![]() |
Müşteri saçlarını kuvvetlendirici ilaç almak için eczaneye girdi. Eczacı bir şişe çıkarıp müşteriye uzattı. Müşteri şişeye şüpheli şüpheli baktıktan sonra "Eczacı bey; gerçekten de bu ilaç saçları kuvvetlendiriyor mu?" diye sordu.
Eczacı: - Ne demek efendim. Müşterilerden biri bundan bir şişe kullandı. Zavallı iki yıl önce Berber Hasan'a gitmişti ama hala dönemedi bir türlü. Çünkü başının bir tarafının tıraşı bitmeden öbür tarafın tıraşı geliyor! |
Kari koca müthiş kavga etmişler ve küsmüşler bakmışlar olacak gibi
değil ve birbirlerine notlar yazarak anlaşmaya karar vermişler.Bir gün adam bir is görüşmesi yapmış ve sabah 8.30 da ise gitmesi gerek komidinin üzerine bir not yazıp koymuş: - "Sabah beni saat 8.00 de kaldır" Ertesi gün olmuş adam bir kalkmış saat 10.00 müthiş sinirle fırlamış yataktan ve başucunda bir not - "Saat 8.00 kalk" |
Los Angeles'ta bir soygun olayinda polisin elinde 4 ayri $upheli var, ve 4'unu bir arada sorguya aliyolar.. sorgu odasinda adamlar yanyana diziliyor, kar$i odada dedektif mikrofondan onlara sesleniyor:
"$imdi sirayla hepiniz $u cumleyi yuksek sesle tekrar ediceksiniz:"KASAYI AC YOKSA BEYNINI DAGITIRIM" Bunun uzerine $uphelilerden biri bagiriyor: "HEY BEN OYLE DEMEMI$TIM..!" |
Bir adam, arkadaşına hastalığından dert yanıyordu:
— Hele şu sağ bacağımdaki romatiz manın verdiği acıya hiç dayanamıyo rum, dedi. Nedeni nedir, acaba? — Neden olacak, dedi öteki. Yaşlılıktan. Bunların hepsi yaşlılık alâmetleri. Adam: — Saçma, diye yanıt verdi. Sol bacağım da sağ ba cağım ile aynı yaşta. O neden ağrımıyor? |
Hali vakti yerinde bir ailenin genç kızı eve geldiğinde, annesini ayna karşısında yeni kürküne hayran hayran bakarken bulur.
Çevreci genç kız sinirli bir sesle: - Anne! Sen şu üstündekini giyip gösteriş yapacaksın diye, zavallı, savunmasız, masum bir yaratığın ne acılar çektiğini biliyor musun? Annesi: - Müge! Sen baban hakkında ne biçim konuşuyorsun bakiyim!... |
Rusya'da torunu babaannesine sormuş.
- Lenin nasıl biri? Babaanne - Çok iyi biriydi bize ekmek verdi. Torun - Peki Brejnew nasıl biriydi? Babaanne - Çok kötüydü çok insan öldürdü ve bizi ekmeksiz bıraktı. Torun - Peki Yeltsin nasıl? Babaanne - Eee daha bilmiyoruz. Öldüğü zaman öğreniriz. |
Iki Yahudi arkadas, piyasayi arastirmislar ve o sene
haki renkteki kumasin moda olacagini ögrenmislerdi. Bütün varliklarini paraya çevirdiler.Piyasadaki bütün haki kumaslari satin aldilar. Depolari bu renkteki kumaslarla doldu ancak kimsenin bu kumaslara talip olmadigi görüldü. Iki kafadar artik iflasin esigine gelmislerdi. Moiz ve Aron dertli dertli oturuyorlardi. Artik biçagin kemige dayandigi bir gün kapi çalindi ve içeriye bir albay girdi: "Siz de dedi haki renkte kumas var mi?" Kulaklarina inanamadilar. Hemen atildilar: "Evet albayim var, gösterelim" dediler. Albay, dikkatle kumaslari inceledi. "Çok begendim", dedi. "Bu sene askerlere 200.000, subaylara 50.000 adet haki renkte elbise yaptiracagiz. Ancak tabii ki benim tek basima begenmem yetmez. Generalimin de oluru lazim. Bana bir parça numune verin. Yarin öglen 12'ye kadar telgraf çekersem iptal ederim. Eger telgraf gelmezse kumaslari kesip imalata baslayabilirsiniz." O gece bitmek bilmedi. Kimi zaman ümitlendiler, kimi zaman "ya iptal olursa" diye düsündüler. Ertesi gün saat 11, 11.30, 11.45, gözleri yolda, korku ile postaciyi beklediler. Gelmesin diye dua ederek. 12'ye 5 kala postaci sokagin kösesinden gözüktü. "Belki bize gelmiyordur" diye ümitlendiler. Ancak postaci gelip kapilarini çaldi. Moiz,büyük bir kederle koltuga çöktü. Aron da çaresiz kapiyi açti. Postacinin elinde bir telgraf vardi. Aron titreyen elleri ile telgrafi açti, okudu ve sevinçle seslendi: "Müjde Moiz, baban ölmüs!.." (Yahudi'lerin kafaları ticarete iyi çalışır mantığı ile yazılmış bir fıkradır.) |
Binlerce yıl önce,Yunan halkı ayrı şehir devletleri halinde yaşıyordu.Yunanistan'ın kuzey kesimini oluşturan Makedonya kralı Filip ise,bütün Yunanistan'ı kendi liderliğinde toplamak istiyordu.Bu yüzden,büyük bir ordu toplandı ve kendi krallığını kabul ettirene kadar diğer şehir devletleri ile savaştı.Bir tek İsparta ona karşı direndi.
Ispartalılar,Yunanistan'ın Lakonya adı verilen güney kısmında yaşıyorlardı.Bu yüzden,kendilerine Lakonyalılarda denirdi.Lakakonyalılar sade yaşantıları ve cesaretleriyle tanınırlardı.Ayrıca, az ve öz konuşmaları ve kullandıKları kelimeleri dikkatlice seçmeleri ile, Filip bütün Yunanistan'ı ele geçirmek için Ispartalı'ları hakimiyeti altına alması gerektiğinin farkındaydı.Bu yüzden,ordusunu Lakonya sınırına dayandı ve Ispartalılar'a bir mesaj gönderdi. "Eğer hemen teslim olmazsanız,ülkenizi işgal ederim.Ve eğer işgal edersem, sahip olduğunuz herşeyi yağmalayıp yakarım.Ve lakonya'ya girersem büyük şehrinizi yerle bir ederim." Bir kaç gün içinde Ispartalılar'ın cevabı geldi. mektup İspartalıların azminin ve cesaretinin belgesi hükmündeydi ve sadece bir kelimeden ibaretti: "EĞER..." |
Avcılar oturmuşlar başlarından geçen ilginç olayları anlatıyorlarmış,
içlerinden biri bir gün gölde balık avlarken oltama büyük bir balığın takıldığını anlayınca yavaş, yavaş ve büyük bir mücadele ile kıyıya çektiğimde, büyük bir turna balığı olduğunu gördüm balığı tek başına taşıyamayacağımı anlayınca gidip köyden atımı aldım, fakat balığı ata koyduğum zaman bir taraftan başı diğer taraftansa kuyruğu yere deymesin mi, yapacak bir şey olmadığından yola çıktım ama oda ne az sonra balığın ağırlığından atın beli kırılmasın mı, deyince orada bulunan arkadaşlarından biride bizde üç arkadaş bir gün sisli bir havada domuz avına çıkmıştık, o arada çalıların arasında ses duyunca tüfeğimi ateşlememle acı bir feryat duyup, çalılıklara gidince vurduğumun arkadaşım olduğunu görünce hemen bir mezar kazmaya başladım, fakat o arada diğer arkadaşım gelerek seni katil deyince onu da vurmak zorunda kaldım, onun içinde bir mezar kazmaya başlamıştım ki bu sefer de orman memuru silah sesini duyup ta yanıma gelince artık yapacak bir şey kalmadı, ha iki ha üç kişi deyip onu da vurdum, tabii onu saklamak içinde bir mezar daha kazmaya başladığımda karşıdan bir traktör dolusu köylü yanıma doğru gelmiyor mu deyince, turnayı yakalayan avcı yok artık köylüleri de vurup gömdüm deme, diyince o zaman sende balığın boyunu daha makul bir ölçüye çekte bana bir traktör dolusu köylüyü vurdurma der. |
Karı-koca iki saattir kavga ediyordu. Sonunda erkeğin sabrı taştı:
- Sen ancak bir budalayla evlenmeliymişsin! diye bağırdı. Kadın hemen cevap verdi. - Ben de öyle yaptım zaten! |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:45 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.