![]() |
Baykal Kaanalp
...Ayık Gezmenden
bıktım artık ayık gezmenden boş kaldırımları kararlılıkla hapsetmenden yorgunluklarını köşeye sıkıştırmandan üzüntülerini bıktım artık ayık gezmenden boş kaldırımları yüzüme vurmandan hayatımın boşluğunu yaramazlıklarımı kirletmenden bıktım artık ayık gezmenden boş kaldırımları kuruntularıma leke sürmenden karanlığa boğulurken kurtarmandan |
Acı bademler
bir çiçek uzatırız her an birbirimize belki de herkese tavrımız açık seçkimiz çok seçilemeyiz bilesin dokunur dişimize acı bademler unutmak lazım gelirse hemen unutalım acılarımızı birbirimize söylemeden |
Acı Bize Acı
ne hissediyor bu kadar ağrı-sızı kabına kulağımızı yapıştırmamızı hiç önemsemiyor,hiç bakmıyor bile gönderiyor bize başka bir kızı aldatıyor bizi-kesmiyor hiç hızı |
Acırım
acırım içinden geçtiğim halde,düştüğüm hayata bağışıklığıma,toksinlerime acıtırım ellerimi sırf kor ateş tutarak,yanmayarak kızgınlığından korkmayarak acırım güneşi çarptığıma ayın yüzüne,yüzüne sevinçlerimi isteyerek,paylaşarak acıtırım turşusunu kurarak içinde unuttuğum başlı başına kendilerini bilen hıyarların |
Açık-Seçik
Biri birsini görürde Saklanır durur Biri birisini Hiç aramadan bulur Acayip bir düzen İltimassız bir nizam Anlamlar açık-seçik Boşuna değil bu intizam Sağır değil elbet Çağrıldığını duyar Kümeler yetersiz Her ortama uyar Kafiyeler düzenli Zevksizlikler renkli Atılan her adım Gösterişsiz ve ahenkli Çamur bu yerleşir Peteklerdeki gözeneklere Sıvışır gözlükler Sırnaşır dürbünler direklere Davul gibi yüreğim Sessizliğine konur Samimiyet idaresiz Kazınmış yerden onur Biten aşklar yorulmuş Çıkmaz hiç sesleri Yeniden aranır sıcak Altından kaçacak fesleri Kaçırırım gözlerimi Dağıstan güllerinden Dilim acır,ağzım kurur Çekinirim küllerinden |
Aday
yorgum geçmeye aday bir gün daha başlıyor güneş uzaklardan göz kırpıyor açmayı başaramadığım göz kapaklarıma kahvaltının hazır olmasına ramak kaldı çarşafları düzeltiyoruz birazdan kontrol var bir de şu traş derdi olmasa tabak çanak şakırtıları kulağıma gelmeye başladı,bile yine çorna var menüde haftanın altı günü olduğu gibi ah diyorum bir de çay olsa şöyle tavşan kanı yanında dört beş poğaça ama nerde bizde o şans |
Adıma Türküler Yaz
bu çalınan şarkılar benim değil hiç olmadı da zaten donuk bakan yazılar hiç gülmediler bana zaten deliliğim kendimden değil senden bana miras onun için saklıyorum bütün deliler kare as saklamaya değer ama olması güzel bir şeylerin nokta koyacağım ama elimde değil senin iplerin adıma türküler yaz benim haberim olmasın ben öldüğümde bile senin gözlerin dolmasın adıma türküler yaz biraz inandırıcı olsun içinde bir ney bir de saz sesleri gönlüme dolsun |
Afyon
borcum olsun eğer senin sayende uyuyabildiğim *******im izin verirse küsmezse senin yerine boynunu büküp hadi beni topla dediğinden beri,bir hoş olurum toplu kavgalar ederim kendimle sen sadece izlersin,hiç ama hiç karışmazsın pılını pırtını topladığın bir gün (ki ben geri döneceğinden adım kadar eminim ötesini bilmem ama fazla ısrarda etme) seni bazen fazla kaçırırım gözlerime,buğulandırır kalabalık içinde yalnızlık çeker vurur yüreğimi,belki seni de seni ben saklarım inan bilemesemde tekrar boy vereceğini bana küsüpde toprakla yar olacğını sen yinede toprakla yar ol ne de olsa ondan alırsın ince ve narin çubuklarını tutunabildiğin hayat için taneciklerini ki onlar göz doldurur,huzur verir gönlümü okşar,tadın damağıma murat sütün,işte onu karıştırma onu benden uzak tut seni ne kadar sevsemde sütünü benden uzak tut kalp çarpıntılarımı kimseye deklare etme emi bilirsin ki dayanamam ayrılığına,doyumsuz güzelliğine,tadına |
Ağıt
Filmin karesi birden kopar Solgun bir aşık ağlamakta Ipıssız-serin-dokunaklıdır Kendi çapında yaktığı ağıt Belki ağıt yakmasını da Filmlerden öğrenmiştir Kimbilir. Filmin soğukluğu, ağıta da bulaşır Aşkını biçimlendiremeyen aşığın Ağıtı da biçimsiz olur mu? Oiur, olur, olur! Filmin karesi eklenir Ağıt bitmiştir. Ağık da ortalarda görünmez Belki patlamış mısır Almaya gitmiştir Kimbilir. |
Ağrımalı
geçip giden zamanın yaşadığım her anın sebebisin diyorsan ağrımalı bensiz her yanın |
Ahlat Topluyor Çocuklar
ahlat topluyor çocuklar varlığını fısat bilerek rüzgarın seke seke,koşa koşa ahlat topluyor çocuklar düvene biner çocuklar tanelerini seçerek sevginin kapıldıkları,oyunlarla düvene biner çocuklar kepeneğe sarılır çocuklar takip ederler ama güttüklerini şarkıda söylerler ara sıra koyunlara görünmeyerek kepeneğe sarılır çocuklar |
Al ve götür
şarkıların kesiştiği yerde sen ve ben birlikteyken seslerimiz,sessizliğimizi bozuntuya vermezken al ve götür,onu ve beni istersen şunları,şu parçacıkları böğründen çıkardığın sormaya gerek duymadığın acunun halbu ki,gerçek ola ki ya da tüm sancılar der ki bütün yazılanlar özbenliğini saklar bizlerden |
Aldırma
zenginse gönlüm yalnız seninle sevebiliyorsam eğer mutluluksa adım yorgun düşürse bile seni hayat aldırma aldırma yanlış adımlara işlenmiş suçlara durma hareketsiz kalma kim olursa olsun vurma arkasından vurma gönlün mutlulukla dolsun seninse boş sayfalar yazılmamış,yazılmayı bekleyen üzülme yalnız tayfalar seni sensizliğe ekleyen |
Alev Topları
adı konulmamış kayıplık duygularımı bana karşı kullanma emi yitirdiğini söyleme kimseye gülümseyen bakışlarını bakmak isteyipde cezalandırmak için başka tarafa çevirdiğin yakıcı alev tohumlarını bana çevirme emi biliyorsun ki korkuyorum sonuçlarına katlanmaktan yenemediğimi acılarımı sana açamamaktan çözüm bulacağından eminim ama yine de korkuyorum kızıl alev rengi yanaklarına yeniden kan dolmasından üzüntülerime senin de hal olmandan sen yine de kaçırma benden alev toplarını ben tutmasını bilirim |
Amacın
beyaz bir çiçek başı duruyor avuçlarımda garson çocuk bana bakıyor aval aval işkence etmekse amacın başardın mutlumusun? uzaklaşıken benden ayakların birbirine değmemek için ayrık ayrık yürüyordu ayrık otları bile birleştiler sessizce takıntısız,zahmetsizce sanki dün gibi dinlemiyorsan eğer dinliyormuş gibi yap alınmasın hislerim yabana atılmaktan |
Amet Dayım
o benim Amet dayım buzdan heykelleri var yontamadığım sonra sınırsız bir sevgisi klişeleşmemiş içine giremediğim girmeye çalışmadığım etrafını ağlarla ördüğü bir dünyası var yabanıl olmayan sonra sınırsız bir sevgisi klişeleşmemiş o benim Amet dayım saçlarını yalnızca benim taradığım,benim boyadığım benim oyunlar oynadığım heykellerini yalnızca benim yonttuğum sonra sınırsız bir sevgisi klişeleşmemiş |
Ancak
ancak yüzündeki kesikleri görebildim hayatın traş olurken sivilcelerini patlatıp kanatmış bir görüntüsü gözlerimde |
Anılar
bir oda dolusu yaşam duvarlar bir çırpıda yaşanmış çarşaf çarşaf resimlerle dolu albenili resimler içine çekiyor insanı bir zamanlar olduğu gibi yaşanmış rafa kaldırılmış aşklar gibi aşklar rafa kalkar mı? bir oda dolusu yaşam içi küflü, sifli yaşandığı belli bile değil her karesi küçük bir an her karesi hüzün heyecan biraz da mutluluk her kare kokuyor buram buram yaşanmış sevdalar sevdalanmış yaşamlar bir oda dolusu anı her a nı saklanmış saklanmaya çalışılmış saklansa ne olur saklanmasa saklamaya değer mi? anılar anılar, geçtiğimiz yollar varamadığımız, duraklar anılar bulut kümesi hüzün tepesi anılar varolma sebebimiz sağlığımız heyecanımız yaşanmışlık kokan görüntülerimiz ısıtıp ısıtıp sofraya koyduğumuz gözyaşı pilavımız alışkanlık çorbamız kendi kandırmacamız kendimizi anılar yaşadık mı? acaba sizi anılar unuttunuz mu? acaba bizi biz sizi unutamadık unutmaya çalıştık ama olmadı olamazdı da zaten anılar-sız |
Aniden
bir bağışıklık sistemi kurulmak üzereyken birden koptu ilmek yerinden kararsızlık densizliği sarmıştı ki tozlu rafları lekeler küf tuttu aniden kapkacak ne varsa yerlerde,kilerde,beton seyreyledi cümbüşü yerinden kızılca kıyamet koptu kırıldı bütün camlar dile geldi kırık eşyalar aniden |
Ansızın
demeliyim ki niyeleşmeden iyi niyetimede aldırmaksızın ta ki görüşmeyelim diyebilmeliyim ki yıldırıp alt dudak aralığını zıpkın gibi vuruşlar da bile kaçırmamalıyım kararlılığımdan ve konuşmalar dağıtmamalı zihin açıklığımı komplo oyuncaklardan kurulmuş saatlerden her türlü sese duyarlı solungaçlarımı açık tutarken koştururken ince çizgili gömleğimle belirsiz bir umut peşinde bulmak çok zorken kayıtsız kalmadan yaşanabilecek süngüsüz gerçek nohut tanelerini pişirmeden yiyebilmeliyim ansızın |
Aradığım Mutluluk
aradığım mutluluk ellerimdeymiş yapıyorum yapıyorum yiyiyorum tadına doyamıyorum |
Arkadaşlarım
insanca yaşatmak için geldiler amerikadan arkadaşlarım john ve west ilkin bütün kirli,çirkin,adi ne varsa temizlediler bizim gönlümüzde unutmayın ki biz kendimiz gönlümüzü arındıramayız hiç üşenmediler arkadaşlarım john ve west sırf biz rahat ve konforlu yaşayabilelim diye yıktılar eski binalarımızı tabi ki kolaylık olsun diye birden yıktılar birden yapabilirler mi? bilmiyorum arkadaşlarım hani benim arkadaşlarım john ve west yeniden sağlıklı,sıhhatli yaşama sevincini taşıyabilelim diye yarına bu günümüzü temelinden yıktılar hani yarınlar umuttur ya işte öyle |
Armut
ben bir armudum gönlünün dibine düşmüşüm hem sana hem hayata hem de köpeğime küsmüşüm ben bir kurbanım senin bayramında hem suyum,hem yoğurt masal ayranında ben bir armudum gönlünün dibine düşmüşüm hem sana hem hayata hem de köpeğime küsmüşüm ben bir tozum burun deliklerinde sen yıkadıkça yüzünü ıslanırım sevginle ben bir armudum gönlünün dibine düşmüşüm hem sana hem hayata hem de köpeğime küsmüşüm |
Arta kalan nedir?
sakız çiğniyor çocuklar hep merak etmişimdir çiğnendikten sonra arta kalan zevkin tadını ve doyasıya tadını çıkaranları hayatın tadını çıkaranları emdikleri yetmeyen çocukların emziklertinden arta kalan zevkin tadını çıkaran tatsız emzikleri arta kalan nedir? sence zevk mi? zevksizlik mi? hep merak eder dururum fırtınadan zevk alan gerçek kaptanları fırtınadan arta kalan köpüklerden korkanları değil gerçeklerin acı sularında kaybolmadan yüzebilen gerçek yüzücülerin denizden aldıkları zevkten arta kalanları sahi zevkten ne kalır? geriye zevk mi? zevksizlik mi? bir kaşık suda boğulanlarda var değil mi? bir kaşık sudan arta kalandan zevk alanlarda var bir kaşık suyla boğulanlar olduğu gibi sahi arta kalan nedir? sence zevk mi? zevksizlik mi |
Arya
Senindim ben hani o var ya İnsan için için kanarya Senin için o ben bir parya Dostluk için için kanarya Senindim ben hani o var ya Boğazım düğüm düğüm arya Aşk için sözlerim angarya Yüreğim boğum boğum arya Senindin ben hani o var ya Öterim kapında kanarya Gaybın varlığımı anarya Beklerim kapında kanarya |
Asla Senin İçin Ölmem
parmaklarımın arası tatlı tatlı kaşınıyordu egzamannın iliklerime kadar işlemiş aşkıyla bir an için mutluluk veriyordu,yaşattığı ızdırab ya daha sonra kaşıdığım yerler acımaya başladığında kan yumağı açılan yaralar,kapanacak olsa da asla senin için ölmem aşkım sandığım tatlı-acı parmaklarımın arası hala kaşınıyor,yaralar açılıp kapanmaya devam diyor bir yara kadar değeri var mı? acaba,geçmişde solan gülleri çöpe atmış sonra bin pişman yaşamadıklarına asla senin için ölmem aşkım sandığım tatlı-acı |
Astımım
dünden kuşbakışı bir uzaklıkta olan ağır ağdalı sözlerin bugün cuk oturdu masama senin sözlerinle konuşur oldu gözlerim senin yaktığın çırayla tutuştu yüreğim dünden kuşbakışı bir uzaklıkta olan bunaltan sıcaklığın bugün soğudu tenimde senin sıcaklığınla ısınır oldu ellerim senin getirdiğin havayla sona erdi astımım |
Aşk Piyesi
zalimce kurgular içinde dönüp dolaşıp aynı yere gelmek-di benimkisi yazılı metinler sıkıcı okumak anlamsız boş manasız gelir-di hediyesi karanlık kuytular içinde şarkı gibi sözlerim söylenir-di aşk piyesi sevgililer el ele gözler uzaklarda gönüller söyleşir-di hikayesi |
Aşk ta Sefa Olmaz
ele verir talkımını kendi yutar üzüm bağını aşk ta sefa olmaz ister aldan,ister aldanma |
Aşk Vardır
değme sevenler su dökemez aşıksa sevdiğinin eline uykunu bir başkası bölemez aşk vardır,gerçektir biline |
Aşkın sonu
Gevezeliğin ve laf ebeliğinin Uçsuz bucaksız sınırlarında Dolaşıp kıyıya vururken Kıyılar boş,tenha,verimsizken Üretici firma tek sen kalmışken Çıkagelir bir başka çenezek Dili damağına yapışık Beli küt,bacakları çapraşık Aslı,astarı olmayan kelimeler Kat edilmemiş birçok mesafeler Arsız mı? huysuz mu? bilinmez Lekeler çok koyu silinmez Niye bütün bunlar yaş(l) anır Görünmez boş vaatler taşlanır İyi bir şey söyleyen haşlanır Kulp bu,herkese(ye) takılır Tutamayanın elinde kalır Yapışmaz a nına havada kalır Zaman bu senindir,yak onu Nasıl olsa,hiç yok aşkın sonu |
Atina‘nın kumları üzerinde
Dolaşıyorum üstü açık arabamla Atina‘nın kumları üzerinde Bir tek sen varsın gözlerimde Baktığımda güneşe Ege denizinin berrak suları Yalıyor lastiklerimi Geçtikçe senin yanından Hala unutamadım Gözlerindeki o eşsiz parıltıyı Ve seni Beni sevdiğini sandığım Seni,senin aşkını Aşk dedim de, Galiba ben sana aşık oldum Atina’nın kumları üzerinde Dolaşıyorum üstü açık arabamla Ve sen,beni etkileyen Bir tek sen varsın Gönlümde Ve birde güzel gözlerin Beni yakan Güneşten daha çok Atina’nın kumları üzerinde |
Atsız Prens
o dağ başındaki dumanı tütmeyen evdeki ela gözlü,kara kaşlı billur bakışlı dilber hangi? atsız prensi bekliyorsun! ! ! |
Ay
bazen düşünürüm acaba ay yukarıda tek başına ne yapıyor? yalnızlık hissediyor mu? diye sonra, yıldızları görürüm ayın yanıbaşında mutlu olurum birlikte görünce onları ve ayın yalnız olmadığını bilmek ferahlatır içimi su serper yüreğime sonra yine takılır aklım başka bir yere güneş tek başına ne yapar? diye. |
Ayak izlerin
bulurum bir gece vakti yolda giderken kumların üzerine atılmış yırtık-pırtık şiir defterini okurum sevdayla yanan kargacık-burgacık harflerle yazılmış sevda yüklü kahır dolu aldatılmış bir şairin mısralarını burun deliklerim sızlayarak taa içimde hissederek yaşayarak senin balla hüzün karışımı tatlı sesini dinlerim bazı harfler okunmaz bazısı da anlaşılmaz gerçi anlatmak zorunda da değilsin nerden bileceksin benim okuyacağımı çünkü sen çok uzaklarda cennette bir yerlerdesin ayak izlerin kumların üzerinde sanki yeni geçmiş gibisin buralardan |
Ayak Takımları
alınıp satıldıklarından emin olabilmek için saklamam ayak takımlarını bütün heyecana katıldıklarından bu hayıflanmalar ne için? |
Ayna
dün fısfısının yerinde olmayı çok istedim dikkat ettimde en çok onu içine çekiyordun önceki gün rujunun yerinde olmayı çok çok istedim farkettim ki en çok onu öpüyordun ama iki gün önce kırdığın aynanın yerinde olmayı çok çok çok istedim dikkat ettim de en çok onu yerden yere vuruyordun |
ayNalar
*******i yaylım ateşine tutuyorlar boyverdiğim aynalar beni tama en güzel ben değilim ama en çirkinde ben değilim sizin dostluğunuz köprüyü geçinceye kadar zaten zayıf a nımı yakaladığınız an hançeri çekiyorsunuz sırtımdan iyi günümde herkes dost düştüğüm an kaldırmıyorsunuz gözyaşlarımla boğarım sizi tutunacak can simidi bulamazsınız kaldırım taşları her zaman çiğnenmez canına tak ettiği an gelir belki üzerindekileri taşımaktan vazgeçip kızar içerisine alır belki |
Aynlar Yalan Söylemez
aynaya baktığında karşında kendin olmadığını gördüğünde şaşırdın mı? hiç ya da aynalarla küsüştün mü? kavga etmediğin halde aynalara kızdığın olur mu? gerçekleri aynen aynen yansıttığı için yalan söylemediği için aynalar yalan söylemez |
Ayrılık
Zaman geldi mi? ne? Bir an için Korku bulaştı gözlerime O a nı bir daha Yaşamak ister miyim? Hayır Hayır Kesinlikle hayır Bu ateş Beni yakar Eritir Bir daha böyle bir Tecrübe Yaşamak istemem Ayrılık Korkutucu Hüzün verici Acı Hayır hayır |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:26 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.