![]() |
Abdullah Atay
...... Her Gün Bayram
sana olan sevgimden her gün ama her gün dilimde ismin elimde resmin kulağımda sesin içimde nefesinle vur patlasın çal oynasın horon tepip halay çekiyorum. sanki bayram yerindeyim bilmem ki nasıl diyeyim yoksa ben deli miyim (!) .. Abdullah Atay |
...Atatürk...
Doğudan doğan güneş şimdi batıdan doğdu Mavi gözlü Mustafa’m alemi nura boğdu… Babası Ali Rıza, annesiyse Zübeyde Kargalar kovaladı dayısının köyünde… Mustafa Kemâl koydu öğretmeni adını Çocukluğundan beri severdi vatanını… Askeri okulları başarıyla bitirdi Yaptığı savaşlarda madalyalar getirdi… Zevke gaflete daldı ne yazık padişahlar Memleketten yükseldi feryat ile bin ahlar… Samsun’a vuruverdi Karadeniz dalgası Gönlümüzde tükenmez özgürlüğün sevdası… Bin dokuz yüz yirmide açtı meclisimizi Haykırarak dünyaya duyurdu sesimizi… Çirkin emelleriyle girdi yurduma düşman Girmiş gireceğine ordumuz etti pişman… Kimisi atlı yiğit kimisi de yayandı Geçit vermez Sakarya al kanlara boyandı… Vatan için savaşan şehitler solmaz güldür Ebedi mekânları olan cennet ödüldür… ‘Ordular İlk hedefiniz Akdeniz(dir) ileri! ..’ Bu sözler getirdi ordumuza zaferi… Bin bir zorluklarla kurdu bu cumhuriyeti Yaptığı devrimlerle yüceltti milletini... Çağdaşlık yolunda yenilikler getirdi Yurduma zarar veren saltanatı bitirdi… Mavi gözü dalgalı derin okyanus gibi… O barışa sevdalı Mevlâna Yunus gibi Namerde aman vermez Ata’mı sen de tanı Dişiyle tırnağıyla kurtardı bu vatanı… Verdiği ilimlerle karanlığı boğarız Atamızın izinde bir ölür, bin doğarız… Doğruluk dürüstlüktür, çalışmaktır ilkemiz Dostluğu paylaşırsak cennet olur ülkemiz… Bir on kasım sabahı yıkıldı koca çınar Tüm dünya milletleri O’nu gıptayla anar…. Abdullah Atay |
.Cemre
havaya düştün: esti başımda kavak yelim... suya düştün; coştu kanımda sevda selim... toprağa düştün; açtı bağımda bahar gülüm... Ey Sevgili! .. Sende bana düştün Şakıdı gönül bülbülüm... Abdullah Atay |
23 Nisan
Tüm Çocukların; Ulusal EgemenlikVe Çocuk Bayramı Kutlu Olsun... 'Bandırma' adlı gemi Özgürlüktü yelkeni Atam Samsun'a çıkıp Kurtardı milletini... Bindokuzyüz yirmide Açıldı meclisimiz Yerde gökte denizde Duyuldu hür sesimiz... Yıllar yıllar önceydi Yurduma girdi düşman Girmiş gireceğine Ordumuz etti pişman... Akbaba yılan çıyan Her yanımızı sardı Vatanı şeref sayan Halkım dersini verdi... Atamız büyük lider Dünyada barış güder Çağdaş olan uluslar Bilimde yarış eder... Kahramandır gazimiz O'nla güldü yüzümüz Daha dünya döndükçe Söylenecek türkümüz... Bayrağım al kırmızı Sönmez hiç ay yıldızı Hür doğup yaşayacak Yurdumun oğlu kızı.. Kardeşliğe yürüyün Sevgi ile büyüyün Bu günümüzü veren Atamızla öğünün... Senin asil kanın var Şöhretin var şanın var Dünyada hiç olmayan Tek çocuk bayramın var... Abdullah Atay |
Ağlar....
Ahu gözlü bir güzeli görünce Deli gönül o güzele bel bağlar O güzel de gurbet ele varınca Kalem ağlar kâğıt ağlar pul ağlar… Mecnun olup yardan ayrı kalınca Sevda ağlar Leyla ağlar çöl ağlar Vurgun yürek bin bir dertle dolunca Bulut ağlar yağmur ağlar yel ağlar… Hazanlarda güneş artık solunca Çiçek ağlar yaprak ağlar dal ağlar Dertli aşık sazın ele alınca Diller ağlar eller ağlar tel ağlar... Karlı zorlu dağlar geçit vermezse Hancı ağlar yolcu ağlar yol ağlar Gönülden sevenler murat görmezse Âşık ağlar maşuk ağlar kul ağlar… Hazanlarda bağın viran olunca Bağcı ağlar bülbül ağlar gül ağlar Ecel canın alsa, sıran gelince Eşin ağlar dostun ağlar sal ağlar… Abdullah Atay |
Ağlıyorum
ana bebekle çiçek kelebekle bahar çiçekle mahkum özgürlükle gülüyor... bülbül gülle kul ödülle garip çulla kişi parayla pulla gülüyor... bulut rüzgarla kış karla gönül yarla menfaatçı çıkarla gülüyor... bense; kaderimle baş başa sessiz çaresiz sensizliğinle ağlıyorum... Abdullah Atay |
Akşam Şiiri Bunlar...
gelin dostlar gelin akşam şiiri bunlar... sıcak sıcak yürek yürek buram buram sevgi aşk hasret kokuyor. el işi gönül işi kalem işi bunlar... sözcükleri nakış nakış işli mısraları motif motif süslü hasretlerde dile gelmiş şiirlerim var... mayası sevgi suyu gözyaşı aşk ateşinde pişmiş seven şairin canları bunlar... anana babana bacına balana eşine dostuna okula giden yavruna yavukluna daha nice hediyelerim var. her derde deva şiir mani rubailerim var. geçim derdini unutturur aşk rüyasında uyutturur gurbete düşmüş sevgilinin hasretliğini avutturur. daha neler var daha sevgiyi bilenlere bedava! .. manilere de buyrun; şapkası var hasırdan yeni gelmiş mısır’dan sevgisiz taş kalpli o kalbindeki nasırdan... bak anam un eliyor yine bayram geliyor senin o bakışların ciğerimi deliyor... sev koru bu vatanı unutma sen atanı tanrı hiç affeder mi ülkesini satanı... sevgiliye sitem şiirlerim var! .. ben allı morlu güller döktüm yollarına sense harlı korlu küller döktün kollarıma... sevda şiirlerime de bir bakın. saçlarıma dolmadan beyaz mevlam bir güzel de bana yaz dışarıda olsa da çok ayaz içerim olur sımsıcak yaz. kalbimde yeriniz var dostluğunuz bana kar yarın yine beklerim bu günlük de bu kadar... abdullah atay diyor ki; açma herkese derdini sırrını kendine sakla dostlar kalın sağlıcakla... Not.Bir simitçi çocuktan esinlenerek yazmağa çalıştığım şiirimdi. Abdullah Atay |
Anamakıllı
Sevdim mi; Bir ananın dokunuşu. Bebeğin memeye sokuluşu. Arının peteğe doluşu gibi Severim... Sevdim mi; Anam gibi akıllı. Anamakıllı... Babam gibi. Adam gibi,adam gibi. Adamakıllı severim... Abdullah Atay |
Anladım ki
anladım ki bu dünyada ölüm varmış ye iç sev gül oyna ne yaparsan karmış o kadar çok dostlarım var diyordun ya arkandan tek ağlayan gene o yarmış.... Abdullah Atay |
Anne.......
aç gözlerini annem ben geldim ben... bahar kokulu tenini sürme çekili gözünü gül kurusu benini bana can veren bedenini tabii ki en fazla seni seni ben çok özledim anne... hadi tut ellerimi anne. ellerin elleri ellerimi senin gibi tutamıyor senin gibi derdimi avutamıyor anne. kucakla, öp, okşa beni yine çocukluğumdaki gibi. hadi anne. tanımadın mı beni? .. haklısın; ben büyüdüm hem adamakıllı hem de; anamakıllı büyüdüm ben ellerim, gözlerim kocaman sevginle büyüyen yüreğim daha da bir kocaman. ne sevdalar sığdırdım içine ama bambaşka senin bendeki sevdan... ben hiç değişemedim ki yine o bildiğin küçüğünüm. gözlerini aç, bir bak sadece çoğalan saçlarımdaki ak. bilirsin karanlıklar korkutur beni. yalnızlığım büyür tutmazsan ellerimi. sarmazsan kollarınla üşürüm,ölürüm sar sarmala yine eskisi gibi.beni! . sesin, sesim oldu nefesin de nefesim. hep besledin canınla kanınla bir de kadınlık varlığınla dokuz ay taht kurduğum karnınla ilk anayurdumsun sen anne. anne ne diyeceğim sana babamı da çok özledim,çok. dün gece gördüm rüyamda 'sizleri özledim' diyordu başımı okşayıp bağrına basıyordu. o sıra sen geldin beyaz giysiler içinde. 'melek oldum ben de' diyordun ak güvercinler gibi kanat çırparak gülümsüyordun. sonra beni bırakıp ele ele tutuşarak süzülüp gözden kayboldunuz. bu nasıl bir rüya anne? bu nasıl rüya? .. aç gözlerini hadi uyan! uyan be annem hadi uyan! en sevdiğin yediveren güllerle kırmızı karanfiller getirdim sana alsana! .. anne lütfen anne. sahi oyuncaklarım nerede? oynayalım hadi seninle kuralım salıncağı yine salla beni göğün en zirvesine salla ki; kirpiklerimizde demlenen gözyaşlarımızın buğularıyla çile çile bulutlarla örülmüş o kara perdeyi yırtacağım. şimdi hayatımıza günlük güneşlik yeni bir sahne açacağım anne. hadi anne hadi kalk hadi şaka yapma. kalk! ..kalk! ..kalk! anne! .. yoksa...yoksa annee anne yaa annee anneeee! .. Abdullah Atay |
Aşk Masalı
bir sevgilim var gönlümce. buluştuğumuz her gece boğulurduk sevince. yaşamak öyle güzel ki mecnun olup sevince. gün dağ ardında solunca yıldızlar da olunca. dolunayın şahitliğinde bülbüllerin eşliğinde ve leylakların dibinde buluşurduk gizlice. el ele göz göze diz dize biz bize gönül gönüle verirdik. sevda alevlerinde kavrulup vuslatın volkanlarında erirdik. saçları olurdu didik didik mehtaba inat ******* boyu sevişirdik. gönül bahçemizde ki gülleri derdik böylece muradımıza erdik bıraktık hayatı akışına darısı tüm sevenlerin başına Abdullah Atay |
Aşkın Dört İşlemi
güneşi yıldızları mehtabı ve ay’ı yakamozu dalgayı mis kokulu havayı daldaki çiçeği uçuşan kelebeği yüreğimizde toplayalım... hüznü kederi kini nefreti savaşı gözyaşını aklımızdan çıkaralım... bir dilim ekmeği bir yudum sevgiyi yağmur yüklü bulutu yarına olanumudu soluduğumuz nefesi aşk fısıldayan sesi bölüşelim... sen ve ben bir bedende tek yürek çarpalım... gel hadi... sen topladıklarını koy ortaya ben de çıkardıklarımı tartalım aşkın terazisinde tamamlansın sağlama... Abdullah Atay |
Atatürk
Ata'nı iyi tanı Verdi sana vatanı Kurduğu Cumhuriyet Yaşamın güzel yanı... Şimdi Atam olaydı İşler daha kolaydı Vatan için hizmeti Şerefli bir olaydı... Severim ben Gazi'mi Bahar etti güzümü Kahraman Türk oğluyum Unutamam özümü... Şirin yurt Anadolu Orası mertlik yolu Atatürk sevgisiyle İçim bak ana dolu... Vatan şeref,namustur Çağdaşlık yolu ustur 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh! ..' Atatürk'e mahsustur.... O'nun yaptığı devrim İnsanlık için evrim Türk olduğum için de Tanrı'ya şükrederim... Yobazlık kara leke Yakışmaz hiç bir Türk'e Şerefini kurtardı Saygı duy Atatürk'e... Kara çarşaf ve peçe Gününü eder gece Geri kalmış uluslar Koyun sürüsü bence... Tarım, eğitimi, sağlık Değişti giyim,kılık Ata'mın armağanı Özgürlük büyük varlık... Dünya duydu ünümüzü Bayram ettik günümüzü Ata'mızın sayesinde Kaybetmedik dinimizi... Vatana verdik şehit Onlara melek şahit Toprağın namus bilir Milletin seven yiğit... Onlar gonca güldüler Yurdu şeref bildiler Vatan için savaşıp Şehitliğe erdiler... Yiğitlerimiz merttir Toprağımız cömerttir Ata'ma dil uzatanlar Hak'tan korkmaz namerttir... Atatürk'üm büyüktür Şerefli ulus Türk'tür Atam izinde giden (H) er kişi Atatürkt'ür... 11Şubat 2005. İstanbul Abdullah Atay |
Atmak
Bu dünya böyle be kardeşim! Kimisi Bin bir yalan dolanla Hile,riya, haramla Yatıp kalkıp Ona buna kazık atar. Orman içi,sahilde Villâ,köşk,yazlık yapar. Garip,yetim yoksul Bir kuru ekmeğe muhtaçken Kendisi de Deveyi havutuyla yutar. Siyasetçi meydanlarda nutuk atar Bin sallayıp bir tutar. Koltuktakiler postu atıp Yan gelip yatar. Üç kuruşluk iş yaparsa Beş kuruşluk hava atar. Sallar başını, alır maaşını Görmez vatandaşın işini. Okullarda ‘Ali top at’ 'At topu at 'diye diye büyüdük. Şimdi Birlikte,dostlukta,ticarette En önemlisi sevgide Kartla,cartla,curtla Topu attık biz yine. Düşmüşüz milletçe geçim derdine. Kurşun ata ata bitmiyor. Düğünlerde,bayramlarda,maçlarda Vs. vs. kutlamalarda Sloganlarla atılan serseri kurşunlarla Nice canlar gidiyor. Bir deli kuyuya taş atınca Yetmiş iki akıllı çıkaramazmış. Diğer bir deli de atom bombası atar Tüm dünyayı yakıp yıkar. Kimileri meteliğe kurşun atar. Kimileri bankaları hortumla yutar. Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm. Ah bu yoksulluk! Vallahi namerde ettirir kulluk. Yoksa paran pulun Kırılır kanadın kolun. Yoksulluk işte bu ya. Ev sahibi kiracıyı Hastabakıcı hastayı Nâçar ana bebeyi Atar yazık sokağa. Kimileri Hıçkırıklarını atarken içine Çöpten topladığı ekmeğin Kırıklarını atar Kuruyan midesine. Kimisi de; Önünde İskoç viskisi Yanında da Para babası yetmişlik sevgilisi Atar kahkayı umarsızca. Kimi düşeş atar Kimi de hepyek Bu dünyanın gam yükünü çek babam çek. Vurguncu, talancı,yalancı Hapçı,gaspçı Külhanbeyi,maganda Cirit atar meydanda. Laf atıp,çatar ona buna Kaşarlanmıştır kavgaya. Namuslu vatandaşın Sokar başını belaya. Tepesi atınca Hiç yoktan hır çıkarıp Atar azgın dalgaya. Ha bir de; Son nefesin verdiğinde Dinleneceğin kabirde Düşer iş, eş dostuna. Toprak atar üstüne. Fısıltı gazetesi geçenlerde Sekiz sütuna manşet Flâş bir haber atmış: Bundan böyle herkesin Atı Katı Yatı Dört de avratı Ömür boyu saltanatı olacakmış… Aşsıza aş İşsize iş Eşsize eş Köşksüze köşk Daha da neler verilecekmiş neler... Memleket güllük gülistanlık olacakmış inanın. Biliyorum ne diyeceğinizi şimdi: ‘ATMA RECEP DİN KARDEŞİYİZ! ..’ Ata ata kül bırakmadın mangalda Kül yutmayız artık biz… Abdullah Atay |
Av
bir bahar sabahında yalçın kayalı dağda ve en kuytularda yaşanıyordu bir telaş bir heyecan... doğum yapmıştı ceylan ilk adımı atmıştı analığa yavru cereni emzirip basıyordu bağrına.. aynı vakitlerde bir dağ köyünde avcı hasan’ın evinde de mutluluk yaşanıyordu... hasan’ın oğlu olmuş herkesi sevince boğmuştu. hasan da o sıralar dağdaydı tutkunu olduğu avdaydı... zaman öğleyi bulmuştu. yavru ceren doymuş mışıl mışıl uyumuştu... acıkmıştı ana ceylan ayrılıp yuvadan en otlu yerlere gitti. en taze yerlerinden en sevdiklerini yedi... hava da sıcaktı... içi yanmış susamıştı. koşarak indi ırmağa su içti kana kana... hasan ceylanı takipteydi onun suya indiğini gördü. tüfeğe fişekleri sürüp kaya ardında pusu kurdu. gözünü kırpmadan bastı tetiğe ceylanı can evinden vurdu. zavallı cansız düştü ırmağa hasan da başladı çılgınca bağırmağa... kayadan gözü kara atladı elindeki tüfek yüzünde patladı avının yanı başına yuvarlandı. ortalık hep kan revandı ne yazık ki giden iki candı ırmağın soğuk suları kızıla boyanmıştı... vakit bir hayli geçmiş güneş ufukta çoktan batmıştı. gecenin sessizliğini öksüz ceylanla yetim oğlanın feryatları sarmıştı: anneeeeeeeeee! ............. babaaaaaaaaaaa! .............. Abdullah Atay |
Ay Bakışlım
düşlerde görürüm seni her gece adın dilimde lnan, hece hece ay bakışlı yürek yakışlı yarim gözlerin çözemediğim bilmece... leylaklarda, sümbüllerde kokun var dünyam sensizliğinde oluyor dar gül nefesli, bülbül sesli dilberim senden başkası olmaz ki bana yar... hasretini çektiğim yıllara sor sevdan içimde alev alev bir kor ceylan gözlü, melek yüzlü güzelim senden ayrı yaşamak inan çok zor... baharlarda güller bülbülsüz olmaz hazanlarda dalda çiçeğim solmaz sırma saçlı, hilal kaşlı sevdiğim sen yoksan; bu can artık bende durmaz... Abdullah Atay |
Aysun Aşar'a...
baharda açan gülsün dostlarına ödülsün dilerim ben tanrıdan senin hep yüzün gülsün... nice gönül aşarsın hep dostluğa koşarsın gönül bağlarımızda gonca gonca açarsın... dost dostlarını yermez gönül sevmeden durmaz sevgili dostum AYSUN namerde aman vermez... sen gönülde bir aysın vazgeçilmez bir huysun sevdiğine can veren gerçek dostsun sen AYSUN... sevgiyle dolup taşar çağlayan olup coşar iyi ki de sen varsın sevgili AYSUN AŞAR... (__) & (__) & 'gönül ne çay ister ne çayhane gönül bir dost ister çay bahane...' Abdullah Atay |
Bağda Bülbül (1)
bağda bülbül ötüyor yar gönlümde tütüyor yeter ki bir gülüver o da bana yetiyor... bağda bülbülüm hasta gonca güllerim yasta yarim bize gelecek gözüm kulağım seste.. bağda bülbül şakıyor yüreğimi yakıyor bugün ben yari gördüm miski amber kokuyor... bülbül güle gelince şakır kendi dilince feryat figan bu gönlüm yardan ayrı kalınca... bağda bülbül ötmüyor yarsız yürek atmıyor yar elim tutmayınca yangınlarım bitmiyor... güle bülbülüm kondu gülün aşkıyla yandı nazlı yarım gelince gönül fırtınam dindi... bülbül ağlar gül ağlar talan oldu bu bağlar dünya malın olsa da gönül yarsız ne eyler... bağda bülbül uçmuyor gülüm yaslı, açmıyor yarsız bir yudum lokma boğazımdan geçmiyor... Abdullah Atay |
Bağda Bülbül (2) ....
bülbül öter seherde düşürür gönlüm derde artık hiç gülemem ki ayrılık var kaderde... güle bülbülüm konar gülün narıyla yanar gonca gülüm solunca göz yaşım olur pınar... bülbül şakır sancılı nazlı gülüm goncalı dün gece yarim geldi ak gerdanı incili... bağda bülbül dem çeker güle derdini döker gonca gülü ‘ah’çekip gözünden yaşlar akar... bağda bülbül şakıyor gonca gülü açınca göz yaşlarım akıyor yar aklımdan geçince... bülbülün aşkı güldür gülü mest eden dildir kurban olduğum mevlam sevenleri sen güldür... gülün bağına girip öter bülbülüm garip bu dünyadan göç eyler güle canını verip... abdullah atay der ki: dök yürekten duyguyu at içinden kaygıyı insanlığı bilene göster sevgi saygıyı... Abdullah Atay |
Bağda Bülbül (3)
el bağlarına varıp ötme bülbülüm ötme başka goncalar sarıp gülün bırakıp gitme... bağımda bülbül gezer güle nağmeler dizer gonca gülü solunca garip canından bezer... gül açar deste deste bülbül öter aheste nazlı yare kavuştum darısı eşe dosta... bağda gülüm açmıyor bülbülüm ötmeyince gönül yardan geçmiyor can tenden gitmeyince... bağda gülüm soluyor bülbülü olmayınca gönle hüzün doluyor nazlı yar gülmeyince... bağda bülbülüm ötmez gonca gül kokmayınca dertlerim de hiç bitmez gül yarim bakmayınca... bağıma girdi bülbül gülünü gördü bülbül şakıyıp da coşarak murada erdi bülbül... Abdullah Atay |
Bağda Gülüm (1)
bağda gülüm kırmızı yüreğimde var sızı selam verdim almadı sanki padişah kızı... bağda gülüm mor oldu yandı yürek kor oldu el ele göz gözeyken bu ayrılık zor oldu... bağda gülün sarısı geçti ömrün yarısı yardan ayrı kalanın bitmez gönül sancısı... bağda gülüm açıyor ömürler bak geçiyor onca güzel içinde gönlüm seni seçiyor... bağda gülüm beyazdır yarsız gönül ayazdır kadir kıymet bilene dünyalar versem azdır... bağda güller bitiyor dalda bülbül ötüyor ötme bülbülüm ötme yar gönlümde tütüyor... bağda gülüm kokmuyor yar yüzüme bakmıyor yarimin dedikleri hiç aklımdan çıkmıyor... bağda güller derelim yar yoluna serelim yar kıymatı bilmezi diyar diyar sürelim... bağda gülüm aşlıdır yarim keman kaşlıdır yardan ayrı düşenin neden gözü yaşlıdır... Abdullah Atay |
Bağda Gülüm (2) ....
bağda gülüm kokuyor yar yoluma bakıyor yare olan özlemim ciğerimi yakıyor... bağda gülün goncası yarim gönlün incisi bu gece de kalıver kalmaz yürek sancısı.... bağda gülüm üç oldu bu ayrılık güç oldu ben yare ne yaptım ki her dediğim suç oldu... bağda gül sıra sıra gel yarim ara sıra yatak yorgan yoksa da sarınırız hasıra... bağda gülüm soluyor ruha hüzün doluyor evvel böyle değildik bize neler oluyor... bağda gülün irisi geçti güzel sürüsü göz edip el salladı içlerinden birisi... bağda gülü budarım bitmiyor hiç kederim sevip sevip ayrılmak ne yazık ki kaderim... Abdullah Atay |
Bağda Gülüm (3)
bağda gülüm kokulu aklım yare takılı evvel böyle değildi nerden almış akılı... bağda gülüm beş oldu yar gönlüme eş oldu beni baştan çıkaran sürme gözle kaş oldu... bağda gülüm sarardı gözüm gönlüm karardı gül yüzlüm de olmasa dünya neye yarardı... bağda gülüm dallandı gonca verdi allandı demet demet al güller nazlı yare yollandı.. bağda gülüm pembedir yar bu gönlüm sendedir aşkımın ilacıysa gül kokulu tendedir... bağda gül sarmaşığı bülbül gülün aşığı kara gözlü dilberim sensin gönlüm ışığı... bağımda ki gülsün yar gönlümde ki dilsin yar dilerim ben mevladan melek yüzün gülsün yar. bağda gülüm beklerim goncasını koklarım gülümün güzelini nazlı yare saklarım bağımda gülün hası balla doldurdum tası gonca gülüm olunca diniyor gönül yası... bağda gülü kokladım gül yarimi bekledim yarin hasta dediler kuş sütüyle yokladım... bağda gülüm yüz oldu gül açıldı yaz oldu beni baştan çıkaran gelin değil kız oldu... Abdullah Atay |
Bahar Geleli
umutlarım çiçek çiçek dallarda, bakışlarım ceylan arar dağlarda, sevdalarım sana giden yollarda, dünyam bir başka bahar geleli... bir yudum sevgiyi sende buldum, sevdanın yollarında sana vuruldum, pınarlarından aktım, sularında duruldum, gönlüm bir başka sever bahar geleli... seni hatırlatıyor açan bahar gülleri, garip gönlüme dolar sevgi yelleri, yüreğim başka bir deli, sevdim seveli, her şey seninle güzel bahar geleli... Abdullah Atay |
Bayrağım
Bayrağımızla hürüz Özü sözü hep biriz Bayrak için savaşıp Seve seve ölürüz... Bayrak için savaştık Nice zorluğu aştık Bayrağımız olmasa Bir korkuluk,bir taştık... Gönlümdedir bayrağım Odur damarda kanım Anlı şanlı bayrağa Feda olsun bu canım... Bayrak gökte bir kuştur Ay-yıldızı ne hoştur Değerini bilmezsen Senin yüreğin taştır... Göğümün ay-yıldızı Kanımdan da kırmızı Sana canını verir Bu yurdun oğlu-kızı... Cennet benim vatanım Canıma can katanım Göklerde dalgalanır Benim nazlı bayrağım... Hür yaşamak ilkemiz Cennet bizim ülkemiz Uygarlık yarışında Yükseliyor sesimiz... Bayrağa verdik şehit Melekler buna şahit Vatan millet için hep Canın verir her yiğit... Şanlıdır sancağımız Sönmez hiç ocağımız Bayraklarla donansın Dört köşe bucağımız.. Abdullah Atay |
Bayrağım(2)
Kardan ak ayyıldızı Rengi kandan kırmızı Bayrağı şeref bilir Yurdumun oğlu kızı… Özgürlüğe sevdalı Göklerde hep dalgalı Gelin gibi süzülür Hem nazlı hem edalı… Gökte özgür bir kuştur Duruşu da ne hoştur Ona saygı duymazsan Senin yüreğin taştır… Vatanımın baş tacı Özgürlüğün ilacı Uğruna şehit düşer Ana oğul ve bacı… Şehit kanıdır rengi Yoktur dünyada dengi Kazandık hep aşkıyla Yaptığımız her cengi… Damarda ki suyumuz Sınırdaki boyumuz Bayrağım olmasaydı Tükenirdi soyumuz... Bayraksız hiç olurdun Hürlükte aç kalırdın Atatürk olmasaydı Bu günü güç bulurdun… Karıncadan örnek al Hep birlik içinde kal Bayraktan yok ki başka Tutunacak hiç bir dal… Sınırlarda siperde Gökte denizde yerde Kahraman Türk Bayrağım Dalgalansın her yerde… Vatan ve bayrak uğruna can veren şehitlerimizi daima saygı ve şükranla anıyoruz… Abdullah Atay |
Bayram Olur
Bağda gülü açınca Mis kokular saçınca Şakıyıp dem çekince Bülbüle bayram olur… Dağlar geçit verince Atlı yayan geçince Yar sılayı seçince Yollara bayram olur… Filiz sürgün verince Çiçeklerin serince Meyvelerin görünce Dallara bayram olur… Fitre zekât alınca Garip yüzü gülünce Bir de karnı doyunca Yoksula bayram olur… Aşı hazır olunca Başı huzur bulunca Eşi dostu gelince Kullara bayram olur… Uygarlık yarışıyla Dostluğu sarışıyla Tuttuğu barışıyla Ellere bayram olur… Can canâna varınca Gonca gülün derince Nazlı yârin sarınca Kollara bayram olur… Hakça ise sözümüz Tokça ise gözümüz Bal damlarsa sözümüz Dillere bayram olur… Vuslat anı gelince Hasretlik tükenince Yar hatırın alınca Gönüle bayram olur… Abdullah Atay |
Bekle Beni
Güzel martı. Yükseklerde süzüm süzüm süzülüp Ne olur bana tepeden bakma! ... Alıcı kuşlar gibi Bağrışıp çağrışıp Nafile yere hava atma. Zaten biz Milletçe feryat, figan Kuru gürültülerden bıktık Derdime dert katma! .. Biraz sonra Son kadehimi içince Ben de bulutlardayım Sakın bunu unutma... Abdullah Atay |
Bendesin
yokluğunda kahrolup gülmeyi unuttum... kalbimde buruk bir hüzün gönlümü uyuttum... ne sana gelebildim elimde ki gül solmadan; ne de derdimi dökebildim geceye sabah olmadan... sen! soluk gibi, ses gibi, toprak gibi, su gibi yakın... kalp atışımda,canımda,kanımdasın şiirlerimde mısralarımdasın... sen ki; gözlerin bir top menekşe mor,sarı,pembe,ak... ne yazık ki erken sararıp soldu ağlayarak.. Abdullah Atay |
Beni....
Bal kaymağa kat beni Yar gönlünde tut beni Senden başka seversem Kor ateşe at beni... Gerdanına diz beni Yar kalbine yaz beni Gönlünün tezgahında İlmik ilmik çöz beni... Bal kaymakla ez beni Bade bade süz beni Vuslatın bağlarında Koynuna al kız beni... Yar sinene sar beni Yatağına ser beni Aşkından bulut oldum Esen yele sor beni... Yanağında var beni Mecnun etti yar beni Başkasına bakarsam Kör kurşunla vur beni... Gerdanında ay beni Yar kalbine koy beni Feryat figan bu gönlüm Yeter artık duy beni... Nakış nakış ör beni Sıkı sıkı sar beni Mum gibi eriyorum Ne olursun gör beni... Abdullah Atay |
Benim
nazlı yarim gelince gökte uçan kuş benim bir de benden gidince yüreciğim taş benim... gül yüzlüm bir gülünce açan gonca gül benim nazlı gülüm küsünce feryat figan dil benim... yar gönlüme akınca coşup akan sel benim olmazsa yar yakınca betim benzim kül benim... gönül yare varınca baharda ki yel benim gönül yarsız kalınca susuz kurak çöl benim... yar gülünü verince peteğinde bal benim bir de yar terk edince iflah olmaz kul benim... Abdullah Atay |
Benzeşimler
fani alemde karşılanma; ilk alınan nefes gülüp oynar herkes... kulakta okunan ezan sesi küvette var bebek sesi... kundağa sarılma beşikte sallanma... ninninin o yanık havası ananın o sıcacık bağrı... ________________ baki aleme uğurlanma; son verilen nefes ağıt yakar herkes... minarede sala sesi teneşirde ki su sesi... kefenle giyinme tabutla uğurlanma... yasin-i şerif duası toprağın soğuk bağrı... işte geldik işte gittik. yapacak bir şey yok tanrı çağrısı.... Abdullah Atay |
Beyaz
açtım gözümü; kundağım beyaz. anamın göğsü sütü beyaz. defter,tebeşir yakam beyaz. oyunlar beyaz... gün beyaz gül beyaz umutlar, düşler beyaz. rüzgar bulut beyaz. ay beyaz yar beyaz. duvar duvak gerdan beyaz gerdanda inci beyaz. kış beyaz,kar beyaz saç, sakal, şakak beyaz. yumdum gözümü; kefen beyaz! .. karaymış ya toprak bu kez. lale, papatya üstüme düşen yağmur beyaz... cennet beyaz melekler beyaz! .. Abdullah Atay |
Bilemezsin
sen hiç 'kuş uçmaz kervan geçmez' dağ başında yaşamadın ki bilemezsin. oralarda güneşe değerdi dalları ağaçların rüzgarlar öperdi yapraklarını yağmurlar yağar ebemkuşağı yay çizerdi gökyüzüne bakardım... gecenin rengi gözümü alır düşüncelerimi boğardı karanlıklar kovalardım ateşböceklerini umudu ışığı yakalardım çam dallarında ıslıklar iniltiler fısıltılar korkardım... hüzünlerim duman duman çöküverirdi dağ başlarına alıp kaçardı bir yabanıl kurt soğuk mağaralarına korkuyu büyütürdü göz bebeklerim kaçardım... seni tanıdım daha sonra para derdin servet derdin aşk derdin nerde akşam orda sabah gününü gün ederdin ben ise ‘sevgi’ derdim sadece sadece sevgi yanaklarım ıslanırdı yağmur gülüşünle bu kentin loş ışıklarında ağlardım sen ise göz yaşlarıma inat hep gülerdin sevgiyi çiğneyip acılar yeşertirdin yüzümde seni düşündükçe avuçlarımı buz yalar ellerini arardım... yoktun ki sen her gün ama her gün her gece oturup köşeme sessiz sensiz ve de çaresiz umutları yakardım... Abdullah Atay |
Bilmek Gerek
Yar dudağı mühürse Açmayı bilmek gerek İki gönül bir ise Uçmayı bilmek gerek... Sevgiler bir tohumsa Saçmayı bilmek gerek Gönle girecek yari Seçmeyi bilmek gerek... Ömürler bir nehirse Akmayı bilmek gerek Hasret gurbet kahırsa Çekmeyi bilmek gerek... Dostluklar bir fidansa Dikmeyi bilmek gerek Ana bacı bir cansa Bakmayı bilmek gerek... O yar gonca bir gülse Dermeyi bilmek gerek Menzil ince bir yolsa Varmayı bilmek gerek... Eşe dosta göz yaşı Dökmeyi bilmek gerek Kalpteki kara taşı Sökmeyi bilmek gerek... Sevdanın yollarında Koşmayı bilmek gerek O yarin kollarında Coşmayı bilmek gerek... Yarin kaşı kemansa Sürmeyi bilmek gerek İnce belli ceylansa Sarmayı bilmek gerek... Yar dudağı kor ise Yanmayı bilmek gerek Sevda sende har ise Sönmeyi bilmek gerek... Dünyada malın çoksa Bölmeyi bilmek gerek(zekat,paylaşım vb...) Yanında yarin yoksa Ölmeyi bilmek gerek... İ Abdullah Atay |
Candostum Ayhan Uçar’a
Yurdumun şirin ilidir Erzincan. Orada bir dost vardır; can gibi can. Şiir akan,türkü yakan sesinde Damarlarda seller gibi coşar kan. O’dur her kanayan yaraya derman. Namerde,kalleşe hiç vermez aman. Kuş gibi gönülden gönüle konar. Sevgi,kardeşlik yüreğinde harman. *******e ay olur,nur nur açar. Gül gibi mis,gün gibi ışık saçar. Sen bizlerlesin,hep kalbimizdesin. İnsanlığın dostusun AYHAN UÇAR! .. 9 Haziran 2004 -Mudurnu Abdullah Atay Abdullah Atay |
Casus
'Telgrafın tellerine kuşlar mı konar' Telgraf tellerine konan Karanlıklara kanat çırpan O kuşlar var ya O kuşlar Aklı kara fikri kara O kara/kuşlar Casuslarıymış meğerse Emperyalist bir devletin… Abdullah Atay |
Çağrışımlar
her yağmurda sen düşersin aklıma. bir de yanağından süzülen hüznün yaşları. tek damlasında bile inan boğulurum.... denize her bakışımda seni görürüm dalgalarda. gözlerin yakamoz yakamoz içine daldığımda can bulurum... ne zaman altın başaklı gün vurgunu ekinler görsem leylak kokulu o ipek saçlarında savrulurum... her günün batışında beni senden ayıran denizin ufkunda kaybolan o gemiyi hatırlar kahrolurum... her ceylan inişinde suya kapılırım korkuya bir avcının namlusunda sen değil de ben vurulurum... kısacası ben seni bende bulurum... Abdullah Atay |
Çoban
kavalın yanık sesi büyülüyor herkesi. dertli dertli çalarsın hülyalara dalarsın. koyunun var kuzun var kekik kokan yazın var. sevdalanmış gönlünde hasretlik var hüzün var. bu yaz da geçti kurak susuz kalanlara bak. kurt kuş börtü böcek aç inan ki onlar muhtaç. açlık kokar nefesi feryat figan hep sesi. yavru bir ceylan ağlar çaresizdir annesi... sütün var bakraç bakraç o canlar yesin sütlaç. karınlar doyduğu an ortalık bak sütliman. Abdullah Atay |
Dağlar ‘Gurbette Yarim Ağlar’
kuzusu var kurdu var tepesi var ardı var al çiçekli dağların bilinmeyen derdi var... avcısı var avı var kurdun kuşun evi var mor menekşe dağların yüreğimde yeri var... pınarı var çayı var türlü türlü huyu var geçit vermez dağların buz kaynaklı suyu var... çamı var meşesi var candan bir neşesi var mis kokulu dağların billur gibi sesi var... börtü böcek kuşu var toprağı var taşı var beyden zengin dağların çeşit çeşit aşı var... atı var yayası var taşı var kayası var hasret kokan dağların tükenmez sevdası var... derdi var çobanı var kurdu var ceylanı var yar kokulu dağların bitmez heyecanı var.... Abdullah Atay |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:52 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.