![]() |
Bu Suskunluğum Hayra Alamet Değil
Bu Suskunluğum Hayra Alamet Değil
Ölmemi istiyordun işte öldüm Beyazlara sarılmış soğuk bedenim Sen arkamdan güldün Bu suskunluğum hayra alamet değil Dostlarıma söylemiştim Beynimdeki hücreleri seninle bitirmiştim Kanıma zehrini eklemiştim Şimdi istediğin oldu Dünyalar senin olsun Bir yanımda ateş Diğer yanımda melekler dursun Ve tüm unutulanlar sussun Ben her öldüğümde sana şiirler yazdığımı unutma Şimdi gidiyorum Ve sana son bir şiir daha yazıyorum Bu suskunluğum hayra alamet değil!... Her yazdığım yalnızlığıma emanettir. Ve her hakkım saklıdır |
Dayanamıyorum
Daha iyisi için ayrılık... Dayanamıyorum bu iyiliğe, Kandırma kendini benide üzme kahretme. Nasıl bir iyilikse kahrolsun, Nasıl bir iyilikse mahvolsun, Dayanamıyorum ben ayrılığa. Geçmişi kapadık böylesi iyi diye, Aldandık sevgimizin küçüklüğüne, Hayatı zindan ettik birbirimize, Nasıl bir anlayıştı kahrolsun, Nasıl bir iyilikse mahvolsun, Çözemiyorum düğümünü, Dayanamıyorum ben ayrılığa |
Asılıyım Gözbebeğinde
üzerinde ezici ayaklarının geçeceği karelerinde olmayacağım kaldırımın güneş ateşini döktüğünde şöyle bir geçeceksin yanımdan yanacak yüreğimin en diplerine yağmurları biriktirdim uyumadan ben hep baktığın yerde alaycı işte şu yıldızdı dediğin olmayacağım hiç kaymayacağım dileklerinde hep işte orda asılıyım gözbebeğinde.... |
Herkesler Nerdeler
Bilmiyorum bu muamma hayat ne kadar sürecek Ve her pişmanlık ne kadar çalacak ömrümden Kalemim cansız sevdalara yazılamamış, Binlerce mısra saklıyor Ve hala bekliyorum , Yaşamak için,bekliyorum Öylesine işte, Bekliyorum ya canım işte ben Rüzgar nerden eserse... |
Yine Sana
Bu gece sana çalışıyor yüreğim Kepenklerimi kapattırmıyor sevgin Yapıştı yakama Fena tutulmuş sana Öyle böyle değil… Bir görsen sen bile inanamazsın bu kadar sevilebileceğine Ama değersin bence Fazlasına bile değersin sen Elimden gelse keşke Ama sadece şiirlerim var sana verebileceğim Sana yazılan bir avuç şiir var Belki de asla bilemeyeceğin sana yazıldığını Okuduğunda konduramayacağın… Ama dedim ya Seviyor seni bu yürek İnan başkası olmayacak sen istemeyene dek… |
Bir Çocuk
Aydın yüzlü bir çocuk, Aydınlık bir geleceğe, Aşık atıyordu, çember çeviriyordu, Bilye yuvarlıyordu, derin çukurlara, Işık yakıyordu, gelecek yarına Işıl ışıl gözleriyle, güneşe bakar gibiydi, Senaryolar çiziyordu yüzünde Bir çocuk, tek ayağı üzerinde, Zıplıyordu, zıp, zıp Bana koşuyor, çarpıyordu delicesine Haylaz, yaramaz bir çocuktu, İçimde kalan. Çocukluğumu tamamlıyordu. |
Özleyişin Yansıması
Günler kısalıyor, giderken genç, ihtiyarlar Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharlar. Dünyayı sevmek için ömür ne kısa Yazlar yetmez az, ilkbahar daha kısa. Orda içip badeyi hiç kanmadık Zevk sanıp tam bir ömür onu aradık . Sevgi O. O’nun tadını bir şey vermiyor “Ölmeden önce ölmek” diyor. Dönülmeyecek yolculuktan bu sahile, Bitmez bir özleyişin yansıması bize. |
Korkma
Korkma yaklaş karanlığa Orada ben varım Çaresizliğimize, Zavallılığımıza Gel, beraber ağlayalım |
Haydi Kızlar Okula
Siz baharda açan Binbir çeşit çiçekler misâli Her mevsim, her gün, her zaman Gönül bahçemiz de açan çiçekler. Avuca alınan bir serçe’nin kâlbi gibi Kâlbi heyecanla, sevgiyle atan Sesleri cıvıl cıvıl Bülbül sesleri gibi Okulları, sokakları, evleri dolduran Minik kuşlarımız. Baharlarımız, yazlarımız Bitip, tükenmeyesi nazlarımız Can kızlarımız... Siz olmadan şenlenmez Çiçeksiz bahçeler gibi olur okullar. Sizi okula göndermemek mi? Hayır ! Böyle bir düşünce; Gelmemeli, sığmamalı hiçbir akıla El ele tutuşup, şarkılar söyleyin hadi Duysun herkes, haydi kızlar okula ! |
Mezara Kadar
Karanlıkla gelen izler silinmez Vatandaşın hali nedir bilinmez Anadan babadan kötülük gelmez Yazgıdır fakirlik bizden silinmez Mahallemin vardır dar sokak yolu Hırsızı hıcıbı ülkemin dolu Pir Sultan Abdal’la Mevla’na yurdu Anadolu’m bu gün sararıp soldu Sarı kavak yeli eser yurdumda Seher yıldızıyla kaldım ben darda Sinsice insanı soyanlar burda Vatanı Millet sevenler nerde ? Dileni dileni gurbet gezerler Kalemi defteri alıp yazarlar Karınca yavrusu olsan ezerler Hani nerde ? bizi seven erenler Yetmiş milyon insan sel olup akar Siyaset bunlara ahmakça bakar Yokluk canavarı yuvalar yıkar Osman senin çilen mezara kadar. |
İdam Sehpası
Akıl almaz hayaller almış gidiyor başını İçimde bir korku sevsem seni sanki vuracaklar beni Sevsem seni sanki ayağıma prangalar çekilecek Sevdam beni delirten sevdam.. Seni sevmek benim için yaşamaktır. Sensizliğin kabustur İdam sehpasıdır sensizliğim.. |
Aşk Yolcusu
Bir hazan mevsimi aniden gelip, Gönlümde nevbahar estirdin güzel. Manalı bakışla, aklımı çelip, Sevda potasında erittin güzel. Razıydım dalımda tek bir goncaya Öbek, öbek güller açtırdın güzel. Sönmüş küllerini saçıp havaya, Gönül volkanımı harlattın güzel. Sen bende saklısın, ya ben nerdeyim ? Beni benden alıp, götürdün güzel. Ebedi aydınlık, bir beldedeyim Gecemi gündüze döndürdün güzel Şimdi ne tarafa baksam ordasın. Her şey senden bana bir cilve güzel. Bülbülde, güldesin; al da, mordasın, Halid’i yaktığın kordasın güzel. |
O An
Bir öğle vakti durdu zaman Hayallerim yıkıldı üzerime Bense kırık dökük,perişan Ayrıldığımız işte o an Bir öğle vaktiydi,durdu zaman Utandım bakamadım yüzüne Seviyorum diyemedim son kez Ağlamak istedim,yapamadım Gitme deyipte ellerini tutamadım Ben konuşmak için bocalarken Son sözlerin döküldü dudaklarından -Ne olur benim için üzme kendini... Konuşamadım,haykıramadım sevdiğimi Anlatamadım sana sevgimin yüceliğini... Sen yeni sevdalara çiçeklenirken Beni koparıp ateşlere attın. Kaç gece seni düşünüpte kapattım bu gözleri, Aklımdan çıkmadı bu aşkın son sözleri. Ayrıldığımız işte o an, Öğle vaktiydi durdu zaman... |
Çok mu Şey İstemiştik?
Gelen baharla birlikte karanlıkların bile bize yasak olduğu bu şehirde Uykusuz *******in arasına sıkışmış yeleleri düşmüş düşler gibi, yekbezan yalnızlığımız gibi Her doğan güneşle beraber Sabrın ,en sert sularını içiyoruz . Dümensiz bir sandaldayız sanki , Yelkenlerimizi zamansız parçalamış zaman; son umutcasına asıla kalmışlar serende. Çok mu şey istemiştik tanrıdan ? Yoksa inancımızı mı az görmüştü ? Nemin amortisini bile çok gördü hayal ettiğimiz kıyılardan. Off ! Işıkların son prensesi , off ! İki kafadar biz, sular altında kalmış bağ bozumlarına Nar çiçeğindeki ateşlerin yürek yangınlarına mı sevdalanmıştık? Off ! Yakamozların son prensesi , off ! Yaşananlar da gelmese akla yollara yağan karlar, gayretini yitiren bahar, Serende asılı umutlar Ve hatta karamsarlıklar : Hepsi yalan olacak. Düşündüm de, nerede eksik buldu tanrı inancımızı. Doğrularımızda ... Düşüncelerimizde ... Sevgimizde ... Nerede, nerede yaptık biz yanlışı ? Acaba biz yanlış yapmış mıydık ? Yoksa sınavlarından birinde miydik yine ? Yalnızca hatalarını onramak için , var mıydı bizim kadar kendini sorgulayan, yürekten kendine inanan, ve yardım isteyen kulu Off ! karanlıkların prensesi , Off ! Ne kadar çok iz bırakmışız acılara Karanlıklara... Yalnızlıklara... Yarınlara... Yarınsızlığa... Off ! Limon çiçeği çaylı tek lüksüm , offf! çiçeğin özünde, yaprağın yeşilinde, eşkiyanın vicdanında, yoklukların olanca ağırlığındaki Karanlık gözlüm , off ! Off! Sürgün bakışlarına parya olduğum, yüzü benli, gözü benli, göğsü benli, sırtı benlim off! Off! Gecenin karanlığını yırtan sensizliğin narası off! Bu derinden gelen oflar da olmasaydı, olabilir miydik birbirimize bunca sorun arasında bu kadar yakın ? 22.NİSAN.2003 AFYON |
Ben olacağım
İsyanın ben olacağım Ufacık bir damla olacağım bardağını taşıran Yeşil yanıpta geçmeyen arabalara kızgınlığın Annene bağırdığın o anın Her şeyi fırlatıp yıktığın zamanın Yalnız başına ağladığın anların Masumu suçlu sandığın Aşka inançsızlığın O kendine yenik ,çekilmez pişmanlığın Pahalıya ödetilen ukalalığın Gelecekte ki kaygın Sevdiğini mutlu edemeyen tavrı bir adamın Keşke diye sayıklamaların olacağım. |
Hatıralarım
İçimden ne varsa yazmak istedim Sitemler edip seni üzmek istedim Ben kendi dünyamı bozmak istedim Engel oldu bana, hatıralarım. Hayalîn aklımdan çıksın istedim Şu gönül aşkından bıksın istedim Bu ateş seni de yaksın istedim Engel oldu bana, hatıralarım. Şarkılar hüzünlü çalsın istedim Bu dert beni hemen alsın istedim Gözlerin hep yaşlı kalsın istedim Engel oldu bana hatıralarım. |
Kıskanılan Yatak
Yatağını kıskanırım, Seni bağrına basar... Yastığını kıskanırım, Her gece saçını okşar, Nefesini o duyar, Yüzüne doyar, doyar... Yorganını kıskanırım, Her gece seni sarar... Faydasız şey sanırım, Kıskanmam neye yarar... Ben odanı kıskanırım, Btün kokunu duyar... Der ki o dört duvarın, Senle olmaya değer... Ben aynanı kıskanırım, Her gece sana bakar... Geceliğini kıskanırım, Senle mutluluk duyar... Ben rujunu kıskanırım, Dudağında hep; o, var, Ben sürmeni kıskanırım, Gözlerine o bakar... Ben seni çok kıskanırım, Çünkü başkası sarar... Ahh, o seni saranı, Kıskanmam neye yarar... Yastığın olsaydım yar, Saçların okşasaydım yar, Yorganın olsaydım yar, Seni ben sarsaydım yar... Yatağın olsaydım yar, Bağrıma bassaydım yar... Bir gecen olsaydım yar, Sana ağlasaydım yar... 22.04.2004 Taşkışla/Taksim |
Kendi Başına
Yağmurla ses olup çıksın, Dallansın dumanlı ağaçta bensiz, Vursun yürüyen şafağa gölgesi, Gülde dolaşan arı gibi göksel, Suyun kabuğunda gerçek parıltı, Başağı sallayan ay gibi, Arabasız bir yıldızın kamçısı Gibi kıvrılsın gökyüzünde seçik, Gün gibi boyasın denizi, Ekmeğin yanında tuz gibi esmer, Su anıtı gibi her yerde olsun, Kimi desin, "Kimin bu sevi?" Kendi başına sansın kimi? |
Zaman Kalmadı Unutmaya
Sen başkalarının öncelerini de götürmüşsün, kendinin sonralarına. hayal bile edemezken hayalini, yine de sen olurum sensizce.. Aslında gidenler hancısıydı gönlümüzün kaderin kederinden çıkageldi, yarım kalmış baharlarından ömrümüzün. Ölümse kokutan son baharları, gülümdür akıtan gözyaşlarımdaki ilk baharları. Zamanı çoktur ızdırabın. Her an yüreğimden karşılıksız sevgi sözcükleri taşar, Sen sakın sevme güzelim, Aşk yaşanılmadığı sürece yaşar... |
Sevgini Sun
Yüreğinin en derin hücresinde Hissediyorsun sevginin sıcaklığını Paylaşım denen yüce hazzı Yakala yüreğim. Sun onu,sevgini sun; Yüksek bir ağacın en tepesindeki yaprağına Yüz binlerce göz gibi bakan yapraklara, Yağmurlara ve ağlayan bulutlara.. Yücelt sevgini en tepeye ve paylaşıma, Hak eden aşık yüreğe, Sevmesini bilene sun... |
Her şeyim Oldun
Önce doğan bir güneş oldun hayatıma Senle istedim yeniden sevmeyi. Cama düşen bir yağmur damlası oldun sonra Ben seni tutana kadar çoktan kayıp gitmiştin Penceremden. Sonraları beyaz bir bulut oldun Hasretim, acılarım oldun Yetişemeyeceğim kadar uzaktın Ulaşamazdım belki ama En azından sığınırdım yalnızlığıma Sonra bir ses oldun kulaklarımda yankılanan tüm benliğimi saran,her yerde seni aradım Ümit oldun içimde ve sevgi Ve sonra dudaklarımdan dökülen cümleler oldun Seninle başlayan ve seninle biten cümleler Sonra bir yakamoz oldun ayışığında denize dökülen Hayallerim *******im oldun Sonra bir yıldız oldun gökyüzünde hayatıma yön veren Işık oldun *******ime Sonra bir çiçek oldun yeryüzünde Nadide,saf ve ince Ve en sonunda kağıdıma dökülen yazılar oldun Anladım ki; Seni Seviyordum. |
Yine Aylardan Nisan
Yine aylardan Nisan, yağmur yağıyor yine. Cama vuran her damla, işliyor ta içime. Gözümden akan yaşlar, karışırken seline. Yaşlı gözlerle bakarım, mazimden hayaline. Her baharla birlikte, Nisan gelecek yine. Tek sen olmayacaksın, beklerken penceremde. Bilmiyorum kaç mevsim, gelip geçecek böyle. Hasretliğin içimde, kapanacak bu perde. |
İzinsiz Komedi
Uykusuz gece Sanki yıldızlar karartıyor yalnızığımı Sınırsız karanlık hem de Birlikte kayıp zamanla Gözlerimden akmayan yaşlara Hüzünlü gülücüklere Bulantı yüzümde Acemi konuşkanlığımda Ve asla olamayacağım Aşktaki ustalığımda Bir kahkaha Yaratırım Hatta bir komedi Hem de suretsiz İzinsiz bir komedi |
Burdaydım
ben buradaydım hem de yüreğin kadar yakınındaydım. zaten hiç oradan da ayrılmamıştım. soğuk bir gecede ellerimi bıraktığın yerdeydim. ama sen yoktun güzelim, bir tarafım sayende yarımdı.. bir umdum vardı,o da yok şimdi.. evet Bir ekim gecesi acımasızca elimden alındı.... bir enkaz yığınından farksızdım artık. saçım sakalım bir birine karıştı, sigarayı da üç pakete çıkardım, güzel olan her şeye çizgi çektim, adına,sevdana şiir yazmayı da bıraktım kendimi yalnızlığa bıraktığım gibi.... ve gecenin en sarhoş saatlerinde haykırarak yemin ediyorum... bir daha böyle sevmeyeceğim diye..... |
Ela
Çocuğun gelince süt dişleri Büyür annenin sevinci Su içlerinde çakıl tanesi Ve mayhoş bir ağartı uçlarında Eladır bu Çiy damlası tırnakları Diş goncasında acı bir kamaşma Gülerken ağlaması. Deli kız kaptırır gönlünü Aydede uçurur ******* boyunca Ve durulur da pembeleri Avuçlanmış bir su yalnızca Yürüse sokaklarda denize baksa Sözler, kokular Boyuna ince bir düşünce Eladır bu. Şair yüreği açar dikenleriyle Konmasa da yorgun kuşlar Bir kızdır koklayan Tırnakları kanar, incelir düşleri Eladır bu Ah şair çocuk Köpük toplar kızların koynundan Sürer gökyüzüne güz günleri. Şu utangaç gökyüzü Uçsa bulutlarla, kuşlarla konsa Derelerin gümüş rengi Çoğalır bir damla gözyaşıyla Kadınlar ki solgun öykülerde Kol kanattır çocuklara Türküler, kederli aşk şiirleri Eladır bu. |
Sana Bakıyorum
sana bakıyorum; seni aldatan bakışlarımla... aklından seni çıkarıp, bir başkasına kolayca sevda veren aklımla. sana bakıyorum; "söküp atamam..!" diyen "sensiz olamam..!" diyen yüreğimle. sana söylüyorum; seni aldatan dudaklarımla... sana yazıyorum; sensiz şiirler yazan bu ellerimle. kahrolası ben! sana bakıyorum.. utanmadan... hala seviyorum! hala seviyorum! |
Çıkmaz Sokak
Suda vefa yalnızca balıklara, Geceleyin güneş utanır aydan, Ellerim uzanırken semalara Parlak bir “yıldız” kayar gökten o an, Suda vefa yalnızca balıklara.. Anlatabilsem seni *******e ******* ki her gece aydınlanır, Göz yaşım düştüğü zaman yere Bütün komşular kapıma dayanır, Anlatabilsem seni *******e.. Ah, baharda şu “gül”ler bir solmasa! Mezarımızın üstüne dikilir, Çürümüş kemiklerimiz de olsa Ruhumuza elbet “Fâtiha” gelir, Ah, baharda şu “gül”ler bir solmasa.. Derin hayallerinde kaybolurum, Süvarisiz şahlanmıyor hiçbir at, Gidilmiyor az ötesi uçurum, Ya bir rüya, ya da yalan bu hayat, Derin hayallerinde kaybolurum.. Esmer deli kanlı içten yaralı Sevdalanır yeşil gözlü dilbere, Bu sokakta bütün yollar kapalı Sadece açık kalmış bir pencere, Esmer deli kanlı içten yaralı.. Titrer ellerim hep seni görünce, Eririm bakışların arasında Hayallerimde gezersin her gece Sensiz günlerim ayrılık yasında Titrer ellerim hep seni görünce.. Gelinlik içinde nereye böyle?!!! Yağmur bulutu rahmetten yoksun mu?! Bir çiçek baharda solar mı öyle? Gidiyorsun ağlamamak olur mu? Gelinlik içinde nereye böyle?!!! Üstü örtülü bütün anıların, Yüreğim yüreğim acı içinde Kim bilir öleceğim belki yarın, Bir yüreğim var, o da kan içinde Üstü örtülü bütün anıların.. Nergisler soluk, kuşlarsa ötmüyor, Yeni bir ölü mü var bu mezarda? Yüzümüze “gül”ler neden gülmüyor? Bir yas var ama, sadece burada Nergisler soluk, kuşlarsa ötmüyor.. Denizde dalga, hiç geçit vermiyor, Her günün bende bir hatırası var, Kalan gün, geçen gün say hiç bitmiyor, Bu yollar çok uzun, bu yollar çok dar, Denizde dalga, hiç geçit vermiyor.. Üşüyorum bu karanlık sokakta.. Güneş buraya hiç doğmayacakmış, Yalnızca ben değil, herkes ayakta Parlak bir “yıldız” gökten kayacakmış, Üşüyorum bu karanlık sokakta.. Zeminde “yılan” var, havada “baykuş”! Bu dünyada hayat kocaman yalan, İnmekle çıkmakla bitmiyor yokuş, Kapılıp gidiyor dünyaya dalan, Zeminde “yılan” var, havada “baykuş” |
Yok Edercesine Bitti
Anlamsızca bitti Hiç beklemeden,aniden Karşıdan karşıya aceleyle geçer gibi Ömrünün son dakikalarını yaşar gibi Sigarayı bir an önce bitirmek için içer gibi Yok edercesine ikimizi Bitti |
Görmedin ki Beni
Sen kış mevsiminde hiç görmedin ki beni. Nasıl üşüdüğümü,soğuktan titrediğimi, kendime nasıl sokulduğumu hiç bilmedin? Yağmur dualarına çıkmışım çiftçilerle beraber ve ayaza teslim olmuşum. Bunu görmedin. Sen ilk baharda hiç yanımda olmadın ki, görmedin beni. Çiçeklere sevdamı,bahara hayrkırmamı hiç duymadın. Ve yediveren güllerde nasıl bir sürgündüm. Dokunamadın. Bahar sağanağında nasıl seninle ıslandığımı, çimenlerde nasıl yeşil olduğumu, ve sana nasıl açtığımı…? Bunu görmedin. Sen yaz aylarında hiç görmedin ki beni. Kumsalımda yürüğünü, Sıcağımda yandığını hiç farketmedin. Meltem esintimde kaybolmadın. Martı kanatlarında bana gelmedin. Körfeze karşı şiirler dökülürken kalemimden, Diyar-ı gurbette belki mahsun, belki benden bi haberdin. Kurumuş dudaklarımı, Kızaran yanaklarımı,… Bunu görmedin. Sen mevsim kışa dönerken hiç görmedin ki beni. Alelacele savruluşumu, ayaklara dolanışımı, toprağa karışmamı,rüzgara teslimiyetimi… kışa hazırladığımı bedenimi ve hep üşüdüğümü, odun ateşinde kendimi seyredişimi… Bunu görmedin. Sen beni hiç görmedin ki aşka tutsak oldun. Ben seni hiç görmedim ki savruldum durdum. Biz birbirimizi hiç görmedik ki. (Biz birbirimizi hiç tanımadık ki…) Sezer Nişancı 29 Mart 2007 İzmir Yağmur bir yağsa… Ne haldeyim bir bilsen Hani koymadan seni toprağa,yüreğim acıyordu ya anne? Hani seni koyduktan sonra toprağa içim katılıyordu ya anne? Hani , sonra dönüşüm vardı ya gurbet ele tekrar. Hani insanların bana boş bakışları vardı ya anne? Tatmadıkları acıyı paylaşamıyorlardı ki benimle. Sensizliği yaşamıyordu ki onlar. Onlar anasız değildi ki ben gibi. Hatta çocuğum bile, hatta eşim bile ağlama demişti bana… Onlar anasız kalmamıştı ki. Onlar bensiz kalmamıştı anne,benim sensiz kaldığım gibi. Çaresiz kalan bendim…anasız kalan ben. Tıp ilminin durduğu,donduğu günlerdeki acı beni yaktı. Nice canlar ben gibi durdu,yandı,kavruldu. Nice yürekler kan kustu bencileyin. Ve bebeler ana memesinden mahrum büyüdü bilirim. Yaşı kemale ermek ne demek sorarım size? Ne demek “unut artık ananı yıllar geçti bak” demek? Ben kocasam bile, Ben ak saçlı biri olsam da Yaşasaydın hala çocuğun olmayacak mıydım senin? Hala sormayacak mıydın bana üşüyor musun diye? Aç mısın? Neden gözünde yaş var? Demeyecek miydin? Büyütüp beni salacak mıydın gene bu iğrenç hayata? Büyüdün artık deyip silkeleyecek miydin beni yakandan? Çaresizliğimin çaresiydin anam. Akan göz yaşımı silenimdin. Derdime dermandın hep… Akıllı kadındın ama bilirim. Baş edemediğinde yaşamla, vedalaşmadan gitmeyi seçtin sen. Ve bunun nasıl yapılacağını öğretmedin bana. Eksik bıraktın analık görevini…küskünüm sana. |
Gülüşünü Cenazeme Sakla
Yüzüm kayıptır gözlerinde. Gözlerimde, ışığı karartılmış bir şehir ve toprağa düşen yağmur damlası günahkar, doğan güneş suçlu. Saçı rüzgarda dağılmış bir gökyüzü veriyorum sana. Tut, karart ve yıldız as karanlığına. Asmak için karanlığına, yağmursuz bulutlar gelecek sana. Ve zulüm, tekrardan cesaretini topla ve kat ömrünü şafaklara. Bir bağırsan, bir toplasan, bir toplasam... Toplayamıyoruz! O, sana rehin yüreğimde, tüm erken uyanan insanlar da bilir. Bilirler ki; bozgunum, her şafak yorgunum. Lanetli insanlar öksürdü uykularıma. Bilmem ki ismim hafızanda durur mu hala? Şu sıra saati bozuk bir zamandayım. İliklerimde mevsimin şaşırmış gülleri açar. Ayrıca süpürülmüş kuş leşleri ayaklarımda... Düşünürdüm, gözyaşı neden saydam, kan niye kırmızı, insanlar niye gece yatardı, gece niye sessiz, sensizlik niye karanlık? Bilsem... ...bilsem iyi olurdu işte. Nefessiz yaşadım bir süre, yaşanılabildiği kadar. Aşksız yaşamaya çalıştım, yaşanılmıyor hiç, boğazın kilitlenir durur her an. O gülüşünü cenazeme sakla. Tut bu elleri dipsiz mezarlara, gözyaşlarımı gözlerine, gurbetimi vatanına göm.... |
Unutmayın
Sevgileri görmeyen gözler, duyguları anlamayan kalpler, acıları yudumlayan sineler, sevdigini bırakıp giden eller, kıymeti bilinmeyen hayaller, duygularını çaldırmışlar bir defa fakire… Aç, susuz, ihtiyar, bir fakire. Unut gitsin sahte günlere sahte duygulara sahte olan bütün düşüncelere; duygularımla karşılık veriyorum sizleri hâlen seviyorum. |
Bilir misin
Tam sınırdan kaçarken vurulmak nedir bilir misin? Nöbetçiler ha gördü, ha görecek Parmaklarının ucu dikenli tellere değdi değecek... Ama... Bir adım daha atamazsın. Uzanıp tutamazsın; Göz pınarlarında donup kalır hayallerin Planların, kaçışın, kurtuluşun Ve deler sevgi dolu yüreğini Sevgi bilmeyen bir kurşun. Bir okyanus da boğulmak nedir bilir misin? Batan bir gemiye el sallayamamak, Oturup ağlayamamak, Birkaç kulaç ötedeki Bir tahta parçasını tutamamak, Nedir bilir misin? Sevmek nedir bilir misin? Bir şeyler tutuşur yüreğinde kıpır kıpır Bütün benliğini sarar, ısıtır. Her gülüşte yeniden doğarsın Ve bin kere ölürsün her iç çekişte Nasıl anlatsam bilmem ki. Yani "sevmek" işte. Duymak nedir bilir misin? Duymak, ama anlatamamak Çemberini kıramamak kelimelerin. Tam dilinin ucuna gelmişken söyleyememek "Seviyorum" diyememek Yani ölümü yaşamak nedir bilir misin? |
Sen Bilir misin
Bitmez *******in sessizliğin de Bu sevda çayımın demsizliğin de Buz gibi odamda sensizliğim de Neler çektiğimi sen bilir misin? Eyvallah demeden çekip giderken Zamana bakmadan geç ya da erken Bütün resimleri tek tek öperken Yaşlar döktüğümü sen bilir misin? Her neyi yaptıysam döndü direkten Elene elene geçtim elekten Bir defa da olsa bir gün yürekten Sensiz güldüğümü sen bilir misin? Hayatın tadı yok soluk alsam da Yokluğun yakıyor kalbim isyan da Her nere gitsem de kime baksam da Seni gördüğümü sen bilir misin? Hasret ateşiyle yandıkça hele Bir bir umutlarım gittikçe sele Düşündükçe seni elle el ele Kaç kez öldüğümü sen bilir misin? |
Azraile seslenirim
*******ime girsin varsın hasretin, Rüyalarımı süslesin sevgin, sıcak nefesin, Söyle sevgilim söyle seninle geçsin hayat nöbetim... Alsın canımı sensiz ******* ve boş günlerim, Zannetme çıkma teklifim, üç günlük gönül zevklerim, Hayatıma bütünüyle girmeni isterim, işte bu benim heveslerim, Yoruldum artık ayrılıklardan sende olma vefasız sevgililerim, Bu yazımı okuyunca senden sadece ve sadece, Sevgini isterim; Şimdi... Sadece... Sen-i Sevgi Yüklü Kalbim-e beklerim, Aksi takdirde; Yine kadere isyan ederim ya da... Azrail'e seslenirim... |
Kardelen
Sen soğuk iklimlerin nazlı çiçeği Aç bugün... aç baksana mevsimin geldi. Sev biraz... Sev hayat suyun sevgidir. Erittiğin karlar değil kalbimdir. Oysa ben, Sen istesen... Gece yıldızlarını toplayan bir ayışığı olabilirdim, Ve topladığım yıldızları ellerine verebilirdim. Ben bir tanyeliydim, Sen gel desen, Sabahları perdene esebilirdim. Ben bir gemiydim, Sen yer versen, Kalbine demirlerdim. Sen bir mum ateşisin, Üflesem sönersin... Sen bir bahar çiçeğisin, Kış bitti... açabilir misin. Sen bir kardelensin, ama Kalbimi delen de sensin... Oysa ben, Sen istesen... Gece yıldızlarını toplayan bir ayışığı olabilirdim, Ve topladığım yıldızları ellerine verebilirdim. Sen soğuk iklimlerin nazlı çiçeği Aç bugün... aç baksana mevsimin geldi. Sev biraz... Sev hayat suyun sevgidir. Erittiğin karlar değil kalbimdir. |
Seni Ararım
Umutla süslerim hayallerimi, Bütün renklerinde seni ararım. Bilsem ki yarına öleceğimi, Vakit geçirmeden, seni ararım. Padişah olsam da koca cihana, Ruhum köledir bil ki aşkına, Sensizlik yoktur benim lûgatımde, Aldığım nefeste seni ararım. Yaşarım belki aç, susuz, ilaçsız, Sensiz yaşamak inan imkansız, Ömrüm boyunca kalsam da yalnız, Başka yar istemem, seni ararım. Koca bir buz dağı olsan da, seni, Eritir bil ki aşkımın ateşi, Verseler de bana ayı, güneşi, Yinede istemem, seni ararım. Gecem ve gündüzüm zarar olsa da, Bırakır işi düşerim ardına, Varsın divanedir desinler bana, Ar etmem güzelim, seni ararım. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:24 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.