![]() |
Askerin birine sordular:
- Neden savaşa gitmiyorsun? - Valla düşmanlardan birini bile tanımam. Onlar da beni tanımazlar. Öyleyse niye düşmanlık olsun aramızda? |
Sınıfın birinde dersteyiz. öğretmen sözlü yapmaktadır. sınıfın en tembel ve en çalışkan öğrencilerini tahtaya kaldırır.
önce çalışkan öğrenciye sorar: -Söyle bakayım oğlum İstanbul kaç yılında fethedildi? -1453 hocam -Aferin peki söyle bakalım Süleymaniye cami'ini kim yaptı? -Mimar Sinan efendim. -aferin oğlum peki uzayda hayat var mı? -Yok ama araştırmaya devam ediliyor. -Peki otur. der hoca otururken tembel olanın kulağına fısıldar: -Benim dediklerimi tekrar et! Öğretmen sorar: -Söyle bakayım oğlum kaç yaşındasın? -1453 hocam -Babanın adı ne? -Mimar Sinan efendim. -Oğlum senin aklında varmı? -Yok ama araştırmaya devam ediliyor... |
Adamın biri sinemaya gitmiş. Gişeden bilet almış ve içeri girmiş. Çıkmış, tekrar almış, içeri girmiş, biraz sonra tekrar çıkmış ve bilet almak gişeye gelmiş.
Gişedeki adam dayanamayıp sonunda sormuş : - Bu kaçıncı biletiniz beyefendi? Adam cevap vermiş : - İçerde bir deli var biletimi durmadan yırtıyor!.. |
Bir gün bir çocuk bir kapının önünde ağlarken bir kadın gelmiş ve sormuş:
- Neden ağlıyorsun, demiş. Çocukta demiş - Benim annem küçücük kedileri dışarı attı. Ve kadın dedi ki - Aaah ne üzüldüm . Çocuk da demis - Evet değil mi ? Bana söz vermişti ben dışarıya atacaktım ... |
Üç çocuk bakkala girmişler.1. çocuk ben bir lokum istiyorum demiş.bakkalda mevsim kış olduğundan lokumları kimse almaz diye sandığın en altına koymuş.lokumu almış çocuğa vermiş lokumu geri yerine koymuş.
2.çocuk bakkal amca bende bir lokum istiyom demiş.bakkal kızmış demin niye söylemedin demiş.lokumu yine yerinden almış.çocuğa vermiş çok yorulmuş bakkal.3. çocuğa sormuş sendemi bir tane lokum istiyorsun demiş. Çocuk hayır demiş.bakkal lokumu yerine kaldırmış çok yorulmuş.Bitkin bir halde yavrum demiş sen ne istersin. 3. çocukta amca ben 2 tane lokum istiyom demiş. |
Nüktedan biri bir bedeviyle yolculuk ediyordu. Yolda bedeviye sordu:
- Adın ne? - Matar, yani yağmur. - Künyen nedir? - Ebul-gays, yani yağmurun babası. - Babanın adı ne? - Ebul-feyz yani akarsuyun babası. - Annenin adı ne peki? - Sihâb yani bulut. - Onun künyesi ne? - Ummul-bahr yani denizin anası. - Allah aşkına bekle bi dakka, bir yerlerden kayık bulayım. Yoksa seninle giderken boğulacağım! |
Ahmet Bey beş yaşındaki oğluyla sinemaya gitmişti. Filmin ortasında çocuk tuvalete gitmek istediğini söyledi. Ahmet Bey çocuğu alıp tuvalete götürdü.Dönüşte Ahmet Bey sırasını bulamadı. Karanlıkta ilk sıranın başında oturan beye:
- Afedersiniz, demin çıkarken ayağınıza basmış mıydım?, Diye sordu. Özür dilenmesini bekleyen adam cevap verdi: - Evet. Ahmet Bey memnuniyetle çocuğuna döndü: - Gel Mesut, gel, yerimizi bulduk! |
Gazete satıcısı, tuttuğu köşesinde bağırıyordu:
- ikinci baskııı... 100 bin lira... ikinci baskııı... 100 bin lira... Birisi parayı ödedi, gazeteyi aldı gitti. biraz sonra geri dönüp, söylenmeye başladı: - niye yalan söylüyorsun? 100 bin liraya sattığın gazetenin üzerinde "fiyatı 50 bin liradır" yazıyor. Gazete satıcısı, pişkin: - aman amca! sen gazetenin her yazdığına inanacak kadar saf mısın? |
Bir kari-koca cok kotu bir kaza gecirirler.
Kadinin yuzu tamamen yanar. Plastik cerrahlar kadinin yuzunu eski haline getirebilmek icin deriye gerek oldugunu ama kadindan deri alamayacaklarini soyleyince kocasi deri vermeye Gonullu olur. Fakat kocasindan alinacak deri popo bolgesinden alinacaktir.. Adam bu bilginin karisina soylenmemesini ister cunku moralinin bozulacagindan cekinmektedir. Ameliyat tamamlandiktan sonra kadin eskisinden de guzel gorunur. Her goren bu muhtesen guzellik karsisinda hayrete dusmektedir. Birgun kadin kocasi ile basbasa kaldiginda ; - "Hayatim cok tesekkur ederim. Benim bu halim senin Sayende. Sana nasil tesekkur etsem?" ...deyince kocasi cevap verir : - "Tesekkure gerek yok hayatim. Annen seni her optugunde ben gerekli mutlulugu duymaktayim zaten".. |
40 yaşlarındaki kadın kalp krizi nedeniyle hastaneye yatırılmıştı.Kendinden geçmis durumdaydı. Doktorlar kurtarmak için çilgınlar gibi uğraşıyordu..Tam bu sırada Tanrı kadına göründü.
-"Yanına geliyorum Tanrım," diye inledi kadın. -"Hayır," diye cevap geldi yücelerden,"daha önünde 35 yıl, 2 ay, 8 gün var..." Kadın nihayet kendine gelmişti. Doktorlar mutluydu. Kadın daha da mutluydu. Biraz iyileşince kesenin ağzını açtı. Yüzünü gerdirdi.Liposuction yaptırdı.Göğüserini silikonla dikleşirildi.Kadının ısrarlarına dayanamayan hastane yönetimi bir kuaförün gelip saçlarını platine boyamasına izin vermişti.Artık bomba gibiydi kadın. Kendini çok iyi hissediyordu. Hayatının kalan bölümünü mutlu bir biçimde geçirmeye hazırdı.Nihayet taburcu oldu. Dışarıya çıkıp temiz havayı içine çekti. Taksiye binmek üzere caddenin karşısına geçerken bir ambulans çarptı kadına. Vahimdi durumu. Derin karanlığa doğru kayarken sordu: -"Ulu Tanrım, sen her şeyi daha iyi bilirsin, ama hani önümde daha 35 yıl vardı?" Tanrı'nin cevabı şöyle oldu: -"Tanıyamadım..." |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:34 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.