![]() |
Duygu Tuncel
Ağladım
akreple yelkovan kovalıyor birbirini keşke zamanda o kadar hızlı geçseydi... ama ben takıldım o sonbaharda hani sarı sarı yapraklar kaplamıştı yolları sen orta şekerlimi getirmiştin ve ortalama bir ömrü sığdırdığımız yuvamıza veda etmiştin sonra da sen benim her şeyimdin yerin dolmazmış anladım bayramlarda çocukların yolunu yalnız gözlemek de acıymış anladım... ama en zoru sensiz kalmakmış ağladım... |
Ahretlikime
sanırım bazen çatal ve bıçak oluoruz batsak da acıtmıyoruz birbirimizi bazen güneş ve ay olup sebepsizce kaçıyoruz birbirimizden bazen yıldızlar ve gece... ama hep bir ağacın dalları ve daldaki kuşlar gibi ayrılmayan iki dost... |
ALIŞTIM
Kalbini avcumun içine aldım Hayatımın ne güzel türküsünü Yıldızlara söylüyorum bu gece Seni anlatıyorum Ama koşamıyorum sana doğru Üzgünüm… Kalbin Kayıp gitti ellerimden Tutamadım. Kırıkları ayaklarımı kanatıyor Çok acıymış Acıtırmış Alışılırmış ama Zaman ilaçmış Bir tek kayıplara karışmazmış Şimdi ben seni kayıp mı ettim? Geçmediğine göre acım… |
Alıştım Artık
Kazandıklarıma sevinemedim Kaybettiklerime üzülmekten. Gidenlerin ardından bakakalmışken, Göremedim önümü. Tökezledim Düştüm Yerden kaldıran olmadı. Kanadı dizlerim Damla damla akan gözyaşlarımla ıslandı Düştüm kalktım Neyin var diyen olmadı. Yalnızmışım anladım. Unutmam seniler yalanmış Ben dostuma boşuna bel bağladım. Kader değilmiş ağlatan Ben yaşadıklarımdan değil Yaşayamadıklarımdan pişmanım. Unutsam dedim geçenleri Silsem bütün seneleri. Ama mümkün değil kapatmak eski defterleri Yine esirinim senin hayat. Biliyorum devam edecek bu böyle. Kaderin bu senin diye çekinme söyle. Alıştım ben artık her bir derde kedere Bu da gelip geçsin alıp götürdükleriyle. |
Ateşböcekleri
uykumu çaldılar ateşböcekleri yanıp sönüyorlar ya *******i beni de kendileri gibi sandılar... ama bilmiyorlar ki ben küskünüm geceye küskünüm ben yaşamaya sahte gülücüklerden kaçarken tutulmuşum sahte insanlara... bilmiyor ateşböcekleri ben derman bile aramıyorum artık derdime... çünkü yok benim yaramın merhemi olamaz da biliyorum ama anlamıyor işte ateşböceği değil mi? yanıp yanıp sönüyor geceyarısı ama bilmiyor ben küsmüşüm... |
Aynadaki Geçmişim
gecenin bir yarısı olmuş başımda bulutlar almışım bir ayna bakıyorum geçmişime... sokaklarımda çocuklar var masum gözleriyle gülmüsüyorlar bana her köşe başında bir tanıdığa rastlıyorum ama tanımıyor onlar beni. büyümüşüz ya bir yerlere gelince değişirmiş insanlar öyle okunuyor gözlerinden tanıdık tanımadıklarım oluveriyorlar bir anda... anlayamıyorum ben onları derken bir sis bulutu geçmişten seri bir yolculuk geleceğe ama sokaklar aynı çocuklar aynı tanıdıklar? onlar yok gitmişler şimdi başkaları var o köşebaşlarında daha samimi "Ben burdayım,yanındayım." diyen gözlerle gülümsüyorlar bana ben de aynen gülümsüyorum onlara her şey karşılıklı değilmiş bunu anlıyorum bir de ben herkese öyle bakarken herkesin bana "Aynen."dememesinden... |
Ayrılık
Vedalar zordur Ayrılıklar içinden söküp atar bir şeyleri, Adını koyamadığın acılar yükler omzuna… Giden için mi zor? Kalan için mi? Cevapsız bir sorudur asırlardır Biz insanoğlu Çareyi buluyoruz da her şeye Kalbimizin derinlerine dokunamıyoruz bir Ayrılık acısının en yoğun olduğu yere Bilen varsa söylesin Çare varsa göstersin Giden için mi zor? Kalan için mi? |
Belki
odamın penceresinden yalnızlığa bakıyorum gözlerim doluyor. tıpkı senin ardından son bakışımda olduğu gibi anımsıyorum birden o zaman da yağmur yağıyordu ama o yaz yağmuruydu güneş açıyordu sonra yapraklarını aydınlatıyordu ağacımızın sonra sen son yolculuğuna çıktın beni ise gözümde sonsuz yaş selleri ile bıraktın. nedenini asla öğrenemeyeceğim bu gidişinin şimdi bir kelebeğin ufak bedeninde arıyorum seni sıcaklığını... belki rastlarım bir gün diye bekliyorum... |
Ben
hayatın kıyısında oturuyorum çiçeklerin tohumlarından besleniyor ruhum her tohum bir parça yaşam ve her yaşam damlası bir mutluluk getiriyor yanında... bir zincir oluşturup salıversem o uzaklara diyorum ben kıyıdayım ya ama olmuyor bir türlü aşılamıyor insanoğlunun duvarları yıkılamıyor... ben kendi kıyımda kendi mutluluğumla yalnız kendimi avutuyorum... |
Ben Bir Maskeyim
Çok İsterdim Bir Yağmur Damlası Kadar Serin Bir Kar Tanesi Kadar Saf Olabilmeyi... Çok Şey Var İstediğim Ama Ben Bir Maskeyim Gerçek Değilim. Yokum Ben. Bir Dostum Zaman Benim Onun Dışında Her Şey Gelip Geçici Sen Ölümlüsün Dostum Vaden Dolacak, Gideceksin. Duvarlar Örülecek Aramıza. Senin Üzerinde Çimenler Biterken Ben Ağlayamayacağım Bile. İşte Bu Yüzden Şimdi Gidiyorum Sessiz Sedasız. Hoş çakalı Sana Çok Görmedim Ben Hiç Gerçek Bir Veda Bilmedim Ona Yor Bu Kaçar Gibi Uzaklaşmayı Bir De Unutma Beni Dostum Yokluğuma İnat Unutma... |
BEN HAYAT
gözlerimi açtım anlamadım nerdeyim... sürüklendim peşinden ama anlamadım kiminleyim ellerim nerde gözlerim! derken bir ses uzaklardan... ''ben hayat'' ''ben hayat'' sen? hayat... |
BENİM GECEM
gece tuttu ellerimden... düşerken ben ardıma bakamazken korkudan tam dağılacakken ruhum gece geldi ve tuttu ellerimden... dolunaydı gecenin adı yakamozdu ışıltısı dennizle de dosttu gökle de benım gecem... gecem gıttı sonra gunesi bıraktı bana.. ve gıttı ama hiç bir güneş beni onun kadar ısıtmadı... |
Bile Bile
Ayrılıklar bizim için biliyorum Özlemler… Özlemek yakışıyor sevdalara Onu da biliyorum Ve silemiyor zaman yaşananları Sadece örtüyor üzerini saydam bir toz bulutu Ve şimdi o bulut ağlıyor benim yerime Kuruyan gözlerimden Senin hatırına akıyormuş gibi akan yaşlar Islatıyor Geçtiğimiz yolları Uğradığımız kavşakları Ve seçim yaptığımız dönemeçleri Yanlış yoldu belki saptığımız Ama dedim ya Ayrılıklar bizim için Ve onun acısı bile Vız geliyor yüreğime Seni özlüyorum Sevdamızı özlüyorum Faydası olmadığını Bile bile… |
Biliyorum
Kaybedişlerimi buldum sonunda Hayatın derin çukurunda Tamam buldum ne olacak sanki, Kaybetmişim bir kere. Giden geri gelir mi, Umutlar bir daha yeşerir mi? Sevdalar yine küllenir mi? Artık onlar sadece kaybedişlerim değil, Kabullenilmiş yenikliğim… |
BÖYLE
zamansız dünya umutsuz hayat ağaçsız orman sensiz bir ben... |
Bu Yürek
Ne çok badireler atlattı bu yürek Bunu da atlatır elbet. Renklerinin siyaha döndüğü Çiçeklerin kan kustuğu Tomurcuklara hasret baharlar gördü. Serin bir yaz akşamının Kavurucu sabahına uyandı şaşkın. Gözlerini açacak olsa Kör olmayı yeğleyecek dostluklardan geçti bu yürek Sevdayı bilirim diyen sahte gönüllerde Geçici kurulu tahtların sultanı oldu bilemeden. Her defasında aynı saflıkla kandı aynadaki aksine Oysa ne kadar içtendi… Sonraları bir sahnede buldu kendini Aslında en iyi arkadaşı hayat denen tiyatro oyunun başrolü… Sevgilim diye kazıdığı en derinlerine yönetmen olmuş… Dedim ya ne badireler atlattı bu yürek Bunu da atlatır elbet. İki damla gözyaşı, Sessiz çığlıklar Ve ömür boyu kanayan Ama bir süre sonra acıtmayan yaralar… |
Burcuma
Uzaklık lafta özletir Özünde ayırır kalpleri birbirinden dediler Bahaneler uzar gider mesafelerden öteye Geç kalırsın kaybedersin onu dediler.. İnanmadım Dostuma güvendim ben Onun sevgisine Şimdi bana öyle diyenlere inat Daha yakınım ben uzaktaki ile… |
Değişiyor...
Hayal kırıklıkları çiziyor yolumu artık Cebimi deniz kıyısından topladığım taşlarla değil Yaşarken akan nehirden Arta kalanlarla dolduruyorum… Masum değil olanlar Etrafımdaki insanlar İlkokuldaki gibi çorbama kaşık atmıyor Mehmet,Ayşe… Tabağımı alıp gidiyorlar.. Arkama dönüp bakamıyorum korkumdan Daha ne kadar çok şey değişti acaba? Demekten korkuyorum Korkuyorum yalnızlığımı yüzüme vurmasından zamanın Öğreniyorum bilmemem gerekenleri Beni üzüyor bazı duyduklarım Kapatamıyorum kulaklarımı Acıtıyor içimi sonra İçimde yaşadıklarım Yağmur olup üşütüyor sonra da… Ben böyle yaşıyorum Yaşıyor muyum;bilmiyorum… Belki bir gün uzatırsın elini Çekersin beni kendi hayatına diye Bekliyorum… |
Deniz Gibi
Biliyor musun? Bir deniz gibisin bende. Kalbimin en derinlerinde sakladığım, Bir türlü çıkarıp bakmaya kıyamadığım. Tıpkı gelinlik kızların sandıklarındaki çeyizleri gibi. Bir an içimi dökmek istiyorum sana Ruhumu yoldaş edip ruhuna , Yağmurlara inat, Onları kıskandırırcasına ağlamak istiyorum. Yeniden ve yeniden yaşıyorum sana aşık olduğum ilk anı. Sen hala haylaz bir çocuksun, Bense sana sevdalı. Bİr rüzgar esiyor uzaklardan, Yanağıma dokunan her meltemde ürperiyorum, Sana bir adım daha yaklaşıyorum. Hüznün sarıyor etrafımı hanımelleri gibi... Ve ben bir kez daha söylüyorum şarkımızı; Ne kadar acı olsan da sen , Ne kadar hüzünlü, Bir o kadar mavisin, Mavimsin... Uçsuz bucaksız bir gök, Ağlayan bir bulut, Dedim ya sen bende bir deniz gibisin... |
DENİZ ve BEN
kaşlarını kaldırdı gökyüzü hazırlanıyor fırtınaya bulutlar yıldızlı yağmurlu gece bekliyor yolun sonunda bizi.. deniz köpürecek gezecek insanlar yalnayak kumsalda anlaşılmayacağız biz deniz ve ben dalgalanacağız yine... bu gece mezarımız kazılacak orada bile olmayacağız rahat yıne uzak gibi görünecek adlarımız ama olacağız biz el ele bizi ayrıldı sananlara inat... |
Dilenci
avuçlarımda bir dilenci çocuğun zavallılığyla geliyorum sana ılık bir yaz yağmurundan sabahın üşüten yalnızlıklarına akar gibi akıyor ellerim ellerinden yalnızlığın kahramanca zaferi kapatıyor bir kez daha kapılarımı yaşama. kendi alemimde bir dünya yaratıyorum ikimize tekmelerini hissediyorum aşkımızın kalbimde daha var doğmasına diyorum bu yoksul hayatta zenginliğim olur belki sonra ufka dönüyorum yüzümü varlıkla yokluk arasındaki ince çizgide sana kendi yokluğuma doğru süzülmek ve senin kumasallarında kaybolmak istiyorum sonrada kıyılarında karaya vurmak. ürperiyorum bir an ruhum ayrılıyor bedenimden o dilenci çocuğun gözlerinden bakıyorum sana ve son kez aşk dileniyorum... |
Dostum
Keşke bu kadar kolay olabilseydi… Güneş batıyor ya diyorsun ama doğuyor yeniden, Nehir taşıyor ama dönüyor eski haline Sen gidersen eğer dönemeyeceksin ki geri Dostluk bu uzakta da yaşanır ama Gönülden uzak olacaksın bir kere Gönül gözüm nasıl katlanacak Yanımda olmamana? Ama dersen ki ne zaman bir martı görsem Seni arayacağım kanatlarında Tamam o zaman derim İlk ve son defa " elveda" |
DUYGULAR
mutluluktu hüznümü kovalayan sevinçlerimdi üzüntümü rüzgar olup uçuran aşkımdı içimde durmadan kanayan... sevdaydı martıların kanadına tutuşturduğum umuttu çiçeklerde kokladığım.... özlemdi uzağımı yakın eden ve sendin bu hayatı bana sevdiren.... |
EYLÜL
gecenin bir vakti olmuş içim sıkkın... ve sonbahar olmuşum yok haberim ve yakamoz ve ben ve sen aşkımızsan bihabersin... sonbahar döktü yapraklarımı sarardım eylül gibi ben de... |
Fıstık'ıma
sana sarılmayı özledim dostum içimi sana açmayı, omuzlarını gözyaşlarımla sulamayı özledim. bu kadar ayrı kalmamıştık ya birbirimizden kalplerimizi bağlayan melekler de yoruldu gel artık... bak behçemizdeki çiçeklere, büktüler boyunlarını. seni onlar da özledi. benim için olmasa da onlar için gel... sana yolluyorum dostum güvercinle papatyalar yoluyorum seversin sen... ben de seni severim sen beni seversin... ama artık nilay kendini özletmesin... |
Güvercinim
gözlerimi uzaklara dikip de yalnızlığıma ağlarken martıların asaletini keşfettim dedim yanımdan kaçıp gittin sen bir güvercin olabilirsin ama kıskanma martıları dost olmayı bil senden üstün olanlarla. sonra benim gibi yapayalnız kalma ağlama sende uzayıp giden bu yollara bakarken, kapın çalmazken yolunu gözlediğim var da yolumu gözleyen niye yok diye ağlama sen dost olmayı bil senden üstün olanlarla... |
Hayal
gözlerinde hüznün karanlık perdesi minicik ellerinde ufalanmış bir hayat sen,engin denizlerin mavi çocuğu... vazgeçmeyeceksin değil mi oynamaktan. izin vermeyeceksin avuçlarından kaymasına umudunun. kalbindeki sevgi küllerini savurmayacaksın uzaklara sen engin denizlerin mavi çocuğu... dalgalanırken saçların hırçın rüzgarla ellerin kanarsa tutsaklığında yalnızlığın yine de bekleyeceksin değil mi güzel günleri bilsen de gelmeyeceğini. sen;engin denizlerin mavi çocuğu üşürken yağmurlarında sonbaharın savrulurken oradan oraya acımasızca yine de anacaksın değil mi eski günleri bir dostluk türküsü tutturup dudaklarında sırtına alıp bohcanı çıkacaksın değil mi yine yolculuklara? sen engin denizlerin mavi çocuğu hiç bıkmayacaksın değil mi dalga geçmekten yaşamla ağlamakla,gülmekle,sevmekle,sevilmekle bezeyeceksin hayatının baharını sen engin denizlerin mavi çocuğu gözlerinde hüznün karanlık perdesi minicik ellrinde ufalanmış bir hayat sen,engin denizlerin mavi çocuğu... |
Hayat
umut çiçeğim yeşerse keşke ve bir hayat doğsa avuçlarından yüreğime... ölüm dururken başucumda, dokunulmazlıkla sırlaşan ir gerçek gibi kabullenemz onu bu yeniden doğmaya hayata inat koşmaya susayan ruhum dizlerim kanarken bu ıssız yolda onca düşüp kalkmalar gelir aklıma sonra bir perde gibi iner gözlerimden karanlığın içinde yanlızlık. sonuna gelmek istemezken aslında sonu yaşıyor olmak zor zor gündüzlerde bile işkenceler içinde sevgisizlikten çatlamış topraklarda kök salmaya çalışmak ama bir umut yeşermek üzere gözyaşları ile sulanan bir hayat doğmak üzere avuçlarından yüreğime... |
İÇİME BAKAMAM
korkuyorum! bakamıyorum içime göreceklerim görmek istemeyeceklerimse bütün umudum tükenmişse etrafımdakiler içimi kemirmişse korkuyorum bakmaya içime... |
İçin
Bir yerler hep karanlıktır, Anlatılmamış ya da anlatılamamış olanın kavurucu gölgesi, Öldürücü sessizliği... Sevgisizlik gibi acıtan, Ayrılık gibi oradan oraya savuran... Uzaklıkların ayrı düşürdüğü sevgililer, Hasret çekenler Hep yarım bir şeyler Nerede imkansız varsa onu seçer kalpler Zorluklara göğüs germeyi aşk zannerdeler... Gerçek aşk düşlerde var olma çabası verirken, Gerçek sevgi ilk andan beri yüreklerdedir aslında, Hayat bulur ana kucağında... Aşk ve sevginin arasındaki çizgidir ince olan, Duygularımız değil bizi hassaslaştıran, Gözyaşlarımız değil ağladığımızda bizden kopan, Mutlu olmak değil bizi güldüren, Güldüğümüz için mutluyuz çoğu zaman. Ve karanlık değil bizi korkutan, Korktuğumuz için bizleriz karanlıkta kaybolan... |
İNAN
pazartesiymiş bugun yarın salı ne önemi var ki yaşayamadıkça gönlünce hangi zaman tuz basar yarana? akşam vakti batan güneşe inat yaşıyacağım ulan ben! diyemedikçe umut peşindekoşarken yolunu kaybedınce ne önemi var? |
İSTANBUL
İlk görüşte aşktı benimki Resminden vuruldum sana Işıklarınla Kulelerinle Camilerinle Öyle ısıttın ki içimi Düşünmeden geçmez oldu Bir dakikam seni.. Sana kavuşmanın hayali vardı Ulaşırsam biter mi bu aşk korkusu Ama bilirdim Sensiz olmazdı bu ömür Ve sonunda gerçek oldu hayal Kalabalığına karıştım ben de Korkuttun beni önce Alıştım sonra Karışıp gittim Kayboldum sokaklarında Biliyorum başkaları da var kalbinde Seni benim gibi seven birileri Birçokları var hatta Kıskandım ama ona da alıştım Çünkü sen İstanbul sun Çünkü sen İSTANBUL…. |
İstanbul Rüzgarı
Karanlık çöktü şehrime Sensizlik kuşattı tüm sokakları Dinliyorum geceyi Öyle bir özlem fısıldıor ki... Yakıştıramıyorum rüzgara. Güzdüzün kalabalığını özlüyormuş Gecenin karanlığı onu boğuyormuş Bu gece izin ver şehrime ,diyorum Dinlensin. Yorgun kuleleri Asi kaleleri Uyusun yıldızların altında Binbir gece masalları yaşatırken rüyasında yeniden Üşütme onu rüzgar Üzerini örten aşklarıyla İçini ısıtan dostlarıyla Bırak İstanbul'um dinlensin. |
İSTANBUL YAŞANMALI
Yaralı bir kuştur istanbul Sarıp sarmalanmalı. Gözlerinin içine bakıp da Sevgi sözcükleri fısıldanmalı. Ürkek bir çocuktur İstanbul Umudun izi yüzünde yara Sevgisizlik kalbinde derin acı Sımsıkı kucaklanmalı. Hazin bir aşk öyküsüdür İstanbul Sevgiliyi şarkılarda arayan Dert ortağını kalabalık sokaklarında Onunla dost olunmalı. Bir yalnızlıktır İstanbul Öylesine kalabalıkta tek başınalık Akıtır gözyaşlarını Boğaz'ından sessiz O yaşlarla ıslanmalı. Ve bir hayattır İstanbul Her sabah doğup yeniden,akşamına kor kızıl batan Her anı birbirinden farklı olan Aşkı göğünde,nefreti derinlerinde saklayan.... |
Kalpten Kalbe
Uzaklarda olsan da Gözlerini göğe mühürlemişsin Her dolunayda gülümsüyor bana, Bir ışık sızıyor odama, Issız gecenin koynunda, Ninnisi ile uyanıyorum rüzgarın, Ağaçların yaprakları dalgalanıyor, Dalgalanıyor deniz.. Ve kıyıya vuruyor ölü gözyaşlarım. Kayalar ufalanıyor, Bir şiir beliriyor bulutların üzerinde, Belli ki kalbinin yansıması, Diyor ki; Unutmak mümkün değil seni, Unutulmaya layık değilsin, Çünkü sen benim vazgeçilmezimsin |
Kar Taneleri
gökyüzü içini döküyor bu gün bir papatyanın yapraklarından beyaz onlardan hırçın onlar kadar saf... dökülüyor kartaneleri avuçlarımda eriyor yüzlercesi çıkıp dolaşasam diyorum sağuk... içim dışımdan çok üşüyor dışım,içimden çok bana benziyor içim karmakarışık yağıyor dışıma kar taneleri gibi.. kendimi onlardan koruyorum da kendimden koruyamıyorum duruyor artık. düşmüyorlar onlar da yorgun belli kar taneleri unutturmayın bana kendinizi... |
Kara Toprağım
kendi kendimi esir aldım kilitledim kapılarımı pencerelerim sımsıkı kapalı. saatlerim durmuş elektriklerim kesik. yok beğlantım kendimden başkasıyla. kalbim bomboş ruhum olmuş sarhoş bu uğurda zamana bıraktım seni sevmeyi ama sevgin gidince gitti her şey yaşayan bir ölü oldum bahara hasret papatyalar gibi yağmura aç topraklar gibi bekliyorum yağmanı artık gözyaşlarım değil senin bakışların beslesin kara toprağımı... |
Karanlık
Dalgalar kayaları dövüyordu Martılar ekmek kavgasındayken Yıldızın kaymasını bekliyordu deniz Kayıp gidivermesini üzerinden. Rüzgar fısıldıyordu geceye “Adın ne senin?” Ve gece dayanmıştı kapıma Öbür adım “karanlık benım…” |
KENDI YALNIZLIĞIM
huzur aramaya yollandım ben ayaklarım gitmiyor başka yere şehrimden kaçtım. huzur ararken kaçtım kaçarken uzaktan izledim izlerken anladım şehrim kadar karışıktı kafam onun surları kadar eskiydi hayallerim geceye saklandım. saydım adımlarını rüzgarın dalgalarla yarışırken de izledim yenildi dalgalar soluklandı kayalarda ben de soluklandım oturudm kaldım deniz kıyısında. aslında kendı yalnızlığımda... |
Keşke Ben de Balık Olsaydım
denizdeki balıklar kadar bilirim nefes almayı ben onlar kadar yaşarım ama beni kimse sevmez onlar kadar her gün doğuşunda ve batışında ben gıpta ile bakarım onlara deniz öyle bir içine almıştır ki balıklarını koskoca bir aile gibi en çok bunu kıskanırım ve en çok o zaman keşke ben de bir balık olsaydım der yüreğim… |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:42 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.