![]() |
Benim nargilemin dumanı keskin
Senin bulutların fevkinde sesin Bu sefil hal üzre ne desem boşa! ...İçine tükürüp ben böyle ye'sin ...Yollara düşmeli, hem, koşa koşa Bir türlü içmesem, içsem bir türlü Açmasam kitâbı, açsam bir türlü Bu da yaşamaksa, kazmalar taşa! ...Kime bu kızgınlık, kimden ötürü? ...Kader kızgın soba, ellerim maşa! Teline vurmalı şimdi bir sazın, Belini kırmalı hoyrat âvâzın Bugün eğrileri kakıp bir başa! ...Terk edip sılayı, hicre cevâzın ...Peşine düşmeli y |
Seni söylemeyen sözde öz olmaz
Harfleri müphem bir heceye benzer Işığından mahrum yüzde göz olmaz Hayat mehtapsız bir geceye benzer Kadı geçiremez söz dilenciye Uyuz merkep güler şedid hancıya Paşalar yol arar halden önceye Kavuklu sultanlar cüceye benzer Olmak olmamanın terazisine Hakikat göçer bir Hint gezisine Ati hapsolur kendi mazisine; Varlık çözümsüz bilmeceye benzer Bilmese ne çıkar pervane; kimsin Nuruna yandığı cihette cismin! Lal dillere lisan üfleyen |
Seni yâd ile bu zindan
Biter, ben ondan yazarım Cehennem nârından sevdân Beter, ben ondan yazarım Düğün dernek oba oymak Şöyle dursun sana doymak Seni duymak bile câna Yeter, ben ondan yazarım Her çiçeğin ömrü bir yaz Her yıldıza yoldaş ayaz Bir 'en beyaz' gül göğsümde Biter, ben ondan yazarım Şu gönlüme son put hilâl, Kulaklarım Bilâl, Bilâl, Bir gülcemâl gözlerimde Tüter, ben ondan yazarım Dostluğuna ermek niyet Niyet halis, makus hâlet Beni bu mecrâ |
Yollara düşüren, yollardan alan
İnsanı sensin yâr, insanı sensin Çıkan ve çıkmayan bütün yolların En sonu sensin yâr, en sonu sensin Yağmuru boranı susuz illerin Sen, yine sensin yâr, sen, yine sensin Biraz gülümse de şu gönüllerin Yangını sönsün yâr, yangını sönsün Bir kere görün ki; sevenlerinin Gözyaşı dinsin yâr, gözyaşı dinsin Varlığa dizini döven birinin Son hanı sensin yâr, son hanı sensin Kul Hafînin derdi, aştı başından Ne çektiyse, hepsi, Senin aşkından Yine de, Ç |
Kıyâmet bize yakın
Alları koy gülüm, karalar takın Bakın kör pencereden bu katran ufka, Ve ağla yarına Sevinme sakın! ...Giyinme alları karalar takın ...Sehpâyı kurmuşlar; ayrılık yakın Güzel kokmuyor bahçendeki gül, Türkü çığırmıyor kimseler artık Yazık! Değil mi? Hem de çok yazık Velâkin güzelim, çağ, Lâleleri bile bilmiyor artık Bugün uzak dur sen camdan, cumbadan Çıkacaksan, Bir kabristan seyrine çık! ...Can pazarı seher için kurulmuş ...Sürgünün karârı çoktan verilmiş . |
Bir tek dalga gelecek surları devirmeye
Cımbızla çekecekler incitmeden, kırmadan Tek kıvılcım yetecek defterleri dürmeye Köslere vuracaklar dinlenmeden, durmadan Bir alçak koşturunca saklanacak yer diye Bir kapı çalınınca: 'Emâneti ver' diye Münâdi ünleyince; 'sâhibi ister' diye Rakkaslar duracaklar son saati vurmadan Ahâli kazma kürek ne varsa ellerinde Doğmamış yürek için siper kazmışsa yere Üç aynada tek akis birleşmişse bir kere Dört unsur barıştılar hiç kimseye sormadan... |
Gelmeseydim keşke hiç
Nerden esti bu rüzgâr? Ateşböcekleri yok, Şenlik bitti Mâtem var... Saçlarımda, yüzümde, Kırbaç kırbaç bir soluk Hem soğuk, acımasız, Hem ağlamaklı, Buruk... ...Başım üstüne buyruk, ...Lâkin düştü yuvalar! ...Şu yorgun gelen kuşlar ...Nereye konacaklar? Terk etti gitti bizi Yeşil çim, kızıl güller. Ürkek, sarı yapraklar, Düşüyor titredikçe Korkudan, Çıplak dallar ...Onlarla giden benim ...Benim kadar korkaklar ...Eğer böyle üflersen, ...Neye tutun |
Şirin yâr efkârsız mıdır;
Câm doluyor câm üstüne Acep yâr vefâsız mıdır; Zan eyliyor zan üstüne Çoban meye üfler yine, Mâniler hazân üstüne Yârin gönlü arsız mı ne; Han buluyor han üstüne Sevenden şek olmaz sâdır: Fer gelir ferzân üstüne Ammâ o yâr hırsız mıdır; Kalp çalıyor kalp üstüne Bir bilirim, bilmem iki Şüphesiz mizân üstüne Benim yârim kâtil mi ki; Can alıyor can üstüne |
Tutuldum bir garip sevdâya yine,
Kırıldım bugüne, düne, yarına Beynim öldü gönlüm durdu âyine, Yürüdüm sevdânın yarınlarına Bir ayyaş söylendi ileri geri Ruhumu okudu meczup bir peri Ben yeteri kadar aciz kendimden; Yürüdüm, başımda seher yelleri İçimden veya dışımdan, Benden veya başkasındandı Beynimde çınlayan uzun hava Veya türkü idi, veyahut değil Değil ve hatta belki ses bile Çok da, önemli değil Nasılsa her yolun bir bitimi var, Yolumda boylu boyunca ölüle |
Yanar benim deli gönlüm; hicaplı nâra yanar
O aldanır sana ancak: Kanarsa yâre kanar Yolun benim çilehânem; figânı saklı nehir Velâkin uğramıyorsun o nehre sen nicedir Nasıl çocuklara uğrarsan öyle, bir kere gel Yetim, öksüz beni gözyaşlı gördüğün yere gel Gel artık ey ilâcım gel, gel artık ihtiyâcım Tabîbimsin biliyorsun ki muttasıl muhtâcım Uyandı çöl bile feryâda sen de duy ne olur Bahar döner gelir ammâ olan bir ömre olur Kazâsı yok bu hayâtın ki; aşk yegâne demek, San |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:04 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.