![]() |
Halil Çolak
Yağmur
Çöl olan toprağı yeşerten yağmur, Yanan gönülleri söndüren yağmur, Mevsimine uygun yağarsın yağmur, Sen aptal aşıkları ıslatan yağmur Bazen sel olursun çevreni de yıkarsın, Damla,damla yağar denizlere dolarsın, Rahmet olur bahçeyi tarlayı da sularsın, Bin bir bereketin kaynağısın sen yağmur. Toprağın vazgeçilmez aşkısın yağmur, Çiftçiyi mutlu edip, yüz güldüren yağmur, Kara bulutların rahmeti gazabı yağmur, Cehennem ateşlerini söndüren yağmur Halil ÇOLAK 12.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Savaş var
Emperyalistler güç gösterisinde Irak’ ta; Turan’da savaş var Rusya dikmiş Gürcistan’a gözünü Akılda mantıkta belde savaş var Amerika denilen o vahşi soysuz Afganistan’da Kerkük’te savaş var İnsanlar türedi ******** soysuz Dünyada güçler arasında savaş var Özgürlük der hak der girer içine Sokak da vurur tekme atar leşine Liderler düşmüş kendi nefsi peşine Dünya kan gölü, törede savaş var Zalimler mazlumları yere sererken Bahaneyle Rusya Gürcistan’a girerken Karabağ’ım zulümden feryat ederken Türk Doğu Türkistan’da yine savaş var Horasan ereni dünyada bozuldu maya Güçlü devletler fakire atıyor ateşten nara Liderlerimiz yatıyor siyasete vermiş mola Ciğerlerimiz yanıyor yurdumda savaş var Halil ÇOLAK 12.08.2008 ANKARA Amerika denilen o vahşi soysuz Afganistan’da Kerkük’te savaş var İnsanlar türedi ******** soysuz Dünyada güçler arasında savaş var Özgürlük der hak der girer içine Sokak da vurur tekme atar leşine Liderler düşmüş kendi nefsi peşine Dünya kan gölü, törede savaş var Zalimler mazlumları yere sererken Bahaneyle Rusya Gürcistan’a girerken Karabağ’ım zulümden feryat ederken Türk Doğu Türkistan’da yine savaş var Horasan ereni dünyada bozuldu maya Güçlü devletler fakire atıyor ateşten nara Liderlerimiz yatıyor siyasete vermiş mola Ciğerlerimiz yanıyor yurdumda savaş var Halil ÇOLAK 12.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Vatansız kalan Türk, çilekeş Ahıskalım
Stalin tarafından sana haksız zulüm yapıldı Vatan topraklarından Sibirya sürgün edildin Gece gündüz göz yaşını yılarca içine akıttın Vatansız kalan Türk, çilekeş Ahıskalım Evlatlarını ayırdılar anasından babasından Yıllarca inledin durdun yapılan zulümden Yavrularına Ağlamaktan oldu gözlerinden Vatansız kalan Türk, çilekeş Ahıskalım Mücadele ediyorlar amaçları vatanına dönmek Acılardan kurtulup vatanlarında hür yaşamak Onlarında hakkı kendi vatanlarında olmak Vatansız kalan Türk, çilekeş Ahıskalım Hiçbir Türk yetkilisi bu acıya kulak vermiyor Mücadeleyi kör sağır olmuş duymuyor görmüyor Lal olmuş ülkeyi yönetenler tek kelime etmiyor Vatansız kalan Türk, çilekeş Ahıskalım Halil ÇOLAK 11.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Doğu Türkistan’ımda
Vahşet çiçekleri hiç eksik olmuyor Anayurdumda Ağlatıyor Çin vahşeti Türk’ü kendi Türkistan’ında Mahkum edilmiş fikirler Türk’e kendi özyurdunda Analar ağlıyor elem içinde Türk olan Türkistan’ımda Vahşetini gizlemek için emperyalist olimpiyat yapıyor Doğu Türkistan’da yaptığı mezalimi bununla kapatıyor Dünya milletlerini bu gibi propagandalarla aldatıyor Öldürüyor Türkleri kendi yurdu Doğu Türkistan’ımda Çin işkencesinden milyonlarca Türk işkence gördü Öldürdüğü insanların cenazesini bile kaldırtmazdı Bu işkenceler Çin kültürüne tarihten gelen mirastı Her zaman kederdedir Türk olan Doğu Türkistan’ımda Yeter artık Türk’ün Türkistan’ında analar ağlamasın Dünyayı uyandıralım Çin yalanlarına artık kanmasın Doğu Türkistan davası da dünyaya cesurca anlatılsın Hürriyete kavuşsun gökbayrak dalgalasın Türkistan’ımda HALİL ÇOLAK 10.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Gel dedi bana
Dün gece rüyamda ben yarı gördüm Koskoca demet kırmızı gül verdi bana Uzandım elinin üstüne elimi koydum Sen öyle uzaklarda durma gel dedi bana Dağlar arada olmazsa gelirim dedim Gönlünde benim için aşk var mı dedim Bu kusurlu canı gönlün sever mi dedim Sen öyle uzaklarda durma gel dedi bana Ben gönül kelepçesini vurdum da geldim Kutsal güzel sevgisini kalbime ben koydum Kırmızı elbise içinde görünce eridim bittim Sen öyle uzaklarda durma gel dedi bana Aşksız gönüllerde muhabbet olur mı dedim Sevgiler olmazsa gönül yara varır mı dedim Beni sevmezsen kalbim sana kızar mı dedim Sen öyle uzaklarda durma gel dedi bana Halil ÇOLAK 11.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Anlarsız.
Sizlerin yaktığı bu dünyadaki zulümler Bir günde sizi yakar neden sonra anlarsız. siz sahtekârların yutturduğu sahte vaatler Er geç Kokar amma neden sonra anlarsız. Gün gelir o milletler sizi sürer yokuşa Engel olamazsız mazlumun baş kaldırışına Umulmadık yerde sular çıkarda yokuşa Akıtır mazlumlar neden sonra anlarsız. Öfke ile baskı ile bu dünya gitmez böyle Akıl arkadaşlık etmez sizi gibi zır deliyle Yanlış yapan yaptığını bulur da iki eliyle Sizleri de yıkar amma neden sonra anlarsız. Yıllarca dikenlerinizi gül diye koklatırsınız Ülkesini işgal eder barış diye yutturursunuz Anaların kanlı gözyaşlarını yere döktürürsünüz Bir günde ananız döker neden sonra anlarsız. Haksız olanlar haklıya fitne fesat katarsa Carisizlikten yılanı ip diye denizde de tutarsa Güvendiğin batılı eller seni çukura da atarsa Geç olur amma Kafkaslım neden sonra anlarsız. Aman deyim bilir misin Kafkaslı kardeş amanı Boş hayale kurban ettiniz hem insanı hem zamanı Kafkas dağlarına getirdiniz hiç yoktan eyvah dumanı Çöker yine başınıza esaret neden sonra anlarsız. Kurnaz emperyalist devlet emer budalanın kanını Böyle olur sana özgürlük getiren hokkabazın kanunu Doğru karar diye sana aldırtır al diye dostun canını İkizinde suyunu sıkar amma neden sonra anlarsız. Halil ÇOLAK 11.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Sonuna kadar seveceğim bu vatanı…
Varlık alemimde,durduğum nokta, Seninle tükenmez bende ki sevgi… Ömrümün geri kalan yokçuluğunda Sonuna kadar seveceğim bu vatanı… Engellensin yollarım, sonu geldikçe, Yürüdüğüm yoldan,dönmez benim yüreğim… Albayrağı ufuklarda dalgalanır gördükçe, coşar taşar enginlere sığmaz yüreğim…. Lalesi, sümbülü,vardır yüksek yaylası, uğruna ölürüm yeter ki ebedi müddet kal. Varoldukça vatan severlerin sana sevgisi, Birden kalkar aradan kalmaz hiçbir engel. Düşsün düşlerime,seni yükseltmek ülküsü, Bırak karanlıkları, vatan da güneş doğsun… Yüreğimle yaşadığım dilimde vatan türküsü, Dünyaya adalet dağıtmak için sen olmalısın… Müslüman Türkün matemi diner seninle. Sen bu kutsal davamıza inandığın zaman… o güzel yüreğini getir ve beni dinle, vatan kaygısı,sevgisi içine çöktüğü zaman. Halil ÇOLAK 07.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Gördüm
Gördüm gönüllerde durmadan akan çağlayanları Gördüm gönüllerde sürekli açan kır çiçekleri Gördüm gönüllerde hep seven kırmayan insanları Gördüm gönüllerde kula kul olan Allah’ı unutanları Gördüm gönüllerde adalet için çekilen sancıları Gördüm gönüllerde hayat yolunda keskin virajları Gördüm gönüllerde acıya rağmen aşkı yaşayanları Gördüm gönüllerde kula kul değil Allah’a kul olanları Halil ÇOLAK 07.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Aşkla yanmasını ister bu deli gönlüm.
İlahi aşka sevgiye uzandı elim, Onun aşk ateşi ile yandı gönlüm, Gerçekleri söylese kemiksiz dilim Huzurla dolsa hep bu deli gönlüm. Cehennem çukuruna batıp çıkmadan, Kul gıybetini edip vebal almadan hiç kimse kimseye kötülük etmeden, Herkesle mutlu olsa bu deli gönlüm. Güzel konuşsalar gönüller yapsalar, Helal kazanıp fakire zekat verseler, Batıla uymayıp hak yolunda gitseler, Yalan dünyada ister bu deli gönlüm. İnsan ektiği ekini biçecek yok ötesi, Dünya malına tapan oldu onun kölesi, Kararmış Kalplere işlese ezanın sesi, Aşkla yanmasını ister bu deli gönlüm. Halil ÇOLAK 07.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Etseler tutsak
Yedi tepende gezer seni seven sevdalarının Şafak sökerken gökyüzünde yankılanır ezanın Nemli rüzgarın verdiği tende güzel rahatlığın Gizemli kanatlarını vurarak uçuşan martıların Yansıyan sabah yorgunluğunun gölgesi vurmuş suda Sevenler umutsuz yalnız geziyor Emirgan korusunda Gözünde yaş aşığın sevdiği beklide sabah uykusunda Sevgilerin ve aşkın tartışılmazlığı nihayet anlaşılsa da Bir başka güzel olur dosta dönüp arkamıza baksak Çünkü insan sevgiye,iyiliğe yaşamak için tutsak Sevmek yasak,aşk yasak gönül kapıları olursa yasak Seni sevmeği yasaklasalar severim seni etseler tutsak Halil ÇOLAK 07.08.2008 Halil Çolak |
Bunca genç yiğitler soruyorum niçin öldüler
Haberlere bakarken birden şok oldum Haini köşkte görünce kalpten vuruldum Acılar içinde yandım kıvrandım durdum Bunca genç yiğitler soruyorum niçin öldüler Ekrana baktıkça karardı millet benim içim Bu manzarayı kaldırmaya yetmiyor güçüm Şehit anasına,babasına bu en büyük zulüm Bunca genç yiğitler soruyorum niçin öldüler Bunlar değil mi? milletime bomba atanlar Bunlar değil mi? isyan edip dağda gezenler Bunlar değil mi? askere tuzak kurup vuranlar Bunca genç yiğitler soruyorum niçin öldüler Daha dün Güngören’de katliam yapmadılar mı? Amerikan elçiliğinin önünde polisi vurmadı mı? Bu kadın Türk devletini yıkmaktan yatmadı mı? Bunca genç yiğitler soruyorum niçin öldüler Soruyorum vatanın evlatları onunla nasıl oturdunuz Haramdır size bu milletin yemeğini onunla yediniz Bu milletin helal olan lokmasına haram kattınız Bunca genç yiğitler soruyorum niçin öldüler Artık bu hainlerle anlamadım niçin mücadele ederiz Niçin bu fakır milletinin parasını kurşun alıp atarız. Huzuru mahşerde şehitlerin hakkını nasıl veririz Bunca genç yiğitler soruyorum niçin öldüler Bu hainler sizin evladınızı inşallah tuzak kurup vursalar Allah’tan dileğim bu hainler sizinde yüreğinizi yaksalar Şehit anası babası yakını karşısına alıp yemek yedirseler Bunca genç yiğitler soruyorum niçin öldüler Halil ÇOLAK 06.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Anadolumsun kardeşim Bilal ben Anadolu’yum
Adriyatikken başlayıp Çin ülkesine uzanır kolum Okyanuslarla çevrilmiş olsa da sağım ve solum Geçit vermemiştir düşmana da Anadolu toprağım Anadolumsun kardeşim Bilal ben Anadolu’yum Tarihte denilmez denilen kalın surlar delinir Alınmaz denilen muhteşem zümrüt şehir alınır Ulubatlı Hasanlarca yüksek burçlara bayrak çekilir Anadolumsun kardeşim Bilal ben Anadolu’yum Demir dağı eritip yazdık Ergenekon Türk destanını Yağız atlarla akınlar yaparak sardık dünyanın her yerini Şimdi Çin zulmünden inleyen unuttuk Türkistan’ımı Anadolumsun kardeşim Bilal ben Anadolu’yum Tarih üstüne geçmişte tarih yazsak bu gaflette ne yazar Bu Anadolu toprağında Türk’e yapılan kardaş ihanet üzer Türk yeni doğmuş çocuğunun göbek adını Mehmet’te koyar Anadolumsun kardeşim Bilal ben Anadolu’yum HALİL ÇOLAK 06.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Mutluluğumdur beni şimdi ağlatan
Elli dört yıl nasıl geçmiş aradan Gördüm seni elli üç yıl sonradan Bu nasıl sevda ki sana bağlayan Mutluluğumdur beni şimdi ağlatan Senin sokakların ben koşamadım Havanı da yıllarca can alamadım Ekmeğini yiyip suyunu içemedim Mutluluğumdur beni şimdi ağlatan Uzaktan seni görünce kapladı hüzün O zamanki zavallı halimi nasıldı bilin Yeşil bahçeler içinde evleri bir görün Mutluluğumdur beni şimdi ağlatan Ne güzelmiş oturmak serin kapı önünde Hayıflandım niçin ayrıldık küçük yaşta Hayal ettim ailem benim beşik başında Mutluluğumdur beni şimdi ağlatan Büyük bir mutlulukla senden ayrıldım Mehmet,İlyas,Haydar beyi dost edindim O güzel beni mutlu eden rüyadan ayıldım Mutluluğumdur beni şimdi ağlatan Halil Çolak sende sonunda murada erdin İlhamı yeşil vadi içindeki Divriği’de aldın Muhteşem olan ulu camide rukuya vardın Mutluluğumdur beni şimdi ağlatan Halil ÇOLAK 6.08.2008 ANKARA Saat:0.21 Halil Çolak |
Sen Anadolu
Nice Koçyiğitler yetişti sende Aşkın muhabbettin saklıdır bende Anadolu denilen bu güzel yurtta Türk’ yurt olmuşsun sen Anadolu Her karış toprağını zevkle gezdiğim Binbir gizemi toprağında bulduğum Uğruna millet olarak canlar verdiğim Türk’ün yurttu olan can Anadolu Benim canımın canı can Anadolu Hem içi hem dişi düşmanda dolu Senin zor anında Türk başardı zoru Türk’e yurt olmuş toprak Anadolu Yüksek dağlarında eksik olmaz karın Yaylaların yeşil suları soğuk ve serin Ovalarında altın sarısı buğdayı görün Türk’ün karnını doyuran sen Anadolu Toprağını korumak için suladık kanla Adını şanını yükseltmek çalıştık canla Albayrak dalgalanıyor özgür göklerde Şerefim,tarihim her şeyim sen Anadolu Halil ÇOLAK 06.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Yeşil Divriği’m
Doğusunda İliç, batısı Çetinkaya, Ortada bir cennettir yeşil Divriği. Sivas’ın bağrında süslü bir çiçek, Madenler yatağıdır yeşil Divriği’m. Doğum yerim Divriği’dir ili de Sivas, Ulucami’yi anlatsam, tarifle olmaz. Dağları demirdendir asla bükülmez, Havası gibi insanı sıcak Divriği’m. Derde devadır onun meyvesi,havası Hayran etti Ulu camideki Kabe kapısı Şİfahanede mazide şifa bulurdu kimisi Dertlilerin dermanı olurdu yeşil Divriği’m.. Demir raylar döşenmiş vadi boyunca, Fabrikaya Cevher yollar vagonlar dolunca, Koyunları demirdağ eteğinde yayınca, Eksilmez süt, yoğurt, yağı yeşil Divriği’m.. sende bulur yirmidört güzel Mahalle, Tarihi en güzel konaklar onlarda sende, Mengücekoğulları adını yazmış tarihe, Hep şanlıdır, geçmiş çağı Yeşil Divriği’m. Demir cevherinden mekan kurar insan, Hele o serin yaylalarında bir de bulunsan, Kuzular çevrilir Mursal yaylasını da bilsen, Misafir perverliğin şen otağı Yeşil Divriği’m. Halil çolak Yeşil Divriği’n sevgisi sendedir, Sevgisi dilde değil onun için atan kalptedir. Kalen burcunda salınan bayrak sendedir, Hiç eğilmemiştir başıda, Yeşil Divriği’m Halil ÇOLAK 05.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Senle yazdığımız bir andımız var..
Ayrılık birden geliyor sanma Ömrün içinde ikaz var amma.. İyilikler etmede geride kalma Günleri yaşadıkça bak sayfa sayfa Senle yazdığımız bir andımız var.. Yunus kapısından hemen durma gir Selamsız sabahsız sen gitme dur Bilinmediğin insana sır açma dur! Seninle paylaşacağımız sırlarımız var! . Senle yazdığımız bir andımız var.. Bir anda sevdiklerinden çevirme yüzü Dargınlık dostum sevgilerin tadı ve tuzu Aman unutma sakın millete verdiğin sözü Doğrudan ayrılmak yok diye yeminimiz var. Senle yazdığımız bir andımız var.... Halil ÇOLAK 05.08.2008 ANKARA Halil Çolak |
Neyleyim...
Bu ülkede hiç kimse Türk ten yana olmadı Düşmanıma arka çıktı Türk dediğim neyleyim... Kendi evladının elinden az buz darbe almadı Düşmanları içerden de, dışardan sardı neyleyim... Uslanmadılar vazgeçmediler ihanette etmekten Bu millet hiç kurtulamadı kurulan hain tuzaktan Adam olmayanı,adam sandı inandı da uzaktan Yiğit dediği adam korkak adam çıkmış neyleyim... İster inan ister inanma bu insanlar köle oldu batıya Bu milleti mahkum ettiler haram olan haçlı ile yatıya Doğudan yüz cevirdik yönümüzü çevirdik iki yüzlü batıya Türk’e düşman oldular bölücülere dost çıktılar neyleyim... Yeni değil asıl Türk milletinin bu kahpelere de kandığı Çayır, bağ,bahçe diyerek bataklığa konak diye konduğu Her derdimize şifa diye Avrupa birliğinin bize sunduğu Bade sandık haram olan kanlı şarap ta çıktı ben neyleyim... Haram olsun Türk milletin ferdi olarak huzur nedir bildiysem Gece gündüz ağladım, millet olarak da senede bir güldüysem Eskiden kükreyen bir aslandım şimdi uyuz olmuş pis kediysem Korkusuz kartal sandım bunları Kılavuzum akbaba çıktı neyleyim.. Halil ÇOLAK 4.8.2008 ANKARA Halil Çolak |
Divriği’m benim
Sevgini yıllarca yüreğimde taşıdığım Yıllarca seni görmek için beklediğim Yüreğimde aşkınla beni yakıveren ateşin Geldim gördüm seni Divriği’m benim Ulu caminde huşu ile secdeye vardım Kıble kapısına bakarken ben büyülendim Onu yapan dahi ustayı rahmetle andım Nasıl bir aşktır Divriği’m bende kıskandım Gönlümde solmayan sen bir çiçeksin Benim için vazgeçilmez kutsal vatansın Sen doğum yerim olan toprak anamsın Eşi bulunmaz yeşil olan Divriği’m benim Olsam senin dağlarında uçan bir bal arısı Yaşamak isterim sende ömrün geri kalanını Al candan sana göndereceğim selamlarımı insanlarında bir hoş olan Divriği’m benim. Halil ÇOLAK 04.08.2008 Ankara Halil Çolak |
Yoruldum anlamsızım
Duştum dertler içine Mutluluk neyime lazım İyi söze lafım yoktur Yoruldum anlamsızım Yokmu su verecek Ben geldim vefasızım Acılar doldu içime ilaçsız takatsızım Ben kaderimin önünde Yaşamımda kuralsızım Mutlu günlerimde bile Yalnızım dost yalnızım Ah anam yatsam dizine Okşasan kır saçlarımı Ellerimi koysam ellerine Hiç birdaha ayrılmaksızın Halil ÇOLAK 27.07.2008 ANKARA Halil Çolak |
Ağrı dağı
Ağrı Dağıdır adın senin Yücelerde karın senin. Yaz ortasında tipin senin Eksik olmaz sevdan senin. Yücelerden sen bakarsın Düşmanın yüreğini yakarsın Benim,sen gönlümde yatansın Bulutludur hep başın senin. Dağlarımızın şahısın sen Türk yurdunun dağısın sen İçin için yanan toprağımsın Acılar çeken dağımsın sen. Hainlere senin yüzün gülmez Kışın bitmez yazda sana gelmez Bağrındaki yanan ateş sönmez Hep dik duracak yüce başın senin. Halil ÇOLAK 25.07.2008 ANKARA Halil Çolak |
Sevdadan koyma geri.
Gözüm seni görmek ister ruhum zikretmek ister Bu canımı yoluna koydum uğrunda ölmek ister Can yolunda yanmak ister kim nerde yanarsa yansın Bu can sana varmak ister kim nereye varırsa varsın Benim amacım gönlüme gül ekip sana gül yetiştirmek Hak olan yolda yürümek ömrü hak yolunda bitirmek Rabbim yardım et sırat köprüsünden geçmek için Vardır halis niyetim iki cihan güneşi ile olmak için Bende koma benliğimi sarsın aşkın tüm varlığımı Her şeyden vazgeçtim sen unutturma kulluğumu Ben aciz kulum bilemiyorum yalvarmayı ben sana Haşa ben kulluk etmedim senden başka bir kula Halil ÇOLAK 25.07.2008 ANKARA Halil Çolak |
Milletime arzuhal
Her şey güzeldi vatanda, atiye de bakınça birlik vardı dirlik vardı ayrılık olmadan önce Mutluluğumuzu görebilirdiniz bütün milletçe Girdi ayrılık içimize kinler doldu yüreğimize Her şey bir anda bitti değerlerimiz, yazık Olmasaydı abdalca hata yaptıklarımız Belki daha güzel günler birlikte yaşardık O şanlı tarihimize yeni zaferler yazardık Bu cennet vatanda her şey değişirdi belki Bakarsın gönüllerimizde umutlarımız açardı Yedi veren dediğimiz açmış gonca güller gibi Sarılırdık sevgi ile sarardık kanayan yaramızı Allah aşkına oysa simdi nerdeyiz, neyiz bak Umut belirtisinden uzağız her tarafımız tuzak her yaptığımız kötülük insanlıktan inan uzak söyleyin birbirimizin nasıl yüzüne bakacağımız Her şey siyahı bir renk almış,tavırlarımız soğuk Dertler birikmiş bitmeyen yol gibi önümüzde Kime baksam yüzlerinde görünüyor mutsuzluk Tek mavi kalmamış gökyüzü bulutlu üstümüzde Her yerde bitmiş bizi biz yapan güzelliklerimiz Satıyoruz harcıyoruz elden gidiyor topraklarımız Sonra ehli küffarı Müslüman’dan çok kucaklıyoruz Dönme olupta,söz de Müslüman görünen münafıklar Hadi öl bakalım bu sahipsiz vatanda ölebilirsen Vatan sever iftiralarla hapishaneye doldurulurken Ağzına bant vurulmuş ellere kelepçe vurulmuşken Omuzla yükünü, İsterse gücün olmasın taşımaya Yenik duşmuşuz ihanetlere işte gerçekler ortada Sarmış yurdumun dört yanı da ihanet çemberleri Tutsak,millet olmuşuz köleliğimiz alenen de ortada Boynumuzda zulmün eli mahkum gibiyiz yıllardan beri Yargıçlar Türkün idam hükmünü çoktan vermiş oku Boynundaki aslı duran yaşamak değil idam fermanı Yaşamak için vatanı sevmemek yada sevipte ölmek; Önemli olan korkmadan vatanı korkusuzca savunmak Terkedilmiş harabe haline gelmişte şehirleri bilirsin Tarihin derinliklerinde görürsün gömülmüş uygarlıkları İhanet etmişlerin tarihin küflü sayfalarında görürsün Allah’a inancım tamdır milletim yırtacak karanlıkları Öyleyse çek fıkır kılıcını anlat milletine çıplak gerçekleri Haykır doğruları ortaya çıkar,millete göster yalancıları İspat et vatan sever evlatlarına, aşağılık yaptıklarını Adalet tecelli edecek tarih yazacak onların haklılıklarını Halil ÇOLAK 24.07.2008 ANKARA Halil Çolak |
Sayılır
Ne hileden anladım nede hurdadan Sadece anlarım koku saçan goncadan geçsem bir kulun hatırını sormadan o günüm benim nefsime zülüm sayılır Ne geceden şikayetim var nede gündüzden Korktum insanlara yapacağım kötülükten Nizam terazisindeki korku açık vermekten Diğer korkularım bana ancak ödül sayılır Yalan söylemeyeyim ben göz göre göre Allah’ın verdiği ömür bitiyor saçlara göre Bana ak saçlarımın gösterdiği tarihe göre Anladığım geminin kalkması yakın sayılır Halil ÇOLAK 24.07.2008 ANKARA Halil Çolak |
Değmezmiş
Bir söz vermiş idim kendi özüme Leyla gibi göründü de gözüme Aşkı sevda ile bakarken yüzüme Gözlerden akan yaşa değmezmiş. Sevdanı ekmiştim gönül bahçeme Her gece girerdin benim rüyama Çok görmüş felek mutlu olmama Onun için çektiğim acıya değmezmiş. Hayaller kurmuştum ben onun için Dualar etmiştik birlikte mutluluk için Ellerini tutup geleceğe koşmak için Senle zamanı doldurmaya değmezmiş. Kalan ömrüm seninle de sürmeye Selamsız sabahsız geçen günlere Senin için şiirlerde canım yazmaya Karaladığım satırlara değmezmiş. Uykularım kaçar harap olurdu ******* Sensiz de sıkıntılı olurdu gündüzler Seninle mutluluk için kurduğum düşler Kafamı yorduğum düşünceye değmezmiş. Pansuman yapmış kanayan yaralarıma Nefretler kattın güzelim düşüncelerime Sensiz artık güneş doğsun sabahlarıma Senin gönlün benim sevgime değmezmiş . Sandım bir ömür boyu olacağız senle birlikte Yürüyecektik dağda buluşacaktık düzlükte Mutlulukları,esenlikleri görüyordum ufukta Vefasız senin ismini anmaya da değmezmiş Kendim aramıştım yıllarca gönül zenginliğini Var sandım benim için önemli huy güzelliğini Sen hiç anlamadın benim sevgimin derinliğini Hak etmedin sevgimi ah etmeye değmezmiş. Halil ÇOLAK 22.07.2008 ANKARA Halil Çolak |
Devlet memuru
on yıllık elbise rengi solmuş kıravat, iş yapmak için kalmamış dizinde takat. eflasyon azdıkça yiyiyor hokkalı tokat, Çile çeker her zaman devlet memuru'. hakkı olmayana deri koltuk verilir, ehil olmadığı halde burokrat sayılır canlı cansız çiçekler odasına dizilir, bu da doğuştan şanslı devlet memuru. Borctan beli bukulmuş iki kat olmuş, kıredi kartlarına borçu birikmş, Bankalarda içrada sıraya dizilmiş, bu da garıban olan devlet memuru. Ayın ne başını bekler nede sonu nu o büyük memurdur bilir gayet işini, mütahit birakmaz parasızda cebini cepte parası bol olan devlet memuru. ev sahibi evi kıraya vermeye nazlanır, bakkal,manav mal satmakta zorlanır, işini bilen memur onu gördümü huylanır, felek ten silleyemiş olan devlet memuru'. Çocukları eşi Amerika,Avrupa da gezer, Her yapılan masrafları bir yiğit öder, Evleri, yatları,katları,arabayı sıraya dizer Şaşırmayın beyler o da devlet memuru'. Hedefin'de emeklilik parası, yok olur gider alaçaklılar zaman kaybetmeden sıraya girer, emekli memur ekmek almak için yollara düşer banka matik kuyruğunda ölen devlet memuru'. Banka lardaki hesapları gayet şişkindir Rüşvet yer ama haya yoktur gayet pişkindir, Bunlar milletin parasını yiğen çapkındır, Bu gülen ağlamayan aziz devlet memuru'. Halil ÇOLAK 19.07.2008 ankara Halil Çolak |
Vatan hainlerimiz kurban olsun vatana!
Vatanımın her köşesinide gezerim, Nerde bir kahraman varsa,dua ederim, Vatana ihanet edenleri nahlet ederim, Vatan hainlerimiz kurban olsun vatana! Türkü hafif görmek kimin haddine, Ayranı kabardımı sığmaz bendine, Savaş meydanlarında kahramanlığına, Vatan hainlerimiz kurban olsun vatana! Dalgalanır al bayrağım mavi göklerde, Mehmet'imin kahramanlıkları dillerde, Sevgileri sözde değil yüreklerimizde, Vatan hainlerimiz kurban olsun vatana! Ben anadolunun yağız delikanlısıyım, Millet olarak özgürlüğün sevdalısıyım, Ben geçmişi temiz milletimin hayranıyım, Vatan hainlerimiz kurban olsun vatana! Bilin ki hey hainler vatan bölünmez, Gördüğünüz minarede ezanlar susmaz, Düşmana Türk töresinde toprak verilmez, Vatan hainlerimiz kurban olsun vatana! Türk olarak cepheden cepheye koştuk, Zalim olan düşmanlarımıza aman dilettik Allahın adaletindende biz hiç ayrılmadık, Vatan hainlerimiz kurban olsun vatana! Halil Çolak bu hale ne üzül nede kederlen, Yüce mevlam yemin ederim her zaman bizlen, Beş vakit namazda durduğum Kabede kiblem, Vatan hainlerimiz kurban olsun vatana! Halil ÇOLAK 19.07.2008 ANKARA Halil Çolak |
Türkiyem
heybellerine aşkımı işledim çayırlarında atımı besledim şahinlerle dağında avlandım sevdam aşkım can türkiyem uğruna binbir türkü söyledim toprağını kanımlada suladım meydanlarında cirit oynadım sevdam aşkım can türkiyem tarihin unutulmaz destanısın sen benim kutsal toprağımsın hem canımsın hem yarımsın sevdam aşkım can türkiyem kilimin desen desen nakışında güzel gözün sana bakışında ozanın sana türkü yakışında sevdam aşkım can türkiyem Halil ÇOLAK 19.07.2008 ANKARA Halil Çolak |
İstanbul 2
Ey şehri İstanbul o kadar güzelsin ki aşık ettin beni Sevdiğim çamlıca tepesinden seni seyre dalarken Hülyalara dalıyorum gemiler mavi sularından geçerken Bir dakika kalsa ömrüm elimde olsa sende geçiririm Ömrümün nasıp olan son suyunu sende içmek isterim İstanbul’um en güzel kadından da o kadar güzelsin ki. Senin bağrında ölünce yedi tepenin birinde yatmak isterim Halil ÇOLAK 18.07.2008 ANKARA Halil Çolak |
Eskiden
Hani herkes herkesin derdini dinlerdi, hep birlikte birbirlerinin yaralarını sarardı, Hani birlikte duvar dibinde sohbet ederdi çayırdan,bostandan,bahçeden dönerken, tandırlar yanardı evlerde,yemek pişerdi çok eskidendi,benim dostum çok eskiden. Hani ayın dolunay olduğu hatırlarmısın *******de, harmanlarda hatırlarmısın çelik çomak oynerken, duvar dilberinde oynadığımız köşe kapmacalarda. yorgunluk nedir,ayrılık nedir hiç birimiz bilmezken, çok eskidendi,birlik günlerimizdi o günler çok eskiden. Hani birimiz yere düşmüş yerde ağlarken, bizde acı çekerdik kolundan tutup kaldırırken, Henüz kimse bize ihanet tohumları ekmemişken, ayrılıklar olmamışken birbirimizi severken, çok eskidendi,o güzelim günlerimiz çok eskiden. şimdi özlüyorum yorgunluktan bitap düşmüş günleri, Hani Hasan amcamın anlattığı köroğlu hikayelerini, hatırlarmısın kızlar bulgur çekerken söylediği manileri, yavuklularının onlara türkülerle karşılık verdiklerini, çok eskidendi, o güzel riyasız sevgiler çok eskiden. Şimdi ay eski dolunay gibi olmuyor,çocuk sokakta olmuyor, yere düşenleri artık sevgiyle kolundan tutup kaldırmıyor, tok yatanlar aç yatan komşusuna akrabasına aldırmıyor, yeter kapat mazıyı sus bu olumsuzlukları yüreğim kaldırmıyor, çok eskidendi, insani insan yapan değerlerimiz çok eskiden. Halil ÇOLAK 18.07.2008 ANKARA Halil Çolak |
Bedelini Türk milleti adına almaya geldi.
Vatan hainleri kıydınız gencecik canlara Gezdiğin topraklarda haram olsun sizlere. vatanın her tarafında döktüğün kanlara Bedelini Türk milleti adına almaya geldi. Her yaptığınız sanmayın yanınıza kalacak Türk askeri.polisi yaptığın bedelini alacak. Dişinizi inanın dağlardaki ininizde sökecek başınızı ********ler bedinizden almaya geldi. Türk askerine dağ yollarında tuzaklar kurdun mayınları uzaktan patlatın alçak haince vurdun Bu Türk vatanı Anadolu toprağı seninde yurdun Unutmuşsun hain ******** sana demeye geldi. sanma dağda gezmeğinle sizden hesap alınmaz kan dökmek için bir alçak çakaldan emir alınmaz. yaptıklarınızdan başınıza ne gelir nerde bilinmez Bir hiç uğrana ölecek siz Mehmetler demeye geldi. aziz milletin analarını babalarını dağladın yaktın yavrularımızı babasız,gelinlerimizi dulda bıraktın. hey alçaklar, ********ler kaç paraya vicdanı sattın sana domuzun dölüsün dağlarda demeye geldi. adları onların Ahmet’ti, Hasan’dı, Murat’tı,Celal’di onların intikamını almasaydı Türk askerine vebaldi vatan uğruna şehide Allah’ın vaadi cennet mekandı senin yerinse PKK cehennem mekanın demeye geldi 17.07.2008 Halil ÇOLAK ANKARA Halil Çolak |
Şehitlerim
Şehitlerim Yanar benim yüreğim.... dile getiremiyorum duygularımı Çünkü hırsla doluyum... bağırıyorum,feryat ediyorum Analardan başka kimse duymuyor Acılarımı anlamıyorlar Göz yaşlarımı içime akıtıyorum bağırıyorum avazım çıktığı kadar, sesim kısılınca susuyorum! ! şehitlik en yüce makam ben bunu biliyorum, ilgisizlik yüzünden ölüyorum vatanın bekçileri can yavrularımız. kahraman askerimiz polisimiz bıraktıklarınız bizim baş tacımız Geride kalan yetimler bizim yetimlerimiz sizi seviyorum vatanın kahraman olan kahraman olan askerim onbeş günlük şehit polisim Türk milleti size minnettar Makamınız cennet olsun şehitlerim vatanımın bekçileri Sizleri çok seviyorum Halil ÇOALAK 13.07.2008 ANKARA. Halil Çolak |
Var olan Türk oğlu Türksün
Dünyanın dört bir yanında Vatanın tanıtım hizmetinde Afrika’nın kızgın çölünde Var olan Türk oğlu Türksün Okulda yaptırdığın eğitimle Vatana olan aşkı sevdanla Nesline sunduğun gelecekle Var olan Türk oğlu Türksün Halil ÇOLAK 16.07.2008 ANKARA Halil Çolak |
Yürümek
yürümek; dağları aşmak için yürümek; bataklıklardan geçmek için yürümek Kaldırımları adımlayarak Geçtim tarihi mekanları arkada bırakarak tırmanıp varıyordum bir tepede mekan bir kubbenin altında yarıyordu Bu vatanı vatan yapan geçmişe bakarak yürümek.. gerçekleri görmek için yürümek kendini tanımak için yürümek yürümek,yürümek ıssız bir tepede bir kubbenin içinde elleri dua etmek için kaldırıp başka bir erene varmak için yola düşüp yürümek yürürken düşünmek başı başka vatan toprağında gövde ıssız bir tepede, kelleyi vermiş kanını dökmüş bu toprağı vatan yapmak için yüreğine sevgisini koyup yürümek.. yürümek; yoluna pusu atanları arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek.. yürümek; yürekten sevgi saçarak Mevlana’yı düşünerek Hacı Bektaşi valiyi anarak Hacı Bayram velinin yolunda giderek Bu vatan için iyi şeyler Düşünerek yürümek gülerek yürümek... bu vatanın toprağını,insanını tarihini severek yürümek yürümek,yürümek…………. Halil ÇOLAK 16.07.2008 ANKARA Halil Çolak |
Gözlerimi Yumdum
gözlerimi yumdum uykuya daldım Rüyama girdin aniden gündüzümde sen vardın gecemde sen oldun olumsuzlukları attım üzerimden her şey seninle başlıyor her şey seninle bitiyor yüreğimin içindesin sevdiğim sana yazdığım,sen olan sevginle dolu şiirlerim gönlüme diktiğin sevgi çiçeklerin Şimdi orda hiçbir şey yok senden önce geçmişe ait Ve sana ait olmayana yer yok benim sevdiğim Halil ÇOLAK 16.07.2008 Ankara Halil Çolak |
Yavrum2
Gözlerinden yavrum dökülürken yaş Kalbimde bir ağrı başladı yavaş yavaş Sarılıp hıçkırarak ağlamak istiyordum Göz yaşlarımı içime akıttım yavaş yavaş Hasretlik zor imiş güzel kızım tatlı kuzum Kömür gözlüm sırma saçlım suna boylum Senden ayrılmak çok zor geldi bana yavrum Mesut ve bahtiyar ol kınalı benim kuzum Rabbim hiç sizi ağlatmasın gülsün yüzleriniz Allah’ım bol rızk versin yavrularım hepinize Acı vermesin rabbim hep gülünüz güldürünüz Mutlu günler sizin olsun neşe dolsun evinize Halil ÇOLAK 03.07.2008 milas Halil Çolak |
Her derde devadır,gönülde sultandır aşk
Her derde devadır,gönülde sultandır aşk Dillerimizde zikirdir damak da baldır Aşk Ne kadar acı olsa da vazgeçilmezdir Aşk Sevgi,Sadakat,Saygı her şeyimizdir o Aşk Halil ÇOLAK27.06.2008 ANKARA Halil Çolak |
Sen Anadolu denilen Türk toprağının çocuğusun
Senin gibi çıkmadı Türklüğün reklâm dahisi Çamurda atanların bile çatladı ar damarları Yazdığın Şiir ve kitaplar harikuladenin elası. Türk olarak besledi büyüttü Erzurum yaylası Anadolu denilen Türk toprağının çocuğusun Aklı olan sana hak verir inkar edemez hizmetlerini Dünyaya Bakıp duruyor gafil perdelemiş gözlerini; İnsanları ilimde eğittin, sana verdilerde sevgilerini Has Türk olarak besledi büyüttü Erzurum yaylaları Anadolu denilen Türk toprağının yiğit çocuğusun Dünyanın her yerinde hak ettiğiniz unvanı aldınız; yaptın Türkçe olimpiyatını bence Turancıda oldunuz. Gören biliyor insanlığa hizmet,meyve veren dalısınız; Has Türk olarak besledi büyüttü Erzurum yaylaları Anadolu denilen Türk toprağının dadaş çocuğusun Mevlana da aşkını aldı senin gittiğin güzel yoldan insanların gönlüne post serip dost bağına gelmeden Sahi kalemler yazabilir mi sendeki hakikati bilmeden Has Türk olarak besledi büyüttü Erzurum yaylaları Anadolu denilen Türk toprağının altın çocuğusun Yıllarca vatanın dan hasret kaldın sahip çıkamadık biz Hizmetin dünyada unutulmaz hep gönüllü esir olduk biz Görenler seni anladı dünyada millet olarak anlamadık biz Has Türk olarak besledi büyüttü Erzurum yaylaları Anadolu denilen Türk toprağının yürekli çocuğusun Halil ÇOLAK 28.06.2008 ANKARA Halil Çolak |
Eski Şairlerimz ve Şiirlerimiz
Sevdalarımla değerlerimle hüzünlerle sevdim şiirlerimizi İkbal’de düşüncelerimi Mehmet Akif’te buldum benliğimi Gezmekle gördüm ülkemin mana ve maddi güzelliklerini Acımadan vahşice de saldırdılar yok ettiler değerlerimizi.. Adımlarken kaldırımları hatırladım üstadımız Necip Fazıl’ı Gökyüzünde bayrağı görünce andımda Arif Nihat Asya’yı Şiirde çok şeyler öğrendiğim ona özendiğim Yahya Kemal’i Aşiyan’ı gezerken,boğazı seyrederken canlandırdı hatıraları Han duvarlarını en iyi anlatan Faruk Nafiz Çamlıbel’lerimiz Batarya ile ateş ederdi güçlü kalem Süleyman Nafiz’lerimiz Serbest şiir diye yazdığımız, şiir mi nesir mi anlamadığımız Yok oldu gitti güzel manalı duygulu şiir yazma özelliklerimiz Halil ÇOLAK 27.06.2008 ANKARA Halil Çolak |
Kalbim den gecen temenni
Salına salına gelin meydan yiğitler görsün Allah nazardan saklasın sizleri de korusun Öyle bir oynayın ki yeniden tarih yazılsın Rakip izin hem de dünyanın nutku tutulsun Halil ÇOLAK 25.06.2008 ANKARA SAAT: 20.45 Halil Çolak |
Ben bu ülkenin çocuğuyum
Kırlarında oynayıp ta koştuğum Çaylarında bent vurup ta çimdiğim Denizlerinde özgürce yelken açtığım Ben bu ülkenin çocuğuyum Üzüntüsü ile üzüldüğüm sevinçi ile sevindiğim Başarısı ile övündüğüm Ben bu ülkenin çocuğuyum Toprağını kazma ile kardığım Bin bir çeşitte ürün aldığım Ekmeği ile karın doyurduğum Ben bu ülkenin çocuğuyum Elazığ’da çayda çıra oynadığım Erzurum’da bar başını çektim Karadeniz de horon teptiğim Ben bu ülkenin çocuğuyum Bursa’nın kılıç kalkanında İzmir’in harmandalında Ankara’nın hüdaydasında Ben bu ülkenin çocuğuyum Doğusuyla batısıyla Kuzeyi ile güneyi ile Bu ülkenin bütünü ile Ben bu ülkenin çocuğuyum Cephedeki askeri ile Polisi ile memuru ile Çiftçisi ile esnafı ile Ben bu ülkenin çocuğuyum Gökyüzü yüzünde bayrağımla Uğrunda öleceğim canımla Yolunda harcayacağım malımla Ben bu ülkenin çocuğuyum Halil Ç0LAK 26.06.08 ANKARA Halil Çolak |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:11 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.