![]() |
Enver Gökçe
1909 - 1946
Saffet Korkut için Bir Saffet Hoca vardı dost bağında Hürriyet yoktu sağlığında Gün geldi gitti incecikken Yiğitken, güzelken, gencecikken. Şimdi ne kadar dost varsa arkasında Hasatçı, öğrenci, öğretmen Ne kadar gül varsa toprağımızda: Daldırma gül, ak gül, gonca gül; Ne kadar sevgili varsa arkasında: Tiyatro, iş, kitap, şiir, marş Yanar yanar ağlaşır cümlesi, Çoban ateşi hatırasında. Gavur müslüman demezdi "Kendisi için bir şey istemezdi" Yatak ölümü beklemezdi" Gitti vadesiz, gencecikken Yiğitken, güzelken, incecikken Ölüm, adın kalleş olsun! |
39 Harbi
Gitsem de gitsem... Bir an için terk-i diyar etsem Biliyorum şu giden yoldur Nehirdir, ordudur Ve insanlara ait bir macera, bir sefer Ama Hicret mi, zafer mi, bozgun mu görsem Görsem Dost dediklerime zincir vuranlar kimdir? Açık ve Türkiyeli avuçlarımı Sıcak sakladım Buz tutmuş Eller içindi, Şimdi sargısız, merhemsiz, çaresiz geliyorum Şarapnel yarası kollar! Şimdi uzaklardan teklifsiz ve senin için geliyorum Kurşun yaralarından haber beklediğim Yabancı değilim yoksa Bir tanışmazlığım vardır Ve unutulmuşluğum. Çıksam, çıksam dağ olsa da yücesine Duyar mıyım, duyar mıyım top seslerini At boynundan aşan yiğidim Şu terkedilmiş toprak Şu yanan köy Şu devrilmiş araba Şu tank altındaki Senin sevdiklerin mi? Kömür işlenirdi, Kalem oynardı, yol döşenirdi, Güneşe selam durulurdu, Her gün başında Varsam görsem Görsem her şey yerli yerinde mi? Sana düşman oldum 939 harbi Beni dostlarımdan ettin, Beni mahzun ettin Sefil ettin Şair ettin! Sana bin teşekkür Büyük ızdırap Bana sevmeyi Bana hakikatı Bana insanları öğrettin. |
Ağıt
Teller iletmez haber, direkler devrileli Kara habercidir göklerde kuşlar görüleli. Anam, bacım yok içinde, neremdir yareli? Adapazar! Erzincan oldun, türkülerdesin; Bir bahar akşamında ölün, yüreklerde yasın, Şahan mı vurdu kolun, yaralı turna mısın? Doyulmaz dünyada; insanın çilesi ölüm. Ne çare, geldi türküler yakılası ölüm Ah! böyle mi kahredilir? Yıkılası ölüm. Bu muydu çarşın, mahşer mi kurmuşlar yerine? Yine mi "çağrışak kurtlar ve kuşlar" yerine! Karalar giymişiz kutlu kumaşlar yerine. Gurbette yar vardı, mendili işlenilmemiş, Tarlalar hazandır, tütüne başlanılmamış. Bir mendil ver n'olur, çevresi yaşlanılmamış. Ağlarım; bu yürek sevdaya uyası değil, Türküm var: Harput, Diyarbakır mayası değil. Garibim: İçimde Eğin'in havası değil. Bir yaprak sarmadım yarana yaran çözerim. Bir mısra gülmedim, dosta ağıt düzerim, Uğruna destan yazılası, Adapazarım. |
Ah Len Ah
Üşürülmüş Yılan Dilli Bir Hançerdi Kardeşim Yüreğime Göğsüme Kollarıma "Bir Dönüm Mülk Kan Değerdi Bizim Buralarda Kebanda Ezirganda Al Sizin Olsun Helal. Benden" Sırtımda Alacalı Mintan Boynumda Yazma Afilli Kasketim Düşmüş Yere Ayağımda Kara Kabar Ayağımda Soğuk Kuyu Lastiği Boynu Buruk Kalmışım Böyle Ah Len Ah. |
And Olsun Şart Olsun
Ben Böyle Taşların Çukurların İçinde Kalmışsam Yalnızsam Hor Görülmüşsem Arkasızsam Ve Böyleyse Bahtı Siyahım Yemin Kasem Olsun Ve And Olsun Şart Olsun Yerde Kalmaz Ahım. |
Başlangıç
Zaman akar, zaman geçer, Zaman zindan içinde; Biz mapusta gürül gürül yatardık Yılan çıyan içinde. Getirdiler ite kaka bir yiğit, Ayak çıplak Ak bir mintan içinde. Zaman zaman içinde Işık duman içinde Ve râviyan-ı ahbâr Ve muhaddisân-ı rûzigâr Şöyle rivayet Ve hikâyet ederler kim: Beni âdem zor bezirgân içinde Vardı bir Balaban. |
Bir Alıp Satıcı Gönül
Düştüm bir öylesi çekilmez derde, Ne ölümü düşünürdüm, ne yaşamak korkusu, Ne sır aradım herşeyde, ne gariplik var serde, Ne kara sevda, ne sevmek ne sevilmek arzusu Artık her şarkı dokunur bana bu şehirde. Hasret nedir bilmezken o kadar Şimdi, her an, her yerde gurbetteyim. Çünkü daha görmediğim güzellikler var, Öyle bir yürek koymuşlarki içime neyleyim, Her yere gönlümü vermeden geçemem dostlar! Ben deli miyim bilmem mi neler ettigimi. Bir han köşesinde yatmayınan Kerem diyorlar, Ne tuhaf bu insanlar derdini dökmeyinen Çaresiz derde bulunmaz merhem diyorlar, Ah.. bir alıp satıcı gönlüm var gezer çarşı çarşı, Başım güneşe düşmüş yanmayı öğrenir. Nolur böyle duradursun cama güneşe karşı, Gönül heryerde bir kardeşim güzel heryerde bir.. |
Bir İhtiyar
Gidiyorlar! Atları, terkileri, Göğüslerinde gümüş köstekleri yoktur. Gidiyorlar! Baş açık, yalın ayak, ardı arkasına Ümitten gayri ekmekleri yoktur Sen Vermişsin de sırtını meşeye Koca ihtiyar! Yolların, yolcuların Akşamla değişen şeylerin haricindesin. Hatıralarınla yaşıyorsun : İşte yine Getirdiler bohçasını önüne İşliği, çakmağı, tabakası, Çorabı, çakısı, ayakkabısı Ve Zonguldak treni, Zonguldak madeni, kömür havzası, Çakmağı, işliği, ayakkabısı. Ötede insanlar gidiyorlar. İşte yine getirdiler bohçasını önüne : Sarsan bir cigara daha Vursalar orta telden Emrah'ı Yüreğin tutar mı söylemeğe Başa gelen halleri? Bir buçuk ay gezdin dağları Avutmadı gönlünü Toprak kokusu, keklik kokusu, çiğdem, çiçekler. Keklikler konardı Bir o taşa bir bu taşa Ha deyip de çekemediğim tetiği. Kınasını oynatamadığın Düğününde oynayamadığın Körpe kuzu düştü yadına, İndin bahçeye : Dayadın sırtını duta. Domatesler kızarmıştı, Yılı değildi bal armudunun, Adam boyunu geçmemişti tınaz Sonra malum... Şimdi toprağa bakamıyorsun. Çifte salsan kara öküzü Gözlerine bakamıyorsun. Bütün gözler onun gözleri Bütün çalışanların emeği, Onun emeği, Sonra malum... Zonguldak treni Kömür dağları, kömür madeni ................................... İnsanlar gidiyorlar Gurbete, Şehire, Kara, Sen bir efkar gelmiş de ağlıyorsun. |
Bir Kalleş Düzenci Geceden
Karlı Dağlar Of Dediler Of Dedi Cilo Of Dedi Munzur Of Dedi Ağrı Ve Keşiş Ve Süphan Dağı Of Dediler Of Dedi Toroslar Ormanlarımız Limanlarımız Şehirlerimiz Ve Bilcümle Nehirlerimiz Of Dediler Bu Terazi Bu Ülker Tanıktırlar Geçtiğinizi Gördüler Hışımla Ve Dolu Dizgin Bir Kalleş Düzenci Geceden Ve Batak Göllere Karanlık Göllere İlle Görkemli Yalnızlığında Gökkubbenin Hey Benim Kara Sevdam Kalleş Kaderim. |
Bir Milli Kurtuluş Türküsü
Zalım! Hemi de kötü dinli gavur, Nasıl da bağdaş kurmuş toprağıma Gülümü harmanımı savurur! Kara gözlerini Sevdiğim oğlan, Bize oldu olan Topla Antep'i, Çukurova'yı İzmir'i, Urfa'yı, Konya'yı, Haydi ha! Ne durursun Munzur! Engini de deli gönül engini Kutluyalım şol kurtuluş cengini Hayını, Kompradoru, pezevengini, Vur Kara yeğenim vur! |
Bizim Caddelerimizde De
Açmaz Açamaz Deme Hiç Bir Zaman Bu Nar Çiçeği. Açacaktır Elbet Bizim Caddelerimizde de Bayram Olacak Halkın Üstüne Böyle Kalsa da Faşist Namlular Namert Ellerdir En Sonda Bir Bir Kırılacak |
Böğürtlen Köklerinden ve Karpuzlardan
Böğürtlen Köklerinden Yayla Çiçeklerinden Ve de Yarpuzlardan Pırıl Pırıl Cam Gibi Serin Sulardan Doğar Çemişgezek Suyu. İçinde Gezer Üçbuçuk Dört Kiloluğu Alabalığın Alabalık Kılçıksız Lop Bir Ettir Ve Tadına Doyum Olmaz Ve Serin Suyu Sever Gazel Dökümü Başladı Tümcek Yaylıma Çıktılar Kızartılı Pullarıyla. Ve Yalarlar Taşları Yosunları. |
Bu Balabanın Dünyadan Göçtüğüdür
Aklı karalı seçilirken su, Aklı karalı seçilirken ova, Aklı karalı seçilirken dağ Çakal, kurt, kuş, yılan ve tosbağa Ve ışırken ıpıl ıpıl üzümler Işırken orman Yusuf kuytuda otururdu Gözünü kekitmeden Eline filinta tüfek... Karşıdan gelirdi Balaban Ak yelek, gümüş köstek Atı zorlayı zorlayı. Yusuf bağırttı barutu Yalağın kenarından : "Al" dedi "lan" Düştü Balaban Karnı şorlayı şorlayı ............. |
Dayan Ha Yıkılma
Acı Bir Rüzgardır Eser Dağlardan Ovalardan Kapkara Kanını Kurutur Yoksulların Sonra Kıtlık Pahalılık Ve Faşizm Dayan Ha Yıkılma... Ülkemiz Yoksul Ülkemiz Fakir Ve İşçiler Öğrenciler Düşer Yanyana Düşer ya Vatanın Bir Yanı da Ölür. Ve Şahin Aydın Kerim Yaman Böyle Düşüyorsa Bir Bir İnsan Daha Özgür Olsun Diyedir. |
Dost
Ben berceste mısraı buldum Hey ömrümce söylerim Gözden, gezden, arpacıktan olsun Hey ömrümce söylerim! Bizsiz Ilgaz'ın çam ormanları güzel değildir. Hayda günlerim hayda Sırtını düşmana verdikçe Murat dağları güzel değildir, Dost dost ille kavga! Biz olmasak gökyüzü, biz olmasak üzüm, Biz olmasak üzüm göz, kömür göz, ela göz; Biz olmasak göz ile kaş, öpücük, nar içi dudak; Biz olmasak ray, dönen tekerlek, yıkanan buğday, Ayın onbeşi; Biz olmasak Taşova'nın tütünü, Kütahya'nın çinisi, Yani bizsiz Anne dizi, kardeş dizi, yar dizi Güzel değildir. Gel günlerim gel de dol Gel Aydınlım İzmirlim, Gel aslanım Mamak'tan Erzincan'dan Kemah'tan Düşmanlar selam ister Gözden, gezden, arpacıktan! Adana'nın pamuğu dokumada; Diyarbakır, Afyon, Kütahya fabrikada Ümit işkencede mahzun Tenim, ayaklarım uryan Ekmek işkencede mahzun Ve Divrik'in demiri arabada İşçi-köylü ve işçi birarada Söyle türküler yadigarı kardeş Söyle ağrılar yadigarı kardeş Neden alınterleri Nimetler, haklar haram oldu sana Gel gunlerim gel de dol Gel Aydınlım İzmirlim Gel aslanım Mamak'tan Erzincan'dan, Kemah'tan Düşmanlar selam ister Gözden, gezden, arpacıktan Sana selam olsun Hürriyetlerin meçhul olduğu dünya Canım Türkiye, Memleketimiz! Calısşn halklarıyla ümmi Calışan halklarıyla garip, Irgadı, esnafı, madencisi, iptidai aletleri Kadınları, erkekleri, hapishaneleri; Başı boş suları, dumanlı vadileri, yoz topraklarıyla, İşşizleri, realist şairleri, mücahitleri, Sokak şarkısı, keten helvası, Akşam Haberleri satanlarıyla memleketim Sana selam olsun Sürgünler, mahkumlar, hastalar Alacağın olsun Seni İstanbul seni Seni Bursa, Çankırı, Malatya, Sizlere selam olsun üniversiteler! Öğretmenleri alınmış kürsüler, Öğretmenler Sizlere selam olsun Hürriyeti yazan eller, dizen eller Sizlere selam olsun makineler Entertipler, rotatifler, bobinler Bu gülünç, aşağılık, Namussuz şeyler dışında, Sana selam olsun Zincirin zulmün kar etmediği, Kırbacın kar etmediği Büyük tahammül! Gel günlerim gel de dol! Gel Aydınlım, İzmirlim, Gel aslanım Mamak'tan Erzincan'dan, Kemah'tan Düşmanlar selam ister Gözden, gezden, arpacıktan |
Döner Türbinler Döner
Salkım Salkım Tan Yelleri Estiğinde Ve Sular Suları Dövende Gümbür Gümbür Işık Düşerdi Hançerlere Karşın Işık Düşerdi Ve Dönerdi Türbinler Döner. |
Fakültenin Önü
Fakültenin yanı demirden köprü Fakültenin önü bir sıra kavaktı Biz bir garip yiğit kişiydik Bütün hürriyetler bizden uzaktı Faşistler camlara yürüdüler Kürsüleri kırdılar, höykürdüler Tığ teber şahı merdan "Tanrı Dağı kadar Türktü bunlar Hira Dağı kadar müslüman." Ve de kanlı bıçaklı düşman ........................ ........................ Gökler ışıyordu yer yer Ortalık ala şafaktı. |
Gelmeyen Bahar
Gel kardeşim, gel beri Hey kurt hey kuş hey börtü böcek Ah gidenler gelir mi geri Açar mı bugün dört bahardır kanayan çicek Demek Daha bizim yaşımızda İnsanlar ölecek. |
Gök Mustafa
Hüseyin anlatıyordu Bir candarma gelmiş bizim köye Keşkek komuşlar önüne yemiş -Sevmemiş- Bal komuşlar parmaklamış -Sevmemiş- Bir Gök Mustafa varmış -Sağ mı bilmem- Gülü gülüvermiş de candarmaya "Neyliyek ağa, Sana yumurta mı pişirek?" Demiş. |
Görüş Günü
Bugün görüş günümüz Dost kardeş bir arada Telden tele Mendil salla el salla Merhaba ! İzin olsun hapisane içinde Seni Senden sormalara doyamam Yarım döner cıgaranın ateşi Gitme dayanamam |
Göze Göz Dişe Diş
Haydı Ha Kardaş Yürü El Ele Halay Çeker Gibi Yürü Mavilim Kostak Kostak Göze Göz Dişe Diş Ve Kısasa Kısas Yürü de Şu İşler Bitsin Hay Babey Allahına Yürü... |
Gözüm Başım Üstüne
Şu Dünyada Ayrılık Var Ölüm Var İlle de Zulüm Var Gözüm Başım Üstüne Hangi Kitap Yazıyor Kardaş Ben Calışam Eller Ala... |
Hastir Lan!
Ben gider oldum kardaşlar. Ve de kız kardaşlar, Ben gider oldum, Gayri Haram bana Bu toprak damlar Bu ağaçlar, Bu taşlar bana. Apat dediğin Şişirilmiş oto lastiği Ve bir kaç Tahtadan ibaret Bir saldır. Suda yüzer. Oğul, uşak, bir de karım Kurt bana Hastir çeker Kuş bana Yılan bana Hastir çeker Çiyan bana Lan kardaş Bu nasıl yara Kanar heryerimden. Döğülmüşüm Süğülmüşüm Koğulmuş. Siktir çekilmişim yani Kendi öz yurdumda. Bir meri keklik gibi Çeker giderim. |
İbrahim
Yan binmişsin eşeğe Kasketi de yıkmışsın afili Kaşın üstüne. Bir günün beyliği beylik Aldırma sat anasını; Olmasa da olur "Mükeyyifat"tan sayılır Gaz, tuz ve şeker. Hadi sür Paçanın kokusunu aldı seninkiler! Küçük Yılmaz bekler şehir ekmeği He oğul, he! Senin de şansın var Hadi şöyle gir de köyden içeri Ayaklarını sallaya sallaya, Bozkulağı anırta anırta Ko desinler Şahmaran'ın bağı var! |
İlk Adım
Bir mermi de benden aslanım, Bir mermi de benden. Bir mermi de benden zafer topları Mukaddes namlular! Daha gelmesin mi bahar, Daha gülmesin mi ağlayanlar? Yıllardır kan içinde, sargı içinde Unuttunuz mu Sevmesini şakalaşmasını? Çekik gözlüler, Kıvırcık saçlılar, ablak yüzlüler! Küller mi saz beniz etti sizi Yabani güller, dost bakışlar, otlu çiçekler! Ve sizler : Adana, Aras pamuğu kadar Sevdiğim yüzler! Yayla türkülerim kadar Memleketlilerim kadar Sevdiğim yüzler! Altıya mı değdi yaşlarınız Otuz dokuz doğumlu çocuklar? Ömrünüz, gözleriniz, uykularınız Sığınaklarda geçti harp boyunca. Oylum oylum ateşleri gördünüz mü, Cepheden dönenleri sordunuz mu? Tanır mısınız Ay nedir, gün nedir, elma nedir? Güneşi gözlere doldurmak güzelken Hey küçük kardeşler hey Görün ne hale koydular dünyamızı. Şimdi zafer topları gürlüyor Avrupa'da. Ve deniz ötesi kıtalardan Şarkılar... Şimdi kazaska oynuyor Avrupa. Şimdi silah yerine bayrak tutanlar... Hiçbirini tanımadığımız, Oyunlarını bilmediğimiz Mişiganlılar, Oksfortlular, Ukranyalılar Şimdi, göz aydın etme zamanıdır. Yeni bir dünya doğuyor. Şorul şorul giden kan pahası. Müjdeler, müjdeler olsun Yeni bir dünya doğuyor Zincir seslerinden Verem basillerinden uzakta... Büyük ölülerini bağrına basıp Yaralı insanlarımız Kahramanlarımız konuşuyor : "Benim olsun, senin olsun, bizim olsun, Hani kardeşlerimiz vardı ya Bu dünyada. -Kız kardeşlerimiz, annelerimiz, şairlerimiz- Dumdum kurşunuyla vursalar da Her zaman böyle döğüşeceğiz : Gırtlak gırtlağa, diş dişe, tank tanka Demokrasi için, Eşitlik ve hürlük uğruna" Bir mermi de benden aslanım Bir mermi de benden Bir mermi de benden Zafer topları, mübarek namlular! |
Kardeşlik Acıları
Yıllar var ki sizleri düşünüyorum : Yanan şehirlerim, Düşmana ekmek veren tarlalarım Teknelerim, ocaklarım, öğretmenlerim! Ve sizleri : Caddeler, tarlalar, fakülteler, Nehir boyları, şehirler, ordular Aşklarım, hünerlerim, sefaletlerim! Ellerime ateş düştü Yüreğime, gövdeme, kollarıma. Biliyorum ey demokrasi! Bütün şairlerin ölür Barikatların susar Ve yanar da limanların, iskelelerin Zafer gülleri sensiz açmaz Böyle bir macerada. Kardeş, kardeş! Alkış tutan ellerini kesmedim, Tanklarımla tarhlarını ezmedim. Ben kendi halimle müthiş kişi Ben sevici sert ve delişmen... Ve hürlük kardeşlik çırasını Kendi hissemce götüren insan. Biliyorum bu dünyada Gökyüzü ve denizyüzü Cümle çiçek ve cümle yemişler vardır Biliyorum bu dünyada Yalnız ve "yalnız insanlar Yani kardeşler vardır." Beni şehir şehir beni, Beni köy kent beni Beni usul, beni yolca götür Kardeşlik treni! Ağır yaralılar taşıyorum İncinmesin kollarım, ayaklarım, ellerim Işıltılı gündüzlere gitmeliyim Acılar, darağaçları, kelepçe demirleri! Bayram şenliklerine, Demokrasi şenliklerine gitmeliyim Uğruna şiir yazılan, döğüşülen, ölünen insanlar! Yeter değil bana Zaferlerin, Yıllardır gece hücumlarına Sokak savaşlarına katlandığım. |
Karlı Kabalaklı Dağ
Şu Evren Şu Ülker Şu Samanyolu Şu Ay Şu Zühre Şu Kervan Kıran Belden Çok Evvel Vardı Benden Sonra da Var olacak Hey Dağ Yüce Dağ Karlı Kabalaklı Dağ Essin Bağrıma Çığların Buzulların Rüzgarı İşlesin Yüreğime Soğuk Zemherinin Kar'ı Göğsü Güzel Kaba Dağlar Hey Dağlar Verin Bana Ala Geyikleri Kurtları Kartalları Açsın Koyun Gözleri Hıra Çiçekleri Nergisler Elvan Elvan Fışkırsın Su Gözeleri Yerli Kayalardan Yıldızları Tutayım Bir Bir Anadan Üryan Kulaklara Küpe Olsun Küpe Hem Dillere Destan Ne Ayak Bassın Toprağıma Koca Götlü İt Suratlı Gavur Ne Kırk Ayaklar Yesin Ne Yılan Kırkan Yani İçerdeki Düşman Sütümü Ekmeğimi Yoğurdumu Kaba Ardıçların Çamlarınla Sığırların Davarların Ve Asi İnsanlarınla Berhudar Ol Muzaffer Ol Daha da Özgür Ol... |
Keban Dedikleri
Munzurum Pus İçinde Savrulur Karla Rüzgarla Aşağıda Domates Biber Fideleri Çalışır Derin Kuyularda ... Ve Keban Dedikleri Bir Küçük Şehir Yediğim Ağu da İçtiğim Zehir Oy kurban Ölem Ben Ölem Kuytularda. |
Kısrağa Aştı
Dağda Dağ Yüzü Yok? Ekinlerde Ekin Demir Değnek Demir Çarık Gezersin Kimbilir Yürekteki Sevdayı? Hay Kardaş Görklü Kardaş Kurt Ne Bilsin Akar Su Ne Bilsin İnce Belli Karınca Ne Bilsin Bu Hayat Bu Zulüm Toprağının Kararmış Zühresi Ay'ı Bentleri Yıkar Su Kısrağa Aşar Aygır At Yaşamak Değişir Yaşamak Ölümden Üstün Sadece Unutma Sen Şu Bitmeyen Kavgayı |
Kimi Göbek Toplar, Kimi Madımak
Keban Çukuruna Bahar Gelmiş Palu Mahlesine Bahar Çarşıda Yeşil Soğan Çelem Ve Havuç Dağlarda Nergisler Keban Tepeleri Munzura Bakar Yukarlarda Göl Dağının Etekleri Arapkire Doğru Ve Yamada Allı Pullu Beyaz Peştemallı Başörtülü Üç Etekli Kadınlar Kimi Göbek Toplar Kimi Madımak Ve Keban İle Elazığın Arası Un Uçmaz Kepek Kaçmaz Viraneler Var... |
Kirtim Kirt
Can yoktu ki sevdala düşe, Kurt yoktu ki kızıl kana üşe Yoktum ki yol geçe Yoktun ki haber ulaşa Gül yoktu ki, dal yoktu ki.. Ve döne döne ateş Döne döne madde Gökler yarıla dürüle Dağlar savrula devrile, Kırıla döküle yıldız Sular evrile çevrile Döğüşe döğüşe madde Değişe tokuşa madde Öyle bir vakte erdi ki devran Döne döne esir Döne döne gaz Döne döne atom Döne döne madde Döğüşe çekişe madde Vuruşa vuruşa madde Ve zaman değişe değişe Yosun titreşe, yeşilleşe Işık dura değişe Öyle bir vakte erdi ki devran Ha dedi kırdı zincirini İçerdeki adam Demir bağrışa bağrışa Zindan çağrışa çağrışa Şöyle buyurdu ki Yusuf Dört kitaptan daha büyük : "Demek bu hayat, Önce sana bana yük Demek su kimin Toprak kiminse Motor, elektrik, ve ışık kiminse Demek sultan odur. Demek insan bölük bölük. Yaşıyorsun ölüyorsun demek. Nasıl yaşıyorsan Öyle düşünüyorsun demek Demek insan En yüce mertebede hayvandır Yeni anladım Alet kullanan ve yapan. Tilki tarlayı masallarda sürer, Manyetoyu çeviremez tavşan. Devril başımdaki kader Dökül dilimdeki yalan Tutuş beynimdeki kibrit Kirtim kirt Kirtim de kirt Kirtim de kirtim Kirtim kirt" Bir yandan demirciler Demir döğe denge denk Bir yandan boyacılar Boya vurur renge renk Bir yanda Kurtuluş savaşçıları Bir yanda esaret Bir yanda termonükleer çağ Bir yanda balistik şirret Evvel madde Ahir fikir Dolan göğümdeki hava Salın yanımdaki fakir Salın proleterya Geber başımdaki bit Kirtim kirt Kirtim de kirt Kirtim de kirtim Kirtim kirt |
Köylülerime
Anamız birdir, aynı memeden emmişiz dostlar. Kan kardeşiz, sizlere kanım kaynıyor. Sizlerle beraber herk ettik toprağı, Beraber yattık hapiste, beraber tesekere aldık Ve maniler yaktık hasret için; Gülemediysek de boş verdik beraber... Halay mı çekmedik kol kola, Horon mu tepmedik diz dize, Çepken mi vermedik rüzgâra? Koyun koyuna yattık toprak duvarlarda Sıtmayla, sığırla, davarlarla... Daha da yatarız dostlarım daha da... Gün gelirse eğer Halay çeker, türkü söyler gibi yan yana Mavzer mavzere verip de Düşmana kurşun da atarız. Sizlere kanım kaynıyor, yabancı değilsiniz bana... |
Kurtlara Karşı
Başımı sokacak bir damım yok uçsuz bucaksız dünyaya karşı. Ellerimde sıcak yüzü yaşamanın dosta karşı, düşmana karşı. Kanım damlar ılık ılık sabaha dek düşüme giren aydınlığa karşı. Ovada nur topu bir ağaç ışır altın başaklı aşkıma karşı kardeş kardeş yaşamak varken neden kuzular tek tek, kurtlara karşı. |
Külli Topraksız ve Horlanmış
Bu Sular Döner Ha Döner Karasu Murat Çemişgezek Engü Ve Miran Döner Ha Döner. Ağaçları Toprak Damları Ve İnsanlarıyla Miran Çayı Bizim Çayımız Patlar Çanakçı Dağlarından Ve Gözesinden Kökler Ağaçlar Derin Yarlar Arasından Kıvrılarak Düşer Aşağılara Belki Bin Yıldan Fazla Sular Cefalı Topraklarımızı Ve Kürtler Aleviler Çingeneler Yaşar Toprak Damlar Ve Çadırlarda Dünyadan Habersiz Gaz Lambasının Işığında Bakarlar Birbirinin Gözlerinin İçine İşkili Gülerek Ve Korka Korka Külli Topraksız Külli Arkasız Ve Horlanmış |
Memleketimin Şarkıları
Ben, bizden olan bütün insanların dostu; Adı, haritalarda bile bulunmayan Bir köyündenim Anadolu'nun. Güzel şeylere hasrettir memleketim, Güzel şeylere hasret bu dünya. Yıllardır, kanda ve ateşte mısralarım Yanan şehirlerin, Ağır tankların tekerlekleri arasında. Biliyorum, Yaylım ateşlere girilmiştir gönlümüzce Pasifik kıyılarından Volga'ya kadar. Benim arzumanım kaldı Hürriyet boylarında tank oynatanlarda. Bütün kıtalarda Tulu arzda, islam içinde, küffar içinde Mülhit, mümin ve vatanseverim. Fakir, cefacı topraklarım içinde Mendil tutanım, diz vuranım, baş çekenim Zeybekte, halayda, tamzarada... Ben küçük Yusuf'um Çit köyünde Çapak çapak ela gözlerim; Kıl keçim kısır, annemin memesi yara. Benim saçlarım belik belik, Bıyıklarım burma burma Gözlerim kara kıyma renginde, ama Erzincan oynamış ağlamışım Irgatlık etmişim el kapısında. Dolu vurmuş bahçelerimi, Çekirge inmiş tarlarıma. Ben bir yolcuyum hemşeri Manisa bağlarından geçtim Aydın incir tarlalarından. Çığlıklar getirdim Üzümleriyle beraber çürür gibi düşen İnsanlarımdan. Sıcak tuzsuz gevreklerinizi yemişim Alaca karanlıkta... Buca'lı işçilerim. Unutur muyum seni Derdini, ekmeğini bölüştüğüm Türküleriyle bizi ağlatan memleketlim. Karadeniz'in Rumelikarı tütünü, Bende türküler oldu ağlamaklı, Bende türküler oldu dizim dizim. Doldurdum sineme, ciğerlerime, Doldurdum derdi mihneti Pamuk tozunu, kömür tozunu; Memleketimin şarkıları kadar acı çektim. Ben Ahmet Çavuş'um "Attığım kurşunlar gitmezdi boşuna "Şimdi kuzgunlar iner taze leşime". "İki kere kesemden everdiğim" Dost dediğim kıydı bana. Ben Kürtoğluyum derim ki "Yiğitlik kadim" Ben Nazif'im "Urfa'ya karşı vurdular beni" Ağlasın Urfa. Ben şairim Halkların emrinde, kolunda, safında. Satırlarım vardır kahraman, Satırlarım vardır cılız, cesur ve sıtmalı. Ahdim var : Terli atlet fanilalı göğüslerden Püfür püfür geçeceğim. Bir de aşıkım, kanlıbıçaklı Yar için serden geçeceğim. İnan ki ciğerparem, inan ki sevgilim Bu hususta : "Üçten, beşten, senden geride kalan değilim" |
Meri Kekliğim
Bir Elde Çatal Bir Elde Dehre Dalar Dikenlerin Kengerlerin Peşinde Kaderimmiş Söğerim Oy Merı Kekliğim Yeter Çektiğim Dut Kurusu Süpürge Tohumu Yediğimiz Ve Bir Godik Arpa İçin Sivas Kapılarından Geri Çevrildiğimiz Günleri Defledik Meri Kekliğim Yeter Çektiğim Yol Parası Veremedim Diye Şu Dağları Bana Açtırdılar Şu Yolları Bana Hacizlere Gitti Suna Gibi Keçim İneğim Meri Kekliğim Kore Dağlarında Tabakam Kaldı Mapus Damlarında Özgürlüğüm Hey Meri Kekliğim Yeter Çektiğin |
Mürettip Hasan
Alınmıştır, Ağzım dilim elimden Konuşamam yanarım. Unumu elemişim, Eleğimi asmışım Ölüm de ne, vızgelir Ama yanarım. İnce derde hele bir Düş de gör Nicedir Kardeşim! Parmaklarım yazı dizer Yorulur; Kurşun kasalara dökülür derdim Bir türkü bilirim "Var git oğlan var git" "Mekanın ara" "Nerede karnın doyarsa" "Vatanın ora!" Hey anam hey Yine de hey hey! Mürettip Hasan deyip de geçme Ben adamın anasını bellerim Punto hesabı Katrat hesabı. |
Ne Fayda!
Sen benimsin, Ciğerpârem, sevdiğim Gülden ağır Söylemem sana! Saçlarına Kızıl güller takayım Salın da gel, Bir o yana Bir bu yana! Meğer Müşkil işmiş hürriyet Savunmayla yetmiyo Bir başka sevda! Telden Demirden geçsen Mapusu delsen Ne fayda! |
Olur Biter
Ama şunu da aklına ko: Başımıza gelen bütün bu şeyler dünyada olmamaktan daha iyi. Hem bizim için hasret falan da neymiş ki, Sen orada yıldızlara bakar dalarsın, Ben burda cigaramı yakar dalarım, İşte olur biter. |
Onlar Yoksul Eti Yerler
Bak Şu Dağlara Alı Al Moru Mor Saf Saf Omuz Omuza Dünya Elvan Elvandır. Bu Dirlik Düzenlik Kavgasında Yunus Kollar Daldırma Gül Ve Yürek Kocamandır. He Vallah Kocamandır. Kalabalık Yücedir Kalabalık Vatandır Ah Len Ah Onlar Yoksul Eti Yerler Ve İçtikleri Kandır. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:35 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.