![]() |
Gözde Hatiboğlu
Ab-ı Hayat
Ab-ı hayat dediler aşka.. İnandım.. Gözü kör, ..dili tutuk, ..kulağı hepten yitik demediler de kandım. Şimdi serzenişlerimi içime attım.. Aldandım.. Üzülürüm sandılar, yanılttım.. Aşkı üç kuruşa isteyene sattım.. Ab-ı hayat sen yaptım.. |
Adı Sen Olsun
İletişimsizlikten çıkmış ve dilini unutmuş insanlar olduk. Söylediklerimiz aynı belki ama anlamıyor kimse kimseyi. Üç beş satır ifadeye yeter oldu hissedilenleri. Duygu neydi? İçimizde bir yer var hani sol yanımızda, Hayata tutunduran bir yer de, sadece organ oldu. Kalp sesi, göz sezişi, dil sürçmesi.. Aşka dair kırıntıları toplamaya kalkacağız nerdeyse atılan çöplüklerde. İz sürüşlerimiz *******de, Kokunun, şarkının, belki kadehin en dibinde, yok oldu. Sen sevgilim, Dışında kal manzara böyleyse baktığın yerde. Gördüğün gönül gözünse içine gir, sevda yarat benimle. Önce iletişelim ama seninle, Kendi dilimizi yaratalım sözcüklerimizle. Dizeye sığmasın, nesir olsun, Nesire sığmasın, resim olsun, Hayatı aşka, aşkı yaratıcılığa kattığımda; Adı sen olsun.. |
Affet Beni Sevgili
Affet beni sevgili, seni çok sevdim.. Sana yazdım uyku aralarında senaryolarımı Seni sakındım gözümden, yaban elden Düşündüm sonra seni günlerde Acıdıysa canın senden daha çok yandım Affet beni senin için ağladım.. Özlediğim oldu göremediğimde Yollara çıktığında ardından sular boşalttım Sevinçle karşıladım dönüşlerini, bayram yaptım Affet beni sana hediyeler aldım kendimden önce.. En çok istediklerini aradım, gözündeki ışıltı uğruna Sana dokunmaktı içimi ısıtan Başımı omzuna yasladığımda huzur buldum Affet beni sana kızdım bazı an.. Öfkemi yine kendimden çıkardım Hayallerime kattım seni sonra Uykulara hep senle yattım Sensizliği bilemedim varlığında Ve her yeni güne şükranla başladım Çoğu kez teşekkür borcumdu yüreğine Affet beni seni hayatıma kattım.. Elimde değildi gözlerinin ötesini kapatmak O çocuk yüreğine inandım Savundum seni sonra Affet beni sana dualar ettim.. Seninle bir ömür diledim tanrıdan Kadere daha çok inandım Sesini duymayı istedim aradım Sana en tatlı *******i bıraktım Kırıldım sonra onarımı yalnız yaptım Her şeye rağmen unuttum, aşka bıraktım Gitmeyi istedim, tükenmesin sevgim diye Affet beni seni en iyi arkadaşım yaptım.. Saklayamadım yüreğimi karşılaşmalarda Yalan söz edemedim sana dürüst davrandım Yeni bir dünya kurmaya çalıştım Her şeye rağmendi yaşantılar, üzüntüyü yok saydım Affet beni sevgili, sana koşulsuz bir sevda yarattım.. ...... ...... Affetme yeter artık, gördüm ki haddimi aştım.. Sana kendim kadar değer kattım da yanıldım.. Kal şimdi üç kuruş etmez yaşantılarda.. Kaybettiklerini yanına kar say.. Ötesini ilahi adalete bıraktım.. (28.mayıs.2006) |
Ağla İstanbul
Ağla İstanbul.. Bitmeyen aşkların yarım kalan virgüllerine ağla.. Suya yazılmış sözlerle yürekleri dağlarken cesaretsizliğine yenik düşen sevgilinin yalnızlığına ağla.. En güzel yerinde biten ve uğruna hayat vaat edilen koşulsuz sevdaları ezip geçmeyi güç sayanlara ağla.. Yapılması gerekenle içten geçenlerin çakışamadığı şimdiki zamana, hazırlığı yaparak süreçlere bıraktığımız geleceğimize ağla.. Ağla sevgilim sen de İstanbul’la ki görünmesin yaşların.. Gözlerinin derinindeki aşkı sıkı sakla, dile yansımayan yalvarışlarını yaz yağmura, özlemlerine ve sana sunulan sevdalı yüreğin gidişine ağla.. Eşlik et bana aynı gökyüzünde, aynı yürekle ve şükrederek varlığına dökülen yaşlarınla.. Ağlıyorum bende teşekkürlerimi sunarak hayatıma kattıklarına.. Aynı anda aynı şeyleri arıyor olsak, varlığın varlığıma eşse, benim değil senim desem de ne var şimdi elimizde.. Hep aynı yerde kalmaya söz vererek, yüreğimdeki seni sıkı sıkı tutarak gidiyorum.. Yalnız, gözlerimi saklıyorum senden. Kader yazgısıysak biz elbet vakit gelir, elbet içimizdeki tamlık dışarıda da bütünlenir. Gün gelir masal sürer. Korkularından geçince sen ettiğim dualar tanrı katındaysa yüreğim aynı sevdada bekler. Cansın ya sen, candan ötesin ya bilirim gözlerin hep gözlerime değer.. Bilirim yüreğindeki yerim, yüreğimden geçer.. |
Ağlama Yüreğim
Ağlama yüreğim Aşk dediğin kızgınlıkları unutmak Hiç yaralanmamış olmak gibi biraz Ağlama, gözyaşının tuzu acıtıyor sonra Kabukları sen yoluyorsun biraz da Aşk dediğin, aldanmak hep aynı yalana Gülüşünde çocuksu yalnızlığımı sakladığım sevgili Ağlatsan da yüreğimi korkmuyorum artık kaybından Gözbebeğimsin hala ilk gün gibi parıltınla Rengi siyaha döner hayatın yokluğunda Siyahı istiyorum bunu bil Sen olmasan da renkler orda |
Ağustos İlk Haftayı Devirdi
Bu ay dönümleri hüzünlendiriyor beni Daha kaç gün olmuştu oysa yaz geliyor diyeli İşte bak bitti ağustos ilk haftayı devirdi Sor kendine bilmezsin nasıl geçti Şimdi sıcak bir Pazar gününde es diyorum rüzgara Savur yapraklarını ağaçların, kokuları dağıt Denize dalga kat biraz uçsun martılar Uçarım belki bende havaya aşk katar Sahipsizlik gibi bir his düştü içime Tüm dostlar dağılmış dört bir yere Beden yorgun tatil peşinde Nasıl çıkılır seni bırakıp da geride Gün batımının renk cümbüşüne dalıp Geçmiş zaman yad edip birazcık Oldum olası ayrılık hissi verir Pazar Bire tek sen varsan bir aradalık Kapıda iki dost belirdi güne sürpriz yapıp Sohbet gitti geldi şöyle Akdeniz’e yakın Can sıkıntısına ortak, paylaşıma farkındalık katarak Ortaköy’den kadeh kaldırdık sıcak geceye inat Ve gecenin ortasına yakın, günün sonuna Yatağıma uzandım düşler arasında Düşündüm şöyle bir neler yaşadım, zorlandım Yine de iyi ki dokundun hayatıma mucize yarattın (6.ağustos.2006) |
Akdenizdir Anılarda Kalan
Denizin ufukla birleştiği yerdeyim Dalgalar hoyratça vuruyor kıyıya Rüzgar uçuruyor ıslak saçlarımı Burnumda fesleğen kokusu Ayaklarımda köpüren dalgalar Eğilip aldığım deniz minaresi Geçmişin yâd edildiği en güzel zaman Akdenizdir anılarda tazeliğiyle kalan Yanık tenli gülümsemeler yakında Dostluklar ne sınavlardan geçmiş Şimdi her şeye rağmen burada, tamam Ellerimizdir göz değmesin diye tahtaya vuran Gidiyorum şimdi yüreğimin parçasını bırakıp İçimde başka yerde bulunmaz bir huzur Çocukluğumuzu yeni çocuklara masal yaptık sonunda Bir varmış bir yokmuş sesleri yankılanır kulaklarda Bizi anlatır bu sahil kenti sahile vuran her dalgayla |
Aklım Betimleyemez Oldu Seni
Aklım yokluğunda betimleyemez oldu seni Ağlamam lazım, yerine gülümsüyormuşum izlenimine kapılıyorum Düşünüyorum sonra, sözcüklerim yokluğunu tanımlıyor Geleceğe ilettiğim duygularım, hayallerim nerde Sanki şimdiki zamanda her şey dağılıyor Benliğim dışarıyla temas halinde Haz ve hoşnutsuzluk bir arada ikilemlere kalıyorum Saldırgan dürtülerime yeniliyorum sonra Neye isyan etmeliyim bilmiyorum Korku mu bu Bütünüyle yazıya aktarılamayan duygu; içimdeki Yada arzu ettiğimi sandığım kadar katışıksız değil mi aşkım Aslında duygum aklımın kalesinde kapıda kaldı da yabancılaştı mı içimdeki aşka Neden bu zihinsel karmaşa Özlemlere gebe yolların sonunda yanına geldim Bak,bitti yokluğun zaferi, bıraktım kendimi sana Dağılıyorum sanki imgelemlerim arasında Bastırılanların geri dönüşü varlığın oluyor sonra yarı yolda kalıyor kaygılarım Varoluş ve bir o kadar yokoluş hikayesi görünürdeki Gizil sandıklarım açıldı, sen değilsin sanki içindeki Bir yalnızlık oyunu, sessizlikleri ve baştan çıkarıcı soruları aldım yanıma Zaaflarıma yenik düşüyorum ara sıra Aldırmaksızın bir resim çiziyorum zamana Her şeye rağmen sensin yanıma aldığım Öznel sorgulamalarım bitti de endişelerim kaldı geriye Süslenmiş ve sunuma hazır bir paket gibi aşk Düşünüyorum Ben sana âşık değil miyim yoksa Kapsanan veya kapsayan, hangisi bana kalan bu oyunda Her şey normaldi düne kadar, oysa şimdi seçim yapmak başa bela Anımsamaya çalışıyorum sen miydin dün gece düşümdeki Bekledim, ateş basan sabahlara geldim yine Bir gemi sanki dumanı tüten ufukta Anımsayamıyorum inan, nerde karıştı aklım nerde yüzleştim yokluğunla Öteki dediğim karşısına aldı seni, sürekliydi varoluşun hani Saldırılar, yalnızlıklar, peş peşe gelen cevapsız sorular Baş edemediğim yerde sürekliliğin bozuldu galiba, sekte vurdu hayat varoluşuna Oysa ruhumun ihtiyacı var aşkına sarılmaya Öznel bir duygumdun, sahiplendiğim Aşka dönüktü yüzüm varlığın kadar yokluğunda da Aşk sendin baştan aşağıya Aşk sensin bilinçaltı yolculularımın dışa açılan durağında Sanki dört günlük kısa bir yolculukla anlam arayışına girdim Gittim geldim, senden uzakta aklım aşkımdan çıkacak sandım Dedim ya korkum bu galiba Nerden çıktı şimdi bu karmaşa Sonsuz dünyalar yarattık aşkla, kıyısında denize taş atan çocuk yüreklerdik orda Düşlemsel bir uzaklık girdi aramıza, en kötü bu ya Betimleyemez oldum sevgilim seni, rüyalar da dağılmada Hadi tut gerçeğimi, düşlerimden başla ama Hadi tut da evvel zaman içinden yürüyelim aşka çocuk adımlarımızla Hatta eskisi gibi tutkuyla bağlanalım masalımıza Hadi tutkudan söz et bana Kuşkusuz ve koşulsuz bir aktarım başlasın sonra Tüm nesnel hallerim, iç yada dış tüm yolculuklarım sana çıkmalı Değişen sadece dilim, ifade tarzım belki Köklü bir bakışım var hala ilişkisel alanımıza Aşk ektik ruhumuzun topraklarına Derin bir yerden yara aldım biliyorum Adeta bir intikam duygusuyla çalışıyor zihnim Kılıcımı kuşandım seni yağmalayacak tüm korsanlara Hatta kendiliğime bile kalkanım var Sensin düşümdeki gerçeğimdeki kadar Değişiyor sandıklarım yorgunluğa ait yanılsama Sana dönük yüzüm İşte şimdi bitti yokluğun sandığım boşluk Şimdi bitti bu karmaşık oyun Döndüm şehr-i İstanbul’a Gülümsüyorum gözlerine aşkla |
Aldanıyoruz Belki Aldatmalardan Önce
Aldanıyoruz belki aldatmalardan önce. Neydi bizi ötekine çeken ilişkiler içinde. Nerden başlıyoruz içimizdekileri yok saymaya. Saygıyı ezip geçerek, sevgiyi utandırarak ve gözlerinin içine baka baka yalan yanlış cümleler kurmaya çalıştığımız kaçamak yaşantılar mı aldatmalar yoksa. Başka yerden baktığında aslında güvenmişlik değil midir ilişki de seçim. Aldatılmışlık yok olur o zaman. Peki hangi sevdalı yürek bu kadar objektif bakabiliyor aşka, kaçamaklara ve kaçınılmaz gerçek aldatmaya. Zor evet. Ama olmalı. İnsan her şeyden önce kendinin ve seçimlerinin farkına varmalı. İlişkide neye ne kadar olabileceğini, neyi nasıl tolere edebileceğini bilmeli. Tekliğini koruyarak bir ilişki de çift olabilmeli. İşte o zaman aldatılmışlık yok güvenmişlik vardır. Kişinin kendisi için önce güvenmek. İç hesaplaşmasında temize çıkabilmek için, kendine ve ötekine saygısını koruyabilmek için ve zedeliyorsa durum kalpte bir yeri uygun yerde ilişkiden gidebilmek için. Dedim ya yazıya başlarken aldanıyoruz aslında aldatmalardan önce. Niye mi? Çünkü, öyle hızlı, tüketen, günü birlik ve duyguları bilmeden yaşanmaya başladı aşklar. Hatta aşk bile denmiyor şimdiki yaşantılara. Sadece tensel temaslar var. Üstelik ten hissedilenler olmadan anlamsızken sevmeyi bilmeyen insanların dürtülerine gem vuramaması aslında şimdilerde sevişmenin adı. Kimin kimle olduğunu takip etmek zor. Dürüst yaşantılar uzakta kaldı. Korku bastı yürekleri. Seni seviyorum demek zorlaştı ya da her önüne geleni sevdiğini sandı insanlar. Hal böyle olunca da ilişkilerin tadı kaçtı. Evlilikler sarsıldı, temel güven sarsıldı çünkü. Bencil ve yalnızlığına sığınmaya itilen bir çağda teknolojinin esiri oldu gözlerimiz. Aldatmalar sanallaştı, öyle eskisi gibi değil artık aldatmanın da açılımı. Kapattıkça kapattı insan kendini, güvenmenin zorlu yolunda yürümeyi seçmek yerine. Sonrada kolaya kaçarak yaşanılan çağı suçladı, kadının kadınlığını, erkeğin erkekliğini sorguladı, hayatı ve ilişkileri harcarken en önce kendini harcadı. Mutsuzluk kaldı elimizde sonunda. Kasvetli, soğuk ve yabancılaşmış insanların oluşturduğu koca bir sis gibi çöktü üstümüze mutsuzluk. Aldatıldı diye suçladı belki biri diğerini, bakmadan kendine. Yıkılmış bedenler, yalnız ruhlar kaldı geriye. Kime dokunsanız veryansın etti ilişkilerden, karşı cinsinden. Aman dedi kime sorsanız uzak olsun aşk masalları. Sütten ağzı yanan misali her yaşantı üflenmeye başlandı. E sonunda da güvenden bihaber, duygudan ve kendinden bihaber yüzeysel yaşayan insanlar kaldı. Şimdi soruyorum size, nedir aldatma, nedir güven, nedir sevgi. Kendi hesaplaşmanızı kendiniz yapın iç sesinizle. Vicdanınız yol göstersin size ilişkilerinizi gözden geçirirken. Haklı haksız savaşından vazgeçip duyguları ifadeyi öğrenmekle başlayınca yola, korkulardan arındırınca yüreği, her yaşantının sorumluluğunu alınca ve dürüst olunca geriye kalan güvenmişlik olur aldatmalardan. Üstelik kaybeden yoksa aşkta elinizde paylaşılan zamanlar kalacak, belki ilerde dudakta tebessümle anlatılacak. |
Aldanmalar Sevdaya Dahil
Gücünü tüketmeden, acıyan yerleri görmeden, sabahsız *******de parça parça olsan da her yeni günde var olabilmek.. Bu mu mesele? İçindekileri sakla dur, duyguları uzak tutmaya çalış gözlerden. Sonrası zaten tek başınalık. Yalnızlık belki çoğu kez. Herkes var en yoksun misali, dahil olamadığın yabancı yüzler, içi boş sohbetler. Ruhun sıkışmış kalmış. Çık çıkabilirsen işin içinden. Kırılıyorsun sonra farkında olmadan. Birileri üzerken seni sende aynısını yapıyorsun. Üstelik en çok sevdiklerinden çıkıyor acısı çoğu kez. Yanlış anlatıyorsun kendini, hoyratça kullanıyorsun sözcükleri. Sonrası hüznüne eklenen yeni hüzünler. Daraltan bir duygu içinde duvarlar bile üstüne gelir oluyor. Huzur sallantıda. Gitti gidiyor her yeni gün inancına dair bir şeyler. Zaman diyorlar sonra sana. Sen de zaman diyorsun, zamana da. Kimler gitti de sen kaldın geriye yüreğimde. Öğretilenleri sıfırlamalı mı yoksa baş edebilmek için bu oyunla? Geride kalanlara tutunmaktan vazgeçip, sıradan ve ne yaşadığını bilmeyen ötekiler gibi farkındalıksız mı olmalı? Yok.. bu bana göre bir şey değil. Değerse aynı değer, inançsa aynı inanç. İstersen sev, istersen sevme, bilirim sen de ben gibisin özde, yürekte güç yok korkulardan fırsat bulup çıkabilsin gerçeğe. Vazgeçmedim ben. Ne yaşarsan yaşa, kaçınılmaz dönüşlerle dolu yollardan geçebilecek misin. Sevmek ya da gitmek değil asıl olan. İkisinde de sen bahanemsin aslında. Sevmeyi bilmediğinden sevişmelerde aramaya çalıştığın duygular, çoğu kez yabancılaşmanın varlığına teslim ettiğin, içine akıttığın yaşlar var senin. Kal orda. Uzaklığını yakın yapmam, aldanmışlık sayarım sadece yaşanmışlıklarımızı. Gözlerden geçerken duygular, sadece benim gördüğüm belki de, savunmasızlığının şahidiyim aşktan geçemediğin günlerde. Acımıyorum.. varlığını yok saymadan, ne güzel günlerdi diyeceğim dili geçmiş yaşantılar yaratıyorum. Farz etsem ki yanılsama her şey, ne çıkar. Saklamaya çalıştıklarını bilmiyor muyum. Hissettiklerimiz yok mu aynı ilizyonda. Mucizeler değil miydi bizi yakın tutan. Ne çıkar şimdi gitsen, ne çıkar ben vazgeçsem. Aldanmalarımızı paylaşmış oluruz sadece. Sevdaya dahil değil mi aldanmalar da. |
Anlam mısın Bu Kadar
Anlam mısın bu kadar.. Hayatımda ben kadar benden öte can mısın.. Silinmiyor gitmeye yakın olsa da gülüşler Yıkılıyor zulmünde hayallerde aşk bitemiyor Daha önce diyorlar neler geçti, geçer Durdum sende, direncim kayıp gitmesin diye duygular Anlamsın bende ben kadar Anladım hayatsın tende kalp kadar Verdiğin sözü tutmadın yüreğime Yabancı tenler, yalancı hisler koydun öfkenin yerine Kırıklığımla bıraktın beni Sonra geldin su serptin de içime Ahlarım çoktan düştü peşine |
Arafta Yüreğim
Şehrin ışıltısı, günün karmaşası, dostluklarda geçen güç veren cümleler, kalmak ve gitmek arasında yaşadığım ikilemler, ardıma almaya korktuğum duygularım, yarım kalmış göz yaşım, dudağımın buruk ve eksik gülümsemesi, arafta yüreğim hayatımdan sen gidersen. Ben gidersem; dönüşsüz yolların içi ezik aşığını bırakıyor gibiyim geride, gitmezsem de aşk küstürecek yüreğimizi, tükenmişlik alı koyacak hislerimizi, yaratma ihtimali kalmayacak geleceğimizi, Arafta kalmasın düşlerimiz de yüreğimiz gibi. Sıkışık içim şimdi, biraz kimsesizlik, biraz öfkesini yok etmeyi deneyen ve zamana isyan eden aşık gibi, kendimi temize çekiyorum ki sabrı biriktirebilmeli, her güne yeniden seni anarak başlamak için, belki gitmek gerekir ki geri dönmenin kıymetini bilmeli. Cennetim sensin benim, cehennemim sensizliğim, bugün arafta kaldıysa yüreğim, derdim yine iki kişilik dünyamıza göz değmesin diye sevdiğim. |
Artı Bir Eklendiğinde Yıla
Kendimi bulmaya gidiyorum çocukluğum odalarında Yollar uzadıkça içim de buz kesti eksi beş derece soğuklarda Herkes heyecanlı yeni yıl telaşında Kalabalık arasında bir ben aşkı kıyamet havasında Haykırılarım bitmiyor susmaya çalışsam da Dönüşüme saklıyorum sevişlerimi, gitmek değil bu yolculuklar Sevdamı ısıt da çözülsün buzlarım, bendeki his senle canlanır Yıldız kaydı bak dağlarda sevdiğim Gözümden akan donuk ve tuzlu yaşımsın uzaklıkta Dileğim bize gölgem ol ardımda, gülüşüm dudağımda Seni seveceğim artı bir eklendiğinde yıla, seni seveceğim yaşadıkça Kendimi kaybettiğim yer gözlerinin ötesiydi, bulduğum da Çocukluğumun odaları bile şimdi seni özlüyor aşkla |
Askıda Zaman
Askıda zaman.. Adımlar ileri de geriliyor aşk ilk nesne ilişkisine.. İki büklüm içime döndüm geceye kapanan papatya gibi.. Öğretiler dokunuyor alakasız yerleriyle bize.. Askıdayız biz de.. Çaresizlikte boğuldum, açar mıyım yeni güne.. Şimdi yalnızlık perde perde.. Havai fişekler renk verirken geceye.. Şeytana uyarda sana yazar mıyım.. Askıda zaman.. Şimdilik yasak koydum dilime.. Bir şarkı çalarsa gittiğin yerlerde.. Bilirim düşersin yüreğime, özlersin.. Gelmeye korkma, aşka yeni anlamlar yüklensin.. |
Aşk-ı İlan
Aşk-ı ilan ettiğim sevgili.. En yüce dağları aştım da geldim. Anka kuşunun büyüsünden aldım da geldim. Masallardan kalma kahramanları peşime taktım da geldim. Sana bal kabağından fayton yaptım da geldim. Saat 12’yi vurduğunda, Büyü bozulduğunda, En gerçek halimle aşk oldum da geldim. Sadece iki kelimeyi ezber bildim; Seni Seviyorum.. |
Aşk-ı Mucize
Hayata gülümsüyorum Hayata, sana güldüğüm kadar Biri konuşuyor beynimde Sesi sanki senden çıkar Kayboluyorum arada kalabalıkta Bakmışım kendimi bulduğum yer yanın Çocuksu bir sevinçle boynuna doladığım Kolumu alamıyorum senden gitmeye yakın Sonrasında kaldığım gün Senle başladım ya ondan gecikti Dalmalarımın vurgunu da sensin Aşk dediğim duygunun adı adınla eşitlendi Kaç gün sayılır sana gelen kadar Yetinemiyor ki kulak sesinden Ten çekiyor mıknatıs gibi her yerden Özlem dumanlı bir yangındır yüreğimden Pırıltılı bir gülümseme yüzümde Taksimde gezindim elimde kahvemle Seni seyre oturdum şimdi sahnemde Sevgilim repliğini kalbimden verdim eline Aşk-ı mucize’yi oynasak birlikte Selam duralım sonda seyirciye el ele Aşk kalır bize alkışlardan geriye |
Aşk
Şimdi yollara vursam kendimi. Deniz aşırı diyarlara uzak ülkelere ulaşsam. Okyanus kokusunu içime çeksem dalgalar vururken sahile. Yada bir deniz yıldızı olsam kızgın kumlarda kalan. Mimozalar açtığı zaman Akdeniz iklimlerinde sarı sıcak duygular yaşasam. Sonra medeniyetten uzak toprak yollarda çam kokularını çeksem içime. Yalın ayak koşsam yağmurlarda ıslak ıslak. Yeni bir yerde yeni bir bahar bulsam kendime. İçinde aşk olsa senden yansıyan. Aşk; antik bir kent, batık bir enkaz yada paslı bir madalyon her yeni güneşle değer kazanan. Aşk; inci tanesi misali sıkı sıkı bir midyede saklanan. Farklı yollarda yeni baharlarda da olsa, uzak yolların son yolcususun sen aşk dediğimde. Unutsam sonra seni, yeni bir yüzyıla uyansam uzun uykulardan. Yine yollara çıksam ve aşkı arasam, biliyorum sensin karşıma çıkan. Hadi uyan sende bir deniz kasabasında yeni mevsime. Sahile vuran yosunlu bir şişede bir iki cümleyle. Geride tükenmez hisler, yarım kalmış sevgiler bırakmıştık yollardan önce. Şimdi elinde imzasız şekilde ama bildiğin iki kelime. Aşk, seni seviyorum diyor yıldızlı *******de yüreğimde. |
Aşk Bir Kere
İç sesime eş bir düzlemin var bende Aklıma geldiğin yerde etrafımı saran senler Sıcaklığın yarattığı seraptan gerçeğe dönüyor Yolların uzunluğunda elim camda düşten uyanıyorum Sonra sahiline vuruyorum kendimi şehr-i İstanbul’un Hisardan bebeğe doğru parmak arası bir yürüyüş halindeyim Etrafın hareketi sadece silüet, sesleri kıstım Bir an senin tıpkın gibi biriyle irkiliyorum Gözbebeklerimden tenime doğru sarıyor heyecan Elimde adın, uzun uzun çalıyor bekliyorum Hayal kırıklığı değil kapatırken boşlukta bırakılan Biraz kızgın aynısın işte bak, değişmiyor diyorum Yaşantıya kaldığı yerden devam ederken çalıyor adın Kulağımın pasını silen özlediğim şarkıyla resmine bakıyorum Sesin heyecana yenik düşürüyor hep olduğu gibi Alev alan güne ekleniyor sana dair sıcak yaşantılarım Nasıl bir büyü yaptın da bana hala kader çarkımdasın Nasıl bir inanç var içimde değişti sanıyorum, yanlıyorum Her köşe başını tutmuş yine senler tuzak mı, tutsak mıyım Dalgın anılardan çıkmaya çalışırken sana takılıyorum Kendimi kasırgayla çıkan hortum içinde buluyorum Tutuşunu beklemeyi çoktan bıraktım Ondan belki yerini boş bıraksam da aşka yakınlığım Savruluyorum sanıyordum aşkının içindeyken Yeniden aynı duyguyla yola çıkmamaya tövbeliydi yüreğim Çıkmadım da, aşk bir kere Başka bir şey öğrendim bu sefer Herkese eski bana yeni, oyun oynuyorum |
Aşk Halen Orda
Bir bakış.. Durgun ve kara geceden kalma yanıklıkla buğulu. Bir duruş.. Fark edemediğin sevgili ve takılmışsın kaç an geçti. Birkaç adım.. Sonrası farkındalık, yakınlıkla gelen yüz çevirmem. Göz göze değdi değecek, dost söylemi ikiden teke indirecek yüreği, Yürek çarpıyor hızla, nefes tuttum öfkemi saklıyorum. Sonrası hep bilindik yerde bilindik şekliyle, Yan yana, kokun tenimde, tenin özlemli *******de. Nasıl geçer zaman sen benim ben senin zihninde? İki yabancı olmuş iki aşk şimdi de. Bir şarkı dokunuyor ayrılmam sarılırım hayallere. Şarkıdan geçtim de gözüm yaşlı, Saklayarak soğuk sulara bıraktığım yüreğimleyim yaşlarımı. Çakışma.. Adım bir ileri iki geri, göz değdi değecek. Aşk halen orda, ötesinde gözlerin sevgili. Söz korkuya yenilmedi de çıktı dilinden. Gözde soğuk bir bakış, yalın bir teşekkürden geçen. İyi bir akşama ilk kez ayrı ve kırık ayrılırken, Kırıldı bir yer senden, içimden. Yollara vurduğum bedenim, Rüzgarla savruluyor senli hayallerim. Dua ezan sesinde, Ses, uykularda sana dair cümle cümle. Kaldım.. Üstüme yıkıldı koca bir dünya. Kaldım.. Yığıldım yerin kırk kat altına. Aşk geçti üstümde, koca bir yılın ağırlığınca. Şimdi nefesim kesik, savruk öfkelerim. Gözüm aynadan geçiyor, Ne sen görünürsün ne ben kendime. Yalnızlık olsa keşke dert ettiğim, Sensizlik.. Kör düğüm, zor kelime.. Sensizlik savunması olmayan yavru bir kuş gökte. Kalbim buz oldu, Yazdığın üç beş kelime sabahı çıkmaz yaptı *******de. Sesinde keskin bir tını, Hak mı bu gözümden bile sakındığım yerde? Sevgili, Zaman siler izleri de kalır mıyız geriye? |
Aşk Hallerim
Heyecanın dilimi tuttuğu bir hal içindeyim, sözüm yetmiyor Gülüşüm ağız dolusu ve kalp çarpıntısı sanırsın ki dışardan duyuluyor Hayatın bana sunduklarının karşılığını vermek adına yapabileceklerimin sonu yok Yeter mi; sanmıyorum ama hayatın karşılığı sensin ya yüreğimde, seni bir ömür mutlu etmek için kendimi adıyorum Eli kulağında bir beklemedeyiz sevgilim Uykunun tadı damakta kalsın uykusuzluk lezzetten yenmez halde Gece ortası muzip ve heyecanlı bir halde dikilişime en çok ben gülüyorum Aklımdan senler geçiyor ah diyorum ne çok seviyorum, el açıp duaya şükrediyorum Bahara yakın günlerde sağanak yağmurla ıslanıyor şehrim şimdi dışarıda Ben sıcak evimde içimdeki heyecanı bastırmaya çalışıyorum, geçmiyor ne yalan söyleyeyim. Senle konuşuyorum belki biraz hafifler diye düşünüyorum Sesini duymak tanrının en güzel armağanı bana diyorum artıyor kalp çarpıntım Yazsam diye oturdum kâğıt kalemin başına, pek beceremiyorum sanki Aklım bir karış yukarda kalmış tuttum çekiştiriyorum, gülümsüyorum Ah sevgilim ben bu aşk hallerimi sen kadar seviyorum |
Aşka Bulaşınca Sonbahar
Keskin bir toprak kokusu burnumda Yağmurun yıkadığı şehrim ışıldamada İçimde bir ürperti, biraz ıslak bedenim Aşka bulaşınca sonbahar hüzün gemisindeyim Senin yankın geliyor uzak bir yerlerden Sen geliyor musun bilmem özlemlerden Durgun bir gün sonunun taşkınlığı gibi Yağmur yağmur akıyorsun gözlerimden Siyahına daldığım gökyüzü üstümde Çatıların nöbetçisi martılar dizilmiş Bulutlar delirince siperim olmuş pencerem Bodrumun mandalinası buzuma eşlik etmiş Aklımda kırıntı halinde sözlerim İçine seni nasıl dahil ederim Zaman geçiyor değişiyor manzara Bir tek sen mi direniyorsun değişmemek adına Kadehimin karşına otursan şimdi Gözlerimin ötesini yıkasam yağmur suyuyla Parıldasan daha bir parlak aşkla Zaten hep ordaydın kırılmışlığa inat kalışınla |
Aşkı Gözlerinde Bıraktım
Sevdama takılıp gidemeyeceğimi bildiğimden belki de, sana kaldıramayacağın hislerle dolu bir teşekkür yazdım. Ya kalacaktın; ki bunun zorlayacağını kaderin yolumu senle kesiştirdiği ilk gün anladım. Ya gidecektin korkarak; yabancı tenlerde, yalancı hisler yaratacaktın. Gittin.. Şaşırmadım.. Acıdım biraz gidişinden. Anladım yine nedenlerini kaçışının. Benim sorduğum soru değişti, tutmalı mıydım bu sefer ellerinden, o gözlerde yalan yok biliyorum, korkma demeli miydim her şeye rağmen? Cevabını alamadım içimdeki senden. Tutunamadım.. Bıraktım.. Gönül almalıydın çünkü bir kuru dalla veya bir iki duru sözcükle. Bekledim.. Saatin her vuruşunda zamanı da huzuru korumaya çalıştığım düşünselliğime ekledim. Zalimsin demeye dilim varmıyor da, affedilmişliğine rağmen ses vermedin. Ben; dedim ya, mantığın eşlik ettiği bir aşk oyunu oynadım ve gidemeyeceğimi duygular alıkoyduğunda anladım. Belki sessizliğin, senden yansıyan tarafıydı veda edişimin. Umutları büyütmekten kurtardın aslında. Belirsizliğin ve ikilemlerine yeterdi savunmalarım da, değersizlik sana kalan bir şey değil. Aşkı koruyabiliyorken terk edilmişlik hissinden, gidiyorum. Elinde, kocaman bir hayatın içinden geçerek ve sana minnettarlıkla yazılmış satırlar var benden kalan. Koruyabilirsen koru. Eşi yok, benzeri yok. Ben aşkı sende bildim. Zulümlerin ondan hüzün vermez. İki kişilik bir dünya yarattık senle, inandım belki gerçeğine inat. Sende öyle bir yürek var ki, benim baktığım yerde olmadan anlaşılmaz. Hiçbir ilişkisel deneme sana benim kattığım anlamı sen gibi katmaz. Hoşça kal sevgili.. Söyleyemediğin sözleri duydum saydım, üzülmem. Sen ne yaşarsan yaşa. Kaçışlarla bitirmeyi denerken bile yarım kaldın. Ben, yaşamdaki var oluşuma bundan böyle seni de kattım. Kaçınılmaz dönüşlerde hazzı yok etmemek için, aşkı gözlerinde bıraktım. |
Aşkta Israrlıyım
Alt yazı halinde geçiyorsun ben hayata dahilken önümden Ayrışmış değilim galiba hala içime işlemiş senlerden Tuhaf bir ilişki içindeyiz üstelik iyiden iyiye uzaksın Arada bıkıyorum bu garip halimle kendimden Gece gezen rüyalar güne anlamsız yansıma oluyor İstanbul sebepsiz halde içime fırtına düşürüyor Hani uğramadan geçilmez mekânlar vardır, duygular da öyle Özgürlüğüme sahibim özgünlüğüme de, aşk niyeyse sensin yine Hani desem ki şöyle beyefendi, aklı başında bir adam Yaptığın her şey bunun aksini bağıra bağıra söylüyor Şikâyetimden değil anlamsız bulma bu halimi Sadece garip geliyorum dedim ya kendime, mutluluğu senden sıyırmak istiyorum Yaz dalga dalga işlerken tenime, beklemeden yaşıyorum Tadına vardığım yaşantılara bulaşma diye çoğu kez Yeni paylaşımlar, dünyalar yaratıyorum Başarılı bir son içinde olduğum, yoksun ama kendimi arıyorum Siyah beyaz başlayıp renkli biten bir son değil bizimki Tutucu seslerimin sahip çıktığı yaşanmışlıklar duruyor Birlikteliğin adı sadece ikimize ait şimdilerde bile Zihinler bulanıklaşmış ne durumdayız kimse öngöremiyor Derbeder durumların gerisindeyim artık, gülüş ağız dolusu Özlem çoğu zaman dip not halinde, göremediğim oluyor Ne içinde olduğum bir çember etrafımdaki, ne dışında Yazı da artık sadeleşti, şimdi ve burada Aşkta ısrarlıyım her ne yaşanırsa yaşansın Bundan öte sen olmazsın, anonim kalpler yazarım Bazen melodiye yansır duygularım, mırıldanırım Bazen film olur bakarsın, rol alır oynarım Yaşam aşkın en aktif haliyle var Değişir zaman gelir yeniden mucizeyle ışıldarım |
Ayçiçekleri
Yüzünü güneşe dönmüştü ayçiçekleri Biraz boyun bükmüşler sıcaktan Hüzünlü bir gün ortasında boğaza karşı Aşşk Biraz sessiz belki, biraz da korkarak Hayatıma dâhil olduğun yerler taş toprak Özenle topluyorum aşkı kırıntı halinde geçmişten sıyırarak Varlığın huzuruma ve keyfime anlam katıyor bunu bil Zaman ve sabra teşekkürüm var, yenilendim Mutluluğun içine koyduğum mutsuzluk kadar Mutsuzluğa kattığım mutluluk eşit Baktığım yer değişiyor sadece kabul edişimle Değişimim özümü arayışımdandı, buldum sayende Dalganın tenime serptiği su damlası gibi Hayatıma girişin ani ve ürpertici Farklı süreçlerden geçtik zaman eş düştü şimdi Beklenmedik bir sorunun karşılığında ördüğüm duvar İçimin çocuk yanını ağlatmamak adına savunmam var Sen yine de yakınımda kal Araladım hayatımın kapısını, açarsın belki |
Ayda'ya
Aslolan gülümseyebilmek hayatta her şeye rağmen Yaşadıklarından öğrendiklerinle kıymet bilebilmek Dostlarla çevrelendikçe her yan, bilirsin güvendir sırtını dayadığın duvar Aramızda olmanın mutluluğuyla iyi ki doğdun diyoruz sana, güzel dilekler var dudağımızda |
Ayrılık Şarkısı
Hoşça kal sevgili Maskelerinle oynadığın sevdalarda ara kendini Gözlerin değmesin bundan sonra gözlerime Sözlerin arasına sıkıştırdığın masum gülümsemen uzak olsun gerçeğime Yokluğun yoklukla eşitlendi şimdi Hiçbir aşk karşılıksız değil sevgili ve hiç bir acı Öğrenmemişsin sen daha hayatın nasıl bir bumerang olduğunu Büyümek için önce kendinden geçmen gerek, dikenli iç yolculuklarda yüzleşmen gerek Kayıpların arttığı noktada kıymete biner değil mi paylaşımlar Elinde avucunda hiç bir şey olmadığını görmek ve gözyaşı dökmek kurtarmıyor Güçlü sevgilerin aslında en hoyrat davrandıkların olduğunu fark ettiğinde Ben ufukta bir siluet misali, yollara düşmüşüm Sen kader misali başa saran güvensizliğinle yalnızlığa yakın Bu veda bildiklerin gibi değil sevgili Bitmeyecek içinin keşke sesleri Gölge misali ardında olacak hesapsızca savurduğun duygular Ne yapsan faydasız Tükettin içimin seni anlamaya çalışan tarafını Şimdi sondan öte gidilecek yer kalmadı Agresif dürtüler geri döndürüyor Ve ne çok niyet sorgulandığında bitti deniyor Dilim varmıyordu önceleri Şimdi dudağımdan buruk bir ayrılık şarkısı dökülüyor |
Ayrılıklar da Hayata Dair
Üzülme; ayrılıklar da hayata dair diyorum kendime. Her geçen gün bir ışık bu aşk için, belki de uzaklık yakınlığa gebe. Şimdi sadece gidiyorsun paylaştığımız mekanlardan, kokun kalır geride. Maviliğinde kaybolduğum dalgalı gözlerin içimde. Gülümsemene hasret olsam da üzülme, sevdan hala yüreğimde. Sensizlik alışılmayacak bir işkence. Demiştim ya bir zaman önce; Geri dönmek için uzakta olmak gerekir diye. Şimdi aşka kendi tarafımdan baksam da, Döndüğünde aynı hislerle ve hayatımda olduğuna şükrederek, Belki gözümden akan iki damla yaşla, Seni sevdiğimi tekrarlıyor olacağım. Üzülmüyorum. Git, gidebildiğin yere diyorum. Yokluğuna alışmak varlığının bedeliyse, ödüyorum. |
Başka bir zaman diliminden geldim kardelen mevsimine..
Başka bir zaman diliminden geldim kardelen mevsimine.. Demiştim sana çünkü, yılın ilk karı düşünce şehre gelir aşk sözleri de beraberinde.. İnceden bir sızı sarar belki sabahsız *******de ben yanını yüreğinin.. Yalnızlıktan değil, cesur olamadığı için buruktur gözlerin, boynun eğik bakamazken sevgiliye, aslında içinden geçenleri duysan aynı şeyler yansıyor ve boşlukta yankılanıyor çoğu kez. İsyansız bir aşk yaratabilir miyiz seninle.. Yüzümüzden geçenleri saklayabilir miyiz birbirimizden. Çok zor.. O kadar eş anlamlı ki ruhumuzu dağıtan aşk, denk olamıyoruz belki. Saklanmaya devam edelim bir süre daha öyleyse. Sen kapalı kapılar ardında bana yakın yerlerden uzak durarak, ben inadına ortalıkta, teğet geçiyorum çoğu kez yanından, hisleri saklayarak yalancı bakışlarla. Bu mevsime sakladım oysa ben içimin en güzel aşk masalını. Bu mevsime sakladın oysa sen korkusuz ve güvenmiş çocuk yanını. Kardelen dedik daha yazın en başında zamana sözler verirken. Şimdi kar yağıyor dışarıda, açtı açacak derken uzağımızda tuttuk. Tutuk kaldık biraz da şarkımızı söylerken. Sevdaya çıkar kattık farkında olmadan. Öfkelendik, sorguladık ve inancın güçlü duvarlarına kafa tutuk. Koşulsuz demiştik oysaki sevdalanırken. Her durumda sadece gözlerimizden geçene inanmıştık. Şimdi bak yanlış tutumların yarattığı kuraklıkta uzanacak güneş aradık. Bir bak şimdi pencerenden dışarı, nasıl güzel yağıyor kar. İçinin sıcak tarafına dokun çünkü aşka beraber inanıyoruz. Aynı gökyüzünden geceye dualar yolluyoruz. Sevmenin ve özlemenin karşılığı yok demiştim sana. Biliyorum çünkü yüreğimin kapalı yanında korunmadasın sen, ve ben sendeyim. Kırgınlıkları geride bıraktım, aynı gülümsemedeyim. Aşk yakışıyor bize sevgilim, Sadece buna inandığımda aynı şeyi gözlerinde görmenin mucizesindeyim. |
Başka Sefer Yok
Dolunayın şahitliği var Yemin ettim senden vazgeçmeyeceğim Ruhumun en saf inancı çocuksu sevdanla gözlerin Sezen söyledi buğulu buğulu baktı gözbebeğim Tanrım dualarımı tut, bıraktırma Başka sefer yok aşkta Sensin ilkgözağrım, tek varlığım Çiçekler açmıştır şimdi olduğun yerlerde Kokusu geliyor arada burnuma Sevebilirsen sev benim için de Razıyım ben buğulu gözlerle Sezen dinlemeye |
Başlangıç Olmuyor Bu Sefer Bitişler
Hiç bir veda iyi olmuyor anladım Arkanda bırakırken yaşanmışlıkları gülümseyerek gidemiyorsun Kırgınlıkların düğüm düğüm oldu mu boğazında acıttığın kalplerin hesabı yok Bu sefer başlangıç olmuyor bitişler Nerdesin Hani bitirdiğim noktada karşılayacaktın beni Nerdesin Hani sevdalı yüreğini yanımda bırakıp gitmiştin giderken Şimdi sesini özlüyorum, aklımda hep sen varsın Kalmadı hiç bir hücrem olmadığın Baktığım yerlere birlikte bakıyoruz, seni dinliyorum önce konuşurken Bu nasıl duygu, nasıl bir kendine yabancılaşmadır bilmiyorum Ben hiç aşık olmamışım diyorum Tutkulu sevdalarım senden sonra anlamını yitirdi Nerde gözlerinin ötesi Yollara bıraktım kendimi hayatımı arıyorum Geriliyorum Sanki sen gelene dek yaşamıyorum da senle başlıyorum Aklında mıyım Niye çalmıyor adınla telefonum Daraltmak değil amacım sadece özlemden yaptıklarım Fantazmatik dünyamın ürünüymüşsün gibi geliyor bazen, gerçeklikle alakan yok Bazen de o kadar gerçeksin ki, korkuyorum Kararım kesin son nereyse oraya kadar hislerimin ardındayım Benim aşk-ı ilan ettiğim bu şehir seni nasıl saklıyor anlamıyorum Nerde tesadüf dediğimiz karşılaşmalar Hadi çık artık önüme dursun kalbimdeki atışlar |
Ben Sana Sürgünüm Sevgilim
Ben sana sürgünüm sevgilim Üstelik gönüllü bir sürgünlükte yüreğim Boş lafların ve yalnızlığın kalesi olmuş kalplerin Yüzündeki gülümsemeyi gün sonu çıkaran gölgelerin Zincirlerin soyut haline bağlanmışlığın Bir zamanların destansı hikayeleri olmuş kahramanların Aşka burnunu bile sokamayanların varolduğu bir şehirde Ben sana sürgünüm sevgilim Üstelik gönüllü bir sürgünlükte yüreğim Gittiğim yönde inancım sağlamdır benim Sınırsız bir özgürlüktür zihnimde senli düşlerim Gerçek ismin ya da fantastik hallerin Kimseden izin almaya ihtiyaç yok sadece benim gözlerin Uzakta bir yerdir belki bana seçtiğin sürgün günlerim Yakınlığım akreple yelkovanın birbirinin peşi sıra gidişi kadar Hangi saat hangi saniye hepsi sana bakar Aynı çarkın içinde döner tüm sevilerim Algılaması olanaksızdır dışardan kimliksizlerin Yüzün sadece benim sürgün yerim En iyi karşılandığım yerdir gözlerin Sözcüklerim bulanıklaşır bazen O zaman usa vurmuş halindir zincirlerim Karanlıkta yansıman görünür Yalnız bana verdiğin anlamdır ifaden Çizilmez kağıda kalemle benzersizdir duruşun Sen bir görün yeter çıldırır tüm imgeler Sevgi dediğim şey umudu kestiğin yerde başlıyor Huzuru bozmadık ya biz, sürgün ondan bitmiyor Dilim hayatımın anlamı oluşunu anlatıyor sana Aşka yakın uzak yeterince mesafede durmayı bildik sonunda Dedim ya en baştan tüm yara izlerime inat Ben sana sürgünüm sevgilim Üstelik gönüllü bir sürgünlükte yüreğim |
Ben Seni Sevdim Derim de
Ben seni sevdim derim de, Senden önce sözümdeki duruşundu sevdiğim. Gün sonu gittiğimiz yerlerde girişin ardından pırıldayan göz bebeğimi sevdim. İçime düştüğün akşamlarda kordun, yakışındı sevdiğim. Çalan telefonda adını görmekti melodiyle gülümseyişim. Varlığından öte sana verdiğin anlamını sevdim. Uykularıma gelişin, rüyamın kan ter içinde bölünüşüydü çoğu kez titrediğim. Adını anmaktı kulağıma şölen ettiğim. Hayatıma inceden işleyişini, Baktığım yerde gözüme göz değdirişini, çoğu kez göz yaşı halini sevdim. Aldanışın olur dedim sana kendini anlam sayman, Ben seni sevdim de, Senden öte verdiğim manaydı sevdiğim. Sevgilim demeyi çoğu kez dilim kıskandı senden. Kavuran bekleyişler gelişle sonlandığında, Kalışın değil ardından el sallayışımdı sevdiğim. Maddeye ad verdim senden diye, Sana somut izler bıraktım benden sonra an diye, Varsın zaman silsin izleri, içimde kalan buruk haz olsun, Ben seni sevdim derim de, Senden öte varlığına şükredişimi, Karnavala çevirdiğin günlerin mucizelerini bilirim kendimde. Seni sevdim de, Şimdi gitmeyi seviyorum sen kadar. Cebimde sana verdiğim anlamlar, Boğazın akıntısına bıraktığım adaklarım, Geri dönüş kaçınılmaz sandığım korkularım var, ama sevdiğim. Şimdi bir işaret koydum: uğrama, sevmeyi sen diye beceremediğim. Uğramazsam eğer, Bil ki sen diye birini hiç sevmemişim. |
Ben Varsam...
Hani karanlık bir gece yıldız kayar ya zindan olmuş yüreğine. İşte böyle bir duygu kaplıyor içimi göz göze geldiğimiz yerde. Kalp atışım sanki sağanak bir yağmur öncesi gürleyen gök gibi, gürültülü. Heyecana yakın, sevgime sahip hoş geldin diyor sana dilim. Adını duydum diyorum gelmeden önce, yanıldın diyorsun gülümseyen gözlerinle. Ah be canım ben senle ilgili hiçbir ayrıntıda yanılamam ki. Ha bazen hayat bütün renklerini sana döndürüyor. Her ses sen, her yüz sen, her gölge sen. İşte o zaman en çok emin olduklarımda bile seni arıyorum. Bunun adına yanılmak diyebilirsek, yanılıyorum. Sana hassas bir terazi gibi bedenim. Kulağım sesini en ücra köşelerde bile duyar. Adının geçtiği her yöne çevrilir başım. Gözlerim kilometrelerce uzaktan seni seçer, sana bakar. Tenim kokuna alışık, rüzgâr ister lodos olsun ister poyraz, burnum hep seni koklar. Sevdalıdır başım, dumanlıdır aklım, her halim aşk sarhoşluğudur sana yakın. Karmaşalar olur gün gelir, üzülme sen çözüme yakınım. Sırf senin gözlerinin içindeki gülümseme en zor sorunla baş etmeye yeter. Her daim hazırım ben hayatın çok bilinmeyenli denklemlerine. Yeter ki can acın olmasın, düşmesin yüzün. Sevdiklerine tek çizik konmasın, yürekleri kırılmasın. Sözleri sustur sen sadece öfkelerden geçerken, sevgime dokunmasın. Ben varsam canım sen üzülme; hayatın her anını kolaylaştırmak adına çabam. Ben varsam gülüşünü yüzünde tutmakla başlar sevdam. Ben varsam sen kadar değerlidir içimde can dediklerin. Ben varsam ve ilahi adalet dilimdeki duayı dolarsa boynuna, korur seni. Korur sevdiklerimizi ve seni daha çok sevebilmek için korur beni. İnan yeter ki yüreğime sevdiğim, sil baştan yaratırız birlikte her şeyi. |
Bencilliğin Sevda Giymiş
Gözümden sakındığım yaşantılar adına İçimin sözleri titrek duruyor vicdanım karşısında Ses edemeyişim söz edemeyişim geçmiş zamandan Sevgimden, küfürlerim düğümleniyor boğazıma Hayır dualarım halen yoluna durup seni çepeçevre sararken Senin pervasız sessizliğin kabul edilebilir dibi değil Hayatın zorladığı zamanlarda yarama el olan sen değilsin ya Başımı yasladığım omzun sıcaklığında aklımda olsan da Yokluğun gerçeğin yüz görümlüğü gibi Aramaların benciliğinin sevda giymiş hali artık biliyorum Özlesen de, vicdanına iyi gelen sözlere inandığımı düşünsen de Biliyorum artık kırık ayağımın acısı kadar gerçek olanı Sevgilim olmandan çoktan geçmişim, insanlığın bile hatalarına yenik Yine de seni seviyorum bunca şeyin inadına, unutma bunu Sevgime layık olmadığını düşünüyorum bundan öte, yaklaşma Şarkıya gözyaşı katmaya gidiyorum bu gece açık havaya Dokunacak yarama senler, kanayacak biraz Yine de yıldızlı semaya bakarak dualarım olacak dilimde Başka göze yenik düştü çoktan yüreğim, gittim Yalanım olsun sana ilk kez, unuttum seni özlemeyeceğim |
Beni Ağlatma Demiştim
Bir yalana tutunmuyorsam Gerçek sandığım şeye dokunamayışım neden Üzüntüm şimdi gidemeyişimden değil Eskisi gibi hissedemeyişimden Beni ağlatma demiştim sana Kaydın bak saltanatın sonsuz sandığın yüreğimden |
Beni de Herkes Yaptın..
Korkusuz sanırdım kendimi.. Oysa yanılmışım.. Çocukluk öğretilerine sığınarak sevdiklerime dört elle sarılıp, kaybetmeyi göze alamazmışım, en çok bundan korkarmışım, yeni anlıyorum.. Gözüme sokarcasına hoyrat, dikenli sözlere maruz bırakan, üstelik sevgili değil, ucuz hayatların nesneleriyle bırakıldığımda korkusuzca savunduğum kimliğim, kaybetmekle ödedi hayatım dediğini.. Hayat neydi diye soruyorum şimdi sessizliğinde çam kokularının.. Yıllarla biriktirdiğim değerlerim, inançlarım şimdi üç beş kuruş satılıyor, gözyaşı bile yok karşılığında.. Meğer ben yalanlara dirençli büyütülmemişim.. Yürekli ol sevdiklerine, sakın onları, sonsuz bir sevgi sunmalısın çınlamaları kulağıma yabancılaşıyor galiba.. Benden yansıyanlar mı en çok acıtanlar yoksa.. Cesur da değilim, korkusuz da, kabul ettim.. İki çift laf edemedim sana saygım uğruna, içime akıttığım göz yaşlarımı gizleyemedim. Sevdim seni be adamım diyor dilim.. Kaybetmeye cesaret ister yürek. Ben korkuma yenik düşüp, kendimi sana siper yapıp, değersiz nesnelerin bize gölge düşürmesine, senin sınırlarını geçmesine seyirci kaldım.. Şimdi yaktım, yıktım, savurdum bildiklerimi.. Kaybettim tüm değerlerimi.. Ama yalanı kazandım.. Evet işte bak başardın, beni de herkes yaptın…! |
Benim Çıplaklığım Sensizlik
Güneşin bulut arasından kendini gösterişine benziyor ruhum Bazen ışıldıyorum, bazen zifiri karanlık Yağmur da ekleniyor ara sıra içine, biraz tuz karışık Ağaçlara bakıyorum şimdi bir pencere önünde, çırılçıplaklar Benim çıplaklığım sensizlik, onların ki yapraklar Kendimle savaşıyorum bu defa yine sevdiğim gerçek, gidişim yalan Acıyan yerlerime ilaç olsan, kırık yüreğimi onarsan Güneş olur ışıldarım her daim, bulutlar dağılır o zaman |
Bil ki..
Seyre sefa kattım da yoktun yanında Gözümden sakındığım yaşım, şimdilerde bal tadında Bir saniyenin en kısa anında yüreğimden geçtin de yüzüm bahar dalında Sevgiden yana sözüm olmaz el önünde, içimdedir isyanlarım Yolları arşınlarım, ayak yorgun düşmez peşinde Beden bakarsın bitkin düşer de, kalp attığın adımın izinde Perçem olur düşersin alın yazımdan düşlerime Uykuları bölersin sabah ezanlarından önce Kem gözden, nazar sözden sakınırım seni yar diye Sakınırım çoğu kez kendimden bile Özlemin başımda duman olur yokluğunda Yokluğun varlığından geçer yalnızlığımda Yarim derim yine sana son bulsa zaman Ömrün son demi gelir de kalamazsam İçim sendir benden öte Bil ki, Seni ezberler melekler gök kubbede |
Bilmediğin Birşey Var Sevgili
Sakınmaya çalıştıkların batıyor bazen tenine.. En yakın durduğun ve en çok emin olduğun yerde başlıyor kendinle kavgan.. Sevmekse, yine aynı duygulara dokunaraktan.. Farklılığın çektiği paylaşımlar, bir o kadar da benzerken yaşanan çelişkiler acıtıyor.. Dağılmış bir kalbin var senin, biraz hüzün kokuyor.. Biraz acımsı tadı var gözlerinin.. Tenin dokunulmak isterken sevdalı ellerle, hoyratça harcadığın bedenler aşkı darmaduman yapıyor.. Gördüm ben seni, içindeki çocuk yüreğiyle duran sevgiliyi.. Oraya dokunuyorum sadece, ötesini düşünmeden.. Biz neyiz şimdi sorusunu kardelen sözleriyle süslerken, kar kalkacak mı bizim güneşe giden yüreklerimizden? Özenle ve kırılacağından endişelenerek duruyorum ben hissettiklerimin ardında.. Sen kendinden kaçarken, çiziklerine yenisini ekleme çabasındasın, yapma.. Benim yüreğim bir tek gözlerinin ötesini kaybedersem dağılır.. Sana pervazsız söz söylemem, söyleyemem.. Söylersem, çekip giderim kaldığın yerden.. Söylersem, savururum hoyratça yüreğini, göz yaşlarımı silmeyi denerken. Ve bilmediğin bir şey var sevgili.. Kaybetmeyi göze alamayacak kadar çok seviyorum bastırmayı beceremediğin çocuk yüreğini.. |
Bilmiyorum Nerde Yanlış Yaptık
Zar zor sordum içimdeki soruyu sana Yazdım iki cümle gecenin ortasında Acıtıyor bu yok sayışlar sevgili, Sadece ben mi düşünüyorum hak etmediğimizi? Söyle yanlış mi tanıdım seni? An geçti sanki yıl gibi Bilmiyorum dedin kaçırdın içini Yetmedi cevap yüreğime ‘Bilmiyorum nerde yanlış yaptık ama hayat, yaşadık’ Yanlış yoktu aslında iletişimden kaçmaktan başka Doğru bir şey sundu bize hayat oysa Yine paylaşmıyorsun sevgilim karmaşanı Sadece merak ettim aldın mı yolladıklarımı Aldın da tepkiden uzak nasıl kaldın Suskunluğunu anlamak düştü yine yüreğime Belki bir gün anlatırsın dinlerim aşk ile Ve belki merak edersin kavuşmasını kuzuların özlemle Şimdi gecedeyim duam ile Tanrım bir hayatı yaratırız dilerim birlikte.. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:04 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.