![]() |
Haluk Cenk Batur
*Elifsin*
Kıraç topraklardan baharı müjdeleyen Buram buram sadelik kokan bir gül gibisin. Sen benimsin Elifsin. Belki karşıma çıkarsın diye Kilometrelerce tabanlarımı eskittim Azgın fırtınalar ektim Deli yağmurlar biçtim Belki gelirsin Sen benimsin Elifsin. Yokluğunda intizara yeltenmedim Gururlu yunuslar gibi İntiharı düşünmedim. Duayı kendime şiar edindim Umudu arkadaş. Kuytu köşelerde kalmış kitaplar gibisin Her daim doğruyu bilirsin Pili bitmeyen bir fener gibisin Ben kaybolsam da sen yolunu bilirsin. Alışılmış yanılgılara düşmeden Sana bir ömür vaat ediyorum Gönlümü gözümü başka nazarlara terk etmeden İşte tam burada seni bekliyorum. İşte kalbim işte gençliğim Gözüm kapalı sana emanet ediyorum. Emanetine sahip çıkarsın bilirim Çünkü sen elifsin Benimsin. 2004 Haluk Cenk Batur |
Adam-Siyah Gözün Ettiği-Doğan Pençesi
Hasret böyledir arkadaşım Bir klarnet sesidir hüzünlendiren Ne yaptığını bilemezsin Baban bile düşmandır Gülemezsin. Sızım sızım sızlar burnun Gecenin karanlığında kimse görmez ağladığını Adamsındır. Kimseye belli etmezsin acını. Peki neden her gördüğün yüz onun yüzüdür? Neden her siyah saç sana onu hatırlatmaktadır? Bunu da bilemesin Ağlarsın; Çünkü sen adamsın. Belki kimse bilmez; zaten kimsenin de bilmesine gerek yoktur Bir çit siyah göz için Çok azının yapabileceği fedakarlıkları. O bir çift siyah göze ait dudaklardan Senin içinde yatan aslanı uyandıracak acı sözler çıksada Sen yine bastırıp acını O siyah gözler için annenle bile tartışırsın. Haluk Cenk Batur |
Adam Tasviri
İşte böyle bir adamdır: Uzun,kalın,kapı gibi İşte öyledir. İçindeki sevinç vurmuştur yüzüne Ve gözlerine. Kalbi ağlar gözleri güler İşte böyle bir adamdır o. Gülen gözleri bakar Dolmabahçe’ye Ve sever Beşiktaş’ı Sarıyer’i sevdiği gibi. İşte böyle bir adamdır o Uzun,kalın,kapı gibi. Haluk Cenk Batur |
Adam Tasviri(2)
Hastasın biliyorum çok zamandır Arkanda sırtının tam ortasında Leş gibi bir hastalık Uykunda var gece soğuk Karanlık etmez sana arkadaşlık. Cehennemi bir azap tattırıyorsun kendine Engin bir denizi ufak görüyorsun Nerde bahçelerde koştuğun günler Kazma ve kürek şimdi terliyorsun. Başka baharı bekleme başka bahara çok var Ateş tam yanında uyan Ta derinde o yaralar bağlamaz kabuk Unut o serkeş gençliği Rıza-i İlahiyi kazan çabuk. Haluk Cenk Batur |
Adam Dediğin
Kuzey buz ülkelerinin birinde, Ellerimizin donduğu, Burnumuzun hareketsiz kaldığı anlarda Çikolatayı ısıtıp içmek gibi sıcak, Beşiktaş’ta gezerken Benim en çok çayı Seninse araba kullanmayı Sevdiğini bilmemiz kadar Derindi dostluğumuz derdin. Söylemek derdin; Her makamı aynı tatta: Hüzzam,nihavent,kürdili hicazkar… Söylemek derdin Çarşamba’yı sel aldı Kırım’lının biri kalbimi çaldı. Sonra ağlamak derdin; Yufka yürekli analar gibi Şefkat memba’ı bebeler gibi Utanmadan ağlamak. Ağlamak derdin; Yıldız sırtlarından boğaza bakarak. Sevmek derdin; Terk-i diyar etmek gerçek dünyayı Umudunu bağlamak en umutsuz anında Maceraya koşmak. Bazen seksen yedi model yeni toplanmış Bir şahinle. Bazen kalın lastikli gıcır gıcır Motosikletinle. En önemlisi de: Bulgarca obicamte Yunanca sagapo Ve en güzeli Türkçe’si Seni seviyorum dediğin sevgilinle. Sonra bana sen derdin; Sen, yaşamak denen kavganın Bitmek tükenmeyen itleriyle boğuşmamda Yanımdaki nadide insan. Ve ben sana derdim; En masum anında fikrimin, Cumanın kör seherinde Dua ederken Ellerime dökülen gözyaşı kadar temiz dostluğumuz Cihana ibret olur Adam dediğin seni gibi olur. 2004 Haluk Cenk Batur |
Ağlıyorum
Ne zaman gamzeli gülen bir yüz görsem, Ağlayacak gibi oluyorum. Tutmuyorum kendimi. Ağlıyorum. 2005 Haluk Cenk Batur |
Alkolün Tadı
Ağlamak yakışmazmış yeni anladım gözüme. Mil çekilmişti farkında değildim sendeledim Mesafe gevrek bir maya kattı özüme Kalktım yerden dev vücudu dengeledim Bilmezdim alkolün tadını hem içer hem çıkarırdım Fırsat mı vardı karşılıklı demlenmeye? Bir Cuma akşamı kadehimi tokuşturunca anladım Midem kapalıymış meğer yalnız başıma içmeye. Haluk Cenk Batur |
Bahar
Bir bahar öğlesiydi Sen çalışıyordun,ben sana aşık oluyordum Bir bahar öğlesiydi Hava sıcaktı ve karnımda açtı. Sen çalışıyordun,ben size geldim. Çok meşguldün biraz da yorgun. Beni fark etmiyordun ben biraz üzgündüm Sen çalışıyordun ben sana aşık oluyordum Sonra bir ara kafanı kaldırdın Ben zaten hep sendeydim Biraz baktın ve masumca güldün. Biraz daha kal diyordun sanki Sanki sende oluyordun kim bilir ismi ne? Sen çalışmayı bıraktın bende yemek yemeyi İstiyorduk,anladım seviyorum demeyi. Bir bahar öğlesiydi Sen çalışıyordun ben sana aşık oluyordum. Haluk Cenk Batur |
Balkon
Balkondan sarkıyor Çamaşır asıyor Pek de güzel mahalleye caka satıyor. Balkondan sarkıyor Çamaşır topluyor Herkes onu izliyor O görmezlikten geliyor Haluk Cenk Batur |
Bazen Böyle
Bazen böyle bir deli rüzgar gibi savurmak istiyorum Dağları, denizleri, çölleri. Bazen kanımı akıtmak istiyorum Camlara, topraklara. Kırıp kapıyı girmek Silahı çekmek alnına Sormak hesabını ayrılığın. Ve en çokta yalnızlığın. Ben Ferhat olmak istiyorum Şirin gibi şirin yarlara uzanmayı sonra. Alemin içinde hatayı aramayı Sormayı hatasını hayatın. Ve öğrenmeyi delikanlılığın ne olduğunu Ben bana yetemiyorum Soramıyorum beni bana. Yada seni Yada ılık yüreğimi Neye benzediğini Ben kendimi bilemiyorum Ben bir deli rüzgar gibi savurmak istiyorum Hayatı ve en çokta seni. Kalemi olmak istiyorum yazılacak şiirlerin Başlanacak yeni aşkların ve serüvenlerin yolcusu olmak. Ben kendimi gezemiyorum, Belki ülkemi belki oturduğum yeri. Saklamak istiyorum en gizli belgeleri Ben sırdaş olmak istiyorum en çokta arkadaş. Kırıp kapıyı girmek Silahı çekmek alnına Sormak hesabını ayrılığın En çokta yalnızlığın. Haluk Cenk Batur |
Beklemek
Beklemek, sen ne kadim arkadaşsın Bir gün mıhlasam seni alnından Yine doğrulur arkamdan koşarsın. Sevdiğim kadının hayali tüterken burnumda Sen her daim omzumdasın Ne verdin ne aldın ne bıraktın koynumda Benden daha iyi dost bulamazsın. Resmi var karşımda, siyah ve düz saçları Yanağındaki gamzelere gömün beni başka bir şey istemem Beklemek, ne olur verme artık sancıları Yoksa ben kaybolurum,yaşadığım yeri bilemem. Sevilirken bile ızdırap,bu mudur hayatın denkliği? Yorgunluktan gözlerim kapanıyor Yarin hasretiyle yitiriyorum gençliği. Beklemek,benim kadim dostumsun Ben seni istemesem sen bu girdapta boğulursun. 2005 Haluk Cenk Batur |
Bekleyeceğim
Bu haziran güneşi yakarken ciğerimi Gölgelerim oldun ey sevgili! Sorumluluklar ağırlaştırsa da Naif bedenimi Bir sözün hafifletir bütün yüklerimi. Pencereme konan güvercinlerin kanatlarına takılarak Olduğun her yere geleceğim Ah etmeden ağlamadan yanarak yakılarak Seni seviyorum demeni bekleyeceğim. 2005 Haluk Cenk Batur |
Benim Hayalim Senin Gerçeğin Olsa
BENİM HAYALİM SENİN GERÇEĞİN OLSA Hep umutlarımdı hayallerimi tüketen… Bir gün bir şiir yazarsın diye bekledim, Umutlarıma boşuna anlam yükledim… Ne sorsam cevapsız Ve ne cevaplasam sorduğum soru manasız.. Halbuki bir kıta şiir yazmandı hayalim Senin bir kıta şiirin benim yaşamaya sebebim… Haluk Cenk BATUR 2007 Haluk Cenk Batur |
Benzetmelerin manasını yitirdiği kadın
Benzetmelerin manasını yitirdiği kadın, Bu sonbahar denen mevsim, Yağmurlarıyla birlikte misafir olurken Mahallemizin yeni yeni duman tütmeye başlayan bacalarına, Ben yine, Yavrusunu yırtıcı kuşlardan saklayan bir sincap gibi, Kalemimi ve kağıdımı bağrıma basarak Seni bir şeylere benzetme uğraşındayım. Bütün teşbih üsluplarını teker teker denememe rağmen, Ne saçlarını, Ne kaşlarını, Ne ağlayışlarını, Hiçbir şekilde somut bir şeylere benzetip seni onlarla eş tutamıyorum. Hiçbir ipek böceği saçların kadar zarif ipliklere imza atamaz. Yada hiçbir değerli taş, boncuk ve siyah gözlerinden değerli olamaz. Hiçbir fındık; Ki bunlara Dünyaya nam salmış Giresun fındıkları da dahildir, Senin burnundan daha güzel olduklarını iddia edemez. Kaşların ki; Don Kişot’un yayından daha bir gergin ve daha bir hedef bulma amacındadır. Benzetmelerin manasını yitirdiği kadın, Senin için yazdığım yazıları bile bir şeylere benzetemiyorum. Eleştiriler bekliyorum senden yana, İltifatlar başlıyor Susuyorum. 2005 Haluk Cenk Batur |
Bir Sen Yoksun Yanımda
Bir sen yoksun yanımda Soğuk ve karanlıklarla avunuyorum Kalbim birçok kere seni soruyor Bir şey diyemiyorum,ağlıyorum. Üşüyorum sıcak *******de Bakıyorum ardından senle geçmiş yıllara Bir sen yoksun yanımda. Sanki sen şarkılarda okunan bir şiir Sanki o yaz *******inde söylenen bir çift söz Sanki kalbime doğan bir yıldız gibi Seni düşünüyor ve özlüyorum. Bir sen yoksun yanımda Sanki o milyonluk İstanbul gitmiş Sadece sen ve ben kalmışız. Sen olmayınca Hayat çok güzel demek neye yarar Sadece bir yalan Ve ben senden kalan ufacık bir resimle avunuyorum Bağırıyorum; Allah’ım bu bir rüya olsun diye Ama düşünüyorum ki yoksun İşte o zaman hayat bana zindan,hapis,tutsak oluyor Hayat sanki anlamı olmayan bir şarkı gibi devam ediyor Bir sen yoksun yanımda. Haluk Cenk Batur |
Boğazın Mavisi
Boğazın mavisinde sevdanın, Umutları yeşerirdi sen çay içerken. Birden o gemi geçer Ve geçerdi gözünden anılar Anı değil sanki bir hançer Saplanırdı odanın kapısına. Boş ver be ahretlik buda geçer! Bak! Boşuna söylemez şarkılar Tutarsın sözünü Ve yeniden kurulur umutlar. Gözlerin kadar güzelleşir belkide Sevdiğin her şey. Bakarsın; Baban sana bir araba alır, Fenerin kırk yıl önceki galibiyetini kutlarız En kral balık lokantasında. Bakarsın…Yani bir şeyler olacaktır ya. Bu hayatta inadına ağlayacak değil ya. Sevdanın karasında İstanbul şu günlerde Şu günlerde başında kavak yelleri, Dolaşmakta Sarıyer’i Aynı senin dolaştığın gibi. Yani ahretlik,sen çayını içerken Fırında yaktığın böreği inadına yerken Ve tamda ikindi ezanı okunurken Dalmaktasın uzaklara… Belki de hayalindeki evi düşünmektesin; Mutfağında yemekler pişen Salonunda sohbetler edilen Çocuklarının ordan oraya koştuğu Ve hafta içleri eşinin yokluğu Hafta sonlarını hep beraber geçirdiğiniz Üç oda bir salon Penceresine yavru güvercinler konan Evini düşünmektesin. Boğazın mavisinde sevdanın Umutları yeşerirdi sen çayını içerken. Bizi de unutmazsan hani yetmişine de gelsen Yani bir ömrü düşe kalka da geçirsen Gözlerin yine mavi kalır Ve sen bu dünyadan gitsen bile Güzelliğin ve insanlığın kalır. 2002 Haluk Cenk Batur |
Bugün Hiç Birşey Düşünmüyorum
Bugün hiç bir şey düşünmüyorum Ne sevdiğim kadınlar Ne sevmediğim Ne gezdiğim sokaklar Ne gezmediğim Bütün yaymışım, Kanatlarımı rüzgara katmışım. Pervasızca sokağın başından Şarkılar türküler söylüyorum Ordan oraya Bugün ilk defa sövmüyorum Karşı komşuya. Bugün hiç bir şey düşünmüyorum Bütün yaymışım Kanatlarımı rüzgara katmışım. 2004 Haluk Cenk Batur |
Buda Sana Olsun
Bir gün bakacaksın uzaklara; Beni göreceksin. O zaman ellerim bomboş olmayacak Geri dönemeyeceksin. Birgün bakacaksın aynalara Mağrur başını göreceksin Yazacaksın, sadece kağıtlara Seviyorum diyemeyeceksin. Üzdüğün kadar sevseydin beni Belki aynı çayı aynı bardaktan içerdik, Biraz olsun adasaydın kendini Acılardan beraber geçerdik. Teşebbüs dahi etmedin sevmek için Oysa ben şefkat bekleyen bir çocuğum Vefa, İstanbul’da bir semt senin için Oysa ben uçsuz bucaksız vefalı bir çocuğum. Birgün gireceksin bir mutfağa Yaptığın pilavı sen bile yiyemeyeceksin Arayacaksın belki bir mektupla yada telefonla Pilavı birlikte yiyelim diyemeyeceksin. Birgün oturunca herhangi bir sahil kenarında Ayazda yalnız üşüyeceksin Yağmur,dolu,kar başladığında Kuytuya geçelim diyemeyeceksin Ve son… Birgün okuyacaksın bu şiiri Beşiktaş’ta bir kitapçıda Ağlamaktan önünü göremeyeceksin, Yürüyeceksin,yürüyeceksin bir an duracaksın kapıda Arkana döneceksin Demek oda bu kadar üzülmüş diyemeyeceksin. 2004 Haluk Cenk Batur |
Bursa-Akıp Giden Zaman-Sana Dönüş
Aklımda binlerce soru.. Burası Bursa.. Eskisi mi oldum yeni kentin? Bu muydu biten evvelim? Burası Bursa.. Bir daha yaşanmayacakların ilki sonu, Hangi yalnızlığa soyunsam arar dururum kokunu Haluk Cenk Batur |
Cellat
İçimden bir sızı geçer Bilmezsin. Ağladığını düşünürüm akşamları. Gözlerimin nasıl karardığını görmezsin. Sevgilim; Sakın gözlerinden yaşlar gelmesin; Görmeyeyim ağladığını Yanaklarından süzülen yaşlar Çoruh gibi azgın akarsa dudaklarına Ne yazacaklarını bilemez cellatlar Buna sebep olanların mezar taşlarına. Haluk Cenk Batur |
Cep Aynasından Kağıda Yansıyanlar
CEP AYNASINDAN KAĞIDA YANSIYANLAR Ne zorluğundan yakınırım sevginin, Nede sensiz geçen günlere husumetle bakarım. Büyük bir kaya parçasının; Hızla akan nehrin ortasına düştüğünde,çıkardığı gümbürtü neyse; İşte aşkında çıkardığı ses de odur. Hissettirdiği kadife acı Nehirdeki balıkların kulaklarının çınlaması kadardır. Ve hiçbir kaya hiçbir nehrin akışını durduramayacaktır. Tesadüflerden arta kalan; Babamın çok para harcamama kızması değildir aslında; Belki bir iç hesaplaşma.. Veya benim yaşımdayken bazı şeyleri yaşayamaması hiç değildir. Bu kompleksi de asla yakıştıramam babama. Ve yinede; Babamı arabasını bana gözü kapalı verdiği için değil, Zor bir işi çözdüğümde saçımı okşayıp ‘aferin oğlum’ diyebildiği için seviyorum. Aslında sigara içmeme kızıyor ama Paketimin yarısını bitirmesine de ağzımı açmıyorum. Bu aralar; Sevgilimle geçirdiğim sayılı zamanların hayali Burnumun ucunda sızım sızım sızlıyor. Tam beş aydır bir kelime yazamadım. Aslında tam bugün anladım; Aşık olduğum kadına ne kadar aşık olduğumu Beş aydır tatlı bir hayalin kadife bir acının Ne kadarda içime işlediğini tam bugün çok iyi anladım Demek ki tam beş senedir aşıkmışım Beş senede beş kere görmediğim kadına. Bazı sözler duyarım,aslında hiç gereksiz dudaklarda Genelde apansız,zamansız ve aslında yalansız sözlerdir onlar Bir minibüsçünün dikiz aynasında. Yada bir kahvecinin en ağır stresi çay getirme esnasında. -Umurumda mı nikotinin zararı? İsterim ki kokmayayım,Başını omzuna yasladığımda.- yada; -Karnın doysa ne olur? Sevdiğin yanında olmayınca- yada; -Mevsim aşka müsaade etmiyor halbuki baharda geliyor- yada; hatta yadaların en fiyakalısı; -Bir kadın isterse dünyaları yakabilir,ama ben istersem dünyaları yakan kadını yakabilirim.- Ufaktım; En afilli sözün bu en söz olduğunu, Ve kadınların bu tür fiyakalı sözleri çok sevdiğini; Küçükkuyu da bir çay bahçesinde abimle otururken anladım. O esnada ben çay içiyordum,abimse kızı nasıl içiririmin planlarını yapıyordu. Yapıyordu ki,bir fiyakalı sözün sonun da klasik bir yaz aşkı macerası tarihin tozlu raflarında yerini aldı. Oysa benim hiç yaz aşkım olmadı,kış aşkımda olmadı, Ben zaten hep aşıktım bir kıza,onun haricindekiler kendilerini aşkta sandı. Bide şimdi bir şairin sözleri geldi aklıma nedense; Şimdi senin teninde dolanmalıyım; Siyah saçların boğazıma dolanmalı. Kahverengi gözlerinin derinliğine hapsolmalıyım. Arzumu anlamalı; Tüm zahmetini bana harcamalısın. Belki de en sevişmek istediği anda yazmıştı şair bunu… Haluk Cenk BATUR 2007 Haluk Cenk Batur |
Damla Damla Normal Olma Adımları
Tamam. Bütün sözlerimi ve bütün prensiplerimi geri alıyorum. Hiç üşenmeden kurduğunuz ve meyler arasında kudurduğunuz Ham sofralarda, artık bende olmak istiyorum. Aman canım zaten aşıkta olamıyorum. Her sevdayı geri vuruyorum Benim tenis raketi sertliğimden. Tüm genellemelerden soyutlayın beni. Mesela iyi adam demeyin kötüde demeyin tabi. Çok iyi konuşur çok kötü top oynar deyin örneğin. Mesela sesi güzeldir demeyin ama kargaya da benzetmeyin Bir sigara dumanına sokulurken en güzel türküleri söyler deyin. Mesela çok tembel demeyin yada çok çalışkandırı yakıştırmayın üstüme Refarans verecekseniz yapacağı işin hakkını verir deyin. Artık bende sizin gibi oluyorum; Aşka inanmıyorum mesela Sabahları erken uyanmıyorum Hatta oruç bile tutmuyorum. Hani şu işletmecilerin dediği gibi risk falanda almıyorum Ve tavla oynarken her ikindi vaktinde vatanı kurtarıyorum Artık hediyelerde beklemeyin sevdiklerim Doğum günlerinizde aramamı bayramlarda elinizi öpmemi falan beklemeyin Siz gidin sizi benim kadar sevmeyenleri sevin. Sırma saçlı güzel bir kadının: Saçlarını askere gidecek bir oğlan gibi kestirmesindeki nefret neyse: Yada bir hayal kahramanının “Ulan başlarım böyle aşkın ıstırabına ”demesindeki İntihar kaygısı neyse İşte benim bu şiiri yazmamdaki amaçta odur. 2005 Haluk Cenk Batur |
Devam Etmiyorum
Sonunda oldu işte; Beni de ağlattın yalnızlık. Her gece yastığımla konuşmak ta ne? Odam ki buram buram hasretlik Ümitler kapıda sıra bekler. Ümitler kapımda ya, Ümitsizde kedersizde yaşanmaz dünyada Sevdalıdırlar birbirlerine. Hayallerim var daha yaşanacak Göreceğim günler yaşayacağım sevdalar Onun için düşünmüyorum devam etmiyorum bu şiire. Ümitler kapıda sıra bekler. Haluk Cenk Batur |
Datçada Bir Aşk Yine
Kemanla başladı yaz aşkımın sonu Devam etti sonra bir şarkıyla. Orada başladı orada bitti. Seninle aşk Datça’nın tuzlu suyu gibiydi Seninle aşk kemanla flütün ortak çalışması gibiydi. On beş gün tatile çok,bize çoklar az gelmişti Sen Datça’da akşam beş çayı gibiydin O kadar tatlıydın o kadar şekerliydin. Sen annemin bana kızıp bağırması gibiydin. Havuz başında okey arkadaşlarla Zaman geçsin diye çabuk akşam olsun diye Sana dans teklifimi hemen edeyim diye Sen benim okey de taş çalamamam gibiydin. Sen öyle masumdun sen öyle temizdin. Bilirsin Datça yarımadadır Ege’yle Akdeniz’in arasında Sen öyleydin işte Bir yanın Ege bir yanın Akdeniz. Sen benim insanları çok sevmem gibiydin. Haluk Cenk Batur |
Emrin Yeter
Kilometreler santimdir, Asfaltlar ince bir halı altımda Benzin yok su bitmiş arabamda Olsun! Yürürüm Gel demen yeter! Yaşamak; Sen yoksan zulümden ibaret Yaşamam Emrin yeter! Nefes almak belki bir zaruret. Almam Öl demen yeter! 2004 Haluk Cenk Batur |
En Güzel İki Yüz Elli İki Kilometre
Yeni bir başlangıçtı sana her dönüş Ve her defasında hazineler umduğum Her adım sana toplanan bir bölünüş Koskoca bir sevda hayat ettiğim bulduğum Hayat ikiyüzelliki kilometre bir hayalin mahkumu Bu gelmeler gitmeler son değil olamazdır Ruhum her daim hayalinin mahdumu Bitmez bitemez son bulamazdır Haluk Cenk Batur |
Esaretimin Farkına Vardım
ESARETİMİN FARKINA VARDIM Ele avuca sığmaz nezaketinin sonsuzluğunda, Tüm şarkıları sana dinliyorum.. Büyük bir bardaktan su içer gibi Daralıp geceden basıp gidişim gibi Her halimde; Açlığımda,susuzluğumda abine kızışım gibi Senin boynunu eğip sarılman gibi.. Sana dair bütün şarkıları ezberliyorum.. Ne güzel şeymiş sevmediğim sebzeleri senin elinden yemek Bir kadının esiriyim demek.. Haluk Cenk Batur |
Ey İnsan
Vakitsiz uykular uyuyorsun,gereksiz Boş işler yapıyorsun hedefsiz. Ey insan! Uyanda bak artık etrafına O tren gitti artık ağlaman çaresiz. Bak ta çalış imren geçmişe Atan çok çalıştı çabaladı her işe Sende ondansın anla artık İnkarın yersiz,ağla biraz arama neşe. Çıkart gözündekini bakma karanlık Yeni ufuklar göreceksin önü aydınlık Bu yolda tabi çekeceksin yalnızlık Haydi koş geride kalma öne geç artık. Asırlardır kim bükebildi bileğini? Gaflet mi sersemlik mi karartacak beynini? Sen ki kimlerin oğlusun Kalbinden kim atabilir sevgini. Yoluna taş koyarlar pes etme hemen Sabır verir Mevla,ondan istesen Çoktur tabi yo kesen haraç isteyen Hakkındır ez geç hemen. Diyeceğimiz şudur:Hak bildiğin yolda yalnız gideceksin Böyle isen hiç kimseyi dinlemeyeceksin Sevginle aşkınla kudretinle koşacaksın Bir daha trenleri asla kaçırmayacaksın. Haluk Cenk Batur |
Farkındamısın
Kalbin taşlaşmış farkında değil misin? Al şu çekici kır kalbinin çeperini Yen şu zalim nefsini bul sahibini Zaman akıp gidiyor farkında mısın? Ufkun daralmış önünü görmüyorsun Bir gün dahi kendini kendine sormuyorsun Seni uyaranı ciddiye dahi almıyorsun Etrafındakiler azalmakta farkında mısın? Kırdığın zatlar bini aştı özürden bihabersin Günah defterin doldu taştı sen daha ne istersin? Sen kendini değil en çok nefsini seversin Zaman akıp gidiyor farkında mısın? Namaz diye bir şey var bilir misin? Akıllılar kılar sen tabi ki bilemezsin Üstüne üstlük bir de dalga geçersin Sermayen tükeniyor farkında mısın? Farzını bırakmış küfre yakınlaşmışsın Hayatını nefsine bağlamış sararmışsın Şeytan sıkı vurmuş mos morarmışsın Yaraların çoğaldı kan kaybediyorsun farkında mısın? Ekmeğini kardeşine bölmez olmuşsun Para elinde onun kulu olmuşsun Tümden boş abes şeylerle dolmuşsun Kalbin bu yükü kaldırmıyor farkında mısın? Üç beşe satmışsın güzelim Osmanlıyı Ellerinle parçalar olmuşsun ona sevdalıyı Tanımaz olmuşsun Maraşlıyı,Konayalıyı,Asyalıyı Avrupa seninle dalga geçiyor farkında mısın? Fransız ceket,İtalyan mont senin için derece Senin için mertlik nonoşluktan cüce Etmişsin travestiyi kalbinde yüce Alnından mıhlayacaklar çoğalıyor farkında mısın? Bedirde,Malazgirt’te Çanakkale’de ölen dedendi deden Milyonlarcası gitti davasını kalpten seven Silahsız mermisiz onlardı, kefereyi alt eden Dolu silahını kullanamıyorsun farkında mısın? Aklını başına al uyan artık Kafiri bırak kendi yurduna bak artık Şeytanı tokatla nefsini yen artık Azrail selam çakıyor farkında mısın? Haluk Cenk Batur |
Fedakar
Yol bozuk, kaldırımlar kırık Ve şiddetli bir yağmur Olsun yinede gel… Benim sana geldiğim gibi. 2002 Haluk Cenk Batur |
Gamzelerine Yazılmış Bir Destan-1
Öylece duruyorsun karşımda,ürkek ceylan gibi Bazen gülümsüyorsun bazen acı kıvamında yüzün En bilinmedik şarkılarda arıyorum seni Bakıp gönlüme çiziyorum gamzelerini. Siyah saçların uğruna gelmeye razıyım her yere Umutlu bir bekleyiştir kısık sesin Başımdan dökülüyor saçlarım her yalnız gece Varlık sebebim oldu artık gamzelerin. Hep böyle gül,resimlerde güldüğün gibi Seni uzaklardan seyredip mutlu olmalıyım Rüyamda babandan emanet aldım seni Seni mutlu ettikçe ona sözümü tutmalıyım Beni düşündüğünü bildikçe daha da bağlanıyorum sana Her adımda karşılaşıyorum, önümde izlerin İstersen şöyle bir acıyı tattır bana Çok şey yaptıracaktır gamzelerin. Aşık boşa demiyor; lütfun da hoş kahrında Korkma! artık efendisiyim belirsizliklerin Güneş gibi doğdun sen ömrümün son baharında Ben öleyim ben öleyim mezarım olsun gamzelerin. Gel ey sevgili buralar bayram yerine dönsün Şiirlerimi bekçi yapayım kapında Biz birbirimizi sevdikçe herhangi bir dünyada Kıskananların bile yüzü gülsün Gel ey sevgili kurumuş bahçelerini gülistana çevireyim Yükleyip acılarını sırtıma Ve bardak olup gözyaşlarına Sana en güzel günlerini göstereyim. Aşkıma ne bir çare ne bir merhem istiyorum Sadece seni çok sevdiğimi bil,bu bana yeter Her Cuma ellerimi kaldırıp havaya Ben Allah’tan sadece bir tek şey diliyorum; Gamzelerinde yaşlandır beni yeter Çünkü seni seviyorum. 2005 Haluk Cenk Batur |
Gamzelerine Yazılmış Bir Destan-2(Nefes ve Yol)
Bir iki üç dört yollar dört şeritli Nefes almak en büyük zenginlik Yokluğun narı bu yazda ruhumu eritti Bana yol aç beş altı yedi sekiz şeritlik. Ne arıyordum tanımadığım topraklarda? Bir otobüs lastiğinin kaderine bağlanmıştı kaderim Seni sevmesem tanışmazdım azgın yollarla Şimdi bana düşman duman çektiğim nefesim. Nefes almak yokluğunda büyük işkence Varlığında ise büyük külfet Seni böyle yaşamak çok zor böyle sevince Yokluğuna üzülmek değil varlığına sevinmek marifet. Üzerime basıp gittiğin o pazartesiden beri Her gamzeyi seninki sanıp umutlanıyorum Beni bir başıma bıraktığın bu sesiz evi Ben her gün arzın merkezi sanıyorum. Bütün şarkılarımdan,şiirlerimden,zenginliklerimden Kat be kat değerlidir gamzelerin Yollarına divane olan nefesimin derinliklerinden Bir gün en leylak en zambak kokuları duyacak gamzelerin. Yollar ve gamzelerin kaderime çivilerle çakılısınız Sökmeye çaresiz kalıyor en büyük kerpetenler Yoluma taş koyanların en candan yakınısınız Yakında savaş var hazırlanıyor çelik bilekler. Mırıldandığım her zafer şarkısında Yeni bir hüsranın filizlerini ekiyorum Her mevsim açan bir çiçek olmak varken toprakta Ben en yakıcı çölde bitiyorum. Gamzelerin ve sen baharı muştulayan bir gülsünüz Hangi lahza koklamak istesem kızar, kırılır,dökülürsünüz. 2005 Haluk Cenk Batur |
Gamzelerine Yazılmış Bir Destan-3(Sorular)
Yüzünü gördüm bu karanlık yerde Kaşlarını çatmış öylece bakıyordun İdam sehpasını hazırlayan cellat gibi sertçe Gözlerinle bana hangi hesabı soruyordun? Önüme benlikten duvarlarını çıkarmasaydın,gelecektim Aslında koşmaya hiç de dermanım yokmuş O en son seferi kaçırmasaydım,sevecektim Benim nazeninim artık hoyrat mı olmuş? Gamzelerin koklayabileceğim en güzel güldür Gamzelerin her gece bağrımı yakan küldür Gamzelerin faili meçhul bir ölüdür Gamzelerin hangi kalbin ortasında gömülüdür? Somut hazlarda arasaydım aramızdakinin manasını Yakınından bile geçmezdim gamzelerinin Böyle delice sevilmenin alasını Bilmem ki nereden bulacak gamzelerin? Hangi yüz hangi gülümseme hangi bakış Beni mühürlediğin zindandan kurtarabilir Hangi mahkeme hangi antlaşma hangi barış Zorla imzalattığın sevri bozabilir? Saklandığım yer hangi dağın arkası olsa Karartıp gözünü olduğum yere gelmez miydin Savaşmaktan belki bir damla kanın kalsa Benim için o damlayı da vermez miydin? Hangi garibanın kalbinde bir çiçek açmışsa İşte ana vatanım orasıdır benim Hangi köşede bir yetim çocuk kalmışsa Onu da bulmaya arkadaşım olmaz mısın benim? 2005 Haluk Cenk Batur |
Gamzelerine Yazılmış Bir Destan-4(Efsaneler Sonlara Gebe)
Kapattın sana açılan bütün kapılarımı Zafer bayraklarını kalelerin burcuna diktin Dünyanın hayli zifiri karanlıklarını Hiç acımadan kader diye cebrettin Çok zor artık kaybolan mananın yeniden hayat bulması Biz yinede gamzelerinin hayaliyle yaşar avunuruz Artık çok zor bu davanın savunulması Belki bir gün bir zaman bir yer bir mekan gamzelerin ve ben buluşuruz. Acımdan ağlayıp ta intizar etmem hiçbir zaman Aşkından gümbür gümbür şiirler yazdıran kadın Ne olur bir bak intihar etmeden zaman Alnımda olmasa da lehv-i mahfuzda adın. Bu son seslenişimi sakın ola yakarıştan sayma Üslubum ah-u vah etmek değildir benim Boşa uğraşıpta geleceğe dair planlar kurma Çoktan yakardım denizleri seninle uyuşsaydı tenim. Unutmak makamında olmasa da avutmaktayım kendimi şu aralar Evden işe işten eve öylece geziyorum Aklımın hep kaygan köşesinde kaygan sorular Ben neyim kime memurum nereye gidiyorum? Divane ettim kendimi anonim bestelere Kapattım güftelerimi kilitsiz zindanlara. Unuttum ne varsa,sövdüğüm *******e Uymuyor bu hasret üniter yapıma. Masallarda bahsedilen; Vuslata eremeyenlerin efsanesidir Sen masalları beynime nakşeden kalemsin. Leyla’sına kavuşamayan Mecnun’un ta kendisidir Şiirler benim haykırışım,sen efsanemsin. Aman canım bu ayrılıkta bizden olsun! Mecnun’u Leyla’yı hortlatmaya gerek yok. Gamzelerine ihanet eden Nemrut’a yoldaş olsun! Ferhat’ı Şirin’i anmaya gerek yok. Zerafet kokan aşkların başlangıcı gibiydi bizimkisi Vuslata perdeydi her gün her gece. Her şairin,her şiirin bir dipnotu,ilintisi Neden efsaneler sonlara gebe? 2005 Haluk Cenk Batur |
Genç Ve Kaderi
Bizde modernliği; sağ kulağına taktığı küpeden ve sol kulağına takmadığı küpeden ibaret sayan ve modayla de-moda arasındaki muvazeneyi, üst çenesinin hemen üstünde, alt dudağının hemen altında yarımada şeklinde bıraktığı, ve adına; kıl gençliğin bıraktığı kıl birikintisi dediğim olgu ile ifade eden genç, bugün batının hatırı sayılır şirketlerine değil müdür çaycı bile olamaz. 2005 2005 Haluk Cenk Batur |
Giyotin
Yok mudur bu yokuşun çıkışı? Varlığımı kemiriyor girift sorular Menderesler çizerek bu hayatın akışı Her an taşlarımı ufalar. İstemiyorum anamın babamın mirasını Biraz üşümeyeyim yeter! Tarihin en büyük belasını Başıma sen getir yeter! Ferhat kadar sabrım yok Ağlatır beni gam, keder Mecnun kadar gücüm yok Leyla kadar sev yeter. Hiçbir dilde yok mealim Kendimi sana anlatamıyorum Şu an aslında tam yerinde mecalim Fakat oturduğum yerden doğrulamıyorum. Aç bir kediyi doyur ve bak O bile kıymet bilecektir. Birde şu gördüğün mahluklara bak Balmumu heykelleri bunlardan daha gerçektir. Ağlaya ağlaya yazdığım yazdırdığın bu şiiri Yine ağlaya ağlaya okumayı kendime reva görüyorum Artık düşünmeden ne geçmişi ne ahiri Emrettiğin gibi kafamı giyotine koymaya gidiyorum. 2004 Haluk Cenk Batur |
Gözlem
Hem yazı gördüm hem kışı Hem ilkbaharı hem sonbaharı. Kuşları gördüm Bazen sarı bazen sarıyla kırmızı Yağmuru gördüm, daha çok beyaz karları Aşkları gördüm en çok ayrılıkları. Kızları gördüm,ablalarına özenti bir cakayla Erkekleri gördüm kızlara laf atan şakayla. Buz gibi havada ihlasla Namaza koşan amcaları gördüm. Minareleri gördüm yıkılmamak üzere direnen bir aşkla. Çocukları gördüm öyle bir sevda top peşindelerdi yağmurda karda Anneleri gördüm binbir hizmet kocalara Kocaları gördüm tam bir ihanet hanımlara Ezanları gördüm Allahuekber nidalarıyla Dehşeti gördüm ramazan ortasında elinde birayla. On sekiz yaşımda olduğumu gördüm. Haluk Cenk Batur |
Günah-Sevgiliyi Unutma Anı
Sıcak gelir sevgiliden duyulmayan sözler Başkasından duyulunca.. Hatırla..! Uzakta bir sevgilin var. Bilmesin gözün başkasına takılınca Günahtan evvel günaha yol var… Haluk Cenk Batur |
Günah
Sen şimdi hangi hülyanın sonsuzluğunda, Hangi gözlerin bana gelen yolundasın? Her bir surette yüzüm çıkar karşına Gözün dahi deyse günah sayarım Bir başka gözün sana bakışlarına.. Haluk Cenk Batur |
Günaydın Sevgilim
Günaydın sevgilim Her halinde saklı asaletinin, Bir an lodosları estirmeyeceğini bilsem ruhuma, Ben yine sana birikir, Sedef taşlarını dizerdim boynuna… 04.03.2007 Ne zamandır anlamak istemiştim tek sözünün bana neler yaptırabildiğini, Bir akşam her akşamki gibi eve gelince, Bir buçuk İskender de doyurur bir buçuk simitte. Sofraya oturunca anladım seni… 05.03.2007 Sesini duymayı kendime lütuf saymışsam ben, Bütün kızıl gün batımları boynuma dolansın, Mazeretlerin koynuna korkmadan sokulurken, Senin yalanında benim boynum altında kalsın.. 06.03.2007 Haluk Cenk BATUR 200….Bitmez Haluk Cenk Batur |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:25 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.