![]() |
Serdar Öncül
Acılar Acıdı Sen Acımadın
Bu kadar dert yeter deyipte bana, Acılar acıdı, sen acımadın, Dayanmaz bu yürek, bunca hüsrana, Acılar acıdı, sen acımadın. Öl desen ölürdüm senin yolunda, Neler vermezdim ki, sevgin uğrunda, Dertler bile, insaf edip, sonunda, Acılar acıdı, sen acımadın. Alsam, kâğıt ile kalem elime, Anlatsam derdimi, yetmez kelime, Sen insâf etmedin bir tek hâlime, Acılar acıdı, sen acımadın. Dermansız dert verdin yaşarken öldüm, Bir ümidi tutup, ben bine böldüm, Vefasız, ismini kalbime gömdüm, Acılar acıdı, sen acımadın. Sensiz bir hiçtim ben, seninle vardım, Senle nefes alıp, senle yaşardım, Ne kadar dil döktüm, nice yalvardım, Acılar acıdı, sen acımadın. (17.04.1990) Serdar Öncül |
Titreyen dizlerle tutmayan kollar,
Mecâlsiz ellerden hayır mı gelir? Doğduğundan beri teptiğin yollar, Evvel düzdü,şimdi bayır mı gelir? Gösterdik,dönüp de bakmadı bile, Parmağı gözüne soktuk nafile, Eziyette sıra geldiyse dile, Köre râzı olduk,sağır mı gelir? İstersen inat et,istersen dayat, Elindeyse başka bir renge boyat, Sevinçle,hüzünle,senin bu hayat, Eşeğe semeri ağır mı gelir? (21.04.2004) |
Gönlümün bereketi, gözyaşın olacaksa,
Razıyım çorak kalsın, bütün bahçeler bağlar, O güzel gözlerinde, yaş görmeyi istemem, Sen ağlama sevgilim, benim gözlerim ağlar. Ayrılık yüreğimi, belki bir daha dağlar, Belki kahreder gönlüm, belki karalar bağlar, Belki titrer ahımla, bütün ovalar dağlar, Sen ağlama sevgilim, benim gözlerim ağlar. Zaptedemez sevgimi, ne kementler ne ağlar, Unutması kolaymı, geçse üstünden çağlar, Anladım el insana, ağlarsa yalan ağlar, Anladım ki ardımdan, ağlarsa anam ağlar. (16.12.1991) |
Birer birer yıkıp, tüm engelleri,
Coşkun sular gibi, çağlayayım ben, Şifa vermiyorsa, yârin elleri, Tuz basıp yaramı, dağlayayım ben. Ne olur inanıp biraz güvensen, Kıyamet mi kopar, sen de seversen, Uzatıp elini, elime versen, Yolumu yoluna bağlayayım ben. Nasıl davranayım, sana deyip de, Soruyorum işte, boyun eğipte, Bilmem ki, ne edip, ne eyleyipte, Bana güvenmeni, sağlayayım ben. Neden bu aşılmaz taştan duvarlar, Her şeyden üstünmü, sence kurallar, Çaresiz kalınca, erkek de ağlar, Ağlamak çareyse, ağlayayım ben. (06.01.1994) |
M üşkül bir yoldur hayat, hem güller hem dikenler,
U sta ayaklar gerek, ve azimli yürekler, T itreyince dizlerin, bir dost arar gözlerin, L âkin ortada yoktur, tüm o dost bildiklerin, U mut yarına kalır, düşlerin, özlemlerin. Y aşamak güzel şeydir, bütün zorluğa rağmen, I zdırapla tutuşup, yansada insan bazen, L ûtfudur bu ten kafes, tanrının insanlığa, L ûtfudur bu uzun yol, beşikten mezarlığa, A nlamak gerek hayat, bir sahneden ibaret, R olünü oynar herkez, perde iner nihayet. N eş'e de yaşanacak, dertte yok başka yolu, U mudun tükendiği, yerdir hayatın sonu, R azı olmalı insan, şükredip yetinmeli, G ülmeyi unutmadan, yaşamayı bilmeli, Ü stünden yıllar geçer, unutulur anılar, L âkin ben unutmadım, 'Serdar'dan Mutlu Yıllar'. (21.09.1993) |
M utluluk gökyüzünde, erişilmez bir bulut,
U fuklarda bir ümit kıvılcımı aramak, T oz pembe hayallerin, gölgesine uzanıp, L eylâkların renginden, yeni dünyalar kurmak, U ykuların en derin, en sonsuzuna dalmak. Y avaşça kızıllaşıp, sökülürken güneşin, I şıkları her akşam, buğulu camlarımdan, L âmbalar yanar bir bir, çöker hasret ateşin, L ôş ışıklar çekilir, bu şehrin damlarından, A hımla titreyipte, hüzne bulanır gece, R üzgâra karışırken, dudağımdan ilk hece. N e bir saman alevi, ne de bir hevesti bu, U mudun yıkılırken, çıkardığı sesti bu, R üyâlara elveda, hayâllere restti bu, G ülün dikeni varmış, gönlüme bir dersti bu, Ü zülmek faydasızmış, belki son nefesti bu, L eylâk rengi dünyâma, anlasan adresti bu. (08.10.1992) |
G ül, bülbül için hiç yandımı söyle,
Ü zülmek, ağlamak olurmu çare, L eylâ için Mecnun gezdiyse çölde, E bedi uykuya varmak içindir. G önlümde yeşeren her sevgi senin, Ü mitsiz bir aşkla, ağlar gezerim, L eylâ'm diyemedim, budur kederim, E n kuytu köşeler, benim içindir. (04.09.1987) |
Bedri Rahmi yanılmış, o karadut değilmiş,
Ne günâh, ne vebâlmiş, ne de mercanmış dizi, Ondan bana hatıra, arkamda taşıdığım, Otuz sekiz numara, bir ayakkabı izi... (16.04.1989) |
Örülmüş talihin zulmeden ağı,
Yükselir gün be gün, ızdırap dağı, Geçiyor ömrümün en güzel çağı, Baharlar sevgisiz, yazlar sevgisiz. Ümitsiz, amaçsız, bomboş bir hayat, Her gün ayrı bir dert, ayrı bir feryat, Susamış gönüller sevgiye heyhat, Baharlar sevgisiz, yazlar sevgisiz. Her günüm neşeli, şen olsa bile, Mutlulukla dolsam, olmasa çile, Niyazlar faydasız, dua nafile, Baharlar sevgisiz, yazlar sevgisiz. (27.12.1987) |
Sende gurbet,bende evlât,onda sıhhât derdi bak
Böyle yazmış Bâki Mehmet bahtımız Cenâb-ı Hak (Mehmet Fatin Bâki'ye ithaf) (10.12.2003) |
At ateşe, yüksünme sen kaygımdan,
Yan de yeter, başım gözüm üstüne, Tereddütüm, suya olan saygımdan, Zan de yeter, başım gözüm üstüne. Hazır değil, gönlüm sevdâ göçüne, Sevmiyorsun, öyle doğar içime, Bakıp söyle, ta gözümün içine, San de yeter, başım gözüm üstüne. Öleyimmi, bu sevdâ dan geçipte, Uğraşma hiç, aşka kefen biçipte, Şerbet diye, her cefanı içipte, Kan de yeter, başım gözüm üstüne. (29.08.2003) |
Ben doğruyu dinlersem eğer, kâr ederim,
Üstâda hitâb dan sıkılır, âr ederim, Cehl'im bilirim, her söze girmem yinede, Bilmem kusurum varmı deyip zâr ederim. (06.08.2003) |
Şu yalın gerçeği çok geç anladık:
Derdinin dermânı,derdin içinde. Yeşile boyanmış bir uzun sandık; Dostlar kenarında,kendin içinde! ... |
Eyvah sonu gelmez ve tükenmez elemim,
Bir beldeye sevdâ ile tutsak kalemim, Hâşim aramış, hangi hayal kıt'ası dır, Bir beldeye sevdâ ile tutsak kalemim. (07.08.2003) |
En derin uykulardan rûyalarıma akta,
Râzıyım kül et beni,bir gülüşünle yakta, Gözlerinin değdiği yüzlerce âşığından, Nice sevdâdan geçip,bir ben kaldım ayakta. (16.03.2004) |
Seninle doluydum dün akşam yine,
Kapım çalındıda, sen geldin sandım, Bin defa kahroluş, yetmezmiş gibi, Bir daha, bin daha, bir daha yandım. Bilmezdim bu aşkın biteceğini, Bir ömür boyunca, sürecek sandım, Tatlı sözlerine, güzel yüzüne, Ne çabuk aldandım, ne çabuk kandım. (28.04.1990) |
Hayâllerle avunduk,meğer falmış aşkımız,
Falcıların açtığı falda kalmış aşkımız, Ne erecek murad var,ne çıkacak kerevet, Roman sanmıştık meğer bir masalmış aşkımız. (12.03.2004) |
Konma bülbül gül dalından bilki taht olmaz sana
Bir ötüşlük saltanattan pâyitaht olmaz sana Hayra yorsan gerçek olmaz bir rüyâdır gördüğün Bin yıl ötsen ağlamaktan gayri baht olmaz sana. (31.12.2003) |
Bir yanda ayrılık, bir yanda gurbet,
Maziye dalıpta, yandım bu gece, Aşkın hüzün kokan, o şerbetinden Bir kadeh içipte, kandım bu gece. Hayâlin canlandı, bunca öteden, Yırttım karanlığı, deldim bu gece, Görünüp kayboldu, o nur yüz birden, Ağlayıp secdeye, geldim bu gece. Oturup düşündüm, lôş bir köşeye, Hayâllere daldım, kendim bu gece, Aynada kendimi tanıyamadım, Oysa her zamanki, bendim bu gece. İrem bağı derler, aşkın bağından, Güller değil diken, derdim bu gece, Hâlim anlatacak, dost bulamadım, Derdimi kâğıda serdim bu gece. (02.05.1988) |
Firkât denilen şey güle meylettiğin andır
Bülbül deki feryâd ne de beyhûde figandır Heyhât, yüreğim geçti o sevdâlı bahardan Takvimleri yırt at yine sen kendini kandır. Bizler bu yolun yolcusu, dünyâ ise handır Bir hükm'ü müebbet ki bu, zindancı zamandır Vuslat çok uzaklardaki gülşende açan gül Bülbül deki feryâd, yine beyhûde figandır. (09.11.2003) |
Her türlü günâh,af olacak sanmak için,
Bâhâne ararsın,inanıp kanmak için. Aldanma sakın nârını insan götürür, Yoktur ki cehennemde ateş,yanmak için... Mef'ûlü-Mefâîlü-Mefâîlü-Feûl |
Bu gün matem var arkadaş,
Sil yüzündeki neş'eyi, Bir omuzda sen ver, yanaş, Kaldıralım cenazeyi. Dua eksilmesin dilden, İçten söyle besmeleyi, Haydi dostlar, hep bir elden, Kaldıralım cenazeyi. İnsanlıktır, ölen dostum, Unut aşkı, özveriyi, Baş sağolsun, ömür uzun, Kaldıralım cenazeyi. (29.09.1987) |
Çal ûdi bu akşam yine bir şarkı hicâz dan,
Sevdâm udunun telleri ardınca sürünsün, Her nağme de mehtâb dile gelsin de bu hazdan, Mızrâbı tutuştur ******* hüzne bürünsün. Bir şarkı hatırlat bana geçmişte ki yazdan, Mâzî de ki en neş'eli demlerde görünsün, Hicrânımı hoş gör geçer elbette birazdan, Sen durma devâm et ******* hüzne bürünsün. (21.11.2003) |
Büyümeyi isteme, hep böyle kal çocuğum,
Boyun uzamasın hiç, çocuk kal yavrucuğum. Düşeceksen, sıçrayıp, oynarken düş çocuğum, Aşka takılıp düşme, çocuk kal yavrucuğum. Bir gün dizin sıyrılır, olsun geçer çocuğum, Onmaz ne yaralar var, çocuk kal yavrucuğum. Dilerim ki ömrünce, alma o yaraları, Senin dünyân toz pembe, bilmezsin karaları. Karanlıklardan olsun, yalnız korkun çocuğum. Sevmek korkusu tatma, çocuk kal yavrucuğum. Sana yeter uçurtman, topacın, biyaların, Acısını öğrenme, karşılıksız aşkların. Ah çaresi olsa da, bir küçülsem çocuğum, Büyüklere özenme, çocuk kal yavrucuğum. (13.06.1991) |
Yüzümde kırışıklar,şakaklarda aklarım,
Gözümden akıttığım seldesin çocukluğum. Bir vuslat sedasını işitse kulaklarım, Otuz yıl öncesinden gel desin çocukluğum. Geçip giden yılların,ruhumda buruk tadı Biliyorum çok uzak yerdesin çocukluğum. Acaba şimdi yurdun,hangi kuşun kanadı, Hangi masalda kaldın,nerdesin çocukluğum. |
Çareler çaresiz, ümitler yasta,
Derdime derman yok, şifalar hasta, Önünde uzanan, şu meçhul yolda, Yürü Serdar, yürü, çok geç olmadan. Allah'ım, sevdiğim sana emanet, Hep onunla olsun, neş'e saadet, Yüreklerde acı, dilde şehadet, Yürü Serdar, yürü, çok geç olmadan. Bıraksam kendimi zaman seline, Terketsem bedeni, ecel yeline, Vakit geçirmeden, o son menzile, Yürü Serdar, yürü, çok geç olmadan. (22.09.1987) |
Sevgilim, gittin gideli, buram buram, gözümdesin,
Söylediğim her şarkının, bestesinde, sözündesin. Sen yazımda, sen kışımda, baharımda, güzümdesin, Titrek bir mum ışığında, kederlerde, hüzündesin. Sen her adım atışımda, gecemdesin, günümdesin, Maziyi her anışımda, damla damla yüzümdesin. (23.11.1987) |
Güzel gözlerini dikme yüzüme,
Eriyip giderim,sana dert olur. Her cümlesi doğru,inan sözüme, Eğer anlatmazsam,bana dert olur. Aşığa zulmetmek senin tüm işin, Sırma saç,hilâl kaş,incidir dişin. Hiç haber vermeden çekip gidişin, Yürekten yaralar,bana dert olur. Önce Allah benim için, sonra sen, Sebebim olursun,sevmiyor isen. Seni kucaklayıp saran elbisen Bile kıskandırır,bana dert olur. |
Düşlerden arınsan, gerçeklere dolsan,
Bıkmaz yürürüm ben, ufkumdaki yolsan, Lûtfet sönecektir gönlümdeki yangın, Deryâ ya gerek yok, bir damla su olsan. (20.08.2003) |
Geçenlerde bir gün,yolda yürürken,
Bir dilenci görmüştüm, düşünürken. ''Senin derdin var'' dedi,''Anlatmak istermisin? '' ''Oturup ta dinlesem, Derdini söylermisin? '' Oturduk bir köşeye,o dedi ben dinledim, Ben dedim o dinledi, Yardım etmek istedim, Şöyle bir gülümsedi Yardımımı almadı, ''Benden fakirsin''dedi... (31.03.1986) |
Vur neşteri doktor bey,
Gelecek elbet sıram. Vur neşteri,kanamaz İnanki benim yaram. Vur neşteri,beni yakarsa, Yalnız bir ateş yakar, Dağlasan yüreğimi, Kan değil,gözyaşı akar. (23.01.2004) |
Doldur boşalan meyleri sen sâki bu akşam,
Olsun neşemiz fecr'e kadar bâki bu akşam, Sermest olalım sâz ile düş mey kadehinden, Elbet bulunur kaldıran illâki bu akşam. (29.07.2003) |
İnsan,ne ayaktan,ne de bir baştan ibâret,
Bâdem gibi gözden, ne de kaştan ibâret. Bâkî kalacak kubbede bir hoşca sedâdır, Bir köhne çukur gayrisi,bir taştan ibâret. |
En yüce duygu sevmek, insana bahşettiğin,
Yarabbi ilmek ilmek, kalbime nakşettiğin. Ayrılıkla sınama, Yarab seven kulunu, Mutluluk, unutturmaz, bize Hakk ın yolunu. Yalnızca senden korkan, şu kulun ne korkakmış, En büyük korku Yarab, mutluluktan korkmakmış. Geri çevirme sana uzanan elimizi, Yarabbi, ayrılıkla sınama sevgimizi. (17.011994) |
Dünya dediğin dostum, bir var oluş savaşı,
Kimisi dimdik yürür, kiminin bükük başı. Kiminin insan gibi yaşamaktır uğraşı, Kiminin kahkahası, bak inletiyor arşı. Velhasıl hayat dostum, üçbeş damla gözyaşı, Biraz mutluluk ise, teselli arkadaşı. Nedir bu aç gözlülük, bu menfaât dalaşı, Bilki en son sermayen, köhne bir mezar taşı. (28.11.1987) |
Dilimde şiirsin, elimde sazım,
Bağlamam, cümbüşüm, tar'ımsın benim, Türküler söyleyip, oynasam bu gün, Misketim halayım, bar'ımsın benim. Seninle yaşamak, dünyalara denk, Sen göğsümde atan, tatlı bir ahenk, Sanki gökkuşağı, gibi rengârenk, Kırmızım, turuncum, sarım sın benim. Alnımda yazısın, kader ağımda, Kardelen çiçeğim, sevgi dağımda, En tatlı meyvesin, gönül bağımda, İncirim, üzümüm, narım sın benim. Kimi gün gurbetsin, kimi gün sıla, Kimi gün satarsın, üç kuruş pula, Bu nasıl sevdâdır, ziyan akıla, Sensiz tam değilim, yarımsın benim. Ne han, hamam saray, ne mal, mülk, para, Olmasada düşmem, ben ahü zara, Bir tek sana muhtaç, şu bahtı kara, Yegâne definem, varımsın benim. Hem kışsın hem bahar, sen yüreğime, Dört yapraklı yonca, her dileğime, Dur durak bilmeden, aşk peteğime, Sevdâ balı yapan, arımsın benim. Bacamda dumansın, soframda aşım, Gönlümde sevincim, gözümde yaşım, Hayat arkadaşım, kader yoldaşım, Yavrumun anası, karımsın benim. (17.09.1997) |
Günbe gün derinleşip, yüreğime işleyen,
Bu gönül yarasının, dermanı sende güzel, İster beraat ettir.ister idamımı ver, Çek ipi acımadan, fermanı sende güzel. Yıllardır dudağımdan, düşmeyen o niyazla, Seni aradım sanki, karla kışla ayazla, Derim ki yüreğimden, kopup gelen bir hazla, Bütün özlemlerimin, harmanı sende güzel. Her şiiri sevdâ dır, ben gibi yazarların, Ağıtıdır her mısra, duyulan azarların, Seni bana getiren, kısacık pazarların, Bir yüzyıla bedeldir, inan bir ânı güzel. (12.01.1994) |
Seneler var,aşkının hicranıyla yazarım,
Bilirim kıymetim yok,üç kuruştur pazarım, Mezarım gamzendeki çukur olsun yeterki, İnan ki o mezarı,ellerimle kazarım. (27.022004) |
Ah! , derde ne derman, ne de em var *******,
Her cevrine binlerce sitem var *******, Zûlm etme yazıktır bana zindan kesilip, Bahtımda beyazdan yana ne'm var *******. Toplandı kederler yine cem var *******, Ağyâre güzel söz, bana kem var *******, Kaldır şu karanlıkları cürmüm göreyim, Bahtımda sevâb dan yana ne'm var *******. (15.10.2003) |
Gönül sevdiğinden vuslat diler de
Mecâli tükenmiş kollar habersiz Gözümün önünden akıp gider de Ömür menzilinden yollar habersiz. Senin mevsimindir açar güllerin Sensin tüm neş'esi şu bülbüllerin Bilmez geçtiğini mesut günlerin Sevdiğini söyler diller habersiz. Bir damla mecâli vuslata saklar Koşamam peşinden tutmaz ayaklar Mevsim kışa dönmüş başımda aklar Senin benzindeki allar habersiz. Rûhum on beşinde yaşıyor derken Saati,takvimi inkâr ederken Günâhım neydi ki bu kadar erken Gençliğimi çalmış yıllar habersiz. (11.12.2003) |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:42 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.