![]() |
annemden sakladığım bir gözaltının
annemden sakladığım bir gözaltının
işkence sonrası düştün yine usuma. yağır yaraydı hücrem, ve ben pusatsız uykuların özlemindeydim. açtım, sigarasızdım, şiir güzelliğince yağıyordu içime yokluğun kağıtsızdım, kalemsizdim, sevda ürünü tarlalarda göğeren hasretimdin menzile yatarken zulmün burcunda, öfkemin kabzasına bir sensizlik daha işledim. gece çıplaktı, ay çıplak duvarlar, parmaklıklar, ve ben çıplaktım. canımla uğraşıyordum sorgularda, bir de; silah sesli konuşmalardan sakladığım yokluğunla. döşümde çöreklenen yumruk yalımı, bileklerimde kelepçe ağrısı, gözlerimde cam kırığı hasretinin sancısı kanıyordu. ..ve ben kavganın esmer güzelliğinde sarışın direngenlikle karşı koymaktaydım kurşun yaralı kayaların üzerime devrilmesine.. hey! direncimin kutsanmış çocuk gülüşlü kızı, özgürlüğe bilenmiş göklerin yıldızı, sevdam, sen, elimde pimi çekilmiş bombam, yiğidim, gözümün Nur'u gecemin ay'ı senindir artık bu gökkuşağı yeşiliyle, sarısıyla, kırmızıyla, senindir bu yağmalanmış kanayan yürek. nikotin kınalı parmaklarım, geçip de yakılmış bahçelerden, ve darmadağın edilmiş hanelerden kapına duru bir aşk söylencesi getirecek. ki, feryadı sende kaldı, eğilmezliği boynumun, ve bakışlarımda dokunduğun yalnızlığımın. açıldı çelikten kelepçeler, iki geceye, ve üç gündüze sığdırdığım has ölümler sınandı, kanatlanıp gitti canımın ağrısı, sönmesiz bir yangın yeri şimdi yüreğime astığın sitemin ağıtı. ürküler,ne filizlenir tenimde ne alnım çatından yiter ölümün uçurumları, serp tohumu kara bağrına toprağın ve sula gözüm yaşı ile, kanım ile, terim ile, yaban çiçekleri umutlansın. mevsiminde asit yağmurları, akar tüm sokaklar öznesine ve sevdan, gencecik bir servi dal misali boy verir yüreğimde. gürültülerin sırtıma kamburlanışından öğrendim dalga dalga seni, çığlık katarı soykırımların dudağımı ısıran tanımından... * hey! gülüşsüz sevinçlerimin çocuk sesli kızı, karanlık denizlerin ışık yüzlü yıldızı, sevdam, bir gözümdeysen; diğer gözüme emanet edemediğim yiğidim, yüreğimin Nur'u, aynı solukta türkülere durduğum. bir yıldızdır alnımda kurşun kurşun sevdamın tek kanatlı kuşu ve aşkımın tek taraflı tutuşuşu. öfkesi var sevdamın,kanıyor asırlardır. kafesten yeni kurtulmuş bir kuş gibi, maltaları, havalandırmaları yarıpta şaşkın ve ürkek bilinmeze kanat açmak ve bir hayale çıldırasıya sevdalanmak elbette cezasız kalmayacaktı. denizlerin bütün tekneleri batacaktı, birer birer düşecekti asmaların yaprakları, şarkılar susacaktı; ..ve bütün kuşlar vurulacaktı... kırılsın kalem, kesilsin cezam, suçluyum. ki, ben seviyorum yalnızca bu deli oyunda biliyorum, yani cezalı çocuğuyum oyunun, ebesiyim ve ortağı yok suçumun. şarkılardan falları ben tutuyorum, ve belki de, anlamak istediklerimi anlamaya zorluyorum, düşün; kendimi bile aldatıyorum. suçluyum elbette; suçluyum, yasak sevdalar büyütüyorum yüreğimde ben ki, yaşamın hep ''yaramaz çocuğuydum'' ve hep şikayet edileni oldum. oysa, güneşi ellerinde taşımaya bedenlenmişti gözlerim, hiçbir ayrılığın resmine yakıştırmayacaktı kendini ümitlerim, bebeğinden, Bishnoi mavisi bakacaktı gözlerinin. ama, başımda esen hardal rüzgarları koca çınarları devirecekti, ve mağrur ölümler ile dışlanmışlığın mezarına platonik kanatlı kuşlar diri diri gömülecekti. avuçlarımda umut yaralı bir güvercin, ana karnında vurulan karaca, postuna sebep doğmadan boğazlanan kuzu, yaşamın kademsiz sokak aralarında yitecekti. sesimin kurşun kurşun oluşuyla, kara tufan düşer de çığrıma, bekler kınında cembiyeler; kamalar, hançerler, şom keskinliklere bilenecekti... baktıkça eskir yüzleri ergen kızların, yani, üstüme çöreklenen uğursuzlukların haramiliğine inatla sıkılmıştı yumruklarım, dayatmıştı, ama hiçbir diken ayaklarımızı yırtmadan boy atmamıştı, ve sevdam; yüreğimi böylesine kanatmamıştı. başımda bin bir türlü bela, bir o kadar da uğursuzluk var, üryanlığından utanan dağlara sorsunlar, yeminimi, kasemimi, madem ki cenkteyim bu savaşı kazanacağım, ya bir hocaya gidip kafamdan aşağı kurşun döktüreceğim yani, uğursuzluklardan kurtulacağım, ya da; kafama bir kurşun sıkacağım!.. ( N.ya) 03.Ağustos.2000/İstanbul |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:40 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.