![]() |
Göktu Kara
A Canım Uzaylım
acun döner bilirsin bireye sevi çarpar bilirsin bireye sen de mi geldin yaşamaya dünyaya a canım uzaylım önce ekmek derdine düşeceksin sonra kendi derdine Göktu Kara |
Abraham Nash'in Aşkı
imdi indi otobüsten nash fazla özelliği yoktur kendisinin kırpıştırdı gözlerini ellerini oğuşturdu soğukta bir sigara yaktı sevgilisini düşündü büfeden bir gazete aldı rulo yapıp gazeteyi sinek kovaladı eve geldi kucakladı karısını uzandı kanapeye radyoyu açtı romantik bir müzik buldu karısı mutfaktaydı gitti sırtladı karısını dans ettiler birlikte bir hediye almıştı sevdiğine alacalı bulacalı,sevdalı sabah uyandığında karısı gördü abraham nash'i hediyenin üzerinde yığılmış kalmıştı eski kurt öylece Göktu Kara |
Adı Çığlık
haykırmak istiyorum ağlamak,hiç susmamak istiyorum ama ezilmeden,ezdirmeden eğilmeden ah sessizlik! karanlıkların adı çığlık karanlığa çarpmak nedir bilir misiniz? deniz,becerikli ve kuyudaki genç anmak gerek sizleri haykırmak istiyorum adınızı ne yazık ki adı çığlık Göktu Kara |
Ağaç-Toprak-Kitap
Her şeyin aynı olması normal bu dünyada çekilmez oluyor bazan hayat işte o zaman sarıldığım hazinelerimdir onlar bugün serin bir rüzgar eserken yüzüme bunları düşündüm eğilmem gerekmez insanlara ben sizler için eğileceğim yatağımda yalnız sizler olacaksınız ve her zaman yanıbaşımda Göktu Kara |
Ağıt Yakan Koçmar
ağlarım halime dövünürüm kısadır hayatım ya da her neyse kaya deliklerinde yaşarım çocuklar taşlar beni onları korkutmak için değil mutlu etmek için kuyruğumu salarım ben koçmarım serttir kuyruğum halka halka başımı sallarım dünyaya dalgamı geçerim hayatla ama o çocuklar var ya çocuklar hınzırlar Göktu Kara |
Aile Savaşçısı Çiko
her evde bir soytarı vardır bizimkisi de çiko eğlendirir bizi, güldürür sevimlidir kendisi o bir aile savaşçısıdır şiiri yaşam edinmiştir baba üzülürse Melih Cevdet ana üzülürse Orhan Veli çocuk ağlarsa Oktay Rıfat okunur evde ve garip kalan sadece çikodur Göktu Kara |
Aklın Ötesindedir Aşk
Üç arkadaşız bizler birimiz deniz kenarında mavi düşlerle bezenmiş birimiz dağ başında karlarla örtük birimiz mavi caminin az ötesinde deryaya dalmış üç arkadaşız bizler üçümüzde aşkın aklın ötesinde olduğunu biliyoruz ve yolculuğun tam sırası ı çakıl ayaklarımıza batmakta ahlar gökyüzünde yankılanmakta ıı çamur gömülmekte ayaklarımız korku her yanımızı sarmış ölüm sessizce sese değin ııı kayalar uzun tırmanıyoruz elimiz kesilmekte çıldırasıya bir kartal saldırmakta yüreklerimize prometeyi anımsadık ama ne çare geri dönmek yok ................ Göktu Kara |
Al Ev Bir Araba Sergüzeşt Avrat
aaaaa diye bağırasım geliyor bana bir al ev al baba sandım ki yaşam uyumakla geçiyor aldanmışım sandım ki umut konuşmakla oluyor kanmışım sandım ki sevgi sevişmekle birebir üçmuşum bana bir araba al baba sandım ki direnç susmak sadece yumruğu gözüme yedim sandım ki istenç bilmek abece dilime acı biber sürdüler sandım ki güvenç gözlerime bakmak kendimin soğanı gözlerimin önünde kestiler bana sergüzeşt avrat al baba sandım ki her güzel benim olacak gülümse sandım ki her çiçek solacak benim için anımsa sandım ki her yürek doğacak bir güneş gibi üstüme doğumsa |
Alay
kişotumsu bir ruhum var bu ıssız yerlerde kirli sarı saçlı sevdiğim yaşama bağlayan tek ümidim yangın yerinde gökyüzünün sevda düşmüş içime dağları, sırtı keskin bir bıçak gibi dağları kızılı, ufukta biten kızıllığı alayı, kurşun gibi alayı nasıl sineye çekerim bilir misin penolopem ağlarım sessizce kovuğuna çekilen bir yarasa gibi gönlünden ayrılmak istemez gözlerim Göktu Kara |
Anadolu Güneşi
tarihte belirdi mavi ışık içinde zamanın devrilecekti karanlık kalmayacaktı dipsiz kuyu yiğit yüreklerle alınan saf Anadolu'nun derdinde çağlayacaktı sarı alındaki su düşünceler kararırken ardında güneşin Selanik'ten bir yürek buna 'dur' diyecekti kahramanlarıyla doluduk acı geçmişin elbet biri çorak toprakta yeşerecekti bir el uzandı böğrümüze derinden soluk aldık yeniden kenetlendik devraldık güneşi Mustafa Kemal'den özgürlüğümüz uğruna ışıkla birleştik surlarını sevinçle ördük kurtuluşumuzun geleceğe yol alacağız emin adımlarla hakkını vermek için onurunuzun çalışacağız yüreğimizin teri aktıkça Göktu Kara |
Araba Altı Kuşları
onlar var olmak için yaşar yaşamak için kör olurlar yüksünmezler karanlığa severler dünyayı Göktu Kara |
Arındırılmış Mutluluk
Eminönü'ndeki güvercinleri izleyen bir bebenin gözlerine baktınız mı hiç işte arındırılmış mutluluk sizi bilmem ben o gözlerde yaşıyorum kırlara koşan bir genç kız ellerinde betikler uzanır yeşile devleşir birden düşlerde siz o kızın gözlerine baktınız mı hiç sizi bilmem ben o gözlerde yaşıyorum Göktu Kara |
Armut Dallarında Bebekler
yel eser kıpır kıpır armut dalları sallanır gülen yüzleriyle bebekler analarına sarılır kundakta nar çiçekleriyle oynar bebeğim şırıldayan dereye bakar bebeğim elindeki armudu sevgi yapar bebeğim kuşlar cıvıldar kulağına oyuncaklarını pandalar koşar rüyasında armut dallarında oynar bebeğim Göktu Kara |
Asfalt Bebekler
dumansı gözlerle baktığı yolda karartılar yaklaşmakta ona bir korku titretiyor yüreği ama dik durmak gerek kirpiklerin yavaşça akıyor yanağına güneş vardı şimdi aniden gece oldu yıldızlar gösterdi kendini karartılar yanıbaşında bebek ışığını isterler senden korkma güneş kaybolmadı ağla geleceğim çağla yetişeceğim dağla acını ben duyacağım yolumuz uzun toprak yolda sen asfaltsın bebek yolumuz daha kısa Göktu Kara |
Askıdaki Ölüm
upuzun bi yolda duran sarı saçlı kız saçlarına dolanmış bu korku gözlerindeki sevinç ellerinde sımsıkı tuttuğun kendinle neden bu bekleyişin dar ağacında salınan ipekli mendilin sahibi olan genç mendildeki umut senin mi bir köşede sessizce kıvrılmış anam giydiğin çiçekli fistanın anısı var mı bana anlatacağın bilmem ki ölüm bu kadar yakında mı hep soru mu soracağım sıkıldım artık ölümü askıya astım nasıl olsa bir gün ihtiyacım olacak Göktu Kara |
Aşk Bakışmayla Başlar
belirsizlik gözlerinde yorgun benim aşkım kötüydü dün hoşçakalın demeden bile gitti sizle bakışamadık pek gerçi şimdi de bakışamıyoruz ya ama önemli değil bakışmak en güzel yanıttır sabırla devam ediyorum bakışmaya çocuk bakışınız ağır basıyor biraz isyankar bakışa bayılıyorum eylüle isyan Göktu Kara |
Aşkı Eşeğime Yükledim
Yürü bre eşeğim değersiz bir şey taşıyorsun yorulacaksın biliyorum yürü bre eşeğim dayan az kaldı taşlaşmasına az kaldı yüreğimin tahir'in kervanına katılacaksın az kaldı yürü bre eşeğim beni yorma elma gülüşlüm uzakta sevemem artık yoruldum yüreğim yoruldu Göktu Kara |
Aşkı Susmaz Savaşın
bir öyküdür bu dillere dolanan bir öyküdür bu yüreğe konan yağmur yağmaz toprak açmaz ağzını bir öyküdür bu daima susan garibimdir gidip gelen tozlu acılardan garibimdir gidip gelen kanlı direnişlerden insan susmaz tarih açmaz ağzını garibimdir gidip gelen yaşlı yollardan esir etmişiz kendimizi susmuşuz esir etmişiz kendimizi sinmişiz geri gelmez yaşanan denizin aşkı esir etmişiz kendimizi durmuşuz aşkı susmaz savaşın Göktu Kara |
Aşkın İğnesi Başucumda Durur
uzanan düş boyunca sersemleyen aşk bir kuru ekmeğe satar kendini nehirler daralınca köprüler baş kaldırır seslice,çılgınca derinlemesine ağlar aşk eski bir kara otağda oynayan çocuklar yalın ayak oynarlar aşkın oyununu sert bir rüzgar eser baharda erdem,emek,eleştiri durur kesede benim kalkanım, senim kalkanındır leylim biçemim uymasa,gözlerimiz uyuşmasa da roskolnikov düşüncemde uyur ahmet cemil şiir defterimde her ne kadar ozan değilsem de aşkın iğnesi baş ucumda durur Göktu Kara |
Atak/Oğul
müzik dinler dinler söyler atak oğul e/k/mek için Göktu Kara |
Atatürk-Eylem
bir çoban fısıldıyor koyunlarına özgürlüğü sessizce dinliyor yaban,özgürlüğün nasıl bir şey olduğunu bir çiçek açtı biliyor musunuz Selanik'de kokusu tüm çiçeklerde o kokuyu arıyor Anadolu'm bugünlerde h-imam böcekleri koparıyor filizleri palazlanıyor örümcek-düş kaktüsleri o kokuyu arıyor Anadolu'm bugünlerde Atatürk-eylemdaşlarım Göktu Kara |
Atmışım Kendimi Süreyya'ya
kahverengi buruna yürürken elele saçları meltemde dalgalanıyor keskin kayalardan geçerken yüz yüze gülümsüyoruz bir elimde olta bir elimde Süreyya'nın elleri sendeliyor sevdiğim beni alıyor birlikte denize ikimizde mavişiyoruz Göktu Kara |
Balkonlu Abla
derinlemesine rüzgarlar peşindesin kıpırdamazsın top yuvarlanır gelir balkonun önüne sen pencerede perdelerden gizli çaykovski dinlemektesin bunu biliyorum burnun o koca burnunu seviyorum çaputtan yüreğin yansımada aynaya eğildim yansımayı tutmak için şaşırdım ulaşılmazmış sana derim derine değmiş kimi zaman kızgın güneş sarstı beni gerçeğe yönel balkonlu abla ben ordayım Göktu Kara |
Ben Diye Sevdiler Seni
silmek ne kadar kolay kazanmak ne kadar zor bugün neyin varsa neyin yoksa yok ettim yooo sevmek bana göre değil dağlardan cesaretim yuvarlanmış çamura sevgim yıllarca içimde kaldı ben diye sevdiler seni Göktu Kara |
Ben Yaşamak İstiyorum
insanlar yolda yürür hepsinin başında ayrı bir dert ve ayrı bir hüzün ellerinde karanfil gözlerinde ışıltı nereye giderler böyle acı çekemez herkes ve herkes sevemez dikenli bir gülü bizler günlük dertler içinde yitirdik sevgiyi kendimizi çiçeklerin o büyüsünü ......... yine yürüyeceğiz yollarda başımız dik gözlerimizde sevinçli bir ışıltı dört dörtlük sıcak bir merhaba diyeceğiz insanlara Göktu Kara |
Beni Çıldırtmak İçin mi O kadar Kırmızı Oldunuz
doşan sevdaların dinmiş güzelliği çıngırdak üzerinde daimi çekiciliğin gülün yaparakları senitte anlamasan da olur sednayı gıcırkapı açılıp güller saçılınca sen uzaklaşınca göksu ırmağında balıklar bulanık suda kıyılara vuran seslerin tınısı sürekli belli belirsiz çocuk küfürleri o kadar ayrıyım ki senden söyleyin güller beni çıldırtmak için mi o kadar kırmızı oldunuz Göktu Kara |
Betiksadak
uğuldaması ninnilerin geçmiş zamanda hayret! ellerimiz ceplerimizdeyken aşk zamanın kıyılarına vururdu ekmek demek ek mek demekti sevgilimin gözlerinden tuttum gökyüzüne götürüp gözlerini içine kendimi, rengini koydum özledim özlemle *******ini yalnızlığın acısını yedirdin sevgilim uslanamadım seni sevmekten sadağımda kalan son betiksin yitirmek istemem seni Göktu Kara |
Bıktım Seni Yazmaktan
gözlerim zayıflıyor bedenin senin artık kurtul benden dile özgürlüğü eda ne gezer kollarında davranışların bana benzer felaket akşamları ağlayarak sızlayınca gittim bende sevgilim en iyisi gez bende kemane kaşların divan şiirine benzer edan giz sende ne arar sevgilim en iyisi gez bende delilik bu yaptığın geçenlerde tükürmüşsünüz sevgililer çöpüne bilmiyordunuz ki o çöpe size karşı beslediğim sevgimi attığımı bıktım seni yazmaktan Göktu Kara |
Bir Mevsim
seni unutmuşum yoksun şiirlerin onlarda yok bir mevsim nereden hiç kimse yok öyle bir bakmıştım da bu konuda konuşmak istemiyorum dün demekle bende bunu söyledim bir mevsim bizle dalga mı geçti biraz dalgalanıyor duygularım sıcak ve samimiydi sandım yanılmışım ama gidişi o kadar içtendi ki bir mevsimin ağlayacaktı sandım Göktu Kara |
Bir Öpücüktü Sevdamız
durdurak bilmeyen sevdanın trenindeyim şimdi deli miyim motorlu araçlar apartmanlar trafik ışıkları yosmalar ne idüğü bilinmez ne sattıkları demir cehenneminde bir öpücüktü sevdamız karyola çiçekli bir yatak örtüsü başımda devrimdi birlikteliğimiz baskılar yatağında sürüngensin sen sevdiğim bizim aşkımız salyaları köpeğin tendi ilişkilerimiz kara bıçak sert yaşamın meyvesi sevinç sevdanın yarısını alırsan ben de seni alırım ya da bir ısırığını bilmem ki hayyam buna ne der ve ya elveda bir öpücüktü sevdamız ses veren sensen eğer ve bu sevdam değilse delirdiğimi sanıyorsan o halde ben deliyim bir öpücüktü sevdamız radikalım sevdiğim acun firardayı izlerim bukowskiye takılırım seni üst dudaklarından değil alt dudaklarından öperim mırıldandıklarım kasırga tınılarıdır Göktu Kara |
Bu Sevda Hangi Kalbin Sevdasıdır
harika gülümseyen insanlardır onlar sesaltı okyanusunda söylerler sevdayı ellerindedir krizantem nakışları sevdiğim cesaretimdir bu sevda hangi kalbin sevdasıdır Göktu Kara |
Ceketimde Işık Var
sarı saçlı,elma gülüşlü tatlı kız neredensin söyle bir bakayım dedim sessizlik başladı bir süre sonra ....................... ceketinde ışık var dedi .............. dedim ki o ışık seni bana getiren ışıktır gelir misin bana yarim olur musun .................................. Göktu Kara |
Çaresizlik Nedir Bilir misin Yüreğim
dünya insanla dolu ama ben çaresizim doğa yok olmakta yenik düşmekte yaşama karıncalar yurtlarını terk edip göç etmekte yüksek dağlara ben ağlıyorum ben çaresizim suskunum kış günleri yıllardır baharı bekliyorum sevinç karşısında da çaresizim beni seven bir annem bir de geçenlerde önüne ekmek attığım kara kargam adını karganın biçare koydum çaresizlik nedir bilir misin yüreğim seninle başbaşa kalmaktır çaresizlik nedir bilir misin yüreğim seninle dertleşmektir çaresizlik nedir bilir misin yüreğim sadece seninle konuşmaktır yıllarım heba oldu seni adam saydığım için elveda yürek-ğim Göktu Kara |
Çataldeğirmen Deresi'nde İnsanlık Sevdası
kokargevişler arasında kayalar durur uzanırken turuncu örümceklerin üstüne uyanırım mavi gökyüzünde bir sarı saç vardır büvetlere yavru balıklar akın ederken üç arkadaşın bakışlarında yele göz vardır dilimleriz sevdayı her birimizin yüreğinde parça parça Göktu Kara |
Çiçek İnsan Elinde Güzel
çiçek insan elinde güzel dalında değil uzaktan bakmayın güzelliklere siz de dokunun insanca okullar dağılır ben sevdalanırım sağımda bir güvercin kanat çırpar karanlığa önümde bir sarı taksi ekmeğe alın teri döker çiçek insan elinde güzel Göktu Kara |
Çocuk K-ırları I
ben çocuğum farklı bakarım dünyaya fesleğenler benim çiçeklerimdir çimenler yüreğim yağmur yağarken şarkı söylerim ağaçlar için sevdalar düşünürüm köstebekler için ben çocuğum özgürüm düşlerde Göktu Kara |
Çocuk K-ırları II
demin siz okurken gazetenizi ben çember çevirdim rüyamda babacığım size göstermek isterdim sevincimi gösteremeyeceğim biliyorum çünkü siz çocuk değilsiniz çünkü siz çember çevirmediniz hayatınızda çünkü siz gözyaşlarıyla büyüdünüz kuru ekmek kazanmak için Göktu Kara |
Çocuk K-ırları III
yatağına uzandığı zaman çocuk kardan adamı düşünür üşür mü acaba dışarıda ya atkısı da yoksa çimenlere uzandığı zaman çocuk afrikalı arkadaşını düşünür karnı aç mı acaba ya yaprağında çiğ tanesi yoksa bulutlara uzandığı zaman çocuk sizleri düşünür siz bu şiiri okuyanları ya yüreğinizde çocukluk yoksa Göktu Kara |
Çocuk K-ırları IV
Taşkın Paşa çocukların paşasıydı bir üniforması vardı ki takdire şayandı vaktiyle paşalık yapmıştı vatana severdi herkes onu o da çocukları görevde bulunduğu sırada bir prensibi vardı Taşkın Paşa'nın üniformayla oyuncakların olduğu yere girmezdi Göktu Kara |
Çocuk K-ırları V
İstemem korkmalarını çocukların sevdalardan ..........................gülümsemekten ..........................kırlardan istemem sevmelerini çocukların parayı ...........................savaşı ...........................gözleriyle düşünenleri istemem ölmelerini çocukların tsunamilerden ..........................silahlardan ..........................hastalıklardan ..........................bilmezlikten Göktu Kara |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:56 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.