www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Yahya Harbalioğlu (https://www.cakal.net/showthread.php?t=143152)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:27 AM

Yahya Harbalioğlu
 
Abartılmış Bir Şiir

Maviliklerden esen rüzgarı
Erik çiçekleri selamlıyor
Bulutlar tertemiz silmiş göğü
Hani yazsam
Mübalağa diyeceksin belki ama
Senin kadar güzel bir bahar var İstanbul'da

Bir bahar ki gülüşünü andırır
Bir bahar ki
Uğruna can vermem için beni kandırır

Yahya Harbalioğlu

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:27 AM

Acı Gerçek

Geride kaldı kavak yellerinin titrek yaprakları
Tereddüt ve heyecan
Kalbi taşlardan önce sırılsıklam eden dalgalar
Ve dalgaları delirten rüzgar geride kaldı
Yağmur damlası buluta dönmez kıyamet kopsa
Her saniye püskürtülmesi imkansız askerlerin sert adımı
Geride kaldı inanç ve umut
El ele verilen yeminler hem de rüzgara karşı
Sevgiliye derilen güller
Geride kaldı
Yazık oldu geride kaldı ipek saçlara dokunan titrek eller
Şiirler ve şarkılar
Umutlar ve korkular Allah'ım her şey yani
Serçelerin telaşı bile geride kaldı
Çiçekli baharlar bereketli yağmurlar geride kaldı
Yarınlara dair tüm düşler
Bastığım kaldırımın kırık taşları gibi geride kaldı
Hiçbir şeyin farkında değilmişim senden önce
Güzelim benim
Güzelliğini görmemi sağladığın ne varsa
Seninle birlikte
Geride kaldı

Yahya Harbalioğlu

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:27 AM

Açıklama İstiyordun

Seni niye mi seviyorum
Çünkü kimileri çok güzel
Evet çok hem de sanıldığından da güzel
Ama sadece çok güzel
Çünkü kimileri çok zeki
Hatta gözüktüğünden çok zeki
Ama sadece çok zeki
Çünkü kimileri de Allah var çok iyi
Hatta bilindiğinden çok daha iyi
Ama sevsinler sadece çok iyi
İşte şimdi anlıyor musun
Neden sende direttiğimi
Ve nefes aldığım müddetçe
Neden senin için direteceğimi

Yahya Harbalioğlu

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:27 AM

Ada

Koyu mavi ortasında bir avuç yeşilde
Umudun koynunda
Bir nefes huzurda
Bulutlar örtmese çıplak kalacak tepelerin eteğinde
Tuzlu dalgalara basarken ıslatmıştın eteklerini
Kulağının ardındandan firar ediyordu yaramaz saçların
Kolların ırmak gibi süzülüyordu parmaklarından

Aşk bir köpüğe benziyormuş biliyor musun
Tadı tuzuyla kabarır yürekte
Aşık patlayıverdi mi sırra kadem basar aşk
Baş başa bırakır aşığı bin bir güzellikle
Başka adalara kaçar tahrip edici haliyle
Batan güneşe bakıp
Sevdiğine şiir yazan şairlerin ayağını ıslatır
Ayaklardan sızar
Gözlerden süzülür yaş halinde
Sökmez hiçbir dua
Sevgilinin alnındaki kakül
Çit olur sarar umudu geleceği
Şarkılar efsanedir artık
Şiirler masal

Koyu mavi ortasında bir avuç yeşilde
Umudun koynunda
Bir nefes huzurda
Kararır çoğaldıkça beyaz bulutlar
Mutluluğun ayak izlerini
Tuzlayıp afiyetle yutar dalgalar
Sevgili kim bilir nasıl ve nerde bilemez ki
Neyi düşüneceğini bilmeyen şair

Yahya Harbalioğlu

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:27 AM

Cellattaki oraktan ibaret mi sandın hayatı
Yarım inmiş bayraktan ibaret mi sandın hayatı

Kuş sütü eksik bereketli bir sofradır hayat
Kupkuru çörekten ibaret mi sandın hayatı

Nazlı nazlı dalgalanır güzellerin ipek saçı
Kırılmış taraktan ibaret mi sandın hayatı

Üç beş gün mü sürer ürkütmesin bu hazan
Sapsarı yapraktan ibaret mi sandın hayatı

Gül kızıl dal yeşil gök mavi bulut bembeyaz
Kapkara topraktan ibaret mi sandın hayatı

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:27 AM

Dev bir orduya meydan okumak sanki
Sevgimi huzurunda anlatmak inan ki

Korkuyla titrerken yüreğim aslında
Yerinde sayan askerlerin sarstığı meydanda

Kirpiklerin dizilen okçu askerlerdir saf saf
Ve aşkımı söylemek slogan atmaktır saf saf

Hadi merhamet etti veya ikilik çıktı diyelim okçularda
Ok yaydan çıkmadan baktı ve gördü gerçeği onlar da

Kılıçlarına ne demeli gamzelerin ordusuyla
Başa mı çıkılır sel gibi akan suyla

Asker sayısına eşitler alimallah
Kanayan ciğerimin parçalarını ah ah

Hezimet ganimet ya hani
Diyelim ki kaçabildim gamzelerden hayalsiz bir dünya fani

Ya saçların
Korkulu rüyası masumların açların

Bana bahtımı hatırlatıyor
Savşsam ölümü savaşmasam mezara sığmaz vücudumu atıyor

Savaşamam savaşamam o saçların mızraklı bilmem kaç alay...
Alay eder benle herkes savaşsam alay!

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:27 AM

Hangi acı kanatıyor kalbimi
Bir isim ver şuna ne olur
İmkansızlık mı yalnızlık mı aşk mı hüzün mü
Paslı mızrak sanki çıkmıyor böğrümden
Ad ver buna ne olur

Ad ver de ilacını arayayım
İlaçsızsa öğreneyim neye katlanacağımı
Bıktım yaşamın zindanındaki voltadan
Müebbet sensizlikse ferman artık bileyim

Gülleri az bu hayatın dikenleri çok
Her zaman mı hüzünlü şiirler yazdıracaksın bileyim
Mehtabın halesine daha az bakarım en azından
Her adımda senin ismini hecelemem
Gülüşünü çiçeklerle kıyaslamam
Her yudumda her nefeste dolup taşmaz yüreğim
Bir isim ver artık şuna
Ver de kurtar beni...

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:27 AM

Ah şu çiçekler
Şu kır çiçekleri
Bir de sevdiceğimin gözleri
Hangisine baksam zaten
Aklıma gelir diğerleri

Ah şu çiçekler
Şu kır çiçekleri
Tepelerin yanaklarından süzülüp
Nazlı akan nehrin kenarında açan
Kır çiçekleri
Baharın istilacı askerleri
Şairlerin sözlerinden daha anlamlı
Yıldızlardan daha çok
Yağmur damlalarından daha bereketli

Ah şu çiçekler
Şu kır çiçekleri
Ve sevdiceğimin gözleri
Ömür oyununun en heyecanlı iki perdesi
Kurak yüreklerin bulutlu müjdesi
Soğuk kış gecesinin huzurlu hikayesi

Rüzgarlı bahar sabahlarında
Yeşil kırları süslerken çiçekler
Birbirleriyle karşılaşır bu ikisi
Hasta ruhuma can üfler rüzgar
Kalbimden beter çırpınır çiçekler
Gözlerin çözülmez iksiri

Ah şu çiçekler
Şu kır çiçekleri
Bir de sevdiceğimin gözleri
Hangisine baksam zaten aklıma gelir diğerleri

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:27 AM

Derdim bulaşsa herkese hastaneler iflas eder
İlaç olmaz öyle derde eczaneler iflas eder

Bir görünsen aleme sarhoş eder güzelliğin
Kızıl şarap akar gözden meyhaneler iflas eder

Yanı başındayken senin gurbetine düşer aşık
Arzuhal asla ulaşmaz postaneler iflas eder

Akıl mantık hiç kar etmez bilmek bilmemek boş
Hem alim hem muallimler dersaneler iflas eder

Tatlı dilin yoksa Yahya'ya zehir zıkkımdır bu dünya
Şeker taşan dükkanlar pastaneler iflas eder

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Aklımdasın hep her an her saniye
İçimde bir şeyler kanatlanır durur
İmkansız olman kimin umurunda
Sen aklıma gelince şenlenir gece
Koşuşur dört bir yana yıldızlar
Gözünü dört açar mehtap
Deniz nasıl heyecanlı nasıl

Işıl ışıl şehirlerim seni tanıyalı
Buğdaylar daha bereketli toprak daha cömert
Dağların başında rüzgar eteklerinde gelincik

Şiirler dile gelir seninle
Saatler güle oynaya geçer
Bahçelerde bülbül şakır var ya
Aklımdasın ya hep
Nehirler koşar
Papatyalar donup kalır şaşkın bir mutlulukla

İmkansız olman kimin umurunda
Sen hep aklımdasın yeter bu bana
Kime nasip yaşamla bütünleşmek aşkınla

Caddeler uzar gider sevda şiirleri gibi
Hep denize çıkmaz ama olsun
Varlığın yeter gülüşün
Aklımdasın ya hep ne kadar güzel
Yutkunabildiğim ve ellerimi hissettiğim her yerde
Bir yunus gibi dalıyorum denizinin hayallerine

Aklımdasın hep her an her saniye
İçimde bir şeyler kanatlanır durur
İmkansız olman kimin umurunda

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Ne yana gitsem olmuyor
Sarmalamış beni çaresizlik

Kaçsam bir türlü
Kaçmasam daha bir felaket
Tarihi sakladım yarınlara
Hem suçlu hem güçlüsün
Ama olsun n'olur sen beni affet

Susuzluğum boğacak beni
Gözyaşının nehrinde
Sağır ediyor beni sessizlik
Kapıma değiyor ama
Hiçbir mevsime ait değil bu rüzgar

Saplanmışım kumlara
Deniz gözlerin kıyısında
Çürümeye terk edilmişim
Paslı zincirden başka kaybedeceğim yok

Trenler istasyonlara yaklıştıça
Uzaklaşırım senden
Raylar hem eşit yalnızlığıma
Hem paralel

Semalara yükseldikçe
Aşağılar beni bu alçakça kaçış
Valize sığdıramam yoksulluğumu

Deli edecek beni akıl yürütme
Bu çıkmaz sokak
Bu çaresizlik
Ve beni sağır eden bu dilsiz yürek
Atsan atılmaz satsan satılmaz

Kaçamıyorum işte
Sensizlikten kurtulamıyorum
Kalabalık şehirlerde
Yokluğun beni yalnız bırakmıyor

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Artık ölsem de olur
Yaşadım yaşayabileceğimi
Yaşamam gerekenlerin hepsini değil belki ama
Artık ölsem de olur

Annemin sıcacık yemeğini yedim
Babamın dayağını
Müzik dehalarını dinledim
Bir de dedemin öğütlerini
Tanık oldum hakkın yerini bulduğuna
Saraydan Kız Kaçırmaları'na
Ve Bitmeyen Kavga'lara
Umutlu beklelyişlerden hüzünlü vedalara
Gördüm görebildiklerimi karanlık ve umut arasındaki hayatta
Yaşamam gerekenlerin tümünü değil evet ama
Yaşadım yaşayabileceğimi
Artık ölsem de olur

Tırnaklarımla derinleştirip kazdığım çukura
Erik fidanı diktim mesela
Evimizin ordan akan nehri geçtiğim yalın ayklarımla
Tırmanıverdim ceviz ağaçlarının doruklarına
Yorulmayı aklıma getirmedim
Çiçek açan portakal ağaçları arasında kaybolan yollarda

Derdimi anlattım sahillerde dalgalara
Farkına vardım yıldızların
Çiçeklerin böceklerin kuşların
Hüzünlü şarkıların
Bitmeyecek ayrılıkların
Gelen olmadı genelde ama
Bekledim de oldu içinde kuytulukların

Yaşamam gerekenlerin tümünü değil ama
Yaşayabildiğimi yaşadım en azından
Gördüm en azından ağlayışını ve gülüşünü
Bana hayatın doğmak ve ölmek olmadığını öğretenin
Gözyaşlarıyla yağmuru ve bereketi
Tebessümüyle güneşin bahşettiği hayatı gösterenin
Bir gazel yazmak için kalemi tutar gibi
Tutabildim
Evet tutabildim ellerini
Artık ölsem de olur!

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Az sonra kalkacak on otobüsü
Geliyorum yolumu sen bekle anne
Yolcu eden yok beni bul ilden
Arala pencereyi yokla anne

Zahmet etsen sana kırılacağım
Ağlarsan şakam yok darılacağım
Yalnızca sımsıkı sarılacağım
Kabahatlerime birini ekle anne

Yol çok uzun ama işte bitecek
Cebimde param var bana yetecek
Yiyecek de var idare edecek
Sofradan bir tabak sen sakla anne

Sana bir şey aldım beğeneceksin
Masraf ettim diye söyleneceksin
Zahmete gereğe değineceksin
Hakkın sığmaz ne kalbe ne akla anne

Benim için ağlayan bir sen varsın
Hem anasın hem dostsun hem de yarsın
Öğrettiğin duamı bir sen duyarsın
Kara talihimi sen akla anne

Dün yine düşümde gördüm ben seni
Alnımda hissettim sıcak buseni
Ayırır mı Mevla can ile teni
Sen de Yahya diye sayıkla anne

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Gün gün şafak sayan asker kardeşim
Gün geçer kendini üzme yeter ki
Bu yolun da bir gün biter yoldaşım
Bir tüfek bir morali bozma yeter ki

Üstüne hürmet et asta merhamet
Üzseler de seni sen yine sabret
Unutma ki sabrın sonu selamet
Bu şansa talihe kızma yeter ki

Sevdiklerin senin yolunu gözler
Senden daha da çok şafağı gözler
Yaraya tuz ekler karamsar sözler
Hasret çeken kalbi ezme yeter ki

Her hafta mektup yaz sevdiklerine
Zaten senden başka kederleri ne
Keder katma n'olur kederlerine
Bedbaht olduğunu yazma yeter ki

Senin akıttığın yaşın heladir
Nefesin suyun aşın helaldir
Her hafta sana çarşın helaldir
Güzellerle abartıp tozma yeter ki

Gerçi asker adam hatalar yapmaz
Hata yaptıracak yollara sapmaz
Ayda bir kadehten kıyamet kopmaz
İçip bir yerlerde sızma yeter ki

Sevdiklerin gibi gönlüm seninle
Hem gönlüm hemi de aklım seninle
Hediyedir bana ölüm seninle
Ali Yahya'ya küfür dizme yeter ki

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Sisin çöktüğüne bakmayın ormanlarıma
Yağmur dinmez sandınız dindi işte
Bu sis de geçecek göreceksiniz
Güneşin bayrağını gönderime çekecek zaman

İnce boyunlu esmer çocuklar büyüyecek daha
Kitaplarda bozulup
Gözlük takacak yemyeşil gözler
Sarmaşıklar örtecek yıkık duvarlarımı
Beni daha iy tanıyacak zeki meraklılar
En azından tanıyacak

Tutunun ey gökte ışıldayan yıldızlar
Yarınlar sizin gibi parlak olacak
Sık dişini derinliklerdeki midye
Ak alınlardaan damlayan ter heba olmayacak

Yatağı değişecek hayat ırmağının
Dağ gibi yüreğimle durdum mu önünde
Kırkikindi yağmurda damla olacak
Benden bahseden şiirlerin her sözcüğü
Söküp koparacağım pas tutmuş korkuları

Hayatın tarlasından söküldükçe
Serpilir tohumlarım bereketli gözlere
Mehtapta salınan papatyalarımı görür bestekarlar
Kıskanır cırcır böceklerimi

Var oldukça bu deli rüzgar
Bu tebessümü kumralların
Ben de hep var olacağım
Sevdalılar şarabımı içtikçe
Ben daha çok dolacağım
Dolup dolup taşacağım

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Kumsuz ve tuzsuz olmaz ayağını yıkayan deniz
Dalga köpüksüz olmaz
Olmaz ya olmaz işte
Hüzünler yalnız kalmalar üzmezse olmaz
Rüzgar bu ya hani esmese olmaz
Bu yağmur ya yağmasa olmaz
Nehir olur ya akmasa olmaz
Gitsin alsın başını gitsin nazlı sevgili
Acıtsın şurada bir kafeste çırpınan öksüzü
Herkesin harcı değil hüzün
Adam gibi hüzünlere hazırlar kalbi
Saçlarını toplayan yarin vedası
Aşka ömür biçer şiirler sonra
Hırpalandıkça kıvama gelir yürek
Bir sonraki sevda için
Sonra katlanır üst üste
Yar hasreti
Memleket hasreti
Derken
Kendini binlerce yıldız altında
Yarım bir ayın huzurunda bulursun
Hiçbir acı daha elim olamaz
Cırcırböceğiyle coşan akşamıyla
Bu hayata veda ihtimalinden
Her sevda başlar ve biter şiir kitaplarında
Ya bu hayat da bir gün biterse

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Sana aşkı öğretmek istedim ben
Şair Safahatini Çilesini
Selam vermeyi simitçiye bile
Küfürbaz şoföre kolay gelsini

Kitaba yöneltirdim okumaya
Umudu sevgiyle dokumaya
Nasıl tutardı hem de saf maya
Yağmurda seçerdin sevgi sesini

Çekik gözlere yığıp bilgiyi
Yüreğine kazırdım aşka ilgiyi
Onuru inancı çıkarsız sevgiyi
Öğretmek sana insanlık piyesini

Pırıl pırıl gözlerle dinlerdin beni
Yolldaş ederdikr uhunla bedeni
Kardeş edip ağlayanla güleni
Kalleşe verirdin ama dersini


Gez sonra dünyayı diyar diyar
Sevilecek ne kadar çok şey var
Sevinç gözyaşıyla nemlensin her duvar
Gözlerindeki umudun dağıt hepsini

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

İhtiyacı olana çıkmaz piyango
Şansı olana çıkar

Elinde biletiyle gazeteye bakan birini gördüm
Kopmuş kayışında eski püskü bir ip
Rakamları bile okuyamıyor
Kokusu burnun direğini kırar
Anasına avradına sövüyordu adam öyle şansın
Bir gazeteye bir biletine tükürüp

Kimi selamlayacağını kendi de bilmez piyango
Belki işini bilen bir memura gülecek şans
Yahut vergi kaçıran bir fabrikatöre
Bir manava
Bir askere
Bir şoföre
Ya da kim bilir kapıcıyı bulur kaçıncı kere


Sonra şafak attı bende de anladım
İhtiyacı olana değil şansı olana çıkar aşkın piyagosu da
Aşkın şarkıları onun hüzünlüdür hep
Gerçekten sevgisi olana değil
Şansı olana tebessüm eder

Belki işini bilen bir memura gülecek şans
Yahut vergi kaçıran bir fabrikatöre
Bir manava
Bir askere
Bir şoföre
Ya da kim bilir kapıcıyı bulur kaçıncı kere

Rüyaları işgal eden sevgililerin
Belli olmaz kimi seçeceği
Sövmek saymak nafile
Hem yakışmaz sevgi yüklü şaire

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Savaştan kaçan askerdir
Aşksız çarpıyorsa yürek
Aydınlatmayan fenerdir
Aşksız çarpıyorsa yürek

Petektir arısız balsız
Ağaçtır yapraksız dalsız
Gelindir duvaksız alsız
Aşksız çarpıyorsa yürek

Harfi yazılmaz hecedir
Sabahı olmaz gecedir
Tahtsız ve taçsız ecedir
Aşksız çarpıyorsa yürek

Kokusuz renksiz çiçektir
Ağaçsız otsuz böcektir
Yakasız kolsuz yelektir
Aşksız çarpıyorsa yürek

Suyu kurumuş deryadır
Topraksız taşsız dünyadır
Aşık olmayan Yahya'dır
Aşksız çarpıyorsa yürek

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Gece saçların sabahı getirmiyor bana
Soğuğuna bahar gelmiyor
Nerede kuş cıvıltıları kahkahaların

Kır çiçeklerini bana vaat etmişti gülüşün
Nergisleri
Zincirlemişsin bana martı kanadı ellerini
Sisleri dağılmıyor şafaklarımın

Ayaza maruz kalıyor yıldızlarım
Gülüşün doğmuyor
Dağ gibi yığılmış dedimin ardında
Kış uykusunda umutlarım bakışın

Yüreğim yalnızlığın ateşinde kızarmışken
Donup kalmış baharı tanımaz zemheride
Tuhaf çelişki yedi bitirdi beni
İsmini bilmenin huzuruna
İşkence ediyor
Nasıl olduğunu bilmemenin celladı

Tutunduğum kırık dalım bu avuntu zaten
Başını yastığa koyduğunda göremiyorum ama
Tanıdım seni
Güzel mi kötü mü olduğunu bilmediğim
Dönek dünyada
Seni bilmek
Ayaklarımın uyuşacağı zamana kadar
Yaşadığım
Ve yaşayabileceğim en güzel şey..

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Habersiz gel çalma kapımı
Sisleri arasından ayaz karanlığın
Adımlarınla erit mesafeyi
Nemli kalıdırımları bile uyandırma
Yıldızlar titrerken soğuktan

Kabarmış yüreğim yığılmış dağ dağ
Bulut gibi kanlı ciğerler
Sessiz sedasız doğ semalarıma
Çil yavrusu gibi dağılsın karanlığım

Söyleme bir söz şimdi
İstemiyorum bir damla yaş kar boran
Geldin mi anlarım

Geleceksen sessiz gel karanlık hücreme
Ayrılığın fırtnasından yorgun söğütlerim
Çıt çıkarmadan infilak eder hüzünler
Yalnızlıklar karanlıklar
Çünkü biliyorsun
Ay sessiz doğar

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Aynı şehirde mi yaşadık gerçekten biz
Aynı kaldırım taşlarına mı bastık yani
Belki aynı otobüse de binmişizdir kim bilir aynı koltuğa
Verdiğim bozuklukları paranın üstü diye almışsındır hatta
Hilale aynı yerden mi baktık biz yani
Dilencilere sen de acırsın değil mi
Sen yeşilinde geçtiğin lambaların
Kırmızısı bekletmiştir belki beni
Çiçekçiler sırnaştılar mı sana da

Aynı şehirde yaşadık mı gerçekten biz
Rüzgar uçurduğunda şemsiyeni
Islandın mı peki sen de
Bakmışızdır aynı vitrinlere mutlaka
Aklın kemanda ama senin de
Sen de gitarı sormuşsundur belki
Aynı bankaya aynı eczaneye girerken
O güzelim ellerinle dokunmuşsundur aynı cam kapılara

Denizden gelen hava değdiği kesin ikimizin yüzüne
Serçeler ikimizin tepesindeydi yani
Can kurtaranın sesini aynı anda duyduk belki de
Aynı kitapçıları gezdik ya düşünsene
Aynı satırlar için aynı tebessüm

Aynı şehirde yaşadık biz çünkü
Aynı zaman diliminde hem de
Aynı şarkıları mırıldandık belki de
Aynı banklarda dinlendiğimiz bile olmuştur
Aynı boyacının beklentisini boşa çıkardık belki

Masal mıdır nedir bu sence rüya mı
Düşünsene
Sen ve ben aynı zaman diliminde
Ve aynı şehirde..

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:28 AM

Gökyüzü bahtımdan kara
Yüzümü kara çıkardı hayat
Arabeskten beter ömrüm artık
Lodos ayrılık türküsünde keman çalıyor

Fidanlar her bahar çiçek açıp
Her güz yaprak dökecek
Ben senden ve yarınlarımızdan uzak
Fırtınalarda yelkenler yıpranacak
Ayaklarda terlikler eskiyecek
Tellere takılacak uçurtmalar

Kahkahalarına karışmıştı dalgalar zamanında
Elini tuttuğumda
-Bir temmuz sabahıydı değil mi-
Güneş ufkun perdesini çekmişti
Mehtap göğün esmer gerdanında zümrüttü
Yıldızlar dipsiz hazine kuyusundan taşmıştı

Şimdi uzaklardan uzaklardasın
Hayallerden uzak
Dalgalar gibi yumruklasam mı
Kalbinden katı taşları ne
Gökyüzü canıma kasteder ayrılık gecesi çünkü
Gökyüzü bahtımdan kara
Yüzümü kara çıkardı hayat
Arabeskten beter ömrüm artık
Lodos ayrılık türküsünde keman çalıyor
Ayrılık gecesi gökyüzü
Mehtabı tek göz
Yıldızları sivilce
Yalvarmamı tınlamaz şaşı celladın suratı

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Benzincinin yanı dediler
Az ilerde
Yüreğim tutuşmuşken
Sordum benzinciye
Aha şura
Bu kadar mı basit
Aha şura
Sanki senin için karanlıklarda yolumu kaybetmemişim gibi
Sanki aç susuz ve uykusuz kalmamışım gibi
Sanki ismini söylerken damlayan gözyaşımı duymamışım gibi
Hiç kavga etmemişim gibi söyleyiverdi
Bacanak Market aha şura

Birkaç türden bir demet yapmıştım
Gül kasımpatı filan
Bir de kitap almıştım sana
Bir de sevdiğin tarzda sürüyle ezgi
Bir de en sevdiğin renkten birkaç toka
-her dilbere yakışır-

Kır saçlı biri dilsiz bir çocukla yolladı beni evinize
Yüreğim önümdeki çocuktan çocuk
Yüreğim önümdeki dilsizden dilsiz
Eyvah çikolatayı unuttum sevdiğinden hem de

Son kez gördüm boyun büküşünü
-rüyaları saymazsak-
Sesini duymadım bile
Bir kuğu gibi süzülüp kayboldun gözden

Ne güzel isimdi oysa Bacanak Market
Her şey güzel gerçi senden bahsederken
Yüreğimin yangını çiğerlerime sıçramıştı çoktan
Benzincinin ordan minibüse binerken

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Ufalıyorum bakışlarında
Karanlık denizde bir girdap yutuyor gözlerimi
Caddelerinde kayboluyorum saçlarının
Her teli belalı bir çıkmaz sokak

Gülüşünün bahçesine girdiğimde
Karşıma ne zaman kim çıkar bilmiyorum
Büyülü bir bahar evet ama
Köze basar gibiyim
Çiğ düşmüş bir bahar sabahı bakışın
Menekşe gözlere dalmışım
Gül yanağa
Lale dudağa
Nerden takıldı kalbim bu ağa

Hüküm sürdüğün sarayında basılmışım
Ulu orta güpegündüz hem de
İnci dişine zümrüt gözünün ışıltısına
Faltaşı gibi açılmışken gözlerim
İzahı yok enslendim
Kirpiklerin yolumu kesen mızraklar

Ufalıyorum bakışlarında
Karanlık denizde bir girdap yutuyor gözlerimi
Gözlerin senin İki papatya bazen
Çalışkan arılara yem atıyor bir yandan
Gözlerin senin bir deniz canavarı bazen de
Kirpikten binlerce kol yutuyor bakışları

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Nasıl böyle gülebiliyorsun
Tebessümünün imzası zihnimden silinmiyor
Sesin öyle sinmiş ki kulaklarıma kahkahan
Elinin beyazlığı parmak uçlarıma kazılı
Mezarım kazılıncaya dek
Gel gelelim
Balık hafızalıdır benim kalbim
Her bakışta unutup yarasını
Dalıyor gözlerinin karanlık denzine
Çırpınıp duruyor kirpiğinin oltasında

Bülbül dili unut diyorum kalbime
Saçı ipeği
Tertemiz alnına ölmek neyine o vicdan fakirinin
Kutsal bedenini o narin ayaklar
Götürsün nereye gidecekse
Yağmur uykusundan tatlı sesi
Unutsun istiyorum kalbimden
Çok yıpranaacak böyle çok
Sanki başka bedenin kalbi
Hiç mi dinlemeyecek beni
Unutmaz gül yanağı da
Unutuverir kalbim
Benim sahibi gibi deli kalbim
Sevgilinin gözlerine dalıyor
Dalıyor gözlerinin karanlık ormanına
Saplanıp duruyor kirpikten tuzaklara..

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Saat sabahın beş buçuğu
Kırlangıçlar çoktan uyanmış
Şehrin göbeğine uçuyor güvercinler saf saf
Sevdadan ve asfalttan habersiz
Berrak ve yakın görünüyor gökyüzü
Elini uzatsan avcunda

Bir masal değil bu taş gibi hayat
Masaldan daha güzel gerçek çünkü
Örgülü saçların gibi gerçek
Oturduğum kum gibi
Lalelerden daha renkli
Nergisten daha kokulu
Papatya falından daha iyimser
Kır çiçeklerini toplar gibi toplarız
Umudu aşkı sevgiyi
İstemediğin kadar hepsi

Bana hüzün şiiri yazdırma ne olur
Yapmışlardı bunu bana
Sonra saçlarını toplayııp gittiler teker teker
Ama senin mısralara sığdırdığım saçlarına
Değmesin sevgiden habersiz iğrenç parmaklar
Şiir yazan bu ellerde olsaydı imkan
Sevgiyi öğretebilirdim sana inan
İnanmak zorundasın bana inan
Hüzün şiirleri yazdırma bana ne olur
Kır şu zinciri...

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Başkalarının şiirlerinde olacaksın artık
Kimden sonra ve kim bilir kimlerden önce
Ya birilerine aşklarını unutturacaksın yazık
Ya da sevgiline bir ders olacaksın bir tecrube

Avuçların terleyecek başka ellerde
Hatta belki tebessüm bile edeceksin
Saçların Allah'ım savrulurken yellerde
Ellerini tutan serseriyle nerelere gideceksin

Bir şarkınız olacak sevgiye dair
Gitar ve keman sesi olacak içinde
Ben de mırıldanırım şarkıyı kim bilir
Aşk için yazılmış olabilir çaresiz sevgi için de

Mevsimler geçecek ben şiirlerde bekleyeceğim
Belki hatadan başka hatalar düşüneceksin
Aşklara yeni adlar verir her mevsim
Dileyeksin ki biri kalbine aşkın tohumunu eksin

Ne olacağım bilmiyorum gerçekten bilmiyorum
Ne olacak şimdi yani resimlerin de bende
Korkunç sözle vazgeçmekle başlıyor her yorum
Üşüyen ellerim kırılsın terlerse başka tende

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Tenha bir karanlıkta kalbimi titrek bıraktın
Kafeste kilitli ve umutsuz bir yürek bıraktın

Kuş sütü eksik sofradır sana sunduğum ömrüm
Göyaşımı şarap ettin ne kek ne çörek bıraktın

Nergis gözlüm gül yanaklım benim gönlüm arıdır
Yüz çevirdiysen bana kupkuru bir petek bıraktın

Ayrılığın derdinden dizlerimi döverken ben
Yaprağı çiçeği aldın bana daldan kötek bıraktın

Sen ki hilal kaşlarınla fermanını zaten yazdın
Mezarımı kazmam için kaküldan kürek bıraktın

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Ben güzele selamımı eyledim
Alsa da almasa da canı sağ olsun
Duysun diye ben türkümü söyledim
Duysa da duymasa da canı sağ olsun

Savurmasın hasretimin kumunu
Söndürmesin muradımın mumunu
İkiye bölmüşüm ben bu somunu
Yese de yemese de canı sağ olsun

Aynamdaki gözler ona sevdalı
Garip bülbül gibi acı sedalı
Katlime sebebim dikenli dalı
Derse de dermese de canı sağ olsun

Yani suratını asması neden
Kaşı silah gibi çatması neden
Muradıma ermemse bunlara neden
Ersem de ermesem de canı sağ olsun

Dar etmesin bana koca dünyayı
Kabus eylemesin renkli rüyayı
Yollarına feda Ali Yahya'yı
Sevse de sevmese de canı sağ olsun

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Sevmiyorsun beni biliyorum
Adını sayıklayıp ıslak bir kaldırıma oturup
Paslı bir demir direğe yaslandığımı bildiğim gibi biliyorum
Beni sevmiyorsun biliyorum

Bilmiyorum ama seni neden sevdiğimi
Neden senin adını sayıkladığımı illa ıslak bir kaldırımda oturup
Paslı bir demir direğe yaslanmakla ne geçer ki elime
Senden niçin vazgeçemediğimi bilmiyorum

Biliyorum yaşgününü
En sevdiğin rengi
Şanatçıyı
Seni kızdıran sözleri biliyorum
İlgi duyduğun insanları
Ve günün en sevdiğin vaktini biliyorum

Bilmiyorum kaldı ki nasıl geçer bu ömrümün eylülü
Daha ilk haftası bile acılarla geçiyor
Kapkara bir hüzne döndü fıstıkyeşili umutlarım neden bilmiyorum
Çıt kırdırdım bir bayan olsam oturup ağlayacağam da
Nasıl başarıyorum hala ağlamamayı bilmiyorum
Ve sıradan insanların mutluluğuna niye bu kadar uzağım
Mesela futbolseverlere ne bileyim
Pırıl pırıl sabahlar
Akşamın hüznü niye bilmiyorum

Seni nefes aldığım müddetçe seveceğimi bildiğim gibi
Bir bilebilsem neden illa seni sevdiğimi
Yani niye ki sen
Allah'ım ya ne olurdu beni sevsen..

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Sorma bana nasıl olduğumu
İsmini bildiğin gibi
Biliyorsun sen de
Sensizken ne hallerde olduğumu

Beni bıraktığın gibi bırak
Yapmacıklı gülümsemeyi
Merak etme bir daha
Nerelerde olduğumu
Ve neler yaptığımı
Hiçbir yerde değilim sensizsem
Yapabildiğim bir şey de yok
Hüznüme katlanmayı öğrenmekten başka

Kimseye sorma beni
Yıkma hatalarını üzerime
Yoruldum yalanlarının yükünü taşımaktan
Bakışların altında ezilmekten

Biliyorsun
Elini tuttuğum ilk günü bildiğin gibi
Elinde olduğumu ilacımın
Senden vazgeçmenin elimde olmadığını

Kimin imzası var parmağında bilmiyorum
Baktıkça yutuyor yüzüğün
Mavi geleceğimi
Korkunç bir girdap sanki
Uğursuz halka
Ama sen biliyorsun
Kaderimin rotasını

Neler yaşarım senden sonra
Yaşar mıyım hatta onu da sorma
Bilmiyorum
Ama sen biliyorsun evet biliyorsun
Gülüşünü sevdiğimi bildiğin gibi
Biliyorsun hem de
Sensizliğin karanlığında
Çok uzaklarda
Solgun ve titrek bir yıldız gibi
Boşlukta kaybolacağımı
Biliyorsun
Yanağından süzülen bal gibi biliyorsun

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Bir tokat gibi yüze çarpıyor rüzgar
Koyulaşan turuncu akşamın şakası yok
Benden başka herkes soba başında
Bacaları tütüyor evlerin
-Ateş olmayan yerden duman çıkmaz-

Bir bulut gibi
Yüceldiği gökte dağılır düşler
Dağılır sevenler de gecenin ayazında
Arasına kapkara gece girer titrek yıldızların
Yetmez şiirlerin hayatla boğuşması

Dökülür şiirlere ayrılık mısraları
Aşkların sonbaharında
Ünlemler damlar gözyaşı gibi
Soru imlerinin boynu bükük

Yolu geçmez baharın bu şehirden belli
Çalacağı yok ki kalsın üç gün üç gece
Deniz fenerleri dalgın
Sokak lambaları kırgın

Bırakır gider gözü kara sevgililer
Dumanlı ve puslu şehirlerde
Yanızlıktan korkan yürekleri
Betona ve gözyaşına emanet eder
Tebessüme tutsak hayalleri

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Bir Gülüşte Bin Hüner

Sen bir güldün mü
Çözüverirsin hayatımın buzlarını
Damla damla sularsın yarınlarımın nergislerini

Sen bir güldün mu
Çelikten katı yüzümde serçeler uçuşur
Duyduysam hele gülüşünü

Sen bir güldün mü
Çöl ateşiyle kavrulan kum tepeleri ya yanaklarım
Hayali imkansız seraba döner yüzüm

Sen bir güldün mü
Demirler eriten mağma şu kalbim var ya
Bülbüller şakır dikensiz güllerin dalında

Bir güldün mü sen
Aman Allah'ım bir güldün mü...

Yahya Harbalioğlu

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Bir kış sabahı gel geleceksen
Gün yüzü görsün uykusuz gözlerim
Yüzüne dokunayım buz gibi ellerimle
Saçlarına
Kopsun kollarım sana sarılmaktan
Bir kış sabahı olsun olacaksa gelişin
Gökteki bulutlardan önce parçalansın dağılsın hüznüm
Nehirler sevinçten ağlasın
Şaşkınlıktan donup kalsın sarkan saçaklar
Buz gibi bir kış sabahı gel geleceksen
Menekşe gözlerin bahardan önce yetişsin bana
Tutunsam eteklerine
Sümbüle muhtaç etmesin beni saçların

Bir kış sabahı gel geleceksen
Günyüzü görsün uykusuz gözlerim
Beni uykusuz ve yarınsız bırktığın
Buz gibi bir kış sabahı olsun gelişlin
Şarkı söylerken serçeler
Dağıt ayazı gülüşünle
Bir kış sabahı gel geleceksen

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:29 AM

Bekledim seni hep bekliyorum
Çağır yalnız ölsem bile gelirim
Bu halime bakma sen bir gel de
Ben belamı bulsam bile gelirim

İlla şimdi değil sonra ilerde
Nefesimin tükeneceği yerde
Sen sadece bana bir ses ver de
Ben sararsam solsam bile gelirim

Yalnızlığın acı filmi sürüyor
Şu yorgun gözlerim hala görüyor
Terk ettitiğin hayalet hala yürüyor
Dünyada tek kalsam bile gelirim

Bir bahar sabahı veyahut hazan
Gelmeye karar verdiğin zaman
Sen ol alnımda yazımı bozan
Pişmanlıkla dolsam bile gelirim

Yalnızken dilsizim sağır ve kör
İnanmazsan beni bir rüyanda gör
İpek saçlarınla şu ömrümü ör
İstanbul'da olsam bile gelirim

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:30 AM

Kirpiklerinin ormanında açmış
Menekşe gözlerin
Eteklerini lale bürümüş
İki yanağının
Gül yüzünün gülüşünü tutamaz ama
Kıpkızıl kiraz çiçeği açmış dudakların

Kuyusuna düşmüşüm bakışlarının
Saç telin sarrmaşık olsa
Kurtarsa beni

Anlatsam kendimi anlatırım en çok
Hapsolmuşum gecenin nemli karanlığına
Seni tasvir etmek ne mümkün

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:30 AM

Kayboldun sen de bu karanlıkta
Işıltılı gözlerin kaybolmuş gitmiş
Fırtınada gemin hep çırpınmakta
Pusulan fenerin kaybolmuş gitmiş

Kuş cıvıltısıydı senin kahkahan
Gül yanaklarındı çiğlerle açan
Güldün mü tamamdı gece kan revan
Sabahın seherin kaybolmuş gitmiş

Sıra dağdan yüce sıralı derdin
Çiçekler yerine hep hüznü derdin
Çiğdem nergisin izinden giderdin
Rengarenk baharın kaybolmuş gitmiş

Zaman seni herkesten biri yapmış
Kalbinde uçuşan serçeyi kapmış
Aşkının turnası yolundan sapmış
Sürüyle katarın kaybolmuş gitmiş

Yazık olmuş meşhur güzelliğine
Çirkinler su döker olmuş eline
Sultandın aşığın mazlum kalbine
Memleket diyarın kaybolmuş gitmiş

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:30 AM

Çırpındım durdum
Çırpındım durdum
Sonra gerçekten durdum
Anladım ki ne kadar çırpınırsam çırpınayım
Hatta gözyaşımı deniz edip
Dalgalardan canavar yaratsaydım
Hiçbir dalgam sinemezdi
Sevgilimin taş kalbine
Ha ak köpüklü olmuş gözyaşımın dalgaları
Ha kan kırmızısı olmuş ne fark eder...
Beyaz bayrak çekip teslim olsam
Yelken niyetine
Kefeni olur umutlarımın
Kıyamete döndürür ayrılık rüzgarı yedi deryayı
Çık işin içinden..

GooD aNd EvıL 03-28-2009 10:30 AM

Şarapsız bilinmez dünyanın tadı
Bir kadeh misali hoştur bu dünya
Yüreği doluyken içer üstadı
Hoş sanılır ama boştur bu dünya

Sabahları sanki umut doludur
Boşver rahmet yağsa ardı doludur
Yolu hep aynıdır hüsran yoludur
Sonu kabus olan düştür bu dünya

Ne nimetler gelir hepsi çiğnenir
İnsandır bu beğenmezse iğrenir
Ekmekteki taşı yerken öğrenir
Hem kırık hem çürük diştir bu dünya

Avunur tabiat bahar gelince
Alemi kandıran yeller esince
Sararan yapraklar bir bir düşünce
Bilinir yaz değil Kıştır bu dünya

Rengarenk bir kuştur uçuşur durur
Durup dinlenmeden türkü savurur
Sonda düşmanını etle doyurur
Tüyleri yolunmuş kuştur bu dünya

Dağ değildir dağlar gibi deşilmez
Yol değildir yollar gibi aşılmaz
Bir kadeh içmeden hiç anlaşımaz
Bir acayip ince iştir bu dünya

Binlerce dert için koşuşturmaktır
Yüreği acıya alıştırmaktır
Beşiği mezara ulaştırmaktır
Ali Yahya yazılı taştır bu dünya


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:19 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.