![]() |
Mehmet Bicik
Ağlamayacağım Ardından
Bırak Yaşananlar mâzîde kalsın.. Elâlem bizi Nasıl anarsa ansın.. Yüreklerimiz kor olup Ateşlerde yansın.. Çek git hayatımdan, Ağlamayacağım ardından… Güneş doğmasın artık Uçmasın kuşlar.. Zil takıp oynasın Yuvamızı yıkan kalleşler.. Her gün Hayat yeniden başlar.. Çek git hayatımdan, Ağlamayacağım ardından… Sevdâymış, Aşkmış, Hepsi yalan.. Neyimiz varsa, Malımız, mülkümüz Oldu talan.. Var git Biraz da Başka hayatlarda oyalan.. Çek git hayatımdan, Ağlamayacağım ardından… 29 Temmuz 2005 Burhaniye 01:30 Mehmet Bicik |
Ağlarken Gülmek
Ağlarken Gülmek nedir, Bilir misin sen? Gözyaşlarıyla tebessümün karışması.. Tıpkı, Yağmur yağarken, Güneşin doğması gibi.. Ağlamak nedir Bilir misin sen? .. 24 Ocak 1998, Malatya Mehmet Bicik |
Ağlayan Gözler
Yolu sevgiden geçenler, Bir gün olur karşılaşırlar… Ayrılığın zor olduğuna, Zaman gelir alışırlar… Yıllarca ağlayan gözler, Gün gelir de gülüşürler… Sevenler sevgilerini, Sevdiğiyle bölüşürler… Temiz olunca özler, Çiçek gibi gelişirler… Söylersen güzel sözler, Kızlar yoluna ölüşürler… 5 Nisan 1997, Ş. Karahisar Mehmet Bicik |
Ağlıyorum
Beni benden alan, Sevdâlara salan, Zamansız solan, Güllere ağlıyorum… Güldürmeyip ağlatan, Yollarımı bağlatan, Yüreğimi dağlatan, Yıllara ağlıyorum… Sürüm sürüm süründüren, Acılara büründüren, Tâlihimi döndüren, Gül’lere ağlıyorum… Severek baktığım, Sevgilime taktığım, Türküler yaktığım, Allara ağlıyorum… Dertlerimi paylaştığım, Sevgiliye ulaştığım, Zaman zaman boğuştuğum, Sellere ağlıyorum… 3 Aralık 2000, Büyükdağdere Mehmet Bicik |
Ah Biz Yörükler!
Yörük derlerdi bize, Göçerdik kışlaktan yaylaya.. Asırlar boyunca yol aldık. Kimimiz atlı, kimimiz yaya… Mertlik, yiğitlikle tanınırdık. Temizdi taşıdığımız maya.. Bir zamanlar kök söktürdük. Haçlılar’a, Doğu Roma’ya.. Türk-İslâm mührünü vurduk. Rumeli’ye, güzelim Anadolu’ya.. Yedi düvel karşımıza çıktı. Bizi yok edeceklerdi, güyâ! . Mülevves el değdirmedik. Bacımızdaki alyazmaya.. Kur’ân’dan, töreden alarak ilhamı, Yeniden açılacağız dünyaya.. Özlem duyarız yıllardır, Yörüklerin toplanacağı kurultaya.. Ah biz Yörükler, Ne kadar vurdumduymazmışız ya! . 22 Mart 1997, Ş. Karahisar Mehmet Bicik |
Ahsen'e Mektup
Aylar oldu ayrılalı senden.. Haberin alamıyorum gelenden, gidenden.. Ve… Kahroluyorum hasretinden… Sana olan sevgimi, özlemimi; Sana duyduğum hasreti Anlatmak istiyorum bu gece.. Seni benden alan, beni acılara salan ellere; seni yetim bırakan kadere, geçmiş, gelecek yıllara lânet okuyorum… Yazdığım şarkılara, şiirlere; kitaplara, defterlere; içinde sıkışıp kaldığım, derdimi anlattığım duvarlara, ilmik ilmik, desen desen adını, sevgini dokuyorum… Yokluğun yıkıyor, yüreğimi yakıyor, ataşlara atıyor beni.. gün geçtikçe çöküyorum… Ve… Doldum, taştım.. Diyâr diyâr dolaştım.. Çok engeller aştım.. Sonunda şaştım! ... Seni ellere bıraktım, koştum uzaklara; aldırmadım hiç kurulan tuzaklara; nefretim, kinim sütü bozuklara.. aldım defterimi, kalemimi içimi sana döküyorum… Bilsen, ne acı kızım! dün kucağımdaydın, şimdi karşıdan bakıyorum… Seni düşündükçe Kahroluyorum, Bir cigara, bir cigara, bir cigara Daha yakıyorum… 7 Aralık 2001, Burhaniye Mehmet Bicik |
Ahsen'e Mektup 2
Sevgili Ahsen’im, dayanamıyorum artık… Gözyaşlarımla yazıyorum bu satırları… İnan, ben istemedim bu hayatı.. Bu kaderi de ben yazmadım kızım… Bir yıldızdın elimde.. Sımsıkı tutarken, her geçen gün kaydın gittin avuçlarımın arasından.. Uzaklaştıkça uzaklaştın benden… “Ya kimlere baba desin körpe yavrum dillenirse” diye düşündükçe kahroluyorum.. Senden uzak, senden ayrı olmak ölüm geliyor bana.. Ve… yalvarıyorum Rabbim’e: “senin başkasına baba dediğini duymadan” alsın diye canımı… Duvarlara, kitaplara, defterlere soruyorum seni… Fotoğraflarda görüyorum, sevebiliyorum o gülen gözlerini, yumurcak ellerini… Ben istemez miydim kızım, kucağıma alıp sevmeyi, ninnilerle uyutmayı seni… Ellerinden tutup parklarda, çay bahçelerinde gezmeyi senle… Senle ağlayıp, senle gülmeyi ben istemez miydim? Senle umutlarım, hayallerim de kayıp gitti avuçlarımın arasından.. Sabrettim, senin için.. Seni görünce, seni sevince bir nebzecik olsun dineceğini sandım acılarımın.. Olmadı kızım, sen aklıma geldikçe, seni gördükçe daha da depreşti yaralarım… Benden her geçen gün uzaklaştığını hatırlamak bile kahretti beni… Biliyorum, beni suçlayacaksın. “babam olsan yanımda olurdun” diyeceksin.. Neden yanında olmadığımı, olamadığımı Hiç düşünmeyeceksin.. Merak da etmeyeceksin, dinlemek istemeyeceksin beni belki.. Ben de bir şeyleri ispatlamak zorunda hissetmeyeceğim kendimi... Ve... Başımı eğip sessizce, ümitsizce çekip gideceğim o mâlûm yere… Hoşça kal, hep mutlu ol kızım diyerek…. 16 Kasım 2003, Burhaniye Mehmet Bicik |
Ahsen
Ah sene, Acımıyorum ah Sen’e… Üzülüşüm, yanışım Sana değil, Ahsen’e… 12 Şubat 2002, Kırca Mehmet Bicik |
Anla İşte!
Gözüm gözünün içine bakıyorsa, Kulaklarımdan sesin gitmiyorsa, Canım hep senle olmak istiyorsa, Anla işte! Seni seviyorum… Seni yabancı gözlerden kıskanıyorsam, Başkalarıyla konuşmanı çekemiyorsam, Her zaman sana karşı gülümsüyorsam, Anla işte! Seni seviyorum… Seni başkasıyla görünce kahroluyorsam, Başkasının ismini andığında hasta oluyorsam, Ben hep senin iyi biri olmanı istiyorsam, Anla işte! Seni seviyorum… Senin mutlu olman, beni mutlu ediyorsa, Senin dertlerin beni de üzüyorsa, Senin yanında güllerim açıyorsa, Anla işte birtanem! Seni seviyorum… 23 Nisan 1993, Gaziantep Mehmet Bicik |
Arzulayış
Derelerin akışında, Bülbüllerin şakıyışında, Kekiklerin kokusunda, Seni duymak istiyorum. Çiçeklerin saksısında, Lâlelerin açmasında, Kadınların takısında, Seni görmek istiyorum. Çamların serinliğinde, Denizlerin derinliğinde, *******in karanlığında, Seni sevmek istiyorum. 12 Ekim 1995, Zeytinburnu Mehmet Bicik |
Âşık mısın Sen?
Geçen gün rastladım üç eski dosta,, 'Ne bu dalgınlık, âşık mısın? ' dediler.. Dedim, 'Aşk bizim neyimize? ..' İnanmadılar.. 'Acı çekmekse aşk, gözyaşı dökmekse aşk, gözü kara ölüme gitmekse aşk, ve göz göre göre bitmekse aşk, evet, ben âşığım', dedim.. Hâlime güldüler, hiç yanmadılar.. Hızla uzaklaştılar yanımdan, geçmişi de anmadılar... 4 Temmuz 2005, Burhaniye 02:30 Mehmet Bicik |
Aşk Başkadır Ören'de
Aşk bir başkadır Ören’de, Dışa vurur insanın kâlp atışı… Umut verir, hayat verir insana, Akşam üzeri güneşin batışı… Sevgiliyle aşk doyasıya yaşanır. Kadehte içilen, mutsuz dünler… Mâzî hatırlanınca, gözler yaşarır. Umuda yelken açar, doğan günler… Mutluluk çok uzak da olsa bize, Yitik umuda her gün yelken açarız… Başımız belâya girer, gelirlerse üstümüze, Alır sevgiliyi Madra Dağı’na kaçarız… 29 Ekim 2003, Burhaniye Mehmet Bicik |
Avuntu
Yolumuz düştü gurbet ele, İnceden vurduk sazın tele, Şu ayrılığı bile bile, İçerimize gömdük kardeş… Her gördüğümüzü dost bildik. Gözyaşlarımızı çok sildik. Eskiden biz böyle değildik, Deyip teselli bulduk kardeş… Acılarımız çoğaldı kat kat. Çekilmez oldu artık hayat. Hiç bir şeyden alamadık tat, Anılarımızla avunduk kardeş… Umudumuzu hiç yitirmedik. Âilemize de halel getirmedik. Aşkımızı, sevgimizi bitirmedik, Her gün sararıp solduk kardeş.. 26 Temmuz, 2005 Burhaniye 01:00 Mehmet Bicik |
Ayrılığın Vakti Geldi
Bozdun ağız tadımı, Kararttın hayatımı, Duy artık feryâdımı, Ayrılığın vakti geldi. Helâl et tüm hakkını, Aman kaçırma aklını, Çıkar gizlini saklını, Ayrılığın vakti geldi. Hâtıraları topla, yak. Başına kırmızı kurdelâ tak. Ahsen Tuğçem’e iyi bak, Ayrılığın vakti geldi. Ardımdan söylenip ilenme, Benden hiç aşk dilenme, Gözyaşımla da ilgilenme, Ayrılığın vakti geldi. İlk ayrılan, biz değiliz hem. Bıktım artık senden, 'çem çem'. Buraya kadarmış vâdem, Ayrılığın vakti geldi. 30 Haziran, 2005 Perşembe Burhaniye 03:10 Mehmet Bicik |
Azrâil
Baykuş neden çatımda geziyor? Yoksa Azrâil, bana mı gelecek? Kargalar gökyüzünde beni seyrediyor, Yoksa Azrâil canımı mı alacak? Unutuldum bir kenarda, Yanacağım belki de nârda, Tad almadığım şu dârda, Yoksa sadece adım mı kalacak? Karardı gökyüzünde bulutlar. Havlar durur dışarıda itler. Korkaklar ortada, nerde yiğitler? Yoksa nâmertler mert mi olacak? 12 Aralık 2001, Burhaniye Mehmet Bicik |
Bakmayın Yalnız Olduğuma
Bakmayın şimdi Yalnız olduğuma.. Ben de Gönül verdim, Nice dilberlere, Yosmalara… Hayaller kurdum Bir yerlere gelmek için.. Zengin, Meşhûr olmak istedim Şu kısacık ömrümde… Gençtim, Pek yakışıklı olmasam da Eh, İyiydim yine.. Hangi yosmalar, Edâlı, işveli gelinler Koşmadı ki peşimden? Ne aşklar çaldı kapımı? ... Şimdi, Bakmayın Yalnız olduğuma.. Bakmayın benim Zamansız solduğuma… 19 Mayıs 1998, Malatya Mehmet Bicik |
Bana Mutluluktan Bahset
Anlat bana, Mutluluktan bahset.. Sevgi, Aşk sözcüklerini Kullan sık sık. 'Seni Seviyorum' de hep.. Yüreğim sevmeye, Sevilmeye hasret.. Yıllar oldu, Gönül köşkümü kapatalı.. Gel, Kanat ol, Mutluluk ülkesine uçur beni.. Unuttur Yaşanan mutsuz dünleri. Doyasıya, Dünyaya hiç gelmeyecekmiş gibi, Yarın ölecekmiş gibi, Yaşayalım günleri.. Umudum ol, Karadutum ol, Bağla beni hayata, Bağla bugünümü yarınlarıma… Silelim geçmişin kötü izlerini, Sadece Sen ol hayatımda, Bir de Güzel kızım, Ahsen’im… Dünyayı geniş, Mutluluğu, sevinci iş eyleyelim… Gülsün yüzlerimiz, Bahar gelsin ülkeme, Çiçekler açsın renk renk.. Bir beni sev, Bir tek benim ol.. 2 Temmuz 2005, Burhaniye 14:38 Mehmet Bicik |
Barak Baba
Yesevî’nin erenleri, Giymişler postnişinleri, Sayıları bulur binleri, Başlarlar yol almaya… Yıllarca yol alırlar, Kimileri şehîd olurlar, Sağ kalanlar varırlar, Yerleşirler Anadolu’ya… Barak Baba isminde biri, Alır Hacı Bektaş’tan emiri, Bulur yerleşecek yeri, İslâm’ı anlatır ahâliye… Asırlarca buralara, Saçarlar İslâm nuru’n… Hey gardaşlar nereye? Bir dakika durun! ... Binlerce mü’min toplanmış, Dâhil olmuşlar halkaya… Cümle Melekler: Âmin! der, Barak Baba’daki duâya… Ve… Bir ışık yükselir, Doğruca ulaşır semâya… Barak Baba asırlardır, Veriyor Bigadiç’e ziyâ… 3 Nisan 1997, Ş. Karahisar Mehmet Bicik |
Bebek
Bir bebek geldi dünyaya, Günlerden Altı Nisan… Sanki dalmıştım rüyâya, Sevinçle kucağıma aldığım an… Allah’ım! Ne güzel bir bebek! Bebek değil, bu bir kelebek. Yok, yok o nûrânî bir melek. Adı da kendi gibi güzel: Ahsen! ... Tuğçe idi bebeğin ikinci adı, Annesi de vardı âdi mi âdi, Yuvamız yıkıldı, sevindi dadı, Çıkamaz oldum insan içine ben… Yazık oldu sevdâya, açmamış çiçeğe.. Yazık oldu kurda, kuşa, örümceğe.. Yazık oldu kızım Ahsen Tuğçe’ye.. Der de ağlarım gece gündüz demeden… 13 Kasım 2001, Burhaniye Mehmet Bicik |
Beklenir mi?
Sevmesini bilmeyen, Yâr gönlünü almayan, Yüzü bir gün gülmeyen, Yârdan bir şey beklenir mi? Bedrik gibi yağmayınca, Dağ başlarını sarmayınca, Üzerinde hiç kaymayınca, Kardan bir şey beklenir mi? Sevdiğine saramayan, Muradına eremeyen, Mutluluğu göremeyen, Erden bir şey beklenir mi? Doğru yanlış bilmeyen, Kötülükleri silmeyen, Yâr için fedâ edilmeyen, Serden bir şey beklenir mi? Gözlerin yaşla dolduğu, Ayrılıkların bol olduğu, Sevenlerin hep ayrıldığı, Gardan bir şey beklenir mi? İyi insanların ezildiği, Kurşunlara dizildiği, Kul önünde büzüldüğü, Dârdan bir şey beklenir mi? Gariplerin sırtlarından, Haksız yolla kazanılan, Büyük ümitler bağlanan, Kârdan bir şey beklenir mi? Bütün gedikleri açılan, Üstünde yiğit biçilen, Düşman tarafından geçilen, Surdan bir şey beklenir mi? 22 Şubat 1998, Malatya Mehmet Bicik |
Beklerim
Gittim gurbet ellere, Düştüm türlü dertlere, Karıştım akan sellere, Durulacağım günü beklerim. Gözlerimden akan yaş oldu. Bağrım katılaştı taş oldu. İçki, sigara yoldaş oldu. Kurtulacağım günü beklerim. Yıllardır ayrılık çekerim. Birgün kavuşmayı ümit ederim. Bana kayırmayın valide ve pederim. Kavuşacağım günü beklerim. 20 Eylül 1994, Bursa Mehmet Bicik |
Bekliyorum Seni
Hadi gel güzelim neredesen, Tasada, kaygıda, kederdesen, Seni ölene dek seveceğim dersen, Bekliyorum bir bayram günü seni… Seni sevdiğim kadar beni seviyorsan, Hep benimle olmayı arzuluyorsan, Sensiz hayat yaşayamam diyorsan, Bekliyorum bir bayram günü seni… Benimle aynı heyecanı yaşayacaksan, Benim dertlerime çâre olacaksan, Dertli gönlümü mutlu kılacaksan, Bekliyorum bir bayram günü seni… 25 Mayıs 1994, Kırca Mehmet Bicik |
Ben Beni Dinliyorum
Bu gece, yalnızım yine.. Ben, Ben’le, duygularımla baş başayım.. Sadece, kendimi dinliyorum… Ve, âniden Bir sancı başlıyor Kâlbimde, İnliyorum… Önceleri, Bir’di derdim. Şimdi binliyorum… Günler geçtikçe, Sancılarım arttıkça, Yaşamın benim için Haram olduğunu anlıyorum… Ağırdan alıyorsam, Biraz vurdumduymazsam, Sesimi yükseltmiyorsam, Sanmayın kimseyi tınlıyorum… Ben, sadece, kendimi dinliyorum… 27 Mart 1998, Malatya Mehmet Bicik |
Ben İstemedim Kızım
Ben istemedim kızım Senin boynu bükük kalmanı, Gönülden yaralanmanı, Acılara dalmanı, Kızım ben istemedim… Kızım ben istemedim Oyuncaksız büyümeni, Buruk buruk gülmeni, Ezilip büzülmeni, Ben istemedim kızım… Ben istemedim kızım Sensiz geçen zamanı, Sana acınarak bakılan ânı, Toplumdan dışlanmanı, Kızım ben istemedim… Kızım ben istemedim Sevgisiz bir hayat sürmeni, İnsan öğüten değirmeni, Ölmeden mezara girmeni, Ben istemedim kızım… Ben istemedim kızım Hayatın kararsın, Mutluluğa hasret kalasın, Gözlerin başka çocuklarda olsun, Kızım ben istemedim… Kızım ben istemedim Sensizliği, İlgisizliği, Sevgisizliği, Ben istemedim kızım… Ben Seni istedim kızım. Ben hep seni istedim… 19 Temmuz, 2005 Salı Burhaniye 07:55 Mehmet Bicik |
Ben Plâtonik Aşklar Yaşadım Hep
Sevdim, Ama sevilmedim. Acı çektim, Uykusuz kaldım, Sevdiğimin ruhu bile duymadı.. Ben plâtonik aşklar yaşadım hep… İlk sevdiğim, liseli aşkım: Sündüz.. O’nu düşünürdüm gece-gündüz.. Aşk acısı nedir bilir misiniz siz? Plâtonik aşklar yaşadım ben hep… Râbia: İlk gençlik yıllarımın aşkı.. Yaktı gönlümü edâsı, işvesi, bakışı.. Altüst oldu hayatım, değişti akışı.. Plâtonik aşklar yaşadım ben hep… İlknur: Canım, cânânım, İlknûr’um.. Öyle sevdim ki O’na dünyaları veririm.. O’na da açılmaya müsâde etmedi gurûrum.. Plâtonik aşklar yaşadım ben hep… Gamze: Kültürlü, güzel, tâze.. Gülüşü, konuşması mutluluk verirdi bize.. Sonunda yaşadıklarımı anlatayım size: Plâtonik aşklar yaşadım ben hep… Elif, Yonca, Mefhâret, Yıldız.. Kimisi al yazmalı gelin, kimi de kız.. Gönül yoruldu ama kesilmedi hız.. Plâtonik aşklar yaşadım ben hep… Tam sevdiğimi buldum derken.. Mutlu, huzurlu bir yuva özlerken.. Doğru zamanda, doğru insanı beklerken.. Plâtonik aşklar yaşadım ben hep… 1 Haziran 2004, Burhaniye Mehmet Bicik |
Ben Yârimden Ayrılınca
Lâle, menekşe ağladı, Yüreğimi dağladı, İçerimi dert bağladı, Ben yârimden ayrılınca… Bülbüller hiç ötmez oldu, Dertlerim de bitmez oldu, Gözümden yaş gitmez oldu, Ben yârimden ayrılınca… Menekşe, gül karıştı, Dargın olanlar barıştı, Düşmanlarım gülüştü, Ben yârimden ayrılınca… Güller açtı al al oldu, Dostlara da bir hâl oldu, Dertli gönlüm çok del’oldu, Ben yârimden ayrılınca… 8 Mayıs 1997, Ş. Karahisar Mehmet Bicik |
Ben Yokum Artık
Ben, Yokum artık! .. Güneş doğmasın, Bulut eksik olmasın Zirvelerden.. Kar kalkmasın Yerlerden.. Çamur, Sel olup aksın Caddelerden.. Bir ses Alıp götürsün beni *******den… Adım silinsin Kitaplardan, Defterlerden… Ben, yokum artık! .. 13 Kasım 2001, Burhaniye Mehmet Bicik |
Bence de Sence
Bir sözle başlamıştı her şey, Bir söz: Bence de Sence! .. Aylarca sürdü beraberliğimiz. Seviyorduk birbirimizi, delice! .. Korkuyla beklediğimiz an geldi. Ayrıldım ben senden, sessizce! .. Ve aradan mevsimler geçti bir bir. Unutuluverdim ben zamanla, sence! .. Hani ya! Unutmak yazmazdı bizde. Dost kalacaktık bir ömür boyunca! .. Unutulmamak güzel şey diyordun. Ben sana sık sık telefon edince! .. Eften püften bahaneler ileri sürerdin. Ne olur sen de beni ara, deyince! .. Seni hiç aramayacağım bundan sonra. Niye mi dedin? Bence de Sence! .. 12 Kasım 1995, Zeytinburnu Mehmet Bicik |
Beni Düşün
Umutların bittiğinde, Seviştiğimiz yerlere gittiğinde, Tüm sevenlerin terk ettiğinde, Beni düşün… Bunalıp yalnız kaldığın an, Sabahleyin erkenden ağarırken tan, Geçen güzel günlerimize üzül, yan, Beni düşün… Olsa da zengin yada fakir, Hiç kimseyi görme hakir, Zaman gelir kolun kanadın kırılır, Beni düşün… Gurbette yalnız kaldığında, Hayallere daldığında, Eline kalem aldığında, Beni düşün… Dere kenarına gittiğinde, Dut fidanı diktiğinde, Hayattan bıktığında, Beni düşün… Görürsen boynu bükük birini, Kaybetme hiç ümitlerini, Umursama elin dediklerini, Beni düşün… 9 Temmuz 2005, Cumartesi Burhaniye 01:45 Mehmet Bicik |
Benim de Bir Sevgilim Var
Kırıldı sazım, koptu telim. Tutmaz oldu kanadım, kolum, elim. Sevdâ yollarında yalnız değilim. Benim de bir sevgilim var. Dumanlı dağlarıma karlar indi. Bildiğm sözcükler öfkeyle kindi. Bir güzel gördüm, acılarım dindi. Benim de bir sevgilim var. Karanlık dünyamı aydınlatır bir ışık. Aşk şerbetin içtim ben kaşık kaşık. Hem çok güzel, hem zarif, hem de şık. Benim de bir sevgilim var. Güneş gibi ufkuma doğup aydınlatan, Bana fıkra, masal, efsâne anlatan, Yorgun akşamlarda kulağımı çınlatan, Benim de bir sevgilim var… Ağlamayı unuttum, gülüyorum şimdi. Mutluluktan, sevinçten ölüyorum şimdi. Sevdâ türküleri söylüyorum şimdi. Benim de bir sevgilim var… 12 Şubat 1999. Ş. Karahisar. Mehmet Bicik |
Bıktım
Doğsun güneş her yer aydınlansın. Karanlık hiçbir köşe kalmasın. Kâlbime senin güneşin doğsun. Gecenin sinsi karanlığından bıktım. Ayrılık rüzgarları dinmeyecek mi? Kâlbime mutluluk gelmeyecek mi? Ellerin bana doğru uzanmayacak mı? Senden ayrı olmaktan bıktım. Gözlerim yolda, kulaklarım telefonda, Bir elimde sigara, bir elimde kahve, Seni bekliyorum bıraktığın yerde, Günlerdir seni beklemekten bıktım. Sensiz gülmek gelmiyor içimden, En güzel günlerimde hiç yoktun sen, Sensiz her şeye elvedâ dedim ben, Çevrendeki akbabalardan bıktım. 2 Ocak 1992, Bigadiç Mehmet Bicik |
Bırak Yakamı
Çektirdiğin çile yeter, bırak yakamı. Bırak da artık biraz nefes alayım… Düşürdün dillere, bozdun fiyakamı. Bırak da bir ömür dillerde olayım… Yıktın dünyamı hayatımı bitirdin. Aşktan, sevgiden nefret ettirdin. Tüm güzellikleri aldın götürdün. Bırak çirkinlikler içinde yaşayayım… Bir insan bu kadar acımasız olamaz. Zulmeden insanlar huzur bulamaz. Sevdiğini ağlatan kendi gülemez. Bırak beni de rahat rahat öleyim… Hiç sevmedim senin iğrenç yapını, Onun için çabuk dürdüm kitabını, Dünya’da, Âhiret’te çalmam kapını, Yeter ki senden bir kurtulayım… 20 Ekim 2005, Burhaniye 21:00 Mehmet Bicik |
Bigadiç'e Selâm
Bir hayli uzak kaldığım, Bigadiç’ime selâm olsun! … İnsanlarına kurban olduğum, Memleketime selâm olsun! ... Yaylalarda soğuk suyu, Kıyısından akar çayı, Uzaklarda Kırca Köyü, Bigadiç’e selâm olsun! ... Ormanları ağaç dolu, Alaçam’ı, Karagöl’ü, Şehirlerin gülü, bülbülü, Bigadiç’e selâm olsun! ... Bigadiç Kalesi, Gâvur Hamam’ı, Barak Dede, Hacı İmam’ı, Hasat zamanı, bağ bozumu, Bigadiç’e selâm olsun! ... Boy boy uzanır Ulus Dağı, Verimlidir çok tarlası, bağı, Görenlerin hiç unutamadığı, Bigadiç’e selâm olsun! ... Dört Eylüller’de hora tepene, Gurbette sıla hasreti çekene, Memleketime hizmet edene, Bigadiç’e selâm olsun! ... Evlât özlemiyle yanan anaya, Karasaban başındaki babaya, Tarih olmuş Ferize Nine’ye, Bigadiç’e selâm olsun! ... “Aşağı yoldan” diyen ağza, Dertli Ozan’ın çaldığı saza, Başka bir şey gelmez ağza, Bigadiç’e selâm olsun! ... Al al olur Bekirler’in narı, Şifâ saçar Hisar Kaplıcaları, Yayla Çeşmesi, Güzeller Pınarı, Bigadiç’e selâm olsun! ... Meşhurdur dağların kirazı, Aldım elime kırık bir sazı, Söyledim ağzıma gelen sözü, Bigadiç’e selâm olsun! ... Gence, ihtiyara, kıza, geline, Ayırmadan hiç yerlisine, eline, Sevdiğim köylü Yörük Güzeli’ne, Bigadiç’e selâm olsun! ... Görmeyince seni hasretim dinmez, Sana olan sevgimi kimse bilmez. Kırcalı söyler, cevap veren olmaz: Bigadiç’e selâm olsun! ... 13 Mart 1997 Ş. Karahisar Mehmet Bicik |
Bigadiç
Kenarından Simav Çayı akıyor, Şu hasretlik yüreğimi yakıyor. Dertli anam yollarıma bakıyor. Döneceğim günü gözle Bigadiç… Dağlarında yavru ceylân gezermiş. Şairlerin coşup şiir yazarmış. Şimdi orda Perşembeler pazarmış. Anlatamam seni sözle Bigadiç… Sıladan ayrılalı yıllar oldu. Başımdaki saçlara aklar doldu. Yârimin özlemiyle benzim soldu.. Sen de sevdiğini özle Bigadiç… 12 Şubat 1998, Malatya Mehmet Bicik |
Bigadiç Güzeli
Günlerce ağladım, sızladım, Olmadı gözyaşımı bir silen… Aradım kendimi teselli edecek birini, Gece gündüz yorulmadan… Buldum kumral bir sevgili, Bigadiç’in Yörük güzellerinden… Sevgiliyle yaşadım ******* boyunca, Hiç kendisine dokunmadan… Aşkımı, sevgimi anlattım kendine, Zerre kadar bile çekinmeden… “Seni seviyorum birtânem” dedim, Hiç kendisinden utanmadan… Sevgili de aynı şeyleri söyledi, Dilinin ucuna geldiğinden… 10 Kasım 1994, Kumkapı Mehmet Bicik |
Bigadiç Yolları
Bigadiç yollarında, Yoruldum giderken yaya… Görenler bayılırlar, Oradaki doğaya… Al yaşmaklı gelinler, Giderler damatla çaya… Bizde ihânet yoktur, Sevgiliye, sevdâya… Hürmetimiz sonsuzdur, Babaya ve anaya… Yağcıbedir halıları, Ün salmıştır dünyaya… 3 Nisan 1997, Ş. Karahisar Mehmet Bicik |
Bigadiçli'yim
Nerelisin diye sorma, Bigadiçli’yim ben… Bir tarafı dağa dayanan, Öbür ucu ovaya yayılan, Her geçen gün büyüyen, Bigadiçli’yim ben… Çilekeş insanlarıyla, Gördüğü depremleriyle, Meşhur olmuş güveciyle, Bigadiçli’yim ben… Uğrayıp bir çok istilâya, Veren bir sürü yiğitini ele, Gülmeyen yüzü bir kere bile, Bigadiçli’yim ben… Şanlı bir mâzisi olan, Kalesi tarihi yansıtan, Sayısız şehidler veren, Bigadiçli’yim ben… Ovasıyla ve dağıyla, Kıyısından akan çayıyla, Doyum olmayan kaymağıyla, Bigadiçli’yim ben… 10 Eylül, 1994 Kırca Mehmet Bicik |
Bildiğin Gibi Yaşa
İkimiz de dertliydik, mutluluğa hasret, Beklenmedik bir anda buluşturdu kader… Göremedik geleceği, yoktu basiret, Aldırmadan başladık, elâlem ne der… Farklıydı senin hayattan beklentilerin, Hep hayâller âleminde yaşıyordun sen… Rencide etti gururumu özentilerin, Sevdiğinden çok çabuk beziyordun sen.. Geçmişin karanlık, geleceğin umutsuz, Sen benim hayalimdeki kadın değilsin… Sen adamı denizde bırakırsın susuz, Senin önünde senin gibiler eğilsin… Mutlu ol hep, umutların hiç solmasın. Koşma peşimden, bildiğin gibi yaşa… Anıları hatırlayınca, gözlerin dolmasın, Sil geçmişin izlerini dön tekrar başa… 4 Nisan, 2006 Burhaniye Mehmet Bicik |
Bilir misin Sen?
Sen, Unutulmak nedir, Bilir misin? Hem de Ölümüne sevdiklerin, Dost bildiklerince.. Sen, Yalnızlık nedir, Bilir misin? Hem de Asırlarca yalnız kalmak, Gönlüne, Kafana göre birini bulamamak.. Sen, Kâlp yarası nedir, Bilir misin? Yıllarca sevip, Sonunda ay(ı) rıldığın, Oldu mu? Hiç Gönlünü kaptırdın mı Nice dilberlere, Yosmalara? . Sen, Aldatılmak nedir, Bilir misin? Hem de Hoş, Lâtif sözlerle, Bence de sencelerle.. Ve Sonunda kahrolduğun, Bir kalemde Maziye çizgi çektiğin Oldu mu hiç? Zaman gelecek, Olacak… Hem de neler, Neler olacak güzelim! .. Unutulacaksın, Yalnız kalacaksın, Aldatılacaksın.. Başka Neler, Neler göreceksin sen? . Daha, yaşın kaç ki? .. 16 Aralık 1995, Cevizlibağ Mehmet Bicik |
Binbir Bahâneyle Çıkma Artık Karşıma
Hep konuştun ardımdan, tutamadın çeneni. Yıktın güzel yuvamı, virân eyledin hânemi. Acımadın bana hiç hebâ ettin senelerimi. Su katma benim pişip duran aşıma. Binbir bahâneyle çıkma artık karşıma… Bırak artık yakamı ne olursa olsun. Bir nebze benim gönlüm huzur bulsun. Çalsın davullar, düğün dernek kurulsun. Su katma benim pişip duran aşıma. Binbir bahâneyle çıkma artık karşıma… Geçmişi düşünüp bana kırılma, kızma.. Her sokakta karşıma çıkıp moralimi bozma.. Başına örtünüp de kırmızı bir yazma, Su katma benim pişip duran aşıma. Binbir bahâneyle çıkma artık karşıma… İsterse bu âlemde mutlu olurmuş her kul. Sen de git kafana, gönlüne göresini bul. Dilerim aşk, mutluluk denizinde boğul. Su katma benim pişip duran aşıma. Binbir bahâneyle çıkma artık karşıma… 13 Temmuz, 2005 Çarşamba Burhaniye 18:15 Mehmet Bicik |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:40 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.