![]() |
Anadolu Türkçesiyle Bir Ulu Çınar Konuştu
Anadolu Türkçesiyle Bir Ulu Çınar Konuştu
Görkemli geçmişime nice yasaklar koyup, Bizden görünenler kesti benim en gür dallarımı. Dört duvar ortasında acıdan anıt yüzüm; Ben eskiden böyle kuru bir ağaç değildim! ... Yokluk kılıç kuşanamazdı benim toprağımda, Tuttuğum altın olurdu ellerimde çil çil Ve her selâmım bir ülkeyi beslerdi tekmil; Gözüm tok, gönlüm tok, hiç aç değildim. Sipahiler uçururdum seferlerden seferlere, Demezlerdi Asya neresi, Avrupa nere? İnsanlığı benden öğrenirdi palazlanan her kefere; Şimdiki gibi Batı’ya muhtaç değildim! ... Elçiler yığılırlar, yüz sürerlerdi eşiğime, Ufuklar açılırdı, sesime, ışığıma. Besmeleyle su verilmiş bir çelik kılıçtım ben; Teneke değildim, saç değildim! ... Tuna, Sakarya kadar Türk’tü; Fırat kadar Türk; Kılıç tutan iki kolumdu Kırım’la, Kerkük! Kestiler, acıdan sarhoşum şimdi kör-kütük; Kendi derdime bile ilaç değilim! ... Estergon Kalesi bre aman su başı durak, Git bulut üstümden, git de Vardar Ovası’na bak! Ne aşklar yaşamıştır orda yürek; Hilâldim her yerde, hiç haç değildim! ... Dün er gibi savaşırlardı başı örtülü kızlarımız, Bu gün cıscıbıllar, şimdi hepsi birer yalancı yıldız. Ne ezgiler bizim ezgimiz, ne ağızlar bizim ağzımız; Has ekmektim, baldım, bulamaç değildim! … Düşmüşüm çemberine ateşin, yağmurun, karın Kokularıyla yaşıyorum şimdi o eski baharların. Sür git önüme çıkan haçlı akbabaların; Önlerinden kaçacak keklik, turaç değildim! ... Baş benim başımdı, eller benim ellerimdi Çağlara hükmeden medeniyetimin mayası adaletti, dindi. Pis uğurlar yüzünden toprağımın bereketi tükendi; Ben eskiden böyle yoz-kıraç değildim! ... Şimdi garip çocuklarım yaban ellerinde iş ararlar, Kiliselerin gölgelerinde ezik ve sürgün yaşarlar. El uşaklarıysa her gün bir kökümü daha koparırlar; Eyvah ki eyvah, ben eskiden böyle dalaç değildim! ... |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:27 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.