![]() |
Hacer Esma Yüksel
(K) Anılar
Yaşanmışlıklar içinde Ortada,havada,yerde Tıkanıp kalmış birşeyler var Askıda kalan Eğreti duran Hakkıyla yaşanmayan Anılar var Tuhaf bir acelecilikle kaydıraktan inmiş Sonra tekrar binmiş Tekrar inmiş anılar Mekana sinmiş Bileni silmiş Bilmeyeni silmiş Yokluğun değerini bilmiş anılar Ve onlarla değerli Meçhule dönük Geceye güneş yarınlar... Hacer Esma Yüksel |
Acaba
Boynu bükük kalmış Lalenin gülün Gözünde yaşlar var Vakur sümbülün Bir adım,bir adım Bir adım daha Acaba ne vardır ardında Şu kara tülün Hacer Esma Yüksel |
Acaba2
Tükenen ümitlerde yeşeren sevgiler Boğazımda tıkanan hıçkırığın izlerinde Seninle kaybolan o aydınlık bahar Anlayışla karşılar mı başımı dizlerinde Hacer Esma Yüksel |
Acep
Öylesine anlamsız herşey Çıkan beynimin çivisi mi Perdenin ardında duran Acep filozof mu,deli mi Hacer Esma Yüksel |
Acı
Haykırış eleminde tizden bir çığlık Zorbalık derin yara şu bağrımda kanayan Mesafeler hep yakın,derin dediğin sığlık Benliğimde acıdır benden öte yaşayan Hacer Esma Yüksel |
Acı Bahar
Acı bir hicranın bağrında bahar Kim bekler yolunu,kim seni gözler Başkası ona yar,sen ona ağyar Konuşan gözlerken gereksiz sözler Nasıl bir halet ki yüzün gülecek İçinde kanayan gül büyüyecek Dikeni sevdanı şevkatle yerken Hayalin ölecek,için ölecek Gemiler boğazdan yine geçecek Güvercinler avludan sular içecek Her gece beyninde baykuş ötecek Ayrıntı mı geldi at, geride kalan İşte o benim,benim bitecek... Hacer Esma Yüksel |
Acı ve Pabuç
Katoklaşmış acı bazen Damıtarak zehrini, Bir noktada birikir Biraz,biraz,biraz daha Dayanırsın Mutluluk vermese de Çekilir... Ne zaman azalır Geri sayım başlar Dingine inat Tazelenen telaştır, Delirir... Giydiğin pabuç gibi Ayağını kanatan Adımladıkça alıştığın Ayağından çıkarınca Acısıyla tanıştığın... Hacer Esma Yüksel |
Açı
Bazen kendine inat Gidiverir Kimbilir nelere Bazen bir yele kanat Tırmanır zirvelere Pek munise yanıyla merhemini sürer de Yine de çaresi Öteden ötelere Mağdur gibi kaldırır Hepten mağrur başını Söyleyecek birkaç söz Elbet onda saklıdır Kilidi kırılırken lisanın kapısının Söylese de haklıdır Söylemese haklıdır Hacer Esma Yüksel |
Açı2
Pandoranın kutusunda şekillenen hayat Bazı tazeden bahar,bazı eskiden bayat Bazı sıkı mengene,bazı uykudan rahat Hacer Esma Yüksel |
Açı3
Gayretin ilmine sebat demişler Uzayan yolları geçit edenler Böylece elemi şerbet bilirmiş Ömür teknesinde çile çekenler Hacer Esma Yüksel |
Ah
Ah yar Ruhum dibe vurmadan Ne anlamı var Gerisi birkaç gölge İfadesiz taş duvar... Hacer Esma Yüksel |
Ah2
Ruhun her zerresi yorumcusuna Bilinmez şahane günahlar sunar Her zerrenin o yorumcuda Bilmez ki inleyen ne çok ahı var Hacer Esma Yüksel |
Ait
Utangaçtı yalnızlığım Ne yapar ne eder söyleyemezdi Beni ne çok sevdiğini Gözündeki buğulardan anlardım Yanağındaki izleri Nedenini Utangaçtı yalnızlığım Köşe bucak saklanırken benden İlk köşede sobelenirdi Terddütünde istikrar Issızlığında karar erirdi Onla varolan devir Anlamlı bir devirdi Utangaçtı yalnızlığım Utanırdı varlıktan Tantanadan,şahlıktan Mesken tutuğu dağlar Yüreğimdi,elimdi Meskenimdi,evimdi Herkesten çok benimdi Hacer Esma Yüksel |
Akibet
Okyanusun dibine saltanatla düşecek Asırlık sevdaların kemikleşmiş hevesi İnince derinine ah nasıl da küsecek İnleyen hıçkırıkta bir şen kahkaha sesi Hacer Esma Yüksel |
Ana
Bir kucak açıldı gurbet bağrında Kederli ruhları evlat belledi Bu aciz,bu garip,yitik tenleri Usuldan usula ona ekledi Bir viran hanenin köhne bağrında Gözlerden,sözlerden,özden uzakta Yeşerdi küllerden kaybolan mazi Fersiz kalan gözlere ziya eklendi Bir kucak açıldı gurbet bağrında Bu meyus ruhlar ki ana bildiler Başlarını şevkatle dizine koyup Talihin izini biraz sildiler Hacer Esma Yüksel |
Anca
Bu hüznü takıp da ben peşime Sürüklenip durdum bir ömür,ömür boyu Katettiğim mesafe söyle bana sence ne? İyileşme yolunda anca bir arpa boyu Kara ziftin yanında ne ise işte koyu! ... Hacer Esma Yüksel |
Anlamsız
Göğe uzanan ellerde İpekten yakarışlar Boş gelir bu noktada Donup donup kalışlar Hacer Esma Yüksel |
Anlayış
Anlayan çekmekte bir okyanus çilesi Anlamayan edibin kör topaldır güftesi Duyulan ötelerden bugünlere uzanan Bir masumun kainata nakşolan ah sesi Hacer Esma Yüksel |
Anlayış2
Zorlayarak geçtiğim sınırları aşmadım Kalmadı heveslarim ufuklar ötesinde Cevabını bildiğim suallere şaşmadım Işığı buldum bazen karanın gölgesinde Muradı yele veren onlar onlar misali Kerevete çıkmadan masalı tamamladım Prensesler ve devler ne lüzumsuz ahali Hayat zaten masalmış en nihayet anladım Hacer Esma Yüksel |
Antika Akit
Zaman bir vardı bir yoktu Bazen varken de yoktu Zaman üç ters bir doğruydu Ve antika zamanların sonuydu İçinde tuhaf bir ses Tuhaf bir yankı Kalakalmışlıklar içinde Yaşamın binbir renginden birine Yalnızca birine kapılıp kalmıştı Onca maviye yeşile inat Hayrandı grinin kirine Ölesiye hayrandı Antika zamanların sonuydu Çekirdek sohbetlerinin Kestane *******inin Tenekeden saksıların Haroşodan atkıların Hep sonuydu Ve her son gibi o da Bir başlangıç doğurdu Antikanın başını alıp Sonunu tersten kurdu İşte an akit Akti an böyle doğdu Ve andıkça aktini Zamana karşı durdu Antikanın tahtını Modern zamanda kurdu Hacer Esma Yüksel |
Arınış
Yeşilin derinine gömülmüş mavi sema İnce bir nakış gibi hafif hafif sızıyor Ve binlerce ahengin içinde saklı deva Nazlı bir eda ile tüyle yazı yazıyor Tazelikler damlıyorken yaprakların ucundan Billuru içiyorum seherde avucumdan Ab-ı hayat bu belki belki bir ferah nefes Bir arınış belki de bilmediğim suçumdan Hacer Esma Yüksel |
Armağan
Acının zehrinden doğan her anı Bana mazimden bir armağandır Seni yitirişimi barındıran En pahalı olandır Hacer Esma Yüksel |
Arpa Boyu
Zorlama bilinmezi Öylece donakalsın O da meçhul hayatın Karanlığına dalsın Gitsin gitsin sonunda Arpa boyu yol alsın Hacer Esma Yüksel |
Arsız
Kopuş ani başlıyor Sanki bitiş çizgisi Enfüslerde bir yerde Yapışmış direniyor Birşey almak uğruna Belki bir söz bir bakış Fütursuz utanmadan Köşede dileniyor Hacer Esma Yüksel |
Arsızlık İşte
Gelse de baharın taze ezgisi Yine de içimde hüzün ağarır Acı sevincin şekerini çalıp Ne arsız çocuktur,kabardıkça kabarır Hacer Esma Yüksel |
Arzu Etmem
Vardı bir zamanlar derunumda cevr ü yar Ona rağmen onunla olurdum bn bahtiyar Şimdi arada zemherirden soğuk diyar İstemesem de oldum ondan temelli ağyar Arzu etmem çaresini derdimi bilmek için Anladıkça derdimi kendimi silmek için Hissederim ayazını içim ayrı ürperir Hasretliğin acısı bin türlü yerden gelir Her yer ayrı tarifsiz eza cefalar verir Fersizleşen gözlerimde benle bir tarih erir Arzu etmem çaresini derdimi bilmek için Anladıkça derdimi kendimi silmek için Hacer Esma Yüksel |
Asla
Dahil olamadığım bu fanilikte Hep dışta kalandım Asla öz değil Denizde yosun, Güllerde diken, Mangalda kıvılcım, Asla köz değil. Gözümün nuru derler Taa yürekten sevenler Daima çapaktım, Asla göz değil... Hacer Esma Yüksel |
Aşık
Bağrında bir taşla düşer yollara Aldırmaz ne demiş ağalar beyler Güzelin hasreti düşüp yadına Nazının hatrına kaç sefer eyler Çilesi hatrının gül açsın diye Uğruna dağları meskeni beller Zülfünün bir kara perçemi için Korları avuçlar,dağları deler Hissetmez ayazı,ne kara kışı Her daim bağrında meltemler eser Kafidir ona tek nazlı bakışı Gerisi bir ömür bitmeyen sefer Hacer Esma Yüksel |
Aşk
Hayıra evet demek Karayı beyaz görmek İçin ölürken gülmek Sevdiğin şeyleri Yiyememekmiş Umutmuş,çileymiş Emekmiş Dilinin ucunda Diyememekmiş... Hacer Esma Yüksel |
Ateşkes
Hep mi böyle olacak eleminin meltemi Hep mi kırık yanına hissiyat yapışacak Siteminin nakşına ilmekler çözülürken Ay güneşe hürmeten yıldızla barışacak Hacer Esma Yüksel |
Bağlantı
Beni sana bağlayan Bir köprü bir merdiven Köprüyü bombaladım Şimdi hedef merdiven Hacer Esma Yüksel |
Bahar
Hayallere kapılmış çıplak yüzen avlular Seherin bahçesinde çiğler sıraya girmiş Taze toprak kokusu ambere karışırken Renkler güzelliğini ebemkuşağı bilmiş Hacer Esma Yüksel |
Baht
Canımın içine dokunan bir el Bir ılık meltemin serini gibi İçten bir sedanın mahmurluğunda Hiç selam almamış,vermemiş gibi Bir koyu yel alır aydınlıkları Semanın bahtına gölgeler düşer Ahenkler deruna akın ederken Ham olan safiyet erdemle pişer Hacer Esma Yüksel |
Bakış Açısı
Hayat sahanlığına pencereler aralanır Dışarı kimi bir el kimi bir baş uzanır Üçü beşi bakarken oradan gökyüzüne Birçokları hayatı sahanlık diye tanır Hacer Esma Yüksel |
Bakma
Sen sustuğuma bakma Depremlerimin dili yok ki Anlaşılmaz bir halde Söyleyecekleri öyle çok ki... Hacer Esma Yüksel |
Balıklara
Parlak balık tezgahları sıralıca uzanmış Bilmem içindekiler acep nasıl bir halde O donuk gözlerinde kilitli ifadeler Kime mesaj gönderir,kime nasıl neler der Şevkat göster onlara verme acı ve keder Tabağımızdan önce mekan olan en son yer (2004) Hacer Esma Yüksel |
Bataklık Gülü
Anlaşılmaz bir dilin gizemli ahenginde Aşikar bir çağrının iniltisi belirdi İştiyakın hasrete inleyene denginde Hissiyatın kabaran esintisi delirdi Göğe kadar yükseldi görünmeyen dalgalar Tek yaprak bırakmayan korkunç bir tufan oldu Coşan suyun yanında aciz kaldı karalar Sular cisimler kadar ruhlara da hep doldu Bir beni yıkamadı bu billuri ıslaklık Bir benim elim kolum yine çamurlu kaldı Ne çok sevmiş ki beni bu bir avuç bataklık O gün bugündür adım bataklık gülü kaldı Hacer Esma Yüksel |
Bekledim
Bekledim Sarılar yeşile dönerken Gece semayı öperken bekledim Umudun bebeği ölene Çile sevdayı gömene dek bekledim Bendeki sen yitene Gözümün feri bitene dek bekledim Sen gelmedin Sen hayaldin,çileydin Sen eceldin Hayali geçtim Çileyi seçtim Eceli içtim Bekledim... Hacer Esma Yüksel |
Belki
Yenik düşer zamana kelebeğin kanadı Belki beklediğinden çabuk gelecek ölüm Cemre bile düşmeden tazeliği anladı Varoluşu yokluğa belki de büyük zulüm Hacer Esma Yüksel |
Belki de
İpeği kararmış koza içinde Ölü bir bebeğin hazin duruşu Merhaba demeden hayat bağına Toprağın bağrında özü buluşu Bu belki kahırın bitimsiz yanı Bu belki geçişin tereddüt anı Ve belki ötenin yeşil bağrında Ruh bulur bedene girmemiş canı Hacer Esma Yüksel |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:49 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.