Tufanla Gelen
 

Bir merdiven dayadım gecenin zifirisine
Cebimde bir avuç bulut tanrıdan aşırdığım
Kara kaleme çalışırken ressamı karanlığın
Sana veremediğim gülü boyadım pasteliyle kanımın
Sonra Savurdum pruvasından mavnamın
Gülümün öldüğü yerde bir balık gördüm
Ağlıyordu gölgesinde yakamozların

Şarkılar söylüyordu
Akortsuz neşeleriyle Deniz kızları
Laciverde çalan atlar şahlanıyordu
Dalgaları katmış önlerine tufana hazırlanıyordu
Yıldızlar damlatıyordu ışıklarını
Kayıklar çekilmiş iskeleye Saklanıyordu.
Ay sırılsıklam aşık Güneşe
Kıyıda kurulanıyordu.
Cigaramın Firari dumanı
Soluğumu tıkıyordu
Zaman mı?
O kafasına göre takılıyordu (Hep öyle yapmaz mı zaten)

Bir peri kızı uzanmış yatıyordu
Taştan sedirinde kayaların
Eğilmiş suyun aynasında saçlarını tarıyordu
Yosun gözleri yemyeşil bir huzur vaat ediyordu
Ve Çiğ taneleri düşüyordu gözlerinden omuzlarına
Ordanda masmavi bir damla olup
Akıyordu karanlık sulara

Bana mutluluğun ezgisini çalıyordu
Ölümün harpıyla
Kapılıp vahşi dalgalara
Parçalanmamı istiyordu kayalara

Şimdi bir güvercin takla atıyor şuramda
İçim pırpır kelebek
Toy bir düğüne doğru
Sürüyorum mavnamı kayalıklara