![]() |
Gece ve Gündüz Yanlış mıydı bütün korkularımız
korkularımızın arkasına saklanıp bir şeylere Haksızlık mı ettik hayatın bize yaptığı gibi Ben gecenin karanlığından değil gündüzden korkuyorum Kefenin rengi beyaz değil miydi gündüz gibi aydınlık Mezar taşımız ya Gece dürüsttür saklar bütün ayıplarımızı, Dürüsttür işte kimler kötü söyler gece Gece cömerttir unutturur, unutmak istediklerimizi Gece, sevecendir alır bizi koynuna vardırır sabaha uyutur bizi kendisi uyumadan Gece, dünyanın kendi doğası vardır güçlüler görür sabahı Gecedir bizi aşka getiren Ve gecenin karanlığı değil midir gündüzün hayallerini verdiğimiz Gece insaflıdır unutturur bütün acıları Gece değil midir aynaya bakmadan sokağa çıkabildiğimiz Oysa gündüz kalleştir bütün acıları serer önüne Gündüz değil mi herkesin maskeyle dolaştığı Gündüz değil mi iyiyi kötüyü saklayan O değil mi bizleri ayrılığa iten O değil mi hayallerimizi ümitlerimizi yutan O değil mi bütün bunları yapan Gündüz çığırtkandır geceye kadar bize bizleri duymamamız için neler yapmıyor ki Yok yok biz yanlış şeylerden korkup iyi olana haksızlık yapmışız ve ben her karanlıkta aydınlıktan korkuyorum işte... |
Gece Yarısı Yine gecenin ortasındayım
Elimde sigaram, dilimde şarkın Ayrılıktan bahsedern o acı beste Yüreğimi dağlayan bir kor parçası Avunmaya çalıştığım küçük bir resim Masasmın önünde dimdik ayakta duran Bana yaşama umudu veren Yarınları umutlarla bekleten Ufacık bir resim Sigaramın dumanında sanki sen varsın Dolmuşsun odanın her yanına Açmıyorum ne pencereyi ne de kapıyı Korkuyorum beni bırakıp gidersin diye Uyukmaktan korkmazdım seni bilmezken Şimdi korkuyorum uyurken seni düşünemem diye Aklımdan çıkmıyorsun her an Kitapların üzerinde sanki sen varsın Duvarlarda o güzel gülüşün Bırakıp seni yatmaya gidemiyorum Son derece bitkin ve harap düşmüş yüreğim Belkide en büyük savaşını veriyor Yokluğunla avunmaya çalışıyor En sounda sigaram bitiyor Yalnız kalıyor gene bu yürek Ve anlıyor ki, hayallar de yetmiyor.. |
Gece Yarısı Her gece periler uyur odamda,
Derinlerden gelir uzun nefesler, Yanan mum bir rüya seyreder camda, Bir ağır hastanın nabzıdır sesler. Gittikçe alçalır, yükselir tavan, Duvarda küçülür, büyür parmaklar, Elbisem çivide canlanır o ân, İçinde bir başka vücudu saklar. Her perdeden çıkar sivri sinekler, Sanki bir tel gevşer, bir tel burulur. Sokakta uyanık kalan köpekler, Yıldızlara bakıp durmadan ulur. Birdenbire bir şey çıtırdar, derken, Merdivenden gelir bir ayak sesi, Basamaklar birer birer esnerken, Kilitli kapının düşer perdesi. Gözler parlayınca karanlıklarda, Kemikten parmaklar terimi siler, Yanyana oturmuş, bekler dışarda, Sarışın kediler, siyah kediler... |
Gece Yarısı attım kendimi sokağa vakit gece yarısı
herkes uyku derdinde bende gönül kaygısı yol kenarındaki ağacın son yaprağı düşüyor bende kalan son ümit ise hala yaşıyor döneceğine dair |
Gecede Keman Hıçkırıkları Akşam olmakta
uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi gözlerimde mavi *******in yıldızları yüreğimde özlemin ince sızıları yorgun güvercinlerin kanat çırpınışlarında soluğum bakakalırım her akşam öyle dalgın dargın ve ıraklardan ırak yalnızlığımdır damlayan karanlığın kirpik uçlarında her gece her sabah bir çocuktur icimde alıp gider başını, başı dumanlı dağların doruklarına yıllar varki tek bir çiçek açmadı gönül bahçemde kabr-i hanemde tek bir yolcu geçmedi çöl oldu gülüstanım şiiristanım, düşistanım oysa hep yolculuklardı sakladığım kendime, keşifsiz denizlerdi yıllarca bir ayrılığı biriktirdim deltalarda, bir yalnızlığı kendimden kaçıp kaçıp kurtulmak isteyen bir gemiydim belki belki bir deliydim herkesin akıllı olduğu bir dünyada oysa yıllar varki tek bir gemi gecmedi denizlerimde göğümde tek bir martı uçmadı yaşlı ve yalnız bir ağaç gibi, sürgün kaldım yüreğimin içinde bilirimki, her akşam gözlerimde akıp giden o çağıltı avuçlarımda taşıdığın ateşle sudur o uzak dağların ardında bıraktığım menekşe gözlü kızın kokusudur her dizede yüreğime kanayan sözcüklerle yazılan akşam olmakta uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi yüzümde sınırları çizilmemiş bir hüznün camları parçalanıyor depremler başlıyor her gece, şehirler çöküyor içimdeki çukura ve her sabah yeniden yüreğimde sızılarla uyanır bir dağçiçeği bakakalırım öyle uzaklara kanayan gülüşlerle, kırık düşlerle ki, metropol duvarlara yapıştırılmış boynu bükük bir resim karesi gibiyim sanki hüzünlü yüzüm aykırı sakalımla Akşam olmakta uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi gecede keman hıçkırıkları, başımda gam belki analar ağlamaktadır uzak bir kentte yittik çocuklar, yorgun babalar ve yüreklerinde ezikliği çaresizliğin belki herkes bir yarayı sarmaktadır kendi içinde kimbilir kimsesiz bir ölümü karanlığında yıllar varki, ayrılıklar yaralı bir nehir gibi akmaktadır içime rüzgarlar eserken alnımın sahillerinden, uzak denizlere savrulur düşlerim kirlenir mavi gülüşlerim, martılar yaralanır, havada asit ve kir kalır simsiyah bir bulut gölgeler yüzümü her gece, *******ki, yaslandığım tek sığınak akşam olmakta yine ey geceden gelip geceye giden trenler bir gün yanlış saatlerin gözlerimde buluştuğu bir noktada bir damla su gibi düşünce hayatın uçurumundan son isyanını çekince yüreğim, alıp beni götür buralardan insanın uğramadığı uzak kıyılara bir derviş gibi ıssızda yanmak için, kendi içimde sarmak için yaramı . |
Geceden Kalan Uyanıyor İstanbul,
Bir sis perdesi altında Gün doğuyor yavaş, yavaş Kimine göre ışıltılı Kimine göre ışıksız Kimine eğlenceli, kimine hüzünlü Sıcak geceden, soğuk geceden Tok uykudan, aç uykudan Uyanıyor İstanbul… Güneş cömert, Herkese eşit sunuyor Işığını, sıcaklığını, Mutluya, mutsuza Umutluya, umutsuza Tok yatana, aç yatana Ekmek peşinde koşana Hırlıya, hırsıza Herkese yetiyor Müthiş adalet, Tanrı’nın adaleti… Uyanıyor koca şehir, Kimine hoş, kimine boş Uyusa boş, uyansa boş… Bir yandan da, Sobaalarında kuruu da meşe, ya-nı-yor efemm… |
******* Birgün daha biter
Gün batar karanlık çöker, Sevda yine kapımda günaylar biter kavrulur ******* Gözümde yine bir perde Gönlümde sonsuzluğa giden bir sevgi Hasret yakan o gözler Ahh o ******* *******. |
*******
Eser içerime bir rüzgâr gibi, Doldurur ruhumu serin *******. Gündüzün elinden çekerek beni, Uyutur göğsünde derin *******. Gece ki döşeği tatlı uykunun, Akan gözyaşının, derin duygunun, Kanayan, sızlayan, taşan ruhumun, Üstüne perdeyi gerin *******. Sararken ruhumu derin düşünce, İçimde bir rüzgâr esiverince, Gitgide yollar da ikileşince, Bana düşünceyi verin *******. |
*******
******* yalnızlık düşer yüreğime Hüzünlenir gözlerim aniden Loş ışıklar arasında Beklerim seni nedense ******* bilmezki kırgın yüreğimi Gelsen bile seni sevemeyeceğimi Gün geçtikçe bir kar tanesi gibi Kaybolup gideceğini Ama alıştım *******e Artık korkutmuyor beni o karanlık Elbet bir sabah gelecek olan sevgilime Bırakacağım tüm ruhumu kendimce... |
******* Güneş kurtarıcı rolüne soyundu yine
Geldi geçti,zordu ama bak bitti işte Yalnızlığa katlandığımız bu gecede... Sonunda kavuşacağımızı bilsem de, Yine de kavgalıyım *******le. Sensiz beni, Bensiz seni üzerler diye... |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:03 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.