www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu (https://www.cakal.net/showthread.php?t=137025)

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:18 PM

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu
 
A Yarim

Sen olmadan olmuyor
Gönül gözüm görmüyor
Dünya sensiz dönmüyor
Bilmezmisin a yarim

Göğsümde yatıp uyumazsan
Nefes aldığımı duymazsan
Gönül bağında durmazsan
Neye yarar a yarim

Zenginlikler bende olsa
Her şey benden sorulsa
Sensiz bir dünyada
Kime yarar a yarim

(İstanbul, 14 Haziran 2003)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:18 PM

Ağaçlar

Konuşmuyor sanırsınız
Ağaçları
Hiç konuşmasalar
Böyle dik mi olurdu
Başları

Sallanan yapraklardan
Duyduğun o ses,
Bildiğin
Yağmur duaları

Yeşillikler, meyvalar
Deste deste kitaplar,
Sunarken insanlara
Duyuyorum kulağımda
Evrensel dilde konuşan
Ağaçları

(İstanbul,22 Haziran 1991)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:18 PM

Ağustos

Her Ağustos
Çırpıntıdır yüreğimde
Her Ağustos
Hüzündür belleğimde
Kimi hüzünlü
Kimi neşeli
Geçer başımızdan
Nice Ağustos yeli
Her Ağustosta
Kiminin
Parlar yıldızı
Kiminin de
Yıldızında söner yaldızı
İstemem artık
Ne Ağustosu
Ne de vefasız başı
Bir hazan mevsimi olur
Düştükçe kafamıza
Kadrosuzluk taşı

(İstanbul, 30 Ağustos 2000)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:18 PM

Ak Saçlı Albaylar

Ak Saçlı Albaylar,
Bir masada buluştular,
Sonbaharı yaşıyorlar.

Bir duble rakı,
Peynir, Rus Salata,
Donanınca sofra,
Yeniden yaratılır dünya.

Hep birinciydin,
Öndeydi hep birliğin,
Ah olmasaydı o adam,
Şimdi size de derlerdi Paşam.

Teğmen olduğun gün,
Otursaydın bir sofrada,
Ak Saçlı Albaylarla,
Sonunu görecektin,
Bir ağustos akşamının sıcağında.

Ak Saçlı Albaylar,
Sıralandılar, oturdular,
Hanımlar karşılarında,
Hanımefendi olamadıklarından
Dert yandılar.

Kadehler ağır, ağır kalktı,
Bir büyük rakı boşaldı,
Sonunda yapıldı muhasebe,
Tıkanmış bir damar,
Yıpranmış bir kalp,
Ak Saçlı Albayımın kariyerinde.

(İstanbul,5 Şubat 2000)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:18 PM

Al Yarim Senin Olsun

Yorgun, hasta bir kalbim var,
Al yarim senin olsun.

Cennet gibi bir bağım var,
Al yarim senin olsun.

Denizler gibi bir sevdam var,
Al yarim senin olsun.

Aşkımız için Yaradana duam var,
Al yarim senin olsun.

Allaha emanet bir canım var,
Al yarim o da senin olsun.

(İstanbul, 5 Ekim 1998)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:18 PM

Alaçam'da Çocukluğum

Yusuf, Bekir, Celal,
Gelin çocuklar
Hazır yağlı ekmekleriniz,
Yerseniz sevinecek,
Bu güzel anneniz

Kapınca ekmekleri,
Koştuk Bekir'lerin bahçeye,
Sarkıyordu dallardan
Sapsarı ayvalar,
Sanki Tanrı'dan hediye.

Birlikte taşladık
Ayvayı ve köşedeki narı,
Görünce Dedeyi
Dayak yememek için
Yağladık tabanları

Kırlarda, bahçelerde
Oynadık, el ele,
Dualar okuduk
Şükrettik,
Doğan her güne.

Koşturarak giderdik
Her gün okula,
Şekerden tatlıydı
Biberden acı Dursun Bey,
Kulak ağır, gözler buğulu,
Otuz senelik Hoca bu
Hey gidi hey.

Düşünce Dağlara
Yılın ilk karı,
Beklerdik ovalara,
İnsin diye kuşları.
Elimizde sapanlar,
Cebimizde taşlar,
Nasibini alırdı,
Zavallı kuşlar.

Bazen av sahamız
Çaylar ve dereler,
Elle balık tutmak
İstiyordu özel hüner
Av sonrası halimize
Kızmazdı anneler.

Kıl tuzakları kurar,
Ağlarla Saka tutardık
Güzel ötüşlü
Bir kuş için,
Günlerce koşardık.

Yaz gelince,
Şen olurdu Geyikkoşan.
Ağaç altlarına
Serilir, kilimler, halılar,
Hoş olurdu,
Yazlık yaşam.

Serinlemek isteyen
Atar kendini
Karadeniz'in sularına
Serinde kalmak isteyen
Yayılırdı ağaç altına

Geyikkoşan yetmezse
Uzanırsın Yakakent'e
Balık lokantaları
Taşlı bir deniz,
Daha ilerde
Mal Gölü,
Sanki cennettesiniz.

Böyle geçirdik Alaçam'da
Ellili yılları
Okuduk okul zamanı,
Oynadık kalanı,
Stres nedir bilmedik
Yaşamadık bunalımları

(İstanbul, 2 Mart 2005)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:18 PM

Alevi

Niye kendini ayırırsın
Müslümanın sünnisinden
Sen yap ibadetini cemevinde
Sünni yapsın camiinde

Ali de bizim, Hüseyin de,
Hepsi de Muhammedin izinde
Var sen çal sazını cemevinde
Sünni dinlesin mevlidini camiinde

Pir Sultan Abdal da benim
Yunus Emre de senin
Mevlana Celaleddin aşkıyla
Hacı Bektaş-ı Veli'ye geldim.

(İstanbul,11 Şubat 2007)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:19 PM

Allahın Dediği Olur

Sıkılma dostum olanlara
Boşver gitsin olmuşlara
Bak sen yarın olacaklara
Unutma, Allahın dediği olur

Sivas Yaylasında harman olsan
Kırkbin derde derman olsan
Sultan Süleyman'a vezir olsan
Hatırla, Allahın dediği olur

Olmamış işlerde de bir hayır olur
Bu gün ters sayılan yarın düz olur
Her umduğun çalışmakla olur
İnan, Allahın dediği olur

(Ankara, 26 Şubat 2004)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:19 PM

Altmışbeşinci Topçu Alayı

Toplamış bağrında nice yiğit eri,
Taş değil bu iman kalesi,
Trakya'ya vurarak şanlı kilidi,
Vatan sağ olsun diyecek verirken son nefesi.

Mert gelip Alaya yiğit bir asker olunur,
Sancağın gölgesinde ölmeye hazırlanılır,
Çelik ellerle namluya mermi sürülür,
Hedefte gürleyen mermiyle öğünülür,

Sür beraber, ne ilk ne de son atım,
Sulanmış her yanı şehit kanıyla vatanın,
Güzel yurdum sana yan gözle bakanın,
Çelik pençesini görecek Altmışbeşinci Alayın.

(Lüleburgaz,23 Ağustos 1973)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:19 PM

Anacığım

Ellinin kara kışında
Çarşamba'da ocak başında
Günlerden Şubat üçünde
Dünyaya getirdin beni anam.

Yedi aylık doğduğum için
Yedi kat pamuğa sardın
Yellerden üşümesin diye
Tenini siper ederdin anam.

İnanç ile büyüttün
Ak sütünden verdin
Kalabalık evdeyiz diye
Yemedin, yedirdin bizi anam.

Genç yaşında babamızı yitirdik
Görmedi babamız okulları bitirdik
Gözyaşlarını yüreğinde dindirip
Mutlulukları bizimle paylaştın anam.

Evlendik çoluk çocuk sahibi olduk
Hepimiz ayrı ilde yuva kurduk
Yurtta kalan dertte kalır diyerek
Dertleri bizlere unutturdun anam.

Amansız dertlere tutuldun
Hiç şikayetin olmadı
Sekseni aşmış olsan bile
Çocukların sana doymadı anam.

Kırk yıl sonra kavuştun eşine
Akıl ermez feleğin işine
Yaşam denen şu yalan dünyayı
Bizlere bırakıp göçtün anam.

(İstanbul, 6 Haziran 2007)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:19 PM

Anam

Anam,
Garip anam,
Bir türkü tutturmuşum.
Sen nerede,
Ben nerdeyim,
Sen Samsun,
Ben Bingölde'yim
Kimi gün,
Sen vatan olmuşsun,
Kimi de unutulmuşsun.
Dillerde söylenen
Destanı vatanın,
Hakkı ödenmez,
Ne vatanın, ne ananın.

(Bingöl,12 Nisan 1975)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:19 PM

Anneciğim

Acıları içime gömdüm
Unuttum dünyayı
Elli yıldır gördüğüm rüyayı
Dün gece göremedim.

Karanlıktan bir ses
Haykırıyordu faciayı
Asırlık bir çınar
Terk ediyorken dünyayı.

Yapışsada tuttuğu ele
Sormadı gidebilirmiyim diye
Anlamlı son bakışları
Kalan hatırası bize

Güle, güle anneciğim
Geç gerçeğin ötesini
Cennet bağında otur
Duy bizlerin sesini

(İstanbul, 6 Haziran 2007)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:19 PM

Asalet

Anam da bir asalet tutturup gider,
Asaleti de soy sop ile özetler.
Git geri, bir göbek, olmadı iki,
Kiminki ari, kiminki iyi?

Dedesi falan, babası fişmekanmış,
Baba sizlere ömür, deden mezar kalmış,
Yüklü bir varidat, torunlara ulaşmış,
İşte buymuş asalet, bu miras kalmış.

(Samsun-Çarşamba,17 Aralık 1972)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:19 PM

Asker Oğlum

Bu sabah erken
Birileri kaldırdı beni
Yazma zamanı derken
Tutuşturdu elime kalemi

Oğlumuz asker oldu
İstihkam Taburu Babaeski'ye
Kısa bir hasretimiz var
Kısa Dönem Erliğe

Askerlik yemini edildi
Bayrak ve silah üstünde eller
Bir kaplan gibi gürledi
Kısa Dönem Erler

Teskere yakın,günler kısa
Selimiye Kışlası bakar Boğaza
Babanın son hizmet yerinde
Oğlum askerliğini tamamla

(İstanbul, 24 Şubat 2004)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:19 PM

Aşıkmıydım neydim?

Görmüyordu gözüm
Tutulmuştu sözüm
Utancımdan olacak
Kızarırdı yüzüm

İşte o zaman ben
Aşıkmıydım neydim?

Yürürken adımlarım
Gidiyordu arkama
Nerede yürüdüğüm
Gelmiyordu aklıma

İşte o zaman ben
Aşıkmıydım neydim?

Değildim ben bende
Boğulurdum her nefeste
Kuşlar gibi kafeste
Kalmıştım hapiste

İşte o zaman ben
Aşıkmıydım neydim?

İçmeden sarhoştum
Şarkılarla coştum
Yağmuru yemeden
Sırılsıklam olmuştum

İşte o zaman ben
Aşıkmıydım neydim?

Görmüyorken yüzünü
Duymuyorken sözünü
Sevdiğimden olacak
Unuturdum özümü

İşte o zaman ben
Aşıkmıydım neydim?

Hayal ile gezinirdim
Yokluğuna üzülürdüm
Gençliğimden olacak
Gelir diye düşünürdüm

İşte o zaman ben
Aşıkmıydım neydim?

(İstanbul, 5 Mart 2005)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:19 PM

Aşk

Aşk paylaşmaktır,
Yoksulluğu değil,
Yokluğu,
Acıları paylaşmaktır aşk.
Araçta gibi,
İniş ve çıkışların,
Heyecanını yaşamak,
Gidilecek yere ulaşamamaktır aşk.
Aşk paylaşmaktır,
Olanı değil,
Olmayanı paylaşmak,
Dağların gölgesinde yaşayıp,
Güneşi aramaktır aşk.
Aşk yaşamaktır,
Kendi için değil,
Bir başkası için yaşamak,
Akan bir suyun sesinde,
O kadını arayıp,
Bulamamaktır aşk.

(İstanbul,20 Ekim 2002)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:19 PM

Babam için

Yıkıldı direk,
Tartmıyor artık,
Kirişler çatıyı.

Yıllar önce
Yazılmış yazıyı,
Değiştiremiyor artık,
Gözyaşları.

(30 Haziran 1969, Ankara)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:19 PM

Barış Adlı Çocuk

Barış adlı çocuk
Seni çok sevdik
Savaşa bile
Senin adını koyduk

Kan akmıyor
Gözyaşları dindi anaların
Ekmek kavgasına sürüldü
Kahraman evlatların

Adil bir barış
Büyütecek çocuğu
Silecek gönüllerden
Yıllar süren korkuyu

(İstanbul, 13 Şubat 2004)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:20 PM

Bayram

Bayram olmasın
Şenlik yapılmasın
Herkesin, gülüp oynaştığı
Benimse sevdiklerimden uzaklarda
Oturup küskün ağlayışlarımla
O günlerde küserek hayata
Ben,yalnızlığım,küskünlüğümle
Kalırım gene tek başıma
Varsın ben yalnız kalayım
Ya onlar ne yapsın
Bayram sabahı
Kılınan Namazdan sonra
Kim öpecek, uzanan
Yaşlı, cefakar elleri
Kim yaşatacak
Yıllar önce aramızdan ayrılan pederi.

(Lüleburgaz, 3 Kasım 1972)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:20 PM

Bendedir

Çanakkale bendedir,
Dumlupınar bende,
Her türlü çare
Saklıdır bedende.

Benim adım Millet,
Sorarsan söylerim,
Sorun dediklerini,
Bir kalemde çözerim.

Akıl bendedir,
İlim de bende,
Sağduyu dediğin,
Bilgelik bende.

Ben Halkım,
Gönüllerde yaşarım,
Her türlü engeli,
Milli iradeyle aşarım.

İnanç bendedir,
İman göğsümde,
Her türlü güzellik,
Dinin özünde.

Ben insanım,
İnancım her dinde,
Kalkınca eller semaya,
Yalvarırız aynı Tanrıya.

(İstanbul, 20 Nisan 2005)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:20 PM

Benim

Bekar odamın kapısı, sessizce aralandı,
Ansızın hayalin daldı içeri,
Benim bende olmayan kalbimi,
Alıpta, taa! uzaklara,
Sana götürdü.

Bir şey arıyorum,
Unutulmuş bir şey,
Taa! uzaklarda, senin yanında,
Belki unutulan kalbim,
Belki unutulan adam benim.

(25 Nisan 1971, Lüleburgaz)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:20 PM

Biçare

Biçare,
Gözleri hep yaşlı
Bekleyebilirdin
Gelmeyeceğimi
Bile bile
Gözlerinde hep yaş
Beni
Ne kadar beklerdin?

(Şanlıurfa,9 Mart 1982)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:20 PM

Bir Vatan Var

Bir vatan var,
Kürtsün, Türksün demiyor,
Ekmeği, aşı herkese yetiyor.
Havası, suyu aranıyor,
Yedi iklim, dört köşede yaşanıyor.

Bir vatan var,
Topraklarında kavga bitmiyor,
Üzerinde anaların feryadı dinmiyor.
Demokrasiyi gönüllere taşıyor,
Evlatlarını bağrına basıyor.

Bir vatan var,
Diyarbakır, İstanbul herkesin,
Sesini duyursun her kesim.
O kadar uzak değil ellerimiz,
Aklı öne koyalım, değişsin kaderimiz.

(İstanbul,22 Haziran 2004)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:20 PM

Biz

Varlıkta ve yoklukta,
Açlıkta ve toklukta,
Bir ve beraberiz,
El eleyiz biz.

Şimdi ve gelecekte,
Sağlıkta ve mutlulukta,
O uzun yolculukta,
Birlikteyiz biz.

Gündüzde ve gecede,
Şiirde ve hecede,
O bitmeyen gelecekte,
El eleyiz biz.

(İstanbul,21 Temmuz 1999)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:20 PM

Boğaz Rüzgarları

Yüzümde Boğaz rüzgarları
Süpürüyor karları,
Kalbimde aşk rüzgarları
Coşturuyor dalgaları

Vadilerden esen yel
Hüznünle beraber gel
Aşka uzanan eller
Tövbenle beraber gel

(2 Ocak 1992, İstanbul)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:20 PM

Burgaz'dan İstanbul'a

Yıl 1971,
Burgaz'dayım
Gencecik bir Teğmen,
Henüz baharındayım hayatın.

Bütün bildiklerim;
İçinde yazılı kitapların.
Tek düşüncem,
Hizmet beklediği vatanın.

Yıl 2000,
İstanbul'dayım.
Yaşım elli olmuş,
Albayım.

En güzel yıllarını
Bırakmışız hayatın,
Bir bahardan,
Bir sonbahara.

(Lüleburgaz / İstanbul, 29 Eylül 1971-30 Ağustos 2003)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:20 PM

Burgaz Kaldırımları

Bu akşam gene yalnızım,
Bir ben, bir de,
Burgaz kaldırımlarındaki
Ayak seslerim

Bir ses,
Tak! tak! diye,
Yalnızlığın şarkısını söyler

Bir gönül,
Ah! ah! diye,
Yalnızlığınla inler

Sus artık,
Sen de sus,
Burgaz kaldırımları.

Sadece bir ben olayım,
Bırak beni,
Yalnız kalayım.

(Lüleburgaz,12 Ekim 1972)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:20 PM

Büyük Türkiye Düşüm

Yağız bir ata bindim
Yollara düştüm
Düşlerimin peşinde
Otuz altı yıl koştum.

Karlı dağlarına çıktım
Soğuk pınarlarından içtim
Vatan diye kendimden geçtim
Sakıncalı duruma düştüm.

Yiğitlerle tanıştım
Merdiyle el tutuştum
Namerdin şerriyle
Nice yıl boğuştum.

Yağmurdan bereketi
Çamurdan toprağı tanıdım
Vatanımdır diye
Taşına, toprağına sarıldım.

Yüreğimde sevdim çocukları
Zamanla acıdı canları
İstedim Mahşer Gününde
Dik dursun diye başları.

Yıl iki bine geldi
Gençlere bıraktık yarışı
Sakın düşünmeyin Gençler,
Ordusuz bir barışı.

Gençler, bu düşün adı
Büyük Türkiye Davası
Yağız atlar koşacak
Türkiye yerini bulacak.

(İstanbul, 20 Şubat 2006)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:20 PM

Cumhuriyete

Akıllılar çıktı, at koşturduk,
Orta Asya'dan Tuna'ya,
Beceriksizler çıktı,
Kapandık Anadolu'ya

Kurtuluş Savaşı verdik uğrunda,
Şehit olduk, birler, binler, hepimiz,
Bağımsız yaşamak. hür vatanda gayemiz,
Yaşasın Cumhuriyet! ilelebet idaremiz.

(30 Ağustos 1971, Lüleburgaz)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:20 PM

Çeşme'de Akşam

Çeşme'de seyret akşamı
Unutturur gamı, hazanı
Sakız üstünde batarken güneş
Yunanlı ile olursun kardeş

Sonra Ay çıkar doğudan
Mavi sularda görürsün yakamozları
Sürüklerken peşinde yıldızları
Hatıramda canlanır Ege Kızları

İnbatla birlikte soluk alır
Çay bahçeleri, rıhtımdaki kahveler
Birden gözümde canlanır
İnebahtı'nda yitirdiğimiz leventler.

(Çeşme, 23 Mayıs 2004)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:21 PM

Çocuklar

Emekliliğe sakladık
Çocuklara sevgimizi
Geçtikçe yıllar
Sevgiyi tamamlayıp
Saygıya geçmiş çocuklar

Her eksiğimizin
Bir nedeni vardı yavrum
Babanı kışla bekliyordu
Anneni okul
Böyle bir tempoya
Dayanamazdı her kul

Şimdi
Torunları bekliyoruz
Sevgimizi ilan etmek için
Ya veremedeğimiz sevgiler
Onlar sorunları çocuklarımızın
Çırpınıp duruyorlar
Özgürlük savaşçıları gibi
Onlar da aynı yolda koşuyor
Bir önceki koşanlar gibi

(İstanbul, 5 Mayıs 2003)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:21 PM

Değil

İtibar rütbeye,
Başa değil.
İltifat güzele,
Boşa değil.

Adalet zengine,
Yoksula değil.
Mutluluk varlığa,
Yokluğa değil.

Umutlarımız yarına,
Bu güne değil.
Hasretimiz güneşe,
Ateşe değil.

Şarkılarımız dostluğa,
Düşmanlığa değil.
İsyanımız düzene,
Tanrıya değil.

(İstanbul, 19 Şubat 2005)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:21 PM

Devre 69

Gencecik çocuklardık
Çıkmamıştı bıyıklarımız
Eylül altmışdört'te
Devre arkadaşlığına başladık

Çengelköy Kuleli'de
Harbiyeli olmak hedefimiz
Hayallerimizi süslerdi
Sarı Kordon ve Meçimiz

Üç yıllık bir çalışma
Eğitimle karışık öğretim
Hatırası kaldı bizlerde
İstanbul'daki günlerin

İzmir'de indik tirenden
Gar titredi sesimizden
Silah arkadaşı olmak için
Silahlara sarıldık yürekten

İzmir dönüşü Ankara
Öğretim sığdırılmış iki yıla
Hafta sonlarının keyfi
Saklıdır Kızılay turlarında

Gırgır, şamata, şakalar
Oluştu bitmeyen hatıralar
Altmışdokuz Ağustosunda
Hazırlanmıştı Diplomalar

Kimimiz Piyade, kimimiz Tankçı
Topçu, İstihkam, Muhabere derken
Devre dediğimiz kervan
Oluştu Altıyüz on Gençten

Yıl ikibin, Devre
Tamamlamış otuzbir yılı
Çıkarırken üniformaları
Tüketmişiz nice yılları

Şimdi Emekli Subaylarız
Geçen yılları özlemle anarız
Devre *******inde güler
Cenazelerde ağlarız.

(İstanbul, 3 Ocak 2006)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:21 PM

Doğum Günün Kutlu Olsun

Yeni yılın,yeni yaşın kutlu olsun
Evin,ocağın mutluluk dolsun
Sağlık,esenlik ve sevinçlerle yaşa
Şükret Tanrıya geldiğin için bu yaşa

(İstanbul, 23 Şubat 2004)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:21 PM

Dost yok

İnsan bu,
Döner sana, bana, ona
Kimden menfaati çok,
Kim söylerse ona iyi,
Ondan iyisi yok

İnsan bu,
Döner sana, bana, ona
Kim keserse suyunun önünü,
Kim kötülerse ününü,
Ondan kötüsü yok

İnsan bu,
Döner sana, bana, ona
Kim yitirirse malını,
Kim kaybederse şanını,
Onun dostu yok

(29 Mart 1973, Lüleburgaz)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:21 PM

Dört Duvar

Her gün hayat
Bu odada başlar
Bu odada geçer
Oda dediğin bu dört duvar

Söyle dört duvar
Ben neyleyeyim
Hissiz dört duvar
Sana mı yar diyeyim

Sitem etme öyle
Dört duvara
Dördünün de ayrı derdi var
Seni yarsız
Yari çaresiz
O mu koyar

(Lüleburgaz, 7 Şubat 1974)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:21 PM

Dua

Dün gece
Bir köşesine
Sessizce iliştim yatağın
Yalvardım saatlerce
Senin duymadığın dualarımı
Duysun diye Allahım

Dün gece
Gözyaşlarımı
İçime döktüm
Senin için ağladım
Tüm dileklerimi
Dualara yükledim
Kabul etsin Allahım

Dün gece
Dualardan çiçek yaptım
Çiçeklerden buket
Ellerine tutuşturdum çocukların
Yalvardık birlikte
Güzel olması için yarınların

(İstanbul, 3 Aralık 2003)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:21 PM

Ecevit İçin

Dostlar!
Ecevit'i yitirdik dün,
Türkiye artık,
Karaoğlan'sız bu gün.

Dağlara, taşlara yazdık,
Mavi gömlekli Karaoğlan'ı
Beyaz güvercine bindirip,
Tanrı katına yolladık.

'Toprak işleyenin,
Su kullananın' derken,
İstiyordu bizler için,
Hakça bir düzen.

Kıbrıs'ta ararken,
Türk'ün en yüce hakkını.
Tanrı'nın kılıcıyla,
Koruyordu çok sevdiği halkını.

Güle, güle Karaoğlan,
Güle, güle barışın güvercini,
Halkın bağrına bastı,
Unutmayacak hizmetlerini.

(İstanbul, 11 Kasım 2006)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:21 PM

Editörün Seçimi

Editörün seçimi böyle
Seçim oturmamış gönüllere
Nasıl bir seçim böyle
Lütfen editörüm söyle

Editörün seçimi benziyor
Bizdeki birinci lig maça
Bakmıyor ne göz, ne de kaşa
Seçiminle Editörüm bin yaşa

(İstanbul, 2 Mayıs 2004)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu

GooD aNd EvıL 11-18-2008 08:21 PM

Elveda

Elveda gençlik yıllarım
Elveda özgürlüğüm
Şimdi artık ben
Yarım hürüm

Bütün ömrüm
Bu dört düğme altında
Senin özgürlüğün, senin mutluluğun,
Senin şerefin için geçecek.

Ya sıhhatim,
O da yarım senin için
Sıcak demeden, soğuk demeden,
Koskoca bir ömür tükenecek
Senin her gece gördüğün,
Tatlı bir rüyayı göremeden

Mutsuz sanma beni,
Millete adamışım varlığımı ben,
Duydukça her gün erlerimin,
Gürleyen sağol sesini,
Yüceyi, mutluyum ben.

(9 Ekim 1972, Lüleburgaz)

Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:38 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.