www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Mazlum Zengin (https://www.cakal.net/showthread.php?t=135345)

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:50 PM

Mazlum Zengin
 
*Eylülde söndü ışıklar

Bir eylül sabahı dondu gözyaşlarımız
Homurdanan makineler sardı sevdamızı
Yarım kaldı aşklarımız
Sevdalar sallandırıldı gökyüzünde
Utancından doğmadı güneş, yağmadı yağmur,
esmedi rüzgâr
Öldü aşklarımız, delikanlılarımız, kızlarımız.

Karanlıklardan gelen,
ayak sesleri böldü uykularımızı
Güneş gözlü ak güvercinler ürktüler, uçtular.
Çaldılar benden,
yirmibeş yaş gençliğimi, çaldılar
Yitti, kayboldu aşklarım, sevdalarım
Eylülde söndü ışıklarımız.

Ey karalar, karanlıklar
Verin bana güneşimi, aydınlıklarımı
Anaların, bacıların gözyaşlarını
Verin benim yıllarımı, gençliğimi
Kafeslere koyduğunuz güvercinlerimi
Ülkemin duyarlı gençliğini verin bana
Verin bana eylülde aldığınız ışıklarımı verin-verin

12.09.2007 saat 08,05

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:50 PM

*İftar topu patladı.. Buyurun

Ankara’m da bir otel, otelde beyler paşa
Hoş geldiniz ağalar Başbakanım çok yaşa
Güzel iftar yemeği, şaka, neşe, temaşa
Buyurun Başbakanım, iftar topu patladı

Yüzyıllardan bu yana, Aleviler horlandı
Cemevi cümbüş oldu, yüreğimiz korlandı
Kara el üstümüzde, ayrılmaya zorlandı
Hızır paşa sofrası, patladı iftar topu

Alevi-Bektaşi’yi, sorgulamak hak değil
Mesafeleri farksız, inanç önünde eğil
Alevilik satanist, aynı kefede değil
Buyurun Başbakanım iftar topu patladı

Kerbelâ’dan bu güne, itelendik atıldık
Darağacı kuruldu, ateşlerde yakıldık
Savaşlarda ön safta, bütünlükte yer aldık
Hızır paşa sofrası, patladı iftar topu

Girmeyin aramıza, bizi bize bırakın
Şefkat istemeyiz biz, ışığımızda sakın
Birlik dirliğimizle, uzaklar olur yakın
Buyurun Çamuroğlu, iftar topu patladı

Acıyı acı çeken, acı gören bal eyler
Süslü konuşmaları Başbakan güzel söyler
Art niyetli bir eli, sıkan bir avuç beyler
Buyurun ağa beyler, patladı iftar topu

Alevi-Bektaş’iye birçok özür borcun var
Birliğimiz bozmaya, yıkmaya çok sancın var
Mazlum değil zalimle, sofrada da harcın var
Buyurun Çamuroğlu, iftar topu patladı

11.01.2008 saat 01: 30

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:50 PM

.*Söze ne gerek

Gözlerim gözlere, kilitli kaldı
Dudaktan çıkacak söze ne gerek
Yüreğim yüreğe, sevgiler saldı
Yüzüne bakmaya göze ne gerek

Sevda engebeli dağdır yokuştur
İlmek-ilmek çiçek sevgi nakıştır
Gönülden gönüle gözler bakıştır
Dağlardan aşarım düze ne gerek

Yürek yangınları bedenim karda
Zemheride gülüm, ateşte harda
Nefesim tıkandı göğüsüm darda
Sevdalar yangında köze ne gerek

Milyonlar içinde yalnızım canda
Bedenimde sevgi damarda kanda
Uzakta olsanda, sevgi her yanda
Sana getirecek, dize ne gerek

Bedenimde dallar kollar çürüdü
Ayaklarım benim, sana sürüdü
Sevdam güneş ile, cana yürüdü
Mazlum yalnızlarda size ne gerek

06.11.2007 saat 02,15

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:50 PM

.Bilemiyorum

Benim yüreğime bir haller oldu
İsmi sevda imiş, bilemiyorum
Gözlerimin yaşı, sineme doldu
Ne kadar uğraşsam silemiyorum.

Öyle mahzun yüzü gözleri gülen
Yürekten yüreğe sevgiyle gelen
Gizli gözyaşını, mendille silen
Güzel gözlerinden giremiyorum.

Nadide bir çiçek çorak toprakta
Yazgısı, yazgıma düşen yaprakta
Ellisinden sonra bu son sapakta
Benden gayrisine, dilemiyorum.

Cesaret edipte, ben söyleyemem
Yürek kıpırtımı, ona diyemem
Onda sevgi var mı bunu bilemem
O kadar baksam da göremiyorum.

İsmin güzel, saçın, telidir bana
Kurumuş ağacın gülüdür bana
Damlasız nehir’in selidir bana
Sevgi sellerinde duramıyorum.

O hüzün güzelim, o bir şairdir
Kalemi dik yazar yüreği birdir
Uykusuz gecemin, şaheseridir
Rüyamı ben hayra yoramıyorum.

O kadar nazlı ki, güzel her yanı
Mazlum yüreğimde onun mekânı
Uzaktan uzağa, versem selamı
Alır mı selamım, soramıyorum.

24.08.2007 saat 10,25

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:50 PM

.Dermanımsın sevdiğim

Sevdamızla, sevgimizle yollarda
Yüreğimde kervanımsın sevdiğim
Bahçemizde, güllerimiz kollarda
Bedenimde dermanımsın sevdiğim

Gözlerinle yağmurlara akarsın
Sözlerinde, yüreğimi yakarsın
Güneşinle zemherime bakarsın
Alemimde cananımsın sevdiğim

Sevabımız, gökyüzüne kazıldı
Günahımız beyazlarla yazıldı
Tartmalarda, teraziler bozuldu
İzlerimde cihanımsın sevdiğim

Bahçedeki bahçıvanı görmeye
Yüreklerin meyvesini dermeye
Karanlıktan güneşlere sermeye
İkilere mihmanımsın sevdiğim

Sevgilerim, yüreğinden geliyor
Bakışların, gözlerimi deliyor
Saçlarında, papatyalar gülüyor
Ümidime gümânımsın sevdiğim

*******de düşlerimde durursun
Hecelerde, mısralarda olursun
Yücelerde, sevdamızı bulursun
Sevdamıza imanımsın sevdiğim

Çarelerim, yüreklerden bilesin
Mazlum’ların gözyaşını silesin
Yaşamında, ağlamaya gülesin
Gitmelerde ahvalimsin sevdiğim

13.08.2007 saat 03,15

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:51 PM

.Durduramazsın

Şehitlere ‘kelle’ Öcalan ‘sayın’
Çankaya yolunu sen bulamazsın
Anam gözyaşını bir hiçe sayan
Ülkem yarasını sen saramazsın.

Çankaya’nın yükü, ağır mı ağır
Gözleriniz görmez kulaklar sağır
Mahallene doğru, dön ağır ağır
O makam yükünü kaldıramazsın.

Aslanlı yol’larda, takunya sesi
Uyanır da Atam, sende nefesi
Cübbeyi, şalvarı, hemi de fesi
Bizim bedenlere sardıramazsın.

Yüce varlık bizim, analarımız
‘Al ana nı da git’ yaraladınız
Ülkemin yüzün de, karalarınız
Güneş’in ışığın solduramazsın.

‘Yan gelip yatarak’destan yazmışız
Emperyalistlere, mezar kazmışız
Örümcek kafadan, senden bezmişiz
Sen Cumhuriyete, saldıramazsın.

Ülkem insanını kıldınız naçar
Yiyecek ekmeğe dış’ a el açar
Sandık açılınca ülkeden kaçar
Sen bizi kaz gibi yolduramazsın

Mazlum’un yüreği yangında harda
Satıldı toprağım insanım darda
Anıtkabir dolu kışta baharda
Atatürk selini, durduramazsın.

23.03. 2007

www.mazlumzengin.com

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:51 PM

.Gülemem ben

Silemem ben gözyaşlarımı
Sevgim gözyaşım ile beslenir
Acı ile hüzün ile süslenir
Damla-damla süzülürler yanaklarımdan
Yüreğime yol alırlar sessizce
Güneşten çatlamış toprak misali
Sulanır yüreğim bir güzelcesine

Bilemem ben bahtımı kaderimi
Çok kötülüklere göğüs gerdim
Her bir hainliği gördüm düşmanlarımdan
Güçsüz kaldım dost darbelerine
Dost ihanetlerine takatsiz, mecalsizim
İçtim acıları yudum-yudum senelerce
Bir sarı saçlı, yeşil gözlü beklercesine

Gülemem, gülemem ben
Sormayın nedendir diye sormayın
Gülmek yakışmaz bana, yakıştıramıyorum
Takunya sesleri kulaklarımdayken
Karanlıklar kapıdayken
Gülemem ben hem de hiç gülemem
Hüzündür en çok yakışanı dercesine

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:51 PM

.Kadınlarımız

Yürekte açan gül kadınlarımız
Kadınlar gününüz bütün yıl olsun
Damar-damar dolu al kanlarımız
Kadınlar gününüz bütün yıl olsun

Gözlerde morluklar çiçekler açar
Fabrikada işçi tarlada naçar
Yüreklere sevgi ışıklar saçar
Kadınlar gününüz bütün yıl olsun

Senede bir değil her günün olsun
Yüreklere sevgi sevmeler dolsun
Başımız üstünde yeriniz olsun
Kadınlar gününüz bütün yıl olsun

Kucaktan kucağa atılırsınız
Bir eşya-bir meta satılırsınız
Kadınlar gününde anılırsınız
Kadınlar gününüz bütün yıl olsun

Siz bizim nadide çiçeklerimiz
Karanlıkta ışık böceklerimiz
Bir fabrika çarkı dişlilerimiz
Kadınlar gününüz bütün yıl olsun

Erkekten bir adım önde yürüyün
Karanlığı adım-adım sürüyün
Sevgiye, barışa ışık kürüyün
Kadınlar gününüz bütün yıl olsun

Kadınlar gününüz lafta kalıyor
Cumhuriyet ıssız bırakılıyor
Kara çarşaf peçe, çiçek soluyor
Kadınlar gününüz bütün yıl olsun

Mazlum söylenecek çok sözüm varda
Kadınlar-çiçekler her zaman darda
Bir yanım yangında bir yanım karda
Kadınlar gününüz bütün yıl olsun

08.03.2007.saat 08,50

www.mazlumzengin.com

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:51 PM

.Kerbelâ’dan Sivas’a

Yastayım dostlar yastayım.
Bulutların siyaha boyandığı,
Ağaçların gözyaşlarını tutamadığı,
Nice uygarlıklara evsahipliği yapmış,
Sivas’tayım.
Sarız’lı Nesimi Baba’yla karşılaşıyoruz
Küçücük sazı ve kocaman yüreğiyle.
Ve bir yandan da mırıldanıyor,
“Barış güvercini uçsun dünyada”
Asım Bezirci de var yanında.
Bezirci Erzincanlı, ve güzel bir edebiyatçı.
Bergama’lı Metin Altıok göründü.
Gün is kokulu, kara bir gündü.
Arkalardan bir tanıdık ses,
“Kula kulluk yakışır mı? ”diyor.
Ve kendi memeleketinde Muhlis Akarsu.
Bir coşku, bir heyecan.
Ve Ankara’lı şair Behçet Aysan.
Muhibe ile Edibe el ele, başları dik.
Ve Uğur Kaynar güzel yürekli bir şair.
Asaf Koçak gencecik bir fidan.
Davullar çalıyor güm güm.
İki adım arkada babasının gülüm dediği,
Güzel yürekli Sehergül Ateş.
Kalpleri güzel sevgi dolu, ne nefret, ne kin.
Uzaktan görünüyor,
Koçgiri’li Hasret Gültekin.
“İnadına Yaşamak”la,
Muammer Çiçek de burada.
Ve Gülender Akça, ve Mehmet Atay.
Bir kalabalık ki sormayın.
Sait Metin, Gülsün Karababa.
Bir Balıkesir’li, İnci Türk.
Genç bir bacı Huriye Özkan.
Ve Ahmet, Mehmet Hüseyin’ler.
Ve on iki yaşındaki Koray Kaya da burada.
Dostlar, Otuz yedi can.
Ve yürekleri güzel insan.
İki Temmuz doksan üç.
Pirsultan şehitleri
Ve halkının güzel çiçekleri.
Yastayım dostlar yastayım
Senede bir gün değil
Ben,
Ben her gün Sivas’tayım.
Ve iki Temmuz’da
Gerçekten Sivas’tayım.
Karalar, kara yüzlüler
Uğraşmayın
Uğraşmayın boşuna.
Biz halkız, bitiremezsiniz bizi.
Kerbelâ’dan bugüne vurdunuz yaktınız,.
Bir ölüp, bin geldiğimizi,
Ve halkımızı sevdiğimizi,
Yüreklerde hep gam, hep tasa.
Yolumuz
Yolumuz Kerbelâ’dan Sivas’a.

20.06.2006

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:51 PM

.Küresel ısınma

Güneşle yıldızlar bize sırt döndü
Doğa dengesini, yazalım dostlar
Gözlerdeki ışık, ferimiz söndü
Gazların mezarın kazalım dostlar.

Yazarlar, şairler, duyarlı olsun
Küresel ısınma, yürekte solsun
Göllere, baraja suyumuz dolsun
Ormanı, doğayı gezelim dostlar.

Yağmur bize küstü kar yatmaz oldu
Çeşmeler kurudu, hiç akmaz oldu
Gözler güzelliğe hiç bakmaz oldu
Gelin, tehlikeyi, sezelim dostlar.

Ağaçlar bahçede boynun bükecek
Susuzluktan kader deyip çekecek
Balıkçı, çiftçimiz gözyaş dökecek
Suları, yürekte, süzelim dostlar.

Şehirlerde sular hiç akmayacak
Musluk paslanacak ses çıkmayacak
Ellerde bidonlar su aranacak
Şimdiden çiçekler bezelim dostlar.

Ördekler göllerde boyunlar bükük
Orman yangınında ciğerler sökük
Ekinler tarlada kavruk hem yakık
Yüreklere sevgi dizelim dostlar.

Islak mendil ile sende al duşun
Tırnağını uzat beş öğün kaşın
Saçları sıfırda kel olsun başın
Kağıttan elbise, giyelim dostlar.

Sesime kulak ver kalemin yazsın
Kimyasal atığın, mezarın kazsın
Mazlum’un gözünde bir damla yaşsın
Kötülüğü, yazıp, çizelim dostlar.

07.08.2007 saat 00,20

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:51 PM

1 Mayıs çiçekleri

Toprak kaynıyor derinden çiçeklere,
mayıs sabahı kıpır-kıpır
Yürek kaynıyor emekten yana
Fabrika bacalarından çıkan nefeslerimiz
Bulutlarla buluşurlar tek-tek
Paydos sirenleri çalar yeri göğü inletircesine
Orada kalır emeklerimiz
Biziz, oradaki ezilen sömürülen
Bursa’da üzerimize kilitlenen,
dokumadaki yanan işçiler biziz, biziz

Yer altındaki galerilerde,
sadece gözümüz ışıldayan, bitmiş ciğerlerimizle
Grizu dan, göçükten ölen biziz.
Ağaların sofrasında yenmeyi bekleyen,
Emperyalist çarklarına oluk-oluk kan,
Kolumuzu, bacağımızı makinelerde bırakan biziz.
Çelikte, dokumada, iplikte terimiz
Çirkinliklerde, tacizdeyiz
Salyalarla, hakaretlerle ve-ve?
Bir ekmek birkaç zeytin ve peynirimizle biziz.

Biz işçi biz emekçiyiz
Yollarda meydanlarda barikatlarda
Sırtımızda jop bedenimize tazyikli su
El ele kol kola alanlardayız
Yine göğsümüz açık
Yine hoş geldin diyeceğiz,
belki yine kahpe kurşunlara göğsümüzü gereceğiz
katliamlara. İşkencelere
Belki yine Taksim’e gencecik fidanlar dikeceğiz
Meydanlarda kanları dökülen biziz.

Emekten yana,
halkların kardeşliğinden yana,
Dişe-diş Göze-göz hakkını almada
Yolumuz bir yumruğumuz bir olmalı
Kanımız, serimiz, alın terimiz
Bin sekiz yüz seksen altıdan beri
Proleter adımları atan biziz
Otuz yıl önce taksimde beş yüz binler,
Ve katledilen işçiler bizdik,
Bu senede Taksim’de olacak biziz bizleriz.

www.mazlumzengin.com

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:53 PM

Acılar içimden geçti

Envai çeşit acılar,
Geldi geçti içimden
Bir kasaba girişindeki han misali
Tüm dertleri ben ağırlarım
Ünüm yayılmış dört bir yana
Bana konuk olurlar tüm dertler
Hepsine de iyi davranırım
Ayrı ayrı izzet ikram yaparım
Tüm dertler,
Ön kapıdan girip arka kapıdan çıkarlar
Aradıklarını bende bulamazlar.
Çünkü, yüreğimde,
Sevgi, şefkat, hoşgörü dolu ağzına kadar
Yer yok dertlere
Yer yok Acıya, kedere, elem'e.

Ne karanlıklar geldi geçti içimden
İşkenceler, zindanlar, hapisler
Ve kapkara karanlıklar
Hepsini de, içimdeki çocuk,
Gülümsemesiyle karşıladım hücremde
Şanım yayılmış dört bir yana
Korku, yılgınlık, ürkeklik
Bana misafir olurlar ve,
Hücremin kapısından girip,
Çıkarlar ufacık penceresinden.
Çünkü, yüreğimde yer yok onlara
Atatürk ve Cumhuriyet’le dolu,
Yer yok karanlıklara.

29.05.2006

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:53 PM

Adsız Şiir

Önce, balkonda beslediğimiz,
Güvercinler terk etti bizi.
Sonra, Mutfakta, ara sıra gördüğümüz
Karıncalar kayboldu.
Güneş, doğmaz oldu üstümüze,
Rüzgâr esmez…
Yağmur, yağmaz oldu mevsimlerce…

Ve her gece,
Kurşun sesleriyle bölündü uykularımız.
Duyulmaz oldu artık
Telefonda dost sesleri.

Bir gece yarısı,
Uykumuzun orta yerinde,
Acı acı zil sesine uyandık
Demir kapı ve kazma sapıyla
Tanıştırıldık.

Ülkemde kara bulutlar,
Ve postallar altındayız
Ben ve binlercemiz
Tutsağız şimdi.

Sevgilim,
Burada güneş yok, ışık yok…
Gelirsen ziyaretime,
Karanlıkta büyüyen,
Taşa dikilen çiçekler getir bana,
Ve tüm dünyaya yetecek kadar
Barış sevgi ve özgürlük getir.

09.06.2005

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:53 PM

Ağalar beyler

Buyurun,ağalar beyler,
Hayat soframıza buyurun.
Kodamanlar,kompradorlar,
Buyurun,hepsi sizindir.

Soframızda yemeğimiz,
Kemiklerde iliğimiz,
Damarlardaki kanımız,
Buyurun,hepsi sizindir.

Yumuşacık yüreğimiz,
Milyarlarca emeğimiz,
Kul hakkımız,dileğimiz,
Buyurun,hepsi sizindir.

Sevgilerimiz,sevdamız,
Neyimiz varsa malımız,
En sonunda bir canımız,
Buyurun,o da sizindir.

11.06.2005

('ŞİİR HARMANI' ından)

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:53 PM

Ağıttan Umuda

Kerbelâ’dan Sivas’a yürüyen canlar,
Ağıttan umuda sevgi sel olsun.
Adım adım Madımak’a dolanlar,
Yürekten yüreğe esen yel olsun.

Vurmakla, yakmakla insan tükenmez,
Yandı sanılanlar elbette yanmaz,
Yürekte acılar, ateşler sönmez,
Bizde unutulmaz kara yıl olsun.

Madımak’tan kara kara dumanlar,
Gökteki turnalar, bulutlar ağlar.
Matemde, yasta bahçeler bağlar,
Toprağı deviren alet bel olsun.

Yakmakla,yıkmakla adam olunmaz,
Vakti gelmeyince güller hiç solmaz,
Kardeşlik, barışa nifak sokulmaz,
Sevgiyle yoğrulmuş güzel dil olsun.

Mazlum der yürekten kini atalım,
Pir Sultan toprağına sevgi katalım,
İki Temmuz’ları unutmayalım,
Gönülden gönüle sevgi yol olsun.

16.06.2006

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:53 PM

Ağladı

Mayısta bastırdı tipi,
Kalın duvarlı bir yapı,
Boynuna takmışlar ipi,
Düğüm oldu, ilmek oldu, ağladı.

Sıra sıra dizildiler,
Kitaplarca yazıldılar,
Mezar olup kazıldılar,
Kazma kazdı, kürek attı, ağladı.

Şıvkaları ince narin,
Yaraları yoktur saran,
Esti kırdı filizkıran,
Poyraz oldu, rüzgar oldu ağladı.

Zemheride tutmaz aşı,
Gözünün kurumaz yaşı,
Yüreğimin mihenk taşı,
Çekiç oldu, külünk oldu, ağladı.

Tek öküzle çift sürülmez,
Mayısta sular durulmaz,
Menzile anda varılmaz,
Mazlum dedi, kalem yazdı, ağladı.

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:53 PM

Ağlamak

Bugün
Çok duyguluyum,
Dokunsan boşalacak gibi.
Ağlamak geliyor bugün içimden
Bulutlar gibi,
Hüngür-hüngür.

Biliyor musunuz?
Ağlamak bana doktor tavsiyesi.
Ara sıra ağlamak,
Kuşlar kadar hafif,
Yeniden doğmak gibi.
Tek kötü yanı,
Ağlamak istediğim zaman
Kimsenin görmediği bir yer
Bulamamak.

08.06.2005


('ŞİİR NARMANI'ından)

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:53 PM

Ağlıyor deniz

Ağlıyor deniz,
hüngür, hüngür
İki gözü,iki deniz.
Ağlıyor; Karadeniz, Ege,
Akdeniz,Marmara,
Gemiciler,
tonlarca çapalarını yüreğine
indirdiği zaman.

Kanıyor yürekleri,ciğerleri,
Bir balıkçının,trolcünün
taradığı zaman dipleri.
Tüm balıkları,yumurtaları,
toz duman ettiği zaman.
Ağlıyor deniz,
Süzülüyor kan yanaklarından
Sahilden Eminönü’nden
Bira şişeleri,sandıklar,ayakkabılar
Ve dahi çöp olan her şeyi,
Denizlere attıkları zaman.

08.08.2005

('ŞİİR HARMANI'ından)

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:53 PM

Al beni içeri

Bir serçenin kanadında,
toz zerreci giyim
Şu an pencerendeyim
al beni içeri.

Bir rüzgarın kanatlarında
Sevgi yumağıyım
Şu an yanındayım
aç kalbini al beni içeri.

Bir kar tanesinin üzerindeyim
Uzaklardan geliyorum üşüdüm
Şu an omuzlarındayım
Aç göğsünü
al beni içeri.

Bir yağmur damlasındayım
Yüce bulutlardan geliyorum
Şu an üzerindeyim
Çıkar eşarbını
al beni saçlarının içine.

03.03.2004

('ŞİİR HARMANI'ından)

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:53 PM

Aldın

Aldın götürdün sen kalbimi
Bana sormadan aldın
Bir yırtıcı kuş vahşiliğiyle
Götürdün kalbimi bana sormadan.

Kanıyor yüreğim kanıyor
Çeşmeler gibi akıyor
Aldın bir atmaca gibi
Pike ile kalbimin üstüne sormadan.

Aldın götürdün sen kalbimi
Vurdun yerlere.yerlere
Yakışır sana,zalimliğine
Hapsettin bir yerlere bana sormadan.

Ağustosta zemheriyi yaşattın
Gençliğimde piri fani
Bahar görmedim yaz görmedim
Mahpus yaşattın bana sormadan.

30.08.2005

('ŞİİR HARMANI'ından)

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:53 PM

Alıç ağacı

Alıç ağacını bilir misiniz?
Bazılarımız bahçelerine çit yapar.
Çalı derler ona işe yaramaz diye,
Ayrılıklarda,mutsuzluklarda KARA ÇALI olur.

Alıç meyvesini bilir misiniz?
Çekirdekleri kahve çekirdeği gibi,
Dikenlidir,meyvesini vermek istemez.
Aynı zamanda kuşların korunağıdır,alıcılardan.

Benim köyüm Alıç cenneti bilir misiniz?
Sarısı,kırmızısı ama gerçek Alıç
Kokuludur sarısı,suludur mis gibi,
İşte benim köyümün ismi ALIÇLI köyüdür.

09.05.2005

('ŞİİR HARMANI'ından)

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:54 PM

Alıştım

Alıştım yalnızlığa alıştım
Milyonlar içinde yalnız
Gelmek istiyorum sana artık
Gönlüm tez,canlı,sabırsız.

Alıştım yalnızlığına alıştım
Her,gün bitimi gelmeyişinle
Görmek istiyorum seni artık
Yüreğim boş,yerin boş,sınırsız.

Alıştım yalnızlığına alıştım
Her sabah yakarışlarımla
Girmek istiyorum kalbine artık
Özgürce,pasaportsuz,izinsiz.

Alıştım sensizliğe alıştım
Çıkma artık karşıma çok geç
Görmek istemiyorum seni artık
Kurumak üzere beden sensiz,bensiz.

10.07.2005

('ŞİİR HARMANI'ından)

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:54 PM

Altı Mayıs

Sabahın dördünde
Sessizlik var hücrelerinde
Düzen ferman buyurmuştur
Cellât uygulamada.
Ovada, dağda değil
Şehirde, şehrin orta yerinde
Bir Darağacı kurmuşlar.
Ve yağlı bir urgana ilmek yapmışlar
Mavi gökteki üç beyaz güvercini,
Yüreklerinden vurmuşlar.

Yürüdüler, alınları açık,
Başları dik
Yürüdüler Güneş’in sıcağına
Tükürerek Cellâdın yüzüne
Sürüterek prangalarını
Adım adım geldiler darağacına
Kaç bahar gördüler,
Kaç bayram yaşadılar kimbilir?

Üç fidandılar,
Üç selvi boylu
Üç mangal yürekli.
Üçüde Has insandılar
Milyonlarca candılar
Ferman büyük yerden
“Asacaksın ki eşkiyanın başını”
Diye sesler gelir derinden.
Üç yürek, aynı anda atan
Üç namlu, aynı anda dolan
Yüreklere sevgi salandılar.

Dağların kuytuluk bir yerinde
Çobanlar söyler, türkülerini, ağıtlarını
Fabrikada, grevdekiler marşlarını,
Trakya’da karpuz tarlasındaki ırgatlar,
söylerler hep bir ağızdan,
“Deniz mahkemeye düşmüş
Avukatı ben olaydım”diye

Dağda değil şehrin orta yerinde
Düştüler, düşürdüler
Üç güldüler, üç fidandılar
Üç ulu çınardılar, kökleri derinde.
Anneleri yorgun hasta
Yoldaşları yasta,
Düştüler ALTI MAYIS’ta.

01.07.1979

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:54 PM

Altı Mayıs Güvercinleri

Bir şafak vakti,
Üç şahin bakışlı Güvercin havalandı
Üç kanadı kırık Güvercin
Aynı anda milyonlarca Güvercin,de eşlik etti
Kanadı kırıklar,
Tutundular Diğer Güvercinlere
Ve mavi gökte Semah,a durdular.
Mayıs,ın altısıydı
Ve bir şafak vaktiydi
Etraf alacakaranlıktı
Yüreği yaralı üç ak güvercin havalandı
Ve gökyüzü birden aydınlandı
Anaların bacıların gözlerinden,
Kanlı yaşlar boşandı.
O gün,bütün güvercinler,
Hiçbir yere konmadılar
Uzaklardan gelen ak bir Bulut,a tutundular
Esen ılık bir rüzgâr ile,
Güneşe doğru yol aldılar.
O gün Güneş bir başka doğdu
O gün Güneş’in gözlerinden yaş akıyordu
Bir bahar sabahı,
Tüm Analar karalar bağladı
Ağıtları yürekler dağladı
Ve o gün Altı Mayıs ağladı.
Bahar çiçekleri o gün yüzlerini,
Güneş,in gözyaşlarıyla yıkadılar
O gün, çobanlar kavallarına ot tıkadılar
O gün toprağa üç damla kan düştü
O gün toprağa milyonlarca tohum düştü
Bir kara gündü, bir kara yastı
Ve o kara gün Altı Mayıs'tı
Yiğitlerin isimleri,
Deniz, Hüseyin ve Yusuf’tu.

06.05.2006 saat.02.07

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:54 PM

Altın saçlı yiğit

Dut yaprağının üzerine,
Bir tırtıl yapıştırmış kendini
Hafiften esen rüzgâr ile sallanıyor,
Ayak, ayak üzerine atıp
Bir kolunu da yastık yapıp,
Gel keyfim gel yapıyor.
Dağların arkasından göründü kara bulutlar
Ve hızla yaklaştılar tırtıla
Sonra bir gürültü bir tufan
Ve kaçamadı
Başladı Tanrı’sına yalvarmaya, aman aman
Şiddeti daha arttı
Uzaklarda bir Çoban, yalvarıyor Tanrı’ya
Çoban yalvardıkça, artıyor tufan
Bir Anne çocuğuyla tarlada
Sığınacak bir yer arıyor
Koşturuyor sağa sola
Şimşekler çakıyor ard arda
Sarılıyor çocuğuna tek parça oluyorlar
Güneş’e doğru bakıyor kadın yalvarırcasına
Ovadaki karıncalar
Her biri bir çöpe tutunmuşlar
Kuşlar çoktan kaybolmuşlar
Dağdaki kurtlar düze inmişler
Güneş gösteriyor yüzünü aniden
Gökteki kara bulutlar
Rüzgâr hızıyla uçuyorlar
Gülümseyen,
Altın saçlı bir yiğit görünüyor şafakta
Ve başaklar boy veriyor toprakta
Balıklar horon tepiyorlar ırmakta
Ve altın saçlı yiğit sahip çıkıyor topraklara
Elinde dürbün bakıyor uzaklara
Ve bir elini doğrultuyor ufuklara
Gök gürültüsünü andıran bir sesle
‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri’

26.05.2006

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:54 PM

Ampülün ışığı

Bir varmış bir yokmuş
Fakirin çilesi çokmuş
Çankaya’daki ağaların
Karınları ful tokmuş

Sam’ın yardımlarıyla
Çıkmışlar yukarılara
Anası ağlayanlara
Köylüye tepeden bakmış

Satmış savmışlar her şeyi
Düzelecek diyeTürkiye
Seyranlarda hediyeye
Beş yüz mum ampul yakmış

Bir gün sandıklar kurulmuş
Yüzde yüz katılım olmuş
Açılmış sandıklar ki
Bir oy bile çıkmamış

Beş yüz wat, ın ışığı
On mumlara gerilemiş
Ampül,cü Mazlum’ un yanında
Mobilya işine girmiş

28.02.2006

Not: Asgari ücretten fazlasını veremem, kusura bakmasın...!

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:54 PM

Anne'me

Tut anne,
Tut ellerimden,
O güzel ellerinle.
Yaşım kaç olursa olsun,
Tut ellerimden.
Senin varlığın,
Senin güzel sözlerin,
Güç veriyor bana.
Uzaklarda olsan da,
Sesini,
Telefonda duysam da,
Seviyorum,
Seni çok seviyorum
Öperim, nasırlı,
Çatlak ellerinden ANNE.

31.08.2005

('ŞİİR HARMANI'ından)

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:54 PM

Anne’ler günü

Ben
Her gün annemi hatırlarım
Yüreğim yüreği ile tek parça
Uzaklarda olsa da
Her gün, her an benimledir
Benim anneler günüm,
Senede bir gün değil,
Her an, her gündür.
Yaramazlıklarımı anlatır bazen
Kulağındaki küpeyi,
Nasıl çekip, kulağını yırttığımı,
O nu nasıl üzdüğümü.
Canım Annem
Öperim yumuşacık yüreğinden
Canım Annem
Öperim nasırlı, çatlak ellerinden.

13.04.2006

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:54 PM

Antoloji şiir dostlarına

Şiirleriniz çok güzel dostlar
Yüreğinize kaleminize sağlık
İçten düşünerek yazmışsınız
Gönlünüze vücudunuza sağlık.

Yaz kardeşim ezileni ezeni
Yurdunu bırakıp ülke,ülke gezeni
Fakirlikten okula gidemeyeni
Düzeni de yaz eline sağlık.

Yaz dostum orman talanlarını
İhaleye fesat karıştıranları
İstanbul’da bitmeyen köprüleri, yolları
Korkmadan yaz yüreğine sağlık

Kelimelerin pak olsun berrak
Cümleler anlaşılır, yüreğin ak
Kırgınlığa dargınlığa yer yok
Eline ve de diline sağlık.

Yaz kardeşim ıraktaki conileri
Kafasına silah dayanan çocukları
Başına çuval geçirilen askerlerimizi
Korkusuzca yaz kalemine sağlık.

Yaz dostum Susurluk’u, Şemdinli’yi
Kırın kaleminizin zincirlerini
Yaz kardeşim Felluce’yi, Halepçeyi
Korkmadan yaz yüreğine sağlık.

Hayatın gerçeklerini de yaz
Okudukça haz alıyorum haz
Kıştayız ama gelecektir yaz
Cesur yüreğinize sağlık.

Yaz oğlum, kızım, kardeşim yaz
Silahlara harcanan trilyonları
Açlıktan ölen Afrika’lı milyonları
A.B.D mezalimini,de yaz eline sağlık.

Yaz dostum savaşları dalaşları
Ölen kadınları çocukları
Hiroşima, Nagazaki’deki atomları
Yaz kardeşim gözüne gönlüne sağlık.

Yudum,yudum içerek okuyun
Düşünün, ince eleyip sık dokuyun
Kardeşçe türkü, şiir soluyun
Kollarınıza, ellerinize sağlık.

Yaz dostum çöpten ekmek alanı
Yüreğinde yurt sevgisi olanı
Güzel ülkemdeki yalanı dolanı
Yaz kardeşim emeklerine sağlık.

Eleştirilere hep açık olalım
Dostça, kardeşçe yüreklere dolalım
Dürüstlükle doğru yolu bulalım
Klavye’ deki parmağınıza sağlık.

Ülkemizin güzelliklerini yaz
İşsizliği yoksulluğu da yaz
Köyündeki çiftçiyi, çobanı da yaz
Yaz eline, koluna sağlık.

Yaz kanın su gibi aktığı yeri
Çanakkale’deki şehitleri
Ülkemizi bölmek isteyenleri
Yaz eline yüreğine sağlık.

Şairlik yolunda yürüyenlere
Dost bağından gül derenlere
Bu siteye emek verenlere
Ellerinize yüreklerinize sağlık.

Yaz kardeşim hortumu, kapkaçı
Artık işkence insanlık suçu
Mazlum’un bu yaşta ağarmış saçı
Yaz ki bilsinler, sözüne sağlık.

20.12.2005

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:54 PM

Arapgir

Arapgir’in üzümü
Esirgemem sözümü
Çalı çırpı kırarken
Sakınırım gözümü

Yol, Havut gediğinden
Buğdayından,hediğinden
Söylemeye hacet yok ki
Güzeldir o dediğinden

Arapgir’in kebabı
Tandırında erbabı
Çarşıda dolaşırken
Iras geldi Turabı

Uzundur kavakları
Yemyeşil yaprakları
Karşıdan görünüyor
Hükümet konakları

İki isot alacaksın
Ve fırına vereceksin
Çarşı ekmeğine koyup
Fotoğraf çektireceksin

Ekin meydanının yanına
Git Tahsin’in hanına
Ne güzel yakışmıştır
Hanına, ham******

Arapgir çarşı başı
Başkadır toprağı taşı
Kara nohut, mercimek
Var mı diye sorar esnafı

Berberinde tıraş ol
Çabuk ol uzaktır yol
O kadar yoruldum ki
Ne ayak tutar, ne de kol

Arapgir çarşısında
Gezerim karşısında
Kuşbakışı bakarsan
Dağların arasında

Bakraçlarda yoğurdu
Bana doktoru sordu
Oraya yetişmeden
Çarşı başında doğurdu

İsotlar çuvallarda
Turşuları küplerde
İnsanları dost canlısı
Elleri hep ceplerde

Gazete bay Mehmet’te
Askerler var nöbette
Mahpushane uzakta
Nöbetçiler tetikte

Balıkları kozluktan
Armudundan Bozuktan
Çarşıya erkenden çık
Gezemezsin sıcaktan

Zemzem gibi suları
Işıl ışıl köyleri
İnsanları çalışkandır
Çatlak çatlak elleri

Suları neverin suyu gibi
Dutları piriş bal gibi
Eskilerden eser yok
Avrupa şehri gibi

Otelinde yatmalısın
Kebabından tatmalısın
Karpuzları çatlatan
Gözelere gitmelisin

Arapgir’in nüfusu
Gün güne çoğalacak
Gurbetteki dostlar
Arapkir’e dolacak

Arapgir’imizin yüzü
Elbet bir gün gülecek
Giden Artinler, Miranlar
Bir gün geri gelecek

İnsanı insan gibi
Yoktur orada serseri
Mahpushanesi boştur
Kimse girmez içeri

Festivale giderken
Sabahleyin kalk erken
Mazlumu da çağır gelsin
Arapgir’e giderken

15.07.2005

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:55 PM

Arguvan Türkü Festivali

Yıldızlar altında şu Arguvan’da
Karanlığa ışık, oldu türküler
Akın-akın şiir türkü tadında
Güzel yüreklere doldu türküler

Şiirin, türkünün, ozanın yurdu
Tempolar, alkışlar halaylar yordu
Yıldız-yıldız ışık, an akıyordu
Sabah güneşiyle soldu türküler

Köylüm ekinini dağda unutmuş
Türkü şenliğinde kendini bulmuş
Çatlak elleriyle tempolar tutmuş
Geçen senelerden boldu türküler

Uykular gözlerden fırladı kaçtı
Ezgiler türküler yürekten taştı
Bir festival daha böylece geçti
Tenimize ilaç, geldi türküler

Bütün yürekleri tek-tek kutlarım
Sevgim sevgilerle bine katlarım
Türkü deryasına bende atlarım
Aman lı yaman lı, seldi türküler

Birlik beraberlik mesaj verildi
Yüreklerde ayrık, diken derildi
Kulaktan kulağa, türkü serildi
Kötüleri kurşun, deldi türküler

Bir dahaki yıla, tohum atıldı
Yıldızlar altında yerde yatıldı
Rüzgâr ile cana, tene katıldı
Mazlum yüreklere yeldi türküler

03.08.2007

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:55 PM

Arguvan’ın Radyosu

Güzel dostlar toplanmışlar
Arguvan’ın radyosunda
Yürekten tempo tutmuşlar
Arguvan’ın radyosunda

Muhabbet zirveye vurmuş
Şiirler halaya durmuş
Türküler menzile varmış
Arguvan’ın radyosunda

Yürekten yüreğe yol var
Ağızlarda tatlı dil var
Ellerinde kızıl gül var
Arguvan’ın radyosunda

Sevgi ile yoğrulmuşlar
Ortaklaşa yol bulmuşlar
Çorak topraktan gelmişler
Arguvan’ın radyosunda

Hep birlikte dirlikteler
Radyomuzda birlikteler
Sazı çalar türkü söyler
Arguvan’ın radyosunda

Mazlum’un gözleri kanlı
Bir ayağı Arguvanlı
Şiir türkü havalandı
Arguvan’ın radyosunda

Mazlum Zengin 12.11.2006

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 04:55 PM

Artık Aşk şiirleri yazacağım

Artık rahat uyuyacağım
Dünya yıkılsa umurumda olmadan,
Ne terör, ne açlık, ne yoksulluk değil
Artık Aşk şiirleri yazacağım.

Artık savaşa, sömürüye değil
Vurguna talana hiç değil
Sadece ve sadece ben,
Artık Aşk şiirleri yazacağım.

Artık, fitili ateşlenmiş kız kaçıran gibi
Uykularım kaçmayacak
Kulaklarımı tıkayıp, gözlerimi kapatacağım
Artık Aşk şiirleri yazacağım.

Artık şiirlerim sevgilim diye başlayacak
Kalemim ayarlı, Aşk şiirleri yazacak
Hep kara gözleri, kiraz dudakları,
Artık Aşk şiirleri yazacağım.

Artık savaşları, ölen çocukları
Anne,leri, ve düzeni, ve seni
Ve sokaklarda hunharca katledileni değil
Artık Aşk şiirleri yazacağım.

Artık çok güzel rüyalar da göreceğim
Karanlıklar bana güneş olacak
Grevdekini, tarladaki çatlak elleri değil
Artık Aşk şiirleri yazacağım.

Artık Mart, Mayıs ve Eylül’ü
Güneşteki kara perdeyi
Ellerdeki kara silahları da yazmayacağım
Artık Aşk şiirleri yazacağım.

Artık çobanın koyunları gibi
Nereye sürerse oraya gideceğim
Kalbimi halkıma sıkıca kapatıp
Artık Aşk şiirleri yazacağım.

Artık ben Aşk şiirlerindeyim
Ararsanız bu adresteyim
Gözlerim gözlerine bakacak
Ve kalemim Aşk şiirleri yazacak.


23.05.2006

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 05:01 PM

Aşka ihanet

Sen benim aşkıma ihanet ettin
Artık sen yüzümü göremeyesin
Yüreğim yangında bırakıp gittin
Bunun hesabını veremeyesin.

…………Al aşkını çal başına
………...Kan karıştı gözyaşıma
………..Ne belalı bir başım var
………..Bırakıldım tek başıma.

Önce gülen yüzler verdin sen bana
Sevgi şerbetini içirdin bana
Bu zulüm yapılmaz canla canana
Artık hiç bir kalbe giremeyesin.

………..Gülen yüze inandım ben
…….…Yüreğimden çok yandım ben
………..Baharımda zemheri var
………..Bu canımdan usandım ben.

Öldürdün yürekte sen bülbülümü
Topladın sen benim öz sümbülümü
Artık hiçbir yerde sevgi gülümü
Sen ki deste, deste deremeyesin.

…….…..Başkasına o gözlerin
…….…..Tatlı dilde, ki sözlerin
…….….Yüreğimde yangınım var
………..Takatsız yar bu dizlerim.

Sevgim hırçın bir sel olup akardı
Mazlum güneş gibi sana bakardı
Yüreğimden filiz filiz çıkardı
Bedenden bedene töremeyesin.

17.11.2006

www.mazlumzengin.com

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 05:02 PM

Atatürk’ün Defteri

Sata-sata bitiremediler ülkemi
Satın babam satın meydan sizindir
Atatürk’ün evindeki defteri
Yırtın babam yırtın meydan sizindir.

Emperyalist demir attı yurduma
Gözünü boyadı birkaç yardımla
Bunca Şehit kanlarının ardında
Satın babam satın meydan sizindir.

Garibanın gözünde çöpteki ekmek
Size yakışıyor yalayıp yutmak
Adım adım Cumhurbaşkanı olmak
Olun babam olun meydan sizindir.

Vatandaş deftere gerçeği yazmış
Duyarlı yiğidin yarası azmış
Ülkemizden çok Dünya,yı gezmiş
Gezin babam gezin meydan sizindir.

Mehmet Dördüncü,yle birlik olalım
Güzel ülkemize sahip çıkalım
Beraberce mahkemeye dolalım
Verin babam verin meydan sizindir.

Atatürk’ün efendisi köylüye
Hakkını vermedin döndü deliye
Hakaret ettiniz ona lan diye
Edin babam edin meydan sizindir.

Mazlum’un yüreğin sönmez yangını
İşçiye köylüye vermez hakkını
Santim santim Demokrasi,nin altını
Oyun babam oyun meydan sizindir.

09.05.2006

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 05:02 PM

Atım

Bir atım var,
Yabani, azgın mı azgın.
Bazen hiç tutmaz dizgin,
Şahlanıyor, bazen üzgün,
Bazen çamur rengi, kırmızı, gri
Eyersiz, dizginsiz
Binemezsin izinsiz.

Bazen uslu,
Üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi,
Bazen delimi deli,
Üstünde durabilene aşk olsun.
Evleri, ağaçları, köprüleri,
Bazen, insanları, ezip geçer, üstünden.
Şahlandığı zaman
Durdurmak mümkün değil.

Nice ocaklar söndürür,
Nice yürekler yandırır.
Kızıyor insanlara, cezalandırıyor.
Yakılan ormanları,
Kesilen ağaçları,
Plansız yapılaşmayı protesto için.

Evet, benim atım
Üzengisiz, dizginsiz bir sel
Kızdırdığımız zaman,
Önünde durmak mümkün değil.
Dizginlenmesi,
Önüne geçilmesi,
Toprağı sevmekle mümkün.
Erozyonu önlemekle,
Çevremizi ağaçlandırmakla mümkün.
Ve ben atımı,
Durgun olduğu zaman seviyorum.

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 05:02 PM

Atın ateşe

Atın beni, atın ateşe,
Benzin dökün, odun atın peş peşe.
Tutun kollarımdan atın.
Ateş yoksa bağlayın beni güneşe
Aya da olabilir.
Ama güneşe bağlayın beni.

Birilerini yakmaksa,
Bir yerleri yakmaksa eylem,
Kurtaracaksanız dünyayı,
Atın beni de ateşe.
Yoksa eğer ateşiniz,
Bağlayın beni güneşe.
Yıldız da olabilir.
Ama güneşe bağlayın beni.

Çekin körükleri, çekin
Harlayın güneşi.
Benzin dökün, odun atın güneşe.
Atın beni de ateşe.
Yoksa eğer ateşiniz
Bağlayın beni güneşe.

11.08.2005

('ŞİİR HARMANI`ndan)

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 05:02 PM

Ay başka güzel

Suya vurmuş şavkını geceleyin
Sandallar bir o yana,bir bu yana,
Yakamozlarda ışıldayan ışıkları,
Denizdeki parıltısıyla,ay başka güzel.

Ağdaki balıkların çırpınan yüreklerine
Asılır sandalcılar,asılır küreklerine,
Yıldızlarla balıklar öpüşür *******i,
Denizdeki parıltısıyla yıldızlar başka güzel.

Balıkçılar serper ağlarını ya kısmet diye
İrili ufaklı balıkların çırpınışları,
Sabah güneşin ilk ışıklarıyla toplarlar,
Denizdeki parıltısıyla,güneş başka güzel.

22.07.2005

('ŞİİR HARMANI'ından)

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 05:02 PM

Babam

Elleri kocaman çatlak-çatlak
Parmaklar içe dönük
Uzun boylu, yakışıklıymış önceleri
Kocaman, sevgi dolu yüreği var.
Toprakla, başa çıkabileceğini sanmış
Su çıkarmak için, hendekler, kuyular açmış metrelerce.

Sormaya gerek yok zaten,
Yüzündeki, çizgiler söylüyor her şeyi.
Nice bağlar bahçeler
Nice evler,taş ustalığı yapmış.
Hele ağaç ve toprak sevgisi....
Arıcılıkta yapmış,
Bakraç-bakraç ballar satmış.

Evet,
Göğüs kafesi ve, parmaklar içe dönük
Komşuluğun ve
Muhtarlığın, en güzel örneğini vermiş.
Canım BABAM
Öperim çatlak-çatlak
Toprak kokan ellerinden.

30.09.2005

Mazlum Zengin

GooD aNd EvıL 10-08-2008 05:02 PM

Bağım bahçem

Sen bağım,bahçem arazim değil,
İşlenecek toprak değil,sen kırsın
Yıllardır tanıyamadım ben seni
Bilinmeyensin gizsin,aşikar değil.

Endamın, güzelliğin,yoktur kimsede
Yalnız içindeki kalp senin değil
Anladım ben,çok geç anladım;
Çok güzellerin kalpleri güzel değil.

12.06.2005

('ŞİİR HARMANI'ından)

Mazlum Zengin


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:45 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.