![]() |
KÂr DaĞitim Polİtİkasi
T.C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEK OKULU MUHASEBE PROGRAMI (İ.Ö)-2B KONU KÂR DAĞITIM POLİTİKASI (ARAŞTIRMA RAPORU) Hazırlayan Melike GÜNÜÇ 045132238 C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEK OKULU MUHASEBE PROGRAMI (İ.Ö)-2B KONU KÂR DAĞITIM POLİTİKASI (ARAŞTIRMA RAPORU) Hazırlayan Tuğçe TOPALOĞLU 045132203 KONYA - 2006 İÇİNDEKİLER KÂR DAĞITIM POLİTİKASI GİRİŞ 1 1. KÂR DAĞITIM POLİTİKASI NEDİR? 2 2. KÂR DAĞITIM POLİTİKASININ AMACI 2 3. KÂR PAYI DAĞITIM POLİTİKASININ ÖNEMİ 2 3.1. İşletme Açısından Kar Dağıtım Politikasının Önemi 2 3.2. Hissedarlar Açısından Dağıtımın Önemi 3 4. KÂR DAĞITIM POLİTİKASINI BELİRLEYEN ETMENLER 3 4.1. Kanun ve Şirket Sözleşmesinde Yer Alan Hükümler 3 4.2. Firmanın Elde Etmiş Olduğu Kâr 3 4.3. Borç Ödeme Gereği 4 4.4. Kredi Sözleşmelerinde Yer Alan Hükümler 4 4.5. Aktif Değerlerde (Varlıklarda) Artış Hızı 4 4.6. Yeni Yatırım Planları 4 4.7. Kârlılık Oranı 4 4.8. Kârların İstikrarı 5 4.9. Sermaye Piyasasına Başvurma Olanağı 5 4.10. Kontrol Yetkisini Koruma 5 4.11. Yönetici Tutumu 5 4.12. Ortakların Vergi Durumları 6 4.13. Şirketin ortak Yapısı (Halka Açık Olması) 6 4.14. Bir Holding Kuruluşa Bağlılık 6 5. FİRMALARIN İZLEDİKLERİ KÂR DAĞITIM POLİTİKALARI 6 5.1. İstikrarlı Gelişme Gösteren Kâr Dağıtımı 7 5.2. Her Yıl Sabit Tutarda Kâr Payı Dağıtılması 7 5.3. Sabit Kâr Payı Ödeme Oranı 8 5.4. Düzenli Sabit Bir Kâr Payı Eklemeler 8 6. KÂR PAYI DAĞITIM ŞEKİLLERİ 8 6.1. Nakit Ödeme 8 6.2. Kâr Payı Olarak Hisse Senedi Verilmesi 8 6.3. Hisse Senetlerin Geri Satın Alınması 9 6.4. Ayni Olarak Kâr Payının Dağıtılması 9 7. DAĞITILAN KÂR PAYININ TAHMİNİ MODELİ 9 SONUÇ 11 KAYNAKLAR 12 GİRİŞ Kâr belli bir dönemde, ekonomik uğraşları nedeniyle bir işletmenin mal varlığında oluşan fazlalık olarak tanımlanır. Buradaki “belli bir dönem” normla şartlarda bir yıldır. Bu bakımdan kâr, bir işletmenin bir faaliyet dönemindeki gelir ve giderleri arasındaki olumlu farklılıktır. Bu olumlu farktan dolayı da bir kâr dağıtım politikası oluşturulması ihtiyacı doğar. Bu nedenle kâr payı dağıtım politikasının ne olduğu, önemi, nelerin kâr dağıtımına etik ettiği, çeşitleri ve tahmin etme modeli bilinmelidir. Burada da işletmenin finans yöneticisine büyük görev düşer. Hem işletme işin hem hissedarlar için en uygun kâr dağıtım politikası belirlenmelidir. Tabii ki bu politika belirlenirken otofinansman ve işletmenin büyüme isteği de göz önünde bulundurulmalıdır. 1. KÂR DAĞITIM POLİTİKASI NEDİR? Kâr payı dağıtım politikası, dönem sonuna elde edilen işletme kârlarının ortaklara dağıtılması veya işletme içerisinde yatırıma dönüştürülmesiyle ilgili kararları içermektedir. 2. KÂR DAĞITIM POLİTİKASININ AMACI İşletme elde ettiği kârı, gerekli yasal ihtiyatları ayırdıktan sonra, iki amaçla kullanma olanağına sahiptir. - Ya hissedarlara kâr payı olarak dağıtır. - Ya da oluşan kârı işletmede tutar ve yeni projelerin finansmanında kullanılır. Bu tür ayırım bizi doğal olarak oto finansman kavr***** götürür. İşletme, birçok kârlı yatırım olanaklarına sahipse, hissedarlarına hiçbir kâr payı dağıtmayarak, kakarının tümünün işletme içinde kalmasını isteyebilir veya tersi olur. İki üç karar yerine işletme kararının bir bölümünü dağıtmayacak takım yatırımların finansmanında kullanırken geriye kalanını da hissedarlarına kâr payı olarak dağıtır. İşletme, kârın ne kadarının ortaklara dağıtılacağının ne kadarının dağıtılmayarak bir takım yatırımların finansmanında kullanılacağının saptanmasında işletme değerini ortaklar için en yüksek düzeye çıkaracak bir politikayı amaçlar. 3. KÂR PAYI DAĞITIM POLİTİKASININ ÖNEMİ Kâr dağıtım politikasını önemi işletme ve hissedarlar açısından ele alınabilir. 3.1. İşletme Açısından Kar Dağıtım Politikasının Önemi Temelde finans yönetiminin amacı, “firmanın piyasa değerini, dolayısıyla firma senetlerini, en yüksek düzeye çıkarmaktır. “Bu bakımdan işletme çıkarına olan her şey ortaklarında çıkarınadır. Fakat işletme yönetimi daha uzun süreli düşünürken, hissedarlar her yıl düzenli bir kar payı almayı umut ederler: İşletme yöneticileri uzun vadede, firmanın piyasa değeri ile ortakların kâr payı beklentileri arasında optimal bir denge kurmak zorundadır. Kâr dağıtım politikası, işletmenin piyasa değerini dolayısıyla hissedarların servetlerini değişik şekillerde etkileyecektir. İşletmenin sermaye piyasasında gerekli fonları sağlama imkanı yoksa, yüksek oranda kâr dağıtımı, işletmenin büyüme hızının yavaşlamasına yol açacaktır. Böyle durumlarda kâr dağıtım politikası, bir yatırım kararı niteliğindedir. 3.2. Hissedarlar Açısından Dağıtımın Önemi Hissedarlar genellikle işletmenin değerini ve dolayısıyla hisse senetlerinin fiyatını, dağıtılır kâr payı miktarı ve oranına göre ölçmeye eğilimlidirler. Yatırımlarının karşılığını en kısa zamanda, devamlı artan veya hiç olmazsa düzeyini koruyan ödemeler şeklinde almak isterler. Böyle düşünen hissedarlar için ödenecek kâr payı miktarı ve bu miktarın büyük dalgalanmalar göstermeyen düzenli trendler göstermesi son derece önemlidir. Hissedarların bu düşüncesi, işletme yönetimini büyük bir baskı altına sokar. Böylece işletme, rasyonel bir karar olmasa bile, her yıl düzenli bir kâr dağıtım politikası izlemek zorunda kalabilir. Bütün hissedarların bu şekilde davranmaları da beklenemez. Bazıları da, işletmenin diğer alternatif finansman kaynaklarından faydalanma dercelerini, işletmenin finansal yapısını, hisse sendi veya tahvil çıkartma giderlerini kâr payları üzerindeki vergi etkisini ve kâr paylarını piyasada değerlendirmeme gibi hususları göz önüne alarak, birkaç yıl kâr paylarını işletmede bırakmak isteyebilir. Bu da hissedarın yüksek kâr payı almak veya hisse senetlerinin değerinin artmış mı beklemek için yaptığı bir davranıştır. 4. KÂR DAĞITIM POLİTİKASINI BELİRLEYEN ETMENLER 4.1. Kanun ve Şirket Sözleşmesinde Yer Alan Hükümler Kanun hükümleri, kâr payının ancak safi kârdan ve bu amaçla ayrılmış yedek akçelerden dağıtılabileceği esasını benimsemiştir. Başka bir deyişle firma, ancak cari yılda veya geçmiş yıllarda elde etmiş olduğu kârdan dağıtım yapabilir. Bunun dışında şirket sözleşmelerinde bağlayıcı hükümler olabilir. Bunlar hedeflenen büyüme yakalanıncaya kadar veya şirketin borçlarının (banka kredileri vs.) belirli bir kısmının ödenmesine kadar olabilir. 4.2. Firmanın Elde Etmiş Olduğu Kâr Bir kaynak olarak firmanın faaliyetini yürütebilmesi için gerekli varlıkların elde edilmesinde kullanılmış olabilir. Bu nedenle firmanın bilançosunda dönem kârı veya dağıtılmamış kârlar (yedek akçeler) görüldüğü halde şirketin nakit durumu kâr dağıtımına elverişli bulunmayabilir. Özellikle hızla büyüyen firmalar, çok kârlı olsalar dahi, sürekli olarak nakit ihtiyacının baskısı altında bulunduklarından, nakden kâr dağıtmamayı yeğleyeilir. 4.3. Borç Ödeme Gereği Bir firma, evvelce almış oldu ödünçlerin ödenmesi konusunda iktisat alternatifle karşı karşıyadır. Yeni borç olarak eski borçları ödemek (röfinansman) faaliyeti sonucu yaratmış olduğu fonları borç ödemede kullanmak. Bu nedenle firma borçlarını yaratmış olduğu kaynaklarla ya da sağlayacağı yeni dış kaynaklarla ödemeyi planlamak durumundadır. 4.4. Kredi Sözleşmelerinde Yer Alan Hükümler Kredi sözleşmelerine konulan hükümlerle, firmaların kâr dağıtımı politikalarını etkilemek ve kâr dağıtımını sınırlamak olanağını elde etmektedirler. Finansman kurumlarının amacı, kredinin tamamı geri ödeninceye kadar kâr dağıtımını düşük bir düzeyde tutardı, firmanın daha sağlıklı bir finansal yapıya sahip olmasını sağlamaktır. 4.5. Aktif Değerlerde (Varlıklarda) Artış Hızı Bu firma ne kadar hızlı büyürse, finansman gereksinmesinin de artacağı açıktır. Hızlı büyüyen bir firma, gelecek dönemlerde, önemli miktarda yeni finansman kaynaklarına ihtiyaç duyacağını tahmin ediyorsa sağlamış olduğu kârların büyük bölümünü dağıtmak yerine, özkaynağını güçlendirmeyi tercih edecektir. 4.6. Yeni Yatırım Planları Yeni yatırım planlayan firmalar, yatırımların gerektirdiği finansman gereksinimini karşılayabilmek için kârların önemli bir bölümüne bünyelerinde bırakmayı yeğleyebilirler. Borçlanma olanakları sınırlı olan şirketler için, böyle bir finansman stratejisi zorunlu da olabilir. 4.7. Kârlılık Oranı Şirketin kârlık oranı, kâr dağıtımını (dividant) politikası üzerinde etkili, önemli bir değişkendir. Eğer şirketin gelecekte sağlayacağı kâr oranı, dividant dağıtılması halinde paydaşların kâr paylarını alternatif yatırım alanlarında kullanımdan sağlayacakları kâr oranından daha yüksek ise paydaşlara kârın dağıtılmaması nedeniyle şirketin pay senetleri önemli ölçüde değer kazanacaksa, ortaklar açısından kârın dağıtılmaması eğlenebilir. 4.8. Kârların İstikrarı Geçmiş dönemlerde satış ve kârları istikrarlı olan firma gelecek dönemlerde elde edeceği kârı tahmin edebilmektedir. Bu yüzden kârların büyük bir bölümünü kâr payı olarak dağıtabilmektedirler. Fakat kârı istikrarsız firmalar kârı yüksek oldukları dönemlerde kârın büyük bir bölümünü yedek akçe olarak kenara koymalı gerektiğinde bunu kullanmalıdırlar. 4.9. Sermaye Piyasasına Başvurma Olanağı Büyük piyasada tanınmış, oturmuş şirketler, daha kolaylıkla sermaye piyasasına başvurarak uzun vadeli fon sağlayabilirler. Bu nedenle söz konusu şirketler, kâr dağıtım oranları saptarken, kâr dağıtımının şirketin sermaye piyasasından kaynak sağlama kapasitesine olabilecek etkisine büyük önem verirler. 4.10. Kontrol Yetkisini Koruma Bazı şirketler, özellikle kapalı aile şirketleri, bir politika gereği olarak oto-finansman yoluyla büyümeyi tercih edebilirler. Böyle bir finansman politikası, “yeni pay senedi satarak sermayeyi arttırma, mevcut ortakların hem kâr oranlarını hem de şirket yönetimindeki egemen durumlarını tehlikeye sokar” gerekçesiyle savunabilir. Borçlanmada finansman riskini artırabileceğinden, kapalı aile şirketlerinin kâr dağıtmayarak veya sınırlı olarak dağıtarak, büyümeyi finanse etme alternatifini seçmeleri kendilerine egemen olan bu görüş ve eğilimlerle canlanabilir. 4.11. Yönetici Tutumu Şirket ortaklarının veya şirket sahiplerinin servetlerini çoğunsamak (maksimize etmek) yerine, şirketin mali yapısını sağlıklı tutmaya, uzun dönemde rekabet gücünü arttırmaya istikrarlı bir istihdam düzeyini sürdürmeye öncelik verebilirler. Bu tutumda olan yöneticiler, kâr dağıtım oranlarını şirketin pay senetlerinin piyasa değeri üzerindeki etkisi olumsuz olsa dahi, düşük düzeyde tutabilirler. Buna karşı bazı yöneticiler başarının pay senetlerinin borsa faaliyetleri ile ölçüldüğü durumlarda, pay senetlerinin borsa fiyatlarını yükseltebilmek için, kâr payı, dağıtım oranlarını yükseltebilirler. 4.12. Ortakların Vergi Durumları Bazı yazarlara göre en önemli faktör ortakların vergi durumlarıdır. Şirketlerin dağıttıkları kârlarla, bünyede bıraktıkları kârların farklı oranlarda vergilendirilmesi, şirket ortaklarının gelir verisi açısından içinde bulundukları gelir dilimleri dolayısıyla tabi oldukları vergi oranları, değer kazanmış pay senetlerinin satışından doğan sermaye kazanımlarının vergilendirilip vergilendirilmemesi ve sermaye oranlarına uygulanan vergi oranı, kâr dağıtımını etkiler. 4.13. Şirketin ortak Yapısı (Halka Açık Olması) Halka açık, küçük tasarruf sahiplerinin ay egemenliğine sahip bulunduğunu, şirketlerde genellikle kâr dağıtım oranı daha yüksektir. Küçük tasarruf sahipleri almış oldukları kâr paylarını büyük bir olasılıkla yeni yatırımlarda kullanmayacak, geçim için ek bir kaynak olarak düşüneceklerinden, kâr dağıtımı konusunda ısrarlıdırlar. Halka açık şirketlerde küçük tasarruf sahipleri, oy çokluğuna sahip olmasalar dahi, genel kurulda dolaylı etikleri nedeniyle kâr dağıtım oranının nispeten yüksek olmasını ve yine de sağlayabilirler. 4.14. Bir Holding Kuruluşa Bağlılık Vergi avantajları veya kârların holding bünyesinde toplanması gibi düşüncelerle holding kuruluşların, kontrolleri altında bulunan bağlı şirketleri kâr dağıtımı için zorlamaları doğaldır. - Hükümetlerde izledikleri politika gereği, yalnız vergi önlemleri ile değil, çeşitli özendirici ya da caydırıcı önlemlerle de şirketlerin kâr dağıtım politikasını etkileyebilirler. - Bir firmanın kâr dağıtımını etkileyen etmenleri ortaya koyduktan sonra, hızlı büyüme; kaynakları çok kârlı yatırım alanlarına tahsis etme fırsatını bulma; para ve sermaye piyasalarından kaynak sağlama olanağının sınırlı oluşu; dağıtılmamış kazançlardan gelir vergisi kesintisi oranının, ortaklarının kişisel gelir vergisi oranlarına kıyasla daha düşük olması, yeni pay senetleri çıkarmanın zorluğu ve / veya ihraç giderlerinin yüksekliği, firmalarda düşük oranla kâr dağıtım politikasını, keşke bir ifadeyle oto-finansmanı haklı gösteren başlıca nedenler olduğu söylenebilir. 5. FİRMALARIN İZLEDİKLERİ KÂR DAĞITIM POLİTİKALARI Kurumsal olarak bir şirkette “dağıtılan kâr payı / Net Kâr” (Kâr payı ödeme) oranının, uzun vadede, şirket bünyesinde bırakılan fonların yeni yatırımlara tahsisi halinde sağlayacağı kâr oranına; ortakların yaptırımlarından bekledikleri verime; kişisel gelir vergisine, dağıtılmayan kazançlardan yapılan vergi kesintisi ile eğer varsa sermaye kazancı ve vergileri arasındaki farka ve yeni pay senedi çıkarılmasının gerektirdiği giderlere göre değişme göstereceği söylenebilir. İşletmelerin izledikleri kar dağıtım politikaların bazıları şunlardır; 5.1. İstikrarlı Gelişme Gösteren Kâr Dağıtımı Uygulamada şirketlerin, sabit bir kâr payı ödeme oranı hedefi saptayarak, bu hedef oranı her yıl katı bir şekilde uyguladıkları genellikle gözlenmemektedir. Şirketler, çoğu kez, yıllık net kârlarının gösterdiği dalgalanmalara göre”, dağıtılan kâr payı / net kâr” oranını, ortaklara istikrarlı, kâr payı sağlayacak şekilde değiştirmektedirler. Firmaların istikrarlı ve uzun vadede gittikçe artma eğilimi gösteren bir kâr payı dağıtım politikalarını benimsedikleri gözlenmektedir. İstikrarlı kâr dağıtım politikası, sabit ve güvenli gelir getiren menkul değerlere yatırım yapmayı yeğleyen hayat sigorta şirketleri, emekli sandıkları ve benzer finansman kurumları açısından da pay senetlerini çekici hâle getirmetkte, pay senetlerinin pazarını genişletmektedir. İstikrarlı ve düzenli bir artış gösteren kâr payı dağıtmak için şirketlerin almış oldukları başlıcaları; a) Kârları arttığı sürece, kâr payı oranını aşamalı bir şekilde basak-basamak (tedrici olarak) yüksletmek, artan kârın tümünü derhal dağıtmamak. b) Kâr artışı süreklilik kazanmadan, cari kâr payı dağıtım oranını yükseltmemek. c) Kârlarda uzun süre devam eden önemli düşüşler olmadan kâr payı oranının değiştirmemektedir. 5.2. Her Yıl Sabit Tutarda Kâr Payı Dağıtılması Geleceğin belirsizliğinin azaltılması yönünden yatırımcılar açısından çekici yönü olmakla beraber; böyle bir politika, pay senetlerini bir anlamda, sabit gelir getiren bir menkul değere dönüştürmektedir. Her yıl sabit tutarda kâr payı dağıtımının, pay senetlerinin piyasa fiyatlarının yükselmesi konusunda kısıtlayıcı bir etkisi olmakta, bu tür kâr payı dağıtan şirketlerin pay senetlerinin piyasa fiyatı önemli ölçüde artmamaktadır. Pay senetlerine yatırım yapan birikim sahiplerinin bir bekleyişi de, değer artışından yararlanmak, sermaye kazancı sağlamaktır. Bu nedenle her yıl sabit tutarda kâr payı dağıtılması, değer artışı bekleyen birikim sahipleri açısından pay senetlerinin gerekliliğini azaltmaktadır. 5.3. Sabit Kâr Payı Ödeme Oranı Az sayıda da olsa bazı şirketler, sabit “dağıtılan kâr payı / net kâr” oranı uygulamaktadırlar. Böyle bir politika, şirketin kârındaki dalgalanmaya koşul olarak dağıtılan k3ar payında da dalgalanmaya yol açmaktadır. En katı şekli, böyle bir politika “elde edilen kârın belli bir yüzdesi şirkete, belli bir yüzdesi ortaklara” şeklinde formüle edilebilir. 5.4. Düzenli Sabit Bir Kâr Payı Eklemeler Bu tür kâr dağıtım politikasında şirket, asgari bir kâr payı oranı veya tutarı saptamakta, her yıl net kâr durumuna göre bu asgari tutar veya orana eklemeler yapmaktadır. Bu tür bir politikada her yıl dağıtılan kâr payı, belli bir sınırın altına düşmemek koşuluyla dalgalanmaktadır. Ortaklar açısından her yıl için asgari bir gelir bir anlamda garantilenmekte, buna bazı yıllar değişik tutarlarda bir üste eklenmektedir. 6. KÂR PAYI DAĞITIM ŞEKİLLERİ 6.1. Nakit Ödeme Kâr payı ödemeleri denildiğinde, genel olarak, nakit ödemeler anlaşılmaktadır. Ancak, hisse senedi başına nakit kâr payı ödemeleri yanında, başka kâr payı ödeme yöntemleri de söz konusudur. 6.2. Kâr Payı Olarak Hisse Senedi Verilmesi Kâr payı olarak yapılacak ödemeler, nakit yanında sermaye artışları nedeniyle, mevcut ortaklara bedelsiz hisse senedi vermek suretiyle de yapılmaktadır. Kâr payı olarak hisse senedi verilmesi durumunda, ortaklar, ek hisse senedinden başka bir şey elde edemez. Ortakların işletme sermayesine iştirak oranları nispi olarak değişmez. Diğer şartların sabit kalması durumunda, herhangi bir ortağın hisse senetlerinin piyasa değeri de aynı kalır. Çünkü ortaklara, bedelsiz hisse senetleri verilmesi halinde, işletmenin hisse senetlerinin piyasa fiyatı düşer. Kâr payı olarak hisse senedi verilmesi sermaye piyasasının çok gelişmiş olduğu ve vergi yönünden özendirici önlemlerin alındığı ülkelerde, sık rastlanan bir uygulamadır. İşletme açısından, kâr payı olarak hisse senedi verilmesinin amacı, nakdin işletmede tutulmak istenmesidir. 6.3. Hisse Senetlerin Geri Satın Alınması İşletmelerin aşırı nakde sahip olmaları ve karlı yatırım firsatlarının bulunmaması söz konusu olabilir. Böyle bir durumda, kârın ortaklara dağıtılması veya piyasadaki hisse senetlerinin satın alınması için kullanılması söz konusu olabilir. Gelir vergisinin ve menkul kıymet alım satım giderlerinin olmaması durumunda, nakit olarak kâr payı ödenmesi yerine hisse senetlerinin geri satın alınmasının ortaklar açısından bir fark yaratmaz. Çünkü, şirket, hisse senetlerini satın olarak, değilmiş olan hisse senedi sayısını azaltmakla, böylece, işletmenin net kârını etkilememe koşuluyla, hisse başına net kârını arttırmaktadır. Hisse başına gelirin yükselmesi ise, hisse senetlerinin piyasa fiyatını arttırarak, ortakların değer artışı elde etmelerini sağlamaktadır. 6.4. Ayni Olarak Kâr Payının Dağıtılması Bazı işletmeler, ortaklarına ürettikleri malları kâr payı karşılığı olarak verebilir. Bu şekilde kâr payı ödemesine, uygulamada yaygın olarak rastlanmamaktadır. Ortakları aynı zamanda bayisi olan bazı şirketler, ayni olarak kâr payı dağıtmaktadır. Bazı meyve suyu ve halı şirketleri, ayni olarak kâr payı dağıtan şirketlere örnek olarak verilebilir. 7. DAĞITILAN KÂR PAYININ TAHMİNİ MODELİ Kâr payı dağıtım politikası ile ilgili açıklamalarımızda, dağıtılan kâr payının işletme gelirleriyle orantılı veya sabit bir miktarda olacağını gördük. Bu iki dağıtım politikası değerlendirilerek, dağıtılan kâr payı tahminine gidilir. “Hedef ödeme oran yöntemi yoğun şekilde kullanılan dağıtılan kar payı tahmin etme modeli olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemi Dt+1 = Dt + (C PP* – P) Et+1 formülüyle ifade ederiz. Eşitlikteki Dt+1 ; t+1 döneminde dağıtılan kâr payı Dt ; t döneminde dağıtılan kâr payı c ; Hedef kâr payı ödeme oranını ifade eder. P ; Bu yıl (t devresi) dağıtılan kâr payının gelecek yıl için tahmin edilen net kâra (hisse başına net kazanca) oranıdır. Et+1 ; Tahmini gelecek yıl hisse başına kazançtır. Fordmüldeki değerlerin X işletmesi için aşağıdaki gibi verildiğini varsayalım. P * = 0,5 Et+1 = 1000 YTL Dt = 300 YTL P = 300/1000 = 0,3 C = 0,5 Bu değerleri eşitlikteki yerlerine koyduğumuzda, işletmenin gelecek yıl dağıtılan kâr payı bulunur. Şöyle ki; Dt+1 = 300 YTL + 0,5 (0,5-0,3) 1000 = 300 YTL + 100 YTL = 400 YTL Yapılan hesaplamaya göre X işletmesinin; gelecek yıl dağıtılacak kâr payı 400 YTL olarak tahmin edilmiştir. Örneğe göre, X işletmesinin 0,5 oranında hedef kâr ödeme payı arzulamaktadır. İşletmelerin ödeme oranında kazancı arttıkça gerekli düzeltmeler yapılmıştır. Eğer bu düzeltme yapılmasaydı işletmenin gelecek yıl ödeyeceği kâr payı 400 YTL yerine 500 YTL olarak kabul edilecekti. SONUÇ İşletmeler dönem sonunda elde ettikleri kârları belirli bir politikaya göre yönetirler. Bu iki şekilde olabilir. Birincisi şirket içinde yatırıma dönüştürme, ikincisi ise ortaklar arasında bu kârın dağıtımıdır. Kâr dağıtım politikasının önemi de işte burada ortaya çıkar. Hissedarlar hem işletmenin büyümesini, hisse senetlerinin değerinin artışını, hem de her yıl düzenli olarak kar payı almayı isterler. Fakat bu iki istek birbiriyle çelişir. Bu nedenle finans yöneticisi işletmeye en uygun kâr dağıtım politikasını uygulamaya sokmalıdır. İşletmelerin uyguladığı birkaç farklı kâr dağıtım politikası vardır. Bunlardan en yaygın ve tercih edilen olanı nakit olarak yapılan ödemedir. Bunu kâr payı olarak hisse senedi verilmesi, hisse senetlerinin geri satın alınması ve ayni olarak kâr payı verilmesi takip eder. Hiç şüphesiz ki kâr dağıtım politikasını etkileyen birçok olumlu ve olumsuz etmen de göz önünde bulundurularak uygulanan politika işletme geleceği için en doğru niteliklere sahip bir kâr dağıtım politikası olacaktır. KAYNAKLAR AKGÜÇ ÖZTİN, Finansal Yönetim, Muhasebe Enstitüsü, İstanbul (1998). CEYLAN ALİ, İşletmelerde Finansal Yönetim, Ekin yayınları, Bursa (2003) EROL CENGİZ, İşletmelerde Finansal Yönetim, İmge yayınevi, İstanbul (1999) USTA ÖCAL, İşletme Finansı ve Finansal Yönetim, Konak yayınevi, İzmir (2002) TÜRKO METİN, Finansal Yönetim, Alfa yayınları, İstanbul (2002) |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:39 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.