![]() |
Şule Aydemir
(Sevmemi) Sormuştun
______kim zamansız _________göz kırpar toprağa - ağaç ki o zaman yanar toprak o zaman kucağını açar ve ben sana düşerim *kalemi gönülden mürekkepli kadının günlüğünden 18.04.2005 İst. Şule Aydemir |
‘'Hoşça, sevgiyle ve esen kalın KanÇiçeği YarımHaziran' da’’
-bu limanda da kalktı gemim sonsuz nokta eflatuna Merhaba! yasal yasaklarım sevenlerim sevmeyenlerim bir başkasında papatyalara manolya aşklarım merhaba beyazlara siyahlara tüm yedi renge karışımlarına Taksim’e İstiklal’e Kadıköy’ e merhaba nostalji kokan sokaklara kaldırımlara ellerime eli değen tüm gönül verdiklerime merhaba inciden işlenmişim İstanbul’um merhaba yeniden yeni ve yalnız doğdu günle güneş yüreğime bilirim ya tek bana doğmaz oysa ufkum kapalı kızılmış ya hani bana ne özgürlük kuşun kanadında çarpık tebessümle dudak kenarında yenilenmiş yüreğim var elimde dönenler olsa da geriye akarlar çoktan karıştı denize artıkta artıktır ya hani çok demiş kez ve kez ölümlerde dirilmiştim ya hani üfleyemediğim kız Ney’ime merhaba ve en yoğun duygulara acılarıma sevinçlerime hatta yeni ölümlere doğumlara merhaba yüreğim dürüstlüklere merhaba bu son şiir şiirden yaşama merhaba çilek kokulu rüyalara yeni yürek meskenlerime dumanı tüten yakan sevgilere merhaba kumlara sahillere denizlere dağlara çıraklığıma ustalarıma merhaba bu son şiir şiir tadında yaşamak adına bu gidiş başkalarına yer açmak ya belki içtiğim sigara markası bile ondan değişti bu virgül noktalara hani demişti ya biri bende de '-utangaç merhaba! ' hani elvedalara sığar ya binlerce Merhaba! kesinlikle, asla adım adına tabii ki ‘’KanÇiçeği YarımHaziran' da’’ bu son şiire de MERHABA! ‘'Hoşça, sevgiyle ve esen kalın KanÇiçeği YarımHaziran' da’’ 'her şey akar, güneş şulelense sonra küle dönse yıldızlarda görünür gece öncesinde' Şule Aydemir |
22 Mayıs 2004/TEŞEKKÜR EDERİZ
Merhaba Arkadaşlar, Sevgi Küpü ‘nün birinci yaş günü için düzenlediği, Sevgi Küpü çatısı altında Ölü Aşklar Derneği ve Hayal Dergisinin de verdiği destekle 22 Mayıs 2004 Cumartesi günü yapılan organizasyona katılan emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.. Her şeyden önce profesyonel bir şirket tarafından düzenlenmemiş bir gece olarak sizlerden gelen tepkilere bakarak oldukça başarılı olduğuna inanıyorum. İnanılmaz özverilerle hazırlanıldığını, arka fondaki aksaklıkların katılımcı arkadaşlarıma aksedilmediği hoş bir gündü. Çoğunluğun da memnun kaldığı kanaatindeyim. Panele katılan arkadaşlarım bizim içimizden çıkan kendi aramızda beğendiğimiz düşüncelerini merak ettiğimiz kişilerdi. İlk kez gerçekleştirilen ve yardımlarınızla yapıcı eleştirilerinizle daha da iyiye gideceğine inandığım başka bir güzelliğinde o olduğuna inanıyorum… Herkesi memnun etmenin mümkün olmadığının da bilincindeyim.. Gecede dağıtılan şiltler: şairler ve şiirleri, monotonlaşmış yaşamımıza bir renk olarak kazandırmaya, şaire, şiire uzak olan insanlara sesimizi duyurmaya çalışan Ahmet Selçuk İlkan ‘a, her organizasyona katılmaya çalışan, manevi olarak asla bizleri yalnız bırakmayan adımızı her yerde anıp anımsatan gecenin de sunuculuğunu yaparak bizlere destek veren Ayşenur Yazıcı ‘ya, güzel sesi ve besteleriyle bizleri kırmayarak gecemize katılan, sevginin sesini bize dinleten, kulaklarımızın pasını silen Simir Mater ‘e, üç yıllık bir sevgi birlikteliğini özveriyi ve bir yılda ..:: Sevgi Küpü ::.. ‘da şiir kısmı dahil bir çok bölümde gelinen aşamada Ramazan Atasork ‘un ile birlikte verilen emeğin, birinci yaş gününü kutlayan sitemizin tarafımda baki bir anısı kalması adına, yine Ramazan Atasorkun tarafından layık görülüp şahsıma verilmiştir. Gecemize katkılarından dolayı teşekkür edip kutlamak istediğim isimleri açıklamayı ve emeklerinin karşılığında Ramazan Atasorkun ve benim yüreğimde güzel bir gece için özverinin isimleri olarak kalacak arkadaşlarıma sonsuz teşekkürü bir borç biliyorum. ..:: Sevgi Küpü ::.. adına, Panel kısmında elinden geleni yapmaya çalışan içimizden biri olarak çıkıp gelen ve desteğini hiç esirgemeyen Ahmet Erdem ‘e, panele bizleri kırmayıp hazırlanarak katılan Oğuzkan Bölükbaşı, İsmail Cem Doğru, Ayten Çolakoğlu ve Hakan Ayyıldız ‘a teşekkür ediyoruz. İnanılmaz bir program akışına, yorgunluktan ayakta bile duramayacak halde olmasına rağmen gecemizde bizleri kırmayarak sunuculuğu yapan, tango gösterisi ile renklendiren Ayşenur Yazıcı ‘ya teşekkür ederiz… Her zaman olduğu gibi bizi kırmayıp gönlünden kopup gelen sesiyle şiirler okuyan İsmail Cem Doğru ‘ya teşekkür ederiz. Yine bizleri kırmayarak gecemizi renklendiren anılarını bizlerle paylaşıp güldüren Yıldo ‘ya, sesi ve dansı ile değişik bir tat katan Evrensel ‘e teşekkür ederiz. Şiirleri, şarkı sözleri ve şiir gibi sesi ile aramıza katılma şerefini bize veren Ahmet Selçuk İlkan ‘a, onunla birlikte şiirlere güzel sesi ile eşlik eden Güler ‘e, özverili katkılarından dolayı menejeri Mehtap Özcan 'a teşekkür ederiz.. Muhteşem bir ses olarak aramıza katılan, gitarıyla, kişiliğiyle bizleri sımsıcak sarıp sarmalayan Simir Mater ‘e teşekkür ederiz. Sazlarıyla, türküleriyle saat 02,00 ‘den sonra gecemize unutulmaz anlar yaşatan Yaşar Püllü ve Bülent Atlı ‘ya teşekkür ederiz. Organizasyonda desteğini esirgemeyen Kadınca Dergisine, İbrahim Ethem Bingül ‘e, Tay Uluslar Arası Naklıye Firması olarak Gamze ve Neşer Selman ‘a teşekkür ederiz. Tüm hazırlıkların aşamaların yanımızda güç olarak daima hissettiğim Arzu Altunçiçek, Anzeli Gürçay, Gülden Karabudak, Nisan Serap Muratoğlu, Kadri Karahan ‘a sonsuz teşekkürler. 1885 Işık Evi ‘ne, ve personeline teşekkür ederiz.. Gecemize katılmak için Türkiye ‘nin uzak illerinden hatta başka dünya ülkelerinden kopup gelen arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.. Çiçekleri ile gecemizi renklendiren Ölü Aşklar Derneği, Tay Uluslararası Nakliye Firması ve Merihli Com ‘a teşekkür ederiz… Katılamayan ama yürekleriyle bizlerle olan herkese teşekkürler… Hatamız ve kusurumuz var ise affınıza sığınıyoruz.. Daha nice güzelliklere birlikte imza atmak dileğiyle…..İyi ki varsınız… Sevgiyle kalın daima, Son olarak bir kutlama ) Gecemizde nişanlarak, mutlu bir birlikteliğe adım atan çok sevdiğim arkadaşım Ayten Çolakoğlu ve Fadıl Oktay 'yı tebrik ediyorum... . Şule Aydemir |
34. Basamağın Son Taşı
bir çınar gölgesi serinliyor yaşlı tenim üşümüş ellerim ısıtsın diye çocukluğumun güneş bakışlarını beklerim karanlık bakışlı hıçkırıkları kalmış çocukluğumun sade ve saf ona ondandır ağladıklarım eteklerinde mor akasyalar tepelerinde serceler narin parmakları boydan boya dileklerle dolu uç uç böcekleri kirpiklerinde gelincikten boyalar kan damlar çocukken geçsin istediğim yıllar yığıldıkça lütfen dur bekle dediğim 34. basamağında son taşı bir gün bu gün yırtılan birden gökyüzünden derin yar dibi denizin -ey gökyüzü! mavi mi siyah mı rengin Şule Aydemir |
35 Basamak
__yararsız acıyı veren ne varsa _________________çek çizgini ____________________al kendini git Şule Aydemir |
Acı / Buru
tarih kırılıp akar önünden hiçbir şey yapamazsın acın yerde kanlar içinde acın agâh sere serpe acın neden değil acın nasıl böyle kahkahalar içinde tutkularla birlikte acılar şölen içinde bir bütüne kafa tutan paylaşım belemir bir denge bozulup parça parça geri dönüşümde kırmızı yırtılıyor eflatun buru düşüyor ____________________siyah ______________________gülümsüyor Şule Aydemir |
Acı Öptüğüm
yokluğun ortalık yerinde acıyla öpüşür dururdum aşığım olmuştu bırakıp gidemiyordu mutluluk sevgilimdi düşlerimse acıya takılmıştı sevgilim gözümün önünde yokluk içimdeydi aklımın damağında kalırdı hep öptüğüm Şule Aydemir |
Açılsın Perde
kadın ağlıyordu belki de erkek son oyununu oynamıştı hala perde diyordu kadın daha yeni kabullenircesine oyun olduğunu yalan söylemişti son dakikaya kadar da vazgeçmemişti aldırmadı hatta onca dürüstlüğüne ve masumluğuna kadının kaç kez severdi insan hayatında kaç kez gece ayı gündüz güneşi sevinçten fark etmezdi iliklerine kadar ıslansa yağan yağmura aldırmaz kaç kere seviyor- sevmiyor diye papatyalar kurban ederdi uyanıkken kaç kez uyur gezerdi söylenenleri dinlerken duymazdı ya da sevgi bir perdelik miydi sormamıştı oysa kadına oynamak ister miydi acaba bu sahnede bu rolde hatta perde açıldı yaşam ve senaryo karıştı gerçek miydi fark etmedi neticesi aynı kaldı sonuç gözünde ışıklar kararmış hıçkırıklarında boğularak sıcak atarken avucundaki yüreği perde kapanmadan bırakarak uzaklaştı sahneden sevgi çiçeğinden de zehir yapılırdı vardı kabullendi Şule Aydemir |
Adım Adı Marmara
inanmayın söylediklerine bir ağlıyor ki yırtılıyor siyah deniz görmeyin heyecanını yine yunuslar mavi gülümsüyor muydu ne bir garip miydi asi-mavi-siyah Marmara bu gün dört mevsim bir garip Marmara Şule Aydemir |
Adın Sevmekse
çarpıyorum acımı gökyüzünden yere ikindi sonrası oluyor sabahlar zihnimde gözlerim mi ağlıyor ne tutun ellerimi dediklerim nerede vicdana(!) hadi sor sor diyorum yapaylığın kılıfı içinde bunun adı sevmekse istemiyorum Şule Aydemir |
Ağlarsın / Ağlatırsın
balıklar şu meşhur en sevmediğim sevdiğim tarafı balık hafızası desem hatırlamak istemediklerim kalan yaşar yaşadığını anladığı kadar güneşe serip ıslaklığını kuruttukların unutulması gereken anlar anıların zaman ayağına takılır tökezleyen sadece yalnızlıktır üstüne ölümün eflatun çamuru bulaşır ___________________________o vakit _______________________________ağlar _________________________________sonrası ____________________________________ağlatırsın Şule Aydemir |
Ahım Kaldı
arabesk belki başka kelime gelmiyor ki kederde tarifsiz öyle hain öyle alçak öyle dönek-yalan içinde acı ki ne kısaca aşk ne de kara sevda ediklerinden dedirten ki - ah keşke o kadar olsaydı o kadarcıkta kalsaydı belki girilen iddiaların ardından atılan meşhur kahkahaların kullanılmışlığın yok sayılmanın acısı çentiklenmişliğin burulmuş acısı insanlığın hiçlik acısı ki bu insanca bile olamayanlardan yana yaşam adına bir -of çeker gibi her sabah -AH çekecek aynı suyunu içer gibi biliyor inançları yok değerleri yok yaşam versin belalarını ‘Ahım kaldı’ **kötü bir şiir biliyorum, yazılması gerekiyordu yazdım. bir gün daha iyisini yazarım. bir şarkıda şöyle diyor: 'kazanınca niye sevinir ki insan, bir kaybeden olduktan sonra' Şule Aydemir |
Akar Yakar Kum
önce düşündüğümdü antik bir şehir erkekleri ve kadınları batmış mıydı yoksa önce yıkıntılar mı vardı düşündüğüm çölsem çöl yürüdüğüm cilveli bir vaha varsayılan hurmalar yolarımda eğilmiş gökte iken yerlere aşkım aşkıma aşık sen ister gel ister gelme -kumum ellerinde ‘yakarken kum var mısın yürümeye’ |
Alında Buse
aldın götürdün eflatun bir bulut arkasına yaşama baktırdın gözlerinden yüreğimde binlerce kepenk açıldı havalandı tozları bir an geçmişin ardından derin bir özlem aslında yoktun sen bir bulutun toprağa değmesi gibi Şule Aydemir |
Anladım ki
geç oldu belki ama anladım ki hakir görülenin elinden alır isen hakir görülmeyi onun yaşama amacını da almış oluyorsun anladım ki tiksinilmişliğinde sen iğrenmiyor isen sevginden tiksinmemişliğinde iğreniliyor senden acıyorsan acınıyorsun acınılacak da oluyorsun hatta ** 'Tüm 3 lü rakkamlara, 3 ile yaşayanlara ithafen' hani üç kez zıplarmış ya çekirge oysa ki birincide belki yanılsama ikincide hata üçüncüde kesinlikle bile bile ladesin ta kendisidir aynı akar suda iki kez yıkanılmıyor-muş bile doğru (günün 3' lüsü, ayın 3' lüsü, yılın 3' lüsü, 3 hafta 3. kez yaşanmış yılın hatta 33' lüsü) bu kadarı da fazla degil mi Şule Aydemir |
Anlamazlar
anlamazlar neden gözüm yaşsız ağladığımı uçan can martılara neden hıçın hırçın baktığımı hırsımdan avuçlarıma batan tırnaklarımın neden kanattığını canımın yanmadığını ve hangi yangınlardan -..zede çıktığımı zararlardayım ey yaşam insan tarlasında çiftçiydim ektim biçemedim Şule Aydemir |
Anlamı Yaşa
.....dedi biri ________________bir açık denizdir yaşam ___________________ne kadar çok açılırsan _______________________o kadar çok olur dalgan yazdım arkasından.... açıklarda dalgalanmak yaşama anlamını biçebilmektir var oluşunu benimseyerek hissetmek bacakların yokken bile sağlam basabilmek hayata ayaklarını yaşamda heyecan düşleyebilmektir yok olan bacaklarını *kalemi gönülden mürekkepli kadının günlüğünden Şule Aydemir |
Anlayamadım!
anlamadım bir seven bir de sevmeyi düşünen vardı anlamadım uyuyamıyordu *******i düşünen ne hayaller peşindeydi uykularında seven anlamadım kimdi gerçekte ateşlere savaş açan anlayamadım Şule Aydemir |
Arayışta Bulunan Sevgiliye!
Boşuna eziyet eder insan kendine ve garip bir keyif sigarası gibi de sarılır ona... Her nefeste biraz daha ölür, Hem de boşu boşuna.... Şule Aydemir |
Ardınca/Akabinde
kanun saldım bir bakışla benden içeri tövbesi olmaz yolların girişindeyim zebaniler bekler ellerinde oraklar ben hamım olgunlaşmanın peşindeyim uyku arası günahlar çağırır beni ne hikmetse tam köşelerden dönmekteyim ağıdır ağzımda biriken acıdan su göz görmez mide almaz hazım derdindeyim yürürüm yol ayaklarımın altı diken ellediğim yar yalan yakar bilmekteyim şeklini gömüp gülmek de var hakikatten elveda diyenin ardı su dökmekteyim ayıkır beynim diyerek beklemedeyim giden dönmez gelenlerde beğenmedeyim kim kime yazılıp bayılır görmekteyim aşkı var diyene de gülüp geçmekteyim Şule Aydemir |
Artık Kimdir
yine bir çelik dövülüyor tavında yaşam usta yine alışkanlık vuruyor çekiç darbelerini şekil bulacak mutlak kırmızıda yangınken sertleşir suya bulandığında bir son demdir yaşanmışlar yükselen buharında çeliktir adı degişmiş hangi nesnedir Şule Aydemir |
Assai Zifir(i) Sade(ce)
_________________________Kardeşime zifiri karanlıktı beyaz tenli küçük kadın ışığı yakmadı uykulu başka küçük bir fısıltı aniden bağırdı -her şeyim sana batmaya başladı beyaz tenli küçük kadın bakışlarını kadırdı - geç oldu sana gelirken anladım senden giderken de erken uykulu başka küçük bir fısıltı büyüdü uyuşuklukla aldı umursamaz başını yeni yaktığı sigara ile uykuya gitti zifiri karanlıktı beyaz tenli küçük kadın ışığı yakmadı yine ağlıyordu zifir* gece sessizce onun yerine sıvazladı sırtını gece rüzgarını takıp peşine diğer geçen ******* gibi tahammül için ağladı sabırla sade(ce) * zifir; çöp, çerçöp, çapak,kir. Şule Aydemir |
Aşk
aşk adı bile sen aşk tadı da sen kokusu da manası da sen ölmek mi sensizken Şule Aydemir |
Aşk İlla Aşk
kalakaldım kapanan kapının sesine bakakaldım hayallerim bir de gölgem sen de gidiyorsun ya geriye bir ben kalakaldım kaldım kaldım -evvel zaman içindedir hikaye sahi ismin neydi senin elvedalara tutunmuş ______________ merhabalar sen misin diyet yapıyordum aşka ______________haydi git avucumdaki alın yazısı sen misin tak/tik zaman kapıda ________________hey yalan gibisin / sen misin sahi eflatun başlardı ellerimden uçardı aşk dağılırdı saçlarımın ucunda aklım tamamlanırdı doğumlarım sahi eflatun başlardı aşk aldanır kanat bırakırdı dimağımda kelebeklerim eflatun öpüverirdi terk edilirdi sevdiklerim sahi kelebek miydi gönlüm en güzel gününde ölüverirdi –hani düşünmeden yürür giderdi adlanılmak mıydı değeri teveccühümdü ederi sahi eflatun değil miydi aşk efendisiz gezerdi ruhum dimdik tökezlemez yürür giderdi aşka aşk inadına ta ki ihanetler eflatun oluncaya sahte sahnelenirdi aynada ezilirdi sevdiklerim direnemezdi aşka aşk tahammülsüz yaşanmamışlığa sahi sağır mıydı eğilmiş bir dimağ mıydı ama mıydı yoksa taklitçisi miydi ederi senden ondan bundan başlardı eş ruhumu düşünmeye aykırı ruhum inadına sanatlaşırdı tabiatına dönerdi özü ______________sahi eflatun değil(mi) aşkın tabiatı Şule Aydemir |
Aşk Korkusuz mu
kristal iğnenin deliğinde ışığı kırılır yaşamın yere düşer birkaç melek arkasından azad edilir birkaç yürek tahminler içine geçer gerçeğin ağlayan ağlar bu kez akan akar yalan değil dinliyorum bir -ah öyle ki sen de duy ellerim korkar sevdaya gözlerim uzanır dil kelimelerinde batar çıkar baygın yenilgiler çoğalır töremi de gömerim bazen ardında birkaç çiçek kalır sevgi emek ister aşk bakım sanmadım bağ bozumlarına yüreğimi şarap mahzeni -hey bir son -hey sakın Şule Aydemir |
Aşkım Benim
________________________aşkımsın _____________________________iki iken tek bir ______________________________________yaşanan bu anın fotoğrafı olmamalı ve ben kez ve kez yaşamalıyım seni sevdiğimi iliklerim bile anlamalı hepsi deklanşörün heyecanında olmalı Şule Aydemir |
AşkımA
esaret çocuğuydu ensesinde aşk kumrusu ölümün kokusunu sömüren kurtuluş diye umuda yüz çeviren yürek sahibini yer haddin bilmezse isyan eder zora girdim aynadayım zordayım aksimsin sonuca giden neden ‘anlam’ a kalburdum evvelden elek oldum ve aşkın can pazarında en parlak ibrişim -ey sevgili nerede çömlek hamuruyum can veren rengin ellerin Şule Aydemir |
Avucunda
sevgi yaşamın karasında avuçların arasında uzat elini tutuver gülüm zaman zaman gelir giderim hem içimdir hem dışım bilirim düşüp düşüp parçalanmalar oluyor ya derin uzat elini sarıver gülüm ellerim sevgi cetvelim gözlerim; olabildiğince çılgın yüreğim uzat ellerini yüreğinle tut beni gülüm ben denesem korkuyorum ellerim yine karanlığı çekiverir hani bil ki çoğunlukla eller avucundakini kavramayı beceremez ya sen sıkı sıkı tut diye gülüm Şule Aydemir |
Ay-Ten-De
*******i denizden gelir rüzgar ay-ten-e değer kıskanırım son anda yakaladım belalı bırakırım yalanmış şimdiye yaşananlar sevmek kırkında bahar gölgelerden çıktım şimdilerde yüreğim ateş ay-ten-de * Kadim can dostum Oktay Dalgıçlar ve Ayten Hanımefendi’ ye ithafımdır… Uzun soluklar temennisi ile.. Şule Aydemir |
Aya
bugün ellerim yandı yüreğimin üstüne koymuştum onları sonra anımsadım söylediğin birkaç satırı beynimde günlüğüm sarardı bugün en delidolu günümdü seninle ıslanıp kuruyan baharda yaşadığım kasım aşkım bugün kıpır kıpır acılarımla içim yandı da ellerim ayasından seni silemedim adın aya çizgim geçmişten getirdiğim . Şule Aydemir |
Ayak İzleri
gizem sarar dört bir tarafımı utanır düşüncelerimden kelimeler çıkmaz sesleri -de parçalar ağzımı hakim noktada renkli bir aşk erotizm dedikleri ruhsallık denizin zihni gibi gelir kıyılarını siler insanlık kokularım ******* gibi bütünleşir ardı ardına ağlayan masum çocuk döner gözleriyle konuşan babasına sarhoşken başkaları neden anason kokuyor bedenim artık ağlayabilirim hadi gel hadi sil şimdi deniz zihnim ayak izlerini Şule Aydemir |
AyAlev
Ay alev almış gördün mü gecenin köründe hem de can yanmış bildin mi sevdanın en güzel deminde bir de içinden akanlar çığlık çığlığa sağır hissediyor sen duydun mu ******* de hafif başlar yaralarda ağrılar ay alev yaraları dağlar dokundu mu Şule Aydemir |
AyazSesi
Sordu - nereye kadar sanki o an vardı -sonuna kadar -çak şimdi dedi madem vardı ses niçin gelmedi son neydi kim belirdi hızlıymış çabuk geldi Şule Aydemir |
Ayıptır Geliyor Yaşam
-annem tam profesyoneldi bakış atar, etimi çimerdi sus, otur, uslu güzel çocuk ol demekti ayıp-adettir gidiyor kuraldır-ayıptır geliyor yaşam BEN denilenler kayboluyor ortalık yerlerde bastır bastır sıkışsın seçilmişsindir belki bir gün hortlatırsın şimdilik unuttuğum ki birkaç damlalık gözyaşı adıdır çocukluğum ayıplanan yaşamın hıncını yaşamayarak mı alıyoruz parmaklık ardı gözü yaşlı uslu çocukluğumuz -Hakan Hakkı' nın şiirne ithafen Şule Aydemir |
Ayrık Otu
salkım saçak bir sevda dillerinde yalan da değil hani gelemiyorlar da gerçeğe suçlu değil ki zihniyetler niye yanar başka insan sorgula biçare neden niçin niye belki hepsi aynı diye nasıl görmüş ki denizi bilir mavi ya grisi-yeşili! gözler ki öyle bakar öyle görür fırtına tufan yakıp yıkıyor ruh kavramış elleri yanar tutanın silinemez kaynar yaranın didişmeler var içinde insanın ayrık bir sevda var ya kendine dürüstlük yapsa en az bir kişiye o da kendidir ya nafile geç-git diyor ez-biç kendini biçer sanıyor kopacak parçaları dağılacak beriki şişirmiş gözlerini mor kan bakıyor ya o kim beyhude berikinde gri ötekinde yeşil belki de mavi de ruh ki akarların buluştuğu deniz Şule Aydemir |
Ayrılık Buluşmaları - 4
sevdalar var işveli oyalı ayrılık dediğin kelime yanı yürek yarık yürek yanık bu sözden öte yanı sen gülümse yeter ki ben kırılanları toplarım dedi biri topladım çamaşır ipinden kendimi sardım *******i ağladığım yastığımı böldüm çoğalttım sevgiden hayallerimi ey aşkım aşkımın ateşi alevi sevgili düşlerimin rengine bak gözbebeklerimden dikkat et koparmadığım kaçırdığım dikenlerim çizmesin ellerini eflatun düşler değildir görülen bir siyah beyaz filmin karelerinden çıkar herşey bu yüzden gece gibidir gördüğün Şule Aydemir |
Ayrılık Buluşmaları - 2
kahırda dem tuttu bu engebeli yol bir oturdu duygular bir kalktı ayağa ağlama dedi toprak hüzünden buluta eller çağırdı o an dudaklar biçare suskun beden duaya uzandı sanki duyan olmadı bu ayrılığın ayini doğa kabus irkildi sesler sessizleşti maviyi gökler tutmuş deniz siyah sakindi kadın boynunu büktü erkek yere eğildi bir rüzgar hüznü aldı üstlerine üfledi yürekten geldi bir çatırtı yeniden kadın gülümsedi erkek bakışlarında alevdi yürüdüler derine düşündüler delice bir hızla: -içinde açmak tüm kapıları gündüz ortası kuyruk takmak yıldızlara ve kaydırmak akılda her birine bir dilek yapıştırmak papatyalardan fal niyetine şarkılar tutmak çoklu seçeneklerden kurtulmak bir bakışta yüreği yarmak ve kafesten çıkmak uçmak özgürlüğü takıp da kanadına mutsuz olmamak umutla yer değişmek huzura yerleşti dudaklara çarpık nahoş gülümseme gözkapakları aralandı kirpik arası aşkın yakıcı okları bu sevdaysa yaşanmalı bedel öderken ayrılık bedenden kopan parçaları aşk yüreğe aşk aşk nakış incecik sağlam aşk ayrılık buluşmaları yamamalı Şule Aydemir |
Ayrılık Buluşmaları - 3
ah bu ayrılık(!) öldürse beni benim aşkım bu yeni doğan deli bebeler gibi vursa dağlara parçalasa denizlere çalsa ufalasa acıyı istemek bu çılgınca önce bir bütün olsa bütünü anlamak için ayırsa parçalara tek tek bütünlemek aşık olmak tek tek aşkına ......ah bu aşka ayrılık ki aşka aşk aşık olmak karşında kendinden parçalara Şule Aydemir |
Ayrılık Buluşmaları
bakışlar kardan güneşe yedi renk kıştan çıkışta buluşmalar ayrılışların sonunda tekrarında başlangıçlar bitişlerin meyve ağacında çiçeğin sonu değil mi meyve ya yersin ya da tohumudur nihayet rüzgar uyandırır dingin denizlerde mavileri dokunmalar uyumalarda uyanış keskin kararlara aşk arayışta bittirmek adına başlamaz oysa Şule Aydemir |
Ayyıldız
_____________________________________Ayyıldız 'a sinirlenmedim bu gün hiç ağlamadım tırnaklarım deldi avuçlarımı gülümsedim ağlamadım bu gün kavak yellerime kurutturdum göz yaşlarımı bir yer maviye bir gök beyaza baktım gerektiğinde ayva çiçeğini ağlattım ağlamadım öldüm yanarak döküldüm otuz bir yaprak serildim göz aldı küllerim ben ağlamadım çırılçıplak doğdu ağladı dirilişim Şule Aydemir |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:54 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.