www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Melih Coşkun (https://www.cakal.net/showthread.php?t=143931)

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:43 PM

Melih Coşkun
 
Aşka Aşk

Emin ol ki ırmak bakışlı kız
Seni unuttuktan sonra da
Yine böyle titreyecek dizlerim
Kalbim yine bambaşka heyecanlarla çarpacak...

Çünkü ben
Senden daha fazla sevdim aşkı
Ve her kanayışımda daha da büyüttüm içimdeki ozanı…

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:44 PM

Acı Eskir Şiir Kalır Ardında

Sobası tutuşmayan sabahların ayazındayım
Kar beyazının yönetime el koyduğu büyük şehirlerde
Kimsenin tanımadıklarına selam vermediği vakitlerde
Çoktan bitmiştir aşklarım fahişe gülüşmelerde
Gündüzler kandırır beni
Eriyen kar beyazının
Çocuk yüreğime bıraktığı ihanetlerde

Hanginiz yürür ölümüne türkü söyler gibi bilmesem de
Cesurum artık sevdiğimi söyleyecek kadar

Gündüzler kandırır beni
Gece anlar yalnız
Destanlarda kalır o yürekli sevdalar
Acı eskir
Şiir kalır ardında dost
Dost ölür selamı kalır...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:44 PM

Acılar Bütün Kadınlardan Daha Doğurgandır

Acılar bütün kadınlardan daha doğurgandır bu gece
Ve hissedebildiği için bunca kederlidir insan

Herkes sevildiği için güzeldir.
Bense şairim
Sadece baktığım için gözlerine...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:44 PM

Acılar mı Büyüttü Çocuk Yüzünü

Günden güne azalan bir şeyler var içimde
Artarken içimde yiten acının utancı
Çiçekler solduktan sonra zamansız ölümlerin göğsünde
Geçebiliyorsam eğer bir mezar taşının kıyısından yüreğim daralmadan
Acılarımda nankördür en az sevinçlerim kadar

Büyüdü toprağında çiçek
Ateş söndü kendiliğinden
Acılar mı büyüttü çocuk yüzünü
Yoksa sen mi acıları büyüttün çocuk yüzünde
Bilemeden geçtik
Her an yıkılacakmış gibi sallanan köprülerden

En kötüsüde kabullenmekti acıları
Boğazın düğümlenmeden geçebilmek
Bir zamanlar içini kül eden yangınlar ortasından

Kuma benziyordu zamanlar
Akarken hızla parmaklarımın arasından
Tutamıyorum hiçbir sevinci
Adı sonsuzluk olan hiçlikler içinde

Ve sana en güzel şiirlerini yazdıran
Güneşin yakıcılığını yüzünde saklayan bakış
Vedalar bile yitiriyor artık anlamını
Siliniyor günden güne külleri soğuyan ayrılık
Ama yine de hep taze kalıyor umut
Hangi gelecek eskir
Hangi şiir pas tutar ki dost
Umudu anlatıyorsa eğer...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:44 PM

Acılar Tohumlarıdır Şiirlerimizin

Acılar tohumlarıdır şiirlerimizin
Mürekkebidir en güzel dizelerimizin
Kırarak daralan bir göğsün kafesini
Yazılır her akşam kentin yoksul duvarlarına

Bir koyu kızılı ararken gün batımında
Ve sahip olamadıkların
Gömülürken güneşle beraber o uzak sulara
Bambaşka bir duyguyla sarsılır fikrin

O sancıyan dünyanın
İyi kalpli çocukları da aşık olurlar
Çünkü mayasına sevda katılmıştır onların bir kez
Ve seçme şansları yoktur acı çekmekten başka
Sarmak isterken yaralarını
Koskoca bir halkın
Kendilerine bile yetmez olur
Bu kocaman yürekleri

Acılar tohumlarıdır şiirlerimizin
Mürekkebidir en güzel dizelerimizin
O iyi yürekli çocuklarının hikayelerini anlatırlar
Akşamüstünün kızıl göğü çevirirken yüzünü ağır ağır siyaha
Yola koyulurlar aşk çağının o sürgün yürekleri
Çıkmaz sokaklarda dövüştüklerini bile bile...

23 Mayıs 2003
02:25

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:44 PM

Acılarımın Çetelesini Tutmadım Hiç

Acılarımın çetelesini tutmadım hiç
Ya da çıkartıp kılıcımı kınından
Savaşmadım tek başıma
Gecenin üzerime saldığı hüzünlerle

Dünyada yazılmış bütün şiirleri ezbere bilip de
Tek bir dize yazamayan adam kadar garip
Yahut usta bir şairin
Yüzlerini bile görmediği insanların yaralarını sarıp
Yanı başındakilere duyuramadığı ses kadar derin
Şizofren bir sayıklama gibi belki de
Ceylan bakışlı bir sevgili yaratıp satırlarında
Sonra onun için ******* boyu uykusuz kalmak

Hayır
Acılarımın çetelesini tutmadım ben hiç
Oynamadım da hiçbirinizin yaralarıyla
Ne demir kapıları pas tutmuş karanlık zindanlarda yattım
Ne iğrenç ıslığını duydum ıslak bir sopanın
İnerken ense köküme

Peki nedir o zaman
Şu kahrolası dünyayla alıp veremediğim
Her gece boğazımı saran bu yağlı urgan
Hiç kimse duymadığı halde
Kulaklarımı sağır edercesine çınlayan o ses.

Oysa o kadar sessiz ki *******i bu şehir
Ve odam o kadar huzurlu
Ne bir polis sireni
Ne kırılan camların karanlığa savruluşu.

Yine de mümkün mü sanıyorsunuz
Mil çekip yüreğimin gözlerine
Kendi vicdanımın yüzüne tükürmek
Mümkün mü
Kenarı desenli kağıtlarda aşkı ağlatmak
Kolay mı be dost
Sadece kendi acılarımın çetelesini tutmak…

2005

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:44 PM

Acılarına Benzemek İstiyor İnsan

Acılarına benzemek istiyor insan
Varmak için türkü tadına
Sevinçlerinin kanlı bıçaklı düşmanı oluyor
Unuttuğunda terk edilmiş bir köşe başında bıraktığı
Son yorgun ve yarım kalmış kelimelerini…

2007

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:44 PM

Açıldı İşte Perde

I.
Açıldı işte perde
Çıktı sahneye oyuncular birer birer
Yine çalmaya başladı o şarkılar

Yıllardır görememiş gibiydim yüzlerinizi
Ve bir asır geçti tutamadan ellerinizi
Şimdi çok uzaklardayım
Araya yıllar
Asırlar girsede aramıza
İlk ve son kezde olsa
Çıkarsızca gülmüşse eğer gözleriniz gözlerime
Daha da içinizdeyim artık
Ayrı ayrı dursakta

II.
Bir şiir daha direniyor göz kapaklarım
Bu gece illaki yazılacak bu şiir
Kapatsamda karanlık bir ortaçağı
Vazgeçmedim yüreğimden şu kısacık ömrümde
Şiirler biriktirdim
Sıcak yaz günlerinden
Kederin baharı zaptettiği yerde

Açıldı işte perde
Yine aynı şarkı gecemde çalan
Bambaşka gözler
İçimi ormanlar gibi yakacak olan,
Şiirler okunacak yine aynı yerde
Dağlar bakmasa da artık
Odamın tozlu camlarına
Başka yerde olsam da
Başka zamanda veya
Yürek aynı yürek
Kafa aynı kafa...

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:44 PM

Açlık

Aşka olan açlığımdan
Ömrümün bütün doğrularını bir çırpıda silip
Tek bir yalana inanmaya hazır bekleyişim...

Ve hürriyete olan sevdamdan
Kurtuluş düşleri kuran kumral bir çocuğun
Her gece uykularıma karışması…

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:44 PM

Adımı Anmayı Unuttuğun Gün

Adımı anmayı unuttuğun günden beri
Aşkı kirletiyorum karanlık sokaklarda
En suskun şahidim oluyor gece
Ama bil ki namuslu oluşundan değil
Dilsizliğinden susuyor

Koyu bir yeşile bıraktığımdan beri bilincimi
Unuttum hüzünlenmeyi
Silindi ezberimden birkaç şiir daha
Kurudu artık düşlerimin sağanağından arta kalan
Yok artık ağlamak ayrılığı anlatan şiirlere
Kazımak yok beynime acıtan veda sözcüklerini

En çok acıtan bazen de söylenmeyenlerdir
Çok uzaklarda kimseler görmeden solan
O güzelim dağ çiçekleri gibi
Kimsenin açlıklarını ve öfkelerini bilmediği insanlarım gibi

Bütün şiirlerim yarım kalıyor artık
Bitiremiyorum söylemeye çalıştığım hiçbir cümleyi
Çürüyen bir ceset gibi zaman
Hırpalıyor günden güne
Güzelliklere olan inancımı

Yüzün ne kadar temiz derdin oysa bana
Yeni doğmuş bir çocuk kadar günahsız sanki
Ama yetmezdi hiçbiri sevebilmen için beni
Anlatırdın sabahlara kadar en mahrem sırlarını
İnsanlardan kalma yaralarını anlatırdın her seferinde

Daha açıkken yaralarım kendi yüreğimde
Koskoca bir denizi hapsetmişken göz bebeklerimde
Senin yaralarını sağaltmaya uğraşırdım hep
Nerede ağlayan bir çocuk görsem
Unuturdum kendi umutsuzluğumu
Yani bir tek kendi yangınıma su dökemezdim
Kül olurken göz göre göre yüreğimdeki orman.

Adımı anmayı unuttuğun günden beri
Kirlettim yüzümü karanlık sokaklarda
Fırsatı olsa dile gelecekti gece
Anlatmak için bütün bildiklerini

Hüznümü geri ver bana ey çürüyen zaman
Geri ver güzelliğe olan inancımı
Kuruyan bir dağ çiçeğiyim şimdi dağ başlarında
An gelir kokum yayılır ışıklı şehirlere
Duyarsınız açlıklarını ve öfkelerini o güzel insanlarımın…

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:44 PM

Ağaç Değil Fidandım

Ağaç değil fidandım
Bükülmedim kırıldım
Yaralandım
Gizli gizli kanadım *******ce
Kimseye anlatamadım
Hiçbir yara acımazdı ilk anında
Zaman geçtikçe anladım

İnfazlara yenik düştü en güzel düşüm
Morarmış bir urgan izi boğazımı saran
Aşkın bayrağına sar
Gel göm beni kendi topraklarına...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:44 PM

Ağlamakta Güzeldir

Ağlamak ta güzeldir
Gülmeyi unutmamışsan eğer
Elmacık kemiğinin üstünde
Bir yüreğin renksiz tuzlu kanı
Bilirim ki güneş sır tutmaz

Boşver çocuk
Boşver
İyidir boğazın düğümlenmesi
Kalın yağlı bir urganın düğümlenip
Sarmasından sahipsiz bir boğazı

Kalmadı bir türkülük sesim
Ama ne var ki
Ne zaman böyle daralsa göğsüm
Daha güçlü oluyorum her zamankinden
Her vuruşunda kafesini parçalayan bir isyanla

Kederin akrebi çevirdi yine yüzünü akşama
Ay ağlayan yüzünü saklıyor
Gölgelerin ardında
Ve ben iki kelime konuşsam boğulacak gibi oluyorum.

Gecenin yalancı ışıkları akıyor yine bahçeme
Beynimde bir şiirlik resim
Ağlayabilmek te güzel şey diyorum
Gülmeyi unutmamışsan eğer...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:44 PM

Ağrıyan Yanlarımı Sende Bıraktım

Ağrıyan yanlarımı sende bıraktım
Ne olur çek çıkar beni bu karanlıklardan
Tuz basmadan yaralarıma,
Ağzımın kuruduğu *******de
Bir bardak su gibi gel

Her eylül sonrası
Aşkına küstüğüm caddelerde
Yürüdüm yorgun adımlarla
Kimseye kırılmadan kendimden başka

Hangi dökülen yaprağını ezmişti ayaklarımız
Kederi yüzüne vurmuş eylül akşamının

Güneşin son hükmüdür denizlerdeki
Doğuşudur yapraklarının sarısına yağmur suyu bulaşan
O hüzün mevsiminin

Bu vakitlerde sararırsın sen hep
Hep bu vakitlerde çalmışlardı aşklarını
(Yahut bırakmamışlardı sana çalınacak bir aşkı)
Şimdi nerede görsen o ateşi
Kaçıyorsun patlamaya hazır bir dinamit gibi
Ne zaman bir çift el uzansa ellerine
Korkuyorsun tutmaktan o sıcacık beyazlığı
Tutulmaktan daha doğrusu bir imkansıza

En çok kederine vurulmuştuk biz o aşkın
Nefes almayı bile şiirleştiren güzelliğine
Karanlığa sızan ince bir ışık gibi duruşuna
Şimdi en çok da unutmak koyuyor adama
Unutulmaktan da çok
Boğazım düğümlenmeden söyleyebilmek
Hüzün makamındaki o şarkıyı
Kısacası korkuyorum ben aşık olmaktan
Aşksız geçecek bir ömürden korktuğum gibi en az...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:45 PM

Ağzını Her Açısın İsyan Olsun

Bilmezdim meşruluğunuzun
Kapı ardında
Kopartıp kafalarımızı
Kendi içki sofralarına
Meze yaptığını

Bizi önce zehirleyip
Sonra panzehirini satan
Vahşi kapitalizmin
Köpek dişleri çırılçıplak tenimde.
Alnımda resmi yarası silahlarınızın

Ey benim,
Gençliğine doymamış nice kurbanlar verdiğim
Ve ömrümü bir an bile düşünmeden yoluna serdiğim güzel yurdum,
Bilmezdim insan kalan yanımın
Emperyalizmin tek dişi kalmış ilkelliğine boğdurulduğunu...

Asırlar var ki
Kollarında dikiş tutmaz yaraları
Paslı bıçakların,
******* boyu üzerimize yağdırılan tonlarca misket bombası
Ve ciğerimde en büyük yarası
Bağrımızdan kopmuş ihaneti kendi döllerimizin
Santim santim satılan
Her karışı uğruna kan dökülmüş vatan toprağı

Söylediğim her kelime
Boynunun borcu olsun çocuk
Ağzını her açışın isyan olsun
Ve öyle sağlam dur ki
Hiçbir rüzgar savuramasın seni...

2005

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:45 PM

Ah Benim Şehirli Kederim...

Ne zaman
Tükürüp yüzüne
Bütün nihavent makamı hüzünlerimin
Yanık bir bozlak tadında gelmek istesem kapına
Bir kemanın ağlayışı tutar yakamdan
Sonra kayan bir yıldız gibi
Düşer aklıma gülüşün
Alnında kızıl perçemin
Küçücük parmaklarınla

Ah benim şehirli kederim
Ne zaman bir klarnetin iç çekişini duysam
Beynim firari bir kuş misali çarpıyor dünyanın tavanına

Karanlıkta düşlemek seni;
Bütün ışıkları söndükten sonra şehrin
Cımbızla çekip el değmemiş hüzünleri
Yüreğimin en saklı yerinde imbiklemek
Marifetsiz parmaklarımın çalamadığı
En güzel şarkı gibi
Ya da portesiz bırakılmış bir nota.

Karanlıkta düşlemek seni;
Ayın şavkında
Kadeh kadeh yudumlamak denizi
Buğulu gözlerimde
Çekmek ciğerlerime
İyot kokan her zerreni

Ne zaman tükürüp yüzüne
Nihavent makamı hüzünlerimin
Bırakıp kaçmak istesem
Bu düş teröristi kenti
Kendi kurşunuyla vuruluyor şehirli kederim.
Gidemiyorum...

2005

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:45 PM

Aldanma

Aldanma
Belki sığ bir sudur
Sana okyanus gibi görünen

Ağlama
Üzüldüğün kadar
Güleceksin de mutlaka bir gün

Eğilme
Düşmeni bekliyorlar senin
Tepende uçan leş kuşları

Erteleme
Hayat
Ertelenmeyecek kadar kısa...

Gül gülebildiğince
Yaşa yaşayabildiğince
Sev sevebildiğince
Zorlayarak yüreğinin sınırlarını
Beynindeki tüm duvarları yıkarcasına

Aldanma...
Ağlama...
Eğilme...
Erteleme...
Sev sadece sev
Sevebildiğince...

6 Mayıs 2003
00:30

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:45 PM

Amansız Bir Sayrılık da Olsa...

Gözlerine baktığım her kızda
Seni arıyorum
Elifi çalınmış bir alfabeyim,
Ne başlangıcım var
Ne de sonum,
Yağmuru çalınmış bir bulutum
İçime döküyorum gözyaşlarımı

Hangi hayatın bahçesine sığar ki
Düşlerimde açan yarının kızıl gülü
Söyle bana ey güzel
Hayatın bize biçtiğinden
Daha fazlasını yaşamak hangimizin harcı

Oysa ölüm dediğin iki türkülük yol olsa da
İnadına söylemek isterdim

Sınırlar içindeki sınırsızlığımdın sen benim
Tek bakışında saklıydı sanki kainatın bütün sırrı
Seni sevmek hem eksik kalmak
Hem fazla olmaktı hayattan...

Nereden bileceksin ey ırmak bakışlı kız
En güzel şiirlerin sensizliğe yazıldığını
Acı çekmenin bağrında yakıldığını türkülerin

Diyeceğim şu ki
Aşk amansız bir sayrılık da olsa
Ey sevgili
Ölümüm yalnızca onun elinden olsun isterdim...

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:45 PM

An Geldi!

An geldi
Sustu gramofon
Eski zamanlardan bir cuma çalmıyor artık
Nice dostlar yitirdim
Tebessümleri kanar hala sol yanımda
Ne kadınlar sevdim seninle
Zaten hiç yoktular.

Yokluğa aşık olmayı
Seninle öğrendim ben
Beş yaşında bir çocuğun
Etrafına sürekli gülücükler saçan bakışlarıydı tutulduğum
“Üniversiteli bir kız rüyasıydı”
“Sen benim hiçbir şeyimsin” diyerek
Kendime bile yalanlar söylediğim

An geldi işte
Çisil çisil yağan yağmur altında ıslanırken
İstanbul sokakları,
Dilimin ucunda söyleyemem
Yazamam beyaz kağıtlara......................!

Vurulmuş yatar
Gece trenlerinde mızıkacı çocuk
Boynunda yeşil fularıyla
Duydum sesini gecenin ateş kokan yalnızlığında
Marş söylemeden ölmek yakışmazdı ya sana
Sırf bunun için
Kullanılmamış bir gökyüzü bıraktın bize mısralarında

An geldi
Ölümsüzleşti işte Attila İlhan.................................!

2005

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:45 PM

An Olur

An olur
Bir soluk için yalvarırsın
Acını bile özlersin heyecansızlığında
Damarlarında kan
Ve bedeninde ruh dolaşmaz olur sanki
Titrek bir ışık altında
Kurtarmaya çalıştığın dünyalar
Memleketinin yolları kadar
Uzak ve imkansızdır artık
Silersin zihninden adının anılmadığı coğrafyaları
Yeni duygular keşfedersin duygusuzluğunda

Hiç olmadık zamanlarda bile
Gülebilecek bir şeyler bulabiliyorsan
Ağlamayı unutmadığın içindir
Ve her duyguyu iki kez yaşayan kalbin
Binlerce heyecana gebedir hala...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:45 PM

Anlamıyor İnsan Acıyı Yaşamadıkça

Anlamıyor insan acıyı yaşamadıkça.
Kanı çekilecekmiş gibi olmadıkça damarlarında.
Karnın toksa,
Ve başını sokacak damın varsa ayazda.
Nasıl anlayabilirsin ki
Köşe başında elleri titreyen çocuğun kederini.
Bakıp bakıp iç geçirirsin
Şükredersin sırtındaki pardösünün sıcaklığına.
Ama elinden hiçbir şey gelmez acımaktan başka.

En çok güneşte kalan bilir
Kıymetini bir ağaç gölgesinin.
Bilemezsin susuzluğu
Çatlamadıkça dudakların çöller gibi.

Anlamazsın yaşamadıkça
Acısını ölümün ve ayrılığın
Kanamaz yüreğin her dakika.
Gelip geçen bir hüzün sağanağıdır sadece.
Hiçbir şey gelmez elinden
Acımaktan başka.

En iyi öksüz kalmış bir çocuk bilir
Ne demek olduğunu annesizliğin.
Evladı dönmeyen ana bilir
Bir parçasını toprağa gömmenin yangınını.

Anlayamaz insan acıyı yaşamadıkça
Kanı çekilecekmiş gibi olmadıkça damarlarında
Yapma kederler üretir kendi kendine
Hiç yaşanmamış zamanlarda
Oysa bütün acımasızlığıyla dönmektedir dünya
Gördüklerin ve göremediklerinle.
Yaşanmışlıkları
Ve yaşamadan gitmenin hüznüyle.

Dönmekte hala dünya
Acıların ekseninde...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:45 PM

Anlatamam

Anlatamam,
Tükenmiş bir umutla
Aynı odayı paylaşmadım ki daha önce

Anlatamam,
Hiçbir ölümü öpmedim alnından çünkü,
Hiçbir tabutun üstüne yazmadım soyadımı,

Anlatamam,
Hiçbir kardeşin gözyaşıyla ıslanmadı avuçlarım

Kağıt, kalem olmadan
Yas tutmayı
Çoktan unutmuş gözlerim

Anlatamam
Bir ölüm nasıl anlatılır bilmiyorum çünkü
Nasıl çekilir damarlarından kan

Anlatamam
Toprakla nasıl kardeş olur insan...

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:45 PM

Anlayan Olur Bir Gün Mutlaka

Daraldı zamanlar
Günler daha kısadır artık ömrümüzde
Dar ve uzun bir koridor,
Önümde uzanan şu hayat.
Koşarak geçiyorum karanlıklar içinden
Adına güzellik
Adına umut dediğim ne varsa
Tükete tükete ilerliyorum işte
Tükene tükene.
Düşüyorum büyük mutlulukların uçurumlarından
Kederin o karanlık kuyusuna.

Sonra bir ışık yanıyor ansızın.
Karanlığa alışmış gözlerim kamaşıyor.
Parlayan yüzüyle bir çocuk
Kalk diyor bana
Her karanlık içinde
Bir ışık vardır görebilene
Ve her sözde bir umut vardır duyabilene...

Kalk diyor
Her ölümde dirilen birileri vardır yine de.
Mevsim bahardır
Ve zamansız yağan kara direnir çiçekler
Yaklaştığını sandığın her son
Bir kıvılcımdır
Patlamaya hazır bir başlangıcı alevlendiren.

Yeter ki sen yüreğini koy ortaya
Bir gün bir anlayan çıkar mutlaka...

29 Mart 2003
01: 28

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:46 PM

Anneye Sesleniş

Güzel annem,
Kaç güz geçti
Sana böyle seslenmeyeli
Kaç Eylül
Yaslamayalı başımı yaslı koynuna.

Yirmi üç yaşımın göğsünde
Üç kurşun yarası
Zamansız patlayan üç kızıl gonca dalında
Oysa annem sen ne çok severdin kızıl gülleri
Kıyamazdın koklamaya

Üzülme anne
Artık kanamıyor yaralarım
Kar yağsa da toprağımın üzerine
Üşümüyorum artık...

Bahara armağan ediyorum işte beynimi
Açacak çiçeklere
Özgürlüğü çağıran güvercinlere
İnsanlığa bırakıyorum işte yüreğimi
Ardım sıra yürüyeceklere.

Güzel annem,
Sen yine de sev çiçekleri
Ne olur kopartmasın dalından çocuklar
Taşısınlar kokusunu
Gelecek mutlu yarınlara.
Sen yine de sev çiçekleri
Sakla onları
Korkusunu saldırganlığının ardında saklayan zalimden
Sakla, sevginin kıymetini bilmeyenden.

Gökyüzüne bak anne
Milyonlarca oğlun ve kızın
Sana tebessümlerini yolluyorlar
Her eylül şafağında.

Saçındaki her beyaz tel
Zamansız düşen bir oğul
“getirecekler sana bir gün mutlaka
O çiçekler içindeki ülkeyi”

2005

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:46 PM

Asıl İnsanlık

Hep eksik yanlarını ararken hayatın
Yaşayamaz oldunuz güzellikleri.
Kördü gözleriniz
Kendi ayaklarınıza bulaşan çamuru göremeyecek kadar
Ve sağırdınız
Yanı başınızda
Can çekişen hayatın çığlıklarını duyamayacak kadar

Sadece yaralarımı acıtmak için
Akıttınız tuzunu göz yaşlarınızın
Ve erdemden saydınız
Dişleri kendi yavrusunun kanına boyanmış
Timsah bakışlarınızı

Oysa yoksulluğunda çoğaltıp
Yüreğinin varsıllığını
Son lokmasını hiç düşünmeden paylaşabilmekti
Asıl merhamet

Asıl insanlık,
Borç bilmekti kendine
Herkesten iki kat fazla gülebilmeyi
Ve ağlamayı herkesten iki kat fazla...

2005

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:46 PM

Asıl Kahreden Bizi Yaşayamadıklarımız Değil

Asıl kahreden bizi
Yaşayamadıklarımız değil
Bizi asıl kahreden
Yaşayıp ta yitirdiklerimizin sancısı
Hasret duymak zordur yaşamadıkların için
Sen yaşarken öğrendin ağlamayı.
Gözyaşlarında saklanan gizli hikayenin
Son sayfasıdır bu yaşadıkların
O kuşlar bir daha konmayacak pencerene
O yokuşları tırmanmayacaksın artık
O bayram sofrası bir daha hiç kurulmayacak
Artık öpemeyeceksin ellerini, yitirdiklerinin

Asıl yiten bayram sabahlarının sevinci değil
Yiten biziz aslında
O sevinçler bir fotoğraf karesinde tutsak kaldı
Zamandan borç almıştık gülümsememizi
Hacizlere gitti bize getirdiği ne varsa

Ne zordur kim bilir
Bir mezar taşıyla bayramlaşmak
Sarılmak bir mezar taşına ne zordur
Bayramlar mı toprak olan
Yoksa biz miyiz.

Şimdi zaman
Yasını tutma zamanı değil
Yaşayıp yitirdiklerimizin,
Zaman,
Umutlanmak zamanıdır
Yaşayabileceklerimizi düşünüp...

5 Aralık 2002
15: 56

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:46 PM

Aşık Değilsin Sen...

Şairim,
Şiirim kafa tutuyor sensizliğime
Üstat vuruyor sazın teline
Saz ağlamaya başlıyor...

Ey şair,
Nerende büyüttün o kelimeleri
Aşık mısın
Yoksa aşk mısın sen?

Ey toprağın tenine iz düşürdüğü esmerlik
Ey sözüne aşk bulaşmış güzel çocuk
Nasıl sallanır bilirim
Kalbinin derinlerindeki kırık
Islanan benim
Nehirlerinden taşan sularda

Islaklığın bulaştığından beri ellerime
Göğsümde yakamoz taşıyorum *******i

Yani şiir gözlüm
Aşık değilsin sen
Ta kendisisin aşkın...


Melih Coşkun

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:46 PM

Aşık Olduğu İçin Şiir Yazmaz Gerçek Şair

Aşık olduğu için şiir yazmaz hiçbir şair
Şiir yazdığı için aşık olur sadece...

Önceden çizilmiş bir resimdir
O beyazlar içindeki düş
Gece, kağıdına çizdiğin kadar siyahtır
Ateş, yazdığın kadar sıcak

Ve bitti bitecek derken hayat
Ufak bir kıvılcımla alevlenir yine
Umulmadık bir zaman
Bambaşka bir yürek çarpıntısı

Coşar birden bire içinde nehirler
Kıra kıra yüreğinin duvarlarını
Ve adının anılmadığı bütün coğrafyaları
Terk edip gidercesine
Yeniden başlarsın her şeye

Yazılsın diye hikayesi
Bütün ayrılıkların
Düzmece bütün aldanışlar

Bu gidiş;
En güzeli için vedanın

Çünkü aşık olduğu için şiir yazmaz hiçbir şair
Şiir yazdığı için aşık olur sadece...

25 Mart 2003
01: 15

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:46 PM

Aşık Olmak mı Güzel Şiir Yazmak mı?

Aşık olmak mı güzel
Şiir yazmak mı?
Yoksa aşık olup şiir yazmak mı?

Güzel olan tek şey var aslında
O da şair olacak kadar
Çok sevmek
Seni...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:46 PM

Aşıksan Yarımsın Diyen Şarkılara İnat

Aşıksan yarımsın diyen şarkılara inat
İkiyle çarpıyorum kendimi
Bir yarım sende yaşıyor hala
Öbür yarım meçhul denizlerde...

Ey aşk,
Yarım kalmış şiirler gibi bekledim seni
İmgelemini yitirmiş bir şairin
Yüreğindeki o derin boşluk gibi...

Hiçbir geminin bir daha dönmediği
Terk edilmiş bir liman olsa da kalbim
Yine de inatla bekleyeceğim
Ve aşıksan yarımsın diyen şarkılara inat
Her gün seni biraz daha kendime ekleyeceğim

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:46 PM

Aşk Başka Türlü Bir Cesaret İstiyor

Aşk başka türlü bir cesaret istiyor.
Ne savaştaki yiğitliğe benziyor
Ne de karanlıkta
Islık çalmadan yürüyebilmeye.

Aşk başka türlü bir cesaret istiyor.
Dizlerin titremeden,
Damağın kurumadan konuşabilmeye

Ne yiğit bir türküye benziyor
Ne de bir şafak vakti
Herkesi ve herşeyi bırakarak ardında
Çekip gidebilmeye
Güneşin doğduğu yere…

2005

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:46 PM

Aşk Eğildi Şiirin Önünde

Aşk eğildi şiirin önünde
Sevileni de aştı sonunda
Sevmek...

Sevinçleri acemi bir çocuk
Önemsiz elleriyle
Başladı dünyayı değiştirmeye
Konuşmaya başladı önemsiz sesiyle,
Sustu o laf kalabalıkları
Yüreğine sığmayan sevgisiyle
Titrek ve küçük adımları
Titretmeye başladı
Zulümle örülmüş bir şehrin duvarlarını

Sevdanın yüreğe akan yangınında
Zalim attı kararan dumanı içinden,
Sebep oldu kavgada yaşamak adına
Bir nefes daha soluyabilmek,
Koklayabilmek
Yarin yumuşacık boynunda açan
En güzel bahar çiçeklerini

Ölmemek dostum ölmemek
Bir öpüş daha ölmemek
Bir nefes daha ölmemek
Yaşamak için bir bakış daha
Belki de bu koskoca bir ömür demek

Aşk eğildi şiirin önünde
Sevileni de aştı sevmek...

2003

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:46 PM

Aşk Ellerimdedir

Aşk ellerimdedir
Sesimde ve
Sessizliğimdedir en çok
Ve sevmeye değer olan
Sadece tutabilendir o eli çıkarsızca
Yarım kalmış bir resmi boyayabilendir
Kendi renkleriyle

Aşk gözlerimdedir
Sadece görmek isteyen sevebilir çıkarsızca

Aşk kalemimdedir
Yarım kalmış bir şiiri tamamlamaktır bütün güzelliği
Aşk bendedir yani
Senden de öte bir yerde...

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:46 PM

Aşk Emperyalizminin Sömürgesi

Sen aşk emperyalizminin
En zayıf düşmüş sömürgesi;

Topraklarında yalancı bir gülümseme
Yabanın postal izi var yüreğinde

Ve ihtilaldir artık bu yaşanılan,
Yüreğinin askerleri çoktan zaptetmiştir
Beyninin kalelerini

O gözler 146. Maddeden daha acımasızdır artık
Sözlerin darbeci generallerin buyrukları gibi

Beynin kaybetti iktidarını
Sen artık yüreğinin sömürgesisin

Sen artık uzak diyarlara gidip de
Dönemeyişin diğer adısın
Sen artık özgür olduğunu sanıp ta
Esir düşmenin en büyük tanığısın

Yürek himayeyi kabul etti
Düştü beyninin toprakları
Aşksızlığın dağlarında
Özgür türküler söylemek varken
Bu beden mavi bir bayrak altında
Yaşamayı kayıtsız şartsız kabul etti...

Yürek mandayı kabul etti
Ve esirdir artık beyin...

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:47 PM

Aşk İnsanlar İçin Var

Aşk insanlar için var elbette
İnsanlık aşk için değil
Öyleyse ölmekten daha güç değil midir yaşamak?
Acı çekmek daha zor değil midir?
Kayıtsızca teslim olmaktan karanlık geceye.

Hırpalanıyor ve hor görülüyorsak
Sevebildiğimiz içindir elbette
Karanlığı korkuttuğu için aydınlık gözlerimizin ışıltısı

Aşk mücadele etmektir
Ateşler içinde kıvrandırırken seni illet bir hastalık
Ayağa kalkıp deliler gibi koşacağın günleri hayal etmek gibi
Yahut sabahlara kadar uykusuz kalıp
Kendi yüreğinle yarışırcasına şiir yazmak.

Kör olmaktır belki de aşk
Herşeye yüreğinin gözleriyle bakmak
Kendi benliğini unutup
Başka bir bedende varolmak

Birazda acılardı onu anlamlı kılan
Uğruna kan dökülen bayraklar gibi
Yani feda etmek uğruna
Belki en güzel baharlarını
En güzel yazlarını hiç yaşayamamak
Ancak bunun için en ufak pişmanlık duymamak

Kısaca aşk;
Teslim olmamak asla...

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:47 PM

Aşk?

Aşk;
Bir kış günü
Pencerene konan serçedir.
Yüreğini sızlatır
Alırsın avuçlarının arasına
Ve bırakamazsın bir daha...

Yağmur döverken şehrin kaldırımlarını
Kırık bir şemsiyenin altına sığabilen
Iki yalnız yürektir belki de.
Koskoca dünyayı sığdırmak isterken
Sığdıramazsın küçücük bir kalbi
Göğsünün hiçbir yerine.

O aşk ki
Yaşama sebebindir
Yürekli bir kavganın ortasında,
Sadece bir bakış için
Bir gün daha ayak diremek ölüme…

O aşk ki
Sevebilmektir
Gülü dikenine rağmen.
Ve sonunun ne olacağını düşünmeden
Koyabilmek ömrünü
Bir gönlün çıkmazına…

2005

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:47 PM

Aşka Ölmek

Ey aşk,
Yağlı bir ilmek olsaydın
Bir an bile düşünmeden
Takardım seni boğazıma.........................!

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:47 PM

Aşkı Biz Seçmedik

Aşkı biz seçmedik
Aşk bizi buldu saklandığımız kuytulukta

Hayal:
Kara kalemle çizilmiş
İçi boş bırakılmış bir resim
Boyandı birden bire
Ete kemiğe büründü düşünce
Doğdu hiç gülmemiş bir ülkenin
Beyazlar içindeki kahramanı

Belki hiç yürümeyecektik bu yolda
Yol buldu ayaklarımızı

Biz sevmedik kavgayı
Ve olmasın istedik hiç düşmanımız
Kalleşlik inadına çağırdı bizi isyana
İnadına kavgaya
Bizi kalleşlik buldu
Kalleşlik bizi vurdu...

Gerek yoktu bir ayrılığı anlatmak için
Das Kapital’in üçüncü cildini okumaya
Ve her gidiş on ciltlik bir hayat ansiklopedisi
Hayır ayrılığı seçmedik hiçbirimiz
Ayrılıklar bizi buldu

Ve İnan ki aşkı biz seçmedik
Bir gün o bizi buldu...

Aşk bizi buldu
Aşk bizi vurdu...

1 Şubat 2003
22: 49

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:47 PM

Aşkın Emekçisiyim Ben

Aşkın emekçisiyim ben
Düşler denizinin balıkçısıyım.
Hepiniz derin uykulardayken
İmgeler çekip çıkarırım karanlık sulardan.
Şükretmesini de bilirim
Küfretmesini bildiğim kadar.
Hiç tutmamış olsam da
Bilirim ellerinin sıcaklığını.

Aşkın emekçisiyim ben
Aydınlığın hiç uyumayan savaşçısıyım,
Kanlı düşmanıyım karanlığın.
Sevmesini de bilir yüreğim
Nefret etmesini bildiği kadar,
Bilir herkesten gizli gizli kanamasını
Sözlerin sıcak bir kurşun gibi saplandığında.

Ve en önemlisi;
Bilirim direnmesini
Esir düşsem de teslim olmamayı asla.
Şairim ben
Aşkın emekçisiyim yani
En iyi ben bilirim seni sevmesini…

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:47 PM

Aşkın K'si

Aşk’ın K’sını özelleştirmişler
Aş kalmış geriye sevmelerden
Kavganın adı aşk değildir artık
Bu kavga aş kavgasıdır.

Artık bir parça ekmek için deliniyor dağlar
Uzak yollar aşılıyor tok bir yaşam uğrunda
O şarkılar hüzünlendirmiyor artık
Kendi kendine bile fısıldayamıyorsun şiirlerini

Bir adam
Elinde bir sopa
Vuruyor beline bir lokma için gelenin
Terbiye ediyor, sıraya geçmesini öğretiyor
Bilmiyor ki açlığın sırası olmaz
Ve terbiye olmaz insan açlıkla
Ve aç kalmayı hak etmez hiç kimse
Sadece insan olduğu için.
Her sopa sanki beline iniyor bir halkın
Bilmiyorlar ki o sopa
Onlarında eline geçer bir gün...

Mavi renk satılığa çıkmış Amerikan pazarında
Tüm yeşiller kiralık
Satar olmuşsun kanını
Ciğerini satar olmuşsun.

Açık arttırmada bütün sevdalar
Eskiden bembeyaz kağıtlara yazılırdı
Şimdi yeşil dövizler üzerinde
Oysa hepimize yeterdi bu sevgi
Ekmek ve tuz yetmese de hepimize
Sevgi yeterdi,
Yeterdi bir bakış,
Bir gülümsemeyi bölüşebilirdik aramızda...

9 Aralık 2002
21: 12

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-07-2009 05:47 PM

Aşkın Ve İsyanın Elleri

Aşkın ve isyanın
Birbirinin ellerini sımsıkı tuttuğu yerde bekliyorum seni...

Bir şiirlik kalemim kaldı elimde
Acıların mutluluğun yüzüne kara çaldığı yerde
Bembeyaz bir şiir yazıyorum sana

Sıklaşan damlalar
Sel olup akıyor saçaklarımdan
Şakaklarımda insanlardan kalma bir ağrı
Zonkluyor durmadan

Kurumadan ellerim
Koşarak getiriyorum sana sabah olmadan
Yastığımın altında sakladığım o ıslaklığı

Bir şiirlik hüzün biriktirdim yine zulamda
Geçirip gecenin o en karanlık süzgecinden
En berrak şiirimi yazıyorum sana

En güzel rüyaları eksik uykularımın
Bir yıldız kayar gibi transit geçiyor gecenin dördünü
Unutulmuş dizeler gibi
Kaybolup gidiyor sabahın yorgun bakışlarında yüzün

Aşkın ve isyanın birbirinin elini
Sımsıkı tuttuğu yerde bekliyorum seni...

28 Mayıs 2003
00:52

Melih Coşkun


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:39 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.