![]() |
Beni Rüyalarımdan Vur
Vuracaksan eğer
Demiş miydim sana hiç Rüyalarımdan: sımsıcak Kaynayan kan kuyumdan Tek atım kaderimden Rüyalarımdan vur Beni vuracaksan eğer Son seferinde tiril tiril Nefesimden değil ama Kaktüs gölgesi bakışlarımdan Kumul hülyalarımdan hiç Ama hiç Değil dilimden Haydi vur Vuracaksan eğer, rüyalarımdan Esrarî uykularımda şafak sökmeden Kırağı çözmeden,kirpiklerimde Çalımlı kısraklar kişnemeden daha Vur Rüyalarımdan beni Ne şamanım bozkırda kemikleri tütsüyen Ne mansur ilkin cisminde ölen Şairim ben kalbimle bütün derdim Ömrüm heder olacak nasılsa böyle Ateşle barut arasında Vur beni Rüyalarımdan vur, tek Atımda, yazgıma dokunup şöyle |
Durduğun Zarar
Canım çıkmaya kararlı, Sevgim inadına poker oynuyor. Mantığım durmuş anlaşılan, Gözlerim hala sinek kızı arıyor! Kalp atışlarım yükseliyor, Kaybediyorum yavaş yavaş, İnceden bir inleme geliyor Kaç kurtul artık,durduğun zarar. |
Bir Yer Varmış
İsteyenler örtünürmüş İsteyenler açınırmış… Hep sevenler seçilirmiş Bir yer varmış, dünyamızda. Hırsıza bey denilmezmiş Yetim hakkı yenilmezmiş Doğru sözden dönülmezmiş Bir yer varmış, dünyamızda. Biri yer, diğeri bakmazmış Hiç kimse gönül yıkmazmış Vatan hâini çıkmazmış Bir yer varmış, dünyamızda. İnsan, insanca yaşarmış Koşan huzura koşarmış Herkes sevmeyi başarmış Bir yer varmış, dünyamızda. Gidip gören çôk yol gitmiş Dizlerinde derman bitmiş Lâkin görmek, o’na yetmiş Bir yer varmış; dünyamızda. |
Hayat Gemisi
Günler geçmek bilmezdi yokluğunda ******* bir duvar gibi dikilirdi önüme Hayat bugün bir başka zalimdi Bir başka bakıyordu yabancı gözler Üzerime yılların yorgunluğu sinmişti Yalnızlığın kadınıydım artık Suskunluklar içinde boğulup Hayat uçurumundan yuvarlanıyordum Derin yaralar sarıyordu bedenimi Sönmek bilmez bir alev yanıyordu içimde Hayat yine ağlarını örüyor Bense olduğum yerde çırpınıyordum Çırpındıkça batıyor Battıkça hayat denen bu gemide Karanlıklara gömülüyordum |
Gül İle Bülbül
Kanadı kırık bir kuşum burada, Sen benim solmayan gülümsün. İmkanı yok, gel diyemem sana, Sen topraktan ayrılırsan ölürsün. Bülbül hep güle hasret yaşarmı? Gece-gündüz feryadı olmazmı? Şu kahrolası yalan dünyada, Bizide Rabbim kavuşturmaz mı? Gül neyler bülbül olmazsa, Sevdiği bilinirmi sararıp solmazsa, Bülbülü gurbette ölüp kalmazsa, Varıp gülünü koklamaz mı? Sen gülümsün benim birtanem, Senin yokluğun benim çilem, İsyanla geçsede her gecem, Dualarımız birgün kabul olmaz mı? RAFET'in umutları senin elinde, Kırık bir kuşum ilacım sende, Ümitler, yarınlar var bizde, Beni ümitle bekle olmaz mı? 1998 |
Sana bugün daha fazla ihtiyacım var
Sana bugün daha fazla ihtiyacım var Dünden ondan önceki günden de fazla Anlamadın belki gittiğin günden beri yalnızım Anlasana bugün sana daha fazla ihtiyacım var Gelsen görsem tutunup dokunsam Çözülecek belki de tüm düğüm Nefes alamıyorum nefesine sesine ihtiyacım var Anlasana bugün sana bir başka ihtiyacım var Buz gibi oldu ellerim daha çok sıkılıyor yüreğim İçimdeki çocuğun acıyor kanıyor bir yerleri Bugün sana dünden de önceki günden de fazla ihtiyacım var Son çırpınışlarım bunlar ya şimdi gel kurtar Yarın bu çirkinlikler denizi zaten beni boğar |
Üşüyor Yüreğim
Tam ortasında yaşamın, vatanın bir başka yerinde Midyat-İdil arası bir şantiyede yine hasretsiz, yine sevdasız taşla, çamurla sarmaş dolaş yağmurla, soğukla kardeş olmuşum. Üşüyorum, donuyorum öksürüyorum durmaksızın sigara içme diyor doktorlar sabah altıda kalk diyor patron üşüyorum. Doktorlar yalnız ilaç veriyor dostlar ise nasihat birer.. Birer hastalanıyor işçiler ilaçlarımı onlara veriyorum ilaçları seviyorum. Muhasebeciyim ve yazıyorum, yazıyorum yedi rakamlı,sekiz rakamlı sayılar yazıyorum, üşüyor umutlarım. Sabah erken kalem tutmuyor ellerim tir.tir titriyorum masa başında milyon..milyon yazıyor ellerim üşüyor ellerim. Bir dilim ekmek için,bunca çile bunca soğuk,yağmur,çamur üşüyor ekmeğim. Düşünüyorum güzel şeyler düşünüyorum, düşler hep sımsıcak gerçekler buz gibi üşüyor yüreğim. İşçileri seviyorum seviyorum emeği, teri kazmayı, küreği, keseri,çiviyi bir ‘sağ ol’ dese biri iliklerime değin ısınıyorum üşümüyorum. |
Vaktimiydi
Bunu bana yapmasaydın olmaz mıydı? Vakti miydi çekip gitmenin? Ben yalnız başıma çekerken tüm yalnızlığı, Vakti miydi mutsuzluk vermenin? Bilirsin alışığımdır böyle şeylere. Aniden yüklense de tüm dertler, Ayakta kalırım ben bilirsin. Ummadığım değildi,bekliyordum Ama tahmin etmemiştim bu kadar acı olacağını. Tüm umutları tüketmek lazım aslında Dinlemek lazım yaz yağmurlarının anlattıklarını. Bir doğrunun yıllardır yanıldığını öğrendim senle, Sindirmesi kolay olmasa da, Bak ayaktayım yine... Akıllarda kalacaktır tüm cevapsız sorular Ama onların da cevaplarına kavuşacağı bir gün var. Bu gece ******* isyana çıkmış, Durmaksızın ağlayacaklarmış. Kiminin umudu tükenmiş,mutluluğu kiminin Hadi duygularımı öldürdün de, Vakti miydi beni de öldürmenin? |
Yeşil Simav'ım
Binlerce kilometre uzaktan, Geldim sana yeşil Simav'ım. Özleyerek düşdüm Safranbolu'dan, Geldim sana yeşil Simav'ım. Ağladım, güldüm senin yanında, Hasta oldum kurtardın kaplıcanda, Burnumda tüttü Hisar'ın, Karşıyaka'nda, Geldim sana yeşil Simav'ım. Aşık oldum dermanım teselliydi, Teselli veren hep SBS FM'di,(Simav'ın en güzel radyosu) Senden ayrılmak bana gurbetti, Geldim sana yeşil Simav'ım. RAFET'in Leyla'sı herzaman sen oldun, Tutuştum hasretinle hep sana kaldım, Uzaklarda iken resmine baktım, Geldim sana yeşil Simav'ım. 1997 |
Analitik Zamanlar- II
Vaktin geç, esnemeli saatlerinde, Miskin bakışların ümitsizliğinde, Sevgindi bir rüzgarla çıkan, Ellerimdeki bilinmeyenleri, Halemdeki bulutları dağıtan. adı değil, kendisi aşktı, ne kafdağı ardı masalı ne de zümrüdüankaydı, kendimden bir parça, kanadım kolumdu, onsuzluk yokluğumdu.kilometreler vardı, sevgiyle biten, baharda kar gibi eriyen.bilinemeyen korkular vardı, görünemeyen, hissedilen, ellerin kenetlenmesiyle yenilen.biraz zamanlamay_ dı, göze görünen, hoşgörü tohumunun ekilmesiyle bitiveren.kuşku bulutları vardı, sıcak gülüşlerin ateşi, gözlerin pırıltısıyla.dağılıveren.tanımama suçluydu biraz ama ezildi geçen zamanın ağırlığında, yükseldikçe sevgi yokoldu, grilikler dönüştü gökkuşağına.toplumsal dayatmaların koşullanmasıydı, içtensizliğiydi, riyakarlık ipliğiyle örülmüş ananelerdi, çifte standart ahlak anlayışıydı kişilik çatışması yaratan, ruhumu dikenli tellerle saran. Çünkü ruhum kanıyordu. Sorun basit, soruysa kolaydı, Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı, Bu bir kısır döngü sarmalıydı, Gördüğümüz develer, Aslında büyüttüğümüz pirelerdi. Esnemeli saatlerin hafifliği ağırlaştı birden, Analitik zamanların ağırlığı hafiflerken.. (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine |
Güle Sormalı
Bülbülün derdini, güle sormalı, Yaprak dökümünü, dala sormalı, Ateşin sonunu, küle sormalı, Bütün dertler başka, bir diğerinden... Sevda damla iken, ummana döner, Bazı sevenler hep ateşte yanar, Kimisi aldatır, kimisi kanar, Aşk yaralar canı, bi nbir yerinden... Kimisi aşk için ser'inden geçer, Kimi aşk bırakır seveni naçar, Kimi hile yapar, bırakıp kaçar, Yaralar yüreğini binbir yerinden... 18.02.2004 Taşkışla/Taksim |
Ben Sana Aşığım
İçimde dermanım dışımda nurum Bahçemde çiçeğim bağımda gülüm Şerefim gururum zevkim onurum Ben sana mecburum sen değil misin? Güneşim yıldızım mehtabım ayım Bulutum yağmurum şekerim çayım Hayatta ki hayım mutluluk payım Ben sana hasretim sen değil misin Yarınım umudum elim ayağım Sıcağım sovuğum yolum durağım İlkimden sonuma tek sığınağım Ben sana aşığım sen değil misin |
Sevda
Bu bir sevda uçsuz bucaksız bir bozkır sevdası. Sevda bedenimi titretirken ayaz gecede öyle çok özledim ki. Sevda kurak çatlak yalın ayak ateş sıcaklığında. Sevda mor menekşe papatya sever mi sevmez mi en yalancısından yonca dört yapraklısından tek sahibiydi o toprakların. Sevda kuraklılığı çatlamışlılığı yalın ayaklılığı çalınmış zamanımdan duygularım Sevda sahiplenirken dikenler mor menekşenin papatyanın yoncanın o terk edilen toprağını sahiplenirken sahipsizlik sahiplenirken terkedilmişlik Beni ben olmaktan uzaklaştıran beni sevdamdan alıkoyan uzakta çok uzaklarda Sevda uçsuz bucaksız bir bozkır sevdası. |
Alışamadım
Küçük köhne bir eve taşındım Sen gittin,ben buna alışamadım. Tanrı bile unutmuşken sanki beni, Senle beraber her şey gitti. Ve ben buna alışamadım!!! Her gün balkonda bekleyişini özledim, Ama şimdi balkonum yok. Pencereden yağmuru seyrederdik ikimiz, Penceremde yok,yağmurumda. Ve ben buna alışamadım!!! Hayal ederdik yalnız bir ada ve biz, Sakin masmavi bir deniz, Gece mehtap ve yıldız Şimdi kalbim sert bir buz. Ve ben buna alışamadım!!! O kadar çok nefret ediyorum ki benden Kopardın gittin seni candan. Bana ne be alına yazılandan Ya da padişahın fermanından Senle beraber aşk da gitti Ve ben buna alışamadım!!! |
Düş
Bir ülkeye binmişim adım ne bilmiyorum Irmaktan geçsem gerek kör karanlıktayım Yapışmış bir yanından bir satrap kıtasına İlke ve elimde ucu yanık pankart sapıyla Donuk köylü heykelleri kıyıda ve Atatürk Kara-baba barajının suları durmadan yükseliyor Uzun sürecek anlaşılan tufan ırmaklar bekleyecek Denize yol veren dağlar delinecek önce, çocuklar Ve bir kadın sığınmış yorgun kırlangıçların Hüznüyle neden hepsi durmuş bana bakıyor Neden bakıyor köylüler çocuklar ve sevdiğim kadın? Oysa bir ülke yutmuş beni ve adım yunusun Şafağına çok yabancı sulardan geçiyorum Bağırıyor öfkeli babam, "Oraya git!...Oraya git!..." Gitmeyeceğim işte. Her neyse aklıma koyduğum "Aldım ve kabul ettim de!..." Hayır, etmeyeceğim!.. Ayağımın altında işte senin çivilerle yazdığın en yeni Ahid, karnından çıkamadığım kala-balık bir gün Dolaştırıp zulmün yedi denizinde senin ölümünle Güneşli bir kıyıya bırakacak beni yanıbaşımda İzinli askerler, köylüler, çocuklar ve sevdiğim kadın. |
Sevdam ve Ben
Ey SEVDAM! Nerede kucaklaştık seninle, Ne zaman dolduk, ne zaman taştık seninle? Beklediğimiz sabahları görmeden Bak.. Bak işte mezara yaklaştık seninle. |
Gözlerin
Gözlerin kalbimde yaralar açtı, Sevdan, ateş gibi, gönlümü yaktı, Aşkın yüreğimi çok fena çarptı, İnci gözlerin, beni benden aldı. Hasret dolu gözlerim, bakmasın sana, Dayanamaz ağlar, zor gelir ona. Kalbim istesede, seni görmeyi, Gözlerim bakamaz, zor gelir ona. Gözlerin yaşlı, bakamıyor gözlerim, Bir pınar gibi akıyor gözyaşlarım. Hasret zor geldi, dayanamıyor kalbim, Gözlerine bakarsan, inan çok ağlarım. Bu yüzden bakamam gözlerine; Aşkımı anlayamayan gözlerine. Olur da birgün karşılaşırsak eğer, Gözlerini kaçır benden, Dayanamaz ağlarım, zor gelir bana. Kalbim dayanamaz, zor gelir ona. |
And Olsun
Biliyorum Bu askerlik elbet bitecek Yakında sivil hayat bana gülecek Ve o günlere koşacağım O günlere Biliyorum o günlerde gelecek. Ama Kim ne yaparsa yapsın Bu vatan için Hep çalışacağım. Kim engel olursa olsun Albayrağımı Hep yükseklerde tutacağım. |
Keder Ortağı Suskunluk
Bir zaman geçmek bilmez gibi sensizliğim, Bir örtü örtmek için geç gibi korkularım, Zehirini akıtır ayrılık derinliklere, Tek dostum,keder ortağı suskunluğum. Bahane için bahanem yok ki dünden, Asabi vakitlerim bu vakitler,anla... Tek dostum keder ortağı suskunluk, Tek anlayan beni,tek çözen... Dünler dündeler gelemiyorlar, Dostlar yanıbaşında, yetişemiyorlar. Kafamda soru işaretleri uçuşuyorlar, Tek dostum keder ortağı suskunluk, Susun diyorum, Susuyorlar... Keder ortağı suskunluğum, Belki de sustukları için yaşıyorlar... |
Geciken Aşk
Kor halinde ateş düştü göğe Müjdeledi baharı yazı Toprağa da bilirken düştüğünü Biz hala neden indiremeyiz Cemreleri yüreğimize. |
Sevmeyensin Sen
Biliyormusun sen yüreğinin yanmasını kalbinin bir sözle kırılmasını gündüze darılıp geceye sığınmayı acıya alışıp mutluluktan uzaklaşmayı *******i uygusuz geçirip sabahlamayı güneşin dogmasıyla için için ağlamasını göz yaşlarınla her sabah yüzünü yıkamasını bilemezsin sen bilemezsin çünkü senin yüreğin katılaşmış kalbin taştan yaratılmış sevilirsin ama sevemezsin sen sevgiden yoksun kalmışsın işte aramızdaki fark bu ben ölümüne seven ama sevilmeyen sense ölümüne sevilen ama hiç bir zaman sevmeyensin. |
Zalimden Öte
Yerden göğe kadar haklısın kat kat Dene her cevrini zulümden öte... Duysun edebiyat,tanısın lugat Yazsın unvanını zalimden öte.. Sabit hayalini çek gözlerimden Çıkart şu resmini sök gözlerimden Vefasız aşkını dök gözlerimden Afat görülmesin selimden öte.. Ara köhneleri meyhaneleri Dolaş izbeleri viraneleri Tanı aşk uğruna divaneleri Derbeder var mıdır halimden öte...? Nazarın kadrimi çok ucuz biçti Varla yok arası, belki de hiçti.. Ömrüm sokağında git gelle geçti Lutfuna ermedim talimden öte... Söyle ki ötmesin çekmesin kaygı Deryada damladır ondaki duygu Yok mudur bülbülde aşığa saygı Ahü-zar etmesin dilimden öte... Gün gelir Safi de niyazdan bıkar Öfkesi sabrının bendini yıkar İsyankar sedası ayyuka çıkar Öte dur köyümden, ilimden öte.. |
Ne Çabuk Geçti
Ne çabuk geçti güzel günler sevdiğim Günler,aylar oldu seni görmediğim Hala büyüyor sana olan özlemim Bir tek sen varsın yolunu gözlediğim Aşkına,ilgine muhtacım ben senin Yanımdır asıl yerin Sevgiye, şefkate muhtacım sevgilim Yanındır benim yerim Sevemem senden başkasını Sökemem kalbimden adını Senle olmaktır tek dileğim Bulamam senden başkasını Silemem gönlümden adını Seni sevmektir tek isteğim Sensiz hiç geçmiyor zaman Aşkından ben miydim yanan Beni sevmediğin yalan Yüreğimdesin sen her an Yine hüzün kapladı tüm yüreğimi Nasıl unutursun seni sevdiğimi Bir ben bir ALLAH biliyor çektiğimi Artık duysan diyorum benim sesimi. |
Acımsın
sana gitme kal diyemedim çünkü ben de, kalıp da acı çekmeni istemedim sen daha iyisine layıksın dedin ben içimden senden iyisi var mı dedim unut dedin yaşanmamış say dedin insan canını nasıl unutur dedim... sen arkana bakmadan gittin ama arkanda bir enkaz bırakacağını bilemedin şimdi yüreğimde sen kanıyorsun hayat boyu kanayacaksın hiçbir zaman kapanmayacak hiç bir saniye unutulamyacaksın orada biyerde ince ve sivri bi acı olup kalacaksın sen beni unutup sevdiklerinle mutluluk şarkıları söylerken ben senden uzak bir mekanda elimde şarap şişesi gözlerimde hayalin yüreğimde bıraktığın yara ile beraber olacağım |
Sevgiliye
Sinendeki oyuncaklardan uzak tutma beni ey sevgili İçimdeki çocuk durmadan oynamak ister atlıkarıncanda. Yanağındaki salıncaktan atma beni Dudağındaki tramvaya al Alnındaki beşiğin tülbendi yap Saçlarındaki uçurtmalar aklımın gökyüzünde bak Sana aldığım bebeğin elinde ipleri. Kalbindeki kadından uzak tutma beni ey sevgili İçimdeki erkek durmadan sevmek istiyor seni Bu nefes, vatan diye boynundaki kokuyu bilmeli. Ne olursun tenindeki yelkenliden atma beni Gam trenlerine al Izdıraplarının küllüğü yap Sarı rüyalar *******imin kol düğmesi bak Bana bakmayan gözlerinde iğneleri. |
Yanına Geliyorum
Gecenin sessizliği çöküyor üstüme bazen Bazen her şeyi bırakıp gidesim geliyor Unutasım geliyor maziyi,seni hatta kendimi Bazen kendimi bile çekemiyorum Yada hiç bir şey düşünmek istemiyorum Sessizlikte gelen bir fısıltı bile seni hatırlatıyor Esen rüzgar sanki senin nefesini taşıyor Sen yokken yaşamak hiç tat vermiyor Bu yüzden seni unutabileceğim bir yer arıyorum Belki de kendimi kandırıyorum Mavi denizlerde köpüklü ama kızgın bir dalga misali Bir an köpürüp bir an duruluyorum Yada çaresiz bir balık gibi Her an ağlara takılma korkusuyla yaşıyorum *******i kabusum oluyorsun bazen Ama sen varsın diye uyanmak istemiyorum Ölümü bekler gibi her gün kapılarım açık Korkularımı biriktiriyorum Ama ne kadar dayanırım sensizliğe bilmiyorum Sanırım dayanamam Toprağa baktıkça seni görüyorum Sen beni bekliyor musun onu da bilmiyorum Ama beni bekle sevdiğim Yer aç bana toprağında Bende yanına geliyorum. |
Ellerin
Ellerimden çıkmıyor ellerinin izi Yalnızlık çalarken sirenlerini, Sensiz duygular da anlamsız Nasıl yığdın aramıza Bunca dağı ovayı denizi Ayaklarıma dolaşıyor gözyaşlarım Özlem yine dizi dizi Sular akmıyor Sevişmeler yakmıyor tenimizi. Ben hüzün avcısıyım bilirsin Bu yakınmalar kendime Sen üstüne alınma Yalnız da çoğaltırım gizi Gece beni çağırıyor bak Şimdi dalarım cadde sokak Yüreğimde gecikmiş boşluk Ellerimde ellerinin izi. |
Anahtar Prens
cam kurtlar var gecenin suyunda içilse şehir; yırtılmış taşların iade edilmiş melekler örttüğü eski, imdat, tahlilsiz hikaye! israf edilmiş tayfalarla gelecek uzattığım, uzatırken içine tıkandığım menekşe! belli belirsiz bir yaz ayında sözgelimi ekim, sözgelimi kiraz kırılacak bir tamburla geçecek önerdiğim, önerirken dibine çöküverdiğim efsane biraz; sesi yeis sesi sabahlara kadar dinlediğim radyo sesi oradan oraya oratoryo sesi koynuma giren sesi koynundan çıktığım sesi el konulmuş şeytan sesi el kadar masumiyet sesi hür siyah üzerine çalakalem mavi tül sesi tül mavi üzerine nakşedilmiş siyah gül sesi beni hep döven abim sesi beni kovalayan polis sesi bıçaklanışım, bıçaklanır bıçaklanmaz eriyişim; kabullenilişim; ah ben nerdeymişim, ben kimmişim de talazlanmış, tozlanmışım! üstümü süpür rüzgar! şimdi şikayetim var! çalıntı kalplerle kirlenmişim! ağlat beni özgürlüğüm, ağlat! gözyaşlarımla yıkanırım, belki öyle başlar kim bilir gökyüzünden yeryüzüne doğru ölü bir hava kabarcığı gibi yükselişim! |
Bir Sevdaya Adamışım Kendimi
Sevda toprağında ayakların gidiyorsun ey gönlüm Selamsız sabahsız bu ne iştir Bir başka görür gözlerim artık evreni Yağmuru kim değiştirir - bulutu kim değiştirir. Değişti güneş - değişti gök - değişti insanlar Bakın işte her şey bana yaklaşır gibi Gözlerimde uykuya dalar hiç doğmamış şafaklar Kaldırımlar yalnızlığımı paylaşır gibi. Işık ışık nurlanan bu yollar tanrım Gecenin hangi saatinde sona erer N'olursun söyle yalvarırım Sevda mı geceye - gece mi sevdaya benzer. Yüreğimden geçen türkülü ırmaklar Senden gelir - sana doğru gider Elveda uykusuz sabahlar - kaçak akşamlar Bir sevdaya adamışım kendimi Arkadaşlığımız burada biter. |
Mutlu Olmak İsterdim Bir Bahar Yağmurunda
Balık olmak isterdim bir denizde. Sevgimi bulmak isterdim derinlerde. Yüzmek isterdim dilediğimce, Özgür olmak isterdim aşkımla. Kuş olmak isterdim göklerde, Uçmak isterdim sevdiğimle, Anlamasını isterdim beni göklerde, Şiir yazmak isterdim bu sevinçle. Yağmur olmak isterdim semada, Temizlemek isterdim dünyayı, Kirlerden,kötülüklerden. Aşkımı görmek isterdim, Düşen her bir damlada. Mutlu olmak isterdim, Bir bahar yağmurunda... |
Sensiz, Bensiz Ve Çaresiz
Başka bir şehirde Hiç olmadık biriyle Yolda yürürken ya da ne bileyim bir yerde otururken Ben gelirim aklına beklide. Gün doğarken Güneş batarken Hayat avuçlarının içinden akıp giderken Beni düşünürsün zihninde. Ve çaresizliği hissedersin belki de yokluğumda Başka bir insanla Başka bir hayatta Ve başka bir sen de Çaresizliği yaşarsın geçen günlerde. |
Geri Dönülmez mi Dersin?
Ben böyle sevdayı kolundan tutup, Gönül deryamın taaa içine atsam, Sonra seni hepten, içimden atıp, Ardıma bakmadan; çekip te gitsem... İçimde ateşin dönse de kor'a, Seni unutması kolay olmasa, Şu sensiz yüreğimi; hasretin yora, Soranlara artık o bitti desem, Sensizlik ölüm ya, ona mı gitsem... |
Seviyorum
Haykırmak istiyorum, dağa, taşa haykırmak; Barışa ilk imzayı atanı seviyorum. Bulanık akıyormuş Sivas’ta Kızılırmak, İşe alın terini katanı seviyorum. Bu ülkenin suyunu, toprağını, taşını; Çayını, kahvesini, ekmeğini, aşını; Yıllar önce verilen Kurtuluş Savaşını, Özgürlüğü, Bayrağı, Vatanı seviyorum. Ağrı Dağı yücedir, Istranca biraz engin. Köylümüz hep fakirdir, ağalar-beyler zengin. Kul Bahri bedeli var, bayraktaki al rengin; Şehit olup toprakta yatanı seviyorum. |
(Başlıksız Şiir)
katlanıyor duygular duygulara ekleniyor şiirler şiirlere ve yeşeriyor insanlik acılarla umutlar göçediyor belirsizliğe belirsizlik kendini arıyor bedeninde ve şimşekler çakıyor tarlanın ortasında korkuluk canlanıyor ve kargadan korkuyor oda çelişkiler kartal yuvasında gizlenmiş kartal yumurtasında ve kartal gözüküyor ufukta ve de bir şahin kartalla yarışmada |
Biliyor Musun
Neler yaşatıyor yalanlar neler, Herşey inançsızlığa gebe biliyor musun? İnançsızlığın doğduğu gelecekler, Vahşet ve kinle büyür biliyor musun? Belki bir bebeğin gözyaşında, Belki bir balığın son çırpınışında, Belki umutların her yıkılışında, Neleri kaybediyoruz biliyor musun? Kayıp şehirlerin çıkmaz falına, Kimse yetişmez ağlayanın imdadına, Gerçekleri görüp hala inadına, Kimlere bel bağlıyoruz biliyor musun? Mavi düşlere dalıp bastığımız yeri, Görmemişiz ve kimsenin de yok haberi, Şu an seyret bütün ülkeleri, Yardım edecek kimse yok biliyor musun? Manevi boşluğa dalıp da herşeyi unutanı, Kendini bırakıp da intihara koşanı, Hatırlayıp da zamanın nasıl çıldırdığını, Nasıl çıldırıyorum biliyor musun? Bir yaprağın akıbeti bile rüzgarın yolunda, Kabusa dönüşen uykuların sonunda, Mehtabın üzerini sisler kapladığında, Vampir ruhlu insanlar çıkıyor biliyor musun? Akıbeti bozmaz sütü bozuk değilse, Herşey düzelir sır kapısından girilse, Kul yerine insanoğlu Allah'a eğilse, Sima ile kalp eşit olur biliyor musun? ................. |
Yaşam
Yaşamamalı Yaşayacaksan, Yaşadığın yaşam, Yaşayacağın, Yaşamdan, yaşanmalı olmalı. Yaşayıpta bileceğin için Yaşamadan ölmeli Yaşam kısaca Yaşanmalı |
Seviyorum
Haykırmak istiyorum, dağa, taşa haykırmak; Barışa ilk imzayı atanı seviyorum. Bulanık akıyormuş Sivas’ta Kızılırmak, İşe alın terini katanı seviyorum. Bu ülkenin suyunu, toprağını, taşını; Çayını, kahvesini, ekmeğini, aşını; Yıllar önce verilen Kurtuluş Savaşını, Özgürlüğü, Bayrağı, Vatanı seviyorum. Ağrı Dağı yücedir, Istranca biraz engin. Köylümüz hep fakirdir, ağalar-beyler zengin. Kul Bahri bedeli var, bayraktaki al rengin; Şehit olup toprakta yatanı seviyorum. ............................. |
Erciyes ve Çocuk
Minik ellerinde tartı kantarı Küçük bir çocuk Ağlıyor hıçkırarak Bir soğuk kış akşamında Ne ise sıkıntısı Sokak ortasında Ey çocuk! Sus, ağlama! Yüreğim delilenir! Ey çocuk! Sus, ağlama! Duyarsa Erciyes celâllenir! Boşaltır üstümüze Bütün kar ve kışını Ey çocuk! Sus, ağlama! Sileyim gözyaşını Yaklaş, sevgi ile okşayayım başını. Ey çocuk! Ne kadar üşümüş Buz tutmuş ellerin!.. Söyle, soğuktan mı Açlıktan mı titriyor sözlerin ? Bakışların tipiye tutulmuşçasına Ürkek, telaşlı... Niye ayazdan kavrulmuş gibi güllerin? Gülmeyi unutmuş gibisin Bilinmez, kaç zamandır!.. Özleminle içim kandadır Ey çocuk! Yaklaş da koklayayım başını! Ey çocuk! Sus, ağlama! Göz yaşların ciğerime saplanır. Ey çocuk! Gel bana, gel! Duyarsa Erciyes gazaplanır! Boşaltır üstümüze Gazabını, hıncını!.. Ey çocuk! Sus, ağlama! Paylaşalım acını!.. Şu soğuk, buz kesen Tipili havada İşin ne? Ne arıyorsun dışarıda ? Akranların uyurken Mışıl mışıl Sıcacık yatakta Ninni dinlerken şefkatli bir kucakta El-ayak çekilmiş Bir canlı bile yokken Neredeyse ayakta Üşüyorsun sen İliklerine kadar Hücrelerine kadar Donarcasına sokakta Ne olur koş ısın Taşlaşmış sinemi yak da. Suskun durma! Bir şeyler söyle ! Gözlerime bak da Hüzünle yere eğme başını Yazık olur, dökme yere Gir, yüreğime dök göz yaşını. Ey çocuk! Sus, ağlama! Yüreğim hicranlanır. Ey çocuk! Sus, ağlama! Duyarsa Erciyes üstümüze çullanır!.. İndirir suratımıza Soğuk soğuk kırbacını Ey çocuk! Sus, ağlama! Sancım edeyim, sancını. Ey çocuk! Ayakkabın bile yok ayaklarında… Yırtık, pırtık bir elbise Bu yaşta çökmüş omuzlarında Üşümüş ellerin Isıtayım Ellerime uzan da!.. Sen bizdensin Bizlerse senden.. Sahip çıkmamışsak da!.. Durma öyle Ürkek ürkek uzakta!.. Koş yürekler bul sığınacağın!? Ömrünü bitirme Şu acımasız Merhametsiz sokakta!.. |
Nefret
Hala şiirlerimde adın geçiyorsa, Bu, seni seviyorum demek değil Doğru unutamadım Ama nefretimden Sen kirli bir sayfaydın Asla kapatamadığım Gözlerim ıslanıyorsa Sen aklıma düştüğünde Bu, seni seviyorum demek değil Sevgin değil bana acı veren Vicdanım beni kahreden Senin gibi birine sevdalanmanın Senin gibi birinin tuzağına düşmüş olmanın Çaresizliği beni bitiren Hala adını her duyuşta ürperiyorsam Bu,seni seviyorum demek değil Jiletlerle kollarıma Nefretimle yüreğime kazıdığım adın Kahrolasıca Çıkmadın hayatımdan Bir türlü çıkmadın. Senden sonra kimse olmadıysa hayatımda Bu, seni seviyorum demek değil Yıldım yıkılmaktan Korktum yeniden terkedilmekten Yeniden aldatılmaktan Zaman zaman uykularım bölünüyorsa Bu seni seviyorum demek değil Kabusa döndüğünde düşlerim Gecenin bir yarısında Daha da büyür sana olan nefretim Hey sen!... Karbeyazı düşlerimin üstüne Çığ gibi düşen kara leke Seni öldürmüyorsam içimde Bu seni seviyorum demek değil. |
Keşke
Sana her zaman diyordumya canım keşke hiç demez olaydım canın çıksın sana hep söylerdimya gözüm keşke hiç demez olaydım gözün kör olsun. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:29 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.