www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Aslan Ile Av Hayvanlarının Hikayesi, Mevlana'nın Mesnevisinden (https://www.cakal.net/showthread.php?t=34853)

walsman07 09-07-2006 07:41 PM

Aslan Ile Av Hayvanlarının Hikayesi, Mevlana'nın Mesnevisinden
 
Hoş bir vadide bulunan av hayvanları, aslanın korkusundan huzursuzluk içinde idiler. Çünkü aslan zaman zaman pusudan çıkıyor, hayvanlardan birini kapıyordu. Bu yüzden o vadi onların hoşuna gitmez bir yer olmuştu. Hayvanlar hileye başvurdular. Aslanını yanına geldiler ona dediler ki, “Biz sana her gün, ne yiyecek isen getirir, veririz, seni doyururuz. Bundan sonra avlanmaya çıkma, pusuya yatıp, bir av peşine düşüp bizi ürkütme ve bu otlağı, bu vadiyi bize zehir etme…”
Aslan hayvanlara dedi ki, “sizden hile değil de vefa görsem, dediğiniz doğru ama ben şundan, bundan çok hile gördüm, çok ağzım yandı. Ben insanların yaptığı işlerden, ettikleri hilelerden helak olmuşum. O yılanlar o akrepler tarafından çok ısırılmışım.
Av hayvanları aslana çeşitli deliller sunarak onu ikna ettiler, onunla anlaşmaya vardılar. Her günün payı zahmetsizce aslana gidecekti. Bu suretle onun da başka bir isteği olmayacaktı. Her gün kur’a hangi hayvana çıkarsa o hayvan, pars gibi koşup, aslanın yanına gidecekti. Bu ölüm kadehi, bu kur’a döne dolaşa tavşana gelince, tavşan: “Bu cefa daha ne vakte kadar sürüp gidecek” diye bağırdı. Hayvanlar dediler ki: “Bunca zamandır, biz ahdimize vefada bulunduk, sözümüzde durduk, bu uğurda canlarımızı feda ettik. Ey inatçı tavşan, bizim adımızı kötüye çıkarma, haydi, çabuk yürü gir aslana. Tavşan:” dostlar, kızmayın bana bir mühlet verin de hilemle, ona oyun oynayacağım, oyunla sizde beladan çıkın kurtulun” dedi. Hayvanlar tavşana dediler ki:” Bizim sözümüze kulak ver, tavşan olduğunu unutma, haddini aşma. Bu ne biçim laf? Senden daha iyi, daha güçlü olanlar, bu sözü hatırlarına bile getirmediler. Sen gurura kapıldın yahut da başımıza gelecek bir kaza var. Yoksa böyle bir söz senin gibi bir acize, bir zavallıya nasıl yaraşır? Hayvanlar ekledi : “ Ey çevik tavşan içindeki planı ortaya koy da biz de öğrenelim. Tavşan : “ her sır açığa vurulmaz” dedi ve hayvanları ikna etti.
Tavşan aslanın yanına gitmeyi biraz geciktirdi. Tavşanın gecikmesinden ötürü, aslan kızgınlığından toprağı kazıyor, kükreyip duruyordu. Öfkelenip duran kızan köpüren tavşan uzaktan tavşanın geldiğini gördü. Tavşan korkusuz ve küstahça koşuyordu. Öfkeli asık suratlıydı. Kızmış aksileşmişti. Çünkü o kırık dökük bir hale gelmek istemiyordu. Korkusuz görünerek şüpheyi üstünden atacaktı. Tavşan ilerleyip yaklaşınca aslan ona: “Ey soysuz” diye bağırdı. “Ben ki, öküzleri parçalamış, erkek aslanların kulaklarını burmuş, onları yola getirmiş bir kahramanım. Senin gibi bir tavşan parçası kim oluyor ki, benim gibi bir aslanın emrini ayaklar altına alıyor. Tavşan: “aman efendim” dedi. “Lütfeder de bağışlarsanız bir sözüm var arz edeyim. Bir kuşluk vakti yola düşmüş arkadaşımla beraber huzurunuza geliyordum. Arkadaşlarım senin için benimle beraber başka bir tavşanı bana yoldaş etmişler, yollamışlardı. Yolda önümüze çıkan bir aslan, kulunuza ve huzurunuza gelmekte olan yol arkadaşıma saldırdı, her ikimizin de canına kastetti. Bize saldıran aslana dedim ki, “ biz padişahlar padişahının kullarıyız bize dokunma.” Fakat o hiddetlendi ve dedi ki: “padişahlar padişahı dediğin de kim oluyor? Benim huzurumda adam olmayanların adını ağzına almaktan uyan. Her ikiniz de kapımdan döner giderseniz hem sizi hem padişahınızı paramparça ederim.” Ben de aslana dedim ki: “bana izin ver padişahımı son kez göreyim, senden haber edeyim.” O aslan da bana: “Yoldaşını yanımda rehin olarak bırak, yoksa inancıma göre sen benim kurbanımsın” dedi. Arkadaşım letafette, semizlikte, güzellikte benim üç katımdır. Bundan sonra sana gönderilen günlük nafakadan ümidini kes, ben sana doğruyu söylüyorum doğru ise acıdır. Eğer sana günlük nafaka gerekirse yolu temizle.”
Aslan dedi ki: “Haydi bakalım gidelim. O bahsettiğin aslan nerededir? Doğru söylüyorsan öne düş. Tavşan aslanı tuzağına düşürmek için kılavuz gibi önüne düştü. Önceden nişan koyduğu bir kuyuya doğru yürümeye başladı. Her ikisi de kuyunun bulunduğu yere yaklaştılar. Kuyuya yaklaşınca aslan tavşanın geride kaldığını gördü ona dedi ki: “niçin ayak sürüyorsun? Geri kalma öne düş.” Tavşan dedi ki: “ayağım nerede? Korkudan ben de el, ayak kalmadı ki, canım tir tir titriyor. Yüreğim yerinden oynadı. O aslan bu kuyuda oturuyor.” Aslan dedi ki: “ Korkma ileri gel, benim açacağım yara onu kahreder. Bir bak bakalım orada mı?” Tavşan : “ ben o ateşten yanmışım yaklaşamam. Sen beni kucağına alırsan… o zaman kuyuya bakabilirim.”
Aslan tavşanı kolları arasına aldı. Kuyuya baktıkları zaman kuyuda aslanın ve tavşanın hayalleri göründü. Aslan kuyuda kendi aksini gördü. Kuyuda bir aslan ve kucağında semiz bir tavşan görünmekteydi. Aslan düşmanı görünce tavşanı bırakıp kuyuya atladı ve boğularak öldü. Böylece hayvanlar aslanın cezasından kurtulmuş oldular.

Dipnot: o aslanın kendine saldırması gibi, sen de başkalarına saldırırken, haberin olmadan kendine saldırıyorsun. Sen kendi kendine kılıç çekiyorsun. Ey insanoğlu, başkalarından gördüğün zulümler, kötülükler, senin kendi kötü huyunun onlarda aksetmesidir.

DJIN 09-07-2006 08:17 PM

çok güzel mi şteşekkürler...


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:56 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.