![]() |
Özgül Özyılmaz
Aileme...
Özlemişim anamı Yıllar önce çocukken kaybettiğim babamı.. Öyle bir anımdayım ki şimdi Yapayalnızım, yok kimsem yanımda.. Biri toprakta, biri uzak diyarlarda… Bir onların sıcaklığına muhtacım Onların beni sarıp sarmalamasına var ihtiyacım. Özlemişim dizlerine yatmayı Kucaklarında uyuklamayı.. Üşümüşüm yalnızlıktan Yetmiyor dost, arkadaş varlığı Özlemişim ben özümü Özlemişim bir anamı bir de topraktaki babamı.. Şimdi! Şu an istiyorum onlara yakın olmayı, Kollarımı boyunlarına dolamayı.. Yalnızlık, özünden ayrılık fena kor yüreğime Hele bir de çaresizlik var ya…. Ah anam, ah babam Sizde özler misiniz ana-babanızı? Sizde hisseder misiniz o yalnızlığı? Sizde ister misiniz o sıcak güvenli kolları? İster de siz de mi bulmazsınız onları? Özlemişim o çocukluğu, o sorumsuzluğu Bilirim yaş 34 ama ya o içimdeki büyümeyen çocuk? Ya ona nasıl anlatayım ben şimdi Bamam öldü, anam uzaklarda Sevdalınsa bir başka dünyalarda diye.. Bilir, herşeyi bilir de O içindek çocuktur ona bunları yaşatan yürekte Ve yine çok iyi bilir ki; İstesede istemesede hayat onu acıyla büyütmekte.. Özgül Özyılmaz |
Anlaşılamamak..
Anlaşılamamak; işte bütün mesele.! Anlamaya ve anlatmaya calışırken Çaba harcarken, özveride bulunurken anlaşılamamak! Herkes savunmada! Herkes hazır saldırıya! Herkes savaşmakta birşeylerle, birileriyle. Barış yapmaya çalışan yok ortada. Herkes kendi penceresinden bakıp Bir diğerini yargılamakta. Hem de acımasızca.. Herkes hayatına anlam katacak, Renk sağlayacak, tutunacak bir dal aramakta.. Bir amaç, bir hedef, bir güzellik bulmaya çalışmakta.. Ama anlatamadan isteklerini Anlayamadan diğerlerini, Sevişerek değil savaşarak Överek değil yererek Gülerek değil surat asarak Sevinci değil, hüznü paylaşarak.. Bilgiyi saklayarak Övgüyü saklayarak Sevgiyi yok sayarak Destek yerine köstek olarak! Oysa hepimiz anlaşılmak ve olduğumuz gibi kabul görmek isterken Oldukları gibi kabul etmeyerek ve anlamayarak yakıyor ve yıkıyoruz herşeyi.. Özgül Özyılmaz |
Anlat Sevgili..
Anlat sevgili anlat Sendeki ben’i anlat.. Bir vakit sevdiğin Sonra terk ettiğin ben’i.. Anlat.. Neydi sevdiğin, neydi hissettiğin? Neydi gözünden, gönlünden geçirdiğin? Sonra yüreğinden sildiğin? Sendeki anılardan anlat Kendi sözünden, kendi sesinden, Kendi dilinden anlat.. Kalp atışındaki ben’i, Yürek ağrındaki ben’i Kalabalığındaki.. Yalnızlığındaki ben’i anlat.. Güldüren-ağlatan-öfkelendiren ben’i anlat.. Neydim ne oldum sen de ben? Gel bir soluklan da, Bir söz sendeki ben’i bana anlat.. Göremediğim ben’i, Bilemediğim ben’i anlat.. Sen de kalanlar kadar Aklındakiler kadar Hissedebildiğin kadar.. Yeter ki bir yol anlat sevgili.. Özgül Özyılmaz |
Arzu..
Arzu; ateş de sende, yangınlar da, deprem de, sel de.. Adınn özü yüreğinde can bulmuş.. Yüreğindeki can yaşamına vurmuş.. Bir ele avuca sığmaz, kabında durmaz kız olmuş.. Bir yanı vahşi, asi, yırtıcı.. Gözleri çakmak çakmak.. Çok azına gösterdiği diğer yanı ise; Masum, mahçup, kırılgan.. şevkate aç.. Dön kendi özüne Arzum, gör kendi güzelliğini En büyük dostunu bul kendinde, kendini.. Özgül Özyılmaz |
Bahar
Geldin yine yürekleri havalandıran İnsanın içinde kıpırtılan yaratan Ilık rüzgarıyla baştan çıkartıp Çılgınca insanı yollara, sokaklara çağıran ilkbahar! Çık diyor şeytan yollara Soyun dökün at üstünden kıştan kalan kasveti, ağırlıkları Hafifle, rahatla.. Salın şöyle yollarda uçuşsun etekler, dağılsın rüzgarda saçlar Süzsün birkaç beğeni dolu bakış seni gizlice Sen bakın etrafına kara gözlüklerin ardından dilediğince Bin arabana, çek git deniz kenarına İste bir güzel çay, yak yanına da bir sigara Hele bir de varsa bir dost yanıbaşında Oh, gel keyfim gel var mı senden daha iyisi dünyada.. Burnunda deniz kokusu, kulağında martıların sesi Teninde birleşsin rüzgar, güneş, sayki sevgilinin kaçamak okşayışları Dertsiz, tasasız, umursamaz ve aldırmaz bir halde Doyasıya solukla o unutulmaz zamanı.. İşte bu en güzel keyif, en güzel hediye.. Şöyle özgürce, hafiflemiş olarak, gönlünce giyinip kuşanıp Gönlünce salınmak ortalıklarda.. Bırakıp derdi kederi kışla geride Bakmak hayata umutla, Tomurcuklarla dolu yeni yarınlara.. Özgül Özyılmaz |
Bazı Şeyler..
Bazı şeyler vardır, Sorumluluktur, zorunluluktur.. Bazı şeyler vardır, Nezaket kuralıdır, sosyal yaşamın parçasıdır Olmasa da olur, ama olması iyidir. Ve bazı şeyler vardır ki, gönülden gelir Kendiliğinden yapılır.. Bir çocuğu sevindirmek Sevdiğin birine süpriz bir hediye vermek Çat kapı ziyaret etmek, Çok sevdiğin lokmayı bölmek, Kendinden daha çok karşındakine vermek.. Ve buna karşın; Bir kucaklaşma, ağız dolusu bir gülüş, Yürekten gelen bir teşekkür, Gözlerdeki sımsıcak bir bakıştır Her zaman en güzel karşılık.. Mutlu olmanın en güzel yoludur sevdiklerini mutlu etmek Karşındakine özel olduğunu hissettirmek Zorunlu olmadan gayret göstermek Mecburiyetler olmadan içinden geldiği gibi vermek.. Yürekten geldiği, aklının seçtiği, Kalbinin hissettiği gibi sevebilmek.. İşte budur aslolan, gönülden gönüle köprüler kuran.. 20.06.2006 – 16.30 Özgül Özyılmaz |
Belki Yeniden..
Çok uzun zaman sonra Sana araladım kalbimin kapılarını.. Kaldırdım kilitleri.. Arkasına yığdığım yığınları.. Özgürce gelebilesin, Ulaşabilesin diye her bir kıvrımlarıma.. Setler koymadım.. Engeller oluşturmadım sana.. Yaşadığımız onca gönül yorgunluğuna, Kalp ağrısına, yalnızlığa, Umut olsun açılan kalbimin kapıları diye, aldım seni kuytularıma.. Gel.. Gör.. Bil istedim beni.. Yüreğimi.. Sev istedim sınırsızca.. Seveyim istedim pervasızca.. Yüreğimde biriktirdiğim, gizleyip sakladığım İçimde büyüttüğüm sevdamı akıttım sana.. O toz pembe yıllarda, İlk heyecanlarda, Gözü karalıklarda Ve ardından yıkılışlarda birlikte olamadık ama.. Yeniden dirilişlerde En olgun, en deneyimli zamanlarda En güzel çağlarımızda Tanrı’dan diledim seni, birlikte mutlu olabilmemiz duasıyla.. Özgül Özyılmaz |
Ben'den
Ben hiç utanmadımki sevgimden, kendimden Sıkılmadım hiç seni sevdiğimi söylemekten Korkmadım reddedilmekten! Ben sadece sevdim, Bıraktım kendimi sevgimin seline Dolu dolu, yüreğimce Bata çıka, güle oynaya dalgalandım. Hiç saklamadımki sana olan tutkumu Taptım sana içimden geldiğince Sevdim seni yüreğim istediğince Bu Ben’dim ve Bendeki Ben olarak seviştim hissettiğimce. Yoktu kaprisle harcayabilecek zamanım Anlamsızca gurura feda edebileceğim tek bir An’ım Kavgayla, hırla gürle çöpe atacak kelâmım! Sen varsan bende vardım Ve işte o andı en değerli kazancım, kârım.. Kime neydi ne yaptığım? Kimin umrundaydı enayi sayıldığım? Kim bilelir benden başka gerçek Ben’i? Kim tutabilir o manyak, o çılgın içimdeki gizli Ben’i? Yok canımıniçi..! Yok! Olamaz böyle bir şey! Hiç kimse! .. Hiç bir şey bana engel olamaz! Bir Sen! Bir Tanrı’dan başka Hiç bir şey kalp atışımı sonlandıramaz..! Hesap vermem sevdamı kendimden başkasına, Sana bile hatta! İnanmam, kabullenmem, dinlemem hiç kimseyi Bir yüreğimden ötesini.. Çünkü en iyi ben bilirim bendekini.. Hayat benim! Acılarımda, sevinçlerimde, Gün olup göz göz kanayan yaralarımda, Kanatlandırıp uçuran aşklarımda, dostlarımda.! Her şeyim bana, İyisiyle, eğrisiyle bana..! Hesabımda bana, sevdam da.. Seni bilemem AMA Ben memnumum benden Yolumu gönlümce çizmekten Ve seni.. Böylesi sevmekten..! Özgül Özyılmaz |
Ben'i Anlat..
Anlat sevgili anlat Sendeki ben’i anlat.. Bir vakit sevdiğin Sonra terk ettiğin ben’i.. Anlat.. Neydi sevdiğin, neydi hissettiğin? Neydi gözünden, gönlünden geçirdiğin? Sonra yüreğinden sildiğin? Sendeki anılardan anlat Kendi sözünden, kendi sesinden, Kendi dilinden anlat.. Kalp atışındaki ben’i, Yürek ağrındaki ben’i Kalabalığındaki.. Yalnızlığındaki ben’i anlat.. Güldüren-ağlatan-öfkelendiren ben’i anlat.. Neydim ne oldum sen de ben? Gel bir soluklan da, Bir söz sendeki ben’i bana anlat.. Göremediğim ben’i, Bilemediğim ben’i anlat.. Sen de kalanlar kadar Aklındakiler kadar Hissedebildiğin kadar.. Yeter ki bir yol anlat sevgili.. Özgül |
Ben Seni Sevdim..
Ben seni sevdim Ben bir seni böyle sevdim… Tutkulu.. Pervasız.. Çıkarsız.. Yalın, yalansız, dolansız.. Adına her ne aşk denirse işte öyle sevdim.. Ben bir senden uzak kalamadım kokundan, dokunuşundan, gülüşünden vazgeçemedim Bir sana kıyamadım… Kelimeler dizildi dilime, boğazımda düğümlendi sözcükler Sustum! Bir seni kıramadım… Yüreğime nice zehirler saldın! Her bir ölümü bin defa sevginle yaşattın.. Ama olmadı işte.. Yapamadım… Bir seni yüreğimden kovamadım… Ben seni bencilliğinle, Aramıza koyduğun bütün engellerinle sevdim.. Ben; beni sana yakıştıramadığını bile bile seni sevdim..! Elimde değildi sevdim işte… Ben bir sana sesimi duyuramadım… Denize, doğaya, kuşlara, dostlara anlattım aşkımı, Bir sana, yalnız sana doyasıya anlatamadım.. Ben bir sana taptım.. Bir sana dua ettim gönülden… Bir seni diledim en derinden.. Ben seni; Beni sevmen, beni sarman, beni duyman için sevmedim ki.. Ben seni olduğun gibi sevdim.. Ben seni içimden gelerek sevdim… İhtirasla, coşkuyla, duyguyla sevdim.. aklımla sevmedim ki.. Seni, içimdeki çocuğun saflığı, Hayatımın bildiğim bütün doğruları ve yanlışlarıyla sevdim! Ben; beni tüketeceğini bile bile Bir seni silemedim… Bir sana doyamadım! ! Bir seni terk edemedim… Gönlüm bir sana aktı, Yüreğim, bedenim bir sana yandı..! ! Öyle çok istedimki yakın olmayı.. bir sana, bir soluğuna.. İşte ben böyle bir aşkla sevdim.. Dolu dizgin, utanmasız, sınırsız, beklemesiz sevdim Yanlışıyla, günahıyla, kahredişiyle sevdim.. Vazgeçemedim.. Şarkılardaki seni, şiirlerdeki beni sevdim.. Orman yangınlarıyla yanan beni, Ulaşılmaz dağ doruklarında duran karanlıktaki seni sevdim… Ben seni; bendeki aşkla sevdim, Kendiliğinden, içimden geldiği gibi.. Yüreğimin bildiği, kalbimin gördüğü gibi sevdim Ne bileyim işte kahretsin, BEN; BİR SENİ BÖYLE SEVDİM BEN; BİR SENİ HEP SEVDİM … Özgül Özyılmaz |
Bize Özel..
Ne seni, ne beni Kimseye eş tutmadım Yaşadıklarımız bize özeldi Ayrı bir renkti birleşimimiz.. Ne kimsenin doğrusunu doğru saydım Ne kimsenin yanlışını yanlış.. Herkesin kendince bir gerekçesi olduğunu Bir insanı yüzdeyüz anlamanın ve anlaşılmanın imkansızlığını Algısının çok farklı olduğunu, çok önce öğrendim İşte bu yüzden kimseyi yargılamamayı seçtim Kendi içimdeki doğruları ve yanlışları keşfettim 'Ben' olarak yaşamayı tercih ettim.. Aslolan mutlu olmak ise Başkaları incinmediği sürece özgürsün deli gönlüm dedim Ve maalesef çoğu kez kendimi incittim.. Olabildiğince, alışkanlıklardan öte beklentisizleştim Kendimi bulabilmek derken, kendimden geçtim.. Özgül Özyılmaz |
Bu Gün Benim Doğum Günüm
Bugün benim doğum günüm Bugün şımardığım, Şımartılmak istediğim bir gün.. Yeni başlangıçlara, Yeni ufuklara hazırlandığım bir gün bugün.. Aslında farklı değil diğerlerinden Ama dedim ya doğduğum gün işte! Ve bugünü başlangıç seçtim kendime Tıpkı yıllar önce doğarken yaptığım gibi.. Renkler aynı ama ayrı güzel Dostlar aynı ama ayrı özel Güneş hep bildik güneş işte.. Ama benim hissedişim başka bugün Çünkü bugün benim doğum günüm. Herkesin beni mutlu etmek için çaba sarfettiği bir gün Herkesin her şeyimi hoş gördüğü bir gün bugün.. Ne güzel! Tüm sevenlerim bir telaşta Kimi çiçek göndermenin, kimi mesaj çekmenin Kimi aramanın, kimi de varlığıyla özel günümü paylaşmanın.. Tanrım ne güzel böylesi sevildiğini hissetmek Ne güzel, beni seven insanların varoluşu Sevginin sıcaklığı, Yüreğime, ta derinlere o sevgilerin dokunuşu.. Gözlerim doluyor, içim titriyor ama acıdan değil, Sevinçten, sevgiden.. Yüreğimdeki o en derin köşelere ulaşmayı başaran Sevginin başdöndürücü sıcaklığından.. İşte bu! Hep istediğim, her daim dilediğim tek şey bu: SEVGİ Yok başkasında gözüm, Yok başka gerçek dileğim Minicik bir sevgi, Minicik bir sıcaklık, Ki onlar içimde alev alır, yüreğimi, bedenimi ısıtır Görünmesede ayaklarım kesilir yerden Ruhum bir bir başka havalanır.. Tüm evren, tüm dostlar ve canım ailem Size sonsuz teşekkürler, Böylesi güzel bir gün için Böylesine beni sevdiğiniz, Sıcaklığınızı uzak-yakın hissettirdiğiniz, Sevgi arsızı yüreğimi böylesine beslediğiniz için.. Evet, bugün benim doğum günüm Hepinizi çok seviyorum ve işte dileğim: Sonsuza kadar sevgiyle yaşamamızı diliyorum. 7.6.2000 Özgül Özyılmaz |
Çekip Gitmek
Kalanlar, bir başka bakar gidene Mutludurlar giden için, Zincirleri kırıcak cesareti gösterebildiği için Ama üzgündürler kendi köşelerinde Birini daha yolculamaktan, Sevdikleri birini daha kaybetmekten.. Sanırlarki giden çok mutludur, kolaydır çekip gitmek Dostları bırakmak geride, alışkanlıkları silmek Başlamak yeniden, Sil baştan bir başına gayret göstermek.. Oysa ne acı, ne zordur gitmek Heleki yüreğiyle seven, gönülden bağlı olan için.. Kolay görünür, pırıltılıdır gitmek kalanlara Bir giden bilir, Bırakıp terk etmek zorunda kalan bilir yüreğindekini Canının yanmasını, içindeki paniği, korkularını.. Ama hayat.. Şartlar zorlar herkesi bir şekilde Ve gün gelir herkes bir giden olmak zorunda kalır Kural bu, çare bu … Hangi günki cesareti, güveni Belkide ihaneti yaşar insan İşte o gün başkaldırır, düşer yollara Yaşamdır öğreten, tecrübedir yol gösteren Yaşanmışlardır acı veren… Ve bir taş basar yüreğine, set çeker duygularına, Dalar düşüncelere, yüreğince, aklınca, Çaresizlikle bir çare aramaya Acı da verse bazen, Kaçınılmazdır bırakıp gitmek bir an önce Bırakılıp gitmektense bir gün.. Kolay mıdır herşeyi riske etmek? Gitmek bilinmeze, bir yanı gitmekten ölürken insanın.. Ama hani o yapılması gerekenler vardırya, Hani umut, hani belkiler vardırya İşte onları yükler sırtına, yüreğine, Gözünde yaş, içinde fırtınalar, çekip gider insan. Her insanın bir gün yaptığı Yapmak zorunda kaldığı gibi… (15.08.2000) Özgül Özyılmaz |
Dilek
Bu ne bir dua, ne de beddua Bu sadece bir DİLEK.. Bu yıl tek bir dileğim var sana Bu yıl sadece AŞIK ol. Yan, kavrul, kül ol savrul Aklın uçsun, kaçsın.. *******i uyuma hayale dal, düş kur, dua et, Tanrı’ya sığın, yardım talep et.. Uyurken, uyanıkken adı hep aklında Hayali karşında, sesi kulağında, Çaresizlik ise her bir yanında.. Düş yollara, dolaş avare, Her şey anlamsız ve manasız çevrende.. Bir onu dile, bir ona yakın olmayı iste ömrünce.. Değişsin bütün önceliklerin, Aklını kaybet, kendini kaybet, Bir onunla iken rahat et.. Nereye gidersen onu da taşı aklının kıyısında Kalabalıklarda yalnız Yalnızlığında daha bir kimsesiz.. Aklın karışık, yüreğin kafeste, Ruhun eksik, yüreğin kesik, Onsuz gittiğin her mekan tatsız Onsuz geçen her günün rahatsız.. Öyle aşık ol ki, kendine kendin bile hayret et Tanıma kendini, anlama halini Garipse! Gülümse! Küfret! Kahret! Hatta nefret et Tutkundan, esaretinden, cesaretinden.. Onunla bütün, onsuz yarım Diyebil ki “yanımda iken her şeye varım! ” Havada uç, kanatlan, bulutlarda gez Yüreğinde binlerce kelebek Damarlarında ateş, Ruhunda milyonlarca açan çiçek Kalbinde susturamadığın bir ses Beyninde içmeden sarhoşluk Gözünde mutluluktan yaş Yanıbaşında tek dileğin “AŞK” olsun. Gülümse herkese. Pırıltın, ışıltın yayılsın çevrene Enerjin dolsun taşsın sarılsın tüm evrene Şükret Tanrı’ya, Dünya’ya, Meydan oku hayata! Umut dağıt insanlara, çevir karanlıkları aydınlığa Tüm sıcaklığı, tüm canlılığı ve bütün gerçekliğiyle Sahip ol sen herkesin arzuladığına; Gerçek bir AŞK’A.. Unutma! AŞK; aklın bittiği, yüreğinin gittiği yerdedir. Son bir şey daha; Bir gün yaşarsan bütün bunları bir arada Hatırla ki, seni böyle seven biri vardı, bir zamanlar hayatında.. ** Unutmadığm sürece, unutulmaya da meydan okuyacağım! . 08.01.2002 Özgül Özyılmaz |
Elveda..
Sen ki başbelam, hayatım, umutlarım Dünüm, bugünüm ve yarınım! Sen ki anlayamadın Gerisi boş, geç gerisini..! Sen ki tükettin, yokettin! Geç başkalarını, Geç sevdayı, gerisi yalan..! Bir gece önce varken, bu gece yoksun Biz yok, birlikte bir gelecek yok, düşler yok Şimdi ben varım! Yalnız! Acılarımla, isyanlarımla, Kâh öfkem, kâh gözyaşımla bir başıma, yalnız ben! Sen, ilk giden değilsin, belli ki son da olmayacaksın Beni ilk yarıyolda bırakan da değilsin! Ama sahip olduğum ilk ve tek gerçek sevgilisin! Sahip olup da korumaya çalıştığım Kaybetmemek için çılgınca savaştığımsın.. Ama yetmedi kavgam, sabrım ve taptığım. Yetmedi anlayışım, sitemim, bekleyişim.. Olamadı işte, yetmedi sana.. Belki yanlıştı yaptığım, Ama hiç anlatmadın ki, hiç söylemedin ki, Ne istersin, ne beklersin, Ne düşünür, ne hissedersin? Bir bilmeceydin; Aklımca uğraştım derinlerdeki gerçek seni bulmaya.. Ne “doğru” dedin, ne de “yanlış” hiçbir gün daha, Ve işte şimdi, Yine kaldım gözü yaşlı, kalbi kırık bir başıma.. Elveda sevgilim, Elveda.. Sonsuza dek sana da.. Özgül Özyılmaz |
En Çok..
EN ÇOK… En çok senin kollarında uyumayı sevdim Bir bebek gibi sana sokulmayı, bana sarılışını, Şevkatle öpüp okşayışını sevdim.. Sıcaklığında güvenle uykuya dalmayı Gecenin bir yarısı uyanıp Yanıbaşımda seni bulmayı Uyandığın aralarda beni kendine çekip Saçlarımı okşayıp öpüşünü sevdim en çok.. Gündüzleri yorgunluktan bitap uyuyakaldığında Dakikalarca başucunda oturup Yüzünü beynime kazımak istercesine seni seyretmeyi, Saçlarını okşayıp Dudaklarına minicik bir öpücük kondurmayı, Sana sokulup, sıkıca sarıp sıcaklığınla Bir yandan o dakikaların hiç bitmemesini dilerken Yüreğim burkularak akıttığım gözyaşlarıma rağmen Seninle bir bütün olmayı, Sana yakın olmayı sevdim en çok.. Kral TV’de çalan slow şarkılarda, Seni dansa kaldırmayı, Sımsıkı sana sarılıp dans etmeyi Gözlerim kapalı, seni solumayı sevdim.. Bereberce aynı şarkıyı mırıldanmamızı Tenini hissetmeyi Ve utanmasızca sana daha da sokulabilmenin özgürlüğünü sevdim en çok.. En çok, kahkahalar atarken Bana bakan gözlerinin ışıltısını, Sesindeki coşkuyu Ve sonra gözlerimin içine bakıp, Kollarını bana dolayıp beni öpüşünü Ve bütün bunların bana verdiği hazla Yüreğimin hızla atışını sevdim. Evde dolaşırken, Biryerleri toplarken veya sen çalışırken Yanından geçerken arasıra sana uzanmayı Ve herseferinde Ansızın senden çaldığım öpücüklere karşılık vermeni Dudaklarında beliren Keyiflendiğini ele veren Gülümseyişini sevdim en çok… Sana kahvaltı hazırlamayı Ve hatta evdeki malzemelerden Sana uyduruk yemekler yapmayı Ve her seferinde bana takılıp, kızdırıp Bıyık altı gülüşünü Ama her seferinde herşeyi silip süpürüşünü sevdim. Beraber gazeteleri karıştırmamızı Hangi filme gidelim tartışmamızı Ve sana doyamayıp Filme geç kalmayı göze alıp seni baştan çıkarışımı Ve senin karşı koyamayışını sevdim en çok.. Annen’e Tonton deyişini Şule ile olan sevgi dolu telefon görüşmelerini Ayşegül’den, Can’dan ve diğerlerinden bahsederken Sesine ve yüzüne yerleşen Gerçek sevginin sıcaklığı sevdim en çok.. Çocukluğunu anlatırkenki içtenliğini, Gözlerin parlayarak Yaptığın haşarılıkları anlatırkenki gülüşünü Ve dolu dolu dilediğince yaşamış olmanın Sendeki izlerini gördüğüm anları sevdim en çok.. Senden gelen ve sonu “birtanem” diye biten mesajları, Seni her aradığımda “ne haber canım” deyişini, Ve yüreğime; “Herşeye rağmen teşekkürler Tanrım” dedirten Yaşadıklarımı çok özel bir armağan kabul ettiren AŞKI – SENİ sevdim en çok.. Doğrusu, sevmediklerimde oldu sende.. Üzüntülerim de, acılarım da.. AMA Sevdiklerim öyle yoğunduki sende Sevmediklerim yenik düştü sevdiklerime.. Özgül Özyılmaz |
Geç Kalanlara
Geç kalınmış olan herşeye yazık Hele de ahmakça duyarsızlıktan olanına, Bencillikten kaynaklananına binlerce kez yazık! Geç kalmayı alışkanlık edinenler, Yaşamayı erteleyenler, Bir türlü vaktinde gelmeyi-gitmeyi, Söylemeyi-aramayı, sevmeyi-sarmayı Hele de gönül almayı bilmeyenler, yazık size! Yazık! Tekrarı yok artık hiçbir şeyin çok isteseniz bile.. Yaşamı tüketin bakalım bir başınıza, Anlamı kalmayan, manası yitik sözler söyleyin etrafınıza.. Değeri kalmayan yardımlarda bulunun Bir vakitler ihtiyacı olanlara, Geç kalmışlığın pişmanlığı, vijdan azabıyla! Bir dönüp bakın bakalım etrafınıza, bir de kendi iç dünyanıza? Ne yazık değil mi? Ne manasız.. Ölen ölmüş, olan olmuş ve yollar kapanmıştır artık.. Bencilliğiniz ve acımasızlığınızla, Geç kalmışlığın zavallığı kalmıştır yanınıza.. Özgül Özyılmaz |
Gel..
Gel diyebilmeyi ne çok isterdim, gel! Sorgusuz, sualsiz hatta yarınsız.. Sadece gel! Önemli değil; yarın, öbür gün, diğer hafta, önümüzdeki ay! Sadece şu an! Sadece bu gece! Gel! ! Konuşmadan, sorgulamadan, dile dökmeden gel! Gözlerin, ellerin, sıcaklığın, varlığın yeter Hesapsız, Kitapsız, Umursamaz, Korkmaz gel! Cesurca, yürekle, çılgınca gel! Hiç düşünmeden-incinmeden-utanmadan sadece gel! Bendeki şu deli bilseki geleceksin, bilseki isteyeceksin Hiç durmaz, hiç tartmaz, hemen gel der, gel! Ne çok isterdim gelebilmeni Ne çok isterdim koynunda bir gece daha geçirebilmeyi.. Bildiğim tek şey; bilemediğim bir sonraki saniyeyi, İşte bu yüzden bırakıyorum gururu, geleceği.. Çünkü hiç unutmuyorum; Hayatın her an son bulabileceği gerçeğini.. Özgül Özyılmaz |
Hatırla..
Tüm bunları hazırlarken Emek verdim.. İlk günden son güne her şeyi yeniden yaşadım Kah gözlerimden yaşlar süzüldü, Kah dudaklarımda bir tebessum oluştu.. Galiba insan unutmadığı sürece de unutulmaya meydan okuyor böyle. Her şey rağmen “sen”, unutmak istemediklerimdensin Sen de beni unutma istedim.. İnsan beyni yaşadıklarını bir süre sonra unutuyor, Birkaç resim ve birkaç satır varsa ancak anımsıyor, “bunları da yaşamıştım, yapmıştım” diyor.. Bir gün sen de unutacaksın, Ki belki de çoğunu şimdiden unuttun.. İstedim ki; Unutsan da, bir gün bunlar eline geldiğinde HATIRLA.. Özgül Özyılmaz |
Haticem'e
Hayat hiç bir zaman düz bir yol olmadı bize, Aştık nice engelleri biz beraberce. Tutunduk yüreklerimizle, kenetlendik kalbimizle, İnandık, sevgiyle, cesaretle ve birlikte her zorluğu aşabileceğimize. Coşkuyla, acıyla, zamanı, mekanı, duaları paylaştık içten içe, El ele, gönül gönüle, sırt sırta, asla pes etmedik direndik geldik bu günlere, Mutlu olacağız Haticem, aşacağız bunları da Allah’ın izniyle, sevdiklerimizle.. Özgül Özyılmaz |
Hayat
Belki çok fazla görüşemedik, konuşamadık Belki pek çok şeyi doyasıya paylaşamadık Yollarımız kesişti, bir dönem birlikte yaşadık.. An oldu bir tebessümü Zaman oldu mekanı paylaştık. Gün geldi, dertleri, hüznü tattık.. Ve sonra, Yollarımız ayrıldı vedalaştık.. Her birimiz başka bir yöne dağıldık Başkalarıyla kaynaştık. Hayat.. Yaşam.. dedik savaştık.. Her birimiz kendimizce yaşadık.. Bitmeyecek sandığımız ömürde Daha çok var derken Anlayamadan vaktin dolduğunu Toprakla kucaklaştık.. (10.12.2001) Özgül Özyılmaz |
Hayatımın Erkekleri..
Dört yapraklı uğur yoncam onlar benim.. Vazgeçilmez dört erkeğim.. İlkiyle onbeşimde tanıştım, Bir yıl boyunca koyun koyuna yattım Onunla uyudum, onunla uyandım.. 26 yıl boyunca günde 3-5 kez karşılaştım Her seferinde öpücüğümü dudaklarıma aldım.. O ve ben arkadaşız, sırdaşız.. Birlikte kafaları çeker, dertleşir, seyahat ederiz Birbirimize her anlamda destek veririz.. Gün olur güler-eğlenir, gün olur ağlarız.. An olur çalar oynarız.. Her geçen gün sevgimizle birbirimize gönülden bağlanırız. İkincisiyle 22’imde tanıştım, tam 15 yıl aynı evi paylaştım Eve her girişimde onu kucakladım, öpmeye, koklamaya doyamadım Çekingen, anlayışlı, sıcacık, sevgi dolu.. Bir o kadar da olgun ve başarılı.. Şimdi 18’inde üniversiteli bir delikanlı.. Onunla sohbet etmekten her zaman keyif aldım. Onu daha yakından tanımaktan, kendimi ona anlatmaktan Bazı “ilk”leri ona yaşatanın ben olmasından En çok da o içimi ısıtan dolu dolu kahkahasından kendimi alamadım.. Ve diğer ikisi ile otuzumda ilk kez bir ekranda tanıştım. Hoplayıp zıplayan, varlıkları ile herkese neşe katan Müthiş ikiliydiler.. Gönlüme yaşama sevinci, canıma can verdiler En zor anımda, en mutsuz zamanımda Beni hayata çevirdiler.. Öyle bal-kaymak, öyle tatlıydılar ki 10 yıldır ruhumu mest ettiler.. Dört yapraklı yoncam onlar benim, uğur böceklerim Yaşamıma, var olmama anlam katan vazgeçilmezlerim Onlar kıyamadıklarım, nefesim, herşeyim.. Saçlarının bir teline zarar gelmesin diye Neyim varsa hiç düşünmeden veririm.. Onların bir damla gözyaşı içimi acıtır Bir anlık yüzlerinin düşüşü ruhumu karartır Yaşadığım sürece, Tanrı izin verdiği ölçüde Size söz veriyorum canlarım, Her zaman sizin için en iyi olanı yapacağım Hep yanınızda olacağım.. Nancim.. Olcayım.. Gökayım.. Berkayım.. Yaşama amaçlarım.. Neşe kaynaklarım.. Gururlandığım yakışıklılarım.. Kanımdan, canımdan, ablam ve abimden en güzel armağansınız bana.. O “teyzeem” “halaam” diyen dudaklarınıza, Dolu dolu sarılışınıza herşeyim fedaa.. Sizi çok seviyorum demek, yetmez gönlümdeki sevdanızı anlatmaya.. Teşekkür ederim Tanrım Bu özel varlıkları bağışladın yaşamıma.. Dilerim hiçbirinin acısını, hasretini ömrümce tattırmazsın bana.. Özgül Özyılmaz |
Hisset..
Haydi beni hisset! ! Yüreğinde, beyninde hisset! ! Özle! Ara! Hadi yüreğimin karası, başımın tatlı belası! Hatırla güzellikleri, paylaştıklarımızı, Hatırla da anla! Seni ne çok sevdiğimi Uğruna yaptığım çılgınlıkları.. Seni sadece sen olarak nasıl da sevdiğimi.. Anla, kim seni böyle sevebilir? Kim dünya bir yana, sen bir yana diyebilir? Kim tek bir ana bir ömrü feda edebilir? Yeter artık ne olur anla ve beni ara! ! Haydi sevaba gir, haydi cennete git “seni seviyorum” de, Haydi uçur beni, kanat tak, “bir ömür beraber olalım” de, Haydi beni çıldırt, beni delirt, Mucize yarat “gel evlenelim” de.. Haydi ne olur bir şeyler söyle De ki “sana aşığım, seni çok özledim” Söyle de sokaklarda çığlık atayım, havalara zıplayayım.. Haydi ara beni, “canım” de, çabuk dön, sensiz olmuyor” de. Ne olur söyle be başımın kara sevdası.! ! Yitireceksem aklımı Bari bir kez olsun söyle! ! İnan etme işte İzin ver anlatsın dudakların bana olan aşkını.. Ya da söylet be Tanrım! sen söylet! ! O’nunda yüreğine aynı yangını, aynı sevgiyi ek! ! Kendi söylemiyor, bari sen söylet..! ! Özgül Özyılmaz |
Hoşçakal..
Canımıniçi, canım can En güzel yaşımın en güzel aşkı Ne çok sevdim seni.. Ne yazık ki sen, sevemedin benim gibi.. Kızamıyorum sana, yargılamıyorum da Anlıyorum hatta.. Sen de beni anla.. Yaşlanıyorum artık.. Huzur arıyorum.. Bir yuva, bir hayat arkadaşı diliyorum.. Senden.. vazgeçiyorum.. Tek bir şey istiyorum, Bir gün.. Bir gün umarım sen de beni anlarsın.. Ve yaşadıklarımıza pişman olmazsın.. Sağlıcakla.. Özgül Özyılmaz |
Hoşgeldin Hüzün..
Hoşgeldin hüzün Hoşgeldin yalnızlığım Merhaba yürek sızım Merhaba umutsuzluğum Çağla hadi durma taş gözyaşım.. Zaten sizden hiç ayrılmadımki Aslında hep bir köşede sinsice beklediniz Am bu kez çok erken geldiniz! ! Mutluluk ve Umuda doyamamıştım ki henüz.. Bir veda bile etmeden kaçıp gittiler.. Ve siz! Ansızın beliriverdiniz karşımda, Sarıverdiniz beni sıkıca Daha ne çok şey paylaşacaktık oysa… Onlar hep düşümdü ve düş gibi kısa sürdüler.. Bir bütün olacaktık; Sevinç, Mutluluk, Sevgi, Ben ve bir de Sen canımıniçi Sen sustun onlar da bana küstü.. Bulamadım hiç bir köşemde Rastlayamadım hiç bir hücremde Serap gibi bir görünüp bir kayboldular Sen gibi… Koştum peşlerinden, savaştım Ama kayıp gittiler avuçlarımdan Sen gibi… Onları ürkütmemek, göndermemek için her bildiğim şeyi yaptım Hemde gerçek sevgi ve şevkatle herbirine taptım, Ama yetmedi gittiler, Seninle beraber onlar da beni terk ettiler.. Oysa yaşanacak mevsimler vardı Gidilecek yerler.. Onlarla beraber dans edecektik seninle Hayaller kuracaktık Umut’la Mutluluk gözbebeğimiz olacaktı Sevinç dünümüz, bugünümüz, yarınımız olacaktı Hayat gibi, zaman gibi… Ama şimdi; Kalan sadece kurak bir toprak, kırık bir kalp Hüzün, gözyaşı ve umutsuzluğun ikizi Acı oldu Onlar çarçabuk yine bana merhaba deyip ikinci yarım oldu.. Oysa onları kovmuştum Hep yok saymıştım.. İzin vermek istememiştim yine gölgem olmalarına Beni ele geçirmelerine.. Ve şimdi; Kahkahalarla dalga geçerek gelip gönlüme, beynime kuruldular Onlar gerçek, benimle beraberler her an Tıpkı sevdan gibi, hayalin gibi.. Ve umut, mutluluk, sevinç kaldı geçmişte Düş gibi.. Sen gibi.. Şimdi; uzaklarda gerçekle hayal arası bir yerde varolan Beni onlarla başbaşa bırakıp kaçan Sen gibi, sevdan gibi her şey kocaman bir yalan… Özgül Özyılmaz |
İçimden..
Umutsuzluk içinde, için için umut besledim Çorak topraklarda yeşili aramak gibi.. Her gece dua ettim gizliden gizliye Bir gün sende beni sevesin diye.. Reddettim, sabrettim.. İnatla görmezden geldim sevgisizliği Ve yine tokat gibi yüzüme yedim gerçeği Sevmemiştin ve sevmeyecektin hiç benim gibi.. Beynim uyuşmuş, yüreğim mateminde Biliyorum bir şeyler eksik Bir yerlerde bir şeyler yanlış Yanlış olduğunu bile bile İnatla yeniden umutsuzluk içinde umut Mutsuzluk içinde mutluluk arıyorum Acımasız zamandan medet umuyorum.. Yazmak istiyorum sana Yazmadığım bir şeyler kalmış gibi.. Aramak istiyorum seni Ne söyleyebileceğimi bilmeden Söylenecek bir şey varmış gibi.. Alışkanlık işte.. Parmaklarım tuşlarda, gözüm telefonda, mesajlarda Bekliyorum, ne bekleyebileceğimi ben bile bilmeden.. Gözlerim uykudan kapanmakta Yüreğimde ise keçi bir inat beni uyutmamakta Kendime kendim düşman Yokluğunda bile seni yaşıyorum Her anda, her hecede, her zamanda.. Öfkem bir sabun köpüğü Ansızın kasıp kavuran.. Ve ardından galip gelen sevdan Herşeyi unutturan Yüreğimde umut çiçekleri açtıran.. İçimi ısıtan, yüreğimdeki kelebekleri havalandıran. Ve gerçekler; bana düşman, Uykularımı, düşlerimi, geleceğimi karalayan, Öfkeme çanak tutan.. Özgül Özyılmaz |
İsyan
Yine kara bulutlar çöktü yüreğime, yine içimin bunaltısı sıktı boğazımı Dellendim yine, düşünemez oldum sağlıklı, uyku uyuyamaz oldum *******i, Yüreğimde bir fırtına! Boğazımda bir el! ! Beynimde balyozlar! ! Korkuyorum..! Korkuyorum aklımı yitirmekten! Öfkemle birilerine zarar vermekten.. Öfkeliyim! Gerginim! Her an patlamaya, tahrip olmaya ve tahrip etmeye meyilliyim. Öyle bir noktasına geldim ki herşeyin, “Yeter artık! Defolun! Düşün yakamdan! Beni rahat bırakın! ” diye haykırıp Çekip gitmek istiyorum buralardan.. Kaybolmak, kimseyi görmemek ve duymamak istiyorum.. Artık tahammül gücüm tükendi, sabrım uçtu gitti! Bitti artık! ! Herkesin herşeyin canı cehenneme! Tek istediğim; BENİ RAHAT BIRAKIN! ! ! Sormayın, sorgulamayın, zorlamayın, BENİ YALNIZ BIRAKIN! ! Bıktım kaprisinizi çekmekten! Bıktım istemediğim şeylere hatır, gönül işi katlanmaktan. YETER ARTIK! YETER! Aile iseniz aile gibi olun! Kendi başınıza da birşeyler yapın! Arkadaş iseniz arkadaş gibi olun! Dadınız olamam, her an sizi arayamam ve her an sizi görmeye de dayanamam! BEN BÖYLEYİM! Değişiklik ister yüreğim, daralırım hep aynı ortam, aynı muhabbet bunalırım! Yeterince problemim var, yeterince acı çeker yüreğim, Bir de sizler bunaltmayın! “ALLAH KAHRETSİN SİZİ” dedirtmeyin! Beni o noktalara getirmeyin! Allah rızası için çekilin, gidin ve beni BENİMLE BIRAKIN! Zorlamayın beni istemediğim şeyleri yapmaya Huzura, anlayışa, olduğum gibi, sessizce kabul görmeye ihtiyacım var şu an.. En çok da YALNIZ KALMAYA.. Aslında herbirinizi ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUM.. Ve istemiyorum sizleri kırmak, sizleri üzmek.. Ama görünmez zincirler vurmayın hayatıma, Ambargolar koymayın yolun yarısından sonra kalan zamanıma! Zaten üzgünüm, zaten çaresizim, bir de sizler sokmayın beni iyice çıkmaza.. Tek istediğim huzur bulacağım, sığınabileceğim güvenli, sıcak kollar.. Ama zorla almaya kalkmayın beni kollarınıza, bırakın, ben istediğimde gelirim size.. Biliyorum sizin de ihtiyacınız var sevgiye, sıcak kollara ama zorla olmaz! Hazır değilsem öfkemden başka hiç birşey alamazsınız, Hatta uzaklaşırım sizden, istemem görmek, duymak, Geri gider ayaklarım, nefret etmeye başlar duygularım.. İşte bu yüzden zaman zaman ANLAYIN ve uzak durun benden.. Bırakın toparlanayım, bırakın soluk alayım, ben iyi olmazken size nasıl faydalı olayım? Nasıl gülsün yüzüm içim öfkeyle çağlarken, çığlık çığlığa haykırırken? Olmuyor işte ve bir türlü ANLAMIYORSUNUZ! İşte bütün mesele de bu! Anlamıyorsunuz neyse, destek olamıyorsunuz, o da tamam! Ama ALLAH RIZASI İÇİN köstek de olmayın hayatıma! ! Yük olmayın sırtıma, kasvet olmayın yüreğime, ÇÜNKÜ BIKMIŞIM! ÇÜNKÜ TÜKENMİŞİM! ARTIK TAŞIYAMIYORUM, HİÇBİR ŞEYİ VE HİÇ KİMSEYİ! ! Ben ne yapacağımı bilmezken, ben geleceğime umutla bakamazken Bir de sizler tüketmeyin beni.. Üç günlük dünyada, üç kuruşluk imkanlarımın da içine etmeyin Onları da bencilliklerinizle bana zehir etmeyin! Kendi başıma, kendi halimle, olduğu kadarla da mutlu olmasını bilirim ben! Yeter ki siz elleşmeyin, beni bana bırakın ilişmeyin! Yok ki size zararım, yük değilim ki hiçbirinize, Saygıdan öte hiçbir şey istemiyorum sizlerden, yalnızca KARIŞMAYIN, YARGILAMAYIN! Ben kendi doğrularımla, siz kendi doğrularınızla dilediğinizce yaşayın Sadece benden UZAK DURUN.. Ve lütfen SUSUN daha fazla KONUŞMAYIN.. Özgül Özyılmaz |
İyi ki Yaşandılar
İyiki yaşandılar, iyiki vardılar Ya olmasalardı, ya hiç yaşanmasaydılar Derinlere inemeseydim Nasıl bilirdim kanat takıp uçmayı Yıldızlara uzanmayı? Yollarım hep düz olsaydı Nasıl hissederdim yokuş aşağı yürürken Rüzgarın beni okşayışını, baştan çıkarışını Düz bir çizgi olurdu hayat, sıkıcı ve monoton Zikzaklar çizdim yollarımda Ormanların derinliklerine daldım Dikenlerin içinden geçtim, kanadım Ama yıkılmadım yine kalktım, havalandım. Yeşil çimenlere uzandım, güneşin batışındaki kızıllığı, ağaçların renk cümbüşünü, denizin sakinliğini, bazende azmışlığını yaşadım. Uçurumlardan yuvarlandım, dağıldım, parçalandım İçim eridi, yandım ama yılmadım. Yüreğimdeki bir damla ışığa “imdat” diye sarıldım Kimi zamansa yanlızlığımla huzurun tadına vardım. İzledim, gözlemledim, dinledim ve yürekten paylaştım, Her biriyle ayrı ağladım, ayrı bir sevdayı yakaladım Her birini ayrı ayrı özümledim Hep bir dersti aldığım Evet, iyiki vardılar, iyiki yaşandılar Yoksa nasıl anlardım hayatı, yaşamı ve aşkı. Ne muhteşem, iyiki vardılar, iyiki benimle yaşadılar Varolduğum sürece de hep benimle olacaklar. Seni seviyorum hayat, Seni seviyorum dünya, Ve sizi seviyorum dostlar ve de düşmanlar! İyiki varsınız Dünya var oldukça da hep var olacaksınız! Asla, ama asla ne beni benden, Ne de dostları ve aşkları yüreğimden çalamayacaksınız! 21 Kasım 1997 Özgül Özyılmaz |
Kendimce..
Ne seni, ne beni Kimseye eş tutmadım.. Yaşadıklarımız bize özeldi Ayrı bir renkti birleşimimiz.. Ne kimsenin doğrusunu doğru saydım Ne kimsenin yanlışını yanlış.. Herkesin kendince bir gerekçesi olduğunu Bir insanı yüzdeyüz anlamanın ve anlaşılmanın imkansızlığını Algısının çok farklı olduğunu, çok önce öğrendim.. İşte bu yüzden kimseyi yargılamamayı seçtim Kendi içimdeki doğruları ve yanlışları keşfettim 'Ben' olarak yaşamayı tercih ettim.. Aslolan mutlu olmak ise Başkaları incinmediği sürece özgürsün deli gönlüm dedim Ve maalesef çoğu kez kendimi incittim.. Olabildiğince, alışkanlıklardan öte beklentisizleştim Kendimi bulabilmek derken, kendimden geçtim.. 23.10.2003 / Özgül. Özgül Özyılmaz |
Kır Çiçeği
Başıboş bir kır çiçeği Diğerlerinden yok bir farkı. Kendi başına anlamsız, belirsiz Bazen bir rüzgar alır götürür Bırakır bir dağın tepesine… Bazen güneş vurur yüzüne Bazen de yağmurdan bükülür boynu Salamaz köklerini derinlere Çünkü.. O zayıf ve güçsüz Yetmez gücü kimseye.. Bazen yanlız kalır kendiyle Farketmez kimse onu Yetmez ki sesi varlığını hissettirmeye.. Bir an gelir fark eder birisi, ilgilenir Sevinir, nihayet der.. Sürmez çok uzun bu seviniş Çünkü Bir anlıktır bu ilgileniş.. Yine yalnız kalır herkesin içinde Rüzgarın bıraktığı yerde.. Kuşlar, bulutlar, rüzgar, güneş Ve yağmurdur onun dostu Hiç biri unutmaz hep hatırlar onu Bir de çocuklar İncitselerde onu bazen, aldırmaz Çünkü bilir içtendir çocuklar Kirlenmemiş, saf ve temiz. Bekler kırçiçeği Olabildiğince güçlü ve mutlu olarak Bir gün sıranın kendine gelmesini.. Özgül Özyılmaz |
Kimbilir..
İnandım Allahım hep varlığına! İnandım hep ilahi aşkına! Belki de buydu adalet, Bırakmak onu bensiz yalnız başına. Peki niye bunca acı kaldı benim payıma? Anlaşılan gerekliydi bütün bunlar olgunlaşmama. Var mıydın hiç sevgili yanı başımda? Gerçek miydi sıcağın uyuduğum yatağında? Yoksa ben miydim bunları yaşayan bir başıma hayal dünyamda? Kimbilir.. Neden, niçin, nasıl diye sorgulamanın Kalmadı anlamı artık beyin dağarcığımda.. Onca sevmek, onca tapınmak, yakınmak.. Ve sonuçta yanmak kaldı avuçlarımda… Kimbilir bir gün basarım tek bir tuşa, Silinir her yazılan çizilen notlar da Ve gün gelir silinir belki hafızalardan da.. Kimbilir.. Özgül Özyılmaz |
Kimimsin Sen?
İnsanoğlu çevresindeki herşeyi adlandırmış Anam, babam, işim, eşim, kardeşim demiş.. Bense seni nasıl adlandıracağımı bilemedim.. Paylaşılan onca şeye; Ne arkadaş, ne sevgili, ne de dost diyebildim.. Gönlümden geçense sevdiğim.. Ama korkarım, abartılı bulmandan Çekinirim, beni yanlış anlamandan.. Hiç kimseden fazla birşey istemedim.. Verebileceğinden bir kum tanesi fazlasını bile dilemedim.. Dostluk, yardım, iyi niyet, anlayış, hoşgörü, para-pul, sevgi.. Bildim ki, verebileceğinden fazlası insanı zora sokar.. Gördüm ki, gönülden olmayan şeyler insanı yorar.. İstedim ki, kişi kendi görsün, farkına varsın, kendisi istesin.. Ki alınanın-verilenin bir anlamı, değeri olsun.. Fazlasını Tanrı’dan dualarımda istedim.. Her gece “bana iyi bir kul olmakta yardım et allahım” dedim.. Herkes için iyi olanı, hayırlı olanı gerçekleştirmesini diledim.. Bir de beni anlayacak, yüreğimdeki sevgiyi, sadakati, Ruhumdaki ışığı görebilecek bir can yoldaşı istedim.. Her seferinde “belki bu kez” diye şanş verdim.. Her yıkılışımda; “Demek ki hayırlı değilmiş” diye yüreğimi teselli ettim.. Ruhum bedenime sığamadığında ise “neden” diye isyan ettim.. Biraz durulunca “sen en iyiyi bilirsin Tanrım” dedim, kabullendim.. Peki ya sen sevdiğim.. ya sen..? Sen neler istedin hayattan? Sen neler diledin Tanrı’dan.. Madem ki bu kadar hızla çıkartacaktın beni hayatından Neden benimle olmayı bu kadar istedin..? Neydi aradığın, ardından bulamadığın..? Gerçekten değer miydi? Kırdığın, incittiğin, yaraladığın..? ? Can yaktığın..? ? Yoksa gerçek olan; Tüm bunların farkına bile mi varamadığın..? ? .. Özgül Özyılmaz |
Kokun
Bu sabah sana kalktım, seni yolculamaya, Bir dahaki görüşmeye kadar kucaklamaya.. Ardından kokun kaldı yanaklarımda.. Ve birden bir tebessüm geldi dudaklarıma, Aklıma gelen basit bir yolla; Kullandığın parfümü sıktım ellerime-kollarıma.. Şimdi soluyorum gün boyu seni, sen olmadan da yanımda.. Özgül Özyılmaz |
Madem ki..
Mademki bir seçim yaptın Hayatını, soyadını paylaştın O zaman sev o kadını! Onun 'kadının' olduğunu hissettir ona.. Sebepsiz sarıp-sarmala, nedensiz hediyeler al.. Zorunlu olduğun için değil, içinden geldiği için... Sevişmek için değil, hissetmek için sarıl.. Olması gerektiği için değil, içinden geldiği için öp-kokla-kucakla.. Mademki 'iyi günde kötü günde' dedin Mademki yatağına arkadaş, yoluna yoldaş seçtin Hakkını ver seçiminin..! Verdiğin sadece kuru bir soyadın Ruhsuz varlığın olmasın..! ! Dertlerin, sevinçlerin, tüm sahip oldukların olsun.. Aşktan korkma, aşkı bağımlılık sanma..! Aşk, yaşamaktır.. Sevmek, nefes almaktır..! ! Birlikte, şevkle, zevle kaybolmaktır..! Mademki çocuklarına ana Ömrüne eş seçtin onu Hakkını ver seçiminin.! Hakkını ver seni seven kadının.. Seninle yaşlanmaya, seninle var olmaya, Ve hatta seninle yok olmaya 'evet' diyen kadına hakkın ver! ! Öncelikle hak ettiği saygıyı, Sonra da aklını, yüreğini, sevdanı ver.. İncitme, eksiltme, terk etme, Kimsesiz, çaresiz, sevgisiz hissettirme.. Yüreğine yangınlar, gözlerine yaşlar ekleme.. Hayallerini yerlebir etme.. Onu yargılama, başkalarının yanında yaralama.. Gereksiz yere hırpalama.. Sahip çık hayat arkadaşına, hissettir bunu ona.. Ki o kadın; Benim en çok olmak istediğim yerde, Senin yanında olsa dahi..! Mademki onu seçtin O zaman hakkını ver seçiminin..! ! Özgül Özyılmaz |
Ne kaldı? ?
Dil; söyledi.. Gönül; kanadı.. Göz; ağladı.. Geriye ne kaldı? ? 16.01.2006 Özgül Özyılmaz |
Pena'ma..
Sen; kan bağım, canımdan bir parça, ilk yeğenim. Sen; ev arkadaşım, sırdaşım, yoldaşım.. Sen; sıkıntılarımı paylaştığım, desteğim, dayanağım.. Sen; soğuk *******de ayaklarını koynuma bastığım.. Sen; sevinçlerde-hüzünlerde boynuna dolandığım.. Sen; Çocuğum gibi öpüp kokladığım.. Sen; Candan öte cansın, benim gönlümde sen binbir anlamsın.. Sen; kırsanda, küssemde, kırılsamda, Boynu büyük kalmasına dayanamadığımsın.. Sen nasıl hissedersin bilemem ama; Tanrım beni hiç sensiz bırakmasın.. Özgül Özyılmaz |
Saçmalık..
Saçmalıktı yaptığım senin algılayışında, anlamsızdı.. Oysa ki aşkın diğer adı da 'saçmalık'tı benim dünyamda.. İnsan o pek bilenen normalleri yaşayamazdı ki sevdalandığında Elbette ki saçmalardı! Aptalca konuşur, aptalca yazardı! Manasız sitem eder, anlamsız şeyler söyler, Olmadık işlere kalkardı, Manasını ve anlamını sevgisinden alan..! Akıl diye bir şey kalmaz ki insanda aşk varsa eğer Farkı olmaz ki aşığın çocuktan, tutkuyla doluysa eğer..! Zaten aşk değil midir her yaştan, her cinsten insanı sarsan Doğrularla yanlışları karıştırtan 'Asla'ları yıkan, 'olmaz'ları olduran? İşte buydu bende de olan.. Aklın uçar kaçar bulamazsın Yüreğine laf anlatamaz 'saçmalamak'tan geri kalamazsın Bin defa parçalanır, binbirinci defa toplanır yine aynı hatayı yaparsın! Bile bile! Belki.. Belki bu kez meramımı anlatabilirim diye.. Aptalca bir ümitle! Eğer aşıksan, üstüne üstlük bir de tutkuluysan Nice nice saçmalar, bir dolu aptallıklar yaşarsın.. Sevdanı çılgınlıktan ayıramazsın.. Saçma bir cesarettir, Yerin yedi kat dibine girmek Ya da uzanıp yıldızlarla dans edebilmek! Göremeyenlere, bilmeyenlere, hissedemeyenlere Anlatamazsın ki yüreğini, Ne hazzını ne de azabını.! Gün gelir bitebilir ilişkiler, ayrılabilir yollar Ama yürek yine de görmeyi, duymayı, Herşeye rağmen dost kalabilmeyi diler.. Yaşananların anısına, insan olmanın saygısına, Br zamanlar özel olmanın hatırına.. Anlatabilmek için ise tüm bunları karşısındakine saçmalar! Zırvalar, Aranır! Kaşınırsın! Sonrasında da kırılır, incinir ve sorarsın kendine; Bu kadar acımasızca yargılanmak niye? Tırnakları bu kadar derine geçirip kanatmak ne diye? İnsafsızca yok saymak yaşananları, 'Herşey' iken 'hiçbirşey' olmak ne demeye? Bu mudur bir zamanlar çok sevilenin yeri? ! Bu mudur onca paylaşılana gösterilen saygının değeri? Evet.. Söylenecek tek şey var, 'Tüm bunlar saçmalık! ' Saçmalamanın zevkini bilmeyenlere.. Dost kalabilmenin ayrıcalığını yaşayamayanlara.. Bir dolu saçmalık? ! Özgül Özyılmaz |
Sana..
Olmaz derler ya hani, oluvermişti işte bir anda Güneş açmıştı, kara kışın ortasında Uçsuz bucaksız çöller bürünüvermişti yeşile Zamanımı çevirivermiştin bilmeden en güzel mevsime.. Kıskanılası renk cümbüşüyle Açıvermişti yüreğimdeki kır çiçekleri bir bir sayende.. Aşk! Ansızın düşüvermişti ruhuma büyüleyici gülüşünle Neredeyse vazgeçmişliğe terk ettiğim, o kavurucu ateşiyle.. Sen! ! Yüreğimin sancılı, başımın püsküllü belası! Aldırsanda, aldırmasanda hiç fark etmez, Lütufsun sen bana Tanrı’dan en umulmazımda, sonbaharımda, Işık olup yayılıverdin benliğime, bugünüme ve olası yarınıma! Can oldun, kan oldun… an oldu kahır oldun yürek odama! İnansanda olur, inanmasan da.. Çünkü bu hissediş yalnızca senden yansıyan bana.. Özgül Özyılmaz |
Sen ve Ben
Ne kadar da farklıyız, Gece ile gündüz, kış ile yaz gibi.. Ben ne kadar dışa dönüksem, sen o kadar içine kapanık.. Ben ne kadar açık sözlü isem, sen bir o kadar ketum.. Ben ne kadar sabırsızsam, sen o kadar sabırlı.. Ben duygusal, sen mantıklı.. Ben duygularımı dinlerim, sen aklını.. Sen bir keçi kadar inatçı Ben ise bir o kadar affedici.. Sen korkunç gururlu, Ben ise bir o kadar ısrarcı.. Nasıl da iki farklı uçtayız.. Ben önce aşk derim, sen iş.. Ben müzik dinlemeyi tercih ederim, sen haberleri.. Ben soyut değerlerle ilgilenirim Sen ise somut gerçeklerle.. Ben ne kadar çılgınsam, sen bir o kadar ağırbaşlı.. Ben ani kararlarla risk alabilirim delice de olsa Sen ise üç gün değil üç ay düşünebilirsin vaktin varsa.. Sen yalnızlığı seversin, ben ise bir o kadar kalabalığı. Artı ve eksi gibiyiz.. Güneş ve kar gibi.. Ben kalbimle yola çıkarım, sen mantıkla.. Ben ne kadar uzlaşmacı isem Sen bir o kadar anlaşmacı.. Siyah ve beyaz gibi Bambaşka iki karakteriz.. Belki de buydu en başta bizi bize çeken Ve de ardından bir o kadar uzaklara iten.. Ama hatırlarım; Sendin 'ikinci bir Ben'i çekemem' diyen..? ? Özgül Özyılmaz |
Sende Ben..
En çok senin koynunda uyumayı sevdim, Bir çocuk gibi sana sokulmayı, sarılıp sarmalanmayı.. Belkide, çocukluğumda ana-babamın koynuna doyamadığımdandır.. Seni, seninle olmayı hep sevdim.. Çünkü; Sen benim başkaldırımsın, Aileme, topluma ve hatta inançlarıma.. Gizli sevdam, kaçamaklarımın sahibi, Bedenimin-yüreğimin tek hakimisin.. Çekiciliğide buradan geliyor seninle yaşadıklarımın En büyük sırrım, vazgeçilmez özgürlüğümsün sen benim.. Kimsenin bilmediği Ama içimde gururlandığım, Gizli aşığım.. Bilinmeyenlerle dolu aşkımsın.. Sendeki özgürlüğümü seviyorum.. Sorgusuz, sualsizliğini, kısıtlamalardan uzak, Mahrem mahremiyetsizliğimizi.. Gülüşünü, öpüşünü, ukalaca dalga geçişini, Bilmişliğini, beni kızdırışını seviyorum.. Umulmadık zamanlarda bana 'gel' deyişini Çılgınca, olmadık zamanlarda sana gelişimi, Olmazı oldurmayı, gizlice buluşmayı, En çok istediğimle beraber olmayı, Hayattan benden çaldıklarına karşılık Ondan intikam alırcasına sana koşmayı seviyorum.. Sen benim artı hanemsin Seninle geçen her saat kazanç, Özgürlüğüm galip, esaretim ise mağlup. İnadımsın.. tutkumsun.. arzumsun.. İsyanım, sığınağımsın.. Ama bilmelisin ki, vazgeçemediğim sen değilsin.. Aslolan; Bu uğurda göze aldığım çılgınlıklar, Kendi doğrularım adına başkalarının doğrularını hiçe saymam Kendi bildiğimi okumam.. Ve de verilenle yetinmeyip, istediğimi almam! İşte güzelliği, gizemi ve çekiciliği burda seninle olmamın.. Seni hayatıma katmanın.. Şunu iyi bil sevgili; Sen harika olduğun için değil bu yaşananlar Ben böyle deli-kaçık olduğum için.. Ama inkar edilemez bir diğer gerçekte Sana deli olduğum için tüm bu tutkular.. Özgül Özyılmaz |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:25 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.