![]() |
Yüksel Nimet Apel
Ademin Rüyası
Şu ömür dediğimiz şey Bir geceyle bir gündüz Yemek içmek uyumak Ağlayan nar gülen ayva İşte böyle bir dünya Adem rüya göresi Havva hayra yorası Göz açıp kapayıncayadek Geçer ömrün yarısı |
Adile teyzemler
Dolaşmağa çıktım yıllar sonra bir gün Bizim sokakta,mevsim sonbahardı yine Denizde tek tük sandallar vardı Önceleri evimiz burada Üsküdardaydı Çocuktum ayrıldığımızda Hep buranın hasretiyle yaşadım Rüyalarıma girerdi bizim sokaklar Ve bu sabah çaldığım o kapıdan Beklediğim olmadı hiç ses çıkmadı Aşina bir yüz vardı aklımda kalan Defalarca çaldım kapıyı açan olmadı Ayak sesleri gelir gibiydi içerden Belki de mazidendi o sesler Oturup kapının önünde ağladım Kimselere sormaya gerek duymadım Besbelli onlarda bizler gibi buradan Taşınmışlardı Adile teyzemler |
Ah İstanbul
İstanbulda bir kadın Sordum dedim nedir adın Sana ne adımdan dedi Bana laf atmakmı maksadın Hışımla ayrıldı yanımdan Sonra tekrar geri döndü Adım İstanbul dedi |
Ahenk
İklimim olurdun rengin rüzgarın Fermanım olurdu çatık kaşların Dermanım olurdu seven bakışların Neyöne aktığını bilemezdim ben Bazen yağış olurdun yağardın Şimşeklerde çakardı Yildırımlarda düşerdi Bazen tam zamanında yağıp Rahmet olurdun gönlüme Seni nasıl seveceğimi bilemezdim ben Sönmeyen ateşten gömlekti sevdan Aslında kendinleydi bitmeyen kavgan Yeşil gözlerinde fırtınalar koptuğu an Ne yana bakacağımı bilemezdim ben |
Al güller
Ağlama annem ağlama Bir mayına basmışım Vatan için şehit olmuşum Başımda ağıt yakılmış Al bayrağa sarmışlar Göz yaşı dökmüş tertipler Onlar da ağlamış komutanlarım Kabrimden dumanlar tüter Arşa ulaşır ahlarım Öldüğüme gam yemem de Sana ev alacaktım O yeni eve birde gelin Bağlayıp ağzını elin Biz de murat alacaktık Annem annem canım annem Korkmadan göğsünü gere gere Gardaşımı da gönder askere Şehit şehit olmaz boş yere Hergün bir tas su dökün yeter Üstümde açan güllere |
Anlat bana neydi o
Neydi o şey zaman zaman Ömrümüzden gelip geçen Bazı duraklarda rasladığımız Peşinden koşarken yakalayamadığımız O tanıdık yüz o tanımadık yüzler Biz hepyerinde duran bir istasyon Ve başlarını çevirmeden Gelip geçen yolcular Onların acelesi var gibiydi Her takvim yaprağının Aldığı bizden ömrümüzden Dalga dalga yayılan İçimizden taşan o şey Denizlerin dalgalarından Takılıp kalan mavnalara Martıların kanadında Bir meltem gibi esen Ve her akşam Kapımızın önünden geçen sen Süzülüp sessizce giden gemi Yelkeni ipekten tülden dokulu Miski amber kokulu Ve uzaklar Oysaki sen ne kadar yakınımda O kadarda uzağımdayken Başımda esen o şey ne ise Bir ilahi gibi huzur veren Aşk gibi terennümeden |
Askerin Anası Zilha'dan Oğul Nizamettin'e Cevap
Oğul oğul balım oğul Sen bilin gari halim oğul Sen gidenden beri İki gözüm iki çeşme İyi yazmışsın emme Yapma oğul derdimi deşme Bir gelin alıp da Muradın göremedim Sağa heç kimseyi Yakıştırıp da Heç kimseyi sevemedim Aşağı köyden bi gız gelmiş deyiler Zabahnan gedip onu görecem Beğenirsem o sahat isteycem Kara gözlerini sevdiğim guzum Oğlum oğul balım oğulum Ben de mektubu mu Şu bizim Hatceye yazdırıverecem Oralar nassıl garlar galktı mı? Gomutanlarına saygıda Gusur etme emi guzum Sen gidenden beri Gözüme uyku girmez oldu gari Gaç zaman var uykusuzum Bi gelen olursa yanına Sağa bekmez gönderiverecem Yohsam o soğuklara Nasıl dayanıverecen Gonşular hep selam edi Fatmanın Nurgül de adını andıkça kıkır kıkır güli Doğru söyle oğul yoksam Gönlün varmıdır o gızda Allahın emriyle bu gış da geçer Bi çabuh baharsın yaz da Hele bi gel guzum Hele bi tezkereni al Davul zurnaynan garşılayacahıh seni Şanlı şerefli guzum Sen beklersin he? İrahat uyumam lazım emme *******i uyhu girmez gözüme Üşüdü mü garnı açmı Bilirim orda aç gomazlar adamı Ana yüreği işte Sevdiginbi yemek yaptımsa İçim sızlar yiyemem Lokmalar boğazıma dizilir Ölmeden bi daha görürüm İnşallah seni kimbilir Allah bilir |
Askerin Anasına Mektubu
Vanlıyam anlıyam şanlıyam Askerim ana Canım kurban olsun vatana Ana burası bir okul gibidir Herşey vardır burda Çok güzel çıkıyor karavana Manası nedir bilmiyrem ana Ama sonunda ana vardır Burası asker ocağı Ana kucağı Baba ocağıdır sankim ana Hiç kederlenmeyesen İkide bir çıhıp gelmeyesen Gardaşlar, arkadaşlar Bi de hemşeriler hepsi bir eyidirler ki sorma Sorma ana ben burda Rahatam kilo almışam Değirmi olmuştur sıfatım Eline sağlık ana eyi gelmiştir Ördüğün yün çorapların Bu gün nöbetçiyim ana Yarına Allah kerim Ben şanımla şerefimle Bu vatanı da sizi de Sizi de ana bütün gadınları Bütün bebeleri sayki var Hemi de dedeleri beklerim Duaların yeter ana bana da onlara da Bu gün nöbetçiyken Hasta bi gadın görmüşem Hemi de sohbet etmişem Sanki seni görmüşem Gene yazdıraram ana Aha burda çoh iyi Çoh iyi mektup yazan arhadaşım var ana Gönderdiğin çorplardan bi dene de verdin ona Hadi ana emanet olasınız Allaha (senin kuzun Nizamettin Çalkılıç Sarıkamış-Kars 09 Temmuz 2002) |
Aşıkmıydık biz
Sessizce girivermiştin yüreğime Sonra sessizce çıkıp gitmiştin Öyle pek te kısa değildi konukluğun Pervasızca dolaşırdın odalarımda Sessizce başlamıştı gözgöze gelişimiz Bir arada yaşamalıydık ikimiz Sen ben yine sen ikimiz Sanki her gelişimde dünyaya Hayatımın bir diliminde Sen varmışsın gibi geldi bana Gün olurduki hiç konuşmazdık Sessizce kilitlenmiş ellerimiz Sen ben yine sen ve ikimiz Bağdaş kurup Ayten Alpman Şarkıları dinlerdik Şimdi neredeyiz o zamanlar Biz o zamanlar nerelerdeydik Belki de o çok sevdiğin yolculuktasın Dolaşıyorsundur avare Senden bu yürek evine bir şeyler sinmiş Yine gel aziz konuğum Sensiz ne azım ne çoğum Sensiz boynu bükük çocuğum Unutulmaz şeyler yaşardık Sen ben ve yine sen ikimiz Aşıkmıydık biribirimize biz |
Aşk olsun
Biz seninle elele Yan yana can cana Ne oldu da böyle oldu Aşk olsun Biz seninle aşık maşuk Sanki canım bir sarmaşık Yeri geldi gülgülistan Yeri geldi ağlaştık Bir yastıkta kaç yıl dersin Tanrım senin layığını versin Nasıl arkanı dönüp gidersin Aşk olsun Biz seninle geçen yıl Gelmiş geçmiş zamanlarda Ben çapkın sen hovarda Neler yaşadık neler Haydi güle güle ikibin iki Merhaba ikibin üç yılına Sağlığa ve mutluluğa Merhaba merhaba |
Aşkın rengi
Yaz kalem yaz Yare gidecek bu mektup Yazmaz olursa kalem Bitti sanmayın kelam Sürerim elime boya Seni kağıtlara nakşederim Kah gül olursun Kah nergis Kah lale Kah menevşe Postalarım dosta eşe Atarım imzamı bir buse ile Gönül yari özlerse Bu da bir vesile Yalnızlıktan kapılırya İnsan yeise Ya yazar ya çizer Ya da alır eline bir fırça Dünyayı bile boyar aşkın rengiyle |
Avaz
Avazım çıktığı kadar bağırsam Ağlarmı bulutlar Unufak olurmu yalçın kayalar Yıkılırmı iskambil kağıtlarından Hayalimde kurduğum evler Benim gibi incinirmi Her iki yaka bende bir fiyaka Sormayın gitsin adın ne Kimliğin ne sen kimsin Şu çok övündüğün dürüstlüğün Para edermi sen ne diyorsun İn şu kaf dağından Ayakları yere bassın Tut şu ninenin elinden. nine ben Yürümene bak yine yollar tuzak dolu Aç gözünü aç uyan rüyalarından Niye bu akşam saatlerinde Hüzünlü şarkılar cocuk gönlüm Bu gün bayram değilmi Bu gün yirmüç Nisan Neşeyle doluyor insan |
Ay Ay Ay Dolunay
Her akşam başka başka Değişken bir yüzü var Davet ediyor aşka Birgün altın bir hilal Başka bir gün dolunay Arkadaşı yıldızlar Bir sevgili gibi sanki Cilveli işveli bir yar Bazı ******* umut veriyor Bazen hiç görünmüyor Romantik bir aşık o Çok dost çok da vefalı Israrla bekliyor çoğu akşam Aydınlatıyor sevgilinin yolunu Arkadaşları öbek öbek bulutlar Çok eğlendirir onu Dans ederek yağan kar Islatır bazen de yağmurlar Göğe iliştirilmiş umudun yüzü Ne dili var ne de bir sözü Ama konuşmadan da Anlatanlar var |
Ayna
Sana kendini gösteren Bir ayna olduğumda Bir bak kendine ne kadar Ne kadar güzelsin Her ne kadar her güzelin Bir kusuru vardır deseler de Yanlış hesap Bağdattan Döner hendesede İnanma kusur inan ki Sana bakan gözlerde Ben de beni arasam Gözlerinde bulurmuyum Kurusun huyum Senin de benim seni Sevdiğim kadar sevmeni İstesem reddolurmuyum Günaydın yazmıştım evimde ki Tüm aynalara ilk uyandığım da Bir de sen olsan ya Aynaya baktığım da Bir ayna olduğum da Sana kendini gösteren Çıplaksan eğer uyku sersemi Ben seni giydiririm üşüme diye Sen belki de beni tanımazsın Değer bile vermezsin Ben gibi serseriye |
Ayrılık
Ah yine ayrılık yine ayrılık Yine ayrılığın mevsimi geldi Zaten yüreğim köz köz olmuştu Birde ayrılığın kurşunu deldi Her mevsim bu zamanlar Hep tazelenir bu anılar Hep terkederde gider o canlar Yine kader beni yerlere serdi Yüzüme güler diye feleğe kanıp Benimde bahtım değişti sanıp Her gül yüze söze aldanıp Nimeti işte bu yaşa geldi Geçermi ******* böyle uykusuz Çöllerde kalmışım yanmışım susuz Yüreğim umutlu gönlümse arrsız Nimeti nereden nereye geldi |
Ayşe Özgü ne
Öğrettiniz elele tutuşmayı İnsanca bakışmayı Açılıp saçılmadan da Şık olmayı Hep yanlış şeylerden utandık Safsatalara kandık Biz yiğitliği Kaba güç sandık Uyandık Sevdirdiniz sohbet etmeyi Utanılacak yerde Sükut etmeyi Yoksa utanılacak bir şey Karşı çıkmayı göğüs germeyi |
Aziz konuğum
Gönlüme misafir ol Ebediyen orda kal Heran gidecekmişsin gibi Titresin yüreğim Sonra beni benden al Benliğim kalmasınki Seni incitmiyeyim |
Babam a
Annemi çok çok severim Babam duymasın Ne şairler tanırım bu memleket te Ne annemi ne babam yazamadılar Bilemezsiniz ben babamı Ne kadar çok ne kadar severim Annem duymasın Birgün anneme şöyle sormuştum Anne Allah babamdan da mı büyük Tabii ama baban iri yarı adamdı Derdi annem Rahmetli mezara sığmadı Onu fotağrafın dan tanıdım Annem tanıttı buydu dedi senin baban Ne annm duyar şimdi ne de babam Ot bitti kabirlerin de Şimdi hiç kimse yok babamın Yerine koyabileceğim Çocukken bana bozuk paralar verirdi Bisiklete bindirirdi Yoksa annem mi anlatmıştı Kollarım kabarmıştı Babam diyerek ağlamış Uyuya kalmıştım |
Ballıbaba
Çiçek açmış ballıbaba Yalancı bahar gelmiş Şehitlerin mezarı Şimdiden yeşillenmiş Bir yanık tını geliyor Sanatçının orgundan Gülüyor genç bir adam Büyük şehir morgundan Gazete televizyon Depremler ve erezyon Yollar kapalı kardan Buz gibi hava ve don Onlar ölmedi yaşıyor Ekranlardan sitemle Gülümseyip bakıyor Sen istediğince bağır İnsanlar ilgisiz sağır İnsanlar acımasız İşte her şey ortada Ağlayamaz oldu Taze şehit anası Gizlenmiş yüreğinde Acının fırtınası Sevgi silebilirdi ancak Yüreklerdeki pası Sattılar sevgiyide Sokakta gün ortası |
Bayat Hayat
Saçlarım buğday tarlası Tenim duvar badanası Midem ecza dolabı Sindirmiyor kahrolası Sesim dağlarda yankı Bakışlarım güneş şavkı Gövdem sanki savaş tankı Sağolmuyor sağolası Pamaklarım parmaklık Boş oturmak ahmaklık Hayat sanki bir anlık Bayatlıyor gün ortası Gözlerim fotoğraf makinası Burnum saklı bir radar Ellerim yurdumun haritası Yüreğimde aşk denklemi Ezelden ebede kadar |
Bekle gör
Evde ne var ne yoksa Toplayıp gittim pazara Pazarcılar gibi çağırıp çığırdım Hatıralarınızı yakıp yırtın satın Diyipte mezata çıkardım aşkını Bir bir yazdığın mektuplarını Satacaktım bit pazarında Şimdi artık sen bir hiçsin nazarımda Götürdüğüm her şeyi pazarda pazarlarken Kah deliler gibi gülüp kah ağladım Bir sürü alıcısı çıktı sevdamızın Benimle birlikte ağlayanlar da oldu Suçu yokmuydu bu masalı Böyle yazanında,ben sana zamanında Demiştim demeyeceğim Hepsini sattıktan sonra Terkedip bu şehri gideceğim Bunların lafımı olur senin, Yaptıklarının yanında Sattım tüm hatıralarımızı sonunda Kalbimi acıtacak birşey kalmadı Üzülme aşkımız destan olacak Sağalmaz bu yara sanamı yanayım Yoksa heder olan yıllaramı |
Ben hep ordayım
Ben bir beni ademim Başka bir hayatım mı var Gidip gidip geliyorum Bu eller bu gözler benim mi Benim mi bu hikayeler Bir ordayı bir burdayım Bir savaşta bir sulhtayım Bİr çırağım bir ustayım Ben mi yazmışım bu masalı Kırmızı şapkalı kız bazı kez Bazı da pamuk prenses Kulaklarımda o hıçkırık dolu ses Kaç kalıba girdi isem Kaç sevdaya düştü isem Aşık Yunus belkı de ben Ben hep orda şiirdeyim Tut elimden Yunus kardaş Akmaz oldu gözümden yaş Bencileyin sencileyin Belki toprak belki taşız Ben kimim neciyim neyim Açıp kalp gözümü İsterimki seyreyleyim Seni beni onu bunu |
Bende Seni Unuturum
Yazda geçer aşkta biter Unutulur şarkılarda birer birer Ne Marmaris ne Bodrum'dan Ne adadan ne boğazdan Ne de bir önceki yazdan Tanıdığın o güzeller Sanma ki unutulmaz Unutulur unutulur Ne o şen denizler Akılda bırakır izler Unutulur unutulur Bir daha döndüğünde Sanma burda olurum Bende seni unuturum Ne o debdebeliaşklar Ne o deli dolu yaşlar Sanma ki unutulmaz Unutulur unutulur |
Beni yalnız bırak
Girme kaleme Dikme bayrağını Kale burcuma Bin diyet isteme Şu can borcuma Kalbime nişan Borcuma bir can Alabilirsin Keşke olmasaydı böyle Ateş etmeseydin öfkeyle Kim vurduya gitti Yufka yüreğim Barış bayrağını Şimdi şu tepelere dikte göreyim Beyaz güvercin uçursanda Git beni yalnız bırak |
Bilmeyeceksin
Hatalar yaparak büyüyeceksin Bu dikenli yolda sen de Sen de yürüyeceksin Ben senin sevdiğini bilirim ama Sen seni seveni bilmeyeceksin Bakamıyacağım gözlerinin içine Sırrımı ele veririm diye Yanında iki çift laf edemiyeceğim Elim ayağıma dolaşacak ta Bir türlü bir türlü sevdiğim Seni seviyorum diyemiyeceğim Senin her gülüşün bana hediye Aşkından dönsemde deliye Ağzımdan laf kaçar diye Belkide yanına gelemiyeceğim Son bir armağan ver ne olur bana Çekip uzaklara gitmeden önce Gamzeli yanağından bir gülümseme Ne olur arkamdan vefasız deme Senden niye kaçtığımı bilmeyeceksin |
Bir Hal
Bahçemizde gül har olur Gül dönüşür sevgiliye Ahu gözlü bir yar olur Bülbüller çiledikçe Çileler ahuzar olur Miski amber kokuları Yüklenmiş çiçek dalları Bu alemi görür görmez Vallahi dilimiz lal olur Güneş vurur üzerine Ağaçta meyve bal olur İzledikçe bu alemi Bize de bir hal olur |
Bodrumda
Bodrumda görmüşler seni Birisinin kolunda Haberim lmaz sandın Yakalandın sonunda Yandın sen yandın Yüzüğünü çıkarmışsın İnanki dertte başın Giderken telaşlıydın Anlaşıldı telaşın Yandın sen yandın Güzel bile değilmiş Şu senin yeni hatun Sen kaybettin be şaşkın Çıkma bir daha karşıma Yandın sen yandın |
Bonkörelli
Dolar gözlüm Avro bakışlım Mark ağızlım Sam amca göbeklim Barbi bebeklim Ah benim vah benim ekose yeleklim Ağzında purosu yarim Yanıyor avrosu Havası bulutlu Gaanı gurtlu Makosen pabuçlu Pazusu dövmeli Gömleği sedef düğmeli Bonkörelli Tembelliği yüzünden belli Körolası eve para bırakmamışsın Ocağı yakmamışsın Sütü kaynatmamışsın Finoyu çişe götürmemiş İşe de gitmemişsin Bundan kelli sana İspirto parası bile vermem |
Böyle Tembellik Olmaz
Ah seni gidi seni gidi yaramaz, Al bu şiirim senin olsun Gözün açılsın ufkun genişlesin Hep para kazanmak değil hayat Biraz da başka mutluluklar tat Ne bileyim git halden Bir kasa limon al sat Çık bahçeye bas toprağa yalınayak Ağaçları buda çiçekleri sula, Saçının modelini belki bir de Sevgilini değiştir Ha ne dersin? Şaka şaka Al bir taka Balığa çık ya da bir olta al Deniz kenarında balık avla Ya da sahilde at volta Benden söylemesi senden dinlemesi Dinlemezsin ya bari oku Bari değil mutlaka oku! Yoksa av olursun Saplarlar oku… Öyle boş oturup boş konuşup Boşa koyarsan dolmaz Doluya koyarsan almaz Bir şeyler yapmayı dene |
Bu gün şeker bayramı
(kız çocuğu) Kırmızı rugan pabuçlarım Para dolu avuçlarım Şeker dolu avurtlarım Bu gün şeker bayramı (Irak'lı erkek çocuk) Benim yok pabuçlarım Yalın ayak ayaklarım Kan doldu avuçlarım Bu bando sesi değil Karıştı sokaklarım Ben Iraklı bir çoçuğum Patlayan bombalarla Sağır oldu kulaklarım Bu gün ne bayramı (kız çocuğu) Büyüklerim şöyle diyor Ateş düştüğü yeri yakarmış Duydumki ülkende savaş varmış Dünyada en kötü şey savaşmış Gel biz and içelim Kardeşlik için yemin edelim Savaşmayıp bayramlarda eğlenelim |
Can
Rüyamda ben ölmüşüm Güya kalbim ölmemiş Tıp tıp tıpatıyormuş Adını heceleyerek Ah senden neler çekiyor Bu kücücük yürek Adını senin adını Can can can diyerek Haykırıyormuş Ah yüreğim ah Onu nerde bulupta Alıpta getireyim Dayanılmaz bu ayrılığa Sende ölde bari Canım kalsın içinde Adı kalsın içimde |
Canım İstanbul
İstanbul'dayım geziniyorum Bir de Anadolu'da Birden ta oralara uzanıyorum Bursa'ya İzmir'e Ay ışığı altında bir bağda Hevenkten bir salkım üzüm koparıyorum Bağın kenarında bir korkuluk Bir büyü içinde çoluk, çocuk Üzümlerin hepsi değmemiş Bazısı koruk Biraz ötede bir hayma İçinde iki yağız delikanlı Yavuklularını anlatıyorlar birbirlerine Bir kız, bir genç kız yanık mı yanık Bir türkü tutturmuş Bağ evinden bir hıçkırık duyuluyor Bir velet besbelli Baba dayağı yemiş Zeytin ve yemiş ağaçları Kınalı yapıncaklar Bir romanda okumuştum İzmir'de bağların arasında Bir aşk yaşanıyordu Bu yüzden görmesem bile Şehrimiz İzmir'i severim Kınalı yapıncaklarla da bir bağ kurarım İstanbul'sa bir başkadır biz şairler için Dört mevsim yaşanır bir günde Ay ışığında İstanbul gümüşi bir saray olur Küheylan bir ata binmiş Bir şehzade çıkagelir Bu ne muazzam bir şehir Derken duyulur ezan sesi Biraz ilerde Rum Kilisesi Kınalı, Heybeli,Büyükada Ah güzelim İstanbul Bir eşin yok dünyada Aşiyan'a henüz gidemedim Kanlıca'da yoğurt yedim Kaşaneler çıkmazında evim Başım göğe yükselmiş sanki bir devim İstanbul'da yaşıyorum İstanbul'u soruyorum Ulemalar şehri İstanbul seni çok seviyorum İstanbul'da bir gece Bir yaz gecesi Ağustos Böcekleri ötüyor Ay ışığı vurmuş her bir çiçeğe Hırsız bir müzik girmiş bizim bahçeye Ortancalar, Defne Ağacı, Erguvan Mutluyum ne güzel ne güzel bu an Yaz gecesi müziği bu İlahi bir müzik Ömrümü mutlu kılan İstanbul'u yaşıyorum gerisi yalan |
Dilsiz kurşun
Senin en sıradan duruşun bile Sanki bir kurşun Hep onikiden oldu vuruşun Tam kalbimin ortasın Çektiğim acıdan mutlu oluyormuşçasına Dan dan dan Hiç için sızlamazmı Hiç kalbin burkulmazmı Seni gidi zalim Kim seni benim kadar Kim sevdi kim Nedir senden çektiğim ecir Bir heykel gibiyken Hüzünlü yüzün Neler anlatmak istiyor Bana bu çehre Konuş Allah aşkına Yada git bırak beni Yanlızlığımla asude |
Doğa da ki sevişme
Bak yıldızlar göz kırpıyor Gece bizi selamlıyor Gök yüzünden ışık yağıp Yeryüzünü kucaklıyor Martı balık yarışıyor Rüzgar suya karışıyor Birlikte geçecek bir yaz Tüm canlılar sevişiyor Sevgi duygu dolu gece Yaklaşıyor aşk gizlice Köşe bucak oyun dolu Yaşam güzel sevilince Gece olur rıhtım boyu Canlandırır her duyguyu Süzülür şen bir gemi Aydınlatır her bir koyu Peygamber çiçeği Çoban çantası Çeşmenin başında Bakır su tası Döndürür çocukluğumuza Mağarada su damlası Coşun koşun çocuklar Sizin için tüm coşkular Çöp atmayın kirletmeyin Mavi berrak kalsın sular Mis kokulu yeşil çamlar Reçinesi suya damlar Doğanın cümbüşü ile Aşka gelir hep ozanlar Güneşten gelen sıcak Gölge arar bucak bucak Bir bahçenin cennetinde Yorgun durur bir salıncak Dut ağacı ceviz dalı Yerde yapraklardan halı Tomurcuk tomurcuk her an Yediveren gülün alı Çiçek açmış bayırlarda Kuzu otlar çayırlarda Menekşe Lale Sümbül Dans ediyorlar rüzgarda Doğada geziye çıktık Yıldıza aya baktık Suda yüzen Nilüferle Gölgemizle suda aktık |
Dostum
Dostum İyi dostsun da Her gün bir etiket Yapıştırıp Allayıp pullayıp Yakıştırıp Özüme fiyat biçme Gönlüm deli bir ırmak ki Ne engel dinler ne de bent Birgün olur gerçek beni Sen de tanırsın elbet |
Dön demedim mi
Gül dudaklar kadehine değdimi Bu ayrılık maksadına erdimi Seneler girdi araya Canım beni özlemedimi Mektupların deste deste birikti Sana olan hislerim beste beste birikti Güller buket buket kurudu gitti Benim yarim beni hiç özlemedimi Arayı uzatma gözümü Yollar da koma artık Asır gibi geliyor bu geçen zaman Ben sana kaç defa tez dön Dön demedim mi |
Düş gibi
Yaz geçer kış gelir ardın dan bahar Bereket verir toprağa eriyen karlar Öylesine yoğun yaşanır ki duygular Yağmurlu bir akşam tek başınaysan Düş gibi bir cennetin irem bağın da Takılmış saçı kalmış kader ağın da Doyulmaz vuslata yar kucağın da Bir de hayatının baharın day san |
Eğer aşk olsaydım
Eğer pilot olsaydım Uçururdum seni göklerde Eğer aşk olsaydım Kimselere yar etmezdim Bir sana baktığın da Mil çekerdim gözlerine Eğer şair olsaydım Bilmem ki nasıl nasıl Yazardım seni Sayfalar yetmezdi inan Ya da bir denizci olsaydım Kimselerin olmadığı Uzak sessiz denizlerden Çıkarmazdım seni karaya Eğer doktor olsaydım Elletmezdim bedenini Seni gün begün hasta eder Baş ucun da beklerdim Eğer asker olsaydım Seni de asker gibi Giydirip kuşatırdım Güzelliğini görmesinler diye Yüzünü bir maskla kapatırdım Seni anlatacak kelimeleri Bir türlü bulamadım Kalbime girmen gerek Ruhumu bilmen gerek Orda seni görmen gerek Ve gözlerimde ki seni Anlatamıyorum ki Anlatamadım |
Eşk
Et köze değmiş kimin olur Sevda yüreğe değende Yürek yeni açan konca güle Köz yanıp yanıp da küle dönende Gerçek hayal olur Hayalsa gereçek olur Yar yanıma gelende Al gülüm ver gülüm Alıp verip atar galp Zaman gelüp bu yük ağır gelende Bu galp ahhh bu galp Bir kağıt parçasına döner gişi Söner hayatlar İhtimal değil ki gaçıp gidesen Meğerkim ölüp gidesen Ham bu diyarları Ham da beni terk edesen |
Evimiz
Bahçemizdeki o ağaçalar misali Kimimiz Baba yadigarı o sevimli evimizden Güneş ve güüllerin Eksilmediği penceremizden Kaderin hışmına uğradık Koptuk köklerimizden |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:25 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.