www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Hasan Ulusoy (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144190)

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:38 PM

Hasan Ulusoy
 
Yolumu Kırdı Kader

Gama çalgın meltemler ruhumu sarhoş etti
Bahara küs mevsimler dünya küçük virane
Kırdı yolumu kader aşk gönlümü terk etti
Diyemedim sebebini sorana.

Ufukların efkârı kadehime inerken
Yıkılmış hayallerim can yurduna dönerken
Ayrılık acısıyla tutuşurken yanarken
Dediler ki tuz ekele yarana

Kenelerin yurdudur bana ait bu beden
Her zehir şifa gelir ölmek bilmezler neden
Ölüme susuz düştüm öldü ruhum, ölmeden
Ne diyeyim bu kurguyu kurana

Uzağa düştü kervan yolumu sardı şaki
Yoldaşımı nefsiyle düşürdü vurdu şaki
Bana benden tuzağı benimle kurdu şaki
Zehir verdi yaramızı sarana

Gönlüme sözüm geçmez göç gedikten aşıyor
Yolumun yılgınları düşmanla yol aşıyor
Öz ilimde gardaşım benimle savaşıyor
Elim kalkmaz yüreğimi vurana

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

! ! ! Her Yanım Saklı Duvar

Bir sevda durağıdır yanıp duran yüreğim
Kaç ölümün yolcusu gönlümden gelir geçer
Şaşkın kelimelerin efkârında yüzenken
Acılarla yıkanmış yüreğim konargöçer

Dibi derin kuyular içinde saklı tutar
Yitik duygularımı kovalarla çekemem
Sokaklar bana yanar bu şehir beni yutar
Kan dolu yüreğimden bir damlacık dökemem

Ölümdür ölüm bilmez ruhlara hâkim olan
Acılar dalgın gezer benden bana düşerken
Ateş iner yanmadan ahdine sadık kalan
Bir garipler grubu diz dövüp ah ederken

Gül kokan bedenlerin toprakla vuslatı var
Saçlarımda dolaşır bilmediğim mahlûkat
Düştüğüm dost mekânı her yanım saklı duvar
Kaybolur bu çukurda arzulanan her murat

Gamzelerde solarken has bahçeden seçme gül
Toprakların hicabı taşa yazar namımı
Gitsin bu viranede şevke gelmez her bülbül
Taşıyacak kim varsa alsın gitsin gamımı

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

! *Akşamların Uzak Menzili

Uyku akşamların uzak menzili
Çağlayanlar susmaz akar bu gece
Yüreğime bir ses iner gizlice
Çözülür kalbimin lal olmuş dili
Hayalime kement atar sevgili

Hayalimden geçer belli belirsiz
İfrit kılığında bir hoyrat cüce
Adı meçhul kendi meçhul bilmece
Kalmaz mı yürekte yangınlardan iz
Kalır mı gönüller aşka ilgisiz

Dövünür kabında çırpınır durur
Gidişine gönül yorduğum sevda
Kapısında düşkün durduğum sevda
Olur, acı kurşun... ve beni vurur
Umut hayıflanır hayaller kurur

Yıldızların üstü dost öte yanda
Çıldırır derdimle yanar dereler
Açılmaz günlerce küs pencereler
Bir körpe esirdir yar bu vatanda
Vatan köhneleşir biter zamanda

Eşiği mekânım çarem içerde
******* gücenir efkâra düşer
Alır neşterini derdimi deşer
Zaman sargı vurmaz bu azgın derde
Akşamlar söyleyin uykular nerde

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

Dertlerin Derdi Bahar

Bitirmedim mihnetler asırlara yayılmış
Gülden huzursuz bağban gül şehrinin hâkimi
Gözlerime yürüyen kanlar yaştan sayılmış
Sızıları gönlüne dost tutup bağlar kimi

Çığırtkanlar mezatta hayata ölüm satar
Kader nasip ararken varır düşer tuzağa
Yunus'u şevke salan dertlerin derdi bahar
Kader sarıp girdaba atmış dosttan uzağa

Hangi yola yolcusun menzilin bilinmiyor
Sularda sakladığın hayalleri çek çıkar
Bilmez misin ayrılık bir yağarsa dinmiyor
Bu devirin selleri dağ değil gözden akar

Eşiğinde çürüyen bir çaresiz baş durur
Çürüttü eşiğini gözlerinin nemiyle
Yıllar var ki bitmeyen ağrı, dert, telaş durur
Kimler meşgul bilemem devranıyla demiyle

Benim yandığım gece sana bayram günü mü?
Şarkılardan süzülen kederi söküp attın
Yitirdim hafızamdan yarınımı dünümü
Terk ettin gidişinle hem yaktın hem ağlattın

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

Tuz Basılsa Yaralarım Sızlamaz

Uykusuz *******de yatağında muzdarip
Kalleş düşen yıldızlar ay yolunu izlemez
Kaybolur karanlıkta yokluk içinde garip
Gönülde gözü yoksa yar yolunu gözlemez

İsyanlı ölümlerin duaları tükenmiş
Kül yığını varlığın her damarı tükenmiş
Zamane şuurunun iffet, arı tükenmiş
Sevgi dolu yürekler sevdiğini özlemez

Âhımı ah ederek dinleyen *******de
Kaç sabah ızdırapla tebelleş oldu derde
Kaç gönülün acısı gömülü kaç makberde
Kaç gönül var derdini açık tutar gizlemez.

Kanayan ahımda sen yanan ervahımda sen
Beni sevdan götürdü sen gönlüme inerken
Siyahların bahtında gün sabaha dönerken
Körleşen çukurları dik yamaçlar düzlemez

Günahımın affını gönül yanıp isterken
Her sabah bülbüllerle yana yana dost derken
Kabul edersen beni eşiğinde beklerken
Tuz basılsa yarama ağrı verip sızlamaz

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

Sızıların Türküsü

saklanma saklandıkça sızılarım artıyor
hicranın zirvesine götürüyor saçların
mazlumlar mezadında bir el beni tartıyor
ağrısına yanarım zehirden ilaçların

savurduğun harman mı poyrazı bayram eder
kavurduğun ateşler harlandıkça yakıyor
çevirdiğin zamanlar ömrümü alıp gider
devirdiğin savaklar yüreğime akıyor

incelen ağrıların damarımda gezerken
bir ateş girdabıdır döndükçe yandığım nar
gidip uzaklardan ızdırabım süzerken
doruklarda dem süren seviyor sandığım yar

bu gönül sevdaların müreffeh ülkesidir
zarıyla sızlandıkça yol bekleyen ağıtlar
güllerin seyrettiği gülün gönlü incinir
ağıtların derdiyle yakılan kaç ağıt var

bir bebek salıncağı başımı döndüren gam
ninnisini gel söyle uykuya dursun gece
kimlerin dertleriyle yanarken bu diğergam
gamların zihnindeki gamlar gamlı bilmece

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

Ayırma/ Ayrılma

Bu yersiz zamansız bir ayrılık/ ve erken
Düşürdüğün durumu düşün mü sen/ giderken
Titrerken dudaklarım ayrılığın kışında
Her hücrem matem tutar sana veda ederken

Musallada bekleyen cesede can ne gelsin
Canı candan ayırıp beni bende arama
Sersefil duygularım gizli değil el bilsin
Bir yiğide yakınmak yakışmazmış ar ama

Kovulduğum kapılar senden öte de değil
Gitti sandığın zaman yine sana gelmişim
Sessiz ve sensiz olmak çekilmiyor bunu bil
Yar kapında kalmayı bana görev bilmişim

Ayrılığın ruhundan ızdırabı sök çıkar
Ayrılığın derdine ayrı düşen yanmasın
Ayrılmamı isterken gözüm gönlüne akar
Ayrılmamı isteyen gönlün gama kanmasın

Ayırma ayrılığın derdi çetin çekilmez
Ayırma ayrılığın eğdiği bel kırılır
Ayrılma ayrılan mutluluk nedir bilmez
Ayrılma ayrılan mihnet ile yorulur

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

Hünkâr Dağlı’ya

Fikir erdem idi çileler şeref
O günler en kutlu zamanmış ağam.
Ne kadar adam var hepsi bitaraf
Kulu kul eyleyen imanmış ağam

Kimi zengin oldu çekti başını
Kimi isyan etti sıktı dişini
Kimi rüşvet torpil kurdu işini
Ona göre her iş tamammış ağam.

Kimi de değiştim diyor dönerken
Kahpe gölgesine yatıp sinerken
Milletime bela zillet inerken
Kâfir imanına inanmış ağam

Bana dudak büker yoldan çıkanlar
SüPage Rankingülenle aynı yere akanlar
Değiştim der şimdi ruhu kokanlar
İnsanı caydıran gümanmış ağam

Diyalog ülküdür papazdan yoldaş
Adanmış bu yola çıkarken can baş
Değişken dönmeler düşmanla gardaş
Ulusoy onlarca kınanmış ağam

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

Senin İçin Sana Geldim

sana geldim senin için efendim
ben gelirken sana beni getirdim
nefsin yamaçlarından engine indim
senin için sende beni bitirdim.

çok sevdim efendim seni çok sevdim
em diyerek ateş sardığım yara
çürütürken fani olan her aşkı
salar beni günde kaç bin diyara

sızı döker gam akıtır hicranın
kırık kalpler acı çeker benimle
çıktığım her yolun taşlarında ben
yatarım pervasız boş bedenimle

çok sevdim sevginle sevdikçe seni
onmadık alemler sevginle yanar
vurgunum yüreğim yarım ve garip
bir parçası sende biri muzdarip

yokuşa düşen yol sevginle dümdüz
kapında bekleyen yokta saklıyım
bir tatlı kokundur bayramım benim
gitmeden kırk sene kalsam haklıyım

gidemem güllerin şahı has gülüm
parmağınla böldüğün gamlı hilal
günah yarasına ateşten sargı
vur istersen yeter ki yanına al

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

Yanarım

eyvallah ağam taş yerine oturdu
aldı beni eskilere götürdü
İhanet bağımda ayrık bitirdi
güllerimin yanışıyla yanarım...

gönül efkar tutar ülkü yar ile
gül açtı bağımda yar bahar ile
hasretin verdiği ah-u zâr ile
tellerimin yanışıyla yanarım

bir acıdır yüreğime katılan
yıllar yılı acısıyla tutulan
karış karış düşmanlara satılan
illerimin yanışıyla yanarım

nerede yurdumdan kafir kovanım
kanı ile belaları savanım
arısız peteksiz bom boş kovanım
ballarımın yanışıyla yanarım

ulusoy'um benim bana darılan
yürümeden yatağında yorulan
ben giderken önüm sıra kırılan
yollarımın yanışıyla yanarım..

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

Yanık Gönül Yaşamak

yorduğun karıncalar kadere kül taşıyor
yangınların söndüğü zamanlardan haber var
yiğitlerim bahtına kurumuş gül taşıyor
karıncalar köyünde bir aşık vuslar arar

yanık gönül yaşamak ölüme çare olur
çöllerde açan gülün kaderine yanarım
karanlıkta kör gönül serapta seni bulur
söylediğin sözlere aldanırım kanarım

bu sessiz ağlayış mı gönlüme çok gördüğün
bu vadide yalnızım börtü böcek yoldaşım
habersiz ayrılığın acısını bilmezsin
ağrıların içinde çare arar bir başım

sessizliğe bürünmüş ses göstermez yar sesin
nefesine muhtaçtır gönlüme diktiğim gül
son sabahı yaşarken değse bir an nefesin
etrafında gam döker delice deli bülbül

yorduğun karıncalar seni getirse bana
her parçamı yem yapıp doyururum beslerim
seher vakti ses ararım gönül mıhlı divana
gözlerime yaş serper derdinle heveslerim

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

Ardı sıra götürmez

Umudum, hayalim aldı başını
Gider beni ardı sıra götürmez
Derman dertten fersah fersah uzakta
Merhem dersen acı verir bitirmez

Zaman akar acı ile keşikte
Yüzüm çürür bıraktığım eşikte
Hayal rahme düştü umut beşikte
Ninnilerim yetiştirmez yetirmez

Haddim neyse dost dediğim bildirdi
Âşık etti ardı sıra yeldirdi
Beni değil düşmanımı güldürdü
Çöle saldı yöresinde yatırmaz

Bazen sitem iner bazen gam iner
Çarkı düzen tutmaz hep aksi döner
Gökler mihnet olur üstüme biner
Arzum uzak alıp bana getirmez

Bu Ulusoy nasıl adam olacak
Korkarım ki olamadan kalacak
Bazen derler sevdiğin yar gelecek
Bu söz tutar beni yere batırmaz...

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

Efendim

A efendim gönlümde baştanbaşa hasretin
Harlanan alevleri yıldızlara nur saçar
İhlâsa yatkın gönül dualarda kıymetin
Uçuşan hayallerim yoluma düşer nâçar

Bu kul kulluk için dostluğuna yönelmiş
Mübarek bir akşamdır ruhunu arıt kirden
Tövbe için mücrim kul kalbi elinde gelmiş
Her gün büyüyen dünya küçülüverdi birden

Anladım bir imdadın duyulduğu an bu gün
Anladım anlamsızca yandığım hülyaları
Pes etti hain nefis ruhumda bayram düğün
Yıktım senin izninle yok ettim olan varı

Efendim ah efendim âhımdan kan akıyor
Riya ile yaralı tövbelerim kaybolmuş
Yıllarımı verdiğim dünya canım yakıyor
Ahrete teşne adım boş hayale kaydolmuş

Yürüdüğüm yol senin benim olan neyim var
Bir ulvi dost elinden bu ellere gelmişim
Sıktıkça sıktı beni bana yaban bu diyar
Bunca bitmez günahla seni sultan bilmişim...

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

Sönmesin Bu Yangınlar

yorgun düşen ırgatın hülyasıdır bir tas su
bu sevimsiz dünyanın neyi benim doğrusu
biriktirdim dağıldı tersten esen yel ile
sessiz yanan ağıtlar hangi canın ağrısı
hangi ilin mağduru hangi yolun yolcusu

sönmesin bu yangınlar yansın, yakarak yansın
dinmesin gözyaşlarım aksın, akarak yansın
yatağında dev gönül halime nazar kılıp,
yummasın gözlerini baksın, bakarak yansın
ölümsüz yangınlara yanan yansın dayansın.

uğradığım her mekan aç dediğim her kapı
her kapının fevkinde açık bekler bir kapı
can sığar ceset girmez sanki iğne deliği
açılır bir emirle geçilmeyen dar kapı
emaneti bekleyen kutlu bahtiyar kapı

ırmakların donduğu mevsimler tutuştu bak
ateşlerde yürürken üşür donar el ayak
bu sevda terk-i gönül bu beden bir virane
bana düşen pişmanlık bana düşen ağlamak
bahtımla gel emrini beklerim ağlaşarak

sır bilirdim yanarken ağrılardan geçmeyi
zilletlerin ağında yanıp yardan geçmeyi
katledilen bülbüller güle nağme dökerken
kışa sine açarak yaz bahardan geçmeyi
gönül hala düşünmez halktan Hak’ka göçmeyi

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:39 PM

Ben Derdine Yanarken

Nerde avuçlarıma koyduğun kızıl güller
Çıkrıktan ümit çıkan kuyularda sen yoktun
Sultanlığı boş duran gönlümde velveleler
Işıksız mahfillere yüreğimi alıp soktun
Nerede yüreğimi tutan has nurdan eller

Duvarında çılgınca yazısız mana tutan
Viraneler sancılı kaybettiği ne varsa
Bir amansız dev oldun sevdamı yiyip yutan
Uzaklaşan gönlüme bak gönlün dost ararsa
Ben bahtıma kızarak bahtıma derim utan

Sultanlar saltanatın titreyen gölgesinde
Bir yanık gönül arar sızlanıp girmek için
Kaç geda bekleşirken bir cemal hevesinde
Nasip ararken ruhum vuslata ermek için
Teslim olan benliğim can bulur dost sesinde

Bir kurşun uçuşu gizlice gelip düştün
Sihirli değneğiyle can veren kutlu peri
Mübarek sıfatını şimdi kimle bölüştün
Hayalimde hayalin gittiğin günden beri
Ben derdinle yanarken sen eğlenip gülüştün

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Gözüm Hep Ötelerde

Eşiğine gözlerim yaş döker hicran ile
Açılmazsa bu kapı yangınlar nasıl sönsün
Ne yapayım can için canan bilmez can ile
Gam içinde bunalan ruhumda acı dinsin.

Geçer gündüzü ezen densiz günsüz *******
Aklaşan saçlarıma zaman zehrin dökerken
İçimde büyür gider bağrımı yakıp deler
Ayrılık gecesinde ince şafak sökerken

Bir mübarek nazardır dünyama düşecek nur
Huzursuz zamanların ökçesinde yüreğim
Her paresi bir dağın zirvesinde bulunur
Sözlerimi duymayan bir fitneye gereğim

Çok yalnızım yalnızlık benim halimden bezmiş
Alevlenen yüreği bir nazarın kül eder
Vuslat kaçak ceylandır kırk dağ öteye tezmiş
Kırılan ırmakların kırk yamacı yol eder

Eşiğinde çürüyen varlığımdır ben değil
Benliği tökezleyip düştüğümde bıraktım
Gözüm hep ötelerde taşıdığım can değil
Ben beni gördüğümde zaten benden ıraktım...

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Fırıldak

Bir döndü durmadı döndükçe döner
Şeytani aşk ile coştu fırıldak
Gittiği yerleri kendinin sanar
Hırs ile her yöne koştu fırıldak

İnsanların meşgul oldu tersiyle
Fikir aldı ehl-i fitne kursuyla
Nefsi arzularla dünya hırsıyla
Dolarak kaynadı taştı fırıldak

Hezeyanlar kustu yine susuldu
Yağ yaktı dil döktü sesi kısıldı
Şerefsizin arkasından asıldı
Vardığı beldede şaştı fırıldak

Namussuzun dik âlâsı irisi
Değişken dönmedir fitne çerisi
Bir kere döndü mü gelmez gerisi
Der devrin dengesiz puştu fırıldak

Gittiği noktaya dönüp gelmedi
O yerdeki erdem neydi bilmedi
Kırk çelme yedi iflah olmadı
Düşman sofrasında aştı fırıldak

Düşünmedi çıkış sebebi neden
Belki bilerekten belki bilmeden
kadın bile olmaz derler dönmeden
Bir anda kırk menzil aştı fırıldak

Varlığı yoklukla yıktı giderken
İnanmış zümreden çıktı giderken
Ekşidi bozuldu aktı giderken
Varıp bir lağıma düştü fırıldak

Lazım iken el üstünde tutulur
İşi bittiğinde alıp atılır
Bayram günü revaç bulur satılır
Sonra derler günün geçti fırıldak

Dur be Hasan biri alınır belki
Maya meselesi çok iyi bilki
Akıllı değildir her kurnaz tilki
Her zengin kapının “hoşt”u fırıldak

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Beni Cezbeden Sevda

O yasak sevda mıydı içimdeki tutuşan
Gelişime sebep o yasaklanan duygu mu?
Karamsarlık içinde umuduma katışan
O muydu ifsat eden en mübarek duygumu?

Yüküm sana yaramaz sırtım çerçöp tel, diken
Son durakta dururken harekete az kala
Ben oldum bir ömürlük bu berbat yükü çeken
Çıktım bu son mezada bakan yok mülke mala

Yasaklanan sevdanın vebali bu çektiğim
Bu yanışın odunu ben taşıdım yıllarca
Çalışıp didinerek bir umuttu diktiğim
Bir hayal için girdim hayat denen bu borca

Önümdeki kapanan yolların bir başında
Kutup yıldızlarının körlüğüne aldandım
Bu kafesten çıkış yok kurtuluş sır taşında
Yasaklanan sevdanın oduyla yakıp yandım

Suları sel ederken önünde gidene bak
Sen son dem çaresiydin son andaki kurtuluş
Çevir tokmağı açılsın ölüm ayrı yaşamak
Beni cezbeden sevda bilineni sezip buluş

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Son vakite ilk ayak

sır tüten sevdaların dumanında boğuldum
çığırtkan gece kuşu penceremde vurulmuş
bir zaman girdabında telef olup yığıldım
bulanık deli sular bilmem nasıl durulmuş

taşıdığım yaftadır sevgilinin kolyesi
içimdeki bahara neden güller yüz vermez
zamanın saçlarında hayatın velvelesi
asra karşı arsızlar kaşı yıkar göz vermez

sürgünü sürülenler ayakta alkışlıyor
vahşet günü diz kırar masum yüzlü zebani
baykuşların keyfine bülbülü gül taşlıyor
bana yatkın sevdalar yüreğimde yabani

beklediğim vuslata sırt döndüren bir kaç şey
altından saatlere meydan okuyor zaman
her puştun ağzındadır Mevlana’dan kalan ney
soğutulmuş şüpheler ruhuma vermez aman

izzetli güzellerin gönlünde gönülsüzler
göklerin dövünmesi hangi çağın aklında
harama yatkın nefis şehvete tutkun gözler
küllenen dünyaların olmadı ki farkında

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

İlk Fırtınası Gönlümün

toz toprak çırılçıplak düşerken yükseklerden
dalgasına sarılıp diz döven okyanusun
doğruluşu iğreti doğrusuzca bir yerden
son titreyişi belki ruhundaki fanusun.

ateşte gezer akrep iğnesi cana değer
yokluğun kapısında varlığım kirli zemin
öksüzleşen hayattır dost gönlüne baş eğer
çarık çorap sevdası belasıdır özlemin

gök hamlesi kudretin kuruttuğu bedende
suların zilletine razı olmuş her toprak
kırılan parçaların çürüttüğü can bende
ipek için doğranır böcek ağzında yaprak.

ah bir lahzacık başım koyduğum güzel sine
uyuttuğum rüzgarlar fırtınaya dönüyor
bu gün bir gün yaşadım giderken öylesine
aklımı saran ifrit bende beni deniyor

gönül çelenlerine tüneyen körpe kuşlar
ateşten yuvalarda sefa sürsün gönlünce
toprağa isyan eder bağrımı ezen taşlar
en son mekanda duran ilk makama gelince

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Yüreğin Gül Bahçesi

Kokular sarhoş eder yakın durma bu sıra
Yüreğin gül bahçesi nefesinle gül eser
Şifaya hasret kalan ağrı veren bu yara
İçime çöken hasret yolunda yolum keser

Sahralarda serseri çığlığında sevdası
Kumların tanesinde Leyla’ların ahı var
Vurduğu yüreğimde hasretin gamı yası
Çektiği acılarda Mecnunun günahı var

Bir gülün kanadıkça ağrı veren yarası
Ağlayan bülbüllerin efkârından sezilir
Nefesin can veriyor ölüm hayat arası
Hayatın son nefesi yüreğimden süzülür

Uzattığım ellerim itildikçe sızlıyor
Ağrıların merkezi yüreğimi bir görsen
Nefesin cana sebep canım seni özlüyor
Kendin orda dururken hayalinle can versen

Yanan yüreğim senden bir nefes huzur umar
Çalkalanan dünyanın özü sende durulur
Ahımı duyan yıldız ya kaybolur ya donar
Ben vardıkça o gider bezgin düşer yorulur

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Yanmamak Neyin Nesi

Ayrılık külleriyle yana yana kaybolan
Ruhumun defni için bu mezarı aç artık
Yuvalar talan olmuş yavrular feryat figan
Acze düşen ruh ile derbederlikten bıktık

Önüm uçsuz bucaksız açıkta bir mezarlık
Yığın yığın insanlar leş kesilmiş bakıyor
Tutmuş ihanet beni ruhuma verir darlık
Yüreğime acıyla kan, irin, yaş akıyor

Dünyanın alçak malı meftun etmiş alçakları
Çelimsiz benliğimde ihanetten iz durur
İnsanı hayvan eden dünyanın kirli varı
Dava diyen riyakâr insanlıktan dem vurur

Sinende sızı mı yok yanmamak neyin nesi?
Mahremimdin el gördü esrarın bitti sevdam
Kimlere ne diyerek sorayım seni şimdi
İliğimle kanımla dünyamı tuttu akşam

Bir sızılı yürektir narına düşüp yandım
Dağlar taşlar dereler görmez tanımaz bilmez
Önüme dünya çıktı şeytanlara inandım
Ölmeye geldiğim dünya ardıma düşüp gelmez

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Cennet Kokar Çanakkale'de

Baharda kuş sesleri gelmez Çanakkale’den
Edebinden dört büklüm kayalar secde eder.
Irmakların denize inişinde kan kokar
Sabahları kıtalar ötesinden ses gelir
Baharda kuş sesleri gelmez Çanakkale’den

Karanlığa karanlık ulanır zamanlarda
Işığa dudak büken irin ruhlu eşkıya
Toplamış toplanmışlar kıtalar ötesinden
Bakışları öfkeli, yüreğinde kin kokar
Zaman tarihin izini silmez Çanakkale’den

Anadolu kahırla sitemli bakar şimdi
Ak poşulu gelinin yaşmağına kan düştü
Parmaktaki kınalar karardıkça kararmış
Denizden ateş yağdı, toprağa civan düştü
Sükuneti şerefi, sabrı alın yazısı
Her haneye cepheden ateşli figan düştü
Ehli küfür dersini almaz Çanakkale’den

Bir ananın ocağı yavrusuyla tüterken
Çarıkların bağında parmakların izi var
Ceylanların terk ettiği dağlarda yanıyor
Bir köy kızının gönül tutan aşkı sevdası
Bir ananın böğründe körpe yürek kanıyor
Çelimsiz bedenlerde yüreğin saklı hası
Hiçbir yiğit çekinip kalmaz Çanakkale’den.

Çanakkale bir devin yaralanıp döndüğü
Çanakkale, zalimin zulmü ile yandığı
Çanakkale, imanın ateşleri yendiği
Çanakkale milletin öz haline döndüğü
Bir mübarek zaferin tarihteki adıdır
Çanakkale Malazgirt zaferinin yadıdır...

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Gitme Gidilmez Gülüm

Yalnız yürümeliyim sırları çözülmeden
Kimseye görünmeden arkada iz koymadan
Bir yabancı gönüle duyulup sezilmeden
Yürümeliyiz gülüm caydırmadan caymadan

Kıskacına düştüğüm talihin tarihinde
Kim bilir kaç sevdalı yıkıp geçmiş tahtını
Kim bilir kaç yara var tarihin talihinde
Kim bilir ümitsizce kaçı bozmuş ahdini

Yol bezginlik götürmez sabır yoksa gidilmez
Asılsız kelimeler dileklerden ıradı
Kökten kopan ağrılar hiç tedavi edilmez
Ağrıların düşün/de nedir acep muradı

Sahile düşen umut kaç Yunus’un kaçkını
Gitme gidilmez şimdi gül mevsimi gönlümün
Sevdaların hançeri parçaladı kaç kını
Kaç sevdalı çekerken hasretini ölümün

Öldürdüğün sevdanın başucunda şiirler
Hatıralar ölümdür hatırasız yürekte
Ölürken bir kulak ver son nefesinde ne der
Gitme gidilmez gülüm hicran vaktini bekle

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Sükûtla Büyür Elem

Elemim beynimdeki her şeyimi bitirir
Teslim olan ruhumun mezarlıktır meskeni
Böylesi hain sükut başa bela getirir
Bir haince susuşa feda etmişim seni.

Sustukça ruhumdaki sevdalardan kaçmışım
Ya utandım ya korktum sahip çıkmadım yurda
Hainin gönlündeki işgale amaçmışım
Tavşan gibi burkulup bekleyip kaldım burda.

Gözümdeki gözyaşı başka gözler bularak
Birleşseydi sel olur yıkıp geçer her bendi
Bu daracık ufkumda korkup zelil olarak
İçimdeki korkular aşkı sevdayı yendi

Kırk dağ bin dere geçtim yorgunluk ne bilmedim
Çığlıklar korkuların yüreğinde eridi
Yurduna çıktı hain utanmadım ölmedim
Hâlbuki yüreğimde ne sevdalar var idi

İçimde büyür elem saklanır kendisinden
Gözyaşlarım bağrımda kara diken büyüttü
Ne beni soran oldu ne derdimi dedim ben
Yüreğime inerek derdi döken büyüttü.

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Acıların Havuzuyum

Soluk benizler yanık güzelliği yerinde
Sayılı yıldızların her birinde o büyür
Mihnetin acıların ağrısıyım şimdi ben
Kalk, geceyi öldürüp sabaha karşı dur
Çaresizliğin çaresi umutsuza umut ol.

Uzaklara götür beni ak benizli güzelim
Ne kadar ışık varsa şekillensin yüzünde
Gideceğim mekânlar ateş olsun kan olsun
Acısın artık dünya üstünde öksüzüne
Yürüsün yüreğinde sevgiliye giden yol.

Bir yanılgı içinde suçlarıma yöneldim
Tek kişilik ölümler artık açmıyor beni
Bir arınmış alemden silkinip çıkıp geldim
Ama burda görmedim gördüğümü göreni
Kemiklerimi yakar sırtımdaki bu vebal

Ay nurun içindeki hallerini ne bilsin
Zanneder ki kör nefis parmağıyla ay böler
*******i düğümlenen sihirlerden değilsin
Kuş dolusu dünyada gönül bir kanat diler
Taşıyamaz yükümü benden gayri kırk hamal.

Döndüğünde yüreğim güz gününde şenlenir
Mantarlarla tıkalı şişelerde sevdalar
Susuz kalmış bir serçe dal dibinde dinlenir
Diktiğim fidanları kendi ellerim yolar
Yürüdüğün yol zalim gitme gel yurdunda kal.

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Acır Sanma

Bu ahı işiten duyan acır oldu halime
Gösterme gönülsüz yâre gamlara sarıp beni
Acımayı unutmuştur su değdirmez gülüme
Acır sanma o vicdansız bu halde görüp beni

Görüp beni acıyarak baktırsaydı yüzüne
Yer kalmazdı yüreğimde bunca gama hüzüne
Belki gönlü kederlenir görünmeyim gözüne
Çiğnetin yâre bedenim toprak gibi serip beni

Bedenim de gizli yara ağrısını çekerim
Ağrılara ilaç diye gamı derdi ekerim
Yar aklıma geldiğinde içime kan dökerim
Bu hicrandan kurtarın yar iline sürüp beni

Toprak bana imrenecek yar bağrıma basanda
Yar cevrine sabreyleyip ateşlerde susanda
Geçer zaman erir ömür hal kalmadı Hasan’da
Çekti gitti can yurdundan bıraktı garip beni

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Aç kapını hasretim

Göveren göceklere gönülden bakıp gördüm
İçlerinde sabreden kahraman bir çekirdek
Tırnakları hayatın sinesinde büyürken
Harâmiler elinde bezgin düşer bir yürek
Kaldırmış parmağını sana şahadet eder.

Camekânlar örterken saksılarda isyan var
Toprağında sevimsiz yaratıklar gezinir
Kalbimi işgal eden senden ayrı sevdalar
Senin olan mekânda sensizliğe ne denir
En mukaddes duygular şeytana doğru gider

Sonu gelmez zamanlar derdi bana yüklüyor
Put kesilen hayaller ismin ile yıkılsın
Bir gönül var ki benden belki sevgi bekliyor
Tükensin senden gayri bende her şey yok olsun
Sana tutkun gönüller senden gayrisin nider

Çok gönülde aradım o mübarek sevdayı
Her beşerin yüreği kendi saçından kara
Kimi tuttu kapıda kurarken boş hülyayı
Kimi benle eğlendi oldum arsız maskara
En hoş bildiğim gönül benim için kin güder

Ellerim uzanmışken itip geri çevirme
Aç kapını hasretim sevdan ile erisin
İnandım ki sen varsın yok olana yol verme
Sen bütün noksanlıktan eksiklikten berisin
Açtığın nur gözeler ağrımı teskin eder

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:40 PM

Adımı Aklında Tut

Sancı saran yüreğimde sen varsın
Issızlaştı dünya
Mehtabı zifte bular efkârımın karası
Ağrımı tutan eldin yaramı saran eldin
Sahte çiçeklerde güllerin maskarası
Sahte çelenklerde donuklaşan efkârsın
Burkulan mevsimlerin neresinde gül açar
Ne zaman biter beynimi yoran fasıl
İklimlerin baş ağrısı ayrılık
Baharların şevki umut
Ne olur ey muhannet
Adımı aklında tut

Yoksun bu gece
Radyoda şarkılar sensiz anlaşılmaz, duyulmaz
Bir resim var duvarda mağrur
Donuk hayalinden bıktım, bakmıyorum
İçinde öfke büyür, gözlerinde gurur
Bir heybetli kulede esir yürek
Burada yanan bir kul var.
Yok mu dedim ne
Ne demek yok.
Aha bu el sensin, aha bu baş sen
İçimdeki derin sızı, ağrı, acı, telaş sen.

Sana ağladığım zamanlar
Kahrediyor sevdiğimi bilmemen
Bir hain sandal çeker derinine göklerin
Yıldızlar benimle döner
İşte senden kalan tek mısra
Kaç gündür gam dolar bestelerimde.
Gel, dediğim zamanlarda
Yere çakılan gök kuşağı yanardı
Omzumda dünya yükü mihnetlerle koşardım.

Yürüdüğümüz yolarda
Yalnızlığı gel de seyret
Gel de gör sensiz yanan suları
Gel zaman yaşlandı, bizler yaşlandık
Bir sevda yoluna yandıkça yandık
Gel, yol başında tuttuğun el bekliyor
Bülbülden sakındığın gül bekliyor
Hasretin gözümde yaş, gövdemde ter
Bekletme her şeyinle beraber

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:41 PM

Ağıt Renkli Velvele

Göklerin ağıt rengi içimdeki velvele
Mahzundur mahzunlaşıp derdiyle yanan kullar.
Kaç asırdır perişan her gönülde bin çile
Zamanın mihenginden geçer nice kof pullar

Tükenmişim yokluğun var bilinen yerinde
Kaybettim merhemi yaram sızlar derinde

Her varlığın yüreği seher vakti çağlarken
Bu mücrimin yüreği kırk çıkında saklıdır.
Sana tutkun âşıklar sine yakıp ağlarken
Bu mücrimin yolunu kesen cılız aklıdır.

Aklıyla yol arayan cahilden iz sormuşum
Çakıldığım mekânda kırk senedir durmuşum.

Kırılmış oyuncaklar görünmüyor çocuklar
Geçmişin izbeleri geleceğe mum sürer
Bir yıldırım hızıyla var sandığım o yoklar
Alır beni götürür herkesle birer birer

Eşiğinde durduğum öz mekânım açılır
Bir gün olur, an gelir o mekâna geçilir

Özlediğim anların acısıyla mutluyum
Yaralarım yar diye ağlarken ben yanarım
Ummanların özünde zerreden umutluyum
Kan koymasın bedende boşaltsın göz pınarım

Ne mübarek hicrandır ateşi bahar gelir
Ne mübarek acı ki bitiminde yar gelir

Hep suskun yalnız gezdim hasretin arkadaşım
Nefsimin tat verdiği şeytanları büyüttüm
Çırpınan günahları örselerken gözyaşım
Hayat denen oyunda ne ütüldüm ne üttüm

Meskenete yatkındır ruhumdaki ağrılar
Sana gönül vermenin bedelidir ağrı yar.

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:41 PM

Ağlamaklı Günler Vardı

Ağlamaklı günlerim geldi aklıma birden
Bir köşede bekleyip gözlerimde tuttuğum
Bir kaypak taş üstünde seyrettiğim gözlerden
Bir hatıradır sanki arayıp unuttuğum

Hep o cana bakardım gülüm seni anarken
Taş bebek hayaliydi yergince bir gelinin
Sen olacaksın derdim hasretinle yanarken
Efkarı o an biter gam gönüllü delinin…

Yüreğinde yar kokan şu efkarlı aşığın
Ağladığı zamanlar mutluluğu başkaydı
Bir vuslat hayaline ah-ü zarlı aşığın
Her geçen gün ömründen hasretten bir taş kaydı

Yağmurların yağışı senden gelen yelinen
Ciğerime su serper vuslat muştusu sanki
Şu yörede derdiyle gamlı bir kul bilinen
Bu kul senin derdinle bayram eder inan ki…

Ay tuttum yıldızlardan ayrı alıp getirdim
Gönlümdeki karanlık o sebepten ışıktır.
Ağlamaklı günleri o günlerde bitirdim
Her şeyi şahit tuttum bu kul sana aşıktır…

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:41 PM

Ağulanmış Bir Nesil

Bende büyür benim içimde bensiz
Bana düşman olan, zehir sevdalar
Bana beni benim gibi anlatmaz
Türküler boğulmuş, fitne yürekte
Türküler nefsimi günaha salar.

Zamanın ufkunu saran güneşler
Meyhane yıldızları revaç buluyor
Hayaller boyalı fahişe dolu
Kuytularda sanat ehli gariban
Neslimin üstüne zehir soluyor...

Küfrün geleneği gelecek bizde
Beynimize yağan, yağmur ihanet
Yalnızlığa düşmüş, sanatım hasta
Sana şifa nesil, doğdu doğacak
Diren ahlak, ilke, şeref, haysiyet

Ağız çakal ağzı, sözler ********
En güzel ezgiler, kepaze olmuş
Duygu benim değil, idrak yabancı
Söyler, niyetini, gizler ********
Her taraf iffetsiz, arsızla dolmuş...

Gamzeleri dolgu, yüzleri boya
kadın şuurundan sürgün kadınlar
Bizdeki ayşe’ler, böyle değildi
Kaybolur sahte, yıldız yapılan
Doğarsa ufuktan bir gün kadınlar

kadın edep, haya, erdem ehlidir
Çılgınlık kadına, nasıl yakışır
Mutlu yuvaları, yeren zihniyet
İçki masaları, şehvet esiri
Ezilen kadınlar, orda kokuşur

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:41 PM

Ah Bu Sevdalar

Yıktığım hayallerim oldu bir zaman
viranelerinde dolaştım yıllarca
bir baykuş kimliğine büründüm
bekledim harabelerinde sevdanın
şom ötüşlerimle incittim umut taşlarını
bilemedim kıymetini sevdanın.

Baktığım hayaller senin oldu sonradan
Tutmak istediğim eller senin ellerindi.
Uykuların göz kırparak kaçtığı *******de.
Kalemim seni yazdı, şiirlerimde sen oldun.
Bir sancılı gönülle yürüdüm ıssızlaşan dünyada.
Ağladığım vakitlerde ağrıma sebep sendin
Kıytmetini anlamadın sevdanın...

Uzaktan uzağa bir selam aradım
Bir tatlı muhabbete kaynak olacak bir söz,
Sevdim, diyebilen bir gönül, bir ses
yağmurların yağışıyla yeşeren bir hayal,
damlaların vereceği bir tatlı haber...
Yok, yoksun, sanki seninle tükendi herşey...

Benden ötelere yürüdüm bensiz...
Yıldırımların ışığına düşürdüm gönlümü.
Ölümlere çağrı yaptım türkülerimi...
Ödünç aldığım umutları geri istedi kader.
Ah bu beni sana yakan sevdalar...
Sana yalan göründü saklayarak özünü.
Dudak büktürdü kendine...
Senin sen olmadığın zamanlarda.

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:41 PM

Ahım Sana Varmasın

Ne kadar gücenip kırgın baktın gülüm bana
Gözlerimde fısıltı yüreğimde velvele
Uzaklarda mıhlanmış sana bakar yüreğim
Başımın ağrıları tekmelerken beynimi
Çağlayanlar akıyor içimde senden yana
Karşımda iki âşık bak gidiyor el ele

Sigaranın zehrini ciğerim yudumluyor
Boşluğa attığın gün yıldızlar kovdu beni
Terkedilmiş birini yârden gayri kim tutsun
Çaldığım tüm kapılar bir bir gösterdi seni
Anladım ki güzelim sensiz hayat olmuyor
Baş koyup eşiğine durup beklerim seni

Çok sevmişim hem ne çok rakamlar şımarmasın
Boşa geçen anların vebali bende şimdi
Hayallerin bağrında gözlerimi uyutsun
Bu sevda yollarının acılı hatırası
Belki gönlün incinir ahım sana varmasın
Geçmesin hafızandan yanıp yaktığın kimdi

Anladığını bilseydim ağlamaya gelirdim
Sinenden akıtırdım gözlerimin yaşını
Sersemliğin bedeli aşk hukukunda neyse
Kur gönlüne divanı kes cezamı infaz et
Senin verdiğin karar elbet adil bilirim
Kazandığını söyle bu sevda savaşını.

Her yanı sardı gamlar bir nefeslik yol vermez
Açılan kollarıma yar gücenmiş gelmiyor
Ay gecenin tutkunu ben sevdanın yolcusu
Samanyolu muhannet ışığını göstermez
Uzanırım seraba benden kaçar el vermez
Yar uzakta eğlenir ne haldeyim bilmiyor

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:41 PM

Ak Kefenli Yiğitti

_________Sacit Çeyiz’in ruhaniyetine___________

Unutmadım, ak kefenli yiğidi
O yiğit ki, yiğitlere bey idi,
Otağında, bin can gelir dururdu

__________Mor belikli, yavukludan ıradı
__________Koç yiğidin, burda kaldı muradı

Elindeki, çağlar aşan nur kitap
Dilindeki, çağlar öteye hitap,
Ruhu ile, canlı tutar bu yurdu,

___________Kurt bakışlı, kara gözler karardı,
___________Kara beniz, vuslat için sarardı.

Leyle-i Kadr, en mübarek muştu da,
Hayalinde, semenderler koştu da,
Gelip yolun, en başına oturdu.

___________Hak yoluna, gitmemeyi ar saydı,
___________Ölür müydü, menziline varsaydı,

Yanık gece, yarasına kor verdi,
Vatan dedi, daha başka ne derdi
Hayalini, Kafdağı’na götürdü,

___________Dedem Korkut, otağından yer verdi
___________Bilinmedik, esrarından sır verdi....

Tehlikede, vatan millet yanıyor
Bir nesildir, uykudan uyanıyor,
Sevdaları, bir sevdada bitirdi,

____________Bir sabahtı, kırk bin melek niyazda
____________Dualarda, huşu, dua, dilek niyazda.

Ak göğsünde, kızıl desen, nur oldu
Bu yolculuk, tarihe gurur oldu.
Yoldaşları, yol başına getirdi

____________Yol kesildi, destur istedi kader,
____________Destur Hak’tan, inne allah-ü ekber.

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:41 PM

Akperçemli güzel

Akperçemli güzel.

“Bu bahara sitem ettim dert yandım,
Yarin yolu benden ıradı şimdi.
Bir gün bile doya doya sevmeden,
Aşkı el gönlünde aradı şimdi.

Yüreğimde perçemli bir kuş vardı,
Konduğundan beri bana ile ağlardı.
Kanadından ağıt döküp canıma,
Gözyaşıyla yaralarım bağlardı.

Yıkamıştım gönül sularında bir zaman,
Kurutmuştum sevdaları gönlümde.
Bu gidiş, bu ayrılış, bu sökülüş,
Korkarım ki gün koymadı ömrümde….

Nilüferler seyrederdim yanaklarında,
Bakışlarında bin türlü yara izi,
Tutmuş yıllarca sevgi adına,
Sevgiyi bilmeyen her sevgisizi…

Bir gece ayrılık türküsü geldi dudaklarıma,
Söyledim, inledim, en gamlı haliyle.
Sormak bile ölüm oldu,
Bu ayrılık nasıl oldu, ne diye…

Sevdamızı kaybettim sokaklarında,
Yalnızlıkla dolaşırım el ele.
Koparılan bir kırık gül,
Uçup giden yaralı kuş,
Nereye kondu bilmiyorum,
Biliyorsan söyle Kırıkkale…

Teselliler tecellinin önünde,
Bir zerre kadar küçülerek eğilmiş.
Benim diye can evimde tuttuğum,
Bilemedim,
Meğer benim değilmiş.

Bulduğu gönülde nasıldır yeri,
En huzurlu mekanları buldu mu/
Ellerimden ayrı düşen elleri,
Yaban elin avucuna doldu mu?

'Sen yoksun artık yüreğimde',
Diyebilmem ölüm gibi zor şimdi.
Onun için yıllar yılı yanarken,
Gamlı gönül yar gönlünde hor şimdi…

Yolun açık ola perçemli kuşum,
Sevgin benim ile gider ve gidecek.
Dönüşünden kesilirken umudum,
Bir veda busesi bile çok artık bana,
Sessiz sedasız bir gönüle gir, şimdi…

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:41 PM

Al Beni

Dünya denizinde karıştı yönüm
Senden gayrisinden caydım al beni.
Kaç cephe kaç cihet varsa terk edip
Hak yöne edeple uydum al beni...

Bir zaman sevgiyi kulda aradım
Huzuru beşerî yolda aradım
Bu sebepten asra kurban muradım
Gönlümde dünyama kıydım al beni

Al beni bu dağlar harami dolu
Her düşen şaşkındır bulamaz yolu
Yağıyor başıma yağmur kar dolu
İhlâs libasını giydim al beni

Muhabbetim eksik düştü artmadı
Nefis gaflet perdesini yırtmadı
Ölçüler ölçmedi, tartı tartmadı
Aşkımı mizana koydum al beni

O aşk ile gönül gama pes dedi
Sükût etti söyleyene sus dedi
Yalnız seni sevdi seni istedi
Her şeyi soyundum soydum al beni

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:41 PM

Alçiçek

AL ÇİÇEK


Yar gönlünde açılmanı beklerim,
Ne zaman uğrarsın yaza al çiçek.
Sen açarsan viran gönlüm şâd olur,
Fazla heves etme naza al çiçek.

Sen sevmişsen, seven gönlü bilirsin,
Sen kendini, dost gönülde bulursun
Saksılara inme, çürür, ölürsün,
Dağlar mesken olsun size al çiçek.

Aç gönlünü, yârin gelmek isterse,
Gönlünde misafir olmak isterse,
Bir hoyrat gelirde yolmak isterse,
Diken vur, değmesin öze al çiçek.

Koy bülbülü, gelip sende şakısın,
Kızlar, halısına seni dokusun,
Aşığa ilham ver şiir okusun,
Başlasın efkârla söze al çiçek.

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:41 PM

Alışamadım

bir kış boyu gece,
sabahların ürküttüğü kuşlar
teknelerde salkım saçak
martıların sisli sesi
ciğerimi vahşice döver
denizin sabah nefesi
____________alışamadım

yayla yollarından geldim
betonlar yorar beni.
tırnaklarım sızlamalı/
parmaklarım
üşümeli ayazından suların

güzel keklikler uyandırmalı
horozlarla beraber
anam gelmeli başıma/
nem kokulu çaylar
acımsı şekerlere acıyarak
erimeli gamlarımla beraber.

kuzular çıkmalı ağıldan
anasından ayrılırken;
gözlerinde nem
yüreğinde gam
beklemeli
uzayan/ geç gelen akşamı

dağlardan inerken;
güneşi gönderip
vuslat vaktine/
hicran türküleriyle
nağme döken koyunlar.
acısız gönüllerle
_________tanışamadım
alışamadım, alışamadım...

GooD aNd EvıL 04-14-2009 04:41 PM

Ali Ekber Çiçek

.
Muallakta hayal tuttu, can tuttu
Dost gözünde hayal oldu düş oldu.
İçini sarınca derdi sevdası
Leyla dedi mecnunlara eş oldu

Pir sultan, Nesimi, Karacaoğlan
Nice aşık mızrabında buldu can
Gözü menzilinde gönünde heycan
Yandı yürek gözlerinde yaş oldu...

Mihnet çekti, gam dağında yoruldu
Aşk çayında aktı aktı duruldu
İnsanlığın çamuruna karıldı
Nar içinde katılaştı taş oldu.

Dolandı dost için oldu pervane
Aşk meyinden oldu deli mestane
Zamanede bulunmadık efsane
Can ehlinin sarayına baş oldu...

Ömür boyu sazı durdu yanında
Aşkı ile sızı durdu canında
Sabah seherinde bahar gününde
Kanat vurdu ak kanatlı kuş oldu

Töreye sadıktı, millete aşık
Anadolu irfanında bir ışık
Derviş gönüllüydü dostla barışık
Kırkların cemine indi hoş oldu.

Hasan Ulusoy'um bu boş dünyada
Deli devre dönen sarhoş dünyada
Bir ışık eksildi şu loş dünyada
Çekti gitti dost ceminde eş oldu...


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:10 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.