![]() |
Başbakan Erdoğan'ın İstanbul Mitingi...(2)/16 Temmuz
aşbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Baykal ve MHP Lideri Bahçeli'yi eleştirdi.
Zeytinburnu Kazlıçeşme'de düzenlenen "Milli İrade Mitingi"nde konuşan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yüklendi. Erdoğan, "İstediği kadar Baykal gündemden düşmüş, tedavülden kalkmış sloganlarla akıl çelmeye kalkışsın. Sonra çıkmış benim kolumda gördüğü bir saat hoşuna mı gitti ne oldu anlamadım, ona kafayı takmış. 'Ben' diyor, 'Öyle marka falan giymem.' Halbuki gömleği falan da marka. Onu da yakaladım. Marka falan giymezmiş. Reklam arasında ona, açıkladığı fiyatı herhalde düşük diye söylediler. İkinci yarıya girdiğinde dedi ki, 'Bir not geldi bana şimdi. Bu saat şu marka, fiyatı da 12 bin dolar falan değil, 60 bin dolar' Sayın Baykal'a diyorum ki, 'Sayın Baykal, bak bu saati çok sevdiysen merak etme ben sana 60 bin dolara vermem. Gel seninle 10-15 arası anlaşalım. Ben de kazanayım. Sen de kazan.' Ama buna da gelemez" diye konuştu. Baykal'ın katıldığı TV programının bandını izlediğini anlatan Erdoğan, "Aman Yarabbim öyle ağlıyor, öyle ağlıyor. Acıdım. Yani şu verdiği mal beyanını bilmesem. Öyle acıdım ki, ben diyorum 'Sayın Baykal, gel sana Yeni Camii önünde bir mendil açalım da bu işi halledelim.' Hakikaten durum çok kötü. 35 yıl taksitle bir tane ev almış. Orada yaşamış. Ancak şimdi Angora evlerinden bir tane villa almış. 'Onu kıskandılar' diyor. Sayın Baykal geç o işi. Önce şu mal beyanını açıkla. İş Bankası'ndaki senetlerini açıkla. Eşinin bütün mal varlığını ortaya koy. Dürüst ol. Bu millet o zaman sana, bak bakalım nerede karnenin notunu veriyor. Gör. Bazı medya patronları CHP'ye çanak tutuyor. Çünkü bizimle hortumlar kesik. Onun için 'ne yapalım ki' diyorlar. İş dünyası bakıyorsun bir araya gelmiş. Diyorlar ki, 'Biz oyumuzu CHP'ye vereceğiz. Ama iktidar olmasını istemiyoruz hiç. 'İktidara kimin gelmesini istiyorsunuz? 'İktidarda AK Parti'nin olmasını istiyoruz' diyorlar. Yani bu ne lahana turşusu, bu ne perhiz anlamak mümkün değil. Siz oyunuzu hizmete, istikrara, güvene mi veriyorsunuz, yoksa bu ülkenin geri gidişine, kayba mı veriyorsunuz? Siz oyunuzu özgürlüklere mi veriyorsunuz, yoksa özgürlüklerin karşısına set çekenlere mi veriyorsunuz? Siz oyunuzu bu ülkede örgütlenmeye mi veriyorsunuz, yoksa örgütlenmenin önünde duranlara mı veriyorsunuz? Siz oyunuzu din ve vicdan özgürlüğünden yana mı kullanıyorsunuz, yoksa bunun önünü kesmek isteyenlere mi kullanıyorsunuz? Mesele bu. Ama maalesef gel de bunu Sayın Baykal'a, Sayın Bahçeli'ye anlat." "BİZ SİZİ ZATEN 12 EYLÜL ÖNCESİNDEN BİLİRİZ" Konuşmasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi de hedef alan Erdoğan, "Yanında bakıyorsunuz bazı haddini bilmez tipler var. Bu haddini bilmez tiplerle beraber terör estiriyorlar. Nerede? Geçen Bursa'da, İstanbul'umuzun bazı yerlerinde yaptıkları iş, demokratik bir mücadele değil. Bursa'da şirketler tarafından megaboard afişler asılıyor. Birinci bölge milletvekili adayı, yanındaki o dediğim kendini bilmez tiplerle ellerinde beysbol sopalarıyla geliyorlar. O afişleri oraya asan 2 delikanlıyı öldürünceye kadar dövüyorlar. Bir tanesi yoğun bakımda yatıyor, biri normal odada yatıyor. İnsaf. Biz seni, zaten 12 Eylül'den önce sizin anlayışınızı biliriz, tanırız. Bu ülkeyi nerelere götürmek istediğinizi biliriz. Dolayısıyla gelip, bu noktada bize milliyetçiliğin tanımını yapma." Bahçeli'nin, Başbakan Yardımcısı iken Azerbaycan, Kazakistan, Çin ve bir de Bulgaristan'a gittiğini söylediğini hatırlatan Erdoğan, "Ne kadar zamanda? 3.5 senede. 'Sayın Başbakan bin 500 günde 150'yi aşkın ülkeye gitmiş, bu israftır, olmaz' diyor. Sayın Bahçeli, sana tavsiyem olsun, sen zaten bu işi yapamazsın. Bu millet seni öyle bir yere getirmez de. Bak, devlette temsil noktasına gelen, dünyaya kapalı kaldıkça, insanını yokluğa mahkum eder. Bugün devlette yönetim demek, uluslararası diplomasi demektir. Tabii ki, ben 150'ye değil, 250'ye yeter ki ulaşabilsem. Benim yardımcılarım da bakanlarım da koşacaklar. Niye? Biz ülkemizin imkanlarını böyle pazarlayacağız. İşte onun içindir ki, sizin döneminizde küresel sermaye 10 yıl Türkiye'ye 1 milyar dolar olarak girdi. Ama geçen yıl bizde 20 milyar dolara çıktı, 1 yıllık küresel sermaye yatırımı. İstihdam, işsizlik diyoruz. Bunları bu yatırımlarla çözeceğiz" diye konuştu. "İSTANBUL'DA DEVRİM YAPTIK" İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte kentte devrim gerçekleştirdiklerini söyleyen Erdoğan, "yapılan kavşak düzenlemesi, tüneller, park bahçeler ve eğitimde atılan adımlarla İstanbul'da bir değişim yaşandı. 2009 yılı sonunda Marmaray ile her iki yakayı birbirine bağlayacağız. Bizden önce bunu niye yapmadılar? Ahırkapı'dan girip bir hilal şeklinde Kız Kulesi'nin güneyinden Haydarpaşa'nın arkasındaki bir bölgeden çıkaracak bu sistem sayesinde köprülerin yükünün azalacak" şeklinde konuştu. İstanbul'da 15 bin derslik yaptıklarını ve kentte tüm mülki sınırları büyükşehir sınırlarına aldıklarını hatırlatan Erdoğan, "Almamızın sebebi, bütün o modern anlayışın en ücra köşedeki köylere de yansımasını sağlamak. Bayrampaşa Cezaevi'ni uluslararası yasalara uygun şekilde Silivri'deki yapıya taşıyacağız, yıllar yılı yapılamayan Bakırköy Adliyesi'ni 2 yılda bitirdik. Kartal'da dev bir adalet sarayı yaptık, Çağlayan'da yine dev bir adalet sarayının inşasına başlayacağız" dedi. İstanbul'da hedeflerin 60 bin toplu konut yapmak olduğunu dile getiren Erdoğan, 5 yeni vakıf üniversitesi daha kuracaklarını söyledi. Başbakan Erdoğan konuşmasının sonunda ise, "Bir ahdimiz vardı. Buna hazır mıyız? Neydi o? İstiyorum ki, Süleymaniye'nin ihtişamını gören, Topkapı'yı, Dolmabahçe'yi ziyaret eden bir kez bu şehirdeki şehitlikleri selamlayan, bu şehirde bütün farklı inançların yüzyıllarca bir arada yaşadığını bilen kimse, ama kimse, sizler gibi inanıyorum ki, sizler gibi büyük düşünür, asla küçük düşünmez. Burada kimsenin yaşama biçimi, yaşama üslubu diğerini tehdit etmez. Burası bir emniyet yurdu, İstanbul'dur, Türkiye'dir. Biz buna böyle bakarız. Burası bir tahammül ve uzlaşı kentidir. Burası İstanbul'dur. Bu İstanbul, Bursa'yı, gözünün ışığı gibi koruduğu gibi Van'ı, Diyarbakır'ı da Trabzon'u da Sivas'ı da Konya'yı da Edirne'yi de Sakarya'yı da gözünün ışığı gibi korur ve himaye eder. Bu, İstanbul'da Saraybosna'nın, Gümülcine'nin, Mostar'ın, Üsküp'ün, Filibe'nin, Kırcaali'nin, Dobruca'nın, Sancak'ın, Priştina'nın emaneti var bu kentte. Bu İstanbul, İskeçe'nin, Magosa'nın, Girne'nin , Kerkük'ün, Kırım'ın, Hicaz'ın, Şam'ın, Bağdat'ın, Yemen'in, Trablus'un da emanetini ve hatırasını saklar. Burada Bakü'nün kardeşliğini hissederiz. Karadağ'ın acısını yüreğimizde taşırız. Burada Bişkek'in, Taşkent'in, Almaata'nın kardeşliği, yüreğimizi zenginleştirir." Erdoğan, karşıdan fark ettiği balıkçı teknelerini işaret ederek, "Bak onlar mazotun ne olduğunu bilirler Sayın Baykal, ziyaret et de sana bunun dersini bir versinler" dedi. İstanbul milletvekili adaylarıyla birlikte halkı selamlayan Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile birlikte meydanda bulunan vatandaşlara çiçek attı. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:04 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.