfalar içinde...Ses versem duymayacak kadar derin bir hüzne daldırılmış bakışın ve el versem ,elime uzanamayacak kadar diplerinde kaldığın hayatın isyan yüzündeydi yüzün ... Sustum... Gördüklerimi görmemiş olmayı dileyecek kadar sustum...Susanlara isyanla geçirdiğim ömrümün her çığlık anına ihanet edercesine sustum ....Ve susmanın ne acımasız bir eylem olduğunu anladığımda susanlara artan öfkemle bozdum sessziliği çoğaltan herşeyi ...Herkesi ve her sesi... Ağladım... Öylesine bir isyanın eşiğinden dönüyordum ki ;bildik tüm aynalar paramparça oluyordu inanç yüzlü bakışlarda...Kime baksam ben ,kime baksam ayna ,hangi aynaya baksam paramparça...!Gözbebeklerime baktığım yere batan cam kırıklarıydı ,öfkeli bulutları yağmuruna kavuşturan... Bir damla... Bir damla daha... ... ........... Yağmur yaş olup ,oluk oluk akıyordu zamanda....Her olukta biraz kan ,biraz tuz...çokça keder doluyordu sokaklar... Dur/ul/dum... Sokak aralarında anaforlara tutulmuş ,yüreği fırtınadan sağ çıkarmanın telaşı düşerken us'a,düşünceli düşünceler hayat öpücüklerine boğuyordu yürekten yaralı çıkmış her duyguyu ve mantıklı köşelere çekiyordu her birini güvenli döşeklere yatırmanın özlemiyle...Yağmur durduğunda durulmuştu herşey ...Dupduru bir bakışın aynasında ilk kez parçalanmayan bir yüzle uyanılıyorken güne ,ışık kırılmalarını yansıtmayan yeni bir aynanın keşfi yaşanıyordu gülümseyişler içinde... Gülümsedim... İçten bir gülümseyişin ne çok yaralıyı hayata döndürüşüne şahit kılınmış hayat oyununda ,yarasına tebessüm basan bir gaziydim artık ...Aşkın gazabından sağ çıkmayı başaran... Kaç eylemlik bir savaştı baksana... Gördüğü ateşe ,susarak atlayan ve ağladıkça durulan bir tebessümün hikayesiymiş uğruna kıyasıya savaşılan.... alıntı |
Karanlıklar sarmış yine dört duvarlarımı karmaşık duygular içinde yazıyorum bekliyorum onu güzel bir geceden sabaha karşı ...!
Hiç çok neşeli oldunuz mu ? Hiç yüreğiniz kıpır kıpır oldu mu ? Hiç heyecanlandınız mı ? Hiç kendi kendinize konuşup bişeyler istediniz mi ? Hiç hüzünlendiniz mi ? Hiç boğazınıza bi şeyler düğülenip yutkunamadığınız oldu mu ? Hiç şöminenin başına geçip elinizde şarap, baş ucnuzda mum ışığı, şöminenin ateşine bakıp onu düşünüken arka fon müziğinde bob dylan one more cup of coffee yi dinlediğiniz oldu mu ? Hiç düşünürken ağladığınız yada ağlarken nefret etttiğiniz ama aynı zamanda sevdiiniz biri oldu mu? Yada hiç bunları yapmazken hiç ağlamaya, sevmeye değer biri olmazken böyle birinin biyerlerde seni beklediğini onunda senin ardığını yada yanından geçen herhangi birinin o olduğunu yıllardan beri hasretini çektiğin sevginin yanı başından geçip gittiğini düşlediğiniz oldumu ? Benim oldu...! Herhangi bir ilişkiden çok ; Sevmek istediğim sevdim sandığım derken aldandığım, buldum derken bulamadım sevgiyi, ona şiirler yazıp okuyamadım yada o çok sevdiğim gülleri, geçtiği yollara dökemedim onu karşısına geçip gözlerinin içine bakıp SENİ SEVİYORUM diyemedim ama her zaman biliyorum onun bi yerlerde olduğunu onunda beni beklediğini bu yüzden heyecanlanıyorum neşeleniyorum belkide yanımdan geçiyor bilmiyorum yüreğim kıpır kıpır oluyor bazen hüzünleniyorum onunda bana ihtiyacı olduğunu düşünüyorum...! *******i onun hayali geliyor isli buğulu bir şekilde yüzünü bilmediğim tam gördüm görüyorum derken rüyadan uyanı veriyorum sabah oluyor ******* güzel Rüyalar hecanlı Sabahlar hüzünlü alıntı |
İçindeki zehiri akıtmak için alma yanına hiçbirşey...
Günübirlik gezilere açıl; önemli mi nerde sabahladığın? Kaç biraz kendinden,ruhunu pamuklara sarıp, dinlendir. Takma kimseyi; arayanın olmasın, soranın hiç olmasın kendini kendinden al, yine kendine kal.Herşey öyle karmaşık ki bırak dağınık kalsın,nasıl olsa birgün çözmek zorunda kalacaksın.Bazen sadece ama sadece kendin lazımdır kendine. Bir sandal kirala; üstünde dolunay, altında yakamoz bi gecede olsa sat dünyanın anasını... İç içebildiğin kadar; hatta sarhoş ol,dağıtmazsan toplayamazsın.. Şarkı söyle nara at gerekirse,rezil olmaktan korkma,en büyük rezilliklerle,- toplumsal değer yargılarıyla_ eziliyorsun zaten. Sadece sevdiğin bi kaç kişiyi ara, çocukluğundaki parka git,ilk aşkınla buluştuğun ormana,karne hediyen dondurmacıya git.Hiçbişeyi imzalama, ütüleme gömleğini bi kez de,bırak tozlu kalsın ayakkabın.Yağmurda ıslanmalısın; dönüşünde bir çorba yapan bulunur, korkma hastalanmazsın.. Dudağının kenarında kıvrılmış ufak bir gülümsemeyle döndüğünde,tenin hafiften kavrulmuş olacak,gözlerinde yakamoz parıltıları,yüreğinde sevinç olacak,tutuşmuş eteklerin, hızlanırken adımların insanlar arkandan bakakalacak... Soranlara söyleme; sana ne olduğunu 'aşk değil de' sadece, kafaları daha da karışacak.İçindeki sihir geceyi üstüne çekip, gözbebeklerini ağırlaştırdığında tatmadığın uykular sana uyanacak. İçindeki zehiri akıtmak için alma yanına hiçbirşey. Eğil içine bak ,orda ihtiyacın olandan fazlası vardır herzaman.. alıntı |
kendi cezasını kaldıran son insan gibi hissediyorum kendimi.
ne cezamı kaldıracak güçteyim, ne de sana geçmiş diyebilecek kadar cesaretli... sevmenin ne anlama geldiğini senden öğrendim. karanlık korkutmazmış, rüzgar üşütmezmiş insanı meğer... yalnızlığın bile bir bedeli varmış, yokluğunla öğrendim! ben seni her şeyinle sevdim! kimi zaman göz yaşlarımın içindeydin, kimi zamansa kahkahalarımda... bilmeni istiyorum; HER ŞEYİN BEDELİNİ ÖDEDİM! bazen varlığınla savaştım bazense yokluğunla... ama ellerim hep avucundaydı, sıcaktı... hiç bir şeyin arkamdan ıslık çalmasını istemiyorum. farkına varmadan öğrenmişim; MEĞER ESKİYORMUŞ ZAMAN ve AYNI KALACAK SANDIKLARIMI DA ESKİTİYORMUŞ... ama benim eskilerim olmayacak sevgilim SENİ ZAMANA BIRAKMAYACAK KADAR YÜREKLİYİM... alıntı |
Bu dinlediğim son şarkı bizim üstümüze söylenmiş. Kilit vurdum kalbime, umutlarıma. Ne bundan böyle sevdaya dair bir şeyler beklenebilir yüreğimden ne de nefret edebilirim birinden. Ben hamal değilim ki; hep kahrını taşıyım ömrün… Alın artık üzerimden hayata dair ne varsa. Alın sevdaya dair acıları, paylaşın aranızda...
Sen sanıyorsun ki, kolay geliyor gidişin bana.. Arkanı döndüğün ilk andan gözlerim gülecek mi yeniden sanıyorsun? Söylesene! Sen ne sanıyorsun aşkı, sevgiyi, söylesene! Kolay olan, kaçmaksa, yalansa, vazgeçişse; ben zor olanı seçiyorum ve Seni Hala Seviyorum. Sen öyle san, farzet ki her şey çok kolay... Gittiğini sandığın sen, giderken bende kalanlarını, yani seni, yani aşkı, yani bizi alamayacaksın benden.... Geri vermeyeceğim onları, benim onlar, bana ait. Biliyor musun, acı olan asla gidişin değil.. Belki bir gün sevmeyi öğrendiğin de yanında ben olmayacağım.. Bir sabah gözlerini yeni doğan güne açtığında başkası olacak yatağında.. Benim içinse sadece “sen” var olacak baktığım her yerde... Ve işte ilk defa o gün sebepsiz ağlayacağım, o gün yağan yağmur gizlemeyecek gözyaşlarımı. Kim bilir belki de aynadaki hayalin ilk kez asacak suratını bana ve o sabah sensiz ve üşümüş uyanacağım! Her şeyin bir bedeli var biliyorum ve bende bu bedeli ödüyorum. Ödediğim bedel sensizlik, yalnızlık, aşksızlık. Oysa yüreğim her şeye rağmen mutlu olmanı diliyor.... Seni bulduğum yerden başlıyorum yürümeye.. Seni düşünüyor ve gecenin ayazında üşüyorum.. Veda bile etmeden gidişin geliyor aklıma, sadece susuyorum….. alıntı |
Ben’li cümleler kurma… Yazılarına düşmesin karanlığım… İçimdesin kanıyorum… Beyaz sayfalarına bulaşmasın kirli kanım… Sevdim seni… Kendime bile itiraf etmekten korkacak kadar sevdim… Bu yüzdendi senli cümlelerimi en derinime hapsedişim… Bu yüzdendi uzanan elini görmezden gelişlerim… Bu yüzdendi “gel” deyişlerini duymamazlık edişlerim…
Sevdim seni… Nedensiz, beklentisiz, gerekçesiz, tanımsız… Sevdikçe korktum kendimden… Sevdikçe uzaklaştım senden… Yeni hayaller, yeni düşler kuramayacak kadar yorgunum… Sevme beni, benim bezmişliğim değmesin sıcacık yüreğine… Sevme beni, korkuyorum… Alışık değilim bana dair yazılar yazılmasına… Bugüne kadar hep bendim içini döken beyaz sayfalara başkaları adına… Hep bendim satır satır kanayan… Simdi senin satir aralarında kendi adimi hecelemek hiç görmemem gereken mavi bir duşu anımsatmakta… Bu düse dalmak istemiyorum… Çünkü biliyorum, her düş karabasana dönüşmeye mahkum… Biliyorum her düş apansız bir uyanışla son bulmakta… Bu düşe dalmak istemiyorum, bu düşten uyanmak istemediğim için… Sevme beni, korkuyorum… Bu ruh, bu yürek alışık değil yaralarının sarılmaya çalışılmasına… Ömrümce içimi cam kesikleriyle lime lime edenlere koştum ben… Benden beni calip geri vermeyenlere uzandı ellerim yıllarca… Hep bekleyendim, hiç olmadı bekleyenim… Simdi ne olursa olsun bekleyenim olacaksın biliyorum ama inanamıyorum… Bilip de inanmamanın nasıl olduğunu sorma bana… Yine, ben anlatmasam da beni anlamana sığınıyorum… Sevme beni, korkuyorum… O kadar uzun zaman beklentisiz, karşılıksız sevdim ki insanları ve o kadar uzun zaman beklentisiz, karşılıksız sevilmeyi bekledim ki, artik yitirdim inancımı… Artik onlardan biri olmak için kendime rağmen kendimle cebelleşirken çıktın karşıma… Sevme beni, kendime geri dönmemeliyim… Sevme beni, korkuyorum… Korkumdan yazmadım sana bunca zaman… Korkumdan içimdesin… Ben’li cümleler olmasın satırlarında….Okuyunca içim içime sığmıyor… Yansımamı sende görmek yüreğimi yakıyor… Sen yazdıkça, çok eskide kalan bir masal belli belirsiz benliğime süzülüyor… Sevme beni, korkuyorum… Simdi zamansızlıklarımda boğuluyorum… Gereksiz meşguliyetler yarattım dünyevi istekler adına… Kaçışımı kolaylaştırsın diye önemli insan rollerine burundum ahmakça… Kendimi kandırıp, kendimden kaçıp kaybolmanın, yok olmanın, hiç olmanın derdindeyim… “Ben” olarak tutunamıyorum… Sevme beni, korkuyorum… Sevme beni, “Beni sevme” derken içimi parçalıyorum, içime kanıyorum… Sevme beni, hak etmiyorum… Sevme beni, seni seviyorum… alıntı |
Bir durgun suyun sessiz çığlıklarıdır sana yazdıklarım ya da bir evladın sırtını annesine dayamışcasına güven duyduğu bir sevdadır yüreğine fısıldadıklarım. Nerdesin, kiminlesin bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum. Sadece yüreğinin " yüreğimde " olduğunu biliyorum..Kelime dağarcığı kıt olan yüreğimin en fakir cümleleriyle seni " sana " yazdım. Yazmalıydım; satırlara işlemeliydim sevgimi ve içimdekileri çünkü senli kelimelerim hiçbir zaman ölmeyecek. Her Beniâdem gibi yüreğim sonsuzluğa gömülecek. Oysa ben seni " satırlarda " ölümsüzleştirdim.
Yazmayı seviyorum. Bir nefes alış verişi gibi. Acıyla yıllarca kanamış yüreğimi sevdasıyla güldüren seni " sana yazıyorum. Bir durgun suyun sessiz çığlıklarıdır sana yazdıklarım ya da bir evladın sırtını annesine dayamışcasına güven duyduğu bir sevdadır yüreğine fısıldadıklarım. Nerdesin, kiminlesin bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum. Sadece yüreğinin " yüreğimde " olduğunu biliyorum..Kelime dağarcığı kıt olan yüreğimin en fakir cümleleriyle seni " sana " yazdım. Yazmalıydım; satırlara işlemeliydim sevgimi ve içimdekileri çünkü senli kelimelerim hiçbir zaman ölmeyecek. Her Beniâdem gibi yüreğim sonsuzluğa gömülecek. Oysa ben seni " satırlarda " ölümsüzleştirdim......... Senin yüreğin tarafından sevilmek, Gözlerinden sunulan bir yudum sevdayla yetinmek, Bana sunulmuş en büyük hediyelerdendir. Yüreğinin yarattığı sevdada ben senin gülüşlerinde nefes alıyorum...Seninle gülüşleriyle hayata tutunuyorum.. Ne mutlu sana ki, satırlarımda ölümsüzleşeceksin. Ne mutlu bana ki ; fakir kelimelerim seninle sevgisiyle zenginleşecek.. Ne mutlu bizleri " biz " yapan sevdamıza.. Ne mutlu ayrı bedenleri tek yürekte soluk aldıran aşkımıza... Ölen bedendir, ruh değildir. Sönen külllerdir, ateş değildir. Gülümseyen gözlerdir, gamzeler değildir.. Sevilen yürektir, bedeni değildir.... alıntı |
Yıldızlar
Sen yıldızları severdin, aslında her yıldız sendin.Sana sarılırdım, bütün yıldızları kucaklardım.Sana dokunmak, koca evreni avuçlarımın arasına almak gibi bir şeydi. Yokluğun canımı acıtırdı, parça parça olurdu yüreğim “Kalbimin küçük parçalarını toplamaya çalışırdım yeniden”.İçimde kopan fırtınaları sayamazdım.Sessizleşirdim.Saatlerce ayakta, yalnız başıma, öylece” bakar dururdum seni götüren yollara… “Kimseyi fark ettirmezdim” savaşımı.Yokluğunla savaşmak, görünmeyen bir düşmana karşı kılıç sallamak demekti.Yorulurdum, dizlerim titrerdi.Düşerdim, kalkardım ama sensizliği yenmeyi hiç başaramazdım En büyük korkumdu sensizlik.Korkularıyla yüzleşebilen cesur insanlardan ol madım.Çünkü sensiz olmayı yediremezdim kendime.Bir kez kabullensem, sanki o an çıkıp gideceksin gibi gelirdi yüreğimden.Oysa olmasan bile seni yüreğimde taşırdım.Orada olduğunu bilmek bana hayata tutunma gücü verirdi.Korkumla yüz- leştiğim anda o gücü kaybedeceğimi sanırdım. “Gece uykularım kaçar”, yalnızlığa lanet ederek dört duvar odayı sabah kadar adımlardım.”Bakamadığım aynalar” kırılır, binlerce cam parçası bedenime batardı. Bir sigara, bir sigara daha…”Dumanını savuştururken tavana” duvarla üzerime yıkılırdı… Sonra hayaller gelip çöreklenirdi üzerime.Gözlerimi kapatıp dalardım.Sonsuz Bir yeşilliğin ortasında, baharı yaşarken bulurdum kendimi.Çiçek çiçek açardın, Kokun başımı döndürürdü.Bir gül yaprağı gibi ipeksiydi tenin.Öperdim seni, soluğum kesilirdi.Bir hafif yağmur başlardı.Her damlası başka bir sevdadan süzülen o yağmurda ıslanmaktan inanılmaz bir haz alırdık.Koşardık, her ağaca selam verir, doğanın o müthiş enerjisini hisseder, adeta yeniden doğardık. Bir hayalden bir hayale geçerken sabahı karşılardım.Güneş pencereden içeri girer gecenin kasvetini bitirirdi.Yıldızlar bir sonraki geceye kadar çekilirdi gökyüzünden.Ama içimdeki karanlığın tek ışığı sendin.Sen olmadan ben aydınlanamazdım.Güneş olsa da olmasa da o gün sensiz yaşanacaktı çünkü… Ve ben sensizliği yaşarken hiç ağlamazdım…Sadece, ”yıldızlar düşerdi gözlerimden”… alıntı |
İskelenin en ucundaki, en gıcırtılı tahtanın üstüne oturmuş, denizdeki nereye gittiklerini bilmediğim, bilmeyi de istemediğim parlak renkli balıklara bakıyorum. Bir süre izleyebiliyorum ancak onları, sadece bir yere kadar görebiliyorum, sonrası görünmüyor.
Nedense her düşüncemin arkasına bir olumsuzluk eki katılıyor bu günlerde... Devrik düşüncelerle pekiştiriyorum bu ruh halini. Düşüncelerimin bağlaçları yok, sırf kafiyeli olsun diye kurulmuş iki yabancı cümle gibi birbirinden kopuk ve anlamsızlar... Hava sıcak, su ılık, toprak soğuk, ben yanıyorum. Gitsem diyorum, şöyle yağmurları olan uzak bir yerlere... Günahlar gözyaşlarında yıkanır, diyor birisi, yağmurlar kadar çok gözyaşları istiyorum o zaman diyorum içimden... ve eğer ağlayabilseydim ne yağmuru ne de küçük bir ağacın en küçük yaprağına düşen yağmur damlasının süzülüşünü bu kadar çok sevmezdim herhalde... Gitsem diyorum, balıklarda gitti zaten. Yıllardır tanıdığım, bana yabancı olan bu evin derin sessizliğinde aslında normal çıkan bütün seslere bile bile kulak verip, kendi kendimi bile bile korkutuyorum. Sonra korkuları susturmak için, kendi kendimi susturup sadece yüreğimi seslendiriyorum, çünkü duymak düşünmekten daha az üzüyor insanı. Yüreğini ve beynini sırtlanmış, yükünden yorgun adamların halleri geliyor aklıma. Herkes uyurken korkuyorum, sessizlikten, sessizliğimden... Gitsem diyorum acıları alıp, yalnızlığa sarılmaya.. Yıllardır bilip tanıdığın, yanlış şehirde, doğru otobüse binip, yanlış durakta indiğini fark ettiğinde yürümek zorunda kalmış gibi, geçte olsa gitsem diyorum... Ve senden daha değersiz olan anlamsız şeylerin bekçiliğini bırakıp, ayağını acıtan ayakkabılara, sıcağa, fırtınaya rağmen ne varsa yakıp yıkıp ardına bakmadan yürümek gibi... Gitsem diyorum, biraz ölsem... alıntı |
Bıraktım suskunlukları bir yana bağırıyorum. Boğazımı yırtarcasına haykıra haykıra bağrıyorum.
Sana sevdamı anlatıyorum. Yüreğimi ihbar etmekten korkmadan içimdeki deli dolu çoşkuyu saklamdan heycanın en büyüğünü yaşayarak her haykırışımda çoğalarak anlatıyorum. Sensizliğin beni boğduğu zamanlara inat cesurca yürüyorum aşkın denizinde. Ne ihanetler var ne yalanlar o sonsuz mavilikte. Senin yüzün senin tenin senin gülüşün besliyor beni tohumdum filizleniyorum bir koca ağaca döneceğim biliyorum. Dallarım seni taşıyacak yeşil yeşil köklerim seni saracak taa derinlere kadar. Hiçbir yıldız kaymayacak artık ay karanlığa dönüşmeyecek yağmurlar üşütmeyecek. Sana seni anlatmaya gücüm yetmiyor öyle güzelsin ki... Öyle güzel gülüyorsun ki... Bak senin gülüşüne özeniyor herkes mutluluk dağıtan bir yanın var senin. Sen gülerken benim içim içime sığmıyor çocuklaşıyorum. Sen gülerken mevsim bahar oluyo nasılda ısınıyor dünya. Sen gülerken ben bir sonraki gülüşün özlemini duyuyorum olacak şey mi bu? Sen gülerken gözlerin aşkı anlatıyor ah o zaman eriyorum. Gözlerin dedim de içim titredi. Bazen çocuk olan bazen baştan çıkaran o bakışlarına alev dudakların eşlik ediyor.Sevdan beni benden aldıkça yoldan çıkıyorum. Gönüllüyüm korkma. Nereye istersen gelirim seninle hangi iklimi seçersen orda olurum. Deniz kızı ol çağır beni denize sonsuza kadar kalırım orda seninle Sensiz zamanlarm vardı ya benim bir daha olmayacak... Söz verdim kendime bu hayat sensiz yaşanmayacak. Yazılar şiirler sana yazılacak şarkılar sana söylencek kadehler sana kalkacak. Senin olmadığın yerde bu yürek bir an bile kalmayacak. Bak herkse aşkı arıyor görüyor musun? Biz bulduk şanslıyız. Ya hiç görmeseydim seni ya hiç tanımasaydım? Şimdi yine uyanmak istediğim uykularda olmaması gereken sabahlarda bin parçaya bölünmüş umutlarda ve hep yalnızlıkta olacaktım. Seni sevmeseydim kendimide sevmeyecektim. Bana yeniden sevdirdin kendimi yeniden barıştım yüreğimle. Yaraları kapadım dindi kanayan acılarım... Bir tek sensizlikten korkuyorum.Korkmakda neymiş ödüm kopuyor. Mutluluğa çabuk alışıyor insan. Ben senin verdiğin mutluluktan senden aşkından ayrı kalmak istemiyorum. Ah yar! seni anlatabileceğimden çok daha fazla seviyorum... alıntı |
Korkularım...
Sevme eylemini seninle özdeşleştiriyorum.Hatalı mıyım bunda¿ Ya birgün yok olursan¿ Ya bilinmedik diyarlara gidip beni bu kentte bir başıma bırakırsan¿ Her geçen gün içimde sen büyüyor,biliyorum birgün sığmayacak,taşacaksın.Ben bunun coşkusunu yaşayacağım,evet ama ya sen bu sevmeyi kaldıramazsan¿ Biliyor musun,seni sen kadar sevmek de yetmiyor bana.Senin kendini sevmeni bile kıskanıp “Ben,kendini sevdiğinden daha çok sevmeliyim onu” diye düşünüyorum.Bu tehlikeli olmamalı.Söz geçse yüreğime,durduracağım kendimi ama bu aralar kalbim benden bağımsız hareket ediyor.Yüreğim özgür bırakma işime de geliyor aslında.Böylece seni daha çok,daha çok,her şeyden çok sevebileceğimi anlayabiliyorum Küçük sevgiler sana göre de değil.Sende sana büyük sevgilerin sunulmasını istiyorsun.Ama diyorum ya,ben sevgimi büyüttük,seni kaybetme korkum da bir o kadar artıyor.Aşk korkularla birlikte yaşamaz,fakat bu başka bir şey.Yokluğunu düşündüğüm zaman içime oturan acıyı tarif etmem mümkün değil.Seni benden bir parça koptuğunda acı duyarsa,işte aynı acı benimde hissettiğim.Üstelik bu sadece yokluk düşüncesinin verdiği bir acı.Gerçekten yok olduğunda nasıl bir acı duyacağım acaba¿ Seni çözdükçe,sırlarını öğrendikçe hayranlığım daha da artıyor.Aşkın bize çizdiği yolda seninle el ele,yürek yüreğe yürümek kadar güzel bir şey olamaz.Hayranım dedim ya sana,ciddiye al beni.Her hareketin,her tavrın ezberimde.Beynime kazımışım. Gülüşlerin,bakışların,dokunuşların her yerde,her zaman aklımda.Tanrısal bir sevda bu Öncesi ve sonra olmayan,bitimsiz Aşkı hep böyle yaşadım ben.Ateşlere attım kendimi hiçbir pişmanlık duymadan. Yaşadığım her anın kıymetini bilerek,her ana apayrı anlamlar yükleyerek.Ama ilk kez yemin ederim meleğim ilk kez kaybetme korkusunu bu kadar yoğun hissediyorum içimde.Demekki ilk kez böylesine derin seviyorum.Yeniden sığ sulara girme ihtimali beni bu kadar korkutan.Elini uzat bana,bak gözlerime.Yeneceğim korkularımı… alıntı |
Sen gittiğinden beri çok şey değişti buralarda. Mevsimler... Sonbaharlar, ilkbaharlar ve sensiz kışlar... İnsanlar da değişti, daha iki yüzlü, daha umursamaz oldular sevgi pınarında, pınarlar kurudu.
Sen yokken kimse sevmiyor kucağına yatırıp siyah lülelerimi, o yüzden belki saçlarım toplu geziyorum hep. Kimse tutmuyor elimi, götürmüyor tozlu yollarda hemşireye iğne yapsın diye. Sırf senin geri gelmen için tekrar mikrop kapıp tekrar hastalansın istiyorum ciğerlerim. Kimsenin öpemiyorum pamuk yanaklarını, bakamıyorum yaprak yeşili gözlerine. Kim bir daha sırtına alıp döndürecek beni? Kim benimle oyunlar oynayacak sabahın köründe? Kıyamazdın bana, ama kıyıyorlar şimdi. Kimseler sevmiyor sen gittiğinden beri. Gelsen onları pataklasan ne olur? Her gün biraz daha kanıyorum, kimse silmiyor sandık lekesi olmuş mendiliyle kanlarımı. Çok yalnızım senelerdir, yanımda yoksun sen. Kışları severdim sen varsın diye, senliğinin eriyişi gözlerimin önünde boğulduğundan beri karların içinde sevemiyorum hiçbir şeyi. Kardelen gördüğümü sandım ama basit kırık bir ağaç dalıymış o, farkına yeni vardım. Pollyanna ile konuştum geçenlerde. Bir bilet istedim ondan yanına gelmek için, en güzel beyaz elbisemi de giydim. Bütün sevecenliğiyle yüzüme bakarak imkansız olduğunu söyledi. Sonra bir kelebek buldum kırmızı kanatlı, kanatlarına tutunarak uçmaya çalıştım ama kanatlarını kopartıp ölümüne sebep oldum sırf kendi bencilliğim için. Kanatlarım yok benim senin gibi, uçup gelemem yarınına. Bir kere görsem yüzünü, koklasam beyaz sabun tenini öpsem doyasıya, başka bir şey istemem. Ama gelme ihtimalim yok senin yanına, üzgünüm. Sana bir söz vermiştim gitmeden önce, büyük adam olacağım diye. Sözümü yerine getiriyorum ama sen nerdesin? Sen de yanımda olacağına dair söz vermemiş miydin bana? Seni özledim ve her zaman yaptığım gibi el sallıyorum gökyüzüne, belki görürsün diye. Yanımda olduğun zaman kaçardım senden köşe bucak, neden kaçtığımı anlayamıyorum belki sevdiğimden. Şimdi söylesem bir şeyi değiştirmez çok geç kaldım biliyorum ama söyleyeceğim: Seni çok seviyorum Kraliçe. Sanırım şimdi yaşama dönmeliyim senin istediğin gibi. Özür dilerim yine istediğin gibi olamadım, ama en önemli sözümü yerine getireceğim. Sırf senin için... Yaşayacağım... alıntı |
Ben yine bu saatlerde evdeyim dün ve bir önceki günden farklı olmayarak. Ellerim her gün yeni bir kesik ve yere damlayan bir kaç damla kan ve bazıları evde uyurken ben hala dışarıda bir şeyler arıyorum belki de yıllardır arayıp bulamadığım şeyi. Yeter artık demek için bile vaktim yok. Kirli akşamlar temiz gibi görünen sabahların ardında duran bir adam. Hayat ne bir su ne de güzel bir ırmak misali akıp geçiyor. İsyan değil belki ama uzaktan 7. kuşak bir yakını. Bu gece son biraz sonra diye başlayan mısraların sonuna koydum gençliğimi ve bitiriyorum zamanı bu akşam bir daha. Ve her zamanki her seferindeki gibi kendime söylediğim şeyim. Belki herkes gibi belki de hiç olmadığım gibi. Anlaşılmak istemiyorum konuşmak zor oluyor bu zamanlarda ağlamak da... Ve ben beni bırakılan yerin bir adım ötesinde kaçırmış olduğum trenin bir sonraki seferini bekliyorum. Oturacak ne bir yer var ne de telaştan... Sadece bir sigara var. Geçmişin sinema perdesi geleceğin kanserli yalnızlığı bekliyorum bekliyorum bekliyorum. Sadece trenin değil. O acı o iğrenç o acımasız düdük sesini. Çaldığında perde çoktan kapanmış. Sigaram çoktan sönmüş ve ben bir önceki treni neden kaçırdığımın farkındalığında saklıyor olacağım son göz yaşlarımı. Şimdi ölüyorum. Hissetmiyorum acıyı şimdi gömün beni. Parçalarımı toparlayın diğer şehirlerden eski sevgililerimden gözlerimi alamadığım o masum çocukluğumdan.
Gömün beni doğduğum saate yakın. Şimdi zamanıdır ölmenin... alıntı |
Aslında bütün suç benim...
Hayaller kurmaktan vazgeçmeyen,masum bir ruh var ki bende...inatçı insanlara güvenmek,inanmak konusunda inatçı...suçlu ruhum,asıl suçlu benim... Aşkmışşşşşşşş........ aşkkkkkkkk.. varmış.... Bende bir körlük sorunu olsa gerek...Hani nerde? Ben sen aşksın sanmıştım... Merhabalar ne kadar kolaysa elvedalar o kadar zor...Benim merhabalarım da zordu bu yüzden.Sana kadar.... Geriye dönüş zamanıdır şimdi.zoru başarıp elveda demeliyim! El-ve-da!!!! Sonra merhabalarım zor olmalı yine,çünkü acı çekmek zevkim olmaya başlıyor...Kaldığı kadarını kurtarmalıyım kendimin... Hayatmış tuzakları kuran.Koca bir YALAN...Esas tuzakçı bizleriz...Sevmesek tuzakları nasıl olur da belki doğrudur diye aşkkk sandıklarımıza eyvallah çekeriz... Bir yanılgı daha işte.Söylerken acısa da içim söyleyeceğim...Sevmiyorum seni....bu da yalan... Ama ağlaya ağlaya vazgeçeceğim.Hiç bilme istiyorum...Bilmeyeceksin. bunu hiç hak etmedin.... Tekrar karşılaşacağız,arkadaşım kalmak zorundasın hiç bilinmesin aşkım diye...Başka bir yanılgı hali... Artık her merhabam daha zor...Her adımım geriye...Bir daha beni acıtma diye... Şimdi alarak kendimi senden,bana dönüyorum...İnan bana merhabalarım zor olacak artık...Aşka inansam da kendisiyle küsüm... küslüğüm sana dair.... Yalanlara dolanmışım... Aşk diye boş boş dolanmışım... bir vardım bir yok oldum şimdi çizili hayallere aldanmışım... git sevdiğim sevemediğim sevilemediğim... git de doğsun ay bu geceye... Bir daha sevmem demeyeceğim aşka inat olsun diye... kusurlarına kadar sevmiştim en büyük kusurum oldun.... şimdi ben derinlerde çığlık çığlığa.... susarak,avaz avaz... seni sileceğim... birileri hep sever birilerini ben birisi olamadım... şimdi sadece benim... yalnızlıkla sarmaş dolaş bu gece gideceğim... Hep birileri sever birilerini...ve bilinir ki o birileri hiç sevmedi kendisini seven birilerini....... alıntı |
Gene geldin aklıma canım.unutmaya çalışırken gene hatırladım seni.sen… sen hayatımdan ne zaman çıkacaksın?ne zaman beni yalnız bırakacaksın?ne zaman çıkacaksın yüreğimden? Ne zaman?...
Unutmak için ne bekliyorsun gönlüm, Zaman geçiyor... Gözlerinde ışıkların yerini, Mor halkalar alıyor. Hep unutmak istedim seni.hep unutmak.ama olmadı işte tam unuttum derken gene geldin aklıma.gene girdin yüreğime.sen…sen nasıl birisin haa söylesene…. Yeter artık çık git yüreğimden yalnız kalsın içimdeki ben.sen benim içimde olduğun sürece beni içten içten tüketiyorsun!beni yavaş yavaş ölüme hazırlıyorsun.bırak git beni artık git aklımdan… Unutmak için ne bekliyorsun gönlüm, Bak mevsimler uçuyor... Baharların yerini, Artık kışlar alıyor. Unut gitsin dinle beni, yaşanmaz böyle. Varsın boş kalsın ellerin, ömür tükenmez hasretle. Unut gitsin, aksın gözlerinden bir damla yaş gibi. Unut ve diren hayata, rüzgara duran taş gibi... Bak gene unutmaya başladım seni lütfen girme artık yüreğime lütfen!!! Yalvarıyorum sana gelme bir daha bana istemiyorum artık seni anla beni ve git hayatımdan… alıntı |
İnsan kendine has bir hayatı sevmek için ne yapmalı ? Acaba ruhumla büyünleşeceğim zamanlar gelecekmi diyorum.İç itminan olmayınca hayat ne kadar anlamsızlaşıyor.Gayret sarf ediyorum hayatı sevmek için.Çünkü kendimin farkındayım,kendimi kefşedebiliyorum.Ve beni hayata karşı dirençli,zorluklara gülümseyebiliyorum,Tabiiki sen olduğun zaman.
Zamanı geriye getirebilseydim,istediğim bir yayatı yaşamak için elimden geleni yapardım diyordum.Tek düzeliği sevmiyordum çünkü.Seninle aynı havayı tenefüs etmeyi çok istiyordum,sonunda oldu.Hayata farklı açıdan bakıyordum.Yüreğimdeki kuşun kafesini açmak istiyordum hep.Buna rağmen hayat tarzım,prensiplerim,duygularım herkese farklı geliyordu.Okuduklarım,yazdıklarım,bakış açım,insanlarla diyaloğum...Hayatın içinde kendi yerimi bulmaya çalışıyorum.Kendime çizdiğim çizgide yürümek istiyorum.Şiiri,müziği kısaca ruhuma huzur veren her şeyi seviyorum.Kalem,kelam ve aşk benim için çok önemli.Aşk'ı anlamaya çalışıyorum.Her ne kadar ifade edemesemde hissediyorum,ifade edenlerle mutlu oluyorum.Duygularıma tercüman oldukları için seviyorum onları. Düşler kuruyor aklım.Gönlümü eğlendiriyor,sonu hüsranla bitecek bir oyun oynuyor sanki gönlümle.Kulağımdaki sesin aklımla iş birliği yapmış gibi.Kapılıyorum ikisininde oyununa kandırıyorlar beni,o kadar çok sevdiğim sesin ve güvendiğim kaybetmeyeyim diye Rabbime yalvardığım aklım.Beni sevmiyor kandırıyorlar.İstedikleri zaman benimle oynayabiliyorlar.Neden izin veriyorum bilmiyorum,direnemiyorum.Elim kolum bağlı kala kalıyorumöylece karşılarında. Hatta birgün benimle oynamayı bırakırlarsa,terk ederlerse beni,ne yaparım diye bir korku kaplıyor gönlümü.Sesi soluğu çıkmayan yüreğime sesleniyorum!Ah benim ezilmiş yüreğim,bu gidişle biz daha çok eziliriz gibi geliyor,çünkü destek olmuyorsun bana.Sen olmayınca bende olmuyorum;Tükeniyorum yok oluyorum işte.Ey gönlüm sesin çıksın ne olur.Haykır seni üzen ne varsa,haykırda öyle öleyim.Kulağımdaki onun sesiyle göz yaşlarımla birlikte,yanaklarımdan süzülüp giden hayallerimle birlikte seninle birlikte. Ölsemde sağ kalsamda beni bırakma Sonramı ? Allah a ve sana kalmış alıntı |
Hayır, aşk değil bu. En başından beri de aşk değildi. Biz öyle sanmıştık, ama değildi. Basbayağı doyumsuzluk. Ne sana dokunsam geçiyor bu içimdeki kaşıntı, ne baksam, ne öpsem, koklasam. Uykunda özlüyorum seni, benden ayrı geçirdiğin vakitten kıskanıyorum. Ne bu şimdi? Aşk mı?
Bir gece hatırlıyorum, buz gibi, dışarıda kar, yan odada tanımadığımız birileri. Uyuyorsun. Adını sesleniyorum hafifçe. Uyanmıyorsun. Öpüyorum. Uyanmıyorsun. Yastığıma sarılıp sessizce ağlıyorum, seni uyandırmaktan korkuyorum, ama uyanıyorsun. Kaçmak istiyorum, bağırmak, karın altında üşüyerek, anadan üryan ağlamak istiyorum. Kollarındayım, saçlarımı okşuyorsun. Göz kapaklarımı zorla kapatıyorsun. Açıyorum, tekrar kapatıyorsun. Tekrar açıyorum, tekrar kapatıyorsun. Uykuya teslim oluyorum. Grotesk bir rüyanın ortasında buluyorum kendimi. Kan yağıyor gökten. Kaçıyorum, takılıyorum, bir yuva bulup sığınıyorum. Uzaklardan geliyorsun, “Islanmadan evine dönemezsin” diyorsun. Elimi uzatıyorum, tutacak mısın bilmiyorum. Çaresizim. Kan içindeyim. Bir bakıyorum o benim kanım. Nefes nefese uyanıyorum. Yanımdasın. Uyuyorsun. Yüzünde aynı huzur. Yine uyandıramıyorum seni. Ağlıyorum. Bu isteri defalarca tekrarlanıyor. Ama artık evdeyim. Kan içindeyim. Aşk mı bu? Ne zaman anladım bunun aşk olmadığını, biliyor musun? Senden nefret ettiğim her anda. İçimde hissettiğim kaşıntı parmaklarıma kadar yayıldığında, gururum paramparça olurken, yakınımdakilerin suçlayıcı parmakları beni gösterirken benim parmaklarım sana uzandığında. Zayıflık bu. Bağımlılık. Ne zaman ki senden nefret ettim, ne zaman ki sesimi duymadın, işte o zaman hayatımda ilk kez dua ettim, adınla başlayarak. Hayaline sığındım. sen değilsin bu diye avunarak. Bahşettiğin yaşam suyunu içerek yaşadım. Zaman geçmek bilmedi. Kumral dalgalarda salım kayboldu. Adına ilahiler söyledim, kan kusarak, unutkanlık ırmağım oldun. Tapınağında sana ettiğim her duada bunu hatırla. Sen benim sevgilim değilsin. Sen benim taptığımsın, içimdeki kaşıntı seni istiyor, kıvranıyor sendeki anlayamadığım şeye ulaşmak için. Sen benim parçamsın, nefret ve öfkeyle bile olsa ilk andığım. Hayalimsin, kabusumsun. Bulunmazım, ulaşılmazım, dokunulmazımsın. Dikkatle sakladığım, içimden söküp atamadığım, paylaşamadığım inancımsın. Aşk değil bu. Başka bir şey. alıntı |
BEn giderim,sen mutlu ol..İçime akıtırım gözyaşlarımı..Cismimi alıp,ruhumu alıp,tüm sözlerime ruhuma tıkıp,kilitleyip kapılarımı giderim,üzülme..Sadece mutlu ol ne olur.. Çocukluluğumun gözyaşları gibi masum ol,gençliğimin gülücükleri gibi az bulunur ol sen! Ne olur acımasın için,hiç birşeyim kalmasın razıyım..Sonunda senin tek bir gülüşünü görmek varsa,ömür boyu küçülmesin gözlerim,gülmeyeyim razıyım..
Al herşeyini ne olur,tek bir mutluluk kalmasın bende..Sen ben gibi ol,gülümse ben hüzünlerin dikenli tellerinde kan içinde kalayım,razıyım.. İnan bana,son bir isteğim olsa senden,sadece ömür boyu gülümsemendir dileğim..O hüzün mavisi gözlerinin,daimi parlaması tek umudum..Kendime sen edindiğim herşey mavi.. HErşey bitti..Ne olur ufuktaki o mutlu çizgiye ulaş sen..Ben seni,mutluluğunun damla damla yağdığı her bahçede beklerim inan bana..Sen yeter ki mutlu ol! Hayatın tüm yollarında tanıdığın mutluluk olsun,öp mutluluğu benim için..Sarıl doyasıya,sen yeter ki mutlu ol,ben giderim! Yollar biter,ben giderim..Hüzün biter,ağlarım.. Tüm uzaklar yakın olur,sen uzak kalırsın,sana yemin olsun arkamı dönüp bakmam sana..Yeter ki mutlu ol sevgili.. Mutlu ol.. T.Y. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:35 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.