![]() |
Özletiyor Seni Bu Yağmurlar
Özletiyor Seni Bu Yağmurlar
Burada yağmur yağıyor Aralıksız yağıyor günlerdir Ama sen yine de şemsiyeni Almadan gel ilk otobüsle Buğulanan camlara usulca Yüzünü çiziyorum ki yüzün Bir yağmur damlası olup Düşüyor yapraklarına gülün Güller de bozamıyor bu uzun Karanlık sessizliğini kentin Anılarını yitiriyor sokaklar Bezirganlaşıyor bulvar ışıkları Tarih de kekemeleşiyor bazan Ki o zaman aşktır tek bilici Aşksa yürümek gibi bir şey Duyabilmek kuşların gelişini Anısı bizsek eğer bu kentin Unuttuğu türküler bizsek Acıyı rehin bırakıp bir güle Anımsatmalıyız bunları bir bir |
Gelmedin
Ben senden kopamadım. Biraz uzaklaştım sadece. Unutmuş gibi yaptım. Umursamaz gibi yaptım. Ama inan bana; Hergün için için yandım, Hergün senin için yandım. Şiirler yazdım sayfalarca, Kalemler tükettim, tükenmez denenlerden. Ama gelir denen sen; gelmedin... |
Ömrüm ömrüm
Mum yanar Mum ışıldar Kendileri yoktur, gölgeleri oluşur Ferinden korkulsa da rahmetin Yenilmez toprağa can katmanın kudreti Bir ömre kaç hayat sığar görülecektir... Mum aydınlar Mum sınar Ayrılık acısı kadar seversin Ve sevmenin coşkusu kadar koyar insana Aşk sözcüğünden ayrılmak Mum yaralanır Mum sürer Kem söz sahibini sürükler Son çağındır artık Gövdende birikir Senden eriyen parçalar Mum biter Mum söner dibine hayatın İşte yaşadığım dediğin Bir mum ömrüdür Eren Ve Eriten kendini... |
Nerden Bilirdim
Karanlik dunyamda bir isik gibiydin Sonunda sonecegini nerden bilirdim Beni terk edecegini Birakipda da gidecegini nerden bilirdim. Seni cok sevmistim canim cok sevmis Senin beni sevmiyecegini nerden bilirdim Caresiz yine sana geldim Bana yuz cevirecegini neren bilirdim. |
Yüreğimde ki; His
Bir kıpırtı var yüreğimde Ne bu acaba Bilen biri varsa söylesin bana Nedir bu kıpırtı Nedir yüreğimde ki; heyecanın adı Bilen varsa söylesin bana Allah aşkına söyleyin bana Sen âşık olmuşsun deyin Sen seviyorsun deyin Sen seviyorsun ama Seni seven yok deyin Anla artık bunu Mustafa deyin Biri çıksın söylesin bana Gözlerimi açsın elimden tutsun Seni seviyorum diye haykırsın bana… |
Hasretlik
Hasretliğe giderken ! bir sen vardın bir de kömür bakışların, sevdanın ayrılmaz parçasıydı elbet hasretlik, gün ola devran döne... kavuşurduk elbet,yollar bağlardı bizi ahhh bu yollar,tozlu dumanlı,karlı yollar... sevenleri ayıran,sevgilileri buluşturan... baş ağrısı gönül ağrısı yollar. yemenini kokluyorum katarın yolu uzadıkça, resmine bakıyorum,iki damla tomurcuk gözlerimde, o an hep aklımda.istasyon gürültüsünde; siyah elbisen,kırmızı şapkan,pamuk elin... kömür gözlerinden dökülen, beni yaralayan tomurcuklar, kesik kesik çıkan sesin. yollar uzadıkça yemenini kokluyorum. her düdükte sıçrıyor irkiliyorum, raylar saat gibi ,beynimi yiyor... hasretlik;daha iki saat bile olmadan, nasıl geçer sensizlik elin memleketinde ? ovalar dağlar çiçek açmış,bahar gelmiş... sevgililerin mevsimi,sevdalıların mevsimi, bizde,hazan yaprak dökümü... yollar uzadıkça yemenini kokluyorum... bir türkü mırıldandım;aklımda sen.. aylamayı yakıştıramadım titrek sesime. göğsüm git gide daralıyor,yutkunmak okadar zor ki ? yollar uzadıkça yemenini kokluyorum... geceleyin sen varsın trenin camında arada bir ışıkta kayboluyorsun, elimde yemenin daha bir sıkıyorum... sanki ellerin ellerimde,sıcaklığın tenimde, yollar uzadıkça yemenini kokluyorum... |
Tabip
gül olmadan söyle bülbül öter mi tohumsuz tarladan çiçek biter mi ne yapsam,ne etsem acım diner mi söyle tabip var mı derdim çaresi güllerim kurudu bülbiller ötmez çorak olmuş tarlam bir çiçek bimez böyle yaşlandıkça acım hiç dinmez söyle tabip var mı derdim çaresi atarım kadehi içemem artık yanlız bırakın beni birazcık artık geçen yıllarım dönermi artık söyle tabip var mı derdim çaresi karanlık sokak kör kaldırımlar kör saçını tarar dilsiz sayıklar eşim dostum neden beni ayıplar söyle tabip var mı derdim çaresi. |
Evet
gözlerin evet diyordu ama başkaları hayır hayır diyorlardı ben hiç sormadım sana evet mi diye hiç düşünmedim hayırı böylesi hoşuma gidiyordu gözlerin evet diyordu |
Ey Kara Gözlerim
ey kara gözlerim bakma artık o yare o seni değil başkasını sevdi gözyaşı dökme boşuna ey kara gözlerim dindir artık şu gözyaşını bakışlarda bulma o manayı sevdin sen onu sen haklısın ey bahtı kara gözlerim gül biraz ağlama sev biraz,baka baka ağlama yoktur hayır sana sen boşuna ağlama ne yapsan olmuyor sevmek çözüm bulmuyor vefa arama o yarda o seni anlamıyor |
Beni Unutma
Bayramlık tutku değil bu Ama, yeni mi yeni bir tebessüm hayata, Küllenmemiş uzun bir bekleyiş Uzakları yakın eden dostluğumuz Canciğer kardeşliğimiz senle Senle beraber olmak sanal alemde de Bir kehf suresi bereketi işte, Çilekeş bir aşkıma senle çareler aradım kaç defa En son “keçi inadı” tutmuştu birilerini Keçiler kimden ders almışlar bilir misin ki! Galiba! Bilirsin. Yine söylemeyeyim gülersin sonra abla, Ta yaban ellerinden Bir gece yarısı ansızın görüşmek seninle Canım Feyza’yı kucağında Yanağını öperken görmek ne güzel, Senin mutluluğa hasret yüzünde Bir gece yarısı gülümsemesi ile görmek ne güzel, Yüreğimde, abla tadında sevgin alev alev Kalbim seni mutlu görmek için atıyor her defasında Tabiri zor belki ama, sana çok alıştım çok, Su kadar aziz ol canım Toprak kadar da ailene vefalı ol ölene kadar.. Dualarım seninle, Bu şehirde bir senin gülümsemene Bir de gül yarime tutunarak yaşıyorum sadece. Sen de lütfen ne olur beni unutma e mi canım. Senin için ablacığım Azra, 21 mayıs ‘04 |
Vazgeçtim Artık
Bugün senden vazgeçtim artık Sevmelerden de vazgeçtim Boşaymış onca dökülen yaşlar Hani sen giderken oturup çocuklar gibi ağlamıştım ya bende Herkes teselli etmeye çalışmıştı beni İşte o yaşlar boşaymış Keşke boşa giden o yaşlar olsa sadece Senin için vazgeçtiklerim Ve senin için ölmeyi düşündüğüm İmkansızlıları yendiğim o günler Boşaymış Bunların üstüne birde senin için çektiğim acıları Umutla geçen,hasretle beklediğim o günleri, Eklersek işte, işte o zaman Benim için değerini anlarsın Ama boşaymış uykusuz seni öylesine düşünmek Ama boşaymış acılar,beklemeler Zaten giderken belliydi Hayatın seni benden alacığı Ben önceden bunları almıştım göze Önce bakışlarındaki sıcaklığı Sonra tavrın En sonunda da bana olan sevgin bitip tükendi Herhalde Sevmelerden vaz geçtim Senden de vaz geçtim artık Yorgun düştüm bu sevgiye Ne yapalım her şeyin bir sonu olurmuş Aşkın, sevginin de Artık gözlerime mil çekiyorum Düşüncelerime de Tıpkı senin ismimin üzerine çektiğin gibi Artık seni düşünmeyeceğim yemin ettim artık yoksun hayatımda şimdi senden bana kalan sonunu getiremediğim,sabahı bulamadığım acıların *******de. Sonunu bilmediğim katran *******e doğru Gidiyorum Bu dizeleri okurken belki Gözyaşlarını tutamicaksın Beklide gülüp geçeceksin Beklide ben bu dünyadan çoktan gitmiş olacağım Yanımda ol isterdim ama çok geç artık yoksun Elveda hiçbir zaman diyemediğim Demeye çalışırken nefesimin düğümlendiği Ellerin olduğu, hiçbir zaman benim olmayan sevgilim elveda Cennette buluşuruz belki canına yandığım Sevgilim elveda Allah günahlarımızı affetsin Hoşçakal…!!! |
Üç Aşağı-Beş Yukarı
Geliver gayrı sevdiğim usandım Isıtamam tek başıma döşşeği. Sevda rüzgarları esiyor sandım Yellenirmiş başçavuşun eşşeği. Hayatım bitiyor daha bekarım Bu ateşle İstanbulu yakarım Başlık parana dört gözle bakarım Birikmez üç yukarı,beş aşşağı. Bağırma, Bağırma kız,dana gibi böğürme! Yeter, Yeter elini elime değirme! Gönül avutmaya sakın çağırma, Ben miyim senin babanın uşağı ? |
Adı Barış Olacak
Yakında bir oğlum olacak adını "Barış" koyacağım Savaşın ortasındayken bile yüzü hep gülecek yavrumun Gülen fotoğraflarına bakacağım Hasbelkader cephedeysem Yaşama umudum olacak benim gül yüzlü ciğerparem Ya kızım mı olursa? Ne fark eder ki? Öğütledim hayat arkadaşıma Adı yine "Barış" olacak |
Gidersen II
Gidersen Kalp feryatta, mateme dökülecek mürekkebim Yetim kalacak umudu elinden alınmış geleceğim İsyana çağlayacak her nefeste bu suskun dilim Gidersen Ruhum hep Azrail' e el pençe divana durur Sana ıslanan gözyaşım yine avuçlarımda kurur Öfkemi denize verip dalgada köpürür durur Gidersen Kaybolacak benliğim ayrılık diye diye Sorgulardayım hep, gidişini çeksem de sineye Yeminlerin dururken bu hıyanetin niye ?... Gidersen Ölümüne sevdamız " hükümsüzdür " addedilecek Kalbim sorgusuz sualsiz ayrılıklara fişlenecek İsmim, ölüm fermanına itinayla işlenecek Gidersen Faili olmayacak mısın kalbimdeki bu cinayetin Bedelini sadece bana mı ödeteceksin bu ağır hıyanetinin? Hiç düşünmüyor musun ? Bir gün sana da uğrayacağını kızılca kıyametin Gidersen Umutlarımı zamansız hasat edilecek topraktan Daha açmadan tomurcuğum koparılacak dalından Düşlerim toplanacak Anka kuşlarının kanatlarından Gidersen Aşk lügatinde tek bir kelimem bile kalmayacak Dinmez dediğim acılarım elbet bir gün sarılacak Ama... İsmin hiç değişmeyecek bende... Alçak |
Gidiyorum Buralardan
arıyorum yalnız başıma sen yoksun artık yanımda gözlerim gözlerini arar oldu hayalin hep yanımda yalnız başıma sokaklarda arıyorum gerçeği sende bulduğum sahteyi bıraktım;gidiyorum buralardan |
Nasihat
Dost sözünü acı söyler Gel sözüme kızma dostum Sakın o la başkasının Çukurunu kazma dostum Belki birgün lazım olur Sözlerimi sakla dostum Sıkışırsan zor gününde Her şey gelmez akla dostum El ağzına sözlerini Çarçaf yapıp asma dostum Haksız yere hiç kimsenin Nasırına basma dostum Söz gümüştür süküt altın Bilmiyorsan dinle dostum Cambazlara uyup sakın Her meclise girme dostum Dil yarası ağır olur Dille yarış yapma dostum Laflarını kurşun yapıp Sağa sola atma dostum Yiğit ol yiğit olana Kahpeliği yapma dostum Şerefli ol şerefsize Şerefliği satma dostum Kapını aç misafire Ağız burun etme dostum Ekmeğinden ver sefile Elin ile itme dostum Meydan verme fitnelere Dinlemeden tersle dostum Ariflerin kelamını Bitirmeden kesme dostum El bağını tarlasını El demeden biçme dostum Hiçbir yerde hiçbir şeyi El vermeden içme dostum Başkasının omuzuna Sakın basıp geçme dostum İmanlı ya da imansız Canı candan seçme dostum Muradım yazdım Murat’ça İstersen de saçma dostum Dara düşen insanların Yanlarından kaçma dostum |
Anılarımın Müsveddelerini Yırtıyorum
Benim bütün yollarım yüreğime çıktı yüreğim yangınlardı yalnızlıktı yüreğim yüreğim kimsesiz bir çocuktu yüreğim üşümüştü yüreğimden başka sığınacak bir mekanım olmadı benim yüreğim kimsesiz bir çocuktu yüreğim üşümüştü düşmez kalkmaz bir allah benim için düşmüştü düşer kalkmaz bir allah esirgeyen ve bağışlayan yüreğimde çoktan ölmüştü yüreğim yangınlardı yüreğim üşümüştü ne zaman atardamarlarımda intiharlar dolaşsa sızlayan ellerimi kısır memelerin hüznünü okşarken buldum sancılı *******in sanrılı duvarlarına çarparken yüreğimin sıkılgan hıçkırıklarına boğulur oldum sakallarıma gizlenmiş özkıyımları sinsice ve nefretle okşayışımı ölümden ve aşktan anlamayan dostlarım tozlu bakışlarıyla bilgeliğimin şiirselliğine yoruyorlar kırık dökük sözcüklerle dostlarım var mıydı yoksa ben mi uyduruyordum yüreğimden sürgün ettiğim ve çiçeksiz ve dağlarda yitip giden miladıma gömdüğüm müsveddeleri gecenin bekaretini bozuyorum karanlıkları kanatarak damarlarımda çağlayan ölümün nabzını tutuyorum yüreğimde kangrenleşen sorularla çıldıran çocuğu ağlatarak yarasaların yasalarına göre yaşamak yaşamak değil bankalar borsalar mobilyalar beyaz eşyalar arasında bir korkuluk gibi yaşayan ve yaşadıkça yanlışlarını çoğaltan anılarımın müsveddelerini hüzünle acıyla ve acıyarak yırtıyorum ve onurla yaşadığım aykırı yaşantımdan çığlıklarımı sessizliğime gömerek yenilmişliğimle usulca çekip gidiyorum. |
Bekliyorum
gündoğacak bir gün, bekliyorum,yüreğim mazbut. gündoğacak birgün. hüzün dağları eriyecek. sevgi karları yağacak. bekliyorum, bembeyaz olcak etraf bembeyaz.. tertemiz duyguların, sevdanın rengine boyanacak dünya. bekliyorum. nefret rüzgarlarına inat, yüreğim tir tir titrerken ben, doğacak günü bekliyorum, yağacak sevgi karlarını, hüzün dağlarının eriyeceği o büyük günü, yorulmadan, hiç yılmadan, üstümüze yıkılan dert enkazlarına inat. bekliyorum, seni ve o günü. ne olursun....... geL ARTIK. |
Şemsi Ana
Anayım ben hem de Şemşi anayım. Derdim çok, bilmem hangisin yanayım? Hayatım yoksulluk, yoklukla geçti Yinede ferahtım, yüzüm güleçti. Kadere razıydım, asmazdım surat Derdim: böyleymiş baht, böyleymiş murat. Tam altı evlat kazandım vatana Sancım çok inanın onlardan yana. Ömrümce onları sevgiyle güttüm Ne zahmet ne çilelerle büyüttüm. Şimdi her biri bir yere dağıldı Yüreğim özlemle doldu, yığıldı. Kimi işte, kimi boşta geziyor Onların derdi kalbimi eziyor. Kimi evli, kimi ise boşandı. Ah bu sine kaç kez acıyla yandı. Şimdi kim bilir kim nerede özlerim. Haber bekler öyle arar gözlerim. Hele biri var ki içimde sancı Durumu vermekte kalbime acı. Ne iş tuttu ise gitti iflasa Ederim sürekli sonunu tasa. Böyle gider ise sonu perişan Nasihat kar etmez, uslanmaz insan. Her namazda dua ederim ona Gözyaşım, üzüntüm, kederim ona. Rabbim belalardan kollasın onu Dilerim tövbekar yollasın onu. Onu düşündükçe artar efkarım Onu düşünürüm, ona ağlarım. Ah evladım, öyle olmasaydı ah! İnşallah sonunda bulacak felah. Yok diye yanımda gül çocuklarım Kalbim paramparça, kor duygularım. Allah'tan dileğim olsunlar mutlu Gelecekten umutluyum umutlu. |
Sen Yoktun
Günler zakkum yaprakları gibi Birer birer dökülürken ayaklarımın dibine Ben her gece karanlığa dikip gözlerimi Senin aydınlığını bekledim Sen yoktun Binlerce adım attığım bu kentin sokaklarında Her köşeyi her parkı her ağacı ezberledim Sevdaya bulanmış her kaldırım taşında Seni aradım Sen yoktun Evlerin duvarları birer birer üzerime yıkıldı Her bir hücremin cezasını ta yüreğimde hissederken Beni enkazın altından çekip alabilecek Ellerini aradım Sen yoktun Özlem şarkılarını ezberledim Kimini bağıra çağıra kimini fısıltıyla söyledim Karanlığa haykırdım hasretini Sesimi duyacaksın diye bekledim Sen yoktun Senden gelecek tek bir haberi bekledim Saatler asır gibi geldi geçmedi Çalan her telefonu Yüreğimin deli gibi çağlayana dönen atışıyla açtım Senden başka duyduğum her seste Hep aynı hayal kırıklığını yaşadım Onlar beni duymak istiyordu bense seni Sen yoktun Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi Karanlığın kucağına uzattım her gece Bir an önce sabah olsun diye Uykunun beni çekip almasını istedim Olmadı! Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan Kaç gece merdivenlerdeki ayak seslerini dinledim Gelen sensindir diye Sen yoktun Her akşamla birlikte hüzün de yağdı bu kentin üzerine Ay yalnızlığın işaretiydi benim için Beni ıslatan yağmur olmadı Ben senin özleminle sırılsıklamdım Ağustos sıcağında Hayat bana merhaba dedi Uzun ayrılıktansonra gelmez dediğim Göçmen kuşların dönüşünü gördüm Sen yoktun Gökyüzünün sonsuz maviliğine umut bağladım Sokaklarda fark ettim bekleyişlerimi Hep sensiz arabalar geçti yanımdan Ben yıldızların hasret türkülerine eşlik ettim Sen yoktun Gözümden tek bir yaş kalmadı Onlar sana aktı sana akmalıydı Kimselere söyleyemedim acılarımı Bekleyişimin öyküsünü kimselere anlatamadım Nice fırtınalar koptu yüreğimde Dalgalar dövdü hayallerimi Sığınacak bir liman yaslanacak bir omuz aradım Sen yoktun |
Gönül Zindanında Yatanlar
sırrı muammaya ben mahzar idim toz pembe umuda gülsina dedim ben gülsen seyrinde aşkı ezberledim birbiri ardına gideni gördüm aşkta belli olmaz hicranın yeri diller konuşur hep ileri geri nihayet adına aşk dedikleri daha başlamadan biteni gördüm sevda muammadır peşinde koşma beyhude dolanıp dağları asma ağlarken güleni görürsen şaşma gülerken kaşlarını çatanı gördüm düşürülmüş bir kez dermans1z derde peşkeş çektiler merdi namerde insani aşk pazarı denilen yerde on paraya alıp satanı gördüm ne kar eder gönül gelmese gayil yüreklerde var ezelden aşka bir meyil bir ömür çıkması muhtemel değil gönül zindanında yatanı gördüm aşk pazarında geçmez para şöhret ün su derbeder gönül bahtiyardı dün üç gün yüze gülüp dördüncüsü gün hicran ateşine iteni gördüm müşküldür halim yüreğim kanda ne sevdalar gizli biliyorum canda nihayet ben gibi varmış cihanda sevmemeye yemin edeni gördüm |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:30 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.