www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Fıkraların Devamı5:) (https://www.cakal.net/showthread.php?t=64982)

DAREDEVİL 04-17-2007 07:26 PM

Fıkraların Devamı5:)
 
ARHAVİLİ
Gün: 12 Ekim 1492... Kristof Kolomb, batı yönüne giderek Hindistan'ı bulacağına inanıyor ya! Gitmiş, gitX miş... Amerika sahillerine yanaşmış... Sabah hava yeni aydınlanıyor. Kolomb, "Santa Maria" gemisinde büyük üniformasını giymiş. Zabitler ve tayfalar güverteye sıraX lanmış...

Kıyıda da Kızılderililer sıralanmış. Başlarında Koca Reis var. Gemi yaklaşmış, yaklaşmış... Ses mesafesine girmiş...

Bu sırada gemidekilerden biri iki elini ağzına yanaş-



tırıp bağırıyor: "Ha orada bir Rize'li var midur?"

Kızılderili saflarından da birisi bağırmış: "Ha Rize'li yoktur, ama Arhavi'li vardır daa..."

DESENE OCAĞIM SÖNDÜ
Gurbette çalışan iki KaradeX nizliden biri izinden dönmüş, hemşerisine memleketten haberX ler veriyordu:

— Memlekette kar yağdı,
kurtlar çakallar köye kadar indi,
dedi. Bunun üzerine arkadaşı:

Bir zarar verdiler mi?
Sizin çilli horozu çakal kaptı.
Peçi Karabaş nerede imuş?
Eşek Karabaşa tekme atarak öldirmuş.
Eşek değirmenda değul miydu?
Değirmenden babanın tabutunu cetirmişdu.
Uy, babam öldi mu?
Öldü ya. Ananın ölümüne dayanamadu da..
Ah anam ah! O da mu öldi?
Eviniz yanarken kurtaramaduk.
-Uyy desene ocağum söndü...


ÇENESİ DÜŞÜK
Fikret ilk karnesini almıştı. Notları çok iyiydi, fakat bir not düşülmüştü:

— Çok konuşuyor.

Babası karneyi imzaladı ve ekledi:

— Siz bir de annesini görseniz.



Aynı Karadenizli birkaç gün sonra bir bakkala gitti. "Bana bir mim verin..." dedi.

Bakkal anlayamadı, birkaç kez tekrar ettirdi, sonra eliyle göstermesini istedi. Karadenizlinin işaretine baX kınca:

Yooo, o mim değil mumdur, dedi.
Olsun, mim demek, dayak yemekten iyidir, dedi
Karadenizli.






DAYAK YEMEKTEN IYI
Karadenizli vapur acentasına gitti:

— Biz vapuru kaçirduk, başka
vapur bulur misunuz?, dedi.

Kaç kişisiniz?
Yediyuz.
Acenta yetkilisi bu kadar müşX
teriyi kaçırmamak için hemen yeni
bir vapur istedi. Vapur geldiğinde Karadenizli ve arkaXdaşları rıhtımda toplanmışlardı. Ama nedense fazla kaXlabalık değillerdi. Görevli sordu:

Hani yedi yüz kişiydiniz?
Doğridur, işte pir, içi, üç, dört, beş, altı, yedu.
Toplam yediyuz da..., dedi Karadenizli.
Kafası attı acenta yetkilisinin. Karadenizliyi bir güX zel dövdü ve:

— Eğer, bir daha (i) yerine (u) dersen; canına okuX
rum... dedi.



HESAP
İki sarhoş kıyasıya kavga etmiş, birbirlerinin kafasını gözünü yarmışlardı. Polis kavgacı sarX hoşları hastahaneye getirdi. Doktor, yaralarını pansuman yapmak için hemşireye seslendi:

— Hemşire hanım, alkol getirin çabuk!..

Sarhoş:

— Alkol istemem artık... Hesap getirin!., diye bağırdı.

HADDİNİ BİLMEK
Genç bir Amerikalı kız, Beethoven'in yaşadığı evi ziX yaret etmiş, bu büyük sanatkârın piyanosu başına geçeX rek onun "mehtap Sonatı"m gururla çalmaya başlamışX tı.







Bitirdikten sonra, kendisine sert gözlerle bakan bekX çiye:

Tahmin ederim, çok sayıda büyük insan burayı
ziyaret etmiştir, dedi.
Evet, dedi bekçi. Ünlü müzisyen Pederewski, geX
çen hafta burada idi.
Kız sordu:

Ve Beethoven'in piyanosunda çaldı değil mi?
Hayır çalmadı, cevabını verdi yaşlı bekçi ve sözX
lerine şu cümleyi ekledi:
Çünkü kendisini Beethoven'in piyanosunda çalX
maya lâyık görmedi.
CİNSİNE GÖRE
Belediye otobüslerinin ne kadar kalabalık olXduğu malûm. İşte böyX le bir otobüste yolcuXluk eden Temel'in ayaX ğına iri yarı bir adam basar... Nasırı acıyan Temel, adamın yanına yaklaşır ve sorar:

— Ula uşak, sen nerelisun?

Adam, Temel'e bakar, nereli olduğunu söyler ve arX dından sorar:



Niye sordun?
Hiç, bu cins ayular hangi memlekette yetişur diye
merak ettum daa... der Temel.
YEMEKTEN SONRA MI?
Doktor hastasını muayene ettikX ten sonra saptadığı perhiz programıX nı yazıyormuş:

— Sabahları bir dilim ekmekle
yüz gram beyaz peynir. Öğleyin biX
raz salata ve haşlama et. Akşamları
bir dilim ekmek, yağsız süt ve bol
meyve yiyeceksiniz...

Hasta:

— Peki doktor bey, bu yazdırdıklarınızı yemekten
sonra mı yiyeceğim yoksa yemekten önce mi?

NİÇİN HAPSEDİLMİŞLER?

Bir komünist Sovyet cezaevinde, 3 mahkûm aralaX rında konuşuyorlardı: Birinci mahkûm üzüntülü bir sesX le:

— Ben işime geç geldiğim için hapsedildim, dedi.
İkinci mahkûm hapis gerekçesine şöyle açıkladı:

— Ben ise, işime erken geldiğim için hapsedildim.
Bir kapitalist casusu ancak işine erken gelir, dediler.



Üçüncü mahkum da şöyle konuştu.

— Ben de işime tam vaktinde geldiğim için hapseX dildim.

Beni de, bir kapitalist saati taşımakla suçladılar.


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:53 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.