![]() |
nazım hikmet
bildiğiniz ya da sevdiğiniz nazım hikmet şiirleriniz paylaşalım istedim...
YİNE ÖLÜME DAİR Zevcem, ruhu revanım Hatice Pîrâyende, ölümü düşünüyorum, demek ki arteryo skleroz başlıyor bende... Bir gün kar yağarken, yahut bir gece, yahut bir öğle sıcağında, hangimiz ilkönce, nasıl ve nerde öleceğiz? Nasıl ve ne olacak ölenin son duyduğu ses, son gördüğü renk, kalanın ilk hareketi ilk sözü ilk yediği yemek? Belki de birbirimizden uzakta öleceğiz. Haber çığlıklarla gelecek, yahut da ima edecekler, ve kalanı yalnız bırakıp gidecekler... Ve kalan karışacak kalabalığa. Yani efendim, hayat... Ve bütün bu ihtimâlât 1900 kaç senesinin kaçıncı ayı kaçıncı günü kaçıncı saatinde? Zevcem, ruhu revanım Hatice Pîrâyende, ölümü düşünüyorum, geçen ömrümüzü düşünüyorum. Kederli rahat ve hodbinim. Hangimiz ilkönce nasıl ve nerde ölürsek ölelim, seninle biz birbirimizi ve insanların en büyük dâvasını sevebildik — dövüştük onun uğruna —, «yaşadık» diyebiliriz. |
saol ..
|
eywallah saolasın
|
YÜRÜMEK
Yürümek; yürümeyenleri arkanda boş sokaklar gibi bırakarak, havaları boydan boya yarıp ikiye bir mavzer gözü gibi karanlığın gözüne bakarak yürümek!.. Yürümek; dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup, kelleni orta yere yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek!.. Yürümek; yolunda pusuya yattıklarını, arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek... Yürümek; yürekten gülerekten yürümek... ama ben şiir istiyorum ya..sevdiğiniz şiirleri:((( |
".....Gözlerin gözlerin gözlerin,
gözlerin bir mahmurlaşmaya görsün sevinçli bahtiyar alabildiğine akıllı ve mükemmel dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın. Gözlerin gözlerin gözlerin, gün gelecek gülüm, gün gelecek, kardeş insanlar birbirine senin gözlerinle bakacaklar gülüm, senin gözlerinle bakacaklar. " |
İnanın:
güzel günler göreceğiz çocuklar güneşli günler göre- -ceğiz. Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar, ışıklı maviliklere süre- -ceğiz..... |
En güzel deniz:
henüz gidilmemis olanidir. En güzel cocuk: henüz büyümedi. Engüzel günlerimiz: henüz yasamadiklarimiz. ve sana söylemek istedigim en güzel söz: henüz söylememis oldugum sözdür... |
Bir Ayrılış Hikayesi
Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum, ama nasıl? avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya... Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum, ama nasıl? kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beşyüz yüzde hudutsuz kere yüz... Kadın erkeğe dedi ki: - Baktım dudağımla, yüreğimle, kafamla; severek, korkarak, eğilerek, dudağına, yüreğine, kafana. Şimdi ne söylüyorsam karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana... Ve artık biliyorum: Toprağın Yüzü güneşli bir ana gibi En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini... Fakat neyleyim saçlarım dolanmış ölmekte olanın parmaklarına başımı kurtarmam kâbil değil! Sen yürümelisin, yeni doğan çocuğun gözlerine bakarak... Sen yürümelisin, beni bırakarak... Kadın sustu. SARILDILAR Bir kitap düştü yere... Kapandı bir pencere... AYRILDILAR... |
ne güzel söylemiş İnan
haziranda ölmek zor yıllar var,ter içinde taşıdım ben bu yükü bıraktım acının alkışlarına 3 haziran 63ü bir kırmızı gül dalı eğilmiş üstüne bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta yatıyor oralarda bir eski gömüklükte yatıyor usta... |
vasiyet
yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, ölürsem kurtuluştan önce yani, alıp götürün anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni. hasan beyin vurdurduğu ırgat osman yatsın bir yanımda ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp kırkı çıkmadan ölen şehit ayşe öbür yanımda. traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın, seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu, tarlalar orta malı, kanallarda su, ne kuraklık, ne candarma korkusu. biz bu türküleri elbette işitecek değiliz, toprağın altında yatar upuzun, çürür kara dallar gibi ölüler, toprağın altında sağır, kör, dilsiz. ama bu türküleri söylemişim ben daha onlar düzülmeden, duymuşum yanık benzin kokusunu traktörlerin resmi bile çizilmeden. benim sessiz komşulara gelince, şehit ayşe'yle ırgat osman çektiler büyük hasreti sağlıklarında belki de farkında bile olmadan. yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, - öyle gibi de görünüyor - anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar olursa taş maş da istemez hani... |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:51 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.