www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Ömer Dalman (https://www.cakal.net/showthread.php?t=133625)

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:49 AM

Ömer Dalman
 
“Demedi” deme
Çivisi çıkmış bu binanın
ne yapsan, ne etsen toparlanmaz.

Dört bir yandan kasnaklasalar da
istinatlarla çevirseler de
çelik halatlarla gerseler de
ayakta kalmaz...

Akıllı ol
kendini bil
dışında kal bir şekilde

faydası olmaz çabalamanın
göçük altında kalırsın

”demedi” deme!

Çivisi çıkmış bu binanın
salağa yat en iyisi
idare et

girme fazla altına
herkes biliyor
ayakta kalmaz.

Akıllı ol
kendini bil
”demedi” deme...

(Şubat 2005)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:49 AM

“Hayat” Dedikleri Safsata
Nasıl hayatımdaki
“Küfür Kültür Mirası”nın kaynağı “Bando Sezai” ise;
kevgire dönmüş, küpelerle donatılmış
şu iki kulağımın mirasının kaynağı da “benim yeğen”dir.

ortaya çıkmış üründe, kuvvetle
bu iki şahsın imzası hakimdir.

kutlarım onları o zaman!
aynada karşıma çıkan o görüntü
o ‘iki taraflı cazibe’
bana “bir mitolojik kahraman”ı yaşatıyorsa
ve
zaman zaman
tartışmada ya da şakalaşmalarda
raconlu konuşmalarımda
kulağıma gelen o ses
beni bile şaşırtıyor ve tüylerimi ürpertiyorsa;
’yeterli heyecanı alıyorum’ demektir kendimden.

gerisi zaten “hayat” dedikleri safsata!
biraz oyunlar, biraz yalakalık, biraz satıcılık...

biz de oynuyoruz yeri gelince
ama abartmadan...

Bando Sezai ve Yeğen;
yoksa dalga mı geçiyorsunuz hayatla
benim üzerimden? !
ya da
üçümüz, üçümüzün üzerinden mi? ..

boşverin ne olursa olsun yahu!
bir yandan “benlik”te yükselirken çaktırmadan,
dalgamızı da geçelim, değil mi?

gerisi zaten “hayat” dedikleri safsata!
biraz oyunlar, biraz yalakalık, biraz satıcılık...

(Haziran 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:49 AM

“İlerisi” ne ki? !
“İleride” demiş bir şair dost
”inşallah kendini üstat sananlar gibi olmazsın sen de”;
‘iyi’ demiş şair dostum
temenninin iyisi makbuldür, yardımcıdır
dost elidir.

ancak
hiç öncesi, sonrası olmadı ki bu yolculuğun.
Çocuksu bir coşkuyla
bilinmeyenin karşısındaki o arzuyla
yaratan’a duyulan ‘elde olmayan’ çekimle
bir anda kıvılcımlanmadı mı bu hareket içimizde?

ilk kıvılcımdaki coşku ne ise
yıllar sonra –ki yalandır yıllar-
yine aynı kıvılcım yok mu şu gönülde?
kıvılcımların yapısı hiç değişti mi?

geçmişte ‘neydik’ ki
ileride ne olalım Şair Dostum?
haddini bilen için ne farkı var değil mi
”ilk an” ile o “son teslim anı”nın?

yine o tek Yaratan’a kurban
ve onun sayısız kuluna hayran...
yine o ilk anki gibi çocuk, deli
yine o kadar arzulu
ve bir nokta kadar ‘küçücük’ olduktan sonra
”ilerisi” nedir ki Şair Dostum?
“öncesi” neydi ki bizim için?
öyle değil mi? ..

(Temmuz 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:49 AM

“Şair” Şaire Hediye
Şair
güzel yazan şairi gördümü
başka bir zevklenir
yüzünde binbir gül açar bilinmeyen renklerde...

eşini, benzerini görmekten daha öte bir şeydir.
bir dostun
bir sevgilinin elini tutmaktan daha öte...

şair
güzel yazan şairi gördümü
kıskanmaz
“kendine hediye” bilir
paketini yavaş yavaş açar
elleriyle yoklar
eğilir koklar
kağıdının hışırtılarını dinler
rengini merak eder
sonra içindekini görmek ister
hele bir de sesi de hoşuna giderse
dinlemeden edemez bundan böyle! ..

farklı bir ödüldür şaire
güzel yazan şairi bulması
yoldaştan öte
sevgiliden öte
anneden öte
kendinden öte...

(Şubat 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:49 AM

“Şiir” Gibi Yaptık
Daha önce de çok oldu böylesi muhabbetler.
Şiir’le kızdık, şiir’le alındık
şiir’le sövdük, patakladık
şiir’le seviştik, şiir’le dost elimizi uzattık
sitemimizi ettik;
ama hep “şiir” gibi yaptık bunu.
”şiir” gibi narin, bir kadın gibi salına salına...
”şiir” gibi taştan yumrukla bazen,
eşikıyalar gibi saldırarak!

ama hep “şiir” gibi yaptık;
bu yüzden alınmaz gökyüzü
alınmaz bu topraklar,
bilmediğimiz alemlerin sakinleri...

‘yaratılış’ bizim hareketlerimizden endişe etmez;
”şiir” gibi düzgün, ahenkli yaparsak tabii...

onun için
endişesi olmasın dost sofralarının
hatır çaylarının...
bugün “şiir” gibi kızarız;
yarın “şiir” gibi gönlünü alırız biz dostumuzun.
“şiir”le topraklarız biz benliğimizi.

endişesi olmasın alemin...

(Temmuz 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:49 AM

“Üstat” görmedim ki ben?
Hiçbir “üstat” görmedim ki;
karşıma geçip, oturmasına fırsat verdiğimde ve
bir bardak çayımı ikram ettiğimde;
bir noktadan sonra
-belki kendi de fark etmeden-
”lider”miş gibi benim de üzerime
kendi şemsiyesini açmasın! ?

işte burada vermez mi en büyük sınavını kendi de?
burada tökezlemez mi bütün “üstatlar”? !
göre göre bal gibi de
kurt kapanına ayaklarını böyle vermezler mi
kendilerini “üstat” sananlar?

”üstat olan” bilmez mi sanki en baştan;
”üstat” olma yolundaki diğer bireylerin
yollarını temizlemektir işi;
onlara sıfırdan hazır yollar önermek değil? ..
önlerinde kesin hatlar çizmek ve
kendi imparatorluk şartlarını tanıtmak hiç değil? !

hiçbir “üstat” görmedim ki vallahi;
karşısına aldığında beni
temiz ve sessiz olmamdan yararlanıp
beni aradan çıkartıp
kendi muhasebelerinin cehenneminde
aynaya bakmaya başlamasın! ..

nasıl da gülerim için-için!
yükselen kahkahalar içimden
ta Evren’e yayılır
ve o adresi verilemeyecek yerde
cümbüşümüz başlar tüm alçak gönüllü bilgelerle!
alay edemeyiz
belki biraz acırız ve
onların da zamanlarının dolmasını bekleriz
sabrederiz.

hiçbir “üstat” görmedim ki ben;
kendi derdini bırakıp dümdüz
bir diğerine meydan versin ve
rahat bıraksın? ..

(Temmuz 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:49 AM

1 Saniyesine Razıyım
Çok sıcaktı,
şefkat doluydu,
sarıp sarmalayıcıydı
ellerin...

etraf kalabalıktı
zaten daha fazlası olamazdı
o 3 saniye dışında...

düşünce hızıyla sızdın bana,
endişe yoktu içimde...
zaten huzurdan neden korkun ki insan?
sadece buydu bana verdiğin.

eminim sen de aldın bir şeyler
o 3 saniyede...

karıştın sonra yine kendi kalabalığının arasına.
çoktu misafirlerin.
hepsine ayrı ilgi,
hepsine ayrı gülücükler...
belki beklentiler,
eski dostluklar, kardeşlikler,
yeni işler...
ama bende bıraktığın o 3 saniyelik sıcak miras
kim bilir nerelere alıp götürecek beni? ..
neler getirecek başıma ummadığım başka bir anda! ..

biliyorum
belki yine kalabalığının arasında,
çaktırmadan bir el sıcaklığı...
bir mesaj...

olsun
ben bu kadar sahici sıcaklığın
1 saniyesine de razıyım...

(Mart 2007)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:49 AM

1792'ye Kurban
Aaah şu 1792 ahh!

bu ne bir yıl, ne sıradan bir rakam;
beni harcayası bir kadının
bir doğal afetin
bir 'başa bela'nın bendeki kaydı! ..

1792'de de karşılaşmış olsaydım,
2006 veya 2050'de de; hiç fark etmez
yine benim için 'harcayıcı, batırıcı,
yoldan çıkarıcı' olurdun!

aah şu 1792 ahh!
sen nasıl bir insansın! ?
bu kadar mı dokunmadan
ulaşmadan, samimi olmadan
elini tutmadan yanılır ateşinden?

bu kadar mı, arkandan takılıp kalan gözler
yattığında bile seni görür perdelerinde? !
ve hiç unutamaz o 'yakıcı' imajını? !

1792 kere hiçe saysan beni
1792 kere umarsızca baksan gözlerime
1792 kere harcasan beni
veya 1792 kere arkandan baksam sen salınırken
yine de iflah olmayacağım!
yine senin için 'bir bozuk para' olacağım
ve önemsenmememin
o yok edici, ezici ağırlığında
zevkten zevke koşacağım! ..

Aaah şu 1792 ahh!
senden bir simge
bir iz...
hayatımda unutulmaz bir damga bu numara...

Bu köle
1792 kere, yolunda, yerlere atılmış bozuk para! ..

(Temmuz 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:49 AM

2007 Türkiyesi Fiil Çekimleri
Dertliyim,
dertlisin,
dertli...
Dertliyiz,
dertlisiniz,
dertliler...

Bıkkınım,
bıkkınsın,
bıkkın...
Bıkkınız,
bıkkınsınız,
bıkkınlar...

Madurum,
madursun,
madur...
Maduruz,
madursunuz,
madurlar...

Umutsuzum,
umutsuzsun,
umutsuz...
Umutsuzuz,
umutsuzsunuz,
umutsuzlar...

Tırlatmışım,
tırlatmışsın,
tırlatmış...
Tırlatmışız,
tırlatmışsınız,
tırlatmışlar! ! ! ..


(Eylül 2007)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:49 AM

3 Bıçak - 4 Bıçak! ?
Tek Bıçak’la başladık
Çift Bıçak’a geçtik
or’dan döndük
tatmin olmadık
3 Bıçaklıyla traşa devam ettik

bir süre memnun olduk
tv’lerde seyrettik; motive olduk
haşır huşur
hiç acısız, kesilmesiz, kansız traş olduk.

sonra yine bir yenilik:
4 Bıçaklı’yı metetmeye başladık birbirimize! ?

Yeterin be Efendiler!
durun artık
yalanı bırakın biraz!

ne yani
5 Bıçaklı olunca, daha da mı iyi olacak? !
daha da mı rahatlayacağız zavallı bizler?

4. Bıçak sakal traşıyla meşgulken
5.’si gidip
faturaları, kirayı, kart borçlarını mı yatıracak
veya
o akşam söz verip de atlattığım öteki kızla
“O” mu çıkacak?
onu “o” mu becerecek? !

Peki Efendiler!
bu kadar bıçak’lıyorsunuz da bizi
ruhumuzdaki aydınlanma için
altıncı, yedinci, sekizinci bıçağı mı bekleyeceğiz? !

ve birbirimize şöyle mi sorar olacağız:
”Kardeş ben 7. Bıçak aşamasındayım, ya sen? ”

”Ben herzaman traşımı 3 Bıçaklıyla oldum.”
.........

Allah’ım delireceğim!
Dün bir hipermarkette yanıma bir kız geldi
bana
şu 3 Bıçaklı’nın “titreşimlisi”ni tanıttı! ! !

(Şubat 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:50 AM

3 Kişi Gel
bana bu Cumartesi tek değil
3 kişi gel! ..

biri,
isteklerini bir türlü gerçekleştirememiş,
o hayalindeki en ulaşılmaz şey;
elektronik trene bir türlü kavuşamamış küçük çocuk...
diğeri,
arzularını hep gizlemiş,
derinlerine gömmüş,
hatta artık olmadıklarına dahi inanmış o deli kadın! ..

ve tabii ki ortalarında yine
bütün o sadeliğinle, kapsayıcılığınla,
en gerçek halinle 'sen'! ..

bana bu Cumartesi tek değil
3 kişi gel! ..
Beyoğlu'nda büyük bir masa ayırttım.

(Ocak 2007)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:50 AM

666 İle 999
Ne olmuş yani kardeşim? !
666 şeytanın sayısıysa
karşına çıktığında
10 adım geri adım atmanı sağlıyorsa;
al sana o zaman 999! ..
sadece bir ucundan tuttum
ters çevirdim!
vallahi kolum da yorulmadı be! ..

sanırım bu 999'un da beline sarılacaksın! ?
ellerinden, yanaklarından, hatta ağzının kenarlarından
bütün o iğrenç salyalarınla birlikte
fırsat bulursa tabii, kutsallık akacak öyle mi? !
buldun ya 999'u;
maddi vampirliklerinden de sözde arınacaksın!

hah! ! !
Lan kutsallık senin neyine? !
sen önce bir insanlığına bak hele!
yatıp-kalkmayı
iyi niyette yoğunlaşmayı
insanlara pozitif bakmayı
kuyularını her fırsatta kazmamayı
herkesi sınıflamamayı
iyi düşünmeyi hele bir öğren de;
sonra düş şu sayıların peşine!

hoş gerçi o olgunluğa eriştiğinde zaten
666 da, 999 da senin için bir olacak ya! ..
Birini alacaksın
ters koyuvereceksin
aha oldu işte
al sana 666'dan mis gibi bir 999 diyeceksin!
yani demek istediğim;
bu kadar rahat olacaksın
takmayacaksın ona-buna!
gevşeyeceksin...
kutsallık, şeytanlık zaten senin içinde,
başvurduğunda kapıları açılıyor sadece
ve kullanıyorsun.
ya içinden alevler fışkırıyor dışarı
ya da yoğun bir ışık demeti aydınlatıyor dışarıyı
senin içinden...

onun için bırak sayıları,
seçimlerine, niyetine
ruhunun en dingin renklerine yoğunlaş.

yap bunu bak
nasıl rahatlayacaksın! ..

(Kasım 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:50 AM

75. Çıtçıt
Bugün sanırım 75'inci çıtçıtımı aldım!
artık eve değil
kendime aldım.
çünkü ben 15 gündür tırnaklarımı kesemedim! ? ..

birer çapa gibi büyüttüm onları bu süre içinde.
klavyemi tırnaklarımla tıklar oldum!
kalemimi tırnaklarımla tutar oldum!

temizlikçi aldı götürdü birini,
bakıcı bir diğerini,
belki düzensizlikten kaybettik ötekileri...

75 tane daha alsam
bu kafayla yine gider hepsi...

'çıtçıt' sadece lafın gelişi...
bugün çıtçıt
yarın pırlanta, yüzük
hatta kimlik, sıfat
daha da kötüsü 'benlik'...

sonu yok ihmalin, alır götürür elindekileri.
ya düzenini kuracaksın
ya da dağalacaksın.
herşey geçip giderken gözlerinin önünden
kendi parana, iradene bile sahip olamayacaksın
ve en sonunda yerinde sayarken belki 15 yıl sonra
kös kös düşünceye dalıp
ne de bahtsızım diyeceksin
suçu kadere fatura edeceksin!

işte bu yüzden bugün
75. çıtçtımı kendime aldım
orta yerde bırakmadım
çantama koydum.

(Eylül 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:50 AM

Aaa! Ben de Bırakmalıyım!
E be yuh be kardeşim!
gerçi ablacım demem lazım da;
ağızda çalkalanışı hoş değil! ahah! ..

yani yuh ki ne yuh!
önce bir hevesimi alayım hele
sonra konuya da gireriz...

Her türlü güzellik, estetik şekillenmeler,
sakin, sessiz kendi halinde erotizm,
vahşi, geçimli-geçimsiz itişmeler, kakışmalar içeren
bazen olayın en hiddetli sahnelerinin detaylarına kadar inen,
hani yani fiziksel eğlencenin
dünyanın merkezindeki şu erotizmi
bütün açıklığıyla sevenlerine sunan
bir eposta grubumuz var.

bu grubu göğsümü gere gere yönetiyoruz icabında.
kimselere laf söyletmiyoruz,
içeri fazla temiz-pak resim atanları azarlıyoruz!
kafamıza not ediyoruz;
git kardeşim sen evindekilere sevgi göster,
bizim bur'da işimiz başka diyoruz!

bizim bu gruptan bir bayan arkadaş var.
kendi onayıyla ona da el altından atar dururum
birbirinden sağlık-sıhhat içeren resimleri.
kadındır deyip geçmem
yazık değil mi; o da insan.
o da baksın diye elimi oynatmaktan üşenmem fazladan.

ama az önce bir eposta aldım kendisinden
acil...
neymiş? !
aman artık ona atmayacakmışım öyle afilli, ortaya karışık,
itişmeli-kakışmalı epostalar;
çünkü efendim annesiyle madara olmuş! ?
bu bakarken birbirinden alımlı resimlere
arkadan yanaşmış da, o resimleri görmüş!

çözüm?
artık atmayacakmışım! ? ..
önce kendisine defalarca 'e yuh be! ' diye yazdım!
harbiden de e yuh be birader!

yıl 2007'nin eşiği
evinde tek yaşıyorsun,
hem 'bana da at' deme cüretini gösteriyorsun.
güya bir anlamda özgür kadın takılıyorsun.
ama sonra arkandan annen yaklaşıyor diye
internetin en verimli meyve ağaçlarından birini
ta kökünden kesiyorsun! ?

e yuh be kardeşim! ben sana ne diyeyim? !

ha o zaman ben de en iyisi
grubun yöneticiliğini bırakayım
kimseye gitmesin bundan böyle
ortaya karışık, itişmeli-kakışmalı resimler! ?

niye mi?
neden olacak
geçen gün PC başındayken
eşim arkadan 1.5 metreye yaklaştı
hatta bir iki resmi de gördü!

ya da şöyle diyeyim;
yahu ben şimdi millete böyle ortaya karışık,
itişmeli-kakışmalı resimleri atıp duruyorum da,
ya yarın öbürgün benim de babannem veya dedem
yattıkları yerden kalkıp, alınırlarsa! ?

A-aaaa! Hiç olur mu canım öyle şey! ?
tabii ki ben de bırakmalıyım!
ahah! ! !

(Kasım 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:50 AM

Ab, Zd, Bkb
AB, ZD, BKB, BOKC, ZD,
ABD, ZERDE, İSL, KTC, S.H.I.T, B.O.K
çoktur harfler,
sonu gelmez merak etmeyin
ardı arkası kesilmez.
birgün bir tanesine gireriz elbet milletçe
eğer ille bir şeye girmekse sorun! ..

hele biz bir
birbirimizi gördüğümüzde gülümsemeyi,
selam verip almayı,
kibirle, nefretle
üzerimizi başımızı süzmeyi bırakmayı öğrenelim de
gerisi kolay! ! ! ..

bir yerlere girmekse sorun
elbet bir delik-gedik çıkar karşımıza...
ama gireceğimiz yere
düzgün girelim efendiler
değil mi? !


(Temmuz 2007)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:50 AM

Abiyeleşmiş Arkadaş
Bir haller mi gelmiş buna ne? !
üzerindekiler fazla abiyeleşmiş,
tek renk takımlara bürünmüş
içinde de şu yakası çeneye dayanan
afilli gömleklerden...

yürüyüş bile 3 gün önceki yürüyüşle alakasız
giydiği köseleler ile kumaş pantolon
ve onun da üzerindeki lacivert ceketin işbirliğiyle peydahlanmış
tasarlanmış, kasıntı ve tutuk halde artık.

bakışlar desen anında bir disipline sokulmuş.
etrafa samimice gülen
2 adımda bir laflar atan o renkli kişiliğin önüne
kesinlikle perdeler, filitreler konmuş; farkındayım.
belki bu kadar ani olmasaydı bu duruş farkı
suni görünmezdi gözlere ve benim de dikkatimi çekmezdi,
ama, yapamamış işte
aniden girmiş olaya...

ve şimdi kuvvetli teşhis:
bu arkadaş ya yakın bir zamanda
kendisine faydalı olabilecek bir kıç yalamış
ve balığın oltaya tam olarak yakalanmasını bekliyor.
oradan da belki bir terfi söz konusu...
ya da
birden şık olmak gibi ilham perisi fısıldamış kulağına
onun sesine kulak vermiş
kendine verdiği değer artmış.

bir haller gelmiş bu arkadaşa ama
bakalım ne çıkacak altından? !
hayırlısı...

(Ekim 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:50 AM

Acaba Onlar da mı?
Günlük koşularımda site içinde
koşumun orta yerinde, ter içinde
birkaç kere denk geldi:
birileri bana “adres” sordu.

İşte o dakika bana bir şey oldu!

adımlarımı hiç yavaşlatmadım
önünden geçip giderken adamın
sadece başım ona doğru döndü
-çok acil işim varmış gibi-
”bilmiyorum vallahi, bir başkasına soru…”
lafın tamamı bitmeden geçip, gitmiştim!

Endişem;
zaten hergün 22 dakikayla sınırladığım
o değerli koşu anımı, sağlık paketimi
irade göstergemi kesintiye uğratmamdı.

O kadar kan ter içinde, tam randımanlı
ve adrenalinin üst düzeyindeyken
ve en önemlisi
kendimle sevişiyorken, boğuşuyorken
Geçkin Sheron Stone veya
Zenci Naomi de orada olsaydı
aynı aceleyle geçer giderdim.

Peki acaba
büyük işlerle uğraşan
piyasaları ellerinde oynatan patronlar da
benzer endişelerden mi
bazılarını önemsemezler
görmezden gelirler
dinlemezler
ve randevularından kaçarlar?

(Mayıs 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:50 AM

Acaba?
Ne güzel diyorsun sen öyle 'diyeceğini'
ne güzel seviyorsun kelimeleri, dizeleri!
güzel de yürüyor musun acaba
kırıta kırıta?
ince-yüksek topuklularını gıcırdatarak
kaldırımları meşke boğuyor musun
bağırtıyor musun acaba?
ve bazen
yumuşak yumuşak deyiyor musun insanın yanaklarına? ..

Ne güzel okuyorsun sen öyle
ne güzel iletişiyorsun!
güzel de öper misin bu dudakları acaba?
ateşinle kavurur musun bu bedeni
ve ruhu bağlar mısın bedene coşkuyla?
sevdirir misin bu hayatı insana daha fazla?

ne güzel diyorsun sen öyle 'diyeceğini'
yaklaşsam şöyle iyice
güzel de kokar mısın acaba?

(Mayıs 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:50 AM

Acemi Yolcu
Alkış arar çoğu 'acemi yolcu'
ilerlemelerinin 'onay ihtiyacı'nın gölgesinde...
halbuki
ne ilginçtir ki
onayların, alkış beklentilerinin sustuğu
o en sessiz, en berrak
en huzur verici noktada başlar aydınlık.

bütün defterlerin dürüldüğü
alıp-vermelerin bittiği
hesapların kapandığı o nokta...

aslında en basit
ama uygulanması en zor...

o zaman başlar benlikteki damlalar çağlamaya
ner'den geldiği bile belirsizmiş gibi
şaşırtır bakanları gürlemesiyle.
ve kendine, gücüne şaşacağına 'acemi yolcu'
nasıl da alkışa yorar ellerini
bir 'bilgece fedakarlık' yanılgısıyla! ?

belki de demek lazım ki
kendi çağlayanlarını
sel baskınlarını
durgun göllerini seyremedikçe
ne boştur herşey? ..

aslında en basit
ama uygulanması zor...

(Mayıs 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:50 AM

Acı'nın Adaleti
Ne lezbiyeni, ne gayi,
ne heterosu, ne aseksüeli;

seksülatinin adilliği
insana hepsini kabul ettirmeli.

ve aynen
ne mazoşisti, ne sadisti;
ikisinin birleştiği yerdedir
Acının Gerçek Adaleti.


(Kasım 2007)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:51 AM

Acı Ziyafetlerinin Son Noktasında
Dikkat etmek lazım aslında başka bir açıdan.
Acıyı çekerken zevkle,
kıskaçlarla delik-deşik ederken göğüsleri,
nefessiz bırakırken kendini dakikalar boyu,
kadın ayakları altında ezilirken çeşitli uzuvların, yüzün, sırtın,
sırtında kırbaçlar şaklarken dayanılmaz ziyafet halinde,
dakikalar boyu bir naylon çorap boğazına sımsıkı sarılmış
bir yandan nefessiz bırakırken seni
bir yandan da yüzünü mosmor yaparken;

ziyafetin son noktasında
o eşsiz doygunluk ruhunu ateşler içinde tatmin ettiğinde,
o acı türlerini yiğip bitiriyor mu ruhun,
yoksa müptelası mı oluyor onların? ..

Her acıyı basamak edip ruhuna
bitire-bitire sonsuz bir saflığa mı çıkıyorsun
bütün eklentileri bir-bir kırarak,
yoksa daha bir acılar ziyafetine mi gömülüyorsun
saha çok ateşe, daha çok karanlığa doğru?

işte rutin ziyafetlerinin son noktasında
kendinle başbaşa kaldığında
tekrar acıkmadan önce ruhun
bunları belirlemen lazım.

yoksa bütün bu ziyafetlerin sonu gelmez.

(Kasım 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:51 AM

Acı’dan İmzalı
Ne oldu, bilmiyorum? !
göğüslerimde fena bir acı…
ama şu an bana kalan
sadece bir kalıntı, bir iz, derin sızı…
belli ki bir zamanda, bir yerde
çok fazlası yapılmış… hatırlayamıyorum? ..

ya kargalara bırakılmışım heryerim bağlı
bir ağacın gövdesinde…
üzerime kurtlar, solucanlar, böcek ölüleri
yağ ile, bal ile yapıştırılıp
sıvanmış…
heryerimde sülükler…

ya da ellerim-ayaklarım kelepçeli
bir işkence odasına
cehennemi karanlıkta kapatılmışım.
İçeri giren kadın görünümlü zebaniler
uzun ateşten dilleriyle her yanımı yalaya yalaya
etrafımda gezinmişler.
gezinirlerken sipsivri tırnaklarıyla heryanımı çizmişler
ağızımla buluşmanın öncesinde herbiri
göğüslerime işaretler bırakmış
sipsivri, ateşten dişleriyle…
üzerlerinde siyah-kırmızı deriler…
ayaklarındaki pençeli ayakkabları
sırf benim için çıkartmışlar.

bu yüzden imzalı doğmuşum.

göğüslerimdeki bu acı…
aslında haz dolu! ? anlayamıyorum…
ne oldu, bilmiyorum? ..
acıyı tam olarak kim vermişti
karanlığı netleştiremiyorum
belki “kötü” bile değil? ..
tülleri aralayamıyorum.
bu yüzden bütün gizemiyle
acı bende zevk olmuş, kalmış! ..

hala
hala ayak parmaklarımdaki titreşimlerde
zevkin dönüşümünü yaşıyorum
topraklanmadan önce.

yüzyıllar öncesinden
vücuduma imzasını atan o Baş Zebani
belli ki öyle elde etmiş beni
kalbimi, benliğimin aydınlığını, karanlığını
bu oyunu bana zevk edindirmiş.

İmzanın sahibini gecenin karanlığında
hala arar arar dururum.
acısı hala bende
zevki bende
ama kendi yok
hiç kopye yok! ..

Bu sabah
göğüs uçlarımda yine zevk dolu bir acıyla uyandım
sanki elleri yine üzerimde gezinmişti akşamdan
farkındayım…
ama bir şey diyemedim, yapamadım
sadece kabul ettim.

Ben çoktan
yüzyıllar öncesinden imzalanmışım.
acıyı izlemekten başka çaremse
yok…

(Ekim 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:51 AM

Acısı bana
Bırak menzilim az daha uzasın,
biraz sapayım hedeften,
geciksin buluşmamız Ey Sevgili!

Fırsat ver seven gönüllere;
daha çok şey var alacakları benden.

Çok aşk, çok sevgi, çok tek oda, tek yastık,
Çok kavga, barış ve sarılışmalar...

Bırak ona-buna sarayım biraz daha
düşüreyim hızımı,
odaklarım çoğalsın
dağılayım hatta bir miktar.
Şaşırayım insan gibi...

Fırsat ver yoldaşıma,
daha çok anlayacağı var...
Çok peşinden koşacağı hedef,
ve alacağı çok sevgi
yaşamak için...
ve bulmak için
buluşmak için benimle aynı hatta...

Bu yüzden Ey Sevgili;
bırak biraz menzilim uzasın,
sapayım hedeften
geciksin buluşmamız.

Zaten senin değil miyim?
ve acısı bana değil mi? ..


(Kasım 2007)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:51 AM

Acıyı İstiyor Ruhun
Şşşş... Beni dinle...
erkek veya kadın ol, fark etmez.
Zaten ruhların formülü aynı;
o sandığın ayrım bedende, hormonlarda...

Beni dinle;
biraz acı herkese iyi gelir
sandığından da öte! ..
Kulağına küpe et şu lafımı,
elin-eteğin çekildiği bir gecede evinde
kapan bir odaya
ve dene...

biraz acı herkese iyi gelir.
İlle birisinin yardımına, desteğine,
nazına-niyazına da ihtiyacın yok bunun için!
Şşşş... beni dinle...
kendin sağla materyellerini
keşfet neler gerektiğini ruhundaki koru söndürmek için.
herkes için değişebilir...

merak etmeye başladın bile değil mi?
canın çekiyor aslında değil mi? !
çekiyor da;
kendine itiraf edemiyorsun değil mi? !
utanma utanma! ..
devam et!
önce merak; sonra deneme...
fısılda bak kulaklarına
nasıl da dinleyecek seni!

bırak biraz çeksin acı seni taşıyan temsilcin.
eski günahlarına yaz
hesaplaşma olsun kendinle
tarihle,
kırdıklarınla aranda...

uygulayıcı bulabiliyorsan ne ala!
şanslısın o zaman,
kaderinde varmış acı...
git üstüne derim.
ama ille de gerekmez başkası...

Şşşş... beni dinle...
o ne? ne aldın bakayım eline?
tamam işte oluyor
git ve bir kere dene
ruhun bunu istiyor.

Şşşş...

(Kasım 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:51 AM

Acilen Denetim!
Caddelerde, yollarda, sokaklarda,
trafik ışıklarında, köşe başlarında, kaldırımlarda,
mahalle bakkallarında, marketlerde
acilen denetim
acilen yaptırım lazım!

Temiz kalmış vatandaşın ümitleri bitmeden
doğruluğun soyu tükenmeden
çocuklar bahçede oynamayı kesmeden
acilen denetim
acilen yaptırım lazım!

Okul önlerinde
alışveriş merkezlerinde
çaybahçelerinde, karanlık köşelerde
sinemalarda, konser alanlarında
acilen denetim
acilen yaptırım lazım!

Sokaklarda yürüyenler
arkalarını kollamaktan bıkmadan,
temiz kalmış vatandaş da diğerleri gibi
bıçağa, silaha sarılmadan
şehirler maganda denetimine tam girmeden
zaten pek mümkün olmayan
hikaye Avrupa Birliği hayalleri
tamamen anı olmadan
acilen denetim
acilen yaptırım lazım!

(Ekim 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:51 AM

Açmam!
Ne israr ediyorsun lan? !
Bir o numaradan, bir bu numaradan arıyorsun
çakmadığımı mı zannediyorsun? !
hem ben kafam bozuksa
Kral’ından telefon gelse açmam!
sana mı açacağım? !

ne israr ediyorsun lan? !
yol geçen hanı mı benim telefon? !
sebil mi benim gönlüm? !

kara giyen adamlar kaçırıp
çekmiş olsalar da köşeye seni
açmam!
bir kere uyuz oldum sana
bireysel haklarım devrede artık
açmam!

ha! şans eseri boşluğuma geldi
diyelim açtım.
bu da senin şansızlığın olur, çünkü
mod değişti mi bende, kim olsa tanımam!
üzerim, süründürürüm
laflarımı taşıyamazsın
varlığını, koordinatlarını
bütün aldığın -naylon eğitimleri- şaşırırsın!

işte
hem senin, hem kendi sinirimi bozmamak için
afiyette yaşamaya devam etmemiz için
o numaradan da arasan
bu numaradan da arasan
açmam!

(Ağustos 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:51 AM

Adam Gibi
“Adam gibisi” gelsin benim masama
“adam gibisi”! ..

gerek yok sahte kibarlığa
ağız kenarlarını zorla
gülümsemeye zorlamaya...

Biraz cesaret olsun
biraz gönülde coşku...
olmaz öyle herzaman ölçülü
yerinde, yolunda davranmak...

“Adam gibisi” gelsin benim masama
ya otursun adam gibi içsin, sıçsın
havası neyse onu bulsun
veya içmesin, ama
adam gibi otursun!

Madem yüreğini koymaya niyet etti masama
kendini bilsin, beni bilsin
biraz yürekten okusun.
Bir şey ısmarlıyorsam
sahte kibarlıktan red etmesin
otursun yesin!

Masadan kalkarken, yarınından korkmasın!
Yüreğine beni yarın da alsın;
bugün’de bırakmasın.
O masaya telefonunu, epostasını koymaktan
ödlek karılar gibi korkup da
kırıta kırıta
sahte kibarlıkla ayrılmasın!

“Adam gibisi” gelsin benim masama
“adam gibisi”! ..

(Nisan 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:52 AM

Adam mı, Araba mı? !
'Böylesi' hayatta çoktur.
Her dakika da çıkmaz karşısına insanın ama
çoktur işte! ..

Bu sabah oldu yine...
Karşımdan geliyordu
'araba' sandım önce,
ama bir de baktım ki sonra
sadece 'fazla hesaplı ve iyi giyinmiş' bir insanmış! ?

bakışı da bu asilliğe göre ifadelenmişti.
yolumda dümdüz devam etseydim
hatlarımız çakışacaktı kesin

çünkü biliyordum;
o aslında bir 'araba'ydı;
o kadar hesaplı ve iyi giyinmişti ki!
bana çarpmaması için sanırım
çok zor ve arasıra, zorunlu hallerde başvurduğu
bir direksiyonu var;
zahmet edip onu döndürmesi lazım!
eh bunu yapması için de tabii ki
para alması lazım;
yoksa niye zahmet etsin? !

sağ eli 'itinayla' cepte
dokunmakla, dokunmamak arasında bir ayarda...
belki diyorum;
dikiz aynası da vardır bu arabanın bir tarafında? !

ahah! o da ne? !
sanki metalden yapılmış o takım elbise
-hani şu benim 'sistemin önlükleri' dediklerimden-

yok yok
zor bunun geçerken bana çarpmaması
benim bir şeyler yapmam lazım
yoksa çarpacak;
kendi façası da bozulacak
bir de sigortası da kuvvetlidir bunun;
hasarını ben öderim büyük ihtimal!

neyse
ben hemen rotamı az bir şey değiştireyim de, geçsin
ağır vasıta bu çünkü
genelde dümdüz giderler bunlar.

'Böylesi' hayatta çoktur.
ve bu sabah büyük bir masraftan kurtuldum!
ahah!

(Temmuz 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:52 AM

Adam olursam
Bir gün adam olursam
bundan hiç hayır beklemeyin!

Ya Dünya’da adam kalmamıştır
ya Kıyamet Dünya’ya inmiştir
ya da iş hayatı tepetaklak gelmiştir.

Sanatçıdan adam olur mu? !

Harcanacak kaynak kalmadığında
doğanın içine hepten edildiğinde
sektörler birbirleriyle tokuşup
ortaya karışık menemen olduklarında

belki bana ‘Adam’ derler
o zamansa
bütün suçu bana yüklemek içindir bu!

Ama hiç adam değildim
olmadım!

Suçu kendinizde bulun bu yüzden...

(Şubat 2005)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:52 AM

Adam Temizlerdim
Eğer 2 gün sonra öleceğimden emin olsam;
ilk günü bütün teçhizatımı hazırlamaya ayırırdım.

İkinci gün giyinip, kuşanıp,
bütün alet edevatımı alıp,
eşimle, çocuklarımla vedalaşıp
kendimi şehrin sokaklarına
otobanlarına vururdum.

Yüzüme savaş boyalarımı sürmezdim
ki çakılmasın...

Sonra
zengin, fakir, uygar, ilkel, varoş
karşıma çıkan saygısızların, ayıların,
düşüncesizlerin,
bozuk ve dik bakışlıların,
zamanında bana madik atanların,
hakkımı vermeyenlerin,
geçerken omuzunu sürten duyarsızların
ve terbiyesizlerin hepsini bir bir
tekme-tokat, taş sopa, pala, hatta tabancayla
vurur vurur geçerdim.

Gücüm bitene kadar adam temizlerdim.
ve bunu zevkle yaparken de
son kez gözlerine baktığım bütün ayılara
ana-avrat düz giderdim ki
gittiği yerde sözlerim
ona Vahşetin Senfonisi olsun!
sonsuzda hep bunu dinlesin dinlesin
hırstan daha da gebersin! ..

Tamamen tükendiğimde,
bu ayıların ellerinde son nefesimi vermemek için
eve dönmeden
kendimin fişini de çekerdim
beni bulamayacakları bir yerde
hepsinden uzak
huzurla
son nefesi verirdim.


(Temmuz 2007)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:52 AM

Adamı değilim
İhtiyacım var bu ara ağlamaya
gözlerimden seller, sular
nehirler
okyanuslara...

Hokkabazlar da durulur
gülmeyi bırakıp bir kenara
hokkabazlar da eğer önlerine
başlarını...

Fonda duygusal Soner Arıca nağmeleri...
Her ne kadar Allah'ın yaramaz çocuğu
komik adamı olsam da;
ben de eğerim
O'nun keskin kılıcının önüne
boynumu...

Öylece
süzülürken gözlerimden sular-seller
hiçbir amacım kalmamış
bu yalan dünyaya dair
beklerim sevgiyle
başımı uçurmasını.

Ama yine merhamet edip
beni yanına almaz.

Yine boynum önüme eğik,
dünyanın beceriksizi,
dünyanın arlanmazı, utanmazı
bir de çocuk gibi şımarık
ben...

Ağladığımla kalırım...

Yukarılarımdaysa
olur bir şeyler
daha erken belki ama
ben yine de
bu dünyanın adamı değilim.


(07.08.2008)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:52 AM

Adamlar Aşmışlar ha? !
Adamlar aşmışlar aabi! ..

Bu ne sıradan
bilimi-teknolojiyi mahalle ağzına indirgeyen
verilmiş bütün kültürel emekleri argoya boğan
fikirde yükselme kavramını alakasızca betimleyen
ve bizde çok kullanılan bir cümledir
batının her yeni buluşu karşısında! ?

Sanki o olayları yapanlar, becerenler senin gibi insan değiller mi? !
'Adamlar' diyeceğine
arkadaşların uyguladıkları felsefeyi ve bilgiyi merak etsene!

Öyle deniz seviyesinden bakarsan olaylara
adamlara, beylere, ağalara
zaten sana ancak hayrete düşmek
şaşmak, ağzı bir karış açık aval aval bakmak düşer! ..

Kanatlan biraz kardeşim
kımılda, silkelen, spor yap, sabahları duş al filan!
o adamlar da insan, bunu da günde 10 kere çalış!
çalış ve sen de aş o zaman!

(Eylül 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:52 AM

Adil Olsun Dövüşümüz! ..
Bir önceki gece
teskin edicilerle sevişmişim
çaresiz....

Ve şimdi o garip
iniltilerle ayılan sabahın eşliğinde
kendinde yine güç bulan 'gün'
dinlediğim müzikten de destek alıp
algılarıma tecavüzlere teşebbüste...

Hayat
damarlarıma, sinirlerime 4 bir yandan sızmanın derdinde...
ele geçirmekten başka ne derdi var ki zaten
bizim gibi önüne atılmış tutsakları? ..

ve tam da savunma mekanizmalarım tatile girmişken
lanet teskin edicilerden;
yine karşıma çıktı bütün gücüyle.
Tabii! ..
güçsüzüm ya;
bilir tam da zamnını! ..

Ayılacağım elbet,
gelecek yerine bütün algılarım
ve herzamanki gibi kuşanacağım
silahlarımı...

İşte hayat
ve onun askeri 'gün'!
o anı bekle ki
adil olsun dövüşümüz! ..


(Temmuz 2007)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:52 AM

ADSL Kadınları
Aaah ah
ne de yazık, internette bunca kadın resmi varken
ve elinin altında da mis gibi ADSL varken
milyonlarca güzeller güzeli kadın resmini
kendi elleriyle kenara itip, bakmayanlara!

giyimlisinden, giyimsizine
edeplisinden alabildiğine edepsizine
hatta arlanmazına
en ayıp şeyleri yapanına
hiçbir zaman göremeyeceğiniz kadar güzeline,
ne yazık görmeyi red eden erkek gözüne! ..

ille senin mi olması lazım güzelin güzel olması için?
hazır gelmişken monitörüne el pençe divan,
atıver bir göz ey er kişi
pişman olmazsın,
yeter ki ayarlarını tümden kaçırma
son söz sende kalsın.

ve sana bir dost tavsiyesi
pek de izini belli etme hatuna;
yine de dikkatli olmak lazım.
Pikseller aşkına ağzın sulanacak diye 5 dakika için
evdeki canlısından da olma!

(Eylül 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:53 AM

Affet Allah’ım ama…
Biliyorum
bütün bu teknoloji sevgimiz,
internetin sanal, birleştirici kudretine olan
düşkünlüğümüz,
kitap okumalarımız, televizyon seyretmelerimiz,
günboyu işler peşinde koşmalarımız,
kısacası bütün bu insani takıntılarımızla
bir anlamda kendimizi mutlu hissetmelerimiz
ölüm kapısından geçince son bulacak.

Nihai hedefe, mutluluğa ermenin
o en yüksek heyecanı ile tanışıp da,
gerideki takıntılar
danmutluluklardan vazgeçemeyecek tek bir kul var mı ki? !

ama ben o noktadaen yüksek teklikte bile olsam,
Yaratıcı’dan özel bir şey rica edeceğim:

Herşeyin olabilirliği elimin altında olsa bile
ne olur bana şu eski, köhne bilgisayar klavyemi
ve monitörümü
yine manzaralı, tek göz bir odada sağla Allah’ım!

affet ama
şu tuşların tıkırtılarının damlaya damlaya oluşturduğu
yazı ve şiir şölenibenim için gerçekten vazgeçilmez…


Ömer Dalman (Mayıs 2007)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:53 AM

Affetmek
Affetmenin ne derece yüksek
ve taşınması zor bir mertebe olduğunu,
bugün fevrilikle inanılmaz bir şekilde kırdığım
sonra defalarca özür epostaları attığım bir kardeşimin
beni kısa süredir tanıyor olmasına rağmen, gelip,
hiçbir şey olmamış gibi
yeni taşınacağımız işyeri için
elimi sıkıp, yanaklarımdan öperek
hayırlı olsun dileklerini sunmasından sonra
bilfiil öğrendim.

belli ki, karşısında hırsımla ezildiğim oranda
yüksek ve temiz bir mertebe...

artık onun bana hiçbir ilimi-irfanı ispatlamasına gerek yok!
o çıktı ve oturdu kendi mertebesine.

ne mutlu bana ki, o elleri sıktım.

(Kasım 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:53 AM

Ağabeyliğin-Ablalığın Biletini Keserim
Biraz yüzeysel çizgiyi aşan
şah damarları ve kalpleri devreye sokan
gerçek yakınlık içeren iletişimlerde
aklım hemen şu
ağabeyliğin-ablalığın biletini kesme işine takılır.

çünkü bizim işimiz sonsuzlukladır
herzaman oraya doğrudur.
andımız onun üzerinedir ve
bu yola taş oldumu bir kere ağabeylikler, ablalıklar;
ayaklar kalın zincirlerle dünyaya çakılı kalır.
yıllarla ölçülen sevgi-bilgi birikimi,
eskimişliğe duyulan göstermelik saygı
sadece karşısındakini aldatır diğerinin
ve dualite bütün gücüyle işler,
farkındalık damarlarını bir-bir tıkar benliğin!

nerede kaldı sonsuzluk?
nerede kaldı zamanı-mekanı aşan bilgelik o zaman? !

bu yüzden her zaman
yeni bir iletişime girdiğimde
biraz yüzeysel çizgiyi aşan
şah damarları ve kalpleri devreye sokan
gerçeğin kokusu geliyorsa burnuma;
en baştan ağabeyliği-ablalığı atarım çöpe...
zamanı-mekanı aşan dostluğumla soyunurum onun karşısında
ve ondan da aynısını beklerim.

(Şubat 2007)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:53 AM

Ah O Keman Sesi
Aaah ah o 'keman sesi'!
aah! ..
nasıl da bana hala hiç yılmadan
ilk ve tek aşkımı hatırlatıyor! ..

onun gibi ince telden
içime işleye işleye
hem de hiç koparamayacağım şekilde! ..

bütün noktalarından benliğimin
ve bütün noktalarından hayatımın
nasıl da kendi ellerimle
kurban ettirmiş ki beni;
en kısa eserdeki o tiz sesiyle bile
içimde 'orkestralar' oluyor,
ağlatıyor, güldürüyor
ve nasıl da kendine hala
bu kadar yıl sonra hayret ettirip,
başım kollarımın arasında
bu sevgiyi düşündürüyor! ? ..

Aaah ah o 'keman sesi'!
ne oldu sana?
ya da zaten hep böyle miydin?
anlaşma mı yapmıştın Havva ile?

peki ben şimdi
sevgimin yıllanmış hesabını sana mı vereyim
sevgilime mi?
hiç konuşmasam
hesapları fırlatıp, atsam
ve sadece senden
küçük bir eser daha dinlesem? ..

aah ah! ..

(Haziran 2006)

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:53 AM

Ah Seni Yüzyılın İnsanı!
Asansörden çıktığında karşılaştığı insana
iş yerinde tuvalete giderken rastladığı iş arkadaşına
bir toplantıda ilk defa gördüğü çalışan'a
kendisine sevgi dolu gözlerle bakan duraktaki adama
'merheba' dememesinde gördüm kıyameti...

ah seni Yüzyılın İnsanı ah!
ne umuyorsun ki sonunda? ..

en ince detaya kadar hakim olmuşken Şeytan
sevincini, üzüntünü, mutluluğunu
eşini, dostunu
ve bir ufacık 'merhaba'nı ele geçirmişken

ne umuyorsun ki sonunda?
ah seni Yüzyılın İnsanı ah! ..

(Şubat 2006)
Ömer Dalman

GooD aNd EvıL 08-27-2008 10:53 AM

Ah şu Filmler!
Filmler...

tür tür
mekan mekan
zaman zaman
insan insan
rengarenk filmler...

varlıklarını bile biliyor olmam,
daha rahat
tadında uyamama nasıl da güzel bir neden! ..

Her birinin içinde türlü olay,
bir sürü insan...
akıp giden
kendine ait o, zaman...

tıpkı şu an
yatağımda uykuma dalmadan önce
gözlerimin görmediği
kulaklarımın duymadığı
milyon tane alemde
milyon tane olay ve yaşayanın
binlerce halde olduklarını bilmem gibi,

filmlerin de her birinde,
kendi zaman dilimleri içinde
kim bilir neler oluyor? diye
keyifle merak edebilmek bile
ne büyük mucize! ..

aah şu filmler! ..

(Nisan 2007)
Ömer Dalman


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:11 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.