![]() |
Zeynep Tavukçu
Acaba? ...
dualarım kabul olur mu her gece yinelediğimde? adımlarımın bile ben kokmadığı gölgemin olmadığı se(ri) nliğimde nefessiz ruhu taşıyan bu bedende bedel kanımın yerine sen akarken seni seviyorum diyen ölü esintim dolaşır mı s/açlarında? ürperir misin uykunun en tatlı yerinde yatagının başına gelen bu yokluğun eli ile? hisseder misin konduramadan düşen buse mi? Berkay ve Emrem e 16/1/07 Zeynep Tavukçu |
Acabalar hep mi hiçe gider...
bir gölge kara basan derin sessizlik... acıtır k/ulak z/arını algı ötesi yürür yeşilden maviye bir avuçta eriyen ak tanesi tek nefes erken öten uslu çalıkuşu bir uluma çam kokusu yitik beyaz örtüde göz kapaklarını yırtmakta ayaz süzülür içten dışa sıcak korku tek girişli mikrop yuvası kaderin düğüm noktası yürekten atılan adım kapı y/önü aklım içerde kırık saksıya saçtığım tohum yeşil filiz verir mi? 7/4/7 Zeynep Tavukçu |
Ağaç
Ey... Sevgili bildiğim Sevgilim idin.. agaç bilip yanında yeşermiştim. küçük bir kır çiçeği gibi dökülen yapraklarının arasından isyanla boynumu uzatıp tüm vahşi doğal rengimle gölgende dahi kalmaya razı gelip ulaşan güneşin ışığına Sen diye gülümsemiştim. bilemezdim ki; .. ...saftım ......sevdim ........çiçektim .......... övgüsünün gölgesine sığınacak kadar aciz balon ego ile dün den çıkılamaz! .... kanatlarımın beni götürdüğü yer: gelecek ancak güçlülerin ulaşabileceği Zeynep Tavukçu |
Ağlı yorum
canım acıdı az önce bacağımı vurdum koltuğun sivri kenarına kesin mor olacak ağlıyorum sicim misali ziyan olmasın diye tadına b/aktım göz yaşım tuzlu ağlıyorum iç çekişlerim çıktı ayyuka bahaneleri dizdim önüme içim acıyor... nedense ağlıyorum bir söz içimde prangalı uzaktan gelen biliyorum seviyor seviyorum yine de ağlı yorum ... 16/5/7 Zeynep Tavukçu |
Albatrosum
yüzü avucuma sığ an albatrosum gözünde düne kanat açan portakal korkulu zincir öfkeli dal gama ışın kırılır yakamoz özlem adına sarı yağmur damlası vuruldu saçlarıma sen diye... ezik çığlık izmariti hüzünlü anason bâkir kent türküleri hep aç... durma! uç... gerekirse b/eklerim bir ömür sen/i... 19/5/7 Not: alıntıdır...''Bir albatros ilk uçuşundan sonra bir daha yıllarca hiç konmaz. Yorulmak bilmeden uçar, uçar. O artık soğuk okyanusta yalnız bir kuştur. Doğduğu adalardan birine, hayatının tek eşini bulmaya geldiğinde en az beş yıl geçmiş olacaktır. Çiftleşmesi için ise yedi yılın geçmesi gerekecektir. Ömrü mü? Bir insan kadar uzun 70-80 yıl. '' Zeynep Tavukçu |
Aldır
Ağacım Tomurcuk... bir kare sığ an nur-u boynuz eski hiçin söylediği masal aldırma! buna gücün var.. buna gücüm var.. kış döndü bahara durmaz limana kaçırdı geceyi gün yüzer derinde nefesler daim ikra aşka haykırıyor al tomurcuk yavru kuş uçmayı bekliyor senin avuçlarında zaman senin avuçlarında yaman aç .. gözleri ....gözlerini ...... gözlerimi aç! .. Lale devri dudaklarda 2/2/7 Zeynep Tavukçu |
Arayış -ıı-
ses ver sene varsa tabii gömüldüğün mezar toprak değil küsmeler niye? karanlıkta salınır sıcak nefesler bardak peçete rakı balık kokar bozuk şarap, cahil içişi balzamik sirke tadı dökülür ekmek kırıntısı kadehini tutamaz sakar eller telaşlı saçlarıyla oynar us uçmuş havada yayar şehveti gitar teli yüze vurur üç mum kara kalıptan bıkmış altta dişi ayak aleni sabırsız uyarışlar basit bilindik oyun ceviz ağacı masa yemek bahane sadece var olana doymadan ruhsuz sevişmen yine sahnede öfkeli arayış bu küsmeler niye? N e r e d e sin? 27/1/7-İSTANBUL Zeynep Tavukçu |
Arayış -ııı-
ürpertir ilk dokunuş ak lekeli kumaşa sandıkta kilit karanlığa yuva olur saçından akan salya uyumuş çıplak tükürür öfken yayılır dalga dalga rengi sidik soğuk sarhoş kanın cilalı nara atar üç yeni kuruş taze simit susamı acımış demli çayın unutulan bardak martı çagırır ıslığın konar avucuna çığlık dinlerim Yenik keman sesinde gitar denizi yok sahillerin çakıllarda tuz gül yaprağı bakışlı solgun ay süzülür çilek kokulu ruh N e r e d e sin? 28/1/7-İSTANBUL Zeynep Tavukçu |
Arayış -ıııı-
Olmayan varlığımın ağırlığı omuzlarında Sıkılmış sızmışsın hayatıma Uykuya ilk dokunuşum fırsatın Arka sokaklarımın karanlığında İçindeki ile bütünleşmişsin Arıyorum seni her yerde.. Dükkan vitrininde mi mankensin? Parke taşlarının arasına mı sığındın? Sakız kağıdı mı örtmüş tenini? Mazgallardan mı akıyor gölgen? Başında tanıdık hekim Bir karış mı kalmış hayatı tutmana? Nerede sin? Dağlarını iki harfe sığdırır deli damarından Akıtırsın Taşar, olmayan denizlerim Nefesim dağıtır sadece asi saçlarını Ben tayfun olup devirmek istedikçe seni Besleniyor, devleşiyorsun gözlerde Elimde ipin darağacım hazır İsyanın gözyaşında boğamıyorum seni 29/1/7-İSTANBUL Zeynep Tavukçu |
Arayış
Orada mısın? gece vakti özenle kurulmuş anasonlu bardakta ki dudak izi, balık bulaşmış öpücüklü peçete mi? mantarı hava almış üzüm suyu şişede bit yumurtası salataya karışan hakiki sızmanın üstünde mi? taze kızarmış ince dilim beyaz ekmek kıvamında vişne reçeli mi çekirdeksiz? içtiğim ılık su belki de örtüye utançla yayılmış ıslak leke mi? düşmüş yavşak saç teli mi? iki sandalye arası üç mumun alevinde çikolata sosunda erimiş dondurma mı? topuklu siyah kabını terketmiş kavis çizen parmakların uyarışı mı? düşen bıçagının yankısı mı yoksa alma bahanesi ile sıyırıp örtüleri haz arayışları mı cevizin altında üstünden yayılan koku... neredesin? peki... geldin ise üç defa vur! /1/7-İSTANBUL Zeynep Tavukçu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:40 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.