|  | 
| 
 Ahmet Köse Acildeyim Sana ağır aksak,tökezliyerek gelmek her yanına sürtünerek aşkın. Buram buram yıkılmak sevgiden tıka basa dolu yürek sancıları yılansız,yalansız ruh akıntıları bıkmadan usanmadan bakıyorum en koyusuna aşkın mümkünse mavi. Çırpıntılı çarpıntılı her yanım her durumum, iki yakam, iki yüreğimin komaları bir araya gelememe ilenmeleri. Yüzümü arar şeytanlar. Ben seni en çocuğundan sevdim. Öyle istedi yüreğim. Yanmışım. Gözümü açtım acildeyim. 01/Nisan/05/bitez Ahmet Köse | 
| 
 Açık Bırak Işığını Bu hayat ne bir hikaye ne bir roman henüz bitmedi çünkü yazılıyor. Kolay görünüyor bakıldığında öğle saatlerine. Sen benim sabahımı gördün mü *******imi sindirmeden içine kolay görünür hayat boş gözlerle baktığında her güne. Işığını söndürdüğünde kaç ışık yanıyor yada kaç yürek sönüyor. Yüzünü yıkadığında akan suların kiri hangi denizlerde biliyor musun..? Dönüyor yaşam dönüyor herşey sen duruyorsan eğer bari ışığını söndürme yüreği yananların. 01/11/03/urla Ahmet Köse | 
| 
 Afedersiniz sizden bahsediyorum.! Mutluluğun nerede olduğunu merak ediyorsanız, hayata yapışmayacaksınız. Teğet gideceksiniz hayatla. İtiraz etmeyin deneyin göreceksiniz. Göremezseniz siz bu hayatta değilsiniz, üzgünüm. Mutluluk mu artık çok zor kaybettiniz. Hayat yine kazandı. Bildiğiniz tüm hayvanları gözünüzün önüne getiriniz, hepsinin karakterlerini biliyorsunuz aşağı yukarı. bildiğiniz bu özellikleri şöyle bir harmanlayıp dökünüz yere. Sizin resminiz çıkacak yerde afedersiniz. 13/07/03/kadıkalesi Ahmet Köse | 
| 
 Ağlaşırken Mutlanmak Yarınsız bir maviye gelip güneşe sormak bu sarışın dostluğu. Kaldırmak dağların arasında kalmış heyecanı coşturmak bağırtmak üzeri kumla örtülü dilleri arada yollara sapmak taşları suskun işte bu yolda susmak güzel bir hoşçakal olmalı uzaklaşırken. Dinlemek gözlerin sessiz çığlıklarını gömmek yüreğine sesleri bir ümit dönüp bakmak ağlaşmak kuru bir yüreği sulamak rengini bilmediği tarlada onu bir fidan tazeliğinde okşamak güneş sunmak hava sermek ürüne salmak derken; acı bir meyve döküp boynunu bükmek o renksiz tarlaya karışıp ardında bir toz kuruluğu gözyaşları bırakmak ağlaşmak böylesine iki ağlatımı duymak kızmak ve mutlu bilmek yinede kendimi. 12/08/89/t.reis | 
| 
 Aklıma gelmiyor hiç birşey Hiç birşey inandırıcı gelmiyor bana adını bilmediğim Rum türkülerini dinlerken. Hiç birşey dürüst gelmiyor bana çıldır sessizliğinde ışıkların Akdeniz'inde. Hiç birşey yakın gelmiyor bana İstanköy'ün ışıkları yakınırken yüreğime. Hiç birşey sarılmıyor sırtımdan bana gecenin üçünde Kadıkalesi havasında. Hiç birşey dokunmuyor yüreğime Akdeniz'in uyuyan denizinden pıtpıt ışıklarından yanık türkülerinden başka. Hiç birşeye rastlamıyor yüreğim balıkçının ışığını gösteren üşümeyen üçünde Akdeniz *******inin yakamozsuz Ege'ye düşerken gözlerim. Hiç birşey ısıtmıyor gecemi,elimi,ayağımı kulağım buz kalbim titrek gözlerim yerde denize deniz ışıltılarına deniz türkülerine rağmen. Hiç birşey gelmiyor aklıma konuşulan, yakılan bakışlardan sallanan aşklardan başka. 29/11/03/Kadıkalesi Ahmet Köse | 
| 
 Akreplerin Yanışları Bar sevişmeleri kolaylığı tercih edilen hayatın ilişkilerinde bir duble tanışmaları ritmlerin eterli çekiciliği yakıcı ve uçucu debelenirken günü kurtarma sancılarında eller kalçalarda aşkı ezmişsin gecenin meşk vuruşlarında ertesi uyanışlarda pişmanlık farkedişleri. Gözlerini açamazsın kapaklarında geçmişin ağırlığı dillerin kilitli dost sohbetleri bilmediğin bir yabancı ses yüreğinde dikişler var coşkulu sevmeler çok zor acıtır hayatını sana verilen selamlar sunulan içten ifadeler çok geç oldu artık yutmuşsun zokayı insanlar aleminde. Üzgünüm yaklaşan alevler hayatını yalayan o sıcaklıklar tercih senin zehirli yüreğinin suyu yada alevleri ejderha kılıklı hayatın. Ahmet Köse | 
| 
 Alışverişsek Aslında bağlıyız hayatmetrede hepimiz santim milim birbirimize. Kutuplarda Ekvatorda Okyanuslarda Yada azıcık uzağımda olsan bile. Aslında ihtiyacımız var senin tırnağından benim sıkıntıma onun saçından bizim sırtımıza hepimizin eksikliği tamamlar bizleri artılarımızla birleşemesekte bir meydanda. Aslında biz seninle bir buluşsak kutuplarda orda, burda yapsak alışverişimizi hiç para vermeden ikimizde karlı çıksak bu işten. Aslında biz seninle bir buluşsak mutluluk önümüze düşecek ordan, burdan. 01/10/03/bitez Ahmet Köse | 
| 
 Anlatabilmek Sen bilmiyorsun sen anlamıyorsun biz Tanrı değiliz. Senin gibi benim gibi bizim gibi dünyadaki kumlar kadar insan var biz Tanrı değiliz. Sen kır dalını gülün sen boz yuvasını kuşun sen sat yüreğini hayatının, bilmediğin arsız yaşam uğruna sen Tanrı değilsin. Kulluğun hayati değerini bilmeden kırdın belini yaşamının ne olduğunu bilmeden. 01/11/03/urla Ahmet Köse | 
| 
 Annemle karşılıklı Annemle birlikte balkondayım sohbet ediyoruz ordan,burdan... Bugünde hoş geldi hayat girdi kapımdan içeri teldeki serçe direkteki baykuş tarifsiz sarılıkta katır tırnakları adalar pamuk bulutlar uçuk mavi tuvalde yelkenliler akdeniz rüzgarı coşkunun rengin kokuları dünyanın kendisi geldiler oturdular yüreğimin koltuğuna keyifle içiyoruz yudum yudum annemle karşılıklı... 9/05/04/kadıkalesi Ahmet Köse | 
| 
 Arkası Dönük Bir Serenat-1 Bugün yine yüreğimin sıcağına sığındım, ve direndim. Gözü kör bir sıkıntıydı hep karşısında durduğum. Yıprandım, ağladım, kırıldım ümüklerimde sızladı. Bir büyüğümün öğüdü değildi direnmek dağlanmış bir yürekti dayandığım. Soluk ve dağınık bir iç güdüyle açtım sabaha vuran zamanda kapattığım gözlerimi aynı sızlatan ayrılıklardan farkında olmadığım gibi. Yine o aymazlığın şaşkın koynundayım sırtımda uyuşturucu dipçikleri güncelliğin kan sızıyor aklımın damarlarından meraklanıyorum yüreğime nereye kadar? Bağırıyorum dudaklarım ağlıyor gözlerim dilenci bir sevdaya el açıyor gözyaşlarım duruyor kurumadan yüreğimin ateşinde. Uzun bir yola bakıyordun sanki üzerinde hiç dolaşmadığın dağlanmış bir yürekti baktığın. Bir gökyüzüne bakıyorsun yıldızı olmayan ama rengi mavi yürekten. Ahmet Köse | 
| 
 Arkası Dönük Bir Serenat-2 Hiç gülmeyi deneme bana bakan hüzün uzun bir yolda dolaşan bir hüzündü az da olsa gördüğün dağlanmış bir yürekti dayanan. Bende başlayan bir yol ardımda keskinleşen mavi bir dağ sevgi. Yürürüm yolun sonuna değil yüreğimin elinden tutan sevginin ardından ölümle biten bir yolculuğa sarmaş dolaş olup duyularımla. Sarıldıkça mavileşen bir sevgi büyütmek üretmek karşına alıp seyretmek sevinmek bakarken ağlamak yaslanırken göğsüne hüzünlenmek gözlerinle okşarken ve sevgiyi böyle bilmek benim istediğim. Bir sevgili yüreğe bakmıştın dağlanmış bir yürekti baktığın dayanan. Ahmet Köse | 
| 
 Arkası Dönük Bir Serenat-3 Sevgiyi aç bırakmamak hüznün sızısını duymak ve farkına varmak uyarmak yüreği güleç bir yüzdeki acı ve sızıların sıcak buğusunu görebilmek yüreğin belirsizliğine son verebilmek gözlerdeki sıcak bakışları paylaşıvermek yüreğinle ve açmak perdeyi coşkuyla mutluluğu oynamak. Bizlerin yazdığı senaryonun bana düşen rolünü oynuyorum bizim kurduğumuz sahnede. İçimdeki dirimle birlikte bir yolda yürüyorum yada kumunu arıyorum bir denizin derinliklerde. Mutlanmadır yürümelerim ve dalmalarım, mutluluktur izlediğin. Dağlanmış bir yürekti oynayan dayanan. '88/aydın Ahmet Köse | 
| 
 Aşağıda Sevgi Yolcuları Kalmasın..! Yaşam tekersiz bir yolculuk. Yolcusundur hep yakınırken duyarsızlıklardan ölürken cılızlığın içinde silerken hayatın kirini sularken kuru hayatı ve severken yolcusundur hep. Benim yolumda olmam gerek hayatın terminalindeyim. Güneşi avutmak dağları dinlemek yağmuru yudumlamak anısıdır yolculuğun. Zarar vermek taş koymak aldatmak yalan söylemek görmemek bakmamak yanlış araba yolculuk için in arabadan..! Ben yolcuyum arabam sevgi benim birlikte gidiyoruz hep güzellikler görüyoruz durmadan. 01/10/89/bodrum Ahmet Köse | 
| 
 Aşk-ı Ağıt Safi sızılı yaş damlaları gözlerinin, kızarmış bir yanı yüreğinin. Kapı kollarında beklenilen aşk elleri yuvarlanıyor sözcükler,hesaplanırken ilişki lokmalarında. Kuru sıkı patlayan nağmeleri isyanlarının içini temizleyecek yok bu isli aşklarda geri alınmaz yeminli aşk sövgülerinde. Pırıltısız duruyor bu hayat pozları benlik soytarılığının siyah ışıltılarında. Kopan bir ses duyarsın ölüm geçişlerinde ******* dersin...ahhh..! ben sizi katmamıştım aşk ağıtlarıma elinden koparken sevginin gece akan seslerinde. 22/01/04 bitez Ahmet Köse | 
| 
 Aşk kokuları Salınarak yürüyen seslerin sokağı aşk kum gibi en zerresinde yürüyen yüreğimin pencereler ışıklı perdelerin motifleri aşkla örülü. Çadır kokuyorum doğu terliyorum güleç üşüyorum ama aşk çıkıyor ciğerimden istemeden. Aldığım hayat verdiğim ben aşk kusuyorum yürek zaptedilesi değil kopmuş damarlarından her yan aşk kokusu daha dokunmadan. 22/10/04/bodrum Ahmet Köse | 
| 
 Aşk yorulmaları Eğer kapanmışsa yürek kapıları aşk-ı sevdanın suratına bir divan üzerine sermek bir odaya salıvermek yılgınlık olur yüreğin sularını. Kuru bir denizin ıslak kumlarında üşümek ve yetişebilmek kapıların eşiklerine ağlamak ıslatmak denizi aşk-sevda uğruna. | 
| 
 Ayartamadım Yaşamı..! Yine süzülüyor başımdan aşağıya nağmeleri sevgili çalgıların. Dinliyorum yaşamın içinde. Her an başka bir endamın var yaşam. Sana nasıl kırıtacağım bilemedim gitti. Hangi kokuyu sıkayım bugün yüreğime? Gümüş küpelerim nasıl bugün gözlerimde? Kısa mı olsun bugün sıcaklığım diz üstü? Hoş gülücükler veriyorum sana en şuhundan kırmızılar sürdüm ruhumun dudaklarına en çivilisi var ayağımda sağlam bastığım göbeğinde ziller var şakırdayan her noktasında bedenimin sana kırarım en gerdanından bildiğin üçkağıtlarını yaksın mı cilvelerim en arkadan vuruşlarından... Ne fahişeliğim yeter sana ne sen doyarsın kirli sofralarda..! İçimde hiç bir şey yok kaçma..! gel karşıma yaşam. 16/12/03/bodrum/03:00 Ahmet Köse | 
| 
 Aydınlık Olsun Toprağın Üstü Yine uyanır her sabah tüm dünya gecenin hüznü,yeni günün sıkıntısıyla. Yine uyanır her sabah tüm doğa sevgiyle,sessizce,kokusuyla. Her yeni gün bir yıkımdır insanlara, Eylül'e benzer tüm yüzler,ürkek salgınca başlar konuşmalar,geveze ve algısızca yaşlanır yürekler,duyarsız, yine aydınlanmadılar der: Güneş çekilir dağların ardına,karamsar,kızararak. Silinmeli yüzlerin hüznü gerinmeli yüreğin bedeni serilmeli sevginin tümü aydın olsun toprakların üstü. Bir yazgı sanır mutsuzluğunu razı olur,bilmez gelmiştir yaşamın sonu. Unutur açtığını her gün sevginin yaşam için derince bir yara alır,başlar hüzün taşmaya. Bir çatlak var duvarında ilişkilerin derinlik yok içinde düşüncelerin anlık heyecan var ötesi sütlliman coşkulu yürek atışları bakalım ne zaman..! Silinmeli yüzlerin hüznü gerinmeli yüreğin bedeni serilmeli sevginin tümü aydın olsun toprakların üstü. 25/11/87 Ahmet Köse | 
| 
 Babama... Ne hoş insandın sen Yine işten güçten olur olmaz şeylerden insanların hatalarından tapınamadım bugün konuşamadım tanrıyla. Geldim senin yanına yaktım sigaramı bir sana bir dünyaya baktım. Seni gördüm sen dünyaymışsın meğer sevdiğim...sevdiğim dostlarımla birlikteydim ama sen hep önümdeydin. Ay geldi şimdi. Sular saçların tarar gibi salındıda salındı saçların aya baktım suya değmiş Ay Su olmuşlar Biz yakamoz olduk demişler. Ay var Su var Yakamoz var Sende varsın aslında Yakamozun içinde BABA. 11/12/TEM/cuma/Kadıkalesi/03 Ahmet Köse | 
| 
 Bahar yorgunluğu... ...beklemeyin gelmeyecek bu gece ay sızdı kaldı bende dün gece belki bi kaç aşk sonra... Erteleyin öpüşmelerinizi yada mecbur kalın ışığına gözlerinizin. Sol yanımda aşk var dönemiyorum. Ortasında hüzzam. Kaşınıyor orta yeri yüreğimin. Değmeyin sağ yanıma sürüldü öpücükleri bilinen üflenilen okunulan muskaları. Serpildi aşk tohumları imarsız yüreğime. mayıs/05/bodrum Ahmet Köse | 
| 
 Bahçe kapımız açık kalsın Şimdi söylensin şarkılar uçsun dudaklar kıvrılsın beller yok olsun örümcekler cırcır böcek olalım mevsimlerin kışında tersine yağsın dünya dönmesin yağmur üzerimize yanmasın güllerin pembesi bahçe kapımız açık kalsın. '93 Ahmet Köse | 
| 
 Bazen yapıyorum işte..! Öyle yaman olurumki hüznü köşeye sıkıştırdığımda bahar gibi dalga dalga coşkulu vururum hüznün kayalarına. Öyle yaman oluyorumki bahar geldiğinde hüznüm bile sevinir, sevincimle birlikte. Öyle yaman olurki hüzün mevsiminde sonbaharında hüznüm bile üzülür sevincimi paylaşamadığı için. 04/04/86 Ahmet Köse | 
| 
 Beklentili Durumların Sonu Erteliyorum olacakları biriktiriyorum dolmak üzere yarın. Uca giden gözlerim küçük bir boyun büküklüğü darağacına uzanır yüreğim geriye baktığında gözlerim. Yaşam her yanında komutanlar verilen selamlar zorunlu bir merhaba almakta. Artık kendimle kavuşmalıyım yolları denize çıkan kaybolmalarda zili çalmak üzeredir rastlantıların. Günler sırt sırta arkası dönük sıkıntılı yüzler duyulmuyor görülmüyor sesler ve yüzler. Çıtırtı sesi soluk alışlar bir rastlasam bunlara yolsuz kıvrımlı dar hayatlarda sürtünsem sağlı sollu ağaçlara düşüp tozlarına bürünsem çıtırtıların solukların rastlantıların. 16/04/90 Ahmet Köse | 
| 
 Beklerken izlerken sevgiyi Kime gitsen kapı yok duvarlar çatlamış. Denize gitsen bağı çözülmüş atlar sanki. Duruyorsun bir kapı ardında bağırıyorsun galiba ben bu işi çözemiyeceğim der gibi. Suskunluk duman dalgaları gözlerini geçmişe açıyorsun bir mavilik yok görünürde. Bir rüzgar olayım diyorsun ne ağaç var sallanacak dalları ne sokak var yolları tozlu. Bir köşeye kaçıyorsun yavaşça. İşte ateşleniyor suskunluk o zaman yangın bir yandan deniz öte yandan yandan yandan gelir üstüne tüm yakarcalar gelir üstüne sevginin pırpırları. Gel de kızma bu kelebeklere. 26/09/89/t.reis Ahmet Köse | 
| 
 Belirsiz birşey Önce sular gibiydi şırıl şırıl renksiz renksiz Sonra deniz oldu gök oldu derinden bir eylül oldu mayısı andırıyordu gözlerin baharı Ve şimdi yağmur oldun toprağıma Bir derinlikteyim ümitli ümitsiz. Ama sana dokunamadım. Çünkü konuşamadık daha. 5/6/eyl/'89/turgutreis Ahmet Köse | 
| 
 Ben Akdeniz İnsanıyım Ben Akdeniz insanıyım. Vururum sırtına sorarım dokunurum teline ağlatırım bakarım ardından ararım soğutır,ısıtır,yakarım. Ben Akdeniz insanıyım tutarım elinden düşenlerin basarım bağrıma bahtsızları varırım yanına yalnızların bayıltır,diriltir,ağlatırım. Ben Akdeniz insanıyım yakarım ışığını körlüğün basarım yarasına hayatın girerim bahçesine sevdanın yanarım,coşarım,dağlarım. Ben Akdeniz insanıyım ben yakarım Akdeniz ağlatır insanlığım coşar. Ahmet Köse | 
| 
 Ben bu! Bu kim! Sıkıyorum burnumu bedenimi yüreğim duymalı bu sesleri yaşıyorum pırıl pırıl buzların içinde keskin donuk bir türkü akışı ayağım basıyor tuzaklara yerim değil kaypak sevgiler yolunda Seviniyor seviyor seviliyorum dünya bu yanlışta dönse bana duracak mutlak yalanda olsa bu dönenler kırılacak cam yok pencerelerimde. Olduğum gibi her zaman. '93/mamak-ank Ahmet Köse | 
| 
 Ben dünkü ben değilim Sokaklar hasat sonu bir tarla yollar erkenden uyumuş evler gibi insanlar çekmiş elini yaşamdan. Deniz burdayım çığlıklarını savuruyor yosunlar getirdim sana diyor. Güneş dün batırdığın yerde değil Ay dün doğurduğun dağlarda değil Sen dün baktığım yerde değilsin. Ben dün uyuduğum gibi değilim yatağımda Ben dün uçtuğum gibi değilim semalarımda Ben dün vazgeçtiğim gibi değilim sevdadan ben ben bugün daha çok sevmeliyim var oldukça sevgi ve yüreğim. Ahmet Köse | 
| 
 Ben sadece seni düşünüyordum Gözümün daldığı ruhumun coştuğu anlar. Gözler yıkanmış pırıl pırıl ötesi görünüyor aşklarının. Ellerimin on parmağı on telde kıpır kıpır şarkılar sıra bekler sevişirken temmuz *******inde. Bütün gün hazır yüreğim duygularım açık büfe hepimiz masumuz değirmenler dönüyor güneş ve ay bizlerle doğuyor batıyor açıyor bakıyoruz en batımında geçmiş aşklarımın, yüreğim,hayatım ve ben oturuyoruz,konuşuyoruz kim..? nerede...? ne yaptı..? Olmadı mı en kıyamet anında yüreğim gelmedi mi en uçurum anında hayatım? yak dedim geçmişin pis kağıtlarını sana ben. Nasılda kırdım dümenini yelkenimin yüzüyorum yalnızlıkta çıkıverdin köşeden şaşırmış yol bilmezliğimde hiç kalbimde yokken hiç bir kalp ne bileyim nerden bileyim yaşanacak pıtpıt anları. Dümenimi kırmış yelkenini açmış yol alırken mavilikte serptin yüreğime yakamozları daldırdın sularına. Ahmet Köse | 
| 
 Ben seni dağınık... Bilinesi değil bu yollar kaybolasın gelir özlemlerde. Görülesi değil bu gözler körolasın gelir kavuşma anlarında. Bakılası değil bu yüzler titreyen hayatın başucunda. Tutulası değil bu eller aşk sızılarının nasırından. Öpülesi değil bu dudaklar kıyamadım o baka kaldığım anları. Bırak hepsi yerinde kalsın. Toplanmasın yollarım gözlerim yüzüm ellerim ben seni dağınık sevmeye mecburum. 02/01/04/izm. Ahmet Köse | 
| 
 Benim En Yanıma Gelirsen Eğer Benim En güzel yürüyüşlerim omuzuna değdiğim anlardı titreten. En güzel oturuşlarım böyle değildi aşkın başlangıcı kız ve erkek olduğu gibiydi. En güzel uykularım bir başka uçuyordu kuşlar derininden aşk rüzgarlarında. En güzel söyleşmelerim sana fısıltılarımdı. En güzel türkülerim en yakılanındı yüreklerin. En güzel öpüşlerim pembe yanaklıydı sonrasında dudakların. En güzel sarhoşluğum çakır keyf sarılmalardı taaa içinden. En güzel kavgalarım sonu aşkla bitendi sere serpe. Kimseden habersiz,kuytusunda ben bu hayatın. Benim En çirkin öfkelerim saman alevi. En çirkin yalanlarım beyaz. En çirkin aymazlığım gün gibi. Önce beynimle içiyorum seni sonra döküyorum yüreğime. '91/gümbet Ahmet | 
| 
 Bense ağzımda saman çöpü... Gözü dönmüş bir yüzyıl dolaşıyor adı yirmibir. Bense gözlerim kapalı özlemler yazıyorum derin sazların parmak uçlarında. Kıvrandıran sancılar çekiliyor. Oysa ben umarsızca umut döküyorum gülün dibine. Kurutulmayan bir hastalık kapanmayan bir yara var yirmibirinci yüzyılda. Bense mavinin elinden tutmuşum sarı kumlarda sevecen izler bırakıyorum. Eğreti bir yüzyıl sürüyor. Oysa ben ritmik vuruşlarıyla yüreğimin mavi ıslıklar çalıyorum yıldızlara gecenin körlüğüne aldırmadan elimde güller sallıyorum bir yüreğime bir yanağıma. 18/05/87/çine Ahmet Köse | 
| 
 Bi sıkıntılı günde En istenmez sıkıntılar yaşıyorum beş parasız pulsuz Sakin müzikler dinliyorum ertesi günden endişeli bol sigara içiyorum endişeli günlere uyanmadan önce Ölümü istediğimde bana korkak demelerinden korkuyorum En yürekli anlarımda bir şeyler yapmalıyım korkuyu arındırmak içimden yüreğimden. Güzel günler bekliyorum kulağımda sakin müzikler ama hep kötü bir şey var içimde beklerken güzel şeyleri Esrarını, gizini, gizemini duymak, içmek, görmek istiyorum yaşamın Yok yok her şey apaçık besbelli çırılçıplak çirkefin en güzelini puştluğun en gizini yalanın en esrarını yaşıyoruz. Çok sıkıldığımı kimse bilmiyor bilseler onlarda sıkılacaklar eminim kimseyide çok sıkmak istemiyorum. Ama çok üzülüyorum her şey, her şey için. 29/04/87/aydın Ahmet Köse | 
| 
 Biçiyorum yaşamı Teknenin ucunda denizle dağ güneşle rüzgâr aynı tarlada. Sandalyenin üzerinde yaşamla ölüm doğumla bitim aynı sofrada Ayakların üzerinde gözlerle sözler seslerle yüzler aynı yerde diyemiyorum. Bir yaşam çiftçiliği bu..! ekilecek insanlar biçilecek yaşamlar var. Ayaklarım yollarda nerelerdeyim ben..! 17/08/93/t.reis Ahmet Köse | 
| 
 Bilinmeyen yola doğru Keskin kıvrımlı yolumda serseri bir günü daha yüreklice solladım. Yorgun yolculuğumun molasını veriyorum. Seni içiyorum dinlencelerimde sana geliyorum keskin kıvrımlı yaşamda. Günlerin kir kokan gürültüsünde hevesle çıkıyorum yollara yine hemen sollamak için önden giden günü. göremiyorum yolun sonunu önümden giden günlerin önümden gelen sıra sıra dağlardan. 13/06/87/çine Ahmet Köse | 
| 
 Bilmediklerimi Özler Oldum Tanımadık *******,gündüzler neredesiniz..! Neredesiniz bilmediğim elmalar acılar ölümler. Aynılığın ihtişamı aynı sızılar aynı yakarış. Bıktım aynı iyiliklerden aynı kötülüklerden. Bilmediğim elmalardan zehirlenip tanımadığım ölümlerin tadını özlüyorum acılı. 07/03/86 Ahmet Köse | 
| 
 Bir ağaç Bir İnsan Bir ağaç bir meyve yapraklar aynı boy açar solar dökülür tükenir yeşerir şıklaşır. Bir insan bir düşünce saçlar aynı kıldan düşünceler aynı beyinden uzar kırılır dökülür biter titreşir ışıldar. Bir ağaç. Bir insan. Yapraklar saçlar açarlar uzarlar tükenir biterler şıklaşır ışıldarlar suları öperlerken. 03/01/92/t.reis Ahmet Köse | 
| 
 Bir anda olacak şey değil..! Değil farkında kimse ya habersiz varlığından ya duyarsız yokluğundan ya da umarsız bir şeylerden. Çok değil yeter güçlü minik bir yel savurması sararmış,solmuş yüreklere suratlara. Vurması karaya sevginin olası değil..! bir yanı çukurda yüreğin gümbür gümbür şahlanıp vurması olası değil hani..! Kolayını bulmalı değil kolay bir minik yeli estirmenin. 08/05/86 Ahmet Köse | 
| 
 Bir denesek olacak hani Sabahın o usulca gelen sakinliği önceki günün buruşukluğunu ütülemiş gibi. Deniz bir ana öpücüğü almış sanki uyuyor dümdüz sereserpe. Doğanın rengi bayramlık elbise gibi. Duvar üzerinde bir kuş yeni bir gün doğum sanki şen şakrak güleç mi güleç! Duvar ardında bir insan her uyanış bir veda sanki hayata. Yağar da yağar o dinmeyen yürek bulutları hasretle yüklenmiş olan. Yeryüzünde insanlar duran. Hergün bir tekrar öncekinden buruşukluk ..................uyuşukluk ..................................donukluk bir kuruluk sarmış ruhlarını. Güleç bir kuş bir sakin sabah hasretsiz bir deniz sereserpe oluverseler gözleri soluk bir vedayı durduracaklardır umarım. 21/08/89/t.reis Ahmet Köse | 
| 
 Bir Dost Arıyorum Kırık bir yürekle birlikte artık güneştede o bildiğim baharlar yok. Uzak dostluklar görüyorum falımda. Görüyorum,duyuyorum yazık ki dokunamıyorum. Yok boşvermişlik duygularımda utanırım yoksa kendimden. Yaşantımın en ölü cansızlığını yaşıyorum. İklimsiz bir yaşantı. Ne yağmur var ne fırtına sıcaklığı duymuyorum. Gözümü açıyorum hep aynı mevsim karanlık ben sevgili değil aydın bir dost arıyorum. '88/çine Ahmet Köse | 
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:00 PM | 
	Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.