www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   fıkralar (https://www.cakal.net/showthread.php?t=77628)

Seager 07-25-2007 05:22 PM

KURTARMAZ (Asker fıkraları)

II. Dünya Savaşı sırasında Rus orduları geri çeliyorlar. Ve Rus generali durumu kurtarmak için askerleri teşvik etmeye karar vermiş. Her getirilen ölu Nazi için 10 ruble vaad etmiş. Askerler saldırdılar. Çatışmadan sonra kimi 1 kimi 3 ceset getiriyorlar ve paralarını anında alıyorlar. Birara bir Yahudi asker bir vagon sürükleyerek getirdi. Vagonun kapısını açtı, içerisi ceset doluydu. General bunu görünce şaşırdı ve askeri kenara çekerek şöyle dedi :
-Asker, anlarsın ya bütçemiz zayıf, haydi ben sana 7.50 ruble ceset başı veriyim.
Asker : -Olmaz, dedi, Zaten bana geliş fiyatı 8.30 ruble

Seager 07-25-2007 05:22 PM

KUŞ BEYİNLİ (Evlilik/Flört fıkraları)

Fadime kumar oynuyormuş. Temel de arada sırada gidip soruyormuş:
-Nasıl gidiyor kanaryam?
-Kaybediyorum.
Bir müddet sonra yine:
-Nasıl gidiyor güvercinim?
-Kaybediyorum
Bu konuşma bülbülüm, serçem diye devam edince Cemal sormuş,
"Neden karına hep kuş isimleriyle hitap ediyorsun?"
"-Bu kadar kişinin içinde kuş beyinli diyemem ya!" diye fısıldamış Temel.

Seager 07-25-2007 05:22 PM

KUŞ SANDIM (Asker fıkraları)

Yüzbaşı evin papağanına belli başlı kelimeleri ezberletmişti.Mehmet gel, Mehmet git, şunu yap, bunu yapma v.s...
Evde kimsenin bulunmadığı bir sırada.Evin yeni emir eri ortalığı silip süpürmekle meşgul görünüyordu.İçeriden MEHMED diyen sesi duyunca fırladı koştu :
-Buyur, dedi ama arkası gelmedi .
Tekrar işine daldı.Bir zaman sonra tekrar çağrıldı. Şaşırmıştı. Odada bu emri beklemeye karar verdi.Papağana gözü takıldığı anda da papağan "MEHMED" diye çağırmasın mı!Derhal hazır ol vaziyetine geçerek :
-Buyur komutanım, dedi.Kusura bakma seni guş sandımdı.

Seager 07-25-2007 05:22 PM

KUŞ YEMİ (Temel fıkraları)

Bizim Temel bir gün elinde bir çantayla havaalanına geliyor uçağa binmek için. Havaalanındaki güvenlik alanından geçerken tarama yapan alet ötüyor, bunun üzerine güvenlik görevlisi Temel'e soruyor:

-Çantanızda ne var?

Temel:

-Kuş yemi var, diyor.

Görevli:

-O zaman bir daha geçin bakalım, diyor.

Temel tekrar geçiyor ama alet yine ötüyor. Bunun üzerine görevli Temel'den çantasını açmasını istiyor. Temel çantayı açınca, altın, gümüş, mücevherât, kıymetli saatler filân çıkıyor ortaya. Görevli Temel'e soruyor:

-Hani kuş yemi vardı içinde?

Temel:

-Valla ben bunları götürüp kuşun önüne koyuyorum. Ama yer ama yemez...

Seager 07-25-2007 05:23 PM

KUSUR ÇÖMLEKTE (Nasreddin Hoca fıkraları)

Hocanın bir gün subaşıya işi düşmüş. Adam haraç ve rüşvet yiyen biriymiş. Hoca fakir, ne yapsın. Bir çömleğe toprak doldurmuş ve üstüne bal sıvamış. Gitmiş işini görmüş, ilamını almış, memnun. Ertesi gün kapısında bir adam bitmiş: - "Hoca demiş, subaşı ilamda bir kusur etmiş. Geri istiyor..." Hoca yutar mı: - "Kusura bakmasın evlat", demiş. "Kusur ilamda değil çömlekteydi."

Seager 07-25-2007 05:23 PM

KUTUP AYISI (Hayvanlar Alemi fıkraları)

Soğuk bir kutup gecesi..
Yavru kutup ayısı annesine yaklaşır :
- Anneeeee, ben kutup ayısı mıyım ?
- Evet oğlum
- Eee peki anneee sen de kutup ayısı mısın ?
- Evet oğlum ?!
- ee peki anne babam da kutup ayısı mı ?
- Tabii ki oğlum ?!
- Ee peki anne dedem, dedemin dedeleri falan hepsi kutup ayısı mıydı ?
- Evet oğlum hepsi kutup ayısıydı ?!
- Eee peki anne yani sülalemizde bi karışıklık falan yok di mi anne ?
- Yok tabi oğlum hepimiz kutup ayısıydık, niye soruyorsun ?
- O zaman ben niye bu kadar üşüyorum?..

Seager 07-25-2007 05:23 PM

KÜTÜPHANEDE (Genel fıkraları)

Dalgın bir adam kütüphaneye gitmiş ve direk bankoya yönelerek görevliden bir hamburger, bir kola ve bir de patates kızartması istemiş. Görevlinin saf saf yüzüne baktığını gören adam bu sefer daha yüksek sesle:

-Anlatamadım galiba beyfendi, bana bir hamburger, bir kola, bir de patates kızartması, demiş.

Artık iyice sinirlenen görevli:

-Beyefendi, burası kütüphane, demiş.

Müşterinin yüzü kıpkırmızı olmuş, özür dileyip çok çok kısık bir sesle fısıldayarak:

-Pardon pardon, bana bir hamburger, bir kola ve bir de patates kızartması...

Seager 07-25-2007 05:23 PM

KUYUYA ATLAMIŞ (Genel fıkraları)

Adam dağda dolaşmaktadır... Günlerden beridir de susuzdur. Dolaşırken ileride bir kuyu görür. İçine bakar ama dibini göremez. Yerden büyükçe bir taş alır, kuyuya atar. Su sesini dinlerken, kuyunun içine hızla bir koyun atlar. Adam şaşırır... Derken bir çoban adama yaklaşır ve sorar:

-Kardeş buralarda bir koyun gördün mü?

Adam:

-Gördüm, az önce şu kuyuya atladı, der.

Çoban şaşırır:

-Bu imkansız, ben onu az evvel büyükçe bir taşa bağlamıştım.

Seager 07-25-2007 05:24 PM

LEVHAYA GÖRE HIZ (Genel fıkraları)

Amerikada 22 nolu karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Bu aracı radarla incelemiş ve minimum 50 km ile gidilmesi gereken yolda bu aracın tam 22 km/saat'le gittiğini farketmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş. Ve aracı durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermiş.

Aracın peşinden gidip aracı durdurmuş, bir de ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze. Ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var.

Polisi görünce yaşlı sürücü: 'Polis bey çok mu hızlı gidiyordum?' diye endişe ile sormuş.

Polis demiş ki; 'Hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadarıyla 22 km hızla gidiyorsunuz.'

Yaşlı teyze: 'Ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hızla uymak istedim!'

Polis: 'Teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda min. 50 km hızla gitmelisiniz.'
Kadın, 'Tamam, bundan sonra hızlanacağım', demiş.

Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. Ve sormaya karar vermiş sürücüye:

'Teyzeciğim bir şey sorabilir miyim? Bu ardada oturan kişilerin nesi var? Çok korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi!'

Kadın şöyle cevap vermiş: Valla ben de anlamadım, 160 nolu karayolundan çıktıktan beri böyleler.

Seager 07-25-2007 05:24 PM

MAKASÇI SINAVI (Genel fıkraları)

Ali hat bekçisiydi. Herkes gibi onun da hayatta bir ideali vardı: Makasçı olmak. Sonunda sınava girdi. Müfettiş sordu:

-İki ekspres aksi yönlerden aynı hat üstünde birbirlerine yaklaşmaktalar. Bu durumda ne yaparsın?
-Bir tanesini başka hatta alırım.
-İmkansız. Raylar donmuş vaziyette. Makas çalışmıyor.
-O zaman kırmızı bir bayrak sallarım.
-Vakit gece. Kimse seni göremez.
-Kırmızı bir fener sallarım.
-Memlekette gaz kıtlığı var.
-O zaman elime geçen her türlü tahta ve odunu hattın üstüne yığar ve tutuştururum.
-Ya kibritin de yoksa?
Zavallı hat bekçisinin alnından ter damlıyordu. Sonunda içini çekti:
-O zaman karımı çağırırım.
Müfettiş şaşırdı:
-Karını mı çağırırsın? Bu işle ne ilgisi var karının?
-Az sonra çıkacak şamatayı o da görsün bari...


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:16 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.