![]() |
Karacaoğlan
ANNACINA ALMIŞ KOCA BERİD'İ
Annacına almış koca Berid'i Farıdı da deli gönlüm farıdı Hazret Nuh'tan beri kimler var idi Nuh'un tufanını bilin mi meşe Anacına almış koca ardıcı Başına yağar da boranla gıcı Gittin Kâbe'ye de oldun mu hacı Ol Beyt-Şerif'e yüz sürdün mü meşe Şu meşenin bin incecik yolu var Sayamadım yüz bin türlü dalı var Şu dünyanın yüz bin türlü hali var Şu dünyanın halinden bilin mi meşe Karac'oğlan der, bu da böyle olsun Başındaki kuru dalın göğersin Senin bahşışını Bertiz'li versin Ol Bertiz'in halini da bilin mi meşe |
BAĞLANDI YOLLARIM, KALDIM ÇARESİZ
Bağlandı yollarım, kaldım çaresiz Gayrı dünya bana aralandı, gel Derildi dertlerim, artsız arasız Üst üste dizildi, sıralandı gel Yârı görse idim haftada, ayda Sevip ayrılmaktan ne buldum fayda Azrail göğsümde, canım hay hayda Ciğerimin başı yaralandı, gel Karac'oğlan der ki, başa yazıldı Gözüm yaşı Ceyhun oldu, süzüldü Kefenim biçildi, kabrim kazıldı Mezarım üstü kar'alandı, gel |
BANA KARA DİYEN DİLBER
Bana kara diyen dilber Gözlerin kara değil mi Yüzünü sevdiren gelin Kaşların kara değil mi Güzel, ben seni isterim Seni koynumda beslerim Yüzünü, güzel, göreyim Zülüfün kara değil mi Boyun uzun, belin ince Yanakların olmuş gonca Salıverirsin kolunca Beliğin kara değil mi Utanırım akar terim Güzellikte yok benzerin En sevgili makbul yerin Saçların kara değil mi Beni kara diye yerme Mevlâ'm yaratmış, hor görme Ala göze siyah sürme Çekilir, kara değil mi Hind'den, Yemen'den çekilir İner Bağdad'a dökülür Türlü taama ekilir Biber de kara değil mi Göllerde kuğular olur Göğüs ak, kara benlidir Mısır'da çok zengin vardır Kölesi kara değil mi Pınara konan kuğunun Kanadı beyaz çoğunun Çöldeki Arab beyinin Çadırı kara değil mi İller de konup göçerler Lâle sünbülü biçerler Ağalar, beyler içerler Kahve de kara değil mi Evlerinde sular akar Güzelleri göze bakar Hublar yanağına sokar Sünbül de kara değil mi Karac'oğlan der, inşallah Görenler desin maşallah Kara donlu Beytullah Örtüsü kara değil mi |
BİR AYRILIK BİR YOKSULLUK
Vara vara vardım ol kara taşa Hasret ettin beni kavim kardaşa Sebep ne gözden akan kanlı yaşa Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm Nice sultanları tahttan indirdi Nicesinin gül benzini soldurdu Nicelerin gelmez yola gönderdi Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm Karac'oğlan der ki kondum göçülmez Acıdır ecel şerbeti içilmez Üç derdim var birbirinden seçilmez Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm |
BİR YİĞİT GURBETE GİTSE
Bir yiğit gurbete gitse Gör başına neler gelir Merdin sılayı andıkça Yaş, gözüne dolar gelir Bağrıma basarım taşlar Akıttım gözümden yaşlar Yavrusun aldıran kuşlar Yuvasına döner gelir Kocadım çekemem nazı Bağrıma dökemem közü Yârin bana kötü sözü Kara bağrım deler gelir Evlerinin önü söğüt Atalardan kalmış öğüt Yârinden ayrılan yiğit Sılasına döner gelir Yaşa Karac'oğlan yaşa Ben söylerim coşa coşa İş düşünce garip başa Düşünerek gider gelir |
BİTTİ M'OLA, ŞAM İLİNİN HURMASI
Bitti m'ola, Şam ilinin hurması Gitti m'ola ala gözün sürmesi Hama'nın, Humus'un telli turnası Turna, yârin selâm saldı, gel diye Bitti m'ola Şam ilinin gülleri Aştı m'ola siyecinden dalları Şu sefil Yakub'un şirin dilleri Turna, yârin selâm saldı, gel diye Bir ağaçta biter kırk yanal alma Birinden gayriye elini sunma Irak, yakın diye eğlenip kalma Turna, yârin selâm saldı, gel diye Aşına da Karac'oğlan aşına Yeni girmiş on üç, on dört yaşına Irak değil, ak pınarın başına Turna, yârin selâm saldı, gel diye |
ÇIKIP YÜCESİNE SEYRAN EDERKEN
Çıkıp yücesine seyran ederken Gördüm ak kuğulu göller perişan Bir fıkrat geldi de durdum ağladım Öpüp kokladığım güller perişan Hayal hayal oldu karşımda dağlar Eşinden ayrılan ah çeker ağlar Dökülmüş yapraklar, bozulmuş bağlar Bülbülün konduğu dallar perişan Yıkılmış dilberin mamur illeri Susmuş bülbül, söyler her dem dilleri Dağılmış sünbülü, solmuş gülleri Yüzüne dökülmüş teller perişan Karac'oğlan der, ben toy avlamadım Arab ata binip boylatamadım Küstürdüm dilberi hoylatamadım Dilberi küstüren diller perişan |
DİNLE SANA BİR NASİHAT EDEYİM
Dinle sana bir nasihat edeyim Hatırdan, gönülden geçici olma Yiğidin başına bir iş gelince Anı yad ellere açıcı olma Mecliste ârif ol kelâmı dinle El iki söylerse, sen birin söyle Elinden geldikçe sen eylik eyle Hatıra dokunup yıkıcı olma Dokunur hatıra kendisin bilmez Asilzadelerden hiç kemlik gelmez Sen eyilik et de o zayi olmaz Darılıp da başa kakıcı olma El âriftir, yokla kendi kendini Dağıdırlar duzağını, fendini Alçaklarda otur, gözet kendini Katı yükseklerden uçucu olma Muradım nasihat bunda söylemek Size lâyık olan onu dinlemek Sev seni seveni, zay etme emek Sevenin sözünden geçici olma Karac'oğlan söyler sözün, başarır Aşkın deryasını boydan aşırır Seni bir mecliste hacil düşürür Kötülerle konup göçücü olma |
DÖNDÜR BOYNUN BENDEN YANA
Döndür boynun benden yana Âşıkını bir az tanı Kurban oldum işte sana Ettim feda ben bu canı Gayrı bana bakma mısın Yangına su dökme misin Sen Tanrı'dan korkma mısın Yok mu kalbinin imanı Karac'oğlan kes dilini Yâre söyleme halini Şaşırma sen bu yolunu Aşkın bâkî, yârin fâni |
EĞLEN HOCAM EĞLEN, BİR SUALİM VAR
Eğlen hocam eğlen, bir sualim var Edep nedir erkân nedir yol nedir Benim Karac'oğlan olduğum belli Dede nedir abdal nedir kul nedir Yıkılmaz Mevlâ'nın yaptığı yapı Hak Muhammed dini, taptığım tapı On iki bahçede kırk şekiz kapı Eşiğin bekleyen iki kul nedir Gayet ince derler Sırat'ın yolu Yarın ana varanın nic'olur halı Üç yüz altmış altı selvinin dalı Arasında açılan iki gül nedir İkimiz de bir göğnekte dururuz Göğnek perde, başka başka yürürüz Biz de anamız, evde od ururuz Ataş nedir tütün nedir kül nedir |
ELÂ GÖZLERİNİ SEVDİĞİM DİLBER
Elâ gözlerini sevdiğim dilber Göster cemalini, görmeğe geldim Şeftalini derde derman dediler Gerçek mi sevdiğim sormaya geldim Gündüz hayallerim, gece düşlerim Uyandıkça ağlamağa başlarım Sevdiğim üstünde uçan kuşların Tutup kanatların kırmağa geldim Senin âşıkların gülmez dediler Ağlayıp yaşını silmez dediler Seni bir kez saran ölmez dediler Gerçek mi efendim, sormaya geldim Senin işin yiyip içmek dediler Yâran ile konup göçmek dediler Göğsün cennet, koynun uçmak dediler Hak nasip ederse görmeye geldim Mail oldum, senin ince beline Canım kurban olsun tatlı diline Âşık olup senin hüsnün bağına Kırmızı güllerin dermeğe geldim Karac'oğlan der ki, işi doğrusu Gökte melek, yerde hüma yavrusu Söyleyim ben sana sözün doğrusu Soyunup koynuna girmeğe geldim |
ELÂ GÖZLÜ BENLİ DİLBER
Elâ gözlü benli dilber Koma beni el yerine Altın kemerin olayım Dola beni bel yerine Hecine gönlüm hecine Yiğide ölüm gecine Al beni zülfün ucuna Sallanayım tel yerine Gel kız karşımda dursana Şu benim halim bilsene Zülfünden bir tel versene Koklıyayım gül yerine Karacaoğlan der n'olayım Kolun boynuna dolayım Nazlı yâr kölen olayım Kabul eyle kul yerine |
ELÂ GÖZLÜM BEN BU İLDEN GİDERSEM
Elâ gözlüm ben bu ilden gidersem Zülfü perişanım kal melûl melûl Kerem et aklından çıkarma beni Ağla göz yaşını sil melûl melûl Yiğit, ey sevdiğim sen seni gözet Karayı bağla da beyazı çöz at Doldur ver bâdeyi, bir dahi uzat Ayrılık şerbetin ver melûl melûl Elvan çiçeklerden sokma başına Kudret kalemini çekme kaşına Beni unutursan doyma yaşına Gez benim aşkımla yâr melûl melûl Karac'oğlan der ki, ölüp ölünce Ben de güzel sevdim kendi halimce Varıp gurbet ile vâsıl olunca Dostlardan haberim al melûl melûl |
ELİF
İncecikten bir kar yağar, Tozar Elif, Elif deyi... Deli gönül abdal olmuş, Gezer Elif, Elif deyi... Elif�in uğru nakışlı, Yavrı balaban bakışlı, Yayla çiçeği kokuşlu, Kokar Elif, Elif deyi... Elif kaşlarını çatar, Gamzesi sineme batar. Ak elleri kalem tutar, Yazar Elif, Elif deyi... Evlerinin önü çardak, Elif'in elinde bardak, Sanki yeşil başlı ördek Yüzer Elif, Elif deyi... Karac'oğlan eğmelerin, Gönül sevmez değmelerin, İliklemiş düğmelerin, Çözer Elif, Elif deyi... |
ESERLER
1 Vara vara vardım ol kara taşa Hasret ettin beni kavim kardaşa Sebep ne gözden akan kanlı yaşa Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm Nice sultanları tahttan indirdi Nicesinin gül benzini soldurdu Nicelerin gelmez yola gönderdi Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm Karac'oğlan der ki kondum göçülmez Acıdır ecel şerbeti içilmez Üç derdim var birbirinden seçilmez Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm 2 Sunayı da deli gönül sunayı Ben yoluna terk eyledim sılayı Armağan gönderdim telli turnayı İner gider bir gözleri sürmeli Sabahtan uğradım yarin yurduna Dayanılmaz firkatine derdine Yıkılası karlı dağın ardına Aşar gider bir gözleri sürmeli Ateş yanmayınca duman mı tüter Ak gerdan üstünde çimen mi biter Vakti gelmeyince bülbül mü öter Öter gider bir gözleri sürmeli KARACAOĞLAN kapınıza kul gibi Gönül küsüverse ince kıl gibi Seherde açılmış gonca gül gibi Kokar gider bir gözleri sürmeli 3 Be felek senin elinden Hem yanarım hem ağlarım Gece gündüz ağlar gözüm Başımı döğer ağlarım Çağırırım gani deyi Gel ağlatma beni deyi Kimi görsem seni deyi Yüzüne sakar ağlarım Lutfeyle beyim urandır Gözümün yaşı barandır Kaygılı gönlüm virandır Hicrimi çeker ağlarım KARACAOĞLAN düştü derde Gece gündüz yanar narda Hak kadı olduğu yerde Kabrimden çıkar ağlarım 4 Güzel Ne Güzel Olmuşsun, Görülmeyi Görülmeyi, Siyah Zülfün Halkalanmış...Aman Aman Örülmeyi Örülmeyi. Mendilim Yuğdum Arıttım, Gülün Dalında Kuruttum, Adin Ne İdi Unuttum...Aman Aman Sorulmayı Sorulmayı.. Seğirttim Ardından Yettim, Eğildim Yüzünden Öptüm, Adın Bilirdim Unuttum...Aman Aman Çağırmayı Çağırmayı. Benim Yarim Bana Küsmüş, Zülfünü Gerdana Dökmüş, Muhabbeti Benden Kesmiş...Aman Aman Sevilmeyi Sevilmeyi. Çağır KARACAOĞLAN Çağır, Taş Düştüğü Yerde Ağır, Yiğit Sevdiğinden Soğur...Aman Aman Sarılmayı Sarılmayı. 5 Gine Dertli Dertli İniliyorsun, Sarı Durnam Sinem Yaralandı Mı. Hiç El Değmeden De İniliyorsun. Sari Durnam Sinem Yaralandı Mı, Yoksa Ciğerlerin Parelendi Mi. Yoksa Sana Ya Düzen Mi Düzdüler, Perdelerin Tel Tel Edip Üzdüler. Tellerini Sırmadan Mi Süzdüler. Allı Da Durnam,Telli De Durnam, Sinem De Yarelendi Mi. Yoksa Ciğerlerin Parelendi Mi. Havayı Ey Deli Gönül Havayı Ay Doğmadan Şavkı Dutmuş Ovayı Türkmen Kızı Gater Etmiş Mayayı Çekip Gider Bir Gözleri Sürmeli Kuru Kütük Yanmayınca Tütermi Ak Gerdanda Çifte Benler Bitermi Vakti Gelmeyince Bülbül Ötermi Ötüp Gider Bir Gözleri Sürmeli Dere Kenarında Yerler Hurmayı Kılavuz Ederler Telli Durnayı Ak Göğsün Üstünde İlik Düğmeyi Çözüp Gider Bir Gözleri Sürmeli. Karacoğlan Der Ki Geçti Ne Fayda, Bir Vefa Kalmadı Ok İle Yayda. 6 Bugün çay bulandı yarın durulmaz Yol ver dağlar ben sılama varayım Karlı dağlar varayım Zalım dağlar varayım Muhabbetli yardan gönül ayrılmaz Yol ver dağlar ben sılama varayım Karlı dağlar varayım Zalım dağlar varayım Gurbet elde efkarım var zarım var Sılada bekleyen nazlı yarim var Bizi ayırana intizarım var Karlı dağlar yaz gele Zalım dağlar tez gele Bizi ayırana intizarım var Oy dağlar Yol ver dağlar ben sılama gideyim Karlı dağlar gideyim Zalım dağlar gideyim Ezeli de KARACAOĞLAN ezeli Döküldü bağların gülü gazeli Gurbet elde ben nideyim güzeli Karlı dağlar güzeli Zalım dağlar güzeli Gurbet elde ben neyleyim güzeli Oy dağlar Yol ver dağlar ben sılama gideyim Karlı dağlar gideyim Zalım dağlar gideyim 7 Beni Kara Diye Yerme, Mevlam Yaratmış Hor Görme, Ela Göze Siyah Sürme, Çekilir Kara Değil Mi? Her Yoldan Gelir Geçerler, Aktan Karayı Seçerler, Ağalar Beyler İçerler, Kahve De Kara Değil Mi? Karac�oğlan Der Maşallah, Birgün Görünür İnşallah, Kara Donludur Beytullah, Örtüsü Kara Değil Mi? 8 Ela Gözlüm Ben Bu Elden Gidersem, Zülfü Perişanım Kal Melül Melül. Kerem Et, Aklından Çıkarma Beni, Ağla Göz Yaşını, Sil Melül Melül. Elvan Çiçekleri Takma Başına, Kudret Kalemini Çekme Kaşına, Beni Ağlatırsan Doyma Yaşına, Ağla Göz Yasini, Sil Melül Melül Yeter Ey Sevdiğim Sen Seni Düzet Karaları Bağla,Beyazı Çöz At O Nazik Ellerin Bir Daha Uzat Ayrılık Şerbetin Ver Melül Melül Karac�oğlan Der Ki Ölüp Ölünce Bende Güzel Sevdim Kendi Halimce Varıp Gurbet Ele Vasıl Olunca Dostlardan Haberim Al Melül Melül 9 Üryan geldim gene üryan giderim Ölmemeye elde fermanım mı var Azrail gelmiş de can talep eyler Benim can vermeye dermanım mı var Dirilirler dirilirler gelirler Huzur-ı mahşerde divan dururlar Harami var diye korku verirler Benim ipek yüklü kervanım mı var Er isen erliğin meydana getir Kadir Mevlâ'm noksanımı sen yetir Bana derler gam yükünü sen götür Benim yük götürür dermanım mı var Karac'oğlan der ki ismim öğerler Ağı oldu yediğimiz şekerler Güzel sever diye isnad ederler Benim Hakk'dan özge sevdiğim mi var 10 Elâ Gözlerini Sevdiğim Dilber, Göster Cemalini Görmeye Geldim, Şeftalini Derde Derman Dediler, Gerçek Mi Sevdiğim Sormaya Geldim. Gündüz Hayallerim, Gece Düşlerim, Uyandıkça Ağlamaya Başlarım, Sevdiğim, Üstünde Uçan Kuşların, Tutup Kanatlarından Kırmaya Geldim. Senin Aşıkların Gülmez Dediler, Ağlayıp Yaşını Silmez Dediler , Seni Biraz Saran Ölmez Dediler, Gerçek Mi Sevdiğim Sormağa Geldim. Mail Oldum Senin İnce Beline, Canim Kurban Olsun Tatlı Diline, Aşık Olup Senin Hüsnü Bağına, Kırmızı Gülleri Dermeye Geldim. Karac'oğlan Der Ki Gönül Doğrusu, Gökte Melek, Yerde Huma Yavrusu, Ben Sana Söyledim, Sözün Doğrusu, Soyunup Koynuna Girmeğe Geldim. 11 Madem Dilber Meylin Yoğidi Bende, Ezelinden İkrar Vermeye-Yidin. Muhabbettir Güzelliğin Nişanı, Uğrun Uğrun Bakıp Gülmeye-Yidin. Siyah Saçlarını Eylersin Perde, Beni Sen Uğrattın Bu Zalim Derde, Ben Kendi Halimde Gezdiğim Yerde, Çağırıp Yadigâr Vermeye-Yidin. KARACAOĞLAN Der Ki Ey Mahı Mestim, Kasla Göz Eylersin Bana Mi Kastin. Severler Güzeli Darılma Dostum, Darıldıysan Güzel Olmaya-Yidin. 12 Nedendir de suna boylum nedendir Bu geceki benim uyumadığım uyumadığım Yaman derler ayrılığın derdine Ayrılık derdine doyamadığım doyamadığım Dostun bahçasına bir hoyrat girmiş Gülünü dererken dalını kırmış Şurda bir kötünün koluna girmiş Şu benim öpmeye kıyamadığım Kömür gözlüm der ki sevdim sakındım İndim has bahçeye güller sokundum Bilmiyorum nerelerine dokundum Belli bir haberin alamadığım KARACAOĞLAN der ki yandım ben öldüm Her deliliği ben kendimde buldum Dolanıp da kavil yerine geldim Kavil yerlerinde bulamadığım 13 Güzel Ne Güzel Olmuşsun, Görülmeyi Görülmeyi, Siyah Zülfün Halkalanmış Örülmeyi Örülmeyi. Mendilim Yuğdum Arıttım, Gülün Dalında Kuruttum, Adin Ne İdi Unuttum. Sorulmayı Sorulmayı. Seğirttim Ardından Yettim, Eğildim Yüzünden Öptüm, Adın Bilirdim Unuttum. Çağırmayı Çağırmayı. Benim Yarim Bana Küsmüş, Zülfünü Gerdana Dökmüş, Muhabbeti Benden Kesmiş. Sevilmeyi Sevilmeyi. Çağır KARACAOĞLAN Çağır, Taş Düştüğü Yerde Ağır, Yiğit Sevdiğinden Soğur. Sarılmayı Sarılmayı. |
GENÇ OSMAN DESTANI
İbtida yürüyüş oldu Bağdad'a Sıçradı hendeği geçti Genç Osman Vuruldu bayraktar, kaptı bayrağı İrişti bedene dikti, Genç Osman Kurşunlarım yağmur gibi yağarken Tütünlerim gök yüzünde dönerken Yıkılası Bağdad seni döğerken Şehitlere serdâr oldu, Genç Osman Eğerlensin kır atımın ikisin Fethedeyim düşmanların hepisin Sabah namazları Bağdad kapısın Mevlâ izin verdi, açtı Genç Osman Getirdin de Genç Osman'ı görelim Şahbazımız var idüğün bilelim Taht isterse tahtımızı verelim Vezirleri posttan indi Genç Osman Sultan Murat, Sultan Ahmed'in çırağı Ah edince getirdi ırağı Kudretten çatılı anın yüreği Dal kılıç yazıldı, gitti Genç Osman Karac'oğlan bunu böyle söyledi Askerleri dağı taşı boyladı Bir Bağdad'ı da gayet mehdeyledi Bin yiğide bir baş oldu Genç Osman |
GÖNÜL KUŞU KALKTI UÇTU HAVAYA
Gönül kuşu kalktı uçtu havaya İn gönül dedim de indiremedim Aşıp aşıp gider karlı dağlara Dön gönül, dedim de döndüremedim Hûma kuşu gibi yüksek uçarsın Pervaz vurup Tercüman'ı geçersin Bin bir türlü dala konup göçersin Gönül sana mekân bulduramadım Âleme sultansın, vezirsin kendin Aç, dedim, açmadın ak göğsün bendin Yad ellere gönül verdin de döndün Gönül sana akıl erdiremedim Karacaoğlan der, nedir çareye Cerrah neyler yürekteki yareye Gönül düştü şimdi kaşı kareye Akar gözüm yaşın dindiremedim |
GÖVEL ÖRDEK
Yeşil başlı gövel ördek Uçar gider göle karşı Eğricesin tel tel etmiş Döker gider yare karşı Telli turnam sökün gelir İnci mercan yükün gelir Elvan elvan kokun gelir Yar oturmuş yele karşı Şahinim var bazlarım var Tel alışkın sazlarım var Yare gizli sözlerim var Diyemiyom ele karşı Hani Karac'oğlan hani Veren alır tatlı canı Yakışmazsa öldür beni Yeşil bağla ala karşı |
GÜZEL, NE GÜZEL OLMUŞSUN
Güzel, ne güzel olmuşsun Görülmeyi, görülmeyi Siyah zülfün halkalanmış Örülmeyi örülmeyi Bahçende gülün güllenmiş Şeyda bülbülün dillenmiş Koynunda memen kirlenmiş Emilmeyi emilmeyi Mendilin yudum, arıttım Gülün dalında kuruttum İsmin ne idi unuttum Sorulmayı sorulmayı Seğirttim ardından yettim Eğildim yüzünden öptüm Adın bilirdim unuttum Çağırmayı çağırmayı Benim yârim bana küsmüş Zülfünü gerdana dökmüş Muhabbeti benden kesmiş Sevilmeyi sevilmeyi Çağır Karac'oğlan çağır Taş düştüğü yerde ağır Yiğit sevdiğinden soğur Sarılmayı sarılmayı |
HAKK'IN KANDİLİNDE GİZLİ SIR İDİM
Hakk'ın kandilinde gizli sır idim Anamın beline indirdin beni Ak mürekkep idim, kızıl kan ettin Türlü irenklere yandırdın beni Anamın karnında ben neler gördüm Yedi derya geçtim, ummana daldım Dokuz aylık yoldan sefere geldim Bir kapısız hana indirdin beni Ben de bildim şu dünyaya geldiğim Tuzlandım da çapıtlara belendim Bir zaman da beşiklerde eğlendim Anamın sütüne kandırdın beni Beş yaşında akıl geldi başıma On yaşında gider oldum işime Varıp ta değince on beş yaşıma Bir kuru sevdaya yeldirdin beni On beş yaşadım, yirmiye yol oldu Otuzunda çevre yanım göl oldu Kırk yaşadım, hayrım, şerrim bell'oldu Hayrımı, şerrimi bildirdin bana Ellisinde yaşım yarısın geçti Altmışında yoluna yokuş düştü Yetmişinde biraz tebdilim şaştı Mertebe mertebe indirdin beni Sekseninde beratçığım yazıldı Doksanında kan damarım üzüldü Yüz yaşında azalarım çözüldü Bir sabi masuma döndürdün beni Karac'oğlan der ki, yaktın yandırdın Ecel şarabın verdin kandırdın Emreyledin Azrail'i gönderdin Hiç de doğmamışa döndürdün beni |
HASTA DÜŞTÜM HEY AĞALAR
Hasta düştüm hey ağalar Halim bilmez dağlar şimdi Düşman gibi dost karşımda Zülüflerin bağlar şimdi Etmedim ahd ü zamanı Geçti mihnetin zamanı Yitirdim kaşı kemanı Gözüm yaşı çağlar şimdi Del'oldum kanman sözüme Dost hançer vurdu özüme O yâr bakmıyor yüzüme Yas çekecek çağlar şimdi Balaban uçurdum gölden Tor şahin kaçırdım koldan Yazık fırsat gitti elden Mecnun oldum beyler şimdi Fırkat oldu yaktı canım Feryatla geçer zamanım Yaralandım, akar kanım Karac'oğlan ağlar şimdi |
İLLERİ VAR BİZİM İLE BENZEMEZ
İndim seyran ettim Firengistan'ı İlleri var, bizim ile benzemez Levin tutmuş goncaları açılmış Gülleri var, bizim güle benzemez Göllerinde kuğuları yüzüşür Meşesinde sığınları böğrüşür Güzelleri türkü söyler, çığrışır Dilleri var, bizim dile benzemez Seyr edüben gelir Karadeniz'i Kanları yok, sarı sarı benizli Öğün etmiş, kara domuz etini Dinleri var, bizim dine benzemez Akılları yoktur, küfre uyarlar İmanları yoktur, cana kıyarlar Başlarına siyah şapka geyerler Beyleri var, bizim beye benzemez Karac'oğlan eydür, dosta darılmaz Hasta oldum, hatırcığım sorulmaz Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz İlleri var, bizim ile benzemez |
İNCECİKTEN BİR KAR YAĞAR
İncecikten bir kar yağar Tozar Elif Elif diye Deli gönül abdal olmuş Gezer Elif Elif diye Elif'in uğru nakışlı Yavru balaban bakışlı Yayla çiçeği kokuşlu Kokar Elif Elif diye Elif kaşlarını çatar Gamzesi sineme batar Ak elleri kalem tutar Yazar Elif Elif diye Evlerinin önü çardak Elif'in elinde bardak Sanki yeşil başlı ördek Yüzer Elif Elif diye Karac'oğlan eğmelerin Gönül vermez değmelerin İliklemiş düğmelerin Çözer Elif Elif diye |
İZİN VER HEY AĞAM BEN DE GİDEYİM
İzin ver hey ağam ben de gideyim Ah çekip de arkam sıra ağlar var Bakarım bakarım sılam görünmez Aramızda yıkılası dağlar var Coşkun sular gibi akıp durulma Kuru gazel* gibi esip savrulma Nerde güzel görsen ona çevrilme Bizim ilde cana kıyar beyler var Karşıdan karşıya yanar bir ışık Bunu söyleyenin dilleri âşık Bu buğday benizli, zülfü dolaşık Gitme diye beni yolda eğler var Karacaoğlan der ki kendim öğeyim Taşlar alıp kara bağrım döğeyim Güzel sevme derler nasıl sevmeyim Kaşlar arasında çifte benler var |
SANA DEDİM, ALLI GELİN HAS GELİN
Sana dedim, allı gelin has gelin Suya gider, sağ elinde tas gelin Yedi yıldır ben sevdana düşeli Kerem eyle, şu sevdamı kes gelin Zalim aşk elinden içmişim ağı Senin için dolanırım bu dağı Alam beliğine altın saç bağı Tak saçına, ince bele as gelin Ben seni severim, sen de seversen İnsan olman el sözüne uyarsan Çizme olam ayağına, geyersen Ökçesin de çamurlara bas gelin Bir gül oldum zemheride açıldım Açıldım da kız koynunda geçindim Kumaş oldum terzilerde biçildim Geyin sarıl, ak tahtaya bas gelin Karac'oğlan der ki, nic'olur halım Yoluna dökülsün olanca malım Geyin kutnu kumaş, karşımda salın Ko desinler, şu yiğitin şu gelin |
ŞOL DERGÂHTAN DÖNSÜN YÜZÜM
Şol dergâhtan dönsün yüzüm Ölünce sevmezsem seni Kan ağlasın iki gözüm Ölünce sevmezsem seni Muradıma ermeyeyim Hak didârın görmeyeyim Gonca gülün dermeyeyim Ölünce sevmezsem seni Olsun hey efendim olsun Her kişi ettiğin bulsun Gözlerim kanlı yaş döksün Ölünce sevmezsem seni Sırrım âleme faş olsun Bağrında biten taş olsun Gözlerim kanlı yaş olsun Ölünce sevmezsem seni Karac'olan olur mürde Sen düşürdün beni derde Muhtaç olayım nâmerde Ölünce sevmezsem seni |
ŞU GÖNLÜM EĞLENMEZ OLDU, VARAYIM
Şu gönlüm eğlenmez oldu, varayım Yollar, beni sevdiğime ulaştır Merhaba eyleyip tavaf ettiğim Beller, beni sevdiğime ulaştır Gelen gider imiş şu kara yere Mansur cana kıydı, çekildi dâra Hakk'ın kelâmını söyleyip bile Diller, beni sevdiğime ulaştır Oniki imam gülbengine erişem Anda keramet var, Hakk'a yetişem Baharda açılıp bülbül ötüşem Güller, beni sevdiğime ulaştır Karac'oğlan der ki, doğru yürürler Tamuya girmez, uçmağa girerler El kavşurup Hakk'a karşı dururlar Kullar, beni sevdiğime ulaştır |
ŞU YALAN DÜNYAYA GELDİM GELELİ
Şu yalan dünyaya geldim geleli Tas tas içtim ağuları, sağ iken Kahbe felek vermez benim muradım Viran oldum, mor sünbüllü bağ iken Aradılar, bir tenhada buldular Yaslandılar, şıvgalarım kırdılar Yaz bahar ayında bir od verdiler Yandım gittim, ala karlı dağ iken Farımaz da deli gönlüm farımaz Akar gözlerimin yaşı kurumaz Şimden geri benim hükmüm yürümez Azil oldum, güzellere bey iken Karac'oğlan der ki, bakın geline Ömrümün yarısı gitti talana Sual eylen bizden evvel gelene Kim var imiş, biz burada yoğ iken |
ÜRYAN GELDİM GENE ÜRYAN GİDERİM
Üryan geldim gene üryan giderim Ölmemeğe elde fermanım mı var Azrail gelmiş de can talep eder Benim can vermeğe dermanım mı var Dirilirler dirilirler gelirler Huzur-ı mahşerde divan dururlar Harami var diye korku verirler Benim ipek yüklü kervanım mı var Er isen erliğin meydana getir Kadir Mevlâ'm noksanımı sen yetir Bana derler gam yükünü sen götür Benim yük götürür dermanım mı var Karac'oğlan der ki, ismim öğerler Ağı oldu yediğimiz şekerler Güzel sever diye isnad ederler Benim Hak'tan özge sevdiğim mi var |
VARA VARA VARDIM OL KARA TAŞA
Vara vara vardım ol kara taşa Hasret ettin beni kavim kardaşa Sebep ne, gözden akan kanlı yaşa Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm Nice sultanları tahttan indirdi Nicesin gül benzini soldurdu Nicelerin, gelmez yola gönderdi Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm Karac'oğlan der, kondum, göçülmez Acıdır ecel şerbeti, içilmez Üç derdim var, birbirinden seçilmez Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm |
YALANA DA DELİ GÖNÜL YALANA
Yalana da deli gönül yalana Yedi iklim, çar köşeyi dolana Soğuk sulu yaylalarda sulana Meğer bu dünyanın sonu yoğ imiş Bayrak çekip padişahlık sürmedim Gurbet ilde inim inim inledim Kulak verdim, dört köşeyi dinledim Arkam sıra gıybet eden çoğ imiş Başına bağlamış ibrişim puşu Her daim böyledir feleğin işi Tırnağın var ise başını kaşı Kardaştan kardaşa fayda yoğ imiş Karac'oğlan der ki, yorup yormadan Usandım ben el işine yelmeden Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden Az yaşayıp bir dem sürmek yeğ imiş |
YEŞİL BAŞLI GÖVEL ÖRDEK
Yeşil başlı gövel ördek Uçar gider göle karşı Eğricesin tel tel etmiş Döker gider, yâre karşı Telli turnam sökün gelir İnci mercan yükün gelir Elvan elvan kokun gelir Yâr oturmuş yele karşı Şahinim var bazlarım var Tel alışkın sazlarım var Yâre gizli sözlerim var Diyemiyom ele karşı Hanı Karac'oğlan hanı Veren alır tatlı canı Yakışmazsa öldür beni Yeşil bağla ala karşı |
YÜRÜ BRE YALAN DÜNYA
Yürü bre yalan dünya Senden murad alınır mı Pek dolukmuş humar gözler Buna çare bulunur mu Hem okudum hemi yazdım Yalan dünya senden bezdim Dağlar kovuğunda gezdim Yiten yavru bulunur mu Bahçelerde biter nergis Ben ağlarım gece gündüz Seher vaktı doğan yıldız Yiten yavru bulunur mu Karac'oğlan ağlar gülmez Halin nedir diyen olmaz Giden yavru geri gelmez Yiten yavru bulunur mu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:28 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.