![]() |
Nihat Gülle
Adsız Çeşme....
Bu çeşme adsız çeşme Akıpta bitesi yok Kırma adem kalbini Onaran ustası yok Kurumuş aşk pınarı Bir damlacık suyu yok Kırılmış gönül vazosu Cihanda bir eşi yok Aşık kimdir maşuk kim Aşkı çözen bilge yok Kızma,kaza kadere Taktirin hiç suçu yok Bu giysi nasıl giysi Yeni yok yakası yok Giyme benlik hırkası Bencillerin dostu yok Varlık kimin yokluk ne Gidenlerden haber yok Yıkma insan onurunu Heykelini diken yok Bu kabe nasıl kabe Altından kapısı yok Yıkma insan gönlünü Yapacak mimarı yok Bu dünya nasıl bina Taşı var temeli yok Çalma yetim hakkını Kefenin hiç cebi yok Gerçek sevgimi nerede Aşkın anlamını bilen yok Satma pahasız inciyi pazarda Değerini bilen yok Rahmani bu nasıl dert Tabibi,dermanı yok Açma aşkın sırrını Anlayacak bilge yok Nihat Gülle |
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, malmı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mı olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı? Nihat Gülle |
Ah Deli Gönül....
Ah deli gönül cemal-i yare bakarken Tevhit hançeriyle can ver,aman aman Aah deli gönül,hüsn-ü cemal-i yar varken Gayre bakma,gayri görme aman aman Aah,deli gönül yar ile işretteyken Huzurda edeb yahu,şivan etme aman aman Aah,deli gönül dost elinden ağu nuş etsen de Yüz ekşitme,yüz çevirme sakın dosttan aman aman Aah,bela-yı aşkın narından yanıp kül olsanda Nalan-ı bülgül gibi efgan etme aman aman Aah şarab-ı aşktan binlerce kadeh içsende Kandım deme,doyma can yemeğine aman Aah,deli gönül günde bin kez ölüp dirilsen de Cevr-ü cefa etsede,geçme ondan aman aman Aah,deli gönül dil yarelerin şerha şerha kanasa da Aşk sırrını verme nadan'a girme küfre aman aman Aah,deli gönül bin secde kılsan da dost mihrabından Baş kaldırma,her an kıl gönülde salat-ı aman aman Aah,deli gönül aşk yüzünden nice bir bela yükün çeksende Giryan etme,sitem etme,hamdet Rabbe aman Aman aman,aman yandım amman aman Yandı ciğer oldu büryan Yandı yürek oldu hayran Taştı gönül oldu umman.. Aman aamannn... Yandı canım,taştı umman aman aamaan.. Nihat Gülle |
Ah Garip Gönlüm...
Seher vakti uyanmadın Uyanıp aşka yanmadın Sevmekten hiç usanmadın Ah garip gönlüm,yaralı gönlüm Her güzel yar olur sandın Her gülene aldandın Kor ateşlere yandın Ah garip gönlüm,yaralı gönlüm Gurbet kahrın çekemedin Dosta bir gül deremedin Aşk sırrına eremedin Ah garip gönlüm,yaralı gönlüm Rüzgar olup esemedin Derya olup taşamadın Kaf dağını aşamadın Ah garip gönlüm,yaralı gönlüm Kanat vurup uçamadın Benlik dağın aşamadın Dost bağına giremedin Ah garip gönlüm,yaralı gönlüm Aşkla candan geçemedin Ser verdin sır alamadın Yar yolunda ölemedin Ah garip gönlüm,yaralı gönlüm Nihat Gülle |
Ah ne yaman derdim var..
Genç ömrüm hazana dönmüş Gözlerimin feri sönmüş Saçlarıma karlar düşmüş Ah ne yaman derdim var Has bahçede güller susmuş Cümle bülbül matem tutmuş Dostlar başıma üşüşmüş Ah ne yaman derdim var Anam karalar bağlamış Eşim dostum ağıt yakmış Bacı kardeş boynun bükmüş Ah ne yaman derdim var Dünya Sultanlar mülküymüş Sultanlara da kalmamış Şehit kan ve gül kokarmış Ah ne yaman derdim var Aşıklar yanık söylermiş Dertli olan kan ağlarmış Gönül meyin hak üflermiş Ah ne yaman derdim var Çayda çıralar tutuşmuş Geline kına yakılmış Kendi vermiş kendi almış Ah ne yaman derdim var Nihat Gülle |
An,An,Yaklaşıyor Meş'um Zaman....
Izdırap kan ve gözyaşı yazılmış alın yazıma Baldıran zehri aşkı içiyorum kana kana Yokluğun deli dalgalarla vuruyor usuma Gizli bir el sürüklüyor beni mana iklimine Gölgeler peşimde hangi kapıyı çalsam Tağutun askerleri hangi vadiye dalsam La mekan şehri hiçliğin ötesinde hiçlik Yokluğun ötesinde yoklukmuş sevmek Acıyı çok derin,aşkı zirvelerde yaşıyorum, Belayı bal yapıp ekmeğime sürüyorum Cesur yürek, ölüm mukadderse korkmam Senle bir olduktan sonra aşkım ne gam Bir İskoç müziği çalıyor uzakta belli belirsiz Dartanyan şövalyeleri at koşturuyor imgesiz Spartaküs yalnızlığında deli gönül Gül ve kan çiçekleri heryerde sebil Bir iman atlayışı yapıyorum sonsuza Tüm geçitlerde bir tuzak, her yer tenha Ellerin ellerimde yüreklerimiz kenetlenmiş Aşıkların kaderi her yerde vurulmakmış Ateş üstünde yürümekmiş meğer seni sevmek Her an doğmak günde binkez ölmek Cehennem tuzakları her bir yanımda İblisin askerleri pusu kurmuş yoluma Uzakta cehennem köpeklerinin ulumaları Sessizliği iki şak bölüyor kukumav çığlıkları Ejderhalar ısırmadan geçip gidiyor yanımdan Volkan lavları çıkıyor her geçitte başımdan Cennet yolu sarp,ısırgan otları her yanımı dalıyor Yüreğim eşsiz bir güzelin sevdasıyla kor gibi yanıyor Belene cehenneminden kaçıyorum sevgili annem Bir hastaneymiş meğer koskoca cehennem Görmediğim korkunç hayvanlar geçiyor yanımdan Bir helikopter kurtarıyor beni Beleneden Hangi düzensizliğe el atsam kaos ve giryan Hangi düşünceye tutunsam bir deli hezeyan İğrenç bir ihtiyar kadınmış meğer şu köhne dünya Arkamdan kahkahalarla gülüyor üpüryan bir heyula Her yasak zevk bir ejderha,her haram bir virüs Yeşil maymundan yayılıyor insana korkunç Aids Kemiriyor hastalıklı vücutları kırım kongo keneleri Kıyamet alametleri korkutuyor,Hak dostu bilgeleri Uzakta dans ediyor insanlar herşeyden habersiz Ölüm kol geziyor her yerde can ucuz,tenler değersiz Mahşerin dört atlısı beliriyor ufukta doludizgin Gladyatörler,ölüm arenasında yenik ve bezgin Büyük kıyameti haber veriyor tüm veriler Kozmik bir toplantıda alınıyor yüce kararlar Yeryüzüne biyolojik savaş kararı var Hakkın Uyarın uyarılmak istenenleri vakit saat yakın Büyük alametler bir bir gerçekleşti,artık uyanın Kum saatinde tükeniyor,an an yaklaşıyor meş'um zaman Ozon tabakası delindi,gök kalkansız yer berhava Dabbe-tül Arz çıkıyor her yerde karşımıza Buzullar eriyor taşıyor denizler dalga dalga Yasak zevkler büyüyor her biri dev bir ejderha Maymunlar cehenneminden kaçıyor kırbaçlanan esirler Hangi vadiyi aşsak peşimizde gölge süvariler Özgürlük anıtının dibinde toplanıyor her kaçak Bütün volkanlar infidada,bütün karalar oynak Tsunamiler dev dalgalarla vuruyor karaları Kızılaylar,kızılhaçlar saramıyor ölümcül yaraları Her yerde deprem,şehirler yıkılıyor yerle bir Hangi yiğit ölümden kaçacak,nerde böyle cihangir Ölüler diyarında bengisu arıyorum her an Sadırlardan siliniyor altın harfleriyle yüce Kur'an Her anı bin kez ölmekmiş meğer yaşam Seni sevmekmiş ölümsüz gerçek,ya Hz.Yezdan Sonsuzluk yolunda yapayalnız yürüyorum Acıyı sarhoş kadehlerinde ağır ağır yudumluyorum Gözyaşları sicim gibi iniyor gökyüzümden Bir anka kuşu kapıp uçuruyor beni ensemden Alacakaranlığı deliyor rüzgarın ürküten uğultusu Kaf dağının ardına yol alıyor bir sonsuzluk yolcusu Her yerde bir Titanik faciası,her yerde ölüm ve katliam Güneşin ilk ışıklarıyla başlıyor sıtma ateşli deli sevdam Ağır ağır çıkıyorum gökyüzü sarayına Ahret boyutunda rastlıyorum çocukluğuma Cüzzamlılar vadisinden geçiyorum Benhur misali Bütün çilesizler bakıyor arkamdan adeta vebalı Cehennemden çıkmış bir adam getiriyor melekler Kıpkızıl bir ateşte yanmış deva olmuyor merhemler Döner misali yanıp yok olmuş vücudun,yarısı eksik Küfrüne karşılık vaad olan işkenceye tüm melekler tanık Merhem sürülmüş kıpkızıl yaralardan akıyor kan ve irin Deccalların canhıraş kahkahaları,çekilin ey ins ve cin Cehennemde yanan tek insan göremiyorum Kimi maymun, kimi domuz, kimi ejderha; korkuyorum Böyle bir akibetten Rabbime sığınıyorum Dünya gurbetinden ahirete göç ediyorum Gül yağıyor üzerime yağmur yerine semadan Sıçrayıp uyanıyorum,bu haberci rüyadan Nihat Gülle |
Andıkça...
Yitik bir sevdanın dalgaları vurur gönül sahiline Bir tutsağı kırbaçlar gibi kara zindanlarda Sevgin ılık bir şelale misali akar yaralı kalbime Martı çığlıklarına karışır ah u figanım o yerde Uzak sevdaların silik hatıraları dolar hayalime Gözlerim umarsızca dalar silik hatıralara Doludizgin bir süvari koşar içimde sonsuza İsyankar şiirlerin kahır dolu satırlarında Ayak izlerini arar gözlerim köhne kaldırımlarda Andıkça seni kapkara bir özlem bulutu çöker üstüme Alacakaranlıkta üstüme yürür hatıralar ordusu Senin kokunu getirir ılgıt ılgıt seher yeli Kan kusturucu özlemlerin çaresizliği çöker yüzüme Yalnızlık kalp yaramdan damlayan kıpkızıl bir kan Sensizlik bir hançer misali işler göğsüne sevdamın Bak işte büyüdü gönlümde aşkımızın bebeği Onu sonsuz sevgimle besleyip büyüttüm içimde Oysa yoksun yanımda ben yetim aşkımız öksüz Bir inat uğruna ihanet ettik bu tertemiz aşka Yıllar şimdi öç alıyor bizden,yollarımız başka başka İnleyen aşık özlemle tutuşup yandıkça Bitmez tükenmez bu aşk sancısı içimde Seni çılgıncasına özleyip,andıkça Nihat Gülle |
Anlatamıyorum...
Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Göz yaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum. Nihat Gülle |
Annem..
Uzak bir diyarı yurt ettim çoktan Suçlusu ne sensin, nede ben annem Güneşim kararmış çıkmaz buluttan Sevginle içimi ısıt can annem Yaşarım,yaşamsa başka alemde Anla ki derdimi yazmaz kalemde Acıyla,özlemle,bir de elemle Gözümden sızıyor sanki kan annem Sen sanki uzakta hep gülüyorsun Donmuşum hasretinle çok üşüyorum Sensizlik dipsiz bir kuyu hep düşüyorum Tutup’ta elimden kaldırsan annem Kaç kere Allah’a yalvardım durdum Bir sözün yeterdi mutlu olurdum Dizinde neş’eyle huzur bulurdum Ninniyle uykuya daldırsan annem Bu yürek çarptıkça işte bu yürek Ölümsüz bir aşkla seni sevecek Telefon edersen çok sevinecek Bir kere zilimi çaldırsan annem Nihat Gülle |
Arıyorum
Duygularım sağnağında Kanar yaram ta gurubta Ufkun solan minesinde Sevgilim seni, izlerini arıyorum Sararmış hazan yaprağında Meltemin ılık nefesinde Yağmurun aşk çağrısında Sevgilim seni, aşkını arıyorum Zaman silememiş hatıranı Resmin sinmiş o sahile Aşk çeşmesi geldi dile Sevgilim seni,gül kokunu arıyorum Hayal karışmış gölgene Hatıralar bir şelale Aşkımız kalsın mahşere Sevgilim seni,sözlerini arıyorum Nihat Gülle |
Ashab-ı Kehf...
Kuranda bile geçer, yedi uyurlarız biz Ashab-ı Kehf adımız Tarsusta mağaramız Efsane,masal değil hakikat yaşadığımız Hakkın kalasına sığınmıştık hepimiz Zulmetten nura,küfür karanlığından iman ışığına Zalim sultandan sığınmıştık yalnızca Hakka Girmiştik bilmeden zaman mağarasına Hak Teala yolunda can vermiştik biz Uyuduk asırlar boyunca melekler çevirdi bizi Kıtmir dahi uyudu mağaranın ağzında Taktir-i ilahi uyandırdı süre dolduğunda Hak Teala diledi hayata geri döndük hepimiz Bizi kimse tanımadı,sevenlerimiz hep ölmüş Yaşadığımız devirden kimse sağ kalmamış Zalim Dakyanus ölmüş,kentleri yerle bir olmuş Hak Tealanın gücünü ibretle seyrettik hepimiz Tayyuş,Debernuş Mekselina ne farkeder adımız Hepimiz inanmıştık Hak rızasıydı muradımız İmparator şaşırdı,sordu tek tek hatrımız Hak Teala diledi yeniden can verdik hepimiz Kıyamete kadar uyumamız emredildi Uyanıp Mehdi Resule asker olur kehf ehli Biz Hakkın ordusuna kayıt olduk ezeli Hak Teala kutlu kıldı şanımız Kıtmir dahi bizimle cennettedir ebedi Biz hakka gönül vermiş yiğitleriz sermedi Aşk sırrına erenler ölmeden canlar verdi Hak Teala adımıza ashab-ı kehf dedi Nihat Gülle |
Aşığınım Ya Muhammet...
Aşığınım ya Muhammet,aşkın yok ki sureti Ahadiyyet vahdettki siret'i Vahidiyyet kesretteki serveti Süphan Allah varlığını nur etmiş Ayran içinde yağ misali Adem-i safidir Muhammedi nurun ilk hali Mim sırrı Hakkın tecelli-i kemali Süphan Allah varlığını nur etmiş Perde hicap olurmu dostla dost arasında La yı kaldır gayri kalmaz arada Odur nurun menba-ı zahirde ve mana da Süphan Allah varlığını nur etmiş Ne kevn-i mekanda,ne vakt-i zemanda Onsuz dönmez felekler,dönmez devranda Muhammedi nur olmasa kalmaz cihande Süphan Allah varlığını nur etmiş Ne melek-i mukarrep nede nebi-i mürsel giremez huzura Elif Allah,Mim Muhammet La yokluktur aslında Tedbil-i kıyafet gezer padişahtır özünde Süphan Allah varlığını nur etmiş Rahmani gel bu sırrı nadana verme yeter Muhammed'in aşkı cihana bedel Muhammed'in cübbesinden Hak başın göster Süphan Allah varlığını nur etmiş Nihat Gülle |
Aşık oldum pembe güle
Aşık oldum pembe güle Uykuları verdim yele Sarardım günden güne Geldi geçti güzel ömrüm Aşık oldum beyaz güle Neşe doldum günden güne Gah ağlaya gahi güle Geldi geçti güzel ömrüm Aşık oldum sarı güle Mecnun oldum günden güne Bayıldım o gül benzine Geldi geçti güzel ömrüm Aşık oldum ala güle Hasret çektim günden güne Döndüm yanık bir bülbüle Geldi geçti güzel ömrüm Aşık oldum tebriz gülüne Hayran oldum gül tenine Gelemedim hiç kendime Geldi geçti güzel ömrüm Nihat Gülle |
Aşıklar Dergahına Kulluğa Geldim
Aşıklar dergahına Kulluğa geldim Vasıl olmak için sultana geldim Aşık oldum cemaline canım efendim Gönlümün içinde sultan efendim (Can Muhammedim) Bahrine daldım hayrette kaldım Fail Allahtır deyip derse başladım Efendim Hasan’dan hem ilham aldım Aşık oldum cemaline canım efendim Gönlümün içinde sultan efendim (Can Muhammedim) A’malar nurundan feyiz alamaz Elinden nuş etmeyen Hakkı bulamaz Suret nakşın ile menzil alamaz Aşık oldum cemaline canım efendim Gönlümün içinde sultan efendim (Can Muhammedim) “Kul in küntüm tuhibbun “kur’an buyurdu Kamil mürşide uyan yolun doğrulttu Şefi-ül mürebbim himmet buyurdu Aşık oldum cemaline canım efendim Gönlümün içinde sultan efendim (Can Muhammedim) Seyreyledim anı zat-ı sıfattan Anladım mananı külli men aleyha fan Melamet’i aldım şeyhim Has’andan Aşık oldum cemaline canım efendim Gönlümün içinde sultan efendim (Can Muhammedim) Nihat Gülle |
Aşıkların Kaderi
Aşıklar teslim olmuştur yüce taktire Huzurda olanda bulunmaz irade Kader rüzgarı şişirmiştir yelkenlerini Taktire vermişlerdir tüm dileklerini Kader bir emr-i Hak ondan kaçılmaz Aslanın önünden ceylan kaçamaz Bu bir sırdır her yiğide açılmaz Aşk zinciri vurulan gayre bakamaz Yazılmış yazımız kırılmış kalem Ferman yüce yerden Vallah-u Alem Elif lam Mim sırrımız kutludur elem Taktir-i ilahiye teslim olduk gönülden Aşk kemendi vurulmuş boynumuza ezelde Seve seve gideriz biz Rabbimize Gerçek aşık olanlar mahremdir halimize Aşk kervanı kalkıyor ebedi menzilimize Her seven sevdiğine kavuşmak ister Gerçek aşık isen senedin göster Her nehir deryaya akıp gider Taktire teslim olan huzura erer Mut-u kable sırrına agah olmuşuz İhtiyar-ı mevtiz sefa bulmuşuz Hakkın rızasına boyun vermişiz Biz kaderi Hakkın emri bilmişiz Nihat Gülle |
Aşk-ı İlahi...
Her gönülden koptu bin feryad-ı vaveylay-ı aşk Arz-ı didar eyleyince dilber-i ra'nay-ı aşk Sığmamışken kainata zübde-i manay-ı aşk Sakladı bir ney içinde anı mevlanay-ı aşk Halk-ı havva dan garaz talim-i ders-i aşk imiş, Böyle tefsir etti aşkı adem-i danay-ı aşk, Bürka açmazdı,el atmazdı cenab-ı Yusuf'a Olmasaydı aşk ile sekran eğer Zelhay-ı aşk Kabe- Kavseyn içre ancak aşk idi asl ul meram, Buna şahit 'fetedella' ile 'maevha'-yı aşk Alem efruz olmak içün nur-i vech-i Ahmedi, Vech-i mutlaktan nikabın açtı ol hüsnay-ı aşk, Ya Muhammded devreder aşkınla eflaü zemin, Halk olundu aşkın ile cenet-ül mevay-ı aşk, Bir nigah-ı iltifat et müzniban-ı ümmete, Südde-i pakinde inler bir nice şeyday-ı aşk Beste-i kayd-ı cünün eyler bütün ehli dili, Sanezan oldukça böyle türra-i leylay-ı aşk Lafz- İllallah'a mirat eyle Ya Rab kalbimi Ehl-i tevhide yeter bir la ve bir illa-i aşk Şefkatiyle yandırır bin hanede şem-i hüda, Şiddetiyle hanumanlar söndürür bağzay-ı aşk Şeyh fani gibi bir ruşendil'e peyrev olup, Ben dahi oldum ferida bülbül-i güyay-ı aşk İzzet-ü ikbal-i dünyaya tenezzül eylemem, İlticagahımdır ancak kabe-i ulyay-ı aşk Nihat Gülle |
Aşk Mahkumu
Aşka mahkum edilen Bir gün olsun gülmezmi Deryaya karışan damla Umman olup taşmazmı Aşk oduyla yananı Yüce mevla görmezmi Deryaları dökseler Aşk ateşi sönmezmi Aşk kalemle yazılmaz Suda izler kalır mı Binlerce tedbir alsan Kader hiç değişmezmi Aşk okuyla vurulan Acısını duymazmı Aslan önünden kaçan Pençeden kurtulmazmı Aşk ummanı derindir Dalgıç sudan korkmazmı Canı başı terkeden Sorgu hesap görmezmi Nihat Gülle |
Aşk Sırrı..
Ne zaman çözülecek bu aşkın sırrı Hiç bitmiyor cefası,gözyaşı hatırası Yokmu bu bahasız inciden Satın alan birisi? Bir meçhuller alemi bu alemin ötesi Nice kervanlar geçti,konup göçtü nicesi Yokmu bu garip yoldan Geri dönen birisi Bir denizdir bu hayat,keder dolu neş'esi Kalbe vuran her dalga sonsuzluğun nefesi Yokmu bu aşkın sırrını Açıp,çözen birisi Mızrab'a vur gönül sazı inlesin Aşk şarkımız ömür boyu söylensin Yokmu,yokmu aşk yarasına Deva bulan birisi Nihat Gülle |
Aşk yarası güle benzer....
Güle benzer güle benzer Yar açılmış güle benzer Aşıklar el ele gezer Gülle yatan güle benzer Çöle benzer çöle benzer Yar gülüşün güle benzer Güzel seven candan bezer Gül yanağı lale benzer Sele benzer sele benzer Aşk coşkun bir sele benzer Mevlam sevdiğini bezer Gül dudağı güle benzer Kora benzer kora benzer Aşk yanan bir kora benzer Güzel,canım seni özler Gül koklayan güle benzer Gül bubiği güle benzer Tomurcuğu gönle benzer Aşıklar güzeli sezer Aşk yarası güle benzer Aşk sevda bir güle benzer Bakılan gül cana benzer Aşıklar güzeli sever Gül sevmeyen ele benzer Nihat Gülle |
Aşk Yemini...
Masama düşen altın sarısı yapraklar Hayalimde uçuşan anılar göçmen kuşlar misali Bilmiyorum kaç mevsim girdi aramıza Ama sen öylesine işlemişsinki ruhuma Beklemek ve ümit meşgalem Sevdan benim en tatlı gıdam Yıllar yılı oyalasada beni Geri dönmesen de kollarıma bir daha En karanlık *******de ışığını Seher yelinde kokunu arayacağım İnan aşkım yemin senden başkasını sevmeyeceğim Beni sevdiğin müddetçe senden vazgeçmeyeceğim Belki turnalardan selamını alacağım Her postacı gelişinde mektubunu bekleyeceğim Yağmur sonrası bir toprak kokusunda Dalgaların ayrılık ayrılık diye sahile vuruşunda Her kapım çalışında yüreğim çarpacak sensin diye Martıların yanık çığlıkları hep seni hatırlatacak sevgilim Tüm güzellerde senin rengini arayacak sevdalı gözlerim Seni eşsiz bir hazine gibi kalbimde saklayacağım İnan bana aşkım mahşerde bile hep seni arayacağım Ölsem de elimde bir demet gül seni bekleyeceğim. |
Aşk,Gençlik ve Bahar...
Dinle sevgili tan yeri ağarırken uyan aç pencereni Seher vakitlerinde kuşların o doyumsuz neşesini Rüzgarında danseden yaprakların hışırtısını Güllerin sedayla uyanıp parfümler sürünüşünü Bahar doğanın,gençlik insanın coşkusu Aşk soğuk bir pınardan akan su şırıltısı Ceylanların gözünde sevda pırıltısı Gençlik ve aşk yaşamın büyük tutkusu Ama her yeni eskir,her çiçek solar bir gün Güz gülleri gibi açmadan harolur duyguların Sonra kara kışı görünür ufukta fani hayatın Her aşk bir diriliştir,ayrılıksa ölümüdür kalplerin Gençlik ve bahar aşk ile bir başka güzel dostlar Gönül her sevgide başka bir tat,lezzet arar Gerçek sevgi aşktır,binde bir insana uğrar Yaşanası bir masaldır,aşk gençlik ve bahar.. Nihat Gülle |
Aşk...
Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben Perde ardında sen ben dedikodusu var amma... Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben Ey dünyanın işinden haberi olmayan sen yoksun Dünya esen yel üstüne kuruldu.. Varlığımız iki yokluk arasındadır Çevrendekilerde hiçdir sen de bir hiçsin Medresede söz vardır tekkede de hal Fakat bu aşk sözden de dışarıdır halden de İster şeriat müftüsü ol ister şehir vaizi Aşk mahkemesine gelindi mi dilsiz kesilir Bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak Yarını düşünmen beyhude bir heves Bir çok kişiden arda kalanlar Sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin. .. Nihat Gülle |
Aşka haram diyorsun...
Aşka haram diyorsun Dudak büküp gülüyorsun Aşkla dalga geçilmez Bir gün gelir başına Sevgi aşkın yalazı Yaktı bütün harmanı Gülme sakın aşkıma Sonra gelir başına Aşk zaman mekan dinlemez Aşıka sorgu sual olmaz Aşkla dalga geçilmez Sonra gelir başına Nihat Gülle |
Aşka Hasretim Can Dostlar
Bir gün görüp yaşamadım Dağlar yüce aşamadım Seller gibi coşamadım Aşka hasretim candostlar Bir gül olup açamadım Kör talihten kaçamadım Yağmur olup yağamadım Aşka hasretim candostlar Candan seven bulamadım Dost ile dost olamadım Kimseye yaranamadım Aşka hasretim candostlar Aşk bendeymiş göremedim Kendi kadrim bilemedim Ben aşkında aşıkıydım Aşka hasretim candostlar Gülle gezdim,gülemedim Gül gönüle giremedim Aşk bir sırmış bilemedim Aşka hasretim candostlar Nihat Gülle |
Aşkı Bulamadım Güzel gözlerde
Aşkı bulamadım güzel gözlerde Aradım sonunda ruhta özlerde Ulular düşündüm nurlu yüzlerde Eşsiz bir güzele vurulmuşum ben Nihat Gülle |
Aşkımız körpe bir çocuk,tut ellerini...
Aşk çiçeğim,yeni bir gün doğacak birazdan Yeni umutlar yağacak üstümüze semadan Yeni bir aşka yelken açacağız durmadan Korkmayacaksın hayatı aşkla yaşamaktan Sevgilerini gömmeyeceksin yüreğine Özlemlerini saklamayacaksın kendine Gökkuşağını kuşan ince beline Sevgilim bırak kendini aşkımızın seline Ağlamayacaksın artık her gün batışında Yalnızlık girmeyecek koynuna her yatışında Beni hisset içinde, her nabız atışında Damarında kanın sevda ile akışında Senden ayrı yaşam anlamsız Herşey boş,herşey umarsız Sevgiler aldatıcı,sevenler duygusuz Bir ben varım sana aç,sevgine susuz İnandığım bir sen varsın koca alemde Gece rüyamda,gündüz hayalimde Bir kandil var dolaşırım elimde Bir ben varım her gece,sensiz uykusuz Aydınlık sabahara açacaksın güzel gözlerini Bir tesbih gibi gönlüne diz sevda sözlerini Yağmur gözlüm sil yüzünden keder izlerini Aşkımız henüz körpe bir çocuk,bırakma tut ellerini Nihat Gülle |
Aşkımmm... Yazarı bilinmiyor paylaşım..
Yaşamak varken sevginin en yücesini Aşkın taa kendisini Aşk dedim ben bu sevdaya Her harfine bir anlam yükledim Aşkım ben aşk adamıyım Böyle bir sevdayı yaşamak varken Neden hep kaçtın benden Yüreğimi bıraktım avucuna Korkma sevdiğim yüreğimi koy yüreğinin yanına Ağır mı geliyor sevdam sana Korkutuyor mu ölümüne sevmem seni Korkma sevdiğim sevgim öldürmez yaşatır seni Ben sevginde buldum hayatı Gülüşün için yaşadım bu yaşanmaz hayatı Bastığım her yer kirliydi belki Kirletmedim sevdiğim ne adımı ne sevgimi Gel hadi tut ellerimi koşalım denizin mavisine Baharın yemyeşil sergisine İki beden bir can olalım seninle Karışsın nefesin nefesime Kalbimiz aynı anda atsın …..Zaman dursun Yeni bir hayat başlasın ........Ölümüne bir coşkunun bitimsiz serinliğinde. Nihat Gülle |
Aşkların en güzeli..
Yeni bir gün doğacak birazdan hayatımıza Yeni bir başlangıçtır her doğan gün aşkımıza Umut çiçekleri devşireceğiz sevda bahçemizden Kormayacaksın artık,yalnızlığın beşinci senfonisinden Sevgi ekeceksin gönül vadisine ihtimamla sulayıp Menekşeler,orkideler,zambakları demet demet toplayıp Cömertçe dağıtacaksın sevgiyi,aşkın gizemli zekatını Göklere yazacaksın altın harflerle adın ile adımı Dostlarla dolup taşacak,sevinç rüzgarları esecek evimizde Pembe yanaklı dünya tatlısı çocuklarımız koşacak bahçemizde Ağlamayacak,umutla bakacaksın geleceğe her gün batışında Hayal ırmağında yıkanacaksın,gezerken hatıralar ormanında Aydınlık sabahlara açacaksın o sevdalı gözlerini Mehtabı yüzünde seyredeceğim her gece öperken ruhunu Okşarken bir meltem gibi ipek pırıltısında ki saçlarını Mutluluk şarkıları söyleyeceksin,yaşarken aşkların en güzelini... Nihat Gülle |
Aşkmıdır can ı dil mülkünü yağma eden.
Aşkmıdır ki can-ı dil mülkünü yağma eden Aşkmıdır sinemin içre gelip ca eyleyen Aşkmıdır boynuma takıp bela zincirini Gezdirip mecnunleyin alemde rüsvay eyleyen Aşkmıdır bi vefa güller elinden ******* İnletüp bülbülleri ta subh güya eyleyen Aşkmıdır eyleyen tir-i cefaya can siper Mihnet ü derd ü gam-ı sitemde peyda eyleyen Aşkmıdır bir kenan bir ebru nigarın yadına Ok gibi bu kaddim büküp benim ya eyleyen Aşkmıdır fenvi derdi okutup aşıklara Faslı babu sinemin levhine inşa eyleyen Aşkmıdır bu muhibbi sine sine dağ vurup Ahir sultanın gözleri yaşını derya eyleyen Nihat Gülle |
Aşktanda Öte...
Buğulu gözlerinin ummanında boğuldum O baygın bakışlarında gerçek sevgiyi buldum Aşk değil bu Allahım fırtınaya tutuldum Sanki bir yıldız geçidinin cezbesiyle yutuldum Nihat Gülle |
Ata'yı Sevmek...
Ey yüce Atamız seni rahmetle anıyoruz Seni eserlerinle tanıyor,ölümsüz fikirlerinle biliyoruz Seni kalbimizle seviyor,akıl gözümüzle görüyoruz Seni ölümsüz dev eserlerinle minnetle yad ediyoruz Açtığın nurlu medeniyet yolunda el ele koşacağız İlim ve fende devlerle yarışacağız Yaktığın ilim meşaleni onurla taşıyacağız Kurduğun cumhuriyeti ilkelerini can pahasına koruyacağız Yüce ülkünün izinde başı dimdik yürüyeceğiz Türk adını en yüce burçlara taşıyacağız Kör taassuba karanlığa geçit vermeyeceğiz Zorba rejimlere asla boyun eğmeyeceğiz Seni tanımamak ne büyük idraksizliktir Seni sevmemek ne derin basiretsizliktir Hatırana saygısızlık ne hazin haksızlıktır Önünde eğilmemek nasıl bir şaşkınlıktır Kara bulutlar samışken,vatanın dört bir yanını Bir güneş gibi doğdun,dağıttın gaflet karanlığını Güneşi görmemek ne büyük a'malıktır Balçıkla sıvamaya çalışmak düpedüz akılsızlıktır Bu millet seninle yendi yedi düveli,seninle kurtuldu esaretten Seninle arındı kör ceheletten,zifiri taassup karanlığından Sende yaratılmıştın oysa herkes gibi etten ve kemikten Türkün öz bağrından çıkabilirdi ancak böyle yüce kahraman Sana sevgi minnet duymamak apaçık gaflettir Ecdadın hatırasına saygısızlık aslına ihanettir Seni sevmek,değerini bilmek için bir fazilettir Doğruyu alkışlamak eşsiz bir meziyettir Seni sevmek için özünde eğrilik olmamalı insanın O sevgi dolaşmalı damarlarında her sevenin Bu uğurda öldü şehitler kahraman neferlerin Ey Türk! Altın harflerle yazıldı o gün kaderin Seninle geçiyoruz tüm geçitlerden,badirelerden Seninle uyanıyoruz tüm kabuslardan,karabasanlardan Seninle yıkıp geçiyoruz tabular engelinden Seninle geçiyoruz kaybolmadan,karanlık devirlerden Tabulaştırmadan seviyor eserlerini basıyoruz bağrımıza Övünçle kazıyoruz ismini tarihin şeref levhalarına Seni kalbine gömdü,Ülkesini seven her Türk Ruhu şadolsun,silah arkadaşları ve aziz Atatürk... Nihat Gülle |
Ayrılık Acısı...
O ıslak baygın gözlerinde Acı bir gülüş gizliydi Sanki beni bırakma Affet sevgilim,der gibiydin Duyguyla titriyordu dudaklarından Belli belirsiz döküldü kelimeler Boğazında yumruk gibi bir hıçkırık Gitme güzelim,der gibiydin Buğulu bakışlarında Eski aşk masallarının tortusu Kahrolası gururun engeldi aşkına Sevgilim terk etme beni der gibiydin Kalbin duracakmış gibi atıyordu o an Dizlerin titriyor ellerin üşüyordu Sanki rüzgarda titreyen Kuru bir yaprak gibiydin O masum duruşun,boyun büküşün ardında Bir aşkın yıkılışı vardı tüm benliğinde Sanki tanımadık birbirimizi Bir fırsat daha ister gibiydin O ağlayan gizemli gözlerinde Sonsuz bir sevgi gizliydi oysa Aşkımız mahşere kaldı sevgilim Elveda canımın içi der gibiydin Ayrılık hüznüyle sallanan elin Vapur düdüğüyle yanına düşmüstü Gökyüzünde bulutlar hıçkırarak ağlıyordu Hoşçakal biricik aşkım der gibiydin Nihat Gülle |
Ayrılık Hediyesi..
şimdi saat sensizliğin ertesi yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın avutulmuş çocuklar çoktan sustu bir ben kaldım tenhasında gecenin avutulmamış bir ben... şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun bu da benden sana ayrılığın hediyesi olsun soytarılık etmeden güldürebilmek seni ekmek çalmadan doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun.. şimdi iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asıyorum bu son olsun be..bu son olsun! bu da benim sana ayrılırken mazeretim olsun! şimdi saat yokluğunun belası sensiz gelen sabaha günaydın! işi-gücü olanlar çoktan gitti bir ben kaldım voltasında sensizliğin hiç uyumamış bir ben... şimdi dişlerimi sıkıp dudaklarıma kanamayı öğrettim ki bu kızıl damlalar körpe yanağında bir veda busesi olsun bu da benden sana heba edilmiş bir aşkın son nefesi olsun... kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni beyninin içindekileri anlayabilmek ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü bütün saatleri öylece durdurabilmek için çıldırasıya paraladım kendimi lanet olsun! artık sigarayı üç pakete çıkardım günde olsun be! ne olacaksa olsun! bu da benim sana ayrılırken şikayetim olsun gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun isterim sende ben gibi yan ömrüne hep ağla hep ağla bu benden son dua bu benden ayrılık hediyesi olsun) Nihat Gülle |
Ayrılık Senfonisi..
Bırak beni yalnızlık sahilinde, at sevdanı dalgalara Git uzaklara, aradığın aşksız körpecik yaşamlara Sana selamımı getirecektir telli turnalar,göçmen kuşlar Her gün dünya yeniden yaratılır,güneşle doğar umutlar Sensizlik olmasa yalnızlık yaraşır biçare aşığına Koyda yanar bir ateş,yalazlar vurur o güzelim çehrene Dansedip eğlenirken bile,hayalim girecektir ansızın kalbine Dostlar aşık olur,aşıklar dost kalamaz bunu bari söyleme Beni yıkıp terk ederken,mutluluklar dileme Sakın çocuklarına anlatıp,hatıramla eğlenme Bir gün anlarsın seni ne çok sevdiğimi Bir gün hatırlarsın sana nasıl değer verdiğimi Yağmur gözlüm,meltemler eser gülüşünden Bir sel gibi akar duyguların nemli gözlerinden O an bir şey kopar sanki ta yüreğinden Pişman olupta bir gün vazgeçersen inadından Özlemler kar gibi düşer gönül bahçendeki çiçeklere Aşkımı anlatırsın baharda uyanan börtü böceklere Yokluğum sarar ruhunu,ince bir şal gibi derinden Kan tükürürsün beklide kahrından, kederinden Binde bir insan yaşar böyle sonsuz sevdayı Ararsın sarhoş kadehlerde,aşkımıza vefayı Cana minnet bilirsin sevdiğinden cefayı Arama aşık olduysan,meşki zevk-ü sefayı Nihat Gülle |
Bahar gözlüm...
Hakkım yok seni sevmeye bahar gözlüm Henüz gözlerinde çocuksu arzular yanar senin Hayat dolusun; oysa ben biteviye yorgun ve bitkin Her sevgi içimde bir yaradır,sana kıyamam gülüm Hakkım yok seni sevmeye canım,gülüm biriciğim Henüz yağmurla yeşeren bir bahar dalısın Neş’e dolusun,benimse mevsim hazan vakti ömrümün Aşk yağmurlarında ıslanmak için geç,sana kıyamam gülüm Hakkım yok seni sevmeye canım, gülüm biriciğim Sen gençliğin en güzel çağında körpe bir fidan Sevgi dolu bir ırmaksın,bense kurumuş bir çağlayan Kanatları taşımıyor ruhumun bedenimi,sana kıyamam gülüm Hakkım yok seni sevmeye canım,gülüm biriciğim Senin gözlerinde doğar sevda güneşi, ışıl ışıl dingin Coşku dolu yüreğin,bense yitik sevdalardan bıkkın Yaralı bir kuş misali yüreğim,sana kıyamam gülüm Hakkım yok seni sevmeye canım,gülüm,biriciğim Yüreğin bitmez tükenmez özlemlerle çırıpınır senin Aşk dolu fırtınalı bir deniz yüreğin,bense ölü deniz kadar sakin Her sevgide vurgun yemişim kaderden,sana kıyamam gülüm Hakkım yok seni sevmeye canım,gülüm,biriciğim Kaynak sularınca berrak ve temiz aşk dolu yüreğin Alev alev yanan bir kor gibisin,benimse sönmüş yaşam ışığım Hazan yaprakları gibi savrulmuş hayallerim,sana kıyamam gülüm Bir gün son kez kanat çırpacak yorgun yüreğim Kuru bir yaprak gibi sürükleneceğim yokluğa Yalnız albümlerde gülümseyecek sevdalı gözlerim Son kez kapanacak sana hasret kirpiklerim Artık zaman duracak,mekan kalkacak aradan bir gün Olmaycak yarınlarım,solacak sevda güllerim Dalında kuruyacak,umut çiçeklerim Ruhum terk edecek dünyayı,hoşça kal gülüm Nihat Gülle |
Bana Bir Gül Verin Aşk Bahçesinden...
Bana bir gül ver aşk-ı muhabbet bahçesinden Sonsuzluk şarabını bir dikişte içmeliyim elinden Bir koku getirin bana yed i iklimlerden Ölümsüz sevgilinin sesi gelsin tüm hücrelerimden Bana bir kaynak suyu gösterin ötelerden Bitimsiz sevgiyi içirin aşk pınarından Bir gemi verin bana sonsuzluk diyarına kalkan Kaptanı görünmez tayfaları gizli olsun gözlerden Bana Hakkın kal’asını gösterin yücelerden Tağutun askeri çatlasın hasetinden Mana yiğitleri gıpta etsin gönülden Burcu tabareke,kapısı fatiha,kilidi sevgiden Bana bir inanç rotası gösterin Rabbime giden Bir sevda ırmağı aksın içime sonsuz ötelerden Bir sihirli kılıç getirin evrenin askerlerinden Yedi başlı ejderhadan kurtarayım halkı ölmeden Bana bir ilim öğretin hikmetler deryasından İlmimle cihat edip kurtulayım yol vuran nefisten Bir meş’ale yakın erenler iman ateşinizden İman nuruyla geçeyim tüm badirelerden Bana bir hazine gösterin Künt-ü Kenzi Mahfiden Bir ilahi okuyun,vesile olsun illa hu olmadan Kutsal bir ışık verin öz benliğinizden Güllerin efendisine bir selam götürün benden Nihat Gülle |
Bana sevmeyi öğretin...
Bana sevmeyi öğretin sevip sevilmeyi Bana çalışmayı öğretin,azmedip başarmayı Sevip sevilmeyi,insanca yaşamayı Ucunda ölüm dahi olsa doğruyu söylemeyi Kızmayın bana çok sorarsam,öfkelenmeyin Bağışlayın kusurumu bilmezsem ayıplamayın Öğretin bana inceden inceye her şeyi kızmayın Anlatın bana hayatı dolu dolu yaşamayı Benim yüreğim taze bir gül Bağırma bana her zaman; gül İnsan dediğin uçsuz bucaksız bir gönül Ben sizlerin emanetiyim kölesi değil Açtıkça içimde büyür sevgi çiçekleri Sonsuza uzar hayallerimin dalları Alemlere sığmayan Rabbimi Öğretin bana yüce peygamberimi Bana ruh verir hayat verir her öğrettiğiniz Bana yaşama sanatını hünerini öğretiniz İyiliği güzelliği doğruyu bana bildiriniz Bana karşılıksız vermeyi anlatınız Beni bir oyuncak yada bir robot sanmayın Yarının büyüğüyüm bana kötü davranmayın Ben size emanet edilen bir Tanrı misafiriyim Bana dürüstçe,dosdoğru yaşamayı öğretin Ben küçük bir öğrenciyim sevgili büyüklerim Ne verirseniz onu bilir onu söyler yaparım Kalbime sonsuzluğun tohumu ekilmiş ben bir cevherim Kusursuz olmak değil, eksiksiz yaşamaktır hünerim Nihat Gülle |
Başım Gözüm Üstüne Şevki Dinçal
Senden başka yar bilmem ömür boyu gözüme Bak de yeter bakarım başım gözüm üstüne İster aşk denizine ister hicran gölüne Ak de yeter akarım başım gözüm üstüne Yılda bir olsa bile seviyorum de hele Senden gelmişse eğer sefadır bana çile Yalnız kalbimi değil koca dünyayı bile Yak de yeter yakarım başım gözüm üstüne Yeter ki sen bekle de hiç kalır sabır taşı Küçük bir umut bile olur gönül yoldaşı Razıyım ömür boyu gece gündüz gözyaşı Dök de yeter dökerim başım gözüm üstüne Biliyorum bu aşkın yalnız sensin galibi Her derdine razıyım çıkmasın tek talibi Varsın yağmur yağmasın sen iste şimşek gibi Çak de yeter çakarım başım gözüm üstüne Tek söz etmem bu sevda vursa beni her yandan Tanrım beni korusun benden bıktığın andan Ne kadar sevsem bile bir gün olur dünyandan Çık de yeter çıkarım başım gözüm üstüne Biliyorum sevgili gönlünde yerim gurbet İster sılaya çağır ister hergün sürgün et Sen mutlu ol bir tanem ben ömür boyu hasret Çek de yeter çekerim başım gözüm üstüne Seni bu kadar sevmek yalnız benim günahım Hiç şikayet ettim mi bir gün çıktı mı ahım Bir elimde yüreğim bir elimde silahım Sık de yeter sıkarım başım gözüm üstüne Nihat Gülle |
Ben Aşıkım Hüda yı Layazal'e
Ben aşıkım Hüda-yı Layazele Varım yoğum verdim ben o güzele Yalvarırırım seher vakti gizlice Zaman-mekan kabul etmez bu hece İsm-i Azam duasıdır bu virdim Ta ezelden yardan aldım bu derdim Şaraben Tahur-u sundu cananım Öyle mest-i hayranım ki yok oldu canım Rahmanın kokusu gelir yemenden Gelir Hakkın tecellisi her yönden Ben ağlarım yaktı cihanı figanım, ahım Dilde sırrım,serde Süphan Allah’ım Ferhat gibi benlik dağını deldim Gönlüm içre şirin cananı buldum Ben keremim,aşık idim aslıma Cihan döner ben dönmem mi aslıma Ben sedeftim nisan yağmurun içtim Can içinde eşsiz inciyi buldum Rahmaniyem ser verip sır vermezem Kıyamet kopsa kapından dönmezem. Nihat Gülle |
Ben Güzelliklere aşığım
Ben güzelliklere aşığım Karşılıksız çıkarsız sevgilere Güllere,o sonsuz kudrete Ilgıt ılgıt esen rüzgara Çisil çisil yağan yağmura Yalansız,riyasız kalpten sevgilere Çalışmaktan çatlamış nasırlı ellere,çizgili yüzlere Alın teriyle kazanılmış kuru ekmek,peynir zeytine Kimi gün ölü denizin engin maviliklerine Kimi gün bir balıkçının hasret kokan türküsüne Bazan özgür uçan kanat çırpan sevdalı bir kuşa Her çiçekten bal toplayan arının eşsiz san’atına Kimi bir şairin kırık kalple yazdığı seren’atına Ben doğruluğa aşığım,eğilip bükülmeyen yiğitlere Sabır ve secdeyle akpak olmuş nurlu yüzlere İnançla sevgiyle sonsuza açılan gönüllere Yüceliklere aşık olan asırlık çınarlara Masum,güzel hayat dolu çocuklara Vatan uğruna can veren ölümsüz askerlere Dalgalanan şanlı bayrağa,özgürlük savaşçılarına Üç kuruşa alınıp satılmayan kutsal değerlere Ucunda ölüm dahi olsa,tutulan altın sözlere Sevgiyle gülen gözlere,Onurla çatılan kaşlara, Yalnızca sonsuzluğa baş eğen kutlu başlara Ben doğaya aşığım,yaratıcının gözüyle sevilen Ülkemin güzel insanlarına aşığım ben Renk dolu,ahenk dolu,coşku dolu türkülere Başı dumanlı dağlarına Kekik kokan yaylalarına Seher vakti ılgıt ılgıt esen rüzgara Deli divane ölümsüz sevdalara Nihat Gülle |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:54 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.