www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Ümit Kilislioğlu Özger (https://www.cakal.net/showthread.php?t=143154)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:06 PM

Ümit Kilislioğlu Özger
 
Şu takvim yaprağındaki şiir var ya,
Sana yazmıştım onu
Bir gece yarısı...
İyiden iyiye büyümüştü hasretin,
Dayanılmaz olmuştu kalbimin ağrısı,
Birine okumuştum açıp telefonu.

Beğenip istedi, yazıp verdim
Seni tanırdı, aşkı bilirdi,
Dostlarına vereceğini düşünemedim
Öyle büyük, öyle büyüktü ki derdim!

Sonra o şiir elden ele dolaşıp, durdu
Yoktu artık, yeri yurdu
Her okuyan, üzerine
Kendi hayalini kurdu.

Oysa...
Her sevda, kendi ocağında tüterdi;
Ellerin evinde işi neydi?
Sen okusan yeterdi.

14.Şubat.2005

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:06 PM

Annesi Hülya diyor ya,
Meryem gerçeği.
O bir bayram çiçeği.

Bayramdan bayrama süslenir
Gözleri bir başka ışır
Saçları savrulur,
Kır çiçeklerine karışır.

Herkes giyinir giyinmez
Kilitli dolaptan çıkar kolonya şişesi
O zaman görülmeye değer neşesi.
Sürer önce eline,
Oradan saçının her teline.

Geleceği hakkında karışık aklı
Bunda da yerden göğe haklı.
Hemşire olup yara mı sarsın?
Yoksa okumasın da erkenden
kocaya mı varsın?
Zaten dayısı diyor ki:
“Başıma kaldı üç tane yetim,
kızı yok okutmaya niyetim”.
Ailede akıllı biri var: hala.
“Öğretmen olsun ”diyor, “kalmasın ezik”
“Kız çocuğuna altın bilezik”.
Bir kaç yıl içinde kim öle, kim kala…

Boynunda bir zincir taşır,
Ucunda nazarlık
Ziyaretler erken başlar, önce mezarlık.
Ninesi, dedesi, babası,…
Dönüşte çamura saplanır
Dayının arabası.

Arkasından bir kaç ev gezmesi,
Karamela, fındık ezmesi.
Eller öpülür, harçlıklar toplanır,
Elalemin divanının üstünde
Hop hop hoplanır.
Birileri gelir, yaramazları haklar,
Çekilir kulaklar.

Önce paralar sayılır
Sonra çocuklar sokağa yayılır
Şişmanı, zayıfı, ufağı, irisi.
Meryem de karışır aralarına
Sırtında mor çiçekli entarisi.

O yalnız bayramlarda eğlenir
Cebinde bir sürü kağıtlı şeker,
Atlı karıncaya biner, niyet çeker,
Artan paranın saklanması yeğlenir.

Mor elbise kalkar kalkmaz dolaba
Ruya biter, başlar yine günlük hayat
Sabah kalk, akşam yat..
Annesi yine hırçın olur, dayısı yine kaba.

Meryem de mahzunlaşır haliyle
Yaşar bir sonraki bayramın
Rengârenk hayaliyle.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:06 PM

Karşılaştın mı?
Karşılaştın da şaştın mı?
İster bitkin olalım, ister zinde
Gideceğiz
Vakit geldiğinde.
İşte orada erek
Gülerek
Seve seve
Döneceğiz eve.

(Kasım 2003)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:06 PM

Hayal Gemisi

Bir gemide düşlüyorduk kendimizi
Okyanuslarda yol alan
Yolunu kaybetsin istiyorduk
Bulunmasın izi.
Sadece biz olalım, bir de yıldızların düğünü
Bir bulutları seyredelim, bir de
Dalgaların köpüğünü.

Sen bir gün karaya çıkmak istersen demiştim sana
Özlersen şehirdeki dumanı, isi,
Bu iki kişilik hayal gemisi
Yanaşıp limana seni bıraksın.
O zaman ben hüzünlü bir balık olurum,
İster gök kararsın, ister dalgalar azsın
Dayanamaz yine gelirim sana
Ama artık sen beni tanımazsın.

Şimdi kalbimin gemisi bir tanem
Gidiyor tam yol sevdanın izinde
Her gün biraz daha,
Biraz daha kayboluyor
Güzel gözlerinin engin denizinde.

(24.Mayıs 2001)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:22 PM

Kapattık kapılarımızı dostlarımıza,
Mesafeler koyduk araya.
Bir 'Merhaba' demek için
girmeleri gerekti sıraya.
Bize çok ihtiyaçları olduğu an
meşguldükİ
Not bıraksınlardı
Sonra arardık,
başka zaman.
Sınavdan en iyi notu aldıklarında
gözlerindeki pırıltıyı göremedik,
bir küçücük armağan veremedik.
Canları yandığında
bize koşamadılar nefes nefese
Ne kadar hasrettiler bir dost sese!
'Görüşürüz ya Salı, ya Çarşamba günü'
diye diye kaçırdık nişanı, düğünü.
Paylaşamadık o en coşkulu anlarını,
Keşfedemedik
en çok seveceğimiz yanlarını.
Hayat denen suyun akışında
birlikte çağlayamadık
Ölümlerini bile geç duyduk da
vaktinde ağlayamadık.
Bu hikaye hem acı, hem uzun
Selam vermeden geçiyoruz artık
yanından komşumuzun.
Bahanelerle etrafımızı sardık
Oysa biz
birbirimiz için vardık.
Huzur dedik, iş dedik,
Can cana olmaktan vaz geçtik,
Yalnızlığı seçtik.
Herkes bir yalana kandı
Ne olursa olsun sebep,
aslında kapılar hep,
kendi üstümüze kapandı.

(30.Nisan.1998)

(Kapılar kitabından)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:22 PM

Çağlayacaksa ırmaklarım,
Göller misali gözlerim yaşla dolacaksa,
Aşkın için dolmalı;
Dolaşacaksa parmaklarım,
Ucunda saçların olmalı.

Rüzgârım esecekse
Sana doğru esmeli,
Kar yolları kesecekse,
Sen geldikten sonra kesmeli.

Aşk kendini benim yüreğimde görüp beğenmeli
Binlerce yıldır süren
Kaybolma korkusunu yenmeli.

Güleceksem sana gülmeliyim,
Öleceksem sevgilim,
Kollarında ölmeliyim.

(24.Mayıs.2001)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:23 PM

Koymayın küçüğümü
enflasyonun, fakirliğin yerine.
vurmayın ellerine…

İşi ne o minicik yürekte yasın?
Bırakın resim yapsın, denizi maviye boyasın
Kıkır kıkır gülsün, eğlensin
Maç yapsın, gol atsın, yenilsin, yensin.

Üstüne yürümeyin açıp gözlerinizi iri iri
Yaşlar yıkamasın yanağındaki kiri.

Yüreğini acılar mesken tutmuş,
gülmeyi unutmuş.
Gözü mor, patlamış kaşı
belli duvarlara vurulmuş başı
Ancak ruyalarında sarılıyorsunuz ona,
uykuda gülümsüyor topa, balona.
Her sabah kavgalara uyanıyor,
içi yanıyor…

Hiç haketmedi tekmeyi, çelmeyi
o istemedi dünyaya gelmeyi

Koymayın onu adaletsizliğin yerine
Ne olur,
Vurmayın ellerine!

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:23 PM

Yolda karşılaştık seninle.
Ben dönüyordum, sen gidiyordun.
Merak içindeydin.
“Ne olur anlat bana, anlat! diyordun.
“Önceden bilmeliyim tüm durumları
Dönemeçleri, uçurumları.
Yollar geniş mi, dar mı?
Son sürat gidebilir miyim?
Keskin virajlar var mı?

Kimi neş’e bulur aynı olayda, kimi keder.
Kimi felaket, kimi bereket olarak görür yağmuru.
Güneş açtığında kimi yerdeki çamuru,
Kimi gökkuşağını farkeder.

Benim deneyimlerin işine yaramaz.
Ama konuşalım diyorsan biraz,
İster sakla, ister çöpe at,
İşte sana birkaç küçük nasihat:

Yağmur da olacak elbet; kar da sis de.
Değişecek her an.
Dümdüz asfalt da olacak, kasis de.
Hangisi ne zaman, nerede,
Ben nasıl bilebilirim ki?
Bu senin maceran.

Dinlenme yerleri göreceksin
Kimi şık, kimi salaş.
Yol arkadaşların ayrılmak isterse bir yerde
Ne israrcı ol, ne de kapıl derde.
Sevgiyle kucaklaşıp, vedalaş.

*******i tıpkı bir madenci gibi
Alnındaki ışığı yak,
Kendin aydınlat yolunu.
İyice gör sağını, solunu;
Neresi baş, neresi ayak.
Başka fenerlerin ışığının ucu
Uzanır belki bataklığa, kuma;
Belki de Tanrı saklasın
Uçuruma.

İyi yoculuklar yavrum
Sevinçle katıl oyuna
Güven sağduyuna.

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:23 PM

Oturup bir ağaç altına,
Yaktı içinin mangalını...
Ciğer, böbrek,
Hele de yürek!
Mezesi şiir, şarkı
Âh edip inledi sabaha dek.
Sevdiği ne zâlim kızdı!
Yoktu onun da ötekilerden farkı.
Sabaha doğru içini bir serinlik kapladı...
Artıları, eksileri hesapladı,
Lüzumsuzluğuna kızdı,
İçip içip sızdı.

Uyandığında,
Abesle iştigali bırakıp,
Son verip 'ay! 'a 'vay! 'a,
Bu dünyaya
Eser bırakmaya karar verdi.
Bir ağaç, bir kitap, hayırlı bir evlât,
Ya da hepsi birden.
Doğru yolu buldun işte be adam!
Çık git bu şiirden!

(10.Mayıs.2004)

GooD aNd EvıL 03-28-2009 12:23 PM

Kimsenin aklına uymadı,
Kimse bağırıp çağırdığını duymadı.
Kendine küçük bir iş kurdu,
Haramdan hep uzak durdu.

Oldukça güleçti.
Sakınarak tekmeden,
Fazla dikkat çekmeden
Bu dünyadan gelip, geçti.

Maddeye tapmadı,
İstemediği hiç bir şeyi
Yapmadı.

İsmet Paşa’yı pek severdi,
Hep onun partisine oy verdi.
Bin dokuz yüz seksen beşte
İkinci kalp krizinde … anlayın işte.

Komşulari bir yandan “Ne iyi adamdı! ” dediler,
Bir yandan helva yapıp yediler.

Yastığının altından çıkan şiir defteri elden ele dolaştı,
Bu kadar duygulu oluşuna herkes şaştı.
Başka şey yoktu mısralarında hasretten, hüzünden
Öğrendiler hiç evlenmediğini yirmisinde ölen ilk aşkı yüzünden.

(Kapılar kitabından)


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:30 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.