![]() |
|| Duygu Seli ||
Seninle zamanların en ölmezini yaşamıştık
En büyük çemberini çizmiştik mutluluğun En geniş açılarına aşkı taşımıştık beraberce Hatırlar mısın? Yağmurlar yağdırmıştık en kurak mevsimlerde Boy boy umutlar yeşertmiştik içimizde O ne özlemlerdi gizlediğimiz Hatırlar mısın? Bir şarkımız vardı ki en içlisiydi şarkıların Şiirlerim vardı sana okurdum mısra mısra Ve sonra göz göze gelirdik uzun uzun Hatırlar mısın? Sen bensiz ben sensiz az mı ağladık Az mı kaçtık gölgesinden ayrılığım? Tanrıya kaç ******* avuç açtık Hatırlar mısın? Ve neden sonra sarardı yaprakları mutluluğun Ve neden bir bir kuruttuk umutları, özlemleri? Oysa bir ağaçtık dal dal çiçek açan, meyve veren Hatırlar mısın? Öyle ya bir kara tren ayırmaya yetti bizi Bir mendil bile sallayamadım ardından Öylece yalnız, öylece sensiz kaldım Hatırlar mısın? Şimdi boş vagonlarda arıyorum seni Anıları yaşıyorum yeni baştan Elimde değil seni hatırlıyorum bilmem ki sen de beni Hatırlar mısın? |
Ben bu hayat pazarında
Satılacak adam mıydım? Eskimiş bir mendil gibi Atılacak adam mıydım? Ne anladım ben aşkından Can mı verdin sen canından Be Allahsız ben sırtından Vurulacak adam mıydım? Olana bak şu olana Nasıl kandım ben bu yalana Senin gibi bir yılana Sarılacak adam mıydım? Aramadım haklı haksız Sevdim seni hep hesapsız Be vicdansız be kitapsız Ben yanacak adam mıydım? Sorma nasıl gönlüm yanar Sorma nasıl içim kanar Ben bu aşka duvar duvar Yıkılacak adam mıydım? Bilmem gönlün günah der mi? Aşka gelip eyvah der mi? Ben kalbine kör bir mermi Sıkılacak adam mıydım? Bal bulurken zehirinde Gül bulurken dikeninde Ben pişmanlık denizinde Boğulacak adam mıydım? Taşıyorken nehir gibi Yaşıyorken demir gibi Ateşlerde kömür gibi Yakılacak adam mıydım? |
Her şeyi bitirdik bir yalan gibi
Bu aşkı yarına ***üremedik Ne günler yaşadık bir roman gibi Ne yazık sonunu getiremedik Önce evet dedik bu hayır neden Biz aşkla başladık bu gurur neden Ümitler sendendi arzular benden Ne yazik sonunu getiremedik Şimdi sen yolcusun meçhul yollara Şimdi ben yolcuyum başka kollara Ne desek boş artık geçen yıllara Ne yazık sonunu getiremedik Bu aşkı yarına ***üremedik |
Bitmeyen ne var ki dünyada?
Dağ mı? Deniz mi? Çöl mü? Biter! Şan mı? Şöhret mi? Para mı? Biter! Öyleyse aşk da biter Ya uzakta! Ya kucakta! |
İkimiz aynı günde doğmuşuz
Birimiz kuş tüyü bir yatakta Birimiz acıların kucağında Birimiz doğar doğmaz üç doktor kesmiş göbeğini Birimizin kendi anası Birimize günlerce zevk mutluluk emzirmişler Birimize yokluk acı ve sefalet İkimiz aynı gün okula başlamışız Birimiz şehrin en pahalı kolejinde Birimiz bir mahalle mektebinde Birimizin evinde özel günler, özel öğretmenler Birimizin evinde yaşanmamış gün görmemiş En acı dersler... Ve yıllar sonrasında birimizin elinde yaldızlı diplomalar Birimiz ortaokuldan terk Ve hayatı boyunca tek! İkimiz aynı gün gurbete çıkmışız Birimiz avrupa'ya tahsile Birimiz askere Birimize adam oldu dediler alkış tuttular Birimizi hep yok saydılar ve de unuttular Birimiz hep ev değiştirdi, dost değiştirdi, sevgili değiştirdi Tıpkı gömlek değiştirir gibi Birimiz ne değişti, ne değiştirdi sevdiklerini Bir saatli bomba gibi gömdü içine çektiklerini! Ama birgün İkimiz de öleceğiz Elbette senin mezarın mermerden olacak Benimkisi şüphesiz meçhul kalacak Ama unutma Sakın unutma dostum Senin Tanrı'ya borcun Benimse hep alacağım olacak... |
İkimiz yaralı askeriz artık
Ve ikimiz kaybettik bu savaşı Birimiz yüreğinden vuruldu Birimiz sırtından Birimizde geç pişmanlık Birimizde acı bir gözyaşı Söyle kim, artık kim yaralarımızı saracak Boşuna beklemek yarınları boşuna Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. İkimiz yaralı askeriz artık Kan kaybında aşkımızın bütün umutları Ve günlerdir komada Hayatımızın o en bebek O en çocuk duyguları İşte son nefeste sevdamız İşte mutluluğun ölüm fermanı Bir yol kalmadı artık yarınlara çıkacak Artık hiçbirşey Ama hiçbirşey Eskisi gibi olmayacak İkimiz yaralı askeriz artık Ve ikimizin gücü kalmadı artık savaşacak Bak üstümüzde kapkara bir bulut Elimizde ne cephane ne umut En güzeli Unut beni vefasızım unut Görüyorsun Gemimiz su aldı battı batacak Artık hiçbirşey ama hiçbirşey eskisi gibi olmayacak İkimiz yaralı askeriz artık Ve ikimizin bütün yolları kapalı Ve bütün köprüleri koptu kopacak Ne bembeyaz ellerin kaldı ellerimi tutacak Ne masum gözlerin var artık yüzüme bakacak İşte üstümüzde göçmen kuşları İşte içimizde hiç susmayan ayrılık çanları Benimde gücüm yok artık her anı böyle yaşayacak Ne yapsak boş acelecim boş Artık hiçbirşey ama hiçbirşey eskisi gibi olmayacak. İkimiz yaralı askeriz artık Ve ikimiz darmadağın yıkık perişan Birimizin yağmalanmış duyguları Birimizin kör topal artık bütün yarınları Ve işte aşkımızın son fotoğrafı Benim ellerimde teslim bayrağı Senin boynunda ihanet madalyası Yıllarca hep böyle asılı kalacak Artık hiçbirşey Ama hiçbirşey Eskisi gibi olmayacak....! |
Yüreğinin çöllerine,
Nehir oldum inanmadın. Saçlarının tellerine, Esir oldum inanmadın. İnanmadın ne yapayım, Sensizlikmiş senden payım. Allah'mısın ki tapayım, Sevdim seni inanmadın. Diz çökerken dağlar bana, Şimdi, şimdi taşlar ağlar bana. Hayatımda bir tek sana, Yenik düştüm inanmadın. Sen kavgamın tek galibi, Sen gönlümün tek sahibi. Sana uysal çocuk gibi, Teslim oldum inanmadın. İnanmadın ne yapayım, Sensizlikmiş senden payım. Tanrı mısın ki tapayım, Sevdim seni inanmadın. Yere serdim onurumu, Hiçe saydım gururumu. Kucakladım umudumu, Koştum sana inanmadın. Yasak koydum şu gönlüme, Ne geçtiki ah elime. Bağlanmak mı ne kelime, Öldüm sana inanmadın. İnanmadın ne yapayım, Sensizlikmiş senden payım. Allah mısın ki tapayım, Sevdim seni inanmadın. Koştum sana inanmadın. Öldüm sana inanmadın. |
Durup durup bana sorma
Bunu bilmek olay değil İnsan doğduk insan ama İnsan olmak kolay değil Kalpten başka bir yolu yok Aşktan başka bir dalı yok Kitabı yok okulu yok İnsan olmak kolay değil Yüreğinde sevgi yoksa Gözlerinde şefkat yoksa Dünyalar da senin olsa İnsan olmak kolay değil Neler gördük bu dünyada Neler verdik bu uğurda Sultan olmak kolaydı da İnsan olmak kolay değil! |
Artık gidebilirsin gideceğin yere
Sana kal diyemem son ümit senden olsun Senden olsun son pişmanlık Hayır diyemem Bil ki Seni artık sevemem O bitimsiz anılar gelse de aklıma Göz göze diz dize oluşumuz Birlikte yaşadığımız günler ******* de gelse aklıma Sana dönemem Her masal gibi bitti bugün O kısacık mutluluğumuz Belki yalandı Belki yalan gibi bir şeydi Seninle mesut oluşumuz Şimdi ellerini görüyorum boşlukta ç****iz Gözlerini görüyorum en acı hüzünlerle dolu Oysa Ne kadar yalvarsan da Ne kadar ağlasan da Artık evet diyemem İnsanlar kendi çizer kaderlerini Seni affedemem... |
İkimizde yağmur bulutu gözler
Ne yazık aşkımız ipin ucunda Dilinizde yürek yangını sözler Ne yazık sabrımız ipin ucunda Ayrılık çanları çaldı çalacak Bu aşkın saati durdu duracak Seninle bağımız koptu kopacak Ne yazık sabrımız ipin ucunda Ne yapsak olmuyor olmadı işte Seninle dünyamız uymadı işte Ayrılık tek çare bence bu işte Ne yazık sonumuz ipin ucunda Dağ gibi umutlar hayaller bitti O çılgın arzular ******* bitti O tatlı heyecan o hasret bitti Ne yazık sevdamız ipin ucunda Ne sen değiş artık ne söylenip dur Bu tatsız kavgalar bitsin ne olur Bende bu mutsuzluk sende bu gurur Ne yazık ayrılık ipin ucunda İnata, kaprise, naza gerek yok Acı bir siteme söze gerek yok İnan ki bu sona çok geç kaldık çok Ne yazık ömrümüz ipin ucunda Seninle olmaktı bütün dileğim Anlamadın beni nazlı bebeğim Ah benim taş kalplim kapris çiçeğim Ne yazık aşkımız ipin ucunda Bu aşkın kalbimde kalsa da izi Yarına ***ürmek yok sevgimizi Ayrılık pusuda bekliyor bizi Ne yazık sevdamız ipin ucunda... |
Gittiğin yerlerden dönmedin geri
Yollara rest çektim isyanlardayım Kırıldı sonunda sabrımın teli Yıllara rest çektim isyanlardayım Beklenen yarınlar kaybolmuş dünden Ümitler selamı kesmişler benden Nasılsa hayır yok gelecek günden Kadere rest çektim isyanlardayım Bu benim talihim sözüm yok sana Payımı aldım ben sevdadan yana Hasretinden başka ne verdin bana Sana da rest çektim isyanlardayım |
Günler sensiz geçmiyor mu
İşte beni çıldırtan bu Yüzün bensiz gülmüyor mu İşte beni ağlatan bu! Dört bir yanım taş bir duvar Ne merhamet ne vefa var Üstelik de sen yoksun yar İşte beni delirten bu! Vursalar da akmaz kanım Hasret dolu her bir yanım Bu sensizlik yok mu canım İşte beni öldüren bu! Sensiz bomboş koca şehir Günüm zindan gecem zehir Kimi görsem akıl verir İşte beni delirten bu! Nazarında yokum gibi Dağılmışım bir kum gibi Günden güne bir mum gibi İşte beni eriten bu! Sen benimdin öyle sandım Nasıl sevdim nasıl yandım Sana hasret çölde kaldım İşte beni çürüten bu işte beni öldüren bu! ... |
İşte gidiyorsun
Merdivenlerde bir ölüm sessizliği Kül rengi yağmurlar sokaklarda Üzerinde en çok sevdiğim ceketin En acısı Unut gitsin der gibi ıpıslak kirpiklerin Ve ilk defa Bu kadar aceleci Ellerin ayakların gözlerin Söylenecek ne varsa bitti -doğrudur- Artık bu saatler Kanadı kesik bir sevdanın Kalemi kırık bir aşkın Ve sayfaları yanık bir romanın sonudur…. İşte gidiyorsun Ellerinle açtığın bütün kapıları kapayarak Hayat verdiğin odalardan gölgeni de alarak Ve sürgüne verip bütün düşlerimi Dağ gibi bir adamı yakarak Anlıyorum bu suskunluk Bir aşkın açılmamış son mektubudur Geride bıraktığın Saksıda bir gelin çiçeği Masada küskün bir anahtar Yüreğimde parmak izlerin Ve cevapsız yüzlerce sorudur İşte gidiyorsun Dikerek gözlerime o mağrur bakışlarını Yıllardır düşlediğin zaferi kutlayarak Ve masum bir veda gibi sokulup Ellerinle yüreğimi parçalayarak Tarihte bugün Aylardan Eylül Günlerden hüzün Saatlerden ondur Sen kazanmayı Ben kaybetmeyi seçtim Anlıyorum Bu ikimiz için artık sondur İşte gidiyorsun Ve biliyorsun Birazdan sol yanıma düşeceğim Yaramın olduğu yana Vurduğun yere yani Ne de olsa ayrılık acıdır zordur İşte karşında Ağır yaralı bir adam Bir avuç gözyaşı Ve ihanet makamında bir şarkı Suç mahallinde Senden kalan son delil budur Git hadi git vazgeçilmezim Şunu bil ki Dünyada bütün mezarlıklar Senin gibi vazgeçilmezlerle doludur… |
Yolumuz buraka kadarmış be kahve gözlüm
Artık Tersine akan bir nehir gibi Yıkılmış bir şehir gibi Suya yazılmış bir şiir gibi Adımı unut Yalnızlığın boşluğunda Sensizliğin sonrasında Bil ki Beş para etmiyor umut Etmiyor be kahve gözlüm! Yalan yanlış Kırık dökük yaşadık biz bu aşkı Erken emekli olduk biz bu sevdadan Biliyorsun Hep direkten döndü umutlarımız Hep kendi kalemize attık gollerimizi Ne acemi bahçıvanmışız meğer ikimiz Açmadan soldurduk güllerimizi Açmadan soldurduk be kahve gözlüm! Bir değirmen taşı gibi ezip gittin umutlarımı Şimdi yüreğim mutsuzluğun hedef tahtası Sokaklara sığmıyor bu dev yalnızlığım Bu cumartesiler; Çığlık çığlığa şiirlerim seni istiyor bana inat Gel gör ki; Son kurşunu yemiş bu sevdaya Yetmiyor şımarık pişmanlıklar Yetmiyor be kahve gözlüm! Bir isyan faslıdır şimdi bu suskunluğum Hovardaca harcanan mevsimlere Bu kaçışlara - bu gelgitlere Ömrümüze kesilmiş biletlere İsyanımdır - bu acı acı - gülüşüm Oysa; Kaç kez sildim seni haritamdan Kaç kez mil çektim o kahve gözlere Gel gör ki; Kendime bile geçmiyor artık sözüm işte bir kürek mahkumu İşte bir yürek mahkumu Kapında yine Bitmedi bu kara sevda Bitmiyor be kahve gözlüm! .. |
Yıllardır içimde bir çocuk ağlar
İşte hep bu yüzden ıslak gözlerim Sen de çekip gitme dayanamam yar Gittiğin yollarda başlar hasretim Öyle taş değilim sandığın kadar Benim de içimde yıkılır dağlar Bir gözüm çıldırır bir gözüm ağlar Gittiğin yollarda başlar cinnetim Mazimde yılların cam kırıkları İçimde hasretin hıçkırıkları Sevmedim sevmedim ayrılıkları Gittiğin yollarda başlar gurbetim Dünyada benzersiz bir keder gibi Alnıma yazılmış bir kader gibi Dağlarda uykusuz bir asker gibi Gittiğin yollarda başlar nöbetim Kül de uçar gider ateş sönünce Senden ne kalır ki bu aşk bitince sen de vur sen de yak gitmeden önce Ah benim yangınım, kurşun buketim... |
Aldana aldana geçti bir ömür
Dünlere küskünüm yarına küskün Nerede mutluluk nerede huzur Hayata küskünüm devrana küskün Yıllar var bitmedi kadere borcum Delice sevmekmiş en büyük suçum Sayende tükendi kalmadı gücüm Aşklara küskünüm sana da küskün Peşimde bir gölge zehir gözlerin Aklımdan çıkmıyor yalan sözlerin Beni öldüemeye yetti hasretin Dünyaya küskünüm zamana küskün Herkese küskünüm sana da küskün |
Hayatıma bir son vermek istersen
Kurşuna gerek yok gözlerin var ya! Eğer ki kalbimden vurmak istersen Hançere gerek yok sözlerin var ya! ... Dağ olsam çökerim bakışlarında Taş olsam eririm avuçlarında Sevgilim suçluysam bu aşk yolunda Zindana gerek yok hasretin var ya! .. Anladım çare yok unutmam için Her yerde hatıran izlerin var ya! Bir gün olsun mutlu uyumam için Yastığa gerek yok dizlerin var ya! ... |
Bir mavi gecede başlamıştı sevdamız
Ve maviye çalmıştı bütün umutlarım o gece Unutturmuştun bana karanlığın siyah olduğunu Ve gözlerinde farkettim ilk kez Bütün *******in mavi olduğunu Bir mavi geceydi o Bütün *******den güzel Bir mavi geceydi o Benim için ömre bedel Ve sonra... Bir gidişin vardı ki Mutluluğuma inat Bir gidişin vardı ki Kırıldı içimde kol kanat Umutlarımın mavisini alıp gittin Denizlerimin mavisini çalıp gittin Masmavi dünyama Simsiyah bir çivi çakıp gittin... Gittin Ve sen de her yalan gibi Bittin... |
Bir haber alamadım gittin gideli
Mutlu mu, mutsuz mu, nasılsın bugün? Hayli zaman oldu görüşmeyeli Nasılsın birtanem, nasılsın bugün? Gönül defterini karıştırdın mı? Kalbini hasrete alıştırdın mı? Ayrılığı bize yakıştırdın mı? Nasılsın sevgilim, nasılsın bugün? Bilmem ki beni hiç anar mısın? Unuttun mu yoksa, hatırlar mısın? Söyle; eskisinden bahtiyar mısın? Nasılsın birtanem, nasılsın bugün? Seninle doluyken aldığım nefes Bitirdi bu aşkı sendeki heves 'Çekinme, sor' diyor içimden bir ses Nasılsın sevgilim, nasılsın bugün? |
Giderken ne büyük sözler etmiştin
Ben hiç unutmadım senden ne haber? Ölsem de bu sevda bitmez demiştin Ben aynı aşığım senden ne haber? Dönüşü olmayan yolda mı kaldın? Dağların ardında çölde mi kaldın? Yoksa yabancı bir kolda mı kaldın? Ben aynı yerdeyim senden ne haber? Ağladığın günde mendilin oldum Karanlık gecende kandilin oldum Aşığın esirin, sevgilin oldum Ben aynı sevdalı senden ne haber? Uykusuz şarkılar dudaklarımda Sigaram ters dönmüş parmaklarımda Gözyaşım kurumuş yanaklarımda Bu gecem de böyle senden ne haber? |
Bana aşktan hiç söz etme
Sen sevmeyi ne bilirsin Bir aşk için ölesiye Beklemeyi ne bilirsin Düşündükçe içim yanar Ders vermemiş sana yıllar Taştan farksız kalbin mi var Özlemeyi ne bilirsin Ne gezer ki sende vefa Aşk nerede sen nerede Merhametsiz *******de Yalnızlığı ne bilirsin Sana kandım bunca zaman Senden eyvah senden aman Alev alev duman duman Tutuşmayı ne bilirsin Aldanmaktan yoruldun mu Acılarla yoğruldun mu Hiç sırtından vuruldun mu İsyanları ne bilirsin Ne bilirsin yağmur olup Çağlamayı ne bilirsin Kahkahalar savururken Ağlamayı ne bilirsin |
Kaç kere yaşadım ben bu romanı
Ne zaman sevdimse ayrılık vardı Hep kendim kuruttum gözyaşlarımı Ne zaman sevdimse yalnızlık vardı Sen de git bırak git beni düşünme Kader de, hayat de boşver üzülme Alıştım hasretin her türlüsüne Ne zaman sevdimse ayrılık vardı Alıştım kaderin her cilvesine Ne zaman sevdimse yalnızlık vardı Yaşamadım gitti gönül tadında Nelerden vazgeçtim senin uğrunda Seni de kaybettim yol ortasında Ne zaman sevdimse karanlık vardı Ne zaman sevdimse pişmanlık vardı |
İnsanlar sevmeyi unuttu mu ne?
Ve de gülmeyi... Başımı kaldırsam kan görüyorum Yoksa kin Peşimde gölgesi binlerce hasretin Ne sıcak bir merhaba Ne de bir tebessüm Kalmamış izi mutluluğun ve sevincin Oysa biz hala yaşıyoruz Bilmem ki niçin? ... |
O yüreği sevmekten yaralı
Şiire aşık bir insan O da herkes gibi Payını almış dünyadan Kimi gün ağlamış kimi gün gülmüş Kimi gün vurulmuş kimi gün düşmüş Taş olmuş susmuş Kuş olmuş uçmuş İncinmiş kırılmış küsmüş Kimini deliler gibi sevmiş Yıldızlar gibi yüceltip övmüş Kiminin yüzüne tükürmüş sövmüş Bir kere yaşamış Bin kere ölmüş Şimdi 'bir avuç gözyaşı' 'Bir demet şarkı' Ve bir de bu 'uykusuz şiirler' Ardından kalan... İşte son perde İşte son sahne İşte |
O gece sen gidiyordun
Yıldızlar bir bir düşüyordu Günlerden bir yaz gecesi Ama kalbim üşüyordu O gece sen gidiyordun Bir aşk daha bitiyordu Buz gibiydi ellerin Ayakların titriyordu O gece sen gidiyordun İçimde dağlar yıkılıyordu Sanki bütün mermiler Üzerime sıkılıyordu O gece sen gidiyordun Yollar sana küsüyordu Yüreğimde bir ihtilal Dudaklarım susuyordu O gece sen gidiyordun Oysa gölgen duruyordu Kimsesizdim pencereme Binlerce sen vuruyordu O gece sen gidiyordun Yeni bir son başlıyordu Gururum direnişte Duygularım çıldırıyordu O gece sen gidiyordun Bütün denizlerim yanıyordu Böyle bir ayrılığa Ölü kuşlar ağlıyordu O gece sen gidiyordun Ama kimse bilmiyordu Olacak şey miydi bu Dünya hala dönüyordu Hayat devam ediyordu! |
Kaşlarında kalem
Dudağında salem Sosyetik olmuş haspam Of ulan off! Ahmed'in de bir Leyla'sı var Kibar Leyla'sı Tango Leyla'sı Haspam aklı sıra Yıldızlar kadar uzak benden Varsın uzak olsun Komşu kızı o Onun sosyetesi varsa Agop'un meyhanesi de bizim için Of ulan off! Yaşken eğmediler beni Kibar konuşmasını Dans etmesini öğretmediler bana Bir 'selamın aleyküm' demesini bilirim gelince Bir de 'eyvallah' demesini giderken Selam verdik 'bonjur' dedi Göz kırptık 'yes' dedi Kes dedim kes Ulan ne anlarım ben bu lisandan Bir sosyete Bir kibarlık tutturmuş gidiyor gidiyor ama nereye Bıçağın ağzı gibi inceldi sabrım Dinamit gibiyim Ha şimdi patlayacağım Ha birazdan Ulan ağaçkakan mısın nesin be Delik deşik ettin tutkularımı Kafamı bozma kız kafamı bozma Alırım aşağı façanı Of ulan Off Ulan beyefendiler Ulan sosyetik züppeler Anam avradım olsun Topunuzu bir şişe rakıya değişirsem eğer Hey Agop Ne oldu bizim çilingir sofrası Gönder dedik yarım Leyla partilerde Biz meyhanelerde kafayı bulalım Haa eskilerden bir şarkı çal amanı bol olsun Of ulan off Kavanoz dipli dünya off Sen yok musun... |
Bu sana onuncu mektubum
Ve de sonuncu Artık fark etmiyor benim için Ne olursa olsun sonucu Nasılsa göründü artık İkimize ayrılığın ucu Derler ki; Her aşkın gökyüzünde bir meleği varmış Bir aşk bitince o melek ağlarmış Ve bir yıldız kendini vurup Sonsuzluğa kayarmış Kaldır başını Bak gökyüzüne Şimdi bütün melekler yasta Ve bütün yıldızlar sana 'Gitme' diye yalvarmakta Sense Hala içi boş kupkuru bir inatta Bense Hala resmini çiziyorum bu son mektupta Oysa Aylar var umutlarım komada Hayallerim bitkisel hayatta Ve bu zavallı yüreğim Acele Rh pozitif bir aşk aramakta Anlayacağın Seninle tarihi geçmiş bir aşkı yaşadık ikimiz Eskimiş düşlerim bir eskiciye yakışır artık İple çektiğim temmuzları da sana bıraktım İstersen Göz yaşlarımı bir madalya gibi diz göğsüne giderken Çünkü Kapattım aşkın bütün sayfalarını artık... Son postayı koydu sabrım yalnızlığıma Ve son resti çekti gözlerim Dönüşü olmayan yollarına... Ama yine de sen üzülme Sözüm var kendime Bu aşkı sensiz de yaşatacağım Olurda bir gün Zamansız kapanırsa gözlerim Sakın şaşırma Sana anlatamadığım bu aşkı Orada meleklere anlatacağım Ve işte o gün İki damla yaş düşecek gözlerinden biliyorum İşte o gün Seni de sana ağlatacağım. Dedim ya Bu sana onuncu mektubum Ve de sonuncu Artık fark etmiyor benim için Ne olursa olsun sonucu Sen yepyeni aşklara yolcusun artık Ben en eski yalnızlığıma yolcu... |
Daha güçlü türküler söyle
Hadi Ozanım Bahçende açmamış çiçekler çok Sen iste yeter ki bin yıl yaşarsın Sanma ki ölüme çare yok |
Bana neler öğretmiştin
Unutmadım öğretmenim Ama gel gör yine adam Olamadım öğretmenim Ezberledim hep dersini Yaşattılar hep tersini Mutluluğun adresini Bulamadım öğretmenim İnsanlığın adı para Bu hayatın tadı para Ne gerek var kitaplara Anlamadım öğretmenim Hani doğru bükülmezdi Hani haklı ezilmezdi Hani dağlar yıkılmazdı Yıkıldım öğretmenim Defter başka, kalem başka Yaşadığım alem başka Şöyle güzel, gerçek aşka Düşemedim öğretmenim Saygı dedim anlayan yok Vefa dedim tanıyan yok Dostluğu da bir bilen yok Göremedim öğretmenim Her şey yerli yerinde mi Bütün sırlar derinde mi Suç bende mi, evrende mi Bilemedim öğretmenim Sakın gitmesin ağrına Bir hevesim yok yarına Utanacımdan mezarına |
Kemal'in gemisinde gitti sarıldığım umutlar
İsyanım şimdi Hamit'in Makber'indedir! Ağlasam sesimi duyar mı mısralarında Orhan Veli? Dokunabilir mi gözyaşlarıma inceden? YA Cahit! Bir teselli verir mi Yaş Otuzbeş'inden? İşte eteklerimde bir yığın gümüş yaprak İşte Haşim bakıyorum semaya ağlayarak! İçimde ç****izliğin binbir ahı İçimde en korkunç yalnızlıklar Fikret'im bu gecenin de olur mu sabahı? Bir el var sonsuzluğa alıyor beni Bir el var çekiyor beni anılardan Ya o karanlığı bölen sesler Uğultular, akisler, gölgeler Nerdesin? Nerdesin? Tecer! Bak! Bu resme nasıl imrenmedetim Sanırım ki gülüyor! Hani o saadetten bile yoksunum şimdi sen kadar Ama öyle ya Akif'im Değil yalnız dostlara, sevgililere, analara Daha nicelerine kucak açar bu topraklar! Yummak ne çare elleri göğe doğru Söyle hangi gerçekte bunca yalan var? Acımı binlerce şiirin anlatamaz Ümit Yaşar! Ama gel gör ağlayamıyorum gönlümce Gel gör şuramda nasıl bir yara kanar Zira; boş değil bu ağıt bu şarkılar 'Ağlarsa anam ağlar, gayrısı yalan ağlar... ' |
Dünya pazarını dolaştım durdum
Dikenler gül oldu para deyince Yıllanmış nefretler bir anda bitti Ateşler kül oldu para deyince Ortada ne engel ne dağlar kaldı Ne aşılmaz yollar ne çöller kaldı Öfkenin yerini alkışlar aldı Düşmanlar dost oldu para deyince Bir eski masalmış şeref itibar Böyle bir düşman ne işe yarar Gördüm ki herşeyin bir fiyatı var Krallar kul oldu para deyince. |
Bakma öyle mutlu göründüğüme,
Yaşıyorum işte rolüm icabı. Bir mutlu tebessüm koyup yüzüme; Taşıyorum işte rolüm icabı. Attığım kahkaha gözyaşı oldu Boynuma takılı kaderin kolu Bende bilmiyorum gittiğim yolu Yürüyorum işte rolüm icabı. İçimde ne varsa aşkla bölüştüm, Umut sırt çevirdi,dertle öpüştüm Yağmurdan kaçarken karlara düştüm Yaşıyorum işte rolüm icabı. Bir bilsem zaman mı insan mı nankör Şansımın şansı yok,gözleri de kör Hayat bir oyunsa bende bir aktör Oynuyorum işte rolüm icabı. Bin söze bedelmiş bazen bir bakış Yılların acısı içimde nakış Gözlerimde bahar yüreğimde kış Gizliyorum işte rolüm icabı. Beni benden iyi tanır şarkılar. Kemanlar,gitarlar,sazlar çalgılar Bir bilseniz içimde ne acılar var, Susuyorum işte ROLÜM İCABI.. |
Ey benim doğmayan sabah yıldızım
******* mi uzak sen mi uzaksın? Ne zaman bitecek bu yalnızlığım Umutlar mı uzak sen mi uzaksın? Bil artık sabrımın sabrı da bitti Seninle gelen aşk sensiz terketti Çalmadın kapımı çalmadın gitti Ellerin mi uzak sen m uzaksın? Sen misin 'ben miyim' kimmiş yalancı Nasıl yaşarız biz bize yabancı Böyle bir ayrılık ne kadar acı Yolların mı uzak sen mi uzaksın? Dilime marş ettim eyvahlarımı Söyle de bileyim günahlarımı Işıksız bıraktın sabahlarımı Gözlerin mi uzak sen mi uzaksın? |
ir dal gibiydin
İnceciktin Körpeciktin Gözlerin şarkılar kadar hazin Ellerin duygularım kadar narin Bence Salihli'de bir çiçek Bence Salihli'de tektin Ne var ki Parmağında bir yüzük Ne var ki Omuzlarında ağır bir yük tutsaktın Yasaktın Unutmaktan başka Ne yapacaktın Ah benim Salihlim Kötü talihlim... _____________ |
Sana Borçluyum
Tanrıdır can veren kul ona borçlu Ben de bu sevdayı sana borçluyum Bu boynumun borcu bu gönül borcu Ben bu mutluluğu sana borçluyum Dağlarda yol olsam seni beklerim Ömrümü verseler sana eklerim Seninle gül açtı tüm dileklerim Ben bu mutluluğu sana borçluyum Ne böyle sevildim ne böyle sevdim Aşkın böylesini senden öğrendim Adına yazılı gönül senedim Çünkü ben bu aşkı sana borçluyum |
Hepsi birer umuttular
Birer birer uyuttular Bizi burda unuttular Gidenlere selam olsun Bu acıyı çekeriz biz Dağı, taşı deleriz biz Yanmasını biliriz biz Yakanlara selam olsun Selam olsun, selam olsun Gidenlere selam olsun Acımadan sırtımızdan Vuranlara selam olsun Su boğar, ateş yakar Zalimlerde bir gün yanar Dağ gibiydi tüm umutlar Yıkanlara selam olsun Ha bir saray, ha bir dağ başı Sonumuz bir mezar taşı Gözümüzden kanlı yaşı Akıtana selam olsun |
Bırak ellerimi
Üç satır yazacağım Üç satırda sen! ... Bırak gözlerimi Dört yana bakacağım Dört yanda sen! ... Bırak yüreğimi Bin kere seveceğim Bin kerede sen! ... |
Sen başkasın
Gülerken başka Küserken başka Susarken başka Sen başkasın Konuşurken başka Öpüşürken başka Sevişirken başka Hem de herkesten başka Ama benim aşkım Bambaşka! |
Biliyorum
Sen yine bu akşam o bomboş odanda Onu düşüneceksin Onu arayacak titrek ellerin Onu düşleyecek gözlerin Deli yağmurlar gibi düşecek özlemin avuçlarına Gelmeyeceğini bile bile Biliyorum Sen yine bu akşam o bomboş odanda Onu bekleyeceksin Dudaklarında unutamadığın o isim Yanıbaşında yırtamadığın o resim Ve en paslı bıçaklar gibi umutlar yüreğinde Dönmeyeceğini bile bile Biliyorum Sen yine bu akşam o bomboş odanda Onu arayacaksın Hasreti mum gibi eritecek seni Çarpacak yüreğinde dev boyu bir yalnızlık Ve bir batmış geminin kaptanı gibi bakışların ufukta Görmeyeceğini bile bile Biliyorum Sen yine bu akşam o bomboş odanda Onu anacaksın Dilinde hüzünlü bir şarkının son satırı Bir gün gibi yaşayıp bütün yılları Özlem nöbetine tutulup ağlayacaksın Ç****izliğini bile bile Oysa ben Yine bu akşam bekar odamda Seni düşüneceğim Seninle dolduracağım yalnızlığımı Sigara dumanlarında gözlerin yakacak gözlerimi Kırık kadehler gibi dökülüp kalacağım pencerelerden O zehir şarkılara inat Yine seni bekleyeceğim Onu sevdiğini bile bile |
Sen bu şiiri okurken
Ben çoktan bu şehirden gitmiş olacağım Artık ne özlemlerimi duyacaksın bıçak yarası Ne de telefonların çalacak gece yarısı Ve bu zavallı yüreğim olmayacak artık Kaprislerinin hedef tahtası... Seni sana Beni bir akıl hastanesine Bırakıp gideceğim bu şehirden Nasılsa kavuşamadım sana Nasılsa dudaklarının kıyısına varamadım Nedense bütün çıkmaz sokaklar adresim oldu Ve nedense bütün kırmızı ışıkları üzerime yaktın Ne yaptımsa Bir türlü sana yaranamadım Artık adressiz Işıksız Ve öylesine ıssızım Dünlerin kadar eskiyim Verdiğin acılar kadar paslıyım İşte çıkıp gidiyorum hayatından Nasılsa fark etmez senin için Belki çok şanslı Belki de en yaşlıyım... Artık Pusulam hasreti Saatim yalnızlığı Ve takvimler sensizliği gösteriyor bana Neylersin Yolcu yolunda gerek Belki bundan sonra Belki senden sonra Adam olur bu “asi yürek” Ve dersini alır da bu sevdadan Bir daha Boyundan büyük denizlere Asılmaz kürek Yarın bu saatlerde Ben yollarda olacağım Sen kimbilir kaçıncı uykunda Masal mavisi bir rüyada Ve elbette o korsan yüreğin Yine pusuda Oysa İlk defa sesimi duymayacaksın Sitemlerin sahipsiz Soruların cevapsız kalacak Belki ilk defa içini kemirecek yokluğum Tanımadığın bir koku içini saracak Ve ilk defa kendinle hesaplaşacaksın Ne oldu? Ne oluyor? Ne olacak? Sonra Bir gözün kör Bir kulağın sağır Bir ayağın kırık Bir kolun kesik Düşeceksin yollara Yani baştan başa yarım Yani baştan başa eksik Bütün duvarlar üstüne yıkılacak Belki ilk defa “Unutuldum” diyerek için sızlayacak Ve sen bu şiiri okurken Ayrılığımız çoktan başlamış olacak Belki de son tesellin Sana yazdığım “bu son şiir” olacak Ve kimbilir Unutulmuş bir gecenin tam ortasında Başucundaki bir radyoda Uykusuz bir şair yüreğini çınlatacak Ve bir daha fısıldayacak kulaklarına Sana adanmış bu satırları “Bütün şehirler uyur İstanbul uyumaz Ve birgün Bütün sevenler unutur seni Ama bu “şair yürek” ASLA UNUTMAZ...” |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:43 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.