Hayat
 

Hayat

Hayat; cehennem sıcağı ağustos ikindisinde
boynunu bükmüş bir gonca gülün
bir damla suya hasreti

Hayat; karakışın ardından
kardın başını uzatan kardelenin ruhundaki inat

Hayat; yüzüne başka yüzün değmesini istemeyen
ayçiçeğinin güneşe ibadeti

Hayat; lise sıralarına kazınan isimlerin yürkte
bıraktığı sızı

Hayat; Sonbaharda daldan kopmamak için direnen
yaprağın medetsiz yalnızlığı

Hayat; ölümle yaşama arasındaki o ince çizgide
tercihini yaşamdan yana koyanın
yüreğindeki umut

Hayat:gözünü kan bürümüş kurdun önündeki yaralı ceylanın
umarsız çırpınışını

Hayat; dolunaysız *******de
yıldız saymak ve her kayan yıldızda
kaybolan bir hayata yanmak

Hayat; dünyaya ağlayarak gelen bir bebeği gülerek karşılamak

Hayat; varoşlarda koybolan hayatların ahını anlamak

Hayat; yaşam için ölüme el sallayan gerillanın gözlerindeki
öfke ve umut

Hayat; kör kuyunun dibindeki yusufun gördüğü rüyaya inanması

Hayat; hiç olmadık anda gelebilecek ölümü karşılayabilecek kadar doya doya yaşamak

Hayat:sevgilinin dudaklarındaki nemi dudaklarında hissedebilmek

Hayat; yağmur sonrasındaki toprak kokusunu
bütün hücrelerinde hissedebilmek

Ve Hayat; sen hiç gelmesen bile
hayal kurup sabırla bekleyebilen beni yüreğimdeki a