![]() |
Burak Geler
a_Betim
İhtiyar solgun bir parmağın Pürüzlü tırnakları gibi uzanan sigaramın külü Ömrüme iliştirdiğiniz O acılar işte Kitle kitle şuramda kıpkırmızı Burak Geler |
a_Bitiş
Pıçırganlı ayaklara Değdi aysberk Aysberk eridi baba Tıpkı tenimizden kopup Akrepte kaybolan zaman Som çıplaklık Som hüzün Kalemim kırıldı Başka tenlerden Kopuyor artık zaman Burak Geler |
Çamur
Bluğ denen çıkmazda erkek çocuklarını gonore eden fahişeler sıcak dokunuşların boylamında dar ağacında gezenler her sendelenme bi frengi mayının bile şerefi söz konusudur artık ne kadar haksa bu durum insan kisvesinden çıkmış yaratık Burak Geler |
Büyü
Tılsım o alıcı göz kırpmaları yıldızların Ayla sevişirim Çocuklarımız sokak lambaları Burak Geler |
Demir
Şimdi boğazımı yırtıyor içimde bulananın elleri ya zehirlen diyor ya şimdi kus maziyi Burak Geler |
Enkaz
Mayın göğüslü kadınlar oldu hayatımda bıçak dudaklı kadınlar dokundukça patladı öptükçe kestiler ve kala kala geriye şu verem kaldı Burak Geler |
Evre
Naftalinli sandıklara sakladık oyuncaklarımızı hep kocamanolmak istedik hep büyüyüp adam olmak uhtelerin altında ezilirken başlangıçların keşkeyle başladığı ıslahında buluştuk gönüllerin çürümüş ellerimizle koşunca mutluluğu hissederdik sıcak kalbimizde büyüdükçe hızlanmak daha hızlı koşmak büyüdükçe hiç düşünmedik düşünce kanarmış diz ağırlaşırmış büyüdükçe adımlar ve hayat düşlediğimiz gibi değilmiş |
Geleceğim
Sessizliğin çığlığında kurbağalar nasıl duyulur? nasıl duyulur özlem gece yalnızlıklarında? kucağını aç bana ısıt ayaklarını ben geleceğim hüzzam türkülerinin anahtarı çizilmeden ben gecikmiş hazan baharında ben geleceğim içkimi hazırla hazırla içini sensizliğin çığlığında kurbağalar nasıl duyulur? nasıl duyulursa öyle geleceğim güğül çıplaklığına Burak Geler |
Gün ışığı
Şimdi denize taş at kıyıya çek acıları gökyüzüne bağır avuçlarını açtığın gökyüzüne yokluğun acıtıcılığını kuşa kanat ver bana hayat öp yanaklarımı (gerçekliğin acısıyla) Burak Geler |
İç konuşmaları
Kalık bi yan senden taraf isteksizliğin ve isteğin boğumunda yokluğun acı varlığın acı çoğul sancılardan kalan gene ben tekilçoğunlukların ağırlığında yığıntılarda yüreğim tek bi söz var şimdi dilimde ölmeliyim ölmeliyim... Burak Geler |
İdam
Ölüme gider adımlar yüreği ruhunu parçalayan bi sezi ve acılar çırpınan ayaklarda BUZ SESSİZLİĞİ ve köpekçe inleyen kahkahalar Burak Geler |
Kemal
Tellerdeki sığırcık sürülerine taş atıp eğlenen çocuklar bi ahenkle bütünleşir ürkmeye kanat çırpışları şimdi şimdi çocuk olmak vardı ey senki deli taylar gibi özgürdün şimdi şimdi saçın başın ağardı Burak Geler |
Kına
Zamanın gözlerini çiz bana akışını biliyorum zaten kifayetsizleştiren... hiçbir önemi umursamayışınıda ellerimi öp yumuk yumuk ak ellerimi avuç içlerimin çocukluğunu gül kokusunu duy ben senin olan her şeyi hissediyorum zaten bu tenimizdeki uhrevi uyum ben senmiyim? sen ben mi? bununda önemi yok ruhumuz bir zaten Burak Geler |
Med-cezir
Sıkışan damarlarda kısık nefesim sesim kaybolmuş yaklaşmış serezim Burak Geler |
Meze
En ağır şarkıların tütsü kokan kadını koca bi dil bedenim unutmadım tadını Burak Geler |
Özet
Farklı dudak tuzlarından geçti bu gönül biran içinde kaç sevgili kaç vücut kaç ömür Burak Geler |
_Paradoks
Aşkla bakıp içime nahif bi sızı işlemeyi bildin nail olmadan öldürmeyi etaminin çift yönlü anlamlarından geçtim teninde bi söz ne kadar acıta bilirse o kadar acıtmayı öğrendim sayende Burak Geler |
Soyut ceset gölü
Körelmiş beyinlerin kasıklarından binlerce ruh fışkırır revan dünyaya binlerce soyut ceset ve bu cesetlerle örülür yazgı denen husumet Burak Geler |
Yazgı
Soyu çoktan tükendi güvercinlerin sokaklar mezarlarla dolu mezarlar benim gibilerin Burak Geler |
Ahh
Ahh şiir ahh ayrılık yanağımızda tuzu kalan yaşlar ekmeğini bacaklarında arayan kadınlar diş koparan beyin kanatan soğuk ciğerimi yarıp giden duman dudağımın çatlağını yakan ten bir güdünün şehvetinde azgınlık ahh şiir ahh ayrılık kaç yılan gece beni boğan damarlarını içime salan baldıran kadınlar geçtim gözlerindeki dünyalardan dimağımı ıslatırken yalnızlık ahh şiir ahh ayrılık Burak Geler |
Art
Önemli olan taşıyabilmek son günlere ilk günleri şimdi içim eski bi tırpan gibi kör yıpranmış metal zehirli likör özrüne geç kalınmışlığımız kan gibi Marx'la allahın arasındaki mesafe kadar sevmek seni şimdi kayboluşun boyutları bizi hangi galaksilere gönderdi vicdana dengenin boş kalan yanı giden o değil bütün bekleyişlerimdi şimdi her şey kırık dökük korkak mavi kantaşı şiir sağır sessizliği... Burak Geler |
Aslolan
Kısır bi kadın ölüme benzer ölümün aksine yaratacak hiçbi şeyi yoktur çünkü kadını kadın yapan ölüme direniş tulu annelik ne kutsi bi iştir halbuki işçi erkekler kraliçe kadın ölüme karşı savaştılar hep cinselliğin iğrençliğinin dışında ne yazık ki doğrulan çocuklar hep ölüme koştular Burak Geler |
Aykırı
İri dudakların kocaman öpüşleri gibiyim aykırı hangi ilmeğin düğmesiyim hangi cesedin kanı tanrı varlığım varlığım tanrı kim işletti Oidipus a onları? tulumu ölüm? ölüm mü tulu? yıkık duvarlar yüksek duvar engel... harabe... sentez... adımlar pusu anka kuşu nirengi taşı örümceğin götürdüğü hak ne kadar haktı...? Burak Geler |
Azap
Artık girmeyin sıcak kadınlar koynuma nafile heyecanların meridyenleri dolanır boynuma Burak Geler |
Azat
köhne kıyılarda beynimizin katili kalbimizle döngüleri dışsallayıp mantığı yok ettik sevginin sulara sığmadığı okyanusları seçtik pembe sulu okyanusları somut yetersizliklerde ve bu hayat en sevdiğimizi bile içimizden azat etmesinide öğretti sonunda tüm çıkarsızlığınıza rağmen kendi kendinizin giyotini olmanızıda yeğ gördü ölüşler boylamının cansız süren hayatlarında ölünmesini kılıp hayatta kalınmasınıda işledi içinize ay ışığıyla Burak Geler |
Başkalaşım
Düşünde kirlenen kadınlar ruhunda bilmediğin bi adamla kinleri taşırsın dürtülerinin prangasıyla hangi kirli dudak hangi beyaz bacak kirli insan kirli hayvan ya köleliğin yosunların ne olacak Burak Geler |
Batak
Kedinin tırnaklarıdır içini çizen içini koparan bu istek ruh bardağındaki mayan acı sek taptığın senin olmayan arusek Burak Geler |
Bazılık
Ancak yokluğunda hissedersin onların ne kadar büyük yer kapladığını hayatında ancak o zaman anlarsın bazılıklarının önemini ve ondan sonra farkındalığın artar bazılıklara ve kapladıkları korkutur seni Burak Geler |
Bazılık II(MANTIK)
Tümel önermelerin hükmü kısırdır onların dahi içi milyonlarca bazılıklıdır Burak Geler |
Benden bu
Kunt acılardan akşam vakitleri geceye bırakılmış ben güğülleri içimden kopanın ömrü ne kadardır koptuya ne kadarsa o kadardır Burak Geler |
Bıçak
Bıçağın savat gümüş güzelliği içinde güneş saklı bıçak bi o kadar güzel bi o kadar kesici... Burak Geler |
Bir Biz
Kanarız geceye bir biz varız birde biz yalnız kanın düştüğü yerde ölümlerin öldüğü korkunun kızardığı yerde ışıkların söndüğü kanarız içeriye bir biz varız birde biz yalnız üşür içten içe yalnızlığımız Burak Geler |
Boş
Ne kadar güzeldik daha düne kadar taptaze sıpsıcak gencecik dünden kalma neyimiz kaldı tükendik bi vücuttuk dağıldık öyle hep yitik hep bitik yarım kaldık sersefildik içtik içtik içtik birtek ama birtek sarhoşluğumuz bu dünyadan ayık Burak Geler |
Bulanık İçten
Yorgun hallerin büyük savaşları bi metal gibi eksilen yanlarımız paslı kızgınlığı içten gelen demir sokulgan gölgelerin bölünmesi kızıl bazı kelimeler kışkırtır içindeki katili fail meçul sen meçul maktulün yalvaran cesedi bazı kelimeler var sessizliğin lisanında kışkırtır içindeki sessizliği beyninden ürken kuşlar kalbine sığınır ve boğulurlar bilmediğin yerlerin dağılır... Burak Geler |
Çalkantı
İçinizde gürleyen ateş inleyen yosun yangın ve suyun bitmediği yatak içinizde yerleşik daha derin daha derinden içinizde ateş ve yosun içinizde yanan su kızıl yosun kitle kitle yerleşik daha bi irin daha bi irinden içinizde artık unutun ve kusun.... Burak Geler |
Çelik Harir
Kandan bebekler doğurdun acıtan. acıdan. aşklar. yakın çağda dudakların tarihi öğretti ve gözlerin ölmeyi.. Burak Geler |
Çetrefil
Bu kıravatlar idam urganları bizi hep yadsıyan gündüzlere ait değilizki biz bizim hiç sıcak dudaklarımız olmadı çocuk olmadık hep hep üşürdü ellerimiz hangi maviye el atsak yarı kızıl yarı siyah en son sigarayı giyotinde bıraktık umurda olmadık hiç olmadı zaten umudumuz bir cesettir utanç gibi ağırlaşan çorak ellerimiz bizim hep yaralardandı derimiz... Burak Geler |
Dada
yap-boz tahtası noksan imge ruhsuz varoluş zaman tik-tak dada karanlık olgu-olay dada savsak tin kayıp kaf duman zik-zak dada aprunçır tigin bi dağ ben aradaki mesafe dada kan dada yada dada..... Burak Geler |
Dada II
Oluk oluk boşalan mazi acılar içime kusmuk sonsuzluk dolaşan bi kavkı sancılar tenime dada veya bi unutulmuşluk vakit kuşluk zaman dada Burak Geler |
Dada III
Gözlerin ortaçağ bitiren çığır bakışlarda ellerin sözlerin ardına gizli dada suç-suçsuzlukla sevişmeye meylederken nefsimde sen-sensizlikle ölmeye gebe YOKluktur bu yokluk soyut YOKsa acı daha tatlı YOK mu? bi şairin beyninde inleyen imge gurultusu ruhsal açlık doğurtma YOK şairin tanrısı durulan içinde parlak asfalt şırıltısı YOK varoluşun tanımı cinsel yalnızlık edebiyatın tatlı sancısı YOK kocaman bi DADA....... Burak Geler |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:36 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.